Connect with us

GÜNDEM

Reuters analizi: Türkiye’nin doğalgaz faturası ummadığı kadar yükselebilir

Yayınlanma:

|

Türkiye’nin bu yıl tarihin en yüksek seviyesine gelmesi beklenen doğalgaz talebi Ankara’yı yüksek fiyatların hakim olduğu uluslararası spot piyasalardan doğalgaz temin etmek zorunda bırakacak gibi görünürken, bu yıl sona erecek uzun vadeli ithalat sözleşmelerinin de yenilenme dönemi geliyor.

Avrupa’nın başlıca doğalgaz ithalatçıları arasında yer alan Türkiye geçen yıl Karadeniz’deki Sakarya sahasında ilk büyük doğalgaz yatağını keşfetmişti. Doğalgaz üretimine 2023 yılında başlanması planlanıyor. Yıllık tüketimin dörtte biri kadarını karşılayacak hacimli üretime ise ancak 2027 yılından itibaren geçilecek.

Türkiye bu tarihe kadar ihtiyacının neredeyse tamamını Rusya, Azerbaycan ve İran’dan boru hatlarıyla sevk edilen gazla ve Cezayir, Nijerya ve diğer ülkelerden gelen ve gemilerle taşınan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ile sağlamaya çalışacak.

Ancak Türkiye’nin Rusya, Azerbaycan ve Nijerya ile 1990’lı ve 2000’li yıllarda imzaladığı yaklaşık yılda 16 milyar metreküp (bcm) hacimdeki uzun vadeli doğalgaz ithalat sözleşmelerinin bu yıl vadesi dolarak sona erecek.

Tüketim fırladı

Her yıl genişleyen doğalgaz dağıtım ağının yanı sıra, kuraklığa bağlı gerileyen hidroelektrik üretimini telafi için devreye giren doğalgaz santralleri nedeniyle bu yıl tüketimin 60 bcm düzeyine yükselerek rekor kırması bekleniyor. Yani Türkiye’nin gaz tüketimi geçen yılki düzeyin en az 10 bcm üzerine çıkacak.

Sektör uzmanlarının Reuters ajansına verdiği bilgiye göre, doğalgaz tüketiminin karşılanabilmesi için sona eren kontratların tamamının en az aynı miktarlar ile yenilenmesi gerekecek.

Eski BOTAŞ alım dairesi başkanı, sektör danışmanı Arif Aktürk, şöyle konuştu: “Kışın talebimiz konutlardan dolayı çok artıyor. Geçen kış 285 milyon m3 günlük zirve tüketimi gördük. Bu yıl gaz santrallerinden dolayı herhalde 300 milyon m3’ü görürüz. Yani LNG dahil (ülkeye) her giriş noktasından doğalgaz sağlanması gerekecek. Sona eren kontratların miktarları (sisteme) girmek zorunda.”

Azerbaycan ile yapılan 15 yıllık ithalat sözleşmesi, iki sektör kaynağının Reuters’a verdiği bilgiye göre üç yıllık bir sözleşme ile yenilendi. Eskiden 6,6 bcm olan yıllık ithalat miktarı yılda 6 bcm’e kadar belirlenirken, ithalat fiyatları eski sözleşmelerde yer alan petrol ürünleri endeksi yerine İtalya’nın PSV hub fiyatlarına endeksli olarak belirlenecek.

Azerbaycan ile sözleşmenin yenilenmesine rağmen bu ay sona eren Nijerya’dan yılda 1,3 bcm LNG ve yıl sonunda süresi dolacak olan 4 bcm’i BOTAŞ, 4 bcm’i özel sektör tarafından olmak üzere Rusya’dan 8 bcm doğalgaz ithaline yönelik sözleşmesinin yenilenmesi gerecek.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasında doğalgaz ithalat sözleşmesinin yenilenmesini de içeren geçen ayki görüşmelerde ise henüz bir sonuç alınamadı. Putin, iki ülke arasındaki boru hattı bağlantısı sayesinde Türkiye’nin Avrupa’daki doğalgaz krizinden korunacağını söylese de müzakereler devam ediyor.

Üst düzey bir Türk yetkili Rus ithalat tekeli Gazprom ile BOTAŞ arasındaki sözleşmeye atıfta bulunarak, “Gazprom ile yıl sonunda sona erecek 4 bcm’lik kontrat için henüz mutabakat sağlanmadı. Ancak yıl bitmeden bu mutabakatın sağlanacağını düşünüyoruz” dedi.

