Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Niyazi Can, kızı Esra Aslancan’ın doktora sınavını kazanamaması üzerine ortalığı birbirine kattı. Sınav Değerlendirme Komisyonu Başkanı Doç. Dr. Mahmut Sağır, rektörün sınav öncesi görüşme talebini reddettiği için bölüm başkanlığından istifa ettirildi, ardından da kavga bahanesiyle açığa alındı.
İlginç olaylar zinciri, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Rektörü Prof. Dr. Niyazi Can’ın önce Gaziantep Üniversitesi’nde görev yapan, ardından da Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi’ne tayin edilen Öğretim Görevlisi kızı Esra Aslancan’ın KSÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi Doktora Programı Bilim Sınavı’na başvurmasıyla başladı.
21 Eylül 2020 tarihinde yapılan sınav öncesi iddiaya göre, Rektör Prof. Dr. Niyazi Can, sınav komisyonunda görevli Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nail Yıldırım ve diğer komisyon üyelerinden kızının alınması telkininde bulundu.
Rektörün bu amaçla görüşme girişiminde bulunduğu Sınav Değerlendirme Komisyonu Başkanı Doç. Dr. Mahmut Sağır, talebe olumsuz yanıt verdi.
DEKAN İKİ DEFA İSTİFA ETTİ
23 Eylül 2020’de açıklanan sınav sonucuna göre Rektör Prof. Dr. Niyazi Can’ın kızı Esra Aslancan kazananlar listesine giremedi. Rektör Can’ın kızının sınavda başarısız olmasından sorumlu gördüğü kişilerden Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nail Yıldırım, iddiaya göre baskı nedeniyle iki kez görevinden istifa etti.
Ancak, Rektör’ün huzursuzluğun ifşa olmaması için istifayı kabul etmediği ileri sürüldü. Bu arada, Rektör Prof. Dr. Niyazi Can’ın istifasını işleme koymadığı Fakülte Dekanı Nail Yıldırım aracılığıyla istifaya zorladığı sınavın komisyon başkanı Mahmut Sağır’ın istifası için yaptığı zorlamalar sonuç verdi. Baskıya dayanamayan Doç. Dr. Sağır bölüm başkanlığı görevinden istifa etti.
REKTÖRE SORUŞTURMA AÇTIRAN KAVGA
Tam da bu günlerde Doç. Dr. Mahmut Sağır ile aynı bölümde görev yapan başka bir öğretim üyesi arasında ders dağılımı yüzünden kavga çıktı.
Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülere göre, Doç. Dr. Mahmut Sağır merdivenlerden yürürken, diğer öğretim üyesi arkasından koşarak indi ve ikili merdivenlerde kavgaya tutuştu. Kavga, araya girenler tarafından ayrılarak önlendi.
Olayın incelenmesi için Rektör Can tarafından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zekeriya Pak, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ünsal ve İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Taş görevlendirildi.
Rektör Prof. Dr. Niyazi Can’a yakınlığıyla tanınan bu kişilerin hazırladığı rapor doğrultusunda Doç. Dr. Mahmut Sağır’ın “Kamu görevinden çıkarma” teklifiyle YÖK’e gönderildi.
HUKUK MÜCADELESİ BAŞLATTI
Doç. Dr. Mahmut Sağır, KSÜ Rektörü Prof. Dr. Niyazi Can tarafından haksız uygulamalara maruz bırakıldığı gerekçesiyle hem YÖK, hem de Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na 1 Şubat 2021’da başvuruda bulundu.
Ancak, iddialar memur suçları kapsamında olduğu ve YÖK izni gerekli olduğu için savcılık tarafından işlem yapılmadı. YÖK’ten dilekçe hakkı kullanılarak yapılan başvuruya cevap verilmediği gibi, başvurucu Mahmut Sağır’a üniversite yönetimi tarafından “Mesnetsiz iddia” gerekçesiyle ceza verildi.
