Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Ters dolarizasyon eğilimi her geçen gün ivme kazanıyor…

Yayınlanma:

|

Küresel mali piyasalar dün hareketli bir günü geride bıraktı. Yurt dışı cephede günün en önemli gelişmesi kuşkusuz Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) olağan faiz toplantısı idi. Son günlerde bültenimizde sıklıkta kaleme aldığımız üzere, büyümenin motoru olan Almanya ve Fransa’da yaşanan siyasi gelişmeler, Trump 2.0 döneminin getireceği belirsizlik, Kıtanın yaşlanan nüfusu ve beraberinde en büyük tehdit olan sanayisizleşme riski ile karşı karşıya kalan Avrupa ekonomilerine paralel ECB’nin en az 25 baz puan faiz indirimine gitmesi bekliyorduk. ECB beklentiler paralelinde politika faizini 25 baz puan indirerek mevduat faizini %3 seviyesine getirdi. Büyüme tahmini de aşağı güncellerken, ufukta daha fazla indirim görüldüğünü de ima etti.

Karar sonrası EURUSD paritesi son günlerde salındığı 1,05’li seviyeleri terk ederek bu sabah 1,0450 seviyesine gevşediğini görüyoruz. Bir kez daha belirtmek gerekirse, EURUSD paritesinde yönün net bir şekilde aşağıya olduğunu düşünmeye devam ediyoruz. ABD ile Avrupa arasında faiz makasının da EUR üzerinde baskı kurmaya devam etmesini ve paritenin beklediğimizden de kısa bir süre 1,0 seviyesinin altını hedefleyeceğini öngörüyoruz.

ABD’de ise evvelsi gün açıklanan ve piyasaları mutlu eden tüketici enflasyonu ardından dün beklentilerin üzerinde sonuçlanan üretici enflasyonu piyasaların kaydettiğini kazanımları geri vermesine neden oldu. Şöyle ki, üretici enflasyonunun beklentleri aşması ardından FED’den beklenen faiz indirim patikası yeniden sorgulanırken, gösterge ABD 10 yıllık devlet tahvilinin getirisi bir günde 20 baz puan yükselerek %4,33 seviyesine geldi. Doların piyasa faizinin yükselmesi piyasaları mutsuz ederken, faiz getirisi olmayan kıymetli madenler dün sert bir şekilde geriledi. Altının ons fiyatı 2,725 dolar seviyesini test ederek son günlerde iyimser bir görünüm sergilemesi ardından hızla 2,690 dolar seviyesine gerilerken, yükselişi kadar düşüşü de sert olan gümüş 32 dolar seviyesinin üzerinde tutunamayarak 31 dolar seviyesine kadar geriledi. Bugün haftalık kapanışı görerek daha sağlıklı bir yorum yapmaya çalışacağız.

Bireysel yatırımcıların da ötesinde kurumsal yatırımcıların da ETF talebi ile bu yıl adeta şaha kalkan ve %140’dan fazla değer kazanan dijital altın Bitcoin de iyimser başlayan dünkü günde 102,600 dolar seviyesini test etmesi ardından olumsuz havaya paralel yeniden 100bin dolar seviyesine geri çekildi. Büyük resimde, fütursuzca dolar basmaya devam eden ABD Hazinesi ve doların ‘silah’ olarak kullanılmasından mutsuz olan gerek merkez bankaları gerekse de yatırımcıların son yıllarda davranış değişikliğine giderek arzı sabit enstrümanlara (bitcoin ve altın) olan ilgisini devam ettireceğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, ara ara görülebilecek kâr satışlarına da çok da büyük bir anlam yüklenmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Trump’ın tarife kartının dönüp dolaşıp doları daha da yıpratacağı bir ekosistemde, bir ayağı çukurda olan EUR yerine ışıldayan ve arz kısıtlı olan enstrümanların ön planda olmasını bekleme devam ediyoruz. ABD’nin kamu borcu 36 trilyon dolar seviyesinde olduğunu ve yüz günde bir trilyon dolar büyüme devam ettiğini bir kez daha hatırlatalım!

