Connect with us

EKONOMİ

Resesyonun ilk dalga sinyali denizden geldi

Küresel ekonomideki daralma ve resesyon beklentileri taşımacılığı vurdu. Pandemide tarihi rekorlar kıran küresel navlun endekslerinde düşüş hızlandı. Sektör uzmanları, yatırımcıları temkinli olmaları konusunda uyarıyor.

Yayınlanma:

|

Küresel ekonomideki daralma ve resesyon endişelerinin ilk faturası taşımacılıkta ortaya çıktı. Pandemiyle birlikte tarihi rekorlar kıran küresel denizyolu taşımacılık navlun endeksleri, düşüşe geçti. Küresel ticaretin yüzde 90’a yakının taşındığı denizyolunda, ekonominin de öncü göstergelerinden sayılan Baltık Kuru Yük Endeksi (BDI), bu yılın zirvesi olan 23 Mayıs’tan bu yana 1.350 puana yakın düşüş göstererek, dün 2.043 puana kadar geriledi. Konteyner navlununda da benzer bir düşüş yaşanıyor. Küresel danışmanlık şirketi Drewry’nin dünya konteyner endeksine göre, Ocak 2022’de 9.600 dolar olan 40’lık konteynerin spot navlun bedeli, Haziran 2022 sonunda 7.066 dolara kadar geriledi. Sektör uzmanları, küresel piyasalardaki resesyon beklentisi ve yatırımların yavaşlaması paralelinde navlundaki düşüşün devam etmesini öngördüklerini belirterek, yatırımcıları temkinli olmaları konusunda uyardı.

“Gemi satın ama almayın!”

Dünya Gazetesi’nden Aysel Yücel’in haberine göre; Türk Armatörler Birliği Başkanı Cihan Ergenç, küresel ekonomideki daralma ve resesyon beklentilerinin navlundaki düşüşün süreceğine işaret ettiğini belirterek, “ABD’deki ekonomi politikaları, Çin’de yaşanan gelişmeler ve Rusya-Ukrayna savaşı bir kırılmaya işaret ediyor. Ekonomide ciddi bir daralma yaşanıyor ve her geçen gün resesyon beklentisi artıyor. Global ekonomideki durgunluk ve gelecek endişeleri kömürcüsünden buğdaycısına ve armatörüne herkesi etkiliyor. Bu büyüme daralması ne kadar sürecek bilmiyoruz ama bu kadar yüksek enflasyon global ekonomide sürdürülebilir değil. Bunu ne kadar zaman içerisinde kontrol altına alınabilir bilmiyoruz. Bana göre ABD’deki gerçekte yüzde 10’un üzerinde olan enflasyonu yüzde 2.5’lara indirmek 1.5 yıl gibi bir zaman alır” dedi. Tüm bu gelişmelerin küresel yük hareketini yavaşlatacağını ve dolayısıyla navlunda düşüşün sürmesini beklediklerini belirten Ergenç, yatırımcılara temkinli olmaları çağrısında bulundu. ‘”Gemi almayın. Satma planınız varsa da bunu daha ciddi düşünün” diyen Ergenç, “Navlun düşüşü ne kadar sürer bilmiyoruz ama bugün 24 bin doları bulan supramax bir geminin günlük kazancı bir yıl sonra 10 bin dolarlara gelirse şaşırmam. Bugün 30 milyon dolara bir konteyner gemisi alacağınıza, 1-1.5 yıl sonra üç gemi alabilirsiniz. Zirvede almak doğru değil. Aldığınız paraya çıkarmak için hamallığa çalışırsınız. Dolayısıyla aldığınız parayı çıkarmanız lazım” açıklaması yaptı.

“Çin yavaş giderse hiç şans yok”

Ergenç, endekslerin aşağıya gittiğini, bu sürecin yavaş da olsa devam edeceğini öngördüklerini belirterek, “Endeks bir düzeltme daha yapabilir ama bunun kimseyi yanıltmaması lazım. Daralan ekonomiye göre hazırlıklı olmak gerektiğini düşünüyorum” dedi. Cihan Ergenç, Çin’deki duraklamanın çok daha yavaş olacağının konuşulduğunu ifade ederek, “Çin yavaş giderse denizciliğin hiç şansı yok” dedi. Baltık Kuru Yük Endeksi (BDI), Ekim 2021’de 5.600 puanı aşarak son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştı. Son 6 haftadaki yüzde 40’a yakın düşüşün ardından dün endeks 2.043 puanı gördü. Eylül 2021’de son yılların en yüksek seviyesini gören Drewry’nin dünya konteyner endeksine göre, o tarihte 10.600 dolar olan 40’lık konteynerin spot navlun bedeli, Haziran 2022 sonunda 7.066 dolara geriledi.