8 aydan buyana görevden el çektirilen Mahmut Sağır’ın yakın çevresine, haklarının T.C. Anayasası’nın 2. Maddesinde yer alan, “Hukuk devleti ilkesinin YÖK ve KSÜ Rektörlüğü tarafından çiğnendiği vurgusunu yaptığı belirtildi.
TORPİL İDDİALARI
Bu arada, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Niyazi Can’ın Eğitim Fakültesi Dekanlığı döneminde, Kimya bölümü lisans diploması sahibi olan kızı Emine Canmercan’ı, sadece pedogoji sertifikası olduğu ve Çocuk Gelişimi alanında hiçbir kalifikasyon ve eğitimi olmadığı halde üniversitesine bağlı Göksun Meslek Yüksekokulu Çocuk Bakımı ve Gençlik Hizmetleri Bölümü’ne 2012 yılında öğretim görevlisi olarak alınmasını sağladığı ileri sürüldü.
Türkiye’de Gençlik Hizmetleri ve Çocuk Bakımı alanında binlerce yetişmiş eleman bulunurken, lisans eğitimi Kimya bölümü olan Emine Canmercan’ın atanmasında kayırma olduğu ileri sürüldü. Kimya mezunu rektörün kızının yüksek lisan konuların da, alındığı bölümle uzaktan yakından ilgisi olmadığı da belirtildi.
İKİNCİ KIZ VE DAMADA TORPİL
Rektör Niyazi Can’ın kızını kendi üniversitesine öğretim üyesi olarak alma girişimi direnişler yüzünden yarım kalırken, diğer kızı Esra Aslancan’ın, önce Gaziantep Üniversitesi’ne, ardından da Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi’ne öğretim görevlisi olarak atandığı ortaya çıktı.
Esra Aslancan’ın Mili Parklar Gaziantep Şubesi’nde görevli eşi Şeyh Mehmet Aslancan da, Kahramanmaraş’ta geçiş yapabileceği onlarca kurum varken, kayınpederinin rektör olduğu Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Kültür Spor Daire Başkanlığı’na alındı.
KONU TBMM’YE TAŞINDI
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Niyazi Can’ın, kızının üniversitesine öğretim üyesi alınmasını engellediği gerekçesiyle 8 aydan buyana açığa aldığı Doç. Dr. Mahmut Sağır ile ilgili yasanın gereğini yapmadığı iddiaları, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç tarafından TBMM’ye taşındı.
Rektör Can’ın aynı üniversitede daha önce iki kez yumruk yumruğa kavga eden Prof. Dr. Şükrü Karataş ve Prof. Dr. Musa Göğebakan’a kınama cezası verilme kararını onamasına rağmen, bu olayda kamuda işten çıkarma istemesinin çifte standart olduğu belirtildi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç
ÖZTUNÇ’TAN MİLLİ EĞİTİM BAKANINA SORULAR
Milletvekili Öztunç, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından cevaplandırılması istemiyle verdiği soru önergesinde, şunları sordu:
* Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü’nün kızına sınavda torpil yapmayan öğretim üyesini önce açığa aldırdığı, ardından hakkında soruşturma açarak meslekten ihracı için YÖK’e yazı yazdırdığı iddia edilmektedir.
* KSÜ Rektörü, Kahramanmaraş’ta yeni açılan İstiklal Üniversitesi’nde okutman olan kızı E.A’nın KSÜ’deki doktora sınavını kazanması için torpil istediği, ancak bu isteği kabul görmeyince öğretim üyelerine baskı ve tehditler yaparak ve YÖK’e uzanan soruşturma dosyası açtığı iddia edilmektedir.
* KST Rektörü’nün İstiklal Üniversitesi’nde okutman olan kızı E.A için doktora sınav jürisine baskı yaparak torpil istediği doğru mudur?
* Rektörün torpil isteği kabul edilmeyince Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mahmut Sağır’ı görevden aldırdığı ve sınav jürisini tehdit ettiği doğru mudur?
* Öğretim üyelerinin üniversitedeki hukuksuzlukları YÖK’e bildirmek üzere verdikleri dilekçelerin YÖK’e iletilmesi neden engellenmiştir?
