Connect with us

EKONOMİ

Türkiye nüfusu 83 milyon 614 bin oldu

Yayınlanma:

|

TÜİK, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS)‘e göre Türkiye’nin yeni nüfusunu açıkladı.

Türkiye’de ikamet eden nüfus, 31 Aralık 2020 tarihi itibarıyla bir önceki yıla göre 459 bin 365 kişi artarak 83 milyon 614 bin 362 kişiye ulaştı. Erkek nüfus 41 milyon 915 bin 985 kişi olurken, kadın nüfus 41 milyon 698 bin 377 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle toplam nüfusun %50,1’ini erkekler, %49,9’unu ise kadınlar oluşturdu. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre ülkemizde ikamet eden yabancı nüfus(1) bir önceki yıla göre 197 bin 770 kişi azalarak 1 milyon 333 bin 410 kişi oldu. Bu nüfusun %49,7’sini erkekler, %50,3’ünü kadınlar oluşturdu. Nüfus artış hızı, binde 5,5 oldu Yıllık nüfus artış hızı 2019 yılında binde 13,9 iken, 2020 yılında binde 5,5 oldu.
Nüfus ve yıllık nüfus artış hızı, 2007-2020

İl ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı %93 oldu Türkiye’de 2019 yılında %92,8 olan il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı, 2020 yılında %93 oldu. Diğer yandan belde ve köylerde yaşayanların oranı %7,2’den %7’ye düştü. İstanbul’un nüfusu 15 milyon 462 bin 452 kişi oldu İstanbul’un nüfusu, bir önceki yıla göre 56 bin 815 kişi azalarak 15 milyon 462 bin 452 kişiye düştü. Türkiye nüfusunun %18,49’unun ikamet ettiği İstanbul’u, 5 milyon 663 bin 322 kişi ile Ankara, 4 milyon 394 bin 694 kişi ile İzmir, 3 milyon 101 bin 833 kişi ile Bursa ve 2 milyon 548 bin 308 kişi ile Antalya izledi. En fazla nüfusa sahip ilk 5 ilin cinsiyete göre dağılımı, 2020

Nüfusu en az olan il 81 bin 910 kişi ile Bayburt oldu Bayburt, 81 bin 910 kişi ile en az nüfusa sahip olan il oldu. Bayburt’u, 83 bin 443 kişi ile Tunceli, 96 bin 161 kişi ile Ardahan, 141 bin 702 kişi ile Gümüşhane ve 142 bin 792 kişi ile Kilis takip etti. En az nüfusa sahip ilk 5 ilin cinsiyete göre dağılımı, 2020

Nüfus piramidindeki yapısal değişim devam etti Nüfus piramitleri, nüfusun yaş ve cinsiyet yapısında meydana gelen değişimi gösteren grafikler olarak tanımlanmaktadır. Türkiye’nin 2007 ve 2020 yılı nüfus piramitleri karşılaştırıldığında, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalmaya bağlı olarak, yaşlı nüfusun arttığı ve ortanca yaşın yükseldiği görülmektedir. Nüfus piramidi, 2007, 2020

Türkiye nüfusunun ortanca yaşı 32,7’ye yükseldi Ortanca yaş, yeni doğan bebekten en yaşlıya kadar nüfusu oluşturan kişilerin yaşları küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortada kalan kişinin yaşıdır. Ortanca yaş aynı zamanda nüfusun yaş yapısının yorumlanmasında kullanılan önemli göstergelerden biridir. Türkiye’de 2019 yılında 32,4 olan ortanca yaş, 2020 yılında 32,7’ye yükseldi. Cinsiyete göre incelendiğinde, ortanca yaşın erkeklerde 31,7’den 32,1’e, kadınlarda ise 33,1’den 33,4’e yükseldiği görüldü. Cinsiyete göre ortanca yaş, 2007-2020