Çin ithalatındaki düşüş kuru yükü vurdu

Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oral Erdoğan, ABD ekonomisindeki parasal sıkılaşma, Rusya-Ukrayna savaşı, Çin’in geleceğe yönelik pozisyon ayarlama süreci ve AB’den ayrılan İngiltere’deki gelişmelerin küresel ekonomiyi şekillendiren dört önemli etken olduğunu ifade etti. Bu gelişmelerin denizcilik piyasalarına yansımasını değerlendiren Erdoğan, “Dev firmalar, ABD’nin bu derece faizi yukarı çekmesinin likidite sıkışması getireceğini düşünüyor. Dolayısıyla da başta tüketim olmak üzere üretimde de daralma öngörüyor ve buna karşı tedbir alma gerekesimi oluyor piyasada. Bu da kısa süreli bir panik havası yarattı. Piyasalar toparlayacaktır. Korkulduğu kadar kötü bir senaryo öngörmüyorum. Ama firmalar 1.5-2 yıl sonrasına pozisyon aldılar. Bu poziyon almalar üretimde ve tüketimi etkilediği için hızla taşımacılığa yansıdı. BDI ‘de düşüş, Çin’in yüksek bir ithalat tercihinin olmadığını gösteriyor. Ancak AB’de sıkıntı büyük. Enerji maliyetlerinin çok yüksek seyretmesine karşın, üretimin eski iştahınıda hafif bir gerileme olması, enerjiye dayalı taşımacılıkta da bir düşüş görülebileceğini gösteriyor” dedi.

Yüksel Yıldırım: Gemi talebi düşecek, limana gelen yük azalacak

Yıldırım Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım, haftasonu Türkiye Denizcilik Zirvesi’nde yaptığı konuşmasında, küresel piyasalardaki düşüşe vurgu yaparak, sektörün mevcut risklere karşı hazırlıklı olması uyarısında bulundu. Yıldırım, “Dünyada şu an bir yavaşlama başladı. Türkiye’de bunu belki tam hissetmiyoruz ama maalesef dünyada başladı. Sonbaharda kendini iyice gösterecek. Umuyorum ki, 2008 krizi gibi bir kriz olmaz. ‘soft landing’ dediğimiz gibi bir şey olur. Denizcilik sektörü son iki yıldır güzel paralar kazandı. Bu ömür boyu sürmeyecek, sonuna geliyoruz. Bundan sonra gelecek krizde tekrar 2008-2009‘da yediğimiz o dayağı yemeyelim. Şimdiden hazırlıklarımızı yapalım. Gerçekten dünyada resesyon olacak gibi gözüküyor. Çok yüksek bir enflasyon ve resesyon olacak. İnanılmaz bir tehlike getiriyor. Faizler yüksek, kazançlar düştü, insanlar yatırım yapmayacak. Gemilere olan talepler azalacak. Limanlara gelen yükler azalacak. Bu bir zincir. Madenden, fabrikalara, fabrikalardan taşımaya, taşımadan tüketime kadar bu etkilenecek. Bunun üstünde jeopolitik riskler var. Avrupa kışa hazırlık yapacak. Nasıl yapacağını bilmiyor. Enerji fiyatları inanılmaz yüksek. Yani büyük bir tehlike içine giriyoruz. Yurt dışında gördüklerimin altını çizmek istedim. Gerçekten hazır olalım. Keşke demeyelim” diye konuştu.

Okumaya devam et

EKONOMİ

Bloomberg: Türkiye’de muhalefete soruşturma piyasaları tedirgin ediyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bloomberg, yaşanan baskı ortamının Türkiye’yi riskli bir konuma çektiğine işaret etti.

Siyasi krizler ekonomide kötü gidişatlara neden olurken, halihazırda krizde olan ekonomisi için kronikleşme riski barındıran sorunlara neden oluyor.

Ekonomi gazeteciliğinin önde gelen kuruluşu merkezli Bloomberg, konuya ilişkin yayımladığı detaylı analizde, bu riske dikkat çekti.

Yaşanan gelişmelerin, Türkiye’deki hukuk devleti algısına zarar verdiğine işaret eden Bloomberg, yine siyasi istikrarın da riske girediğine dikkati çekti.

Siyasi baskının dozu arttı

“Türkiye’de muhalefet üzerindeki baskı parti lideri hakkındaki soruşturmayla artıyor” başlıklı haberinde Bloomberg, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik başlatılan soruşturma ve çok sayıda belediye başkanının gözaltına alınmasına işaret etti ve siyasi baskı dozunun artırıldığına vurgu yaptı.

Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan sürece dair haberde operasyonların dalga dalga yayıldığının altı çizildi. Gazetecileriden öğrencilere, YouTuber’ları, karikatüristlere tutuklama ve gözaltı furyasının yayıldığına dikkat çekildi.

