Connect with us

BANKA HABERLERİ

Prof. Dr. Korkut BORATAV: IMF dünyaya nasıl bakıyor?

Yayınlanma:

|

IMF ve Dünya Bankası’nın her yıl Nisan ve Ekim aylarında birlikte düzenlediği toplantılardan bu yıl ikincisi 10 Ekim’de Washington’da başladı.

Bu toplantılarda dünya ekonomisine ilişkin raporlar da yayımlanır.  Kapsam açısından öne çıkan, IMF’nin Dünya Ekonomik Görünümü (“World Economic Outlook” / WEO) başlıklı raporudur.

Bu rapor, 11 Ekim 2022 günü yayımlandı. WEO’nun ülke ve bölgelere ilişkin ayrıntılı istatistiklerini içeren veri bankası (“databank”) da o tarihte güncelleşti. Önümüzdeki haftalarda IMF’nin güncelleşmiş Türkiye istatistiklerini ve ülkemizi de ilgilendiren öngörülerini okurlarımla paylaşmayı düşünüyorum.

Bugün IMF başkanı Kristalina Georgieva’nın sözü edilen toplantı arifesinde (6 Ekim’de) Georgetown Üniversitesi’ndeki konferansını değerlendireceğim. Konferans metni bir yandan Başkan’ın “dünyanın hali” üzerindeki ilginç görüşlerini içeriyor. Bir yandan da Ekim 2022 tarihli WEO’ya bir “sunuş” niteliği de taşıyor. Konferanstaki bazı önerileri rapordaki çözümlemelerle bütünleştireceğim.

Üç yılda üç şok: Dünya bir yol ayrımında

Başkan Georgieva, konferansına şu ifadelerle başlıyor: “Üç yıldan daha kısa bir sürede şok, tekrar şok, tekrar şok yaşadık: Önce Covid. Sonra Rusya’nın Ukrayna’yı işgali. Sonra da bütün kıtalarda iklim felaketleri.

Ukrayna işgalinden sonra da yaşanan “iklim felaketleri” ile, herhalde, Çin’de kayda geçmiş en ağır kuraklık, Pakistan’daki sel felaketi ve Küba ile ABD’de ağır yıkıma yol açan Ian Kasırgası kastedilmektedir.

Georgieva devam ediyor: “Bu şoklar hep beraber fiyatları, özellikle gıda ve enerji fiyatlarını yukarı çekmekte ve bir hayat pahalılığı krizine yol açmaktadır.” Daha da önemlisi, IMF Başkanı’na göre bu kesintisiz şoklar, dünyamızı ciddi bir dönüşüm eşiğine getirmiştir:

Küresel ekonomide köklü bir yön değiştirme (“shift”) içinden geçiyoruz. Göreli olarak öngörülebilen, uluslararası ekonomik ilişkilerin kurallara dayalı bir çerçeveye dayandığı; faiz oranlarının ve enflasyonun düşük olduğu bir dünya son buluyor.

Belirsizliklerin yoğunlaştığı; ekonomik dalgalanmaların, jeopolitik çatışmaların arttığı; doğal felaketlerin sıklaştığı, daha tahripkâr olduğu; herhangi bir ülkenin kolaylıkla ve sık sık yoldan çıkabileceği (“thrown off course”) bir dünyaya geçiyoruz.

IMF Başkanı ne yapıyor? Sadece “küresel ekonomi” için değil, dünyanın, insanlığın geleceği için bir felaket senaryosu öngörüyor. Dahası, sorumluları da ima ederek…

Uluslararası ekonomik ilişkilerde kurallara dayalı bir çerçeveyi” çiğneyen kimdir? BM Güvenlik Konseyi kararlarına dayanmayan ağır ekonomik yaptırımları beğenmediği rejimlere uygulayan ABD değil mi? “Jeopolitik çatışmalar içinde yoldan çıkabilecek ülkeler” ifadesi ile, nükleer kıyamet olasılığını sorumsuzca ve açıkça güncelleştiren Rusya ve ABD kastedilmiyor mu?

Kristalina Georgieva’nın yönettiği uluslararası kuruluşun en büyük hissedarı ABD’dir. Resmî bir IMF belgesi olmayan bir konferans metninin kendisine sağladığı özgürlük alanını ancak bu kadar kullanabilmiş olsa gerektir.

Konferansın bu bölümünü, Kristalina Georgieva’nın IMF Başkanı değil, bir “dünya vatandaşı” olarak ciddi, saygın bir uyarısı olarak yorumlayabiliriz.

Büyüme öngörüleri ve temel sorunlar

IMF Başkanı konuşmasını, dünya ekonomisine ilişkin öngörülerle sürdürüyor.

