Connect with us

BANKA HABERLERİ

ÖDENEMEYİP DÖNDÜRÜLEN KART BORCU 186 MİLYAR TL

Vatandaş 186 milyar liralık kart borcunun sadece faizini ödüyor:
Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu’na göre vatandaşın kredi kartı borcu son 1 yılda 480 milyar lira artarak 940 milyar liraya çıktı. Yüzde 60’ını ücretlilerin oluşturduğu kart kullanıcıları bu tutarın her ay yüzde 20’sini yani 186 milyar lirasını ödeyemiyor ve faize bırakıyor. Vatandaş bunun için her ay bankalara 5.6 milyar lira faiz ödüyor. 25 bin TL ve altı limite sahip kredi kartlarında ise limit kullanım oranının yüzde 60’a çıktı. Raporda ücretli çalışanların borçlanmada payının otomobilde yüzde 60’tan yüzde 75’e ihtiyaç kredisinde yüzde 67’den yüzde 74’e konutta 65’ten 68’e ve kredi kartında 57’den yüzde 60’a tırmandığı görüldü.

Yayınlanma:

|

Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu kredi kartı borcunun giderek arttığını dahası ödenemeyen tutarın da giderek ciddi boyutlara ulaştığını ve vatandaşın bunun için önemli bir faiz yükünü üstlendiğini ortaya koydu. Rapora göre konut ve taşıt kredileri ciddi fren yapıp ihtiyaç kredileri kullanımı ise faiz oranlarının artışı ise hız keserken vatandaşın kredi kartı borcu son 1 yılda 480 milyar lira artarak 940 milyar liraya çıktı. Yüzde 60’ını ücretlilerin oluşturduğu kart kullanıcıları bu tutarın her ay yüzde 20’sini yani 186 milyar lirasını ödeyemiyor ve faize bırakıyor. Vatandaş bunun için her ay bankalara 5.6 milyar lira faiz ödüyor.

Merkez bankasına göre asgari ödeme oranı ve üzerinde ödeme yapılan kartlarda faize bırakılan borçların toplam kart bakiyesine oranı yüzde 12,6 ve asgari ödeme oranının altında ödeme yapılan kartlarda gecikmeye bırakılan borçların oranı yüzde 8,1 seviyesinde. Son aylarda, gecikmeye bırakılan borcun toplam kredi kartı bakiyesine oranı yüzde 20 civarına ulaştı.

KULLANIMIN ARTMASININ ÜÇ NEDENİ VAR

Raporda kredi kartı kullanımının artması temel mal ve hizmet fiyatlarında yaşanan artışlar, dijitalleşme kaynaklı kullanım kolaylıkları ve 2023 yılı ilk yarısına kadar akdi faiz oranlarının diğer bireysel kredi türlerinin altında olması gösterildi. 1 Kasım 2023 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Merkez Bankası tarafından belirlenen akdi faiz oranı (alışveriş ve nakit çekim faizi) aylık yüzde 3,66, gecikme faiz oranı ise aylık yüzde 3,96 düzeyinde bulunuyor. Konut ve ihtiyaç kredileri ise GSYİH’ye oranla tarihsel ortalamasının altında daralma eğilimini sürdürdü. Konut kredilerinin 2012-2019 döneminde yaklaşık olarak yüzde 37 olan bireysel kredilerdeki payı yüzde 21’in altına geriledi. İhtiyaç kredisi payı dönem ortalamasına yakın seyrederken kredi kartının payı ise artış kaydederek yüzde 38’e ulaştı.

BEYAZ AŞYA ALIMLARI İHTİYAÇ KREDİSİNİ ARTIRDI

Son yıllarda Türkiye’de konut fiyatlarının yüksek seyri, konut kredileri üzerinde makroihtiyati politikaların sıkılaştırılması ve konut kredilerinin uzun vadeli olması nedeniyle mevcut faiz seviyelerinin borç servisini artırması konut kredisi büyümesini yavaşlattı. Ayrıca, Türkiye’de konut kredilerinin gelişmiş ülke uygulamalarına göre daha kısa vadeli kullandırılması ve borcun sabit faizli yapısı nedeniyle zaman içinde anapara borcun azalması gibi faktörler de konut kredisi/GSYİH oranının diğer ülke ortalamalarının altında kalmasına neden oldu. Kredi kartlarının yaygın kullanımı ve dayanıklı/yarı dayanıklı mal ve hizmet alımlarında ihtiyaç kredisi kullanım tercihleri Türkiye’de konut hariç bireysel kredilerin GSYİH’ye oranının bir miktar daha yüksek kalmasında etkili oluyor.