Piyasa değişti

Yılda yaklaşık 48 bcm doğalgaz ithalat sözleşmesi olan Türkiye’nin kontratla yükümlü olduğu alımların dışında oluşacak talebi uluslararası piyasalardan LNG alarak doldurması gerekecek.

Ancak, LNG piyasasındaki gösterge fiyatlar bu yıl salgın hastalık sonrası Asya’da keskin artan talep, arz sıkışıklıkları gibi gerekçelerle sert yükseldi. Avrupa’daki gösterge LNG fiyatları geçen hafta itibariyle yüzde 400’e yakın arttı.

Analistler Türkiye’nin ihtiyacı olan gazı spot uluslararası piyasalarda bulabileceğini, bu gazın pahalı olacağını ancak ülkenin teminde sıkıntıya düşmeyeceğini ifade etti.

Paris merkezli araştırma kuruluşu OME’de hidrokarbon piyasaları direktörü Sohbet Karbuz, şöyle konuştu: “Bu yıl süresi dolan ithalat sözleşmelerinin imzalanmasında gecikme olsa bile Türkiye açığı kapatmak için spot LNG veya spot Azeri boru gazı ithalatına başvurabilir. Burada tek sorun spot piyasadan satın almanın getireceği ek maliyetler olur ancak herhangi bir arz sorunuyla karşılaşılmaz.”

Geçen yıllarda dünya genelinde bollaşan ve boru gazından daha ucuz hale gelen LNG’yi daha yüksek miktarda ithal etmek amacıyla yatırım yapan Ankara, 2016 sonundan itibaren ulusal gaz sistemine LNG iletebileceği giriş noktalarının sayısını artırdı ve arz güvenliğini pekiştirdi.

Bu sayede 2019 ve 2020 yıllarında toplam doğalgaz tüketiminin neredeyse üçte birini LNG’den temin eden Ankara, bir yandan ithalat faturasını azaltırken, bir yandan da bu yıl yenilenecek ithalat sözleşmeleri öncesinde ticaret ortaklarına, sözleşmelerde ithalat fiyatlarını belirleyen hükümleri Türkiye’nin lehine olacak şekilde değiştirmeleri sinyali vermişti.

Ancak geçen yıllarda arzın bol olduğu, fiyatları ise alıcıların belirlediği bir piyasa olan, yani Ankara lehine çalışan LNG piyasası, bu yıl talepteki keskin artış ile satıcıların fiyat belirleyici olduğu bir piyasaya dönüştü.

Türkiye’de doğalgazın hanelere satış fiyatı sübvanse ediliyor. Hanelerin kullandığı doğalgazın bugünün kurlarına göre satış fiyatı 1000 m3 için 170 dolar seviyesindeyken, LNG’nin Hollanda’daki TTF hub fiyatı geçen hafta kısa bir süreliğine de olsa 1000 doları geçti. Uluslararası fiyatlar bir miktar gerilemiş olsa da yıl başına kıyasla en az dört katına çıktı.

Fiyatlar Türkiye’nin boru gazına ilave olarak alacağı LNG maliyetinin geçmiş yıllara göre oldukça artacağını gösteriyor.

Bir sektör kaynağı yurt içinde doğalgazın şu anki fiyatlarla satılması ve ihtiyaç duyulan gazın LNG olarak spot piyasa fiyatlarıyla temin edilmesi halinde ithalat faturasının beş milyar doları bulabileceğini belirtti.

Ancak Türkiye’nin arz güvenliğine fiyatlardan daha fazla önem veriyor.

Enerji Bakanı Fatih Dönmez geçen hafta NTV’ye yaptığı açıklamada, şöyle konuşmuştu: “İlave talepten kaynaklı tüketimi karşılamak için spot piyasalardan LNG başta olmak üzere tedarik yoluna gittik. Çünkü burada arz güvenliği bizim için fiyattan çok daha kritik önemde. Burada da maliyetleri ister istemez üstleniyoruz.”

Dönmez, haneler dahil olmak üzere küçük ölçekli doğalgaz tüketicileri için fiyat desteği vermeye devam edeceklerini ifade ederek, “(Yüksek yurt dışı fiyatların) yurtiçi piyasalara yansımasına baktığımızda, aslında biz bunu minimum seviyede aktarmaya çalışıyoruz… Enerji piyasasında gerçekleşen maliyetlerin hepsini tüketiciye yansıtmıyoruz” demişti.