Korona salgınını izleyen 2021’de küresel ekonominin yüzde 6,1 oranında büyüdüğünü hatırlatıyor ve devam ediyor: “IMF olarak canlanmanın devam edeceğini ve enflasyonun hızla son bulacağını düşünüyorduk. Kesintisiz şoklar ekonomik tabloyu tümüyle değiştirdi. Son WEO Raporu ile birlikte büyüme öngörülerimizi üç kere aşağıya çektik. 2023 sonuna kadar dünya ekonomisinin üçte birini oluşturan ülkelerde en az iki çeyrek daralma yaşanacağını öngörüyoruz.

Pozitif büyüme gerçekleşse dahi, reel gelirlerdeki aşınma ve artan fiyatlar yüzünden bir daralma gibi hissedilecektir. Bugün ile 2026 arasında küresel ekonomide 4 trilyon dolarlık bir hasıla kaybı gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Alman ekonomisi büyüklüğünde bir kayıp söz konusudur. Enflasyon ise kalıcı hale gelmiştir.

Georgieva, korona, savaş, iklim felaketleri gibi arz kaynaklı şokların yol açtığı temel bozukluğu, “hayat pahalılığı (geçim) krizi” veya “kalıcı hale gelen enflasyon” ayrımı içinde ele alıyor. İstatistiklerde ve görünüşte aynı olgudur. Sonuçları ve tedavi yöntemleri ise farklıdır.

İlki için önerilen tedavi, kamu maliyesi odaklıdır ve öncelikle “yükselen ve gelişmekte olan ekonomiler” için önerilmektedir.

Batı’ya odaklanan “genel anti-enflasyonist politikalar” ise para politikasına dayanmaktadır ve ayrıntıları WEO Raporu, Bölüm 2’de tartışılmaktadır.

Hayat pahalılığı krizine karşı kamu maliyesi

Georgieva’ya göre, enerji ve gıda fiyatlarındaki artışa karşı maliye politikası, düşük gelirli grupları hedeflemeli, geçici tutulmalıdır. Bütçe kaynaklı parasal aktarımlar öncelik taşımalıdır. Başkan, kamu açıkları yoluyla toplam talebi genişleten maliye politikalarından kaçınılmasını savunuyor.

Çevre ekonomilerinde kamu açıklarının frenlenmesi, olası bir dış borç krizine karşı alacaklıları (uluslararası finans kapitali) koruma önceliğiyle bağlantılıdır. Georgieva, yükselen ekonomilerin en az dörtte birinin temerrüt içinde olduğunu veya tahvillerinin iflas eşiğinde fiyatlandığına dikkat çekiyor.

IMF Başkanı, önümüzdeki dokuz ayda yükselen piyasa ekonomilerinden portföy çıkışlarının hızlanacağını öngörüyor. Olası bir ödemeler krizine karşı sermaye girişleri bugünden frenlenmelidir. IMF’nin yeni doktrini, bu amaçlı sermaye denetimlerini onaylamaktadır.

Georgieva, fiyat kontrollerinin fiilen etkisiz olduğunu; bu nedenle sınırlı ve geçici tutulmasını öneriyor. Ne var ki, temel tüketim malları ve enerjiden alınan dolaylı vergilerin indirilmesi ile gerçekleşen fiyat kontrolleri savunulabilir. Avrupa’da etkili olduğu gözlenmiştir.

Batı enflasyonunda ücret-fiyat sarmalı korkusu

Georgieva’nın konferansından Ekim 2022 tarihli WEO Raporu’ndaki Bölüm 2’ye geçelim.  Burada, Batı’da hızlanan enflasyonun genel anlamda sermaye, özellikle de finans kapital için taşıdığı risklere dikkat çekiliyor.

En ciddi risk, bir ücret-fiyat sarmalının yerleşmesinden kaynaklanır. Kronik, yüksek enflasyon ortamında finans kapitalin borç senetlerine para bağlayan rantiye katmanları, reel varlık (servet) kayıplarına, devlet tahvillerinde net negatif (eksi) getirilere mahkûm olur.

Ücretler enflasyonu gecikerek izlemeli ki, şirketlerin kronik enflasyondaki avantajlı konumları korunabilsin. IMF için bu dengesizlik ehvendir. Maliyet artışlarının (“mark-up katsayıları” aracığıyla) kârların toplamına ve katma değerdeki payına fazlasıyla yansımasını son yıllarda AKP Türkiyesi’nde yaşıyoruz.

