Connect with us

BANKA HABERLERİ

Türkiye Finans 2021 yılında 921 milyon TL kar etti

Geçen yıl ülke ekonomisine 76 milyar lira değerinde katkı sunan Türkiye Finans’ın aktif büyüklüğü yüzde 42 artışla 116 milyar liraya yükseldi

Yayınlanma:

|

 Türkiye Finans Katılım Bankası’nın 2021’de konsolide olmayan karı 921 milyon 48 bin lira oldu.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, Türkiye Finans, 2021’de aktif büyüklüğünü bir önceki yılın sonuna kıyasla yüzde 42 artışla 116 milyar liraya yükselterek insan odaklı bankacılık anlayışını üretim ve dijitalleşme vizyonuyla birleştiren katılım bankası olmayı sürdürdü.

Son yıllarda gerçekleştirdiği üretime dönüş odaklı çalışmalarla Türkiye’nin üretim ve ihracat eksenli büyüme stratejisini destekleyen Türkiye Finans, 2021 yılında ülke ekonomisine 76 milyar lira değerinde katkı sundu.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Türkiye Finans Genel Müdürü Murat Akşam, Türkiye’yi ileriye taşıyacak olan sektörlerde başlayan üretim seferberliğinin, pandeminin yavaşlamasıyla 2021’de etkisini daha fazla hissettirirken, bir katılım finans kuruluşu olarak bu dönemde de üretim ve ticaretin içinde olma kararlılıklarını sürdürdüklerini kaydetti.

Bu anlayışla hem bireysel hem de ticari tarafta verdikleri finansman desteğinde hız kesmeyerek ülke ekonomisine 76 milyar liralık katkı sağladıklarını bildiren Akşam, kullandırılan fonları yüzde 29, gayrinakdi finansmanları ise yüzde 55 büyütmelerinde bu stratejinin payının büyük olduğunu vurguladı.

Akşam, ‘Aktif büyüklüğümüz 2020 yılı aralık sonuna göre yüzde 42 artışla 116 milyar TL’ye ulaştı. Ayrıca, sürdürülebilir büyümenin devamı için gerekli olan güçlü sermaye yapımızı koruyup yasal öz kaynaklarımızı yüzde 35 arttırarak 10 milyar TL’nin üzerine çıkarttık.’ ifadelerini kullandı.

Türkiye Finans olarak 2022 yılında ilk 10 banka arasına girme hedefini koruduklarını belirten Akşam, Banka’nın ana stratejilerinden birinin üretim, ticaret ve ihracata katkı sağlamak olduğunu kaydetti.

Bu alanlarda büyümenin öncülüğünü yapacaklarını, dijital bankacılık yetkinlikleriyle insan odaklı bankacılık anlayışını harmanlayarak toplumun farklı kesimlerini fonlamanın yanı sıra reel sektöre nakdi ve gayrinakdi finansman desteği sunmaya devam edeceklerini bildiren Akşam, ‘Türkiye’nin üreticisi, esnafı ve finans kuruluşlarıyla yılda en az 500 milyar dolar ihracat yapabilecek kapasitede olduğunu biliyor ve bu hedefi yakalayacağımızı öngörüyoruz. Türkiye Finans olarak bu hedefin gerçekleşmesi için toplumun farklı kesimlerine her türlü desteği vermeye hazırız.’ ifadelerini kullandı.

– Toplanan fonlar içerisinde TL’nin payını yüzde 37 arttırdı

Murat Akşam, Türkiye Finans’ın 2021 yılında toplanan fonlarını yüzde 47 büyütürken, müşterilerine TL birikimlerini yüksek getiriyle değerlendirebilecekleri ürünler sunarak TL fonlarını toplanan fonlar içerisinde yüzde 37 arttırdığını belirtti.

Sürdürülebilir bir büyüme için TL tasarruflarının hem Türkiye hem de sektör için çok önemli olduğunu vurgulayan Akşam, 2021 yılında piyasaların en dalgalı olduğu dönemler dahil olmak üzere vatandaşlara TL üzerinden birikim yapmaya çağrıda bulunduklarını aktardı.

TL likiditesini başarıyla yönettiklerini belirten Akşam, şunları kaydetti:

‘Bizim için küçük birikim yoktur, bütün birikimler büyüktür ve çok değerlidir. Bu anlayışımızın bir göstergesi olarak müşterilerimize, emek ve özveri ile elde ettikleri birikimlerini en doğru şekilde değerlendirmelerine destek olmak amacıyla TL üzerinden çeşitli fon paketleri sunarak hızlı, kolay ve basit çözümlerle onların yanında olmayı sürdürdük. Ayrıca, 2021 yılı sonunda yürürlüğe giren kur korumalı TL mevduat modeline çok hızlı uyum sağlayarak piyasaya üç farklı katılma hesabı sunmayı başardık ve bu sayede toplam fon hacmimiz içerisinde dolarizasyonun aşağı yönlü çekilmesinde aktif rol aldık.’