* Kahramanmaraş Üniversitesi’nde kınama cezası, görevden uzaklaştırma almış akademik personel sayısı kaçtır? Var ise hangi fakülte ve bölüm başkanlarıdır? Görevden alınma nedenleri nedir?
REKTÖR NE DİYOR?
İddialarla ilgili olarak SÖZCÜ’nün sorularını yazılı olarak yanıtlayan KSÜ Rektörü Prof. Dr. Niyazi Can, kızının İstiklal Üniversitesi’ne gerekli kuralları taşıdığı için alındığını, kendisinin bu konuda bir müdahalesi olmadığını savundu.
Kızının sınavı kazanamaması nedeniyle Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nail Yıldırım’ın (mevcutta istifa dilekçesi olmasına rağmen) istifa ettiğini inkar eden Prof. Dr. Can, Doç. Dr. Mahmut Sağır’ın istifasında da kendisinin baskı yaptığıyla ilgili somut delil bulunmadığını söyledi.
Rektör Prof. Dr. Niyazi Can, damadı Şeyh Mehmet Can’ın neden Gaziantep’te çalıştığı kurumla ilgili bir kuruma değil de kayınpederinin rektör olduğu bir kuruma nakil istediği sorusunu ise, “Her çalışanın bir başka kuruma şartları tutması durumunda nakil hakkı vardır. Rektör veya bir başka yöneticinin yakın veya uzak akrabası olmak, kurumlar arası nakil başvurusu için engel değildir” şeklinde cevaplandırdı. Can, üniversitede hem de iki kez yumruklaşan akademisyenlere kınama cevabı verilirken, Doç. Dr. Mahmut Sağır için neden kamu görevinden atılma isteminde bulunulduğu sorusunu ise, “Öbür kavgada küfürleşmeyi tespit edemedik. Burada ise küfür var “ şeklinde cevapladı.
Seçil Erzan davasında, 5 müştekinin şikâyetleri üzerine hazırlanan iki yeni iddianame, İstanbul 41’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ana dava dosyasıyla birleştirildi. Erzan’dan şikâyetçi olanların sayısı 26 olurken hakkında istenen hapis cezası ise 275 yıla yükseldi.
Hürriyet’te yer alan habere göre, hazırlanan iddianamelerden birinde Kaan Sinih, annesi Sevgil Sinih ve babası Tursun Sinih’in kendilerine yüksek getiri vaat eden Erzan’a 2 milyon 250 bin lira ve 150 bin dolar verdikleri, müştekilerin bu paranın 1 milyon 550 bin lirasını geri aldığı ifade edildi. İddianameye Erzan’ın kaşeli ve ıslak imzalı belgesi delil olarak girdi. İddianamede Kaan Sinih’in ifadesi de yer aldı:
“1 Nisan 2022’de fondaki paramdan çekmek için Seçil Erzan’a mesaj attım, ‘250 bin TL para lazım’ dedim. 13 Mayıs’ta, ‘Birazdan hesabına para yatacak’ diye mesaj attı. Nazlı Can’ın hesabından, Denizbank hesabıma 250 bin TL yattı. Annem 31 Mayıs 2022’de şubeye gitmiş, Seçil Erzan’a ‘Bize hiç bilgi vermiyorsun, paramız ne kadar oldu? Bana bir evrak ver’ demiş. Seçil Erzan da anneme nominal bakiye 8 milyon 750 bin TL yazılı şube müdürü kaşeli ıslak imzalı bir yazı vermiştir. Nisan 2023’te medyaya yansıyan haberlerden dolandırıldığımızı anladık.”
S&P’nin dün akşamki not artırım kararının ardından, kuruluşun değerlendirmesinde Türkiye yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe altında yer aldı. Fitch değerlendirmesinde de Türkiye’nin kredi notu benzer seviyede yer alırken, Moody’s’e göre kredi notu halen yatırım yapılabilir seviyenin 6 kademe altında yer alıyor
Dün akşam S&P, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmesini açıkladı. Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunun “B”den “B+”ya yükseltildiği ve kredi notu görünümünün “pozitif” olarak korunduğu bildirildi.