WEO Raporu, 2021 sonuna kadar Batı ekonomilerinde ücret hareketlerinin enflasyon beklentileri ile uyumlu seyrettiğini belirliyor. Gerçek enflasyon beklentileri aşmış; reel ücretler aşınmıştır. Katma değerde kârların payı (gerçek enflasyonu anında izleyen “mark-up katsayıları” sayesinde) yükselecektir. IMF Raporu bu olağan tespitin nicel sonucunu vermiyor.

Ücretlerin geçmiş enflasyona endekslenmesi ise, kâr payını frenleyen ücret-fiyat sarmalına yol açar. Sonucun önlenmesi için daraltıcı para politikası erkenden uygulanmalı; işgücü talebi ve istihdam kısılarak emek hizaya getirilmelidir.

WEO raporu, 1979 sonrasında FED’in Volcker başkanlığında uyguladığı faiz artışlarını örnek gösteriyor. Ücret-fiyat sarmalının önlendiği, emeğin disiplin altına alındığı bu dönüşüm, ABD’de neoliberalizmin başlangıcını da simgelemiştir.

WEO Raporu Bölüm 2, Batı ekonomileri için IMF’nin geleneksel sınıfsal konumunu içeriyor. Ben Michal Kalecki’nin Marksist analizini kullanarak deşifre etmeye çalıştım.

Prof. Dr. Korkut BORATAV

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

BANKA KİRALIK KASA ÜCRETLERİ 20 BİN LİRAYI GEÇTİ

Yayınlanma:

|

Son yıllarda banaklardaki kiralık kasalara olan talep patlamasını bankalar fırsata çevirdi. Kiralık kasalar Bankalar için ciddi ücret ve komisyon geliri sağlarken  alınan depozitoları bazı bankaların vadesizde blokeli tutması ise müşterilerin tepki ve şikaytelerine neden oluyor.

TCMB ve BDDK’nın bu alanda düzenleme, denetleme yapmaması bankaların elini serbest bırakırken çoğu bankada boş kiralık kasaların kalmaması da kira ücretlerin fahiş düzeye ulaşmasına neden oldu.

Bazı bankalar yıllık ücretleri 20 bin Lirayı geçerken; müşterilerin rabet ettiği küçük kasa kiraları dahi 2-9 bin TL arasında değiştiği görüldü. Bankalar arasındaki kira ücret farkını açılmasında TCMB’nin bu alanda düzenleme yapmaması neden oldu. İŞBANK ve YAPI KREDİ Bankaları kiralık kasa ücretlerinde en fazla tarife ile ön plana çıkmış durumda. Kamu ile Katılım Bankaları özel bankalara göre daha makul kira ücret talep ettiği görüldü.

Kiralamadan önce mutlaka araştırın, pazarlık yapın

Bankalar arasında kiralık kasa ücret farkının fazla olması müşterileri banka banka dolaşıp fiyat almaya yönlendirirken, özellikle İstanbul gibi metropollerde bankalardaki boş kiralık kasa olmaması da vatandaşı çaresiz bankaların insiyatifine bırakmış durumda. Diğer taraftan özellikle banka ürünlerini kullandığınız banka ile kira ücretlerinde pazarlık yapılması faydalı olacaktır. Zira bazı bankalar müşterilerini kaybetmemek için ücretlerde indirim veya hiç almama yöntemini veya depozito almama yönünde ayrıcalıklar uygulayabiliyor. Depozitonun döviz veya vadeli hesapta tutulması ileriye yönelik maddi kaybı da önlerken, bazı bankaların depozitoyu vadesizde TL olarak tutması müşterilerin tepkisine neden oluyor.

Anahtar kaybolur is ene oluyor?

Kiralık kasalar biri bankada biri de müşteride olmak üzere çift anahtar ile açılabiliyor. Kasa anahtarı müşteri kaybetmesi halinde, çilingir ve kilit değişim için depozito almayı tercih ediyor. Diğer taraftankiralık kasa sahibinin vefat etmesi halinde noter huzurnda mirasciların gözetiminde kasalar açılarak çıkan varlıklar tutanağa geçirilip, mahkeme kararı ile hak sahiplerine veriliyor.

Kiralık Kasalar niçin tercih ediliyor

Son yıllada Dolarizasyon ve Piyasalardaki Güvenin kaybolması Kiralık Kasalara olan talebi artırırken; kiralık kasalarda ciddi döviz ve Altın biriktiğini tahmin temek zor değil. Zira, son yıllarda yaşanan su baskınlarından olumsuz etkilenen banka kasalarının noter huzurunda açılmasında kasalardan döviz ve altın çıktığı tespit edilmişti. Diğer taraftan, son yıllarda Ukrayna, Rusya savaşı ile gelen yabancı vatandaşlar yanında gurbetçi olarak yurt dışında çalışan Türk Vatandaşlarının da kiralık kasalara olan talep arttığı gözlemlendi.