Dün her hafta perşembe gün olduğu üzere, TCMB ve BDDK’nın haftalık bültenlerini enine boyuna irdeledik. TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net döviz pozisyonu iyileşmeye devam ederken, manşet rakam 39 milyar dolar seviyesine yükseldi. Bu denkleme kamu dövizlerini de katarsak, 51,8 milyar dolar ile rekor seviyede olduğunun altını kalınca çizmek gerekiyor. Geçen iki senedir çok konuşulan rezerv sorununun da ortadan kalktığını rahatlıkla iddia edebiliriz. Dün veriler arasında en çok dikkat çeken husus ise DTH cephesinde yaşanan erime idi. Daha basit bir anlatımla, tek yalan söylemeyen şey matematiktir söyleminde hareketle, dolarizasyon eğiliminin iyice tersine dönmeye başladığını iddia edebiliriz. TCMB verilerine göre, 6 Aralık haftasında, yurtiçi yerleşik bireysel ve kurumsal DTH 3 milyar dolar erime kaydetmiş! TCMB’nin de güçlenen rezervleri ile birlikte DTH erimesini birlikte düşünürsek, 2025 yılının yine TL’nin yılı olacağı yönünde görüşümüzün kuvvet kazandığını söyleyebiliriz.

Öte yandan, dün Türkiye’de açıklanan cari işlemler dengesi Ekim ayında 1,88 milyar dolar fazla verirken, yılın ilk on ayında rakam sadece 3,3 milyar dolar açık şeklinde oldu. Geçen yılın aynı döneminde söz konusu rakamın 36,1 milyar dolar açık şeklinde olduğunu hatırlatalım! Peşinen, uygulanan politikalara paralel Türkiye ekonomisinin yavaşladığının hepimiz biliyoruz ya da sanayide çarkların durma noktasına geldiğini zaten açıklanan verilerden okuyabiliyoruz. Yavaşlayan bir ekonomide hammadde ithalatı da yavaşlarken, döviz ihtiyacını da azalması ile cari denge otomatik olarak dengeleniyor. Ödemeler dengesinde yaşanan gelişmelerin uygulanan reçetenin bir sonucu olarak olumlu gördüğümüzü belirtmekle birlikte madalyonun diğer tarafında ise ekonominin durma noktasına gelmesini olumsuz bir gelişme olarak okduğumuzu da altını çizmek isteriz.

Her ne kadar ABD’de ÜFE beklentilerin üzerinde gelerek moralleri bozsa da, her perşembe günü açıklanan haftalık işsizlik maaşı başvuruları artış kaydederek görünümü bir noktada dengelediğini görüyoruz. Vadeli faiz piyasaları haftaya FED’den 25 baz puan indirime hâlen daha %94 ihtimal tanıyor. Dün gece gongu Trump’ın çaldığı ABD hisse senedi piyasaları geceyi %0,5 düşüşle tamamladı. Bu sabah Asya piyasalarında da hava pek de iyimser görünmüyor. Çin borsa endeksleri %2’ye yakın düşüşle başı çekiyor. Çin’den beklenen teşvik paketine yönelik endişelerin yatırımcıları mutsuz ettiğini görüyoruz. ABD borsalarının ise vadeli işlemlerinde hafif de olsa yükselişler dikkat çekiyor.

BIST100 endeksi dün sabah saatlerinde güne yurt dışı piyasaların olumlu seyrine paralel iyimser bir başlangıç yapması ardından öğleden sonra ABD ÜFE verisi ile adeta açıldığı seviyeden yani değişim kaydetmeden gün içi kazanımlarını da koruyamadan kapandı. Kur, faiz ve CDS üçlüsünde önemli bir değişim göremedik. USDTRY kuru bu sabah hafta sonu valör etkisi ile (üç günlük fonlama) 34,94 seviyesine yükseldi.

TL ve YP mevduat

17340690896ffae830d558b9adca141a35d1804142_1_1200.jpg

DTH

17340690909f78a6c00222cd1f16ce01c9a042334e_2_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

KKM Dönemi Bitiyor mu? Merkez Bankası Vites Yükseltti

Yayınlanma:

|

21 Haziran 2025 tarihli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) basın duyurusu ile makroihtiyati çerçevede yapılan değişiklikleri ve bunların Türk lirasına geçişi destekleme amacı ile değişikliğe gitti:

Düzenlemelerin anlamını madde madde şöyle açıklayabiliriz:

 1. TL Mevduat Payı Hedefleri

  • Gerçek kişi TL mevduat oranı %60’ın altında olan bankalar için hedef artırıldı.