Ortanca yaşı en yüksek olan il Sinop, en düşük olan il Şanlıurfa oldu Ortanca yaşın illere göre dağılımına bakıldığında, Sinop’un 41,4 ile en yüksek ortanca yaş değerine sahip olduğu görüldü. Sinop’u, 40,6 ile Balıkesir ve Kastamonu izledi. Diğer yandan 20,4 ile Şanlıurfa en düşük ortanca yaşa sahip il oldu. Şanlıurfa’yı, 21,2 ile Şırnak ve 22,3 ile Ağrı takip etti. Kadınlarda ve erkeklerde en yüksek ortanca yaşa sahip il Sinop oldu Ortanca yaşın illere ve cinsiyete göre dağılımı incelendiğinde, erkeklerde 40,2 ile Sinop en yüksek ortanca yaşa sahip olan il olurken, 20 ile Şanlıurfa en düşük ortanca yaşa sahip olan il oldu. Kadınlarda 42,7 ile Sinop yine en yüksek ortanca yaş değerine sahip olan il olurken, Şanlıurfa ve Şırnak 20,9 ile en düşük ortanca yaş değerine sahip olan iller oldu. En yüksek ve en düşük ortanca yaşa sahip ilk 5 ilin cinsiyete göre dağılımı, 2020

Çalışma çağındaki nüfusun oranı %67,7 oldu Çalışma çağı olarak tanımlanan 15-64 yaş grubundaki nüfusun oranı, 2007 yılında %66,5 iken 2020 yılında %67,7 oldu. Diğer yandan çocuk yaş grubu olarak tanımlanan 0-14 yaş grubundaki nüfusun oranı %26,4’ten %22,8’e gerilerken, 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı ise %7,1’den %9,5’e yükseldi. Yaş gruplarına göre nüfus oranı, 2007, 2020

Toplam yaş bağımlılık oranı arttı Çalışma çağındaki birey başına düşen çocuk ve yaşlı birey sayısını gösteren toplam yaş bağımlılık oranı, 2019 yılında %47,5 iken 2020 yılında %47,7’ye yükseldi. Ekonomik olarak aktif olan birey başına düşen çocuk sayısını ifade eden çocuk bağımlılık oranı, %34,1’den, %33,7’ye gerilerken, çalışan birey başına düşen yaşlı birey sayısını ölçen yaşlı bağımlılık oranı ise %13,4’ten %14,1’e yükseldi. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’de 2020 yılında, çalışma çağındaki her 100 kişi, 33,7 çocuğa ve 14,1 yaşlıya bakmaktadır. Yaş bağımlılık oranları, 2016-2020

Türkiye’de kilometrekareye 109 kişi düşerken İstanbul’da 2 bin 976 kişi düştü Nüfus yoğunluğu olarak tanımlanan “bir kilometrekareye düşen kişi sayısı”, Türkiye genelinde 2019 yılına göre 1 kişi artarak 109 kişiye yükseldi. İstanbul, kilometrekareye düşen 2 bin 976 kişi ile nüfus yoğunluğu en yüksek olan ilimiz oldu. İstanbul’dan sonra 553 kişi ile Kocaeli ve 366 kişi ile İzmir nüfus yoğunluğu en yüksek olan iller oldu. Diğer yandan nüfus yoğunluğu en az olan il ise bir önceki yılda olduğu gibi, kilometrekareye düşen 11 kişi ile Tunceli oldu. Tunceli’yi 20 kişi ile Ardahan ve Erzincan illeri izledi. Yüz ölçümü büyüklüğünde ilk sırada yer alan Konya’nın nüfus yoğunluğu 58, en küçük yüz ölçümüne sahip Yalova’nın nüfus yoğunluğu ise 326 olarak gerçekleşti. 

_____________________________________________________________________________________________________
AÇIKLAMALAR Yerleşim yeri nüfusları, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından güncellenen ADNKS’den alınan nüfusla birlikte, kurumsal yerlerde kalan nüfus dikkate alınarak hesaplanmıştır. Kışla, cezaevi, huzurevi, üniversite öğrenci yurtları vb. kurumsal yerlerde kalanlar, uluslararası tanım gereği ikamet adreslerinin bulunduğu yerleşim yeri nüfusuna değil, kurumsal yerlerin bulunduğu yerleşim yeri nüfusuna dâhil edilmiştir. Ayrıca il, ilçe, belediye, köy ve mahallelere göre nüfuslar belirlenirken, 31 Aralık 2020 tarihli Ulusal Adres Veri Tabanı kayıtları kullanılmıştır. (1) Yabancı uyruklu nüfus kapsamında; referans tarihinde geçerli ikamet veya çalışma iznine sahip kişiler, uluslararası koruma kimlik belgesi gibi ikamet izni yerine geçen kimlik belgesi olan ve referans tarihinde geçerli adres beyanı olan kişiler ve izinle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkmış referans tarihinde geçerli adres beyanı olan mavi kart hamili kişiler değerlendirilmiştir. Kurs, turizm, bilimsel araştırma vb. nedenlerle 3 aydan kısa süreli vize veya ikamet iznine sahip yabancılar ile geçici koruma statüsüyle ülkede bulunan Suriyeliler nüfusa dâhil değildir.