Dikkat Sigorta kapsamında değil 

Özellike döviz ve altın gibi varlıklar kiralık kasalara konurken bu kasaların hısrızlık, yangın gibi olumsuzlukta banka sigorta kapsamında olmadığı bilinmesi gerekiyor. Son Kahramanmaraş merkezli depremde çoğu bankanın kiralık kasaları hasar görülürken bazı kasalara ulaşılamamış vatandaş maddi kayıplar yaşanmıştı.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Yapı Kredi’den 500 milyon dolarlık borçlanma

Yapı Kredi CEO’su Gökhan Erün, “Bankamıza ait işlemlerinin yüksek ilgi görmesi hem ülkemize hem de bankamıza duyulan güveni bir kez daha ortaya koyuyor.” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapı Kredi 500 milyon dolarlık ilave ana sermayeye dahil edilebilir borçlanma aracı ihracını tamamladı. İhraçta nihai getiri yüzde 9,75 olarak gerçekleşti.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, Yapı Kredi’nin başarıyla tamamladığı işleme, yurt dışı yatırımcılardan iki katından fazla talep geldi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Yapı Kredi Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Erün, güçlü sermaye yapılarını koruyarak, geleceğe sağlam adımlarla ilerlediklerini belirterek, ‘2024 yılının ilk ayında sağlıklı bilanço yapımızı daha da iyileştirmek adına Yapı Kredi olarak, 650 milyon dolarlık sermaye benzeri tahvil ihracını başarıyla gerçekleştirmenin gururunu yaşamıştık. Son olarak 500 milyon dolarlık ilave ana sermayeye dahil edilebilir borçlanma aracı ihracımıza gelen iki katından fazla talep ile aynı gururu bir kez daha yaşadık.’ ifadelerini kullandı.

2023 yılının üçüncü çeyreğinin sonundan itibaren uluslararası piyasalardan sağladıkları kaynağın yaklaşık 2 milyar dolara ulaştığına dikkati çeken Erün, ‘Uluslararası piyasalarda, bankamıza ait işlemlerinin yüksek ilgi görmesi hem ülkemize hem de bankamıza duyulan güveni bir kez daha ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde de sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme stratejimiz doğrultusunda tüm paydaşlarımız için fark yaratarak bir adım önde olmayı sürdüreceğiz.’ değerlendirmesinde bulundu.

Yapı Kredi’nin ilave ana sermayeye dahil edilebilir borçlanma aracı ihraç edilmesi işleminde Abu Dhabi Commercial Bank, Bank of America, Citibank, Emirates NBD, Morgan Stanley ve Standard Chartered görev aldı.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Yatırım Tavsiyesi: Çikolata alın