Pazarlık gücü

Tersine dönen LNG piyasası Ankara’nın Karadeniz’de keşfettiği doğalgaz ile bu yılın başına kadar sözleşme masasında artan pazarlık gücünü bir miktar azaltıyor.

Bu durum Türkiye’nin aleyhine olan sözleşme koşullarını değiştirmesinin önüne geçebilir.

Türk yetkililer geçmiş açıklamalarında, ayrıntıları tam olarak açıklanmasa ithalat sözleşmelerinde fiyatı üretici ülkeler lehine belirleyen petrol ürünlerine endeksli fiyatlama formülünden, fiyatların geçen yıla kadar daha düşük olduğu spot piyasa artı petrol ürünlerine endeksli fiyat formülüne geçiş yapmak istiyorlardı.

Ayrıca yetkililer geçen yıllarda gazın Türkiye’de tüketilmesini şart koşan, böylece gazın başka ülkelere satılmasını engelleyen hükümlerin de kaldırılmasından yanaydı.

Eski BOTAŞ yetkilisi Aktürk, satıcıların fiyat belirlediği piyasanın Ankara aleyhine çalıştığına dikkat çekerek, şöyle kouştu: “Çok yüksek fiyatlar müzakerelerin satıcıların güçlü olduğu pozisyonda yapılmasını mümkün kılar. Ancak gaz ticareti artık her zamankinden diplomasi ve dış politikanın alanı haline geldiği için müzakerelerin nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek pek mümkün değil.”

Aktürk, Türkiye’nin istediği fiyat hükümlerinin bazılarının kabul edilebileceğini ve nihai tüketim noktası şartlarının gevşetilebileceğini belirtese de, şunları kaydetti: “Ancak Türkiye büyük ihtimalle esnek teslimat hacimleri talebini ilerletmekte zorlanacak. Ankara günlük sevkiyat hacimlerinin artırılmasından, yıllık sevkiyat hacimlerinin ise azaltılmasından yana. Satıcılar ise buna karşı çünkü esneklik onlar için ek maliyet demek.”

Diken

Okumaya devam et

GÜNCEL

Kimliğe Tanımlı Ehliyet: Her Durumda Yeterli mi?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Son yıllarda dijitalleşme adımlarıyla birlikte Türkiye’de birçok resmi işlem sadeleştirildi. Bu adımlardan biri de, sürücü belgesi bilgilerinin yeni nesil kimlik kartına tanımlanabilmesi uygulamasıdır. Peki, bu uygulama ile birlikte artık ehliyet taşımaya gerek kalmadı mı? Hukuki düzenlemeler ne diyor?

Yeni Uygulama Nedir?

İçişleri Bakanlığı’nın uygulamasıyla birlikte sürücüler, ehliyet bilgilerini çipli kimlik kartlarına entegre ettirebiliyor. Bu işlem Nüfus Müdürlüklerinde birkaç dakikada tamamlanabiliyor. Böylece iki kart yerine sadece tek bir kimlik kartı taşımanız yeterli hale geliyor.

Yasal Durum: Ehliyet Taşıma Zorunluluğu Hâlâ Var mı?

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliği‘ne göre:

  • Sürücülerin, araç kullanırken ehliyet belgesini ibraz edebilmesi gerekmektedir.

Ancak yeni uygulama sayesinde:

  • Kimlik kartı üzerinde yer alan çipten ehliyet bilgileri anında sorgulanabiliyor.

  • Bu nedenle fiziksel ehliyet belgesi ibrazı zorunluluğu, uygulamada ortadan kalkmış sayılıyor.

Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler

Her ne kadar yasal düzenleme fiilen ehliyeti taşımayı gerektirmese de, uygulamada bazı önemli detaylar bulunmaktadır:

  1. Kimlik Kartınız Mutlaka Yanınızda Olmalı: Ehliyet bilgileriniz kimliğe tanımlı olsa bile, sistem sorgulaması için kimliğinizi ibraz etmeniz gerekir.

  2. Sistemsel Sorunlar Olabilir: Polis ekipleri anlık sistem sorunları yaşarsa, fiziksel ehliyet belgesi talep edebilir.

  3. Yurtdışı Kullanımı: Yurt dışında araç kullanacak olan kişiler için fiziksel ehliyet hâlâ gereklidir. Yeni kimlik kartı yurt dışında geçerli değildir.

Ehliyeti Taşımak Gerekli mi?