Müşterilerin TL birikimlerini yüksek getiriyle değerlendirebilecekleri ürünler sayesinde toplanan fonlar içerisinde TL fonlarını yüzde 37 arttırmanın son derece bilinçli bir tercih olduğunu belirten Akşam, ‘Katılma hesaplarımızdaki yüzde 57’lik büyüme, Türkiye Finans’ın fon kullandırım gücünü artıran bir diğer gelişme oldu.’ ifadesini kullandı.

– ‘Dijitalleşme endeksinde yüzde 95’e ulaştık’

Türkiye Finans Genel Müdürü Akşam, 2021’in Türkiye’de bankacılık ve finans sektörünün dijitalleşmesinde bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak, 1 Mayıs 2021’de devreye alınan uzaktan müşteri edinimi uygulamasının finansal kapsayıcılığın genişlemesi açısından büyük katkı sunduğunu ve rekabeti artırarak pazarın büyümesine neden olduğunu bildirdi.

Akşam, şu değerlendirmelerde bulundu:

‘Tüketiciler, finansal hizmetlere yer ve mekandan bağımsız olarak ihtiyacın doğduğu an ve yerde anında erişmek istiyor. Bankacılıkta kuralları değiştiren tüm gelişmelere ilk uyum sağlayan banka olma iddiamızı uzaktan müşteri edinimi sürecinde de başarıyla ortaya koyduk. Dijitalleşmeye yaptığımız yatırımlar ve yenilikçi yaklaşımımız sayesinde bu yeni döneme en hızlı uyum sağlayan bankalardan biri olduk. Görüntülü görüşme uygulaması hayata geçtiği tarihten itibaren dijitalden edindiğimiz müşterilerin yaklaşık yüzde 25’ini uzaktan müşteri edinimiyle bankamıza kazandırdık. Ayrıca, tüm müşterilere oranla aktif dijital müşteri oranımızı yüzde 76 seviyesine ulaştırdık. 2021 yılında Bankamızın toplam ürün satışının yüzde 50’sini dijital kanallardan gerçekleştirerek dijitalleşme endeksinde yüzde 95’e ulaştık. Tüm bu rakamlara baktığımızda görünmez bankacılık vizyonuna doğru ilerlediğimiz bu dönemde, Türkiye Finans olarak fark yaratan çalışmalarımızla geleceğin net bir resmini çizdiğimizi düşünüyorum.’

Müşterilere her kanaldan ulaşarak onların hayatlarında ek bir süreç yaratmadan hizmet sunmanın insan odaklı dijital bankacılık anlayışının özünü oluşturduğunu belirten Akşam, ‘Açık bankacılığın giderek önem kazandığı bir ortamda hayata geçirdiğimiz iş birlikleri ile müşterilerimize geleceğe meydan okuyan iş modelleri sunuyoruz. Vatandaşlarımızın, sadece bankamızın dijital kanallarından değil, iş birliği yaptığımız firmalar ve mobil platformlar üzerinden de müşterimiz olabilecekleri iş modelleri üretiyoruz. 2021 yılında ZUBİZU ile iş birliği yaparak hizmete sunduğumuz Extra Limit ürünümüz bunun en somut örneğidir. Uzaktan müşteri edinimi ile dijital finansman süreçlerini entegre ettiğimiz yepyeni iş modeli olan Extra Limit sektörde bir ilk olma özelliği taşıyor.’ ifadelerini kullandı.

Bir başka ilki de TFXTarget ile gerçekleştirdiklerini bildiren Akşam, her ölçekten yatırımcının kolaylıkla birikimlerini değerlendirmesine ve varlıklarını yönetebilmesine imkan tanıyan TFXTarget’a 2021 yılında yerli/yabancı hisse senedi ve borsa yatırım fonu işlemleri alım satım özelliklerini ekleyerek uygulamayı uçtan uca bir yatırım platformu haline getirdiklerini aktardı. Akşam, bu sayede her ölçekten yatırımcının Apple, Tesla, Microsoft gibi uluslararası markaların hisse senetlerini alıp satabildiklerini kaydetti.

Bankacılık dünyasındaki dijitalleşmenin yakın gelecekte görünmez bankacılığa evrileceğine işaret eden Akşam, 2020 yılından bu yana Türkiye’nin en büyük yerel ve uluslararası markalarıyla iş birliği yaparak şube dışı hızlı finansman ve ödeme noktaları kurduklarını ve büyük bir finansman hacmi yaratarak ülke ekonomisine çok net bir katkı sunduklarını belirtti.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.