Bloomberg analizinde, CHP’ye göre yaşananlar, geçen yılki yerel seçimlerde elde edilen tarihi başarının geri alınması için başlatılan sistematik bir sindirme operasyonu.

Şu ifadelere yer verildi:

“Pek çok siyasetçi yolsuzlukla suçlanıyor, diğerleri ise cumhurbaşkanına, İslam’a ya da ulusal değerlere hakaretle itham ediliyor. Bu suçlamalar, hükümete yakın medya organları tarafından sıkça servis ediliyor”

Piyasalardaki ilk tepkilere yer verilen analiz haberde Türk Lirasının, hafta başında ABD Doları karşısında yüzde 0,2 değer kaybettiği bilgisi yer aldı.

Bu gelişmelerin Türkiye’de ekonomi yönetiminin, küresel yatırımcıların güvenini yeniden kazanmak ve ekonomiyi istikrara kavuşturmak istediği bir dönemde gerçekleşmesinin zamanlama açısından dikkat çekici olduğunu ifade edildi.

Bloomberg/10HABER

Okumaya devam et

EKONOMİ

Yerli Turist Nerede? Tatil Cennetleri Neden Boş Kaldı?

Yayınlanma:

|

2025 yılına güçlü bir başlangıç yapan Türk turizm sektörü, yaz aylarına yaklaşıldığında farklı bir tabloyla karşılaştı. Özellikle Haziran ayında, sahil bölgelerinin beklenenden daha düşük doluluk oranlarına sahip olması, sektör temsilcileri arasında ciddi bir sorgulama sürecini başlattı: Yerli turist nereye kayboldu?

Yerli Turist Tatil Davranışları Değişti

Pandemi sonrası toparlanma sürecini hızla tamamlayan Türkiye turizmi, yabancı turist açısından 2025’te rekor kırmaya hazırlanırken, yerli turistte belirgin bir geri çekilme gözlemlendi.

İşte bu tercihi etkileyen başlıca nedenler:

1. Yüksek Fiyatlar, Düşen Talep

Antalya, Bodrum, Çeşme gibi gözde bölgelerde şezlong kiraları 2.000–3.000 TL, tam günlük beach kullanımları 10.000 TL’ye kadar çıktı. Bu durum, asgari ücretle geçinen ya da orta gelir grubundaki vatandaş için “tatil” kavramını lüks haline getirdi.

2. Yunan Adalarına Yöneliş

Yerli turistin dikkat çeken yeni tercihi Yunan adaları oldu. Feribotla ulaşımın kolaylaşması, Schengen vizesi sürecinin hızlandırılması ve fiyatların Türkiye’ye kıyasla daha uygun olması; Kos, Midilli, Rodos gibi adaları cazip kıldı.

3. Sosyal Medya ve “Pahalı Türkiye” Algısı

Sosyal medyada yayılan “1 lahmacun 600 TL” türü paylaşımlar, tatilcilikte moral bozucu bir etki yarattı. Bu içerikler, yerli turistin Türkiye içinde tatile yönelmesini psikolojik olarak da engelledi.

4. Sınavlar ve Takvim Uyumsuzluğu

Haziran ayında üniversite sınavlarının yapılmış olması ve okulların henüz kapanmamış olması nedeniyle ailelerin büyük bölümü tatil planlarını Temmuz ayına erteledi. Bu da özellikle Haziran doluluk oranlarını düşürdü.

Rakamlarla Durumun Özeti

  • Ege ve Akdeniz kıyılarında Haziran doluluk oranı %50’nin altına geriledi.

  • Aynı dönemde Yunan adalarına yapılan seyahatlerde %40’tan fazla artış yaşandı.

  • Yerli turistin çoğu, daha uygun fiyatlı kamp, karavan ve günübirlik doğa aktivitelerini tercih etti.

Nereye Gitti Bu Tatilciler?

Yerli turistler Haziran ayında aşağıdaki destinasyonları tercih etti:

  • Kos, Midilli, Rodos

  • Kaz Dağları, Amasra, Gökçeada

  • Kamp ve karavan alanları (Bolu, Sapanca, Eğirdir gibi yerler)

  • Günübirlik doğa gezileri, yayla turizmi

Sektör Ne Yapmalı?

  • Fiyat politikaları gözden geçirilmeli. Yüksek sezon olsa da yerli turistin bütçesine hitap eden seçenekler artırılmalı.

  • Erken rezervasyon sistemleri yaygınlaştırılmalı.

  • Kültür ve doğa turizmine yatırım yapılmalı. Sahil dışındaki güzergâhlar tanıtılmalı.

  • Yerli turiste özel paketler (ulaşım+dahil her şey) oluşturulmalı.