  • %60-%65 arasında olan bankalara ise aylık %0,4 puan artış hedefi getirildi.

    • Bu düzenleme, bankaların TL mevduat toplamını artırmalarını teşvik ediyor. TL’ye geçiş hızlandırılmak isteniyor.

2. KKM Zorunlu Karşılık Oranı Arttırıldı

  • Kur Korumalı Mevduat (KKM) için zorunlu karşılık oranı %33’ten %40’a çıkarıldı.

    • Yani bankalar artık daha fazla karşılık ayırmak zorunda, bu da KKM’yi daha maliyetli hale getiriyor.

    • Dolayısıyla KKM’den çıkış teşvik ediliyor, TL vadeli mevduata geçiş isteniyor.

3. KKM Faiz Sınırlaması Gevşetildi

  • KKM hesaplarında uygulanabilecek asgari faiz oranı, politika faizinin %50’si yerine %40’ı olarak belirlendi.

    • Bankaların KKM’ye uygulayacağı faiz düşürülebilecek. Yine KKM’nin cazibesi azaltılıyor.

4. KKM’den TL’ye Geçiş

  • KKM’den TL mevduata geçişi teşvik için hedef korunurken, KKM’nin yenilenmesi sınırlandırılıyor.

    • Bu, KKM’den TL’ye dönüşü zorunlu ve sürekli hale getirmeye yönelik bir adım.

5. TL Mevduata Geçişi Kolaylaştırıcı Adım

  • 1 aydan uzun vadeli ve değişken faizli TL mevduat açılmasına izin verildi.

    • Faiz endeksleri (TÜFE, ÜFE, TLREF vs.) ile bağlantılı değişken faizli mevduat açılabilecek.

    • Bu, yüksek enflasyon ortamında TL’ye ilgiyi artırmayı amaçlar.

6. Yabancı Para Mevduat Zorunlu Karşılık Oranı Düşürüldü

  • Yabancı para mevduatın TL karşılığı olarak tutulması gereken zorunlu karşılık oranı %4’ten %2,5’e düşürüldü.

    • Bu, bankaların döviz kaynağı üzerindeki yükü biraz azaltır. Ancak genel politika yine TL’ye geçişi desteklemeye yöneliktir.

GENEL DEĞERLENDİRME

Bu adımların genel amacı:

  • Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkışı hızlandırmak,

  • TL vadeli mevduatın cazibesini artırmak,

  • Bankaları TL’yi teşvik etmeye zorlamak,

  • Para politikasının etkinliğini artırmak (yani faiz kararı ile tasarruf kararları arasındaki bağı güçlendirmek).

Resim

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Krizler sıradanlaştı mı? Yatırımcı artık şok olmuyor!

Yayınlanma:

|

Günümüz finans dünyasında yatırımcılar adeta birer kriz savaşçısı haline geldi. Son 30 yılda yaşanan ekonomik, jeopolitik ve finansal sarsıntılar, yatırımcıların reflekslerini keskinleştirdi, risk algılarını yeniden şekillendirdi. Ancak bu “alışma” hali bir bağışıklık mı yoksa rehavet mi, tartışmaya açık.

Şoklara bağışıklık mı kazandık?

Yatırımcılar artık krizleri sadece endişe verici gelişmeler olarak değil, fırsat alanları olarak da görebiliyor. Bunun başlıca nedenleri:

  • Merkez bankalarının krize müdahale refleksleri güçlendi. “FED put” olarak adlandırılan politika sayesinde yatırımcılar diplerde alım yapma cesaretini artırdı.

  • Davranışsal finans bilgisi yayıldı; sürü psikolojisi daha bilinçli değerlendiriliyor.

  • Portföy çeşitliliği arttı: Hisse senetleri, altın, kripto, emtia gibi alternatif yatırım alanlarına yönelim yükseldi.