Okumaya devam et

EKONOMİ

FT: Çin, ABD’nin en son çip kısıtlamalarına misilleme yaptı

Pekin, yarı iletkenlerde ve pillerde kullanılan malzemelerin ihracatını yasakladı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Çin, Pekin’in Washington’dan gelen yeni ihracat kontrollerine karşı hızlı bir misilleme olarak, yarı iletken üretiminde ve askeri uygulamalarda kullanılan çeşitli mineral ve metallerin ABD’ye sevkiyatını yasakladı.

Çin ticaret bakanlığı Salı günü yaptığı açıklamada, galyum, germanyum, antimon ve süper sert malzemeler içeren çift kullanımlı ürünlerin ABD’ye ihracatını yasaklayacağını ve grafit ile ilgili daha sıkı kontroller uygulayacağını söyledi.

Bakanlık, Washington’un ulusal güvenlik kisvesi altında “ticaret ve teknolojiyi silahlandırdığını” söyledi. Misilleme, ABD’nin Pazartesi günü Çin’in ordusu için yapay zeka geliştirmesini zorlaştırmak için tasarlanmış bir dizi kapsamlı ihracat kontrolü getirmesinin ardından geldi. “Ulusal güvenliği korumak için . . . .

Çin, ABD’ye çift kullanımlı ürünler üzerindeki ihracat kontrollerini güçlendirmeye karar verdi” diyen bakanlık, önlemlerin hemen yürürlüğe gireceğini de sözlerine ekledi. Ayrı bir gelişmede, internet, otomobil, yarı iletken ve iletişim endüstrilerini temsil eden dört büyük Çin ticaret birliği, üyelere Amerikan çip alımlarını azaltmalarını söyleyerek ABD’nin hamlelerine tepki gösterdi.

Çin Yarı İletken Endüstrisi Birliği, “ABD çip ürünleri artık güvenli veya güvenilir değil ve ilgili Çin endüstrileri ABD çiplerini tedarik ederken dikkatli olmalı” dedi. Ambargolu mineraller ve metaller, yarı iletkenler ve pillerin yanı sıra iletişim ekipmanı bileşenleri ve zırh delici mühimmat gibi askeri donanımların üretiminde kullanılmaktadır. Çin, ABD ve müttefiklerinden gelen çip yaptırımlarının sıkılaştırılmasına yanıt olarak ihracat kontrollerini zaten güçlendiriyordu. Germanyum ve galyum sevkiyatlarındaki mevcut kısıtlamalar, Avrupa’daki maden fiyatlarında neredeyse iki kat artışa neden oldu.

Çin’in ABD’ye son sevkiyat yasağı, Başkan Xi Jinping’in hükümetinin Washington’un çip kısıtlamalarına karşı misilleme yapmak için batının ekonomik çıkarlarını hedef almaya istekli olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Washington’daki bir düşünce kuruluşu olan CSIS’te Çin uzmanı olan Scott Kennedy, “Çin daha önce ateş tutmanın ayrışma hızını yavaşlatacağı sonucuna varmıştı, ancak şimdi ateş tutmanın daha büyük ABD yaptırımlarına davetiye çıkardığı ve maliyetleri empoze etmek için geri adım atmaları gerektiği sonucuna vardılar” dedi. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi, kontrolleri “hala değerlendirdiğini”, ancak etkilerini azaltmak ve Pekin’den “zorlayıcı eylemleri” caydırmak için adımlar atacağını söyledi. NSC, “Bu yeni kontroller, Çin Halk Cumhuriyeti’nden uzaktaki kritik tedarik zincirlerini riskten arındırmak ve çeşitlendirmek için diğer ülkelerle birlikte çabalarımızı güçlendirmenin önemini vurguluyor” dedi.