Eğer ehliyet bilgilerinizi kimlik kartınıza tanımlattıysanız, Türkiye içinde araç kullanırken fiziksel ehliyetinizi taşıma zorunluluğunuz yoktur. Ancak kimliğinizi yanınızda bulundurmanız şarttır.

Güvenliğiniz ve olası teknik aksaklıklara karşı hazırlıklı olmak adına, fiziksel ehliyetinizi yanınızda bulundurmak hâlâ önerilen bir uygulamadır.

Okumaya devam et

GÜNCEL

16 Milyar hesap bilgisi çalındı, şifreleri değiştirin

Dünyanın en büyük veri sızıntılarından biri yaşandı. Apple, Facebook ve Google dahil olmak üzere birçok büyük platformun yaklaşık 16 milyar hesap bilgisi sızdırıldı. Sızan bilgiler sadece bu platformlarla sınırlı kalmadı, Instagram, Microsoft, Netflix, PayPal, Roblox, Discord, Telegram, GitHub ve 29’dan fazla ülkede çeşitli devlet hizmetlerinin hesap bilgileri de açığa çıktı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünyanın en büyük veri sızıntılarından biri yaşandı. Apple, Facebook ve Google dahil olmak üzere birçok büyük platformun yaklaşık 16 milyar hesap bilgisi sızdırıldı. Uzmanlar, tüm kullanıcıların şifrelerini hemen değiştirmesi gerektiğini vurguluyor.

Bu sızıntı, tarih boyunca yaşanan en büyük veri ihlallerinden biri olarak kayıtlara geçti. Siber suçluların kişisel bilgilerinize ve çevrimiçi hesaplarınıza benzeri görülmemiş bir erişim sağladığı belirtiliyor. Üstelik sızan bilgiler eski değil, yakın zamanda ele geçirilmiş “güncel” verilerden oluşuyor.

Sızan bilgiler sadece Apple, Facebook ve Google hesaplarıyla sınırlı kalmadı. Instagram, Microsoft, Netflix, PayPal, Roblox, Discord, Telegram, GitHub ve 29’dan fazla ülkede çeşitli devlet hizmetlerinin hesap bilgileri de açığa çıktı. Türkiye dahil pek çok ülkeden kullanıcıların verilerinin de sızmış olabileceği belirtiliyor.

Uzmanlar, bu tür bilgilerin dolandırıcılık, banka hesaplarından para çalma, sahtekarlık ve spam saldırıları gibi tehlikeli amaçlarla kullanılabileceğini ifade ediyor.

Siber güvenlik araştırmacıları, sızan verilerin çoğunun “infostealer” adlı zararlı yazılımlar aracılığıyla toplandığını açıkladı. Bu tür kötü amaçlı yazılımlar, bilgisayarlara sızıp kullanıcıların giriş bilgilerini, finansal verilerini ve diğer kişisel bilgilerini çalıyor.

Verilerin büyük çoğunluğu çok sayıda kişinin hesaplarının en azından bir kısmının ele geçirilmiş olabileceğini gösteriyor. Bu da kullanıcıların artık siber saldırılara karşı daha savunmasız olduğunu ortaya koyuyor.

CyberNews adlı güvenlik platformunun araştırmacıları, kullanıcılara şu tavsiyelerde bulunuyor: Şifrelerinizi hemen değiştirin, iki faktörlü kimlik doğrulamayı (2FA) etkinleştirin ve hesaplarınızı düzenli olarak kontrol edin. Özellikle bazı sızan veri kümelerinde çerezler ve oturum bilgileri gibi yöntemlerle 2FA korumasının aşılabileceği uyarısı yapıldı.

Yubico web güvenlik firmasının İngiltere direktörü Niall McConachie ise bu sızıntının, klasik şifrelerin artık yeterli olmadığını gösterdiğini belirtti. Daha güvenli olan ve şifre kullanmadan giriş yapılmasını sağlayan “passkey” yöntemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi.