Ancak bu bağışıklık yanıltıcı olabilir. Tarih defalarca gösterdi ki her yeni kriz kendi doğasını taşır ve eski çözümler her zaman işe yaramaz.

Yakın tarihteki büyük piyasa şokları

Aşağıdaki tablo, son 35 yılda yatırımcıların karşı karşıya kaldığı önemli piyasa şoklarını özetliyor:

Yıl Olay Etkisi
1987 Kara Pazartesi Dow Jones %22 düştü. Panik satışlar algoritmik işlemleri tetikledi.
1997 Asya Krizi Tayland’dan başlayan kriz Asya borsalarını çökertti.
1998 Rusya Krizi – LTCM Hedge fonların sistemik riski ortaya çıktı. FED müdahale etti.
2000 Dot-com Balonu Teknoloji hisseleri %70’ten fazla düştü. Nasdaq çakıldı.
2008 Küresel Finansal Kriz Lehman Brothers battı, dünya resesyona girdi.
2010–2012 Avrupa Borç Krizi Yunanistan ve Güney Avrupa ekonomileri sarsıldı.
2016 Brexit Sterlin tarihi düşüş yaşadı. Avrupa’da birlik tartışıldı.
2020 COVID-19 Piyasalar çöktü. Petrol negatife indi. Genişlemeci politikalar devreye girdi.
2022 Ukrayna-Rusya Savaşı Enerji ve tarım fiyatları patladı, küresel enflasyon başladı.
2023 Bankacılık Krizi (SVB, Credit Suisse) Bankacılık sistemine güven sorgulandı. Risk iştahı azaldı.
2024–2025 İran-İsrail Gerginliği Orta Doğu kaynaklı jeopolitik risk yeniden fiyatlandı.

Yatırımcının yeni refleksleri

Günümüz yatırımcısı geçmişe kıyasla daha stratejik davranıyor:

  • “Buy the dip” (düşüşte al) mantığı benimsendi.

  • Hızlı portföy rotasyonu ve likiditeye yönelim arttı.

  • Algoritmik işlemler sayesinde tepkiler daha hızlı ancak daha volatil.

Tehlike: krizlere alışmak

Yatırımcılar krizlere alıştıkça, bazı tehlikeli eğilimler de doğuyor:

  • Rehavet: “Nasıl olsa merkez bankaları kurtarır” düşüncesi hâkim olabilir.

  • Aşırı risk alma: Kriz sonrası sert yükselişler beklentisiyle riskli varlıklara aşırı yönelim.

  • Gerçek risklerin göz ardı edilmesi: Jeopolitik ya da yapısal riskler yeterince fiyatlanmıyor olabilir.

Bağışıklık mı, körlük mü?

Yatırımcılar şoklara karşı daha hazırlıklı olabilir ancak bu hazırlık, rehavete dönüşmemeli. Finansal sistem her zaman yeni riskler üretmeye devam eder. Bugün yaşanabilecek bir jeopolitik kriz, iklim krizi, siber saldırı veya küresel borç sorunu, piyasaları yeniden sarsabilir.

Bu nedenle yatırımcı için en önemli kural hâlâ geçerli:

“Geçmişteki krizleri hatırla, ama bir sonrakinin farklı olacağını unutma.”

Erol TAŞDELEN-Ekonomist     www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Trump iki hafta süre verdi: İran’a ani saldırı riski ‘şimdilik’ azaldı

Yayınlanma:

|

Yazan:

FED Başkanı Powell’ın yüksek belirsizlik ortamında temkinli davranarak, Trump’ın tarifelerinin etkileri netleşmeden faiz indirimi yapmadığı hatta “şu an ne olacağını kimse bilmiyor, biz de bekleyip göreceğiz.” dedi olağan toplantısının ertesi günü, İsviçre Merkez Bankası politika faizini 25 baz indirerek üç yıl önceki %0 seviyesine geri çekti. Norveç Merkez Bankası ise dün sürpriz bir şekilde politika faizini 25 baz puan indirerek %4,00 seviyesine çekti. Bu, bankanın 2020’den bu yana gerçekleştirdiği ilk faiz indirimi oldu. İngiltere Merkez Bankası ise faizini beklendiği üzere %4,25 seviyesinde sabit bırakırken, gevşemeye açık kapı bırakması dikkat çekti.