Türkiye’de yerel seçimlerin ardından dış dengelenmenin de etkisiyle para, maliye ve gelirler politikası arasındaki koordinasyonun iyileşeceğinin düşünüldüğü belirtilen açıklamada, gelecek 2 yıl içinde portföy girişlerinin artacağının, cari açıkların daralacağının, enflasyon ve dolarizasyonda düşüşün öngörüldüğü kaydedildi. Açıklamada, politika yapıcıların, cari açığın daraldığı ve dolarizasyonun tersine döndüğü ortamda enflasyonu düşürmeyi ve liraya olan güveni yeniden tesis etmeyi başarması halinde Türkiye’nin kredi notunun yükseltilebileceği ifade edildi.
S&P, Türkiye’de son dönemdeki politika düzenlemeleri nedeniyle aralık ayında takvim dışı değerlendirmeye giderek ülkenin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çevirmişti. Diğer kredi derecelendirme kuruluşlarından Moody’s de ocak ayında Türkiye’nin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkarmıştı.
FITCH DE 12 YIL SONRA YÜKSELTMİŞTİ
Geçen ay Fitch Ratings de Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltti, not görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkardı. Kuruluş, böylece 12 yıl sonra ilk kez Türkiye için not artırım kararı aldı. Fitch kararıyla ilgili açıklamasında sıkı para politikasının beklenenden daha önce güçlü bir şekilde uygulandığını, böylece makroekonomik ve dış kaynaklı kırılganlıkların azaldığını aktardı.
‘YATIRIM YAPILABİLİR’ SEVİYEYE KAÇ ADIM KALDI?
Son artışla birlikte Türkiye, artık not açısından S&P ve Fitch için yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe, Moody’s için 6 kademe altında. Hepsinde görünüm ise Pozitif. Kredi notunun artması ve görünümün de pozitif olması, sonraki aşamada da tekrar not artırımı gelebileceğine işaret ederken bu her ne kadar piyasalar açısından yatırım yapılabilir seviyenin henüz gerisinde olunsa da olumlu değerlendiriliyor.
BIST 100’DEKİ YÜKSELİŞİ DESTEKLEDİ
Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik aldığı olumlu kararlar ve bu kararların devamının gelebileceğine yönelik beklentileri Borsa İstanbul’a da şu ana kadar pozitif yansıdı. BIST 100 endeksi son 1 ayda yüzde 12.57 yükselirken. 2024 genelinde yüzde 34.79’luk artış yaşadı. 2024’teki yükseliş ocak-Nisan dönemindeki yüzde 18.72’lik enflasyonun çok üzerinde gerçekleşerek Borsa İstanbul yatırımcısına önemli bir reel getiri sağladı.
NE ANLAMA GELİYOR?
Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri çeşitli yatırım fonları tarafından dikkatle takip ediliyor. Bu değerlendirmeler bireysel kredi notlarına benzer bir görev üstleniyor. Bir ülkenin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyede yer alması daha güvenli bir yatırım ortamı sunduğu anlamına geliyor. Bu sebeple dünyada başta emeklilik fonları olmak üzere çeşitli büyük fonlar bir ülkenin tahvil veya hisse piyasasına yatırım yapmadan önce 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşunun 2’sinde yatırım yapılabilir seviyede not almış olmasını bir gereklilik olarak görüyor. Bir ülkenin kredi notu yükseldikçe o ülkeye sermaye akışının hızlanması ihtimali artıyor.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2’si tutuklu 7 sanık hakkında yargılaması süren dava dosyasında müştekilerin şikayeti üzerine iki yeni iddianame hazırlandı.
Sanık Erzan hakkında “özel belgede sahtecilik” ve “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 84 yıldan 275 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
“Yüksek karlı gizli fon” dolandırıcılık davasında müşteki sayısı 26’ya yükseldi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iki yeni iddianameyle sanık Seçil Erzan hakkında istenen hapis cezası 275 yıla çıktı. (AA)