Sonuç olarak, milyonlarca kullanıcı için kritik bir güvenlik alarmı verilmiş durumda. Hesaplarınızın güvenliği için şifrenizi hemen değiştirip, mümkünse iki faktörlü koruma kullanmanız hayati önem taşıyor.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Trump iki hafta süre verdi: İran’a ani saldırı riski ‘şimdilik’ azaldı

Yayınlanma:

|

Yazan:

FED Başkanı Powell’ın yüksek belirsizlik ortamında temkinli davranarak, Trump’ın tarifelerinin etkileri netleşmeden faiz indirimi yapmadığı hatta “şu an ne olacağını kimse bilmiyor, biz de bekleyip göreceğiz.” dedi olağan toplantısının ertesi günü, İsviçre Merkez Bankası politika faizini 25 baz indirerek üç yıl önceki %0 seviyesine geri çekti. Norveç Merkez Bankası ise dün sürpriz bir şekilde politika faizini 25 baz puan indirerek %4,00 seviyesine çekti. Bu, bankanın 2020’den bu yana gerçekleştirdiği ilk faiz indirimi oldu. İngiltere Merkez Bankası ise faizini beklendiği üzere %4,25 seviyesinde sabit bırakırken, gevşemeye açık kapı bırakması dikkat çekti.

Akabinde sahneye çıkan TCMB, jeopolitik gelişmeleri ve tarife savaşlarının getirdiği belirsizliğe işaret edere politika faizini %46 seviyesinde sabit bırakırken, beklentimizin aksine faiz koridorunu simetrik bir hâle de getirmedi. Mevcut belirsizlik ortamında, ihtiyaç olması durumunda, borç verme faizi oranını %49 seviyesinde bırakarak aslında 300 baz puan ilave sıkılaşma esnekliğini korudu. Son günlerde AOFM, TCMB’nin politika faizi olan %46 seviyesine gerilerken, dün BIST repo faizi (TLREF) ise %47 seviyesine yükseldi.

Tansiyonun artmadığı günlerde iş gören faizin %46’ya yeniden gerileyeceğini düşünüyoruz. TCMB’nin şahin bir duruş sergilemesine rağmen, eğer işler önümüzdeki 45 gün içerisinde ‘çirkinleşmezse’, Temmuz toplantısında kuvvetli bir faiz indirim ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu düşünüyoruz! Biraz daha büyük resimden bakarsak, Temmuz’da en az 350 baz puan faiz indirimi beklerken, sene sonu politika faizinin %35 seviyesine gerilemesini bekliyoruz.

Dönelim kararın piyasa yansımasına…  USDTRY kuru dün gün 39,25 seviyelerinde tamamlaması ardından bu sabah, pazartesi valörlü işlemlerde, gerek üç günlük fonlama maliyet gerekse de hafta sonu riski almak istenmemesi nedeniyle ilk işlemlerin 39,65 seviyelerinden eşleştiğini görüyoruz. Yüksek faiz ortamının şirketler üzerinde baskı kurması, finansman maliyetlerinde artışın yarattığı kârsızlık sorunu, üzerine tuz biber olan jeopolitik gelişmeler ve petrol fiyatlarının yüksek seyri, hisse senedi cephesinde havanın bozulmasına neden oldu: BİST100 endeksi günü %1 düşüle tamamlarken, haftanın genelinde şimdilik %2,25 düşüş sergiledi. Ana endekste aşağıda 9,000 yukarıda ise 9,700 oyun sahasının çizgilerini temsil ediyor. Kırdığı yöne doğru hareketin ivme kazanmasını bekliyoruz. CDS risk primi bebek adımları ile 315 baz puan seviyesine yükselirken, TCMB’nin şahin duruşuna paralel iki yıl vadeli gösterge tahvil basit faizi yeniden %40 seviyesinin altına geriledi.

Türkiye ile ilgili paragrafı kapatmadan, TCMB ve BDDK’nın haftalık verilerine de bakmak isterim. 13 Haziran ile sona eren haftada, yurt içi yerleşiklerin parite etkisinden arındırılmış döviz hesapları (DTH) 2,9 milyar dolar artış kaydetti. Bu rakam bir önceki hafta yine kurumsal müşteriler kaynaklı 2,6 milyar dolar azalmıştı. Bu nedenle çok fazla anlam yüklemek istemedik. BDDK verisine göre, KKM hacmi 5,2 milyar TL azalışla 566 milyar TL seviyesine geriledi. KKM hacmi çok küçüldüğünden azalış hızı da iyice ivme yitirdi. KKM’nin toplam mevduat stokundaki payı %2,5 seviyesine gerilerken, DTH ve KKM’nin toplamdaki payı ise önceki haftaya göre önemli bir değişim göstermeden %41 oldu (TL payı ise ~ %59). TCMB’nin 18 Haziran valörlü işlemlerinde net yabancı para pozisyonu yaklaşık 0,6 milyar dolar artışla manşet rakam 24,3 milyar dolar seviyesine geldi (bakınız grafik). Daha geniş bir açıdan bakarsak, sene sonunu ile siyasi iklimin değiştiği 19 Mart arasında 22 milyar dolar biriktiren TCMB, 19 Mart ile 28 Nisan arasında 50 milyar dolar rezerv kaybetmesi ardından yeniden yavaş yavaş rezerv biriktirmeye çabaladığını görüyoruz. Yabancıların menkul kıymet pozisyonu net anlamda 1,1 milyar dolar iyileşirken, hisse senetlerine ilginin yeniden tırmandığını da not edelim.