ABD’deki Çin uzmanları, Pekin’in Amerikan ihracat kontrollerine karşı misillemeyi artırıp artırmayacağını görmek için bekliyorlar. Asya Toplumu Politika Enstitüsü’nde ticaret uzmanı olan Wendy Cutler, “Bu, gelen Trump yönetimine Çin’in misilleme önlemleriyle yanıt vermeye hazır olduğuna dair bir işarettir” dedi. Cutler, ABD’nin tedarik zincirlerini çeşitlendirdiği göz önüne alındığında, önlemlerin hemen etkisinin belirsiz olduğunu söyledi. “Ancak ihracat kontrol listelerine başka ürünler de koyabilirler ve bu da bizim üzerimizde çok daha büyük bir etkiye sahip olur.” Bu yılın başlarında Çin, Tokyo’nun ABD ihracat kontrollerine kaydolması halinde kritik minerallerin Japonya’ya ihracatını kısıtlamakla tehdit etti.

Resim

ABD Jeolojik Araştırması’na göre Çin, dünyadaki galyum arzının yüzde 98’ini ve germanyumun yüzde 60’ını üretiyor.

Pazartesi günü açıklanan ABD kontrolleri, kritik yarı iletken üretim araçlarının ihracatına yönelik daha sert kısıtlamalar ve yapay zeka ürünlerinde çok önemli bir bileşen olan gelişmiş yüksek bant genişliğine sahip bellek (HBM) çiplerinin Çin’e ihracatının yasaklanmasını içeriyordu. Ancak Bernstein analistleri, ABD kısıtlamalarının beklenenden daha az şiddetli olduğunu söyledi. Japon çip ekipmanı tedarikçilerinin daha sıkı kısıtlamalardan faydalandığı görüldü ve çip stokları Nikkei hisse ortalamasını Salı günü üç haftanın en yüksek seviyesine çıkardı. Tokyo Electron yüzde 4,3 yükselirken, Disco Corp ve Lasertec sırasıyla yüzde 6,1 ve yüzde 4,3 arttı. Washington ayrıca, yabancı yarı iletken teknolojisini satın almak için çalışan büyük Apple ve Samsung tedarikçisi Wingtech de dahil olmak üzere 136 Çinli şirketi ABD ticaret kara listesine ekledi.

Wingtech, 2018’den bu yana Hollandalı yarı iletken grubu Nexperia’yı satın almak için 4 milyar dolardan fazla harcadı. Ayrıca, İngiltere’nin en büyük çip üreticisi olan Newport Wafer Fab’ı, nihayetinde İngiltere hükümeti tarafından engellenen bir anlaşmayla satın almaya çalıştı. Önerilen Yarıiletkenler Çiplerin jeopolitiği: ABD’de cipsler ABD’nin kara listeye alınması, Wingtech’in Shenzhen’de listelenen hisselerinin iki gün içinde yüzde 10’dan fazla düşmesine neden oldu ve Çinli şirketler için uluslararası işlerini büyütmek ile Pekin’in evdeki politika önceliklerini desteklemek arasındaki hassas dengeleme hareketini vurguladı.

Wingtech, daha önce 2020’de yaptırımlara maruz kaldıktan sonra başka bir Çinli gruptan Apple ile ilgili bir kamera modülü işletmesi satın almıştı. Kara listeye alınmış bir Çinli firmanın yöneticisi, “Batılı şirketler artık bizden alışveriş yapmıyor” dedi. “İki yıl boyunca, yabancı bileşenleri değiştirdiğimiz için temelde büyümeyi durdurduk.” 86Research’ten Charlie Chai, Wingtech’in yabancı işleri elinde tutmak için gerekirse bölünebileceğini söyledi.

En son ABD kontrollerinin boşlukları kapattığını ve Çinli çip şirketlerinin yabancı ekipman satın almasını zorlaştırdığını belirtti. “Klasik bir kedi fare oyununa dönüştü, ancak Çinli firmalar için manevra alanı hızla daralıyor” dedi.

FT

Okumaya devam et

EKONOMİ

Prof. Dr. YILMAZ: Teknik resesyona girdik ama…

Yayınlanma:

|

Yazan:

TÜİK, Temmuz-Eylül aylarını kapsayan 2024 III. çeyrek büyüme verisini açıkladı. Dolayısıyla geriden gelen bir veri. Ekonomi çeyreklik bazda yüzde -0,2 daraldı. Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre artış ise yüzde 2,1 oldu.