Akabinde sahneye çıkan TCMB, jeopolitik gelişmeleri ve tarife savaşlarının getirdiği belirsizliğe işaret edere politika faizini %46 seviyesinde sabit bırakırken, beklentimizin aksine faiz koridorunu simetrik bir hâle de getirmedi. Mevcut belirsizlik ortamında, ihtiyaç olması durumunda, borç verme faizi oranını %49 seviyesinde bırakarak aslında 300 baz puan ilave sıkılaşma esnekliğini korudu. Son günlerde AOFM, TCMB’nin politika faizi olan %46 seviyesine gerilerken, dün BIST repo faizi (TLREF) ise %47 seviyesine yükseldi.

Tansiyonun artmadığı günlerde iş gören faizin %46’ya yeniden gerileyeceğini düşünüyoruz. TCMB’nin şahin bir duruş sergilemesine rağmen, eğer işler önümüzdeki 45 gün içerisinde ‘çirkinleşmezse’, Temmuz toplantısında kuvvetli bir faiz indirim ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu düşünüyoruz! Biraz daha büyük resimden bakarsak, Temmuz’da en az 350 baz puan faiz indirimi beklerken, sene sonu politika faizinin %35 seviyesine gerilemesini bekliyoruz.

Dönelim kararın piyasa yansımasına…  USDTRY kuru dün gün 39,25 seviyelerinde tamamlaması ardından bu sabah, pazartesi valörlü işlemlerde, gerek üç günlük fonlama maliyet gerekse de hafta sonu riski almak istenmemesi nedeniyle ilk işlemlerin 39,65 seviyelerinden eşleştiğini görüyoruz. Yüksek faiz ortamının şirketler üzerinde baskı kurması, finansman maliyetlerinde artışın yarattığı kârsızlık sorunu, üzerine tuz biber olan jeopolitik gelişmeler ve petrol fiyatlarının yüksek seyri, hisse senedi cephesinde havanın bozulmasına neden oldu: BİST100 endeksi günü %1 düşüle tamamlarken, haftanın genelinde şimdilik %2,25 düşüş sergiledi. Ana endekste aşağıda 9,000 yukarıda ise 9,700 oyun sahasının çizgilerini temsil ediyor. Kırdığı yöne doğru hareketin ivme kazanmasını bekliyoruz. CDS risk primi bebek adımları ile 315 baz puan seviyesine yükselirken, TCMB’nin şahin duruşuna paralel iki yıl vadeli gösterge tahvil basit faizi yeniden %40 seviyesinin altına geriledi.

Türkiye ile ilgili paragrafı kapatmadan, TCMB ve BDDK’nın haftalık verilerine de bakmak isterim. 13 Haziran ile sona eren haftada, yurt içi yerleşiklerin parite etkisinden arındırılmış döviz hesapları (DTH) 2,9 milyar dolar artış kaydetti. Bu rakam bir önceki hafta yine kurumsal müşteriler kaynaklı 2,6 milyar dolar azalmıştı. Bu nedenle çok fazla anlam yüklemek istemedik. BDDK verisine göre, KKM hacmi 5,2 milyar TL azalışla 566 milyar TL seviyesine geriledi. KKM hacmi çok küçüldüğünden azalış hızı da iyice ivme yitirdi. KKM’nin toplam mevduat stokundaki payı %2,5 seviyesine gerilerken, DTH ve KKM’nin toplamdaki payı ise önceki haftaya göre önemli bir değişim göstermeden %41 oldu (TL payı ise ~ %59). TCMB’nin 18 Haziran valörlü işlemlerinde net yabancı para pozisyonu yaklaşık 0,6 milyar dolar artışla manşet rakam 24,3 milyar dolar seviyesine geldi (bakınız grafik). Daha geniş bir açıdan bakarsak, sene sonunu ile siyasi iklimin değiştiği 19 Mart arasında 22 milyar dolar biriktiren TCMB, 19 Mart ile 28 Nisan arasında 50 milyar dolar rezerv kaybetmesi ardından yeniden yavaş yavaş rezerv biriktirmeye çabaladığını görüyoruz. Yabancıların menkul kıymet pozisyonu net anlamda 1,1 milyar dolar iyileşirken, hisse senetlerine ilginin yeniden tırmandığını da not edelim.