  • Yeme-içme sektöründe şeffaflık ve denetim artırılmalı.

Türkiye 2025’te turizmde dünyada ilk 4’e oynarken, iç pazarda yerli turistin kaybı göz ardı edilmemeli. Yüksek fiyatlar, algı yönetimi eksikliği, planlama sorunları ve rekabet avantajı sunan komşu destinasyonlar, Haziran ayını “boş sahiller ayı” haline getirdi. Bu tablo, 2025 yaz sezonunun tamamı için bir uyarı niteliği taşıyor.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist   www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

EKONOMİ

Gün Ortası Bolluğu, Akşam Sıkışıklığı: Türkiye “Duck Curve” ile Tanıştı!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de güneş enerjisinin hızla yaygınlaşmasıyla, özellikle ilkbahar ve düşük talep dönemlerinde “duck curve” etkisi belirginleşiyor. Öğle saatlerinde güneş üretimi zirve yaparken, tüketim düşük kalıyor ve bu da EPİAŞ Gün Öncesi Piyasası’nda fiyatların ciddi düşmesine yol açıyor.

15 Haziran pazar gününde, gün ortasında birçok saatte PTF fiyatı 0 TL/MWh seviyesine kadar geriledi. Bu tarih, duck curve etkisinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.

Temmuz–Ağustos’ta artan klima talebi, öğle fiyat düşüşünü sınırlandıracak. Akşam güneş üretiminin azalması ise dengeleme ihtiyacını artırarak fiyatlarda sıkışıklığa neden olacak. Eylül’de güneşli günler devam ederse, hafta sonlarında gün ortası bolluğu ve azalan fiyat etkisi yeniden yaşanabilir. Bu yüzden sadece baraj dolulukları değil, güneş ve rüzgâr tahminleri de kritik.

Türkiye’de güncel kurulu gücün azımsanamaz kısmı yenilenebilirden geliyor:
• GES: 22.500 MW
• RES: Yaklaşık 13.000 MW
Toplamda 35.000 MW’ı aşan kapasite, hidroelektrik kadar belirleyici.

Ancak tüketim aynı hızda büyümüyor.2025 itibarıyla 231.000’den fazla elektrikli araç ve 29.000’den fazla şarj noktası olmasına rağmen, elektrik talebi ekonomik durgunluk ve sanayi yavaşlaması nedeniyle yatay seyrediyor. Bu da özellikle bahar ve bayram dönemlerinde arz fazlası ile fiyatların sert düşmesine yol açtı

Arz fazlası sadece piyasa oyuncularını değil, sistemi de zorluyor. TEİAŞ gün içi kapatma talimatlarıyla sistemi yönetmeye çalışıyor, ancak ciddi zorlanmalar yaşanıyor. Bu nedenle altyapı yatırımları, blackout riskine karşı daha da kritik hale geliyor

Portekiz ve İspanya gibi GES yoğun ülkelerde gün içi fiyatların düşük kalması mevsimsel norm. Türkiye’de GES kurulu gücü 30–40 GW’a ulaşınca benzer adaptasyon kaçınılmaz. Talep artsa da yazın gün içi fiyatlar ucuz kalabilir.

Fiyat açısından, ABD dolarındaki enflasyonist baskıya rağmen, 0 girdili ama yüksek yatırım maliyetli yenilenebilirlerin devreye girmesiyle, önümüzdeki 5 yılda toptan fiyatların ~70-80 USD/MWh’nin üstüne çıkması beklenmiyor. Düşüş de olası değil. YEKDEM, nükleer ve destekler nedeniyle düşük toptan fiyatların tüketiciye yansıması sınırlı. Tüketici maliyetleri belirli tabanın altına kolay düşmez, ama ani artış da beklenmez.

Bu resim için alternatif metin açıklaması yok

Sonuç:

EPİAŞ piyasaları artık sadece arz-talep değil, mevsim, saat ve tüketim davranışlarına da tepki veriyor. Kurulu güç ile talep arasındaki mesafe er ya da geç kapanacak gibi; bu buluşma gerçekleştiğinde durumun belirleyicisi ise sistemin esnekliği olacak.

Depolama ve dijitalleşmenin devreye girmesiyle uzun vadede stabilite sağlanabilir; ancak kısa vadede volatilite ve geçici dengesizlikler sürer.

Elektrifikasyon; ısıtma, ulaşım ve sanayi dahil tüm alanlarda yaygınlaşıyor. Talep dur-kalklarla artmaya devam edecek. Elektrik, enerji dönüşümünün merkezi olacak. Üretim ve tüketimdeki büyüme arasında zaman farkı, fiyatlarda dalgalanma yaratacak.

Cengiz KILIÇ – ZENERGY Genel Müdürü

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.