ABD piyasalarının Juneteenth tatili nedeniyle kapalı olması, Asya seansına net yön vermedi. Bu sabah ABD vadeli işlemlerinde %0,25 oranında düşüşler göze çarparken, yeni gün başlangıcında Pasifik’in diğer ucunda ise iyimser bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Kore ve Hong Kong borsaları %1’in üzerinde yükselirken, gösterge endeks Tokyo borsası, güçlenen YEN nedeniyle yatay bir seyir izliyor. Japonya’da Mayıs ayında çekirdek enflasyon gıda fiyatlarının öncülüğünde yıllık %3,7’ye yükselerek son iki yılın zirvesine çıktığını ve merkez bankasının hedefinin üstünde kalmaya devam ettiği görüyoruz.

İsrail-İran savaşının şiddetlenmesi ve Trump’ın olası ABD müdahâlesine yönelik kararını iki hafta içinde açıklayacak olması, küresel piyasalarda temkinli iyimser bir seyre yol açtı. Petrol fiyatları jeopolitik risklerle desteklense de, Brent bu sabah %2,5 düşüşle 76,80 dolar seviyesine geriledi (son üç haftada yükseliş %19). Benzer bir etkinin kıymetli madenler cephesinde de etkili olduğunu görüyoruz. Altının ons fiyatı hafta genelinde %2,25 düşüşle 3,350 dolar seviyesine gerilerken, gümüşün ons fiyatı ise hafta başı 37,30 dolar seviyesine kadar yükselmesi ardından 35,80 seviyesine geri çekildi. Benzer bir şekilde riskin arttığı son günlerde değer kazanan dolar da (DXY) bu sabah kazanımlarını geri verdi.

Bu arada haftaya yapacağım sunum için çalışırken, Hürmüz Boğazı’nı ve İran’ın ihracatı hakkında derinlemesine araştırma yaptım. ABD ile Çin arasında başlayan jeostratejik rekabetin tetiklediği tarife savaşları tüm haşmetiyle devam ederken, İran’ın ihraç ettiği petrolün %90’ını kim alıyor biliyor musunuz? Evet, Çin! Büyük resimde, daha önce de değindiğim üzere, İsrail’in son dönemde Hamas ve Hizbullah gibi örgütlere yönelik artan operasyonel baskısı, İran’ın askeri ve nükleer altyapısına doğrudan saldırı ile uzun süredir beklenen ancak ertelenen rejimi devirme sürecinin fiilen başlaması, Suriye, Lübnan ve Irak gibi ülkelerdeki güç boşluklarını hep birlikte geniş bir açıdan değerlendirmek gerekiyor. Bu yeni tablonun şimdilik enerji fiyatları ve güvenlik politikaları üzerinden Türkiye’ye olumsuz etkisi ön planda olsa da, İran’ın etkisinin zayıflaması, Türkiye’nin diplomatik ve jeopolitik manevra alanını genişletebilir. Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılarının tasfiyesi, PKK’nın silah bırakma sürecinin hızlanması ve belki de Kıbrıs’a kadar uzanacak daha dengeli bir diplomasi ortamının oluşması gibi olumlu gelişmelerin de önünü açabileceğini düşündüğümüzün altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Tüm bu gelişmelerin belki de en dikkat çekici sonuçlarından biri ise, Çin’in enerji arz güvenliği açısından daha kırılgan ve dışa bağımlı hâle gelmesidir.

Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde tüketici güven endeksi ve merkezi yönetim borç stoku, dışarıda ise İngiltere’de perakende satışlar ve ABD Philadelphia FED endeksi takip edilebilir. Herkese güzel bir hafta sonu dileriz.

TCMB net döviz pozisyonu (tüm swaplar ve hazine dövizleri hâriç)

1750393777de952173ce1360eb447297a426318bf9_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.