Yayımlanan bültende bir de 2024 II. çeyrek verisine ilişkin güncelleme vardı. II. çeyrekteki yüzde 0,1 olan büyüme verisi yüzde -0,2 olarak güncellenince Türkiye ekonomisinin iki çeyrek üst üste daraldığı anlaşıldı. Teknik resesyon tanım olarak “çeyreklik bazda GSYH verisinde üst üste iki çeyrekte daralma” anlamına geldiğine göre Türkiye ekonomisi teknik resesyona girdi. Ama girdiği gibi çıkabilir, nedenleri aşağıda.

Üçüncü çeyrek büyüme verisini önce üretim yöntemiyle değerlendirelim. Çünkü üretim yöntemiyle hesaplamada sektör ayrımları önemli.

III. çeyrek büyüme verisine göre GSYH’yi oluşturan iktisadi faaliyet kolları arasında inşaat sektörü ön plana çıktı. Yine ekonomik aktiviteyi sürükleyici sektör oldu ve yüzde 9,2 büyüdü. Bir önceki çeyrekte yüzde 6,5 büyümüştü. Depremin yıktığı çok geniş coğrafyanın yeniden imarının yanı sıra kentsel dönüşüm nedeniyle hızlanan inşaatlarla bu sektör büyümeye devam ediyor. Ancak inşaat maliyetleri tırmanıyor ve konut kredileri de el yakıyor. Kredi faizlerinde gevşeme beklentisi ise giderek yükseliyor.

Sanayi sektörü, son iki çeyrektir daralıyor. Sanayi sektörü III. çeyrekte yüzde -2,2 küçülürken, finans-sigorta faaliyetlerinde bir önceki çeyreğe göre toparlanma kendisi göstermiş durumda.

Büyüme kompozisyonuna harcama yöntemiyle baktığımızda hane halkı tüketimi yine en önemli bileşen. Aslında iki yıl öncesine geri gidersek çok etkili bir bileşendi, örneğin geçen yıl ilk çeyreklerde bir önceki çeyreğe göre yaklaşık yüzde 15-16 aralığında artış gösteriyordu.

Tüketim yavaşladı, ancak bir önceki çeyreğe göre daha canlı diyebiliriz. (II. çeyrekte yüzde 1,5’ti, III. çeyrekte yüzde 3,1 arttı.) Hane halkı tüketimi büyümeye 2,2 puan katkı yapmış oldu.

Diğer yandan Sayın Şimşek’in “program çalışıyor” diye sıklıkla ifade ettiği gibi program, dar gelirliler, yoksul hane halkları üzerinde çalışmaya devam ediyor. Gelir dağılımındaki bozulma sonucu yüksek talebe sahip önemli bir kesim olduğunu hep söyledik.

Devletin nihai tüketim harcamaları da üçüncü çeyrekte ekside. Tüketerek büyümeye kamu sektörü bu kez katkı sağlamadı. Seçim dönemlerinde ne kadar harcamacı bir yapıda olduğunu hepimiz gördük.

İhracat ise yüzde 0,8 oranında çok sınırlı bir düzeyde artarken ithalattaki azalış yüzde -9,6 oldu. İhracatta beklenen artış gerçekleşmeyince dış piyasada satamadığını içeride tüketime sunar ama sorunları daha derin, kendi ifadeleriyle “kredi maliyeti yüksek, kur düzeyi aleyhlerinde ve Avrupa ekonomisi durgun”.

GSYH’de III. çeyrekte gayrisafi sabit sermaye düşüş gösterdi. İnşaat sektöründe büyümeye rağmen bu azalış düşündürücü.

Son olarak büyüme verisine gelir yöntemiyle bakarsak; emeğin, bir başka deyişle işgücüne yapılan ödemelerin büyümeden aldığı payın hala tatmin edici düzeyde olmadığı, bir önceki çeyreğe göre azaldığı (yüzde 40,4’ten yüzde 36,4’e) görülüyor. Şimdi emekçinin gözü 2025 asgari ücret düzeyini belirlemek üzere aralık ayında toplanacak Asgari Ücret Tespit Komisyonuna çevrilmiş durumda.

2023 seçimlerinin ardından enflasyonla mücadele ön plana çıkarken ekonomiyi soğutacak sıkı para