Connect with us

BANKA HABERLERİ

QNB Finansbank depremzede çocukların eğitimi için harekete geçti

QNB Finansbank Minik Eller Büyük Hayaller Eğitim Bursu ile depremzede 350 öğrenciye tüm eğitim hayatları boyunca destek olunurken, toplamda 2 bin 400 adet burs desteği sağlanacak

Yayınlanma:

|

 QNB Finansbank, depremden etkilenen çocukların eğitim hayatları yarıda kalmasın diyerek, Türk Eğitim Vakfı (TEV) ve Türk Eğitim Derneği (TED) iş birliğiyle 36 milyon TL‘lik Minik Eller Büyük Hayaller Eğitim Bursu‘nu hayata geçirdi.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, QNB Finansbank, bu yıl depremden etkilenen çocuk ve gençlerin hayallerini desteklemek üzere başlattığı kampanya ve yayınladığı film ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda herkesi eğitime desteğe çağırdı.

Filmde, deprem bölgesindeki çocuk ve gençlere yönelik projelerde değerlendirilmek üzere ayırdığı 50 milyon TL’lik desteğin 36 milyon TL’siyle TEV ve TED ile kurulan bursu duyuran banka, herkesi bu eğitim seferberliğine davet etti.

QNB Finansbank Minik Eller Büyük Hayaller Eğitim Bursu ile depremzede 350 öğrenciye tüm eğitim hayatları boyunca destek olunurken, toplamda 2 bin 400 adet burs desteği sağlanacak.

Türkiye’nin yaşadığı deprem felaketi sonrası oluşan bir yıkıntının içinde duvarda asılı kalan ikonik Atatürk fotoğrafının görüntüsü ile başlayan reklam filmi, eğitimin önemine dikkati çekiyor. QNB Finansbank’ın da önceliğinin çocukların ve gençlerin eğitimi olduğunun ve bu konuda var gücüyle çalışmaya devam edeceğinin altı çiziliyor.

QNB Finansbank Minik Eller Büyük Hayaller Eğitim Bursu çerçevesinde TEV’e 25 milyon 400 bin TL, TED’e 10 milyon 600 bin TL fon aktarılıyor. TEV bu fondan her yıl 250 adet ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite öğrencisi olmak üzere toplam 1.600 adet burs verecek. TED ise her yıl, 100 adet ilk-ortaokul, lise öğrencisi olmak üzere toplam 800 adet burs verecek.

– ‘Tüm eğitim hayatları boyunca yanlarında olacağız’

Açıklamada görüşlerine yer verilen QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan, QNB Finansbank olarak, kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarının odak noktasını çocukların ve gençlerin oluşturduğunu belirtti.

Deprem nedeniyle bu seneki öncelikli hedeflerinin, deprem bölgesindeki çocuklar, onların eğitimleri ve onlara verilecek psikososyal destekler olacağını aktaran Tan, şunları kaydetti:

‘Hep birlikte özveriyle üstesinden geleceğimiz bu süreçte çocuklarımızı yalnız bırakmıyoruz. Bu kapsamda çocuklar ve gençler için hayata geçirilecek projelerde kullanılmak üzere ayırdığımız 50 milyon TL’nin 36 milyon TL’sini bu burs için ayırdık. Burs alan çocuklarımızın tüm eğitim hayatları boyunca yanlarında yer almak istiyoruz. Bu nedenle TEV ve TED iş birliğiyle QNB Finansbank Minik Eller Büyük Hayaller Eğitim Bursu’nu hayata geçirdik.

Sağlayacağımız fonla her yıl ortalama 350 adet öğrenci olacak şekilde toplam 2 bin 400 adet burs vereceğiz. İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite olmak üzere her eğitim kademesinden çocuğumuzun tüm eğitim hayatları boyunca yanlarında olacağız. Çünkü daha aydınlık bir geleceğin çocuklarımız ve gençlerimizle mümkün olduğuna inanıyor ve onları bugün her zamankinden daha çok destekliyoruz. Depremzede çocuklarımıza farklı projelerle de desteklerimiz devam edecek.’

TEV Genel Müdürü Banu Taşkın da deprem bölgesinde, temel eğitim seviyesinde her 5 öğrenciden 1’inin afetten etkilendiğini belirterek, ‘Afetin getirdiği kayıplar hepimizi derinden sarstı. Bunun etkisini en çok hissettiğimiz alanlardan biri de eğitim oldu. Türk Eğitim Vakfı olarak bu belirsizlik ortamının afetzede öğrencilerimiz açısından getirdiği zorluklara ve ihtiyaçlara cevap verebilmek için gayretle çalışıyoruz. QNB Finansbank-TEV Minik Eller Büyük Hayaller Eğitim Bursu ile çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimleri yarıda kalmayacak ve onları yalnız bırakmayacağız. QNB Finansbank’a gönülden teşekkür ediyoruz. Bu uzun soluklu, zorlu ve umutlu yolculuğumuzda evlatlarımızın hayata daha sıkı tutunması için eğitim hayatları boyunca yanlarında olacağız. Bu büyük felaketin yaralarını hep birlikte saracağız.’ ifadelerini kullandı.

TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu ise sivil toplumun gönülden yapılan yardım demek olduğunu aktararak, uluslararası arenada gönüllü yapılan işlerin onur kabul edildiğini ve insanların öz geçmişlerinde bunu öne çıkardığını ifade etti.

Bu onuru yaşadıklarını belirten Pehlivanoğlu, şu değerlendirmede bulundu:

’95 yıllık bir kurum olarak ülkemizin en zor anlarında elimizi taşın altına koymayı bildik. Bugün, Türkiye yine zorlu bir süreçten geçiyor. Bizler de işi gençlik ve onların nitelikli eğitimi olan Türkiye’nin en köklü sivil toplum kuruluşlarından biri olarak eğitim yaşamları boyunca evlatlarımızın yanında olmayı bir sorumluluk ve görev biliyoruz. QNB Finansbank sosyal sorumluluk konusunda hassasiyetini her daim gösteren, bunu da gönülden yapan ülkenin en önemli kurumlarından biri. Çocuklarımız için el birliği yapmak çok kıymetli. Deprem felaketi nedeni ile bir elleri boşta kalan çocuklarımızın elinden tutuyor ve ‘yürüyün, korkmayın, yanınızdayız’ diyoruz. Katkı sunan tüm paydaşlara teşekkür ederiz.’

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.