ABD piyasalarının Juneteenth tatili nedeniyle kapalı olması, Asya seansına net yön vermedi. Bu sabah ABD vadeli işlemlerinde %0,25 oranında düşüşler göze çarparken, yeni gün başlangıcında Pasifik’in diğer ucunda ise iyimser bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Kore ve Hong Kong borsaları %1’in üzerinde yükselirken, gösterge endeks Tokyo borsası, güçlenen YEN nedeniyle yatay bir seyir izliyor. Japonya’da Mayıs ayında çekirdek enflasyon gıda fiyatlarının öncülüğünde yıllık %3,7’ye yükselerek son iki yılın zirvesine çıktığını ve merkez bankasının hedefinin üstünde kalmaya devam ettiği görüyoruz.

İsrail-İran savaşının şiddetlenmesi ve Trump’ın olası ABD müdahâlesine yönelik kararını iki hafta içinde açıklayacak olması, küresel piyasalarda temkinli iyimser bir seyre yol açtı. Petrol fiyatları jeopolitik risklerle desteklense de, Brent bu sabah %2,5 düşüşle 76,80 dolar seviyesine geriledi (son üç haftada yükseliş %19). Benzer bir etkinin kıymetli madenler cephesinde de etkili olduğunu görüyoruz. Altının ons fiyatı hafta genelinde %2,25 düşüşle 3,350 dolar seviyesine gerilerken, gümüşün ons fiyatı ise hafta başı 37,30 dolar seviyesine kadar yükselmesi ardından 35,80 seviyesine geri çekildi. Benzer bir şekilde riskin arttığı son günlerde değer kazanan dolar da (DXY) bu sabah kazanımlarını geri verdi.

Bu arada haftaya yapacağım sunum için çalışırken, Hürmüz Boğazı’nı ve İran’ın ihracatı hakkında derinlemesine araştırma yaptım. ABD ile Çin arasında başlayan jeostratejik rekabetin tetiklediği tarife savaşları tüm haşmetiyle devam ederken, İran’ın ihraç ettiği petrolün %90’ını kim alıyor biliyor musunuz? Evet, Çin! Büyük resimde, daha önce de değindiğim üzere, İsrail’in son dönemde Hamas ve Hizbullah gibi örgütlere yönelik artan operasyonel baskısı, İran’ın askeri ve nükleer altyapısına doğrudan saldırı ile uzun süredir beklenen ancak ertelenen rejimi devirme sürecinin fiilen başlaması, Suriye, Lübnan ve Irak gibi ülkelerdeki güç boşluklarını hep birlikte geniş bir açıdan değerlendirmek gerekiyor. Bu yeni tablonun şimdilik enerji fiyatları ve güvenlik politikaları üzerinden Türkiye’ye olumsuz etkisi ön planda olsa da, İran’ın etkisinin zayıflaması, Türkiye’nin diplomatik ve jeopolitik manevra alanını genişletebilir. Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılarının tasfiyesi, PKK’nın silah bırakma sürecinin hızlanması ve belki de Kıbrıs’a kadar uzanacak daha dengeli bir diplomasi ortamının oluşması gibi olumlu gelişmelerin de önünü açabileceğini düşündüğümüzün altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Tüm bu gelişmelerin belki de en dikkat çekici sonuçlarından biri ise, Çin’in enerji arz güvenliği açısından daha kırılgan ve dışa bağımlı hâle gelmesidir.

Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde tüketici güven endeksi ve merkezi yönetim borç stoku, dışarıda ise İngiltere’de perakende satışlar ve ABD Philadelphia FED endeksi takip edilebilir. Herkese güzel bir hafta sonu dileriz.

TCMB net döviz pozisyonu (tüm swaplar ve hazine dövizleri hâriç)

1750393777de952173ce1360eb447297a426318bf9_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.