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • TCMB’nin geçen haftalarda dezenflasyon sürecini tesis etmek adına atmış olduğu güçlü adımlar ya da tabir caizse el freni çekmesi sonrasında döviz piyasasında türbülans iyice azalsa da, ilacın yan etkisi bu sefer de hisse senetlerini vurdu. TL referans faiz oranının %52,42 seviyesine yükselmesi dahası %60 seviyesini aşan kredi faizleri, şirket performanslarını negatif etkilemeye başladı.
  • Yüksek faizin kredi piyasasını soğutmaya başladığını, krediye ulaşımın da zorlaştığını (miktarsal sıkılaştırma) tüketicinin kredi olmadan talebi yavaşlattığını, şirketlerin yüksek kredi faizleri karşısında beklemeye geçerek yatırımı da yavaşlaması / ertelemesi, elbette borsa için iyi bir haber teşkil etmiyor. TCMB’nin agresif adımlarının Türkiye’ye mesafeli bakan yabancı yatırımcının ‘soğukluğunu’ kıracağını ve Türkiye’ye geri geleceklerini fiyatlayan Borsa İstanbul’un lokomotif endeksi bankacılık sektörü bile dün olumsuz havadan negatif etkilenerek günü %2,60 düşüşle tamamladı (geçen haftayı %12,87 yükselişle güçlü bir şekilde tamamlamıştı). Genele yayılan satışların gölgesinde ana endes de %2,5 düşerken, CDS risk primi 318 baz puan ile yatay bir seyir izledi. USDTRY kuru ise kamu kontrolünde bebek adımları ile yükselişine devam ederken 32,20 seviyesine geldi.
  • Haber akışında, Hazine ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) arasında deprem bölgesine 500 milyon euro finansman desteği sağlanmasına ilişkin mutabakat zaptı imzalanırken, Türk Eximbank, Japon İhracat ve Yatırım Sigorta Kuruluşunun (NEXI) %100 oranında sigortası ve T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığının garantisi altında bir bankalar konsorsiyumundan 140 milyon Euro tutarındaki 10 yıl vadeli kredi anlaşması imzaladı. Kredi kanallarının uygulanan ortodox para politikaları ve yüzünü Batıya dönen Türkiye sonrasında kademeli bir şekilde açılacağını paylaşmıştık.
  • Yurtdışı cephede ise sakin havanın korunduğunu görüyoruz. Paskalya haftası olması ve Cuma ve Pazartesi günlerinin pek çok ülkede tatil olması nedeniyle haftanın genelinin de yavaş ilerleyeceğini belirtmiştik. Dün fiyat boyları kısalırken, piyasalar ABD’de Cuma günü FED’in enflasyon göstergesi olarak kabul ettiği kişisel tüketim harcamaları (PCE) endeksi bekliyorlar. PCE verisinin Şubat ayında %0,3 yükseleceği, yıllık bazda ise %2,8 seviyesinde sabit kalacağı öngörülüyor. Bu oranların üzerinde bir artış görülmesi durumunda, Haziran ayında yönelik beklenen faiz indiriminin de zarar görebileceğini düşünüyoruz. FED Başkanı Powell’ın geçen hafta ümitleri yeşerten açıklamaları ardından vadeli işlemler Haziran’da %60 olasılıkla faiz indirimine gidileceğini fiyatlıyorlar.
  • Bültenimizi pek de sıkıcı olmadan ya da gündemin sakin olması nedeniyle aynı şeyleri tekrar etmeden biraz da son günlerin popüler konusu kakao fiyatlarına bakmak istiyoruz. Dün kakaonun ton fiyatı 10bin doları aşarak rekorunu daha da geliştirdi. Yükselişin arka planında olumsuz hava koşullarının ve regülasyonların etkili olduğu görüyoruz. Seneyi 4bin dolar civarından karşılayan kakaonun %130 artış kaydetmesi sonrasında çikolata fiyatlarının artacağına kesin gözüyle bakıyoruz. Hazır emtialardan söz etmişken, DXY ve ABD 10 yıllık tahvil faizinin sakin bir seyir izlemesine paralel, altın ve bitcoin defans hattını güçlü tutarak sırası 2,175 ve 70bin dolar seviyelerinde işlem görmeye devam ettiklerini not edelim. Teknik bir bakış açısı ile altında 2,550 dolar hedefimizi korurken, Bitcoin’in cephesinde ise riskleri yukarı yönlü görmeye devam ediyoruz.
  • ABD’nin doğusundaki Maryland eyaletine bağlı Baltimore kentinde bulunan yaklaşık 2,5km uzunluğundaki Francis Scott Key Köprüsü, büyük bir geminin çarpması sonucu çöktü ve köprü üzerindeki araçlar suya düştü. Baltimore köprüsünde meydana gelen kaza sonucu ABD ticaret performansının olumsuz etkileme ihtimali göz ardı edilmemelidir.
  • Yeni gün başlangıcında, Asya genelinde borsaların Paskalya tatili nedeniyle erken bitecek olan haftada yön bulmakta zorlandıklarını görüyoruz. Japonya borsası, YEN’in dolar karşısında 151,80 seviyesine yaklaşması ve Japonya Merkez Bankası’nı (BOJ) piyasaya müdahale edebileceği endişesine rağmen ihracat performansının artacağı beklentisi ile yükselirken, Şangay borsası ise geriledi. BOJ, en son Ekim 2022’de yen dolar karşısında 151,94 seviyesini gördüğünde piyasaya müdahale etmişti. İsveç Merkez Bankası (Riksbank) para politikası kararını günün ilerleyen saatlerinde açıklayacak. Beklenti, merkez bankasının politika faizini sabit tutacağı yönünde ancak piyasalar Haziran ayında faiz indirimine gidileceğine dair ipucu verilmesini bekliyor.

>Kakao

Dünyanın başlıca kakao üreticileri olan Gana ve Fildişi Sahili’ndeki büyük kakao işleme tesisleri, fiyatı hızla artan kakao çekirdeklerini satın alamadıkları için kakao işlemeyi azaltmak ya da durdurmak zorunda kaldı. Bu durum, dünya genelindeki çikolata fiyatlarının daha fazla yükseleceği anlamına geliyor.

1711518483da78b605f7a756fdd2b6419103768d9d_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.