FAİZ ARTIŞI HIZINI KESTİ

Ancak ihtiyaç kredisi faizlerinde görülen yükseliş ile birlikte kredi artışı hız kesti, kredi borcu bulunan kişi sayısında da gerileme gözlendi. Menkul kıymet uygulaması kapsamında 70 bin TL üzeri kredi kullandırımlarında referans faiz oranının iki katı olan faiz eşik değeri, yılın ilk yarısında kullandırımların daha küçük montanlı kredilerde yoğunlaşmasına ve kredi artışının sınırlanmasına neden oldu. İhtiyaç kredisinde risk ağırlıklarının artırılması söz konusu kredilerin özkaynak maliyetini de yükseltti. Diğer yandan faiz artışının yanı sıra BDDK tarafından alınan karar doğrultusunda ikinci tapulu evini alacaklar için kredi değer oranının yüzde 75 azaltılarak uygulanmasının ve söz konusu krediler için risk ağırlığının yüzde 35’ten yüzde 150’ye çıkarılmasının konut kredisi borcu olan kişi sayısında azalmaya neden oldu.

ÇALIŞANLAR BORÇLANIYOR

Raporda son yıllarda bireysel kredi kullanımlarında ücretli çalışanların payının arttığına dikkat çekildi. Bu gelişmede, çalışan ücretlerinde yapılan güncellemeler, bu kesimde gelir oynaklığının düşük olması ve bankaların da kredi risk yönetimi açısından bu kesime yönelmesinin etkili olduğu belirtildi. Raporda ücretli çalışanların borçlanmada payının otomobilde yüzde 60’tan yüzde 75’e ihtiyaç kredisinde yüzde 67’den yüzde 74’e konutta 65’ten 68’e ve kredi kartında 57’den yüzde 60’a tırmandığı görüldü.

VATANDAŞIN KREDİ KARTI BORCU SON 12 AYDA 480 MİLYAR LİRA ARTTI
12/2022 (Milyar TL) 12/2022 (GSYİH’e oran) 06/2023 (Milyar TL) 06/2022 (GSYİH’e oran) 09/2023 (Milyar TL) 09/2023 (GSYİH’e oran) 3 aylık büyüme (%) (Yıllıklandırılmış
Toplam Yükümlülükler 1.670 11,1 2.324 12,1 2.512 11,3 36,5
Konut Kredisi 413 2,7 497 2,6 508 2,3 9
Taşıt Kredisi 60 0,4 91 0,5 94 0,4 15,4
İhtiyaç Kredisi 701 4,7 894 4,7 929 4,2 16,4
Bireysel Kredi Kartları 460 3,1 803 4,2 940 4,2 87,7
VYŞ Alacakları 36 0,2 39 0,2 41 0,2 25,1

YOKSULLAR KARTA YÜKLENDİ

Merkez’e göre bireysel kredi kartı aktif kullanıcı sayısında ve kişi başı borç tutarında artış sürdü. İhtiyaç kredilerinde görülen faiz oranlarındaki yükselişin ardından hanehalkının kredi kartı kullanımına yöneldiği görüldü. Diğer yandan gelir artışları sonrası yapılan limit güncellemeleri kredi kartı kullanım kapasitelerini etkiledi. Yüksek limitli kartlarda limit kullanım oranı gerilerken 25-100 bin TL arası limite sahip kartlarda doluluk sınırlı artış sergiledi. 25 bin TL ve altı limite sahip kredi kartlarında ise limit kullanım oranının artışını sürdürdüğü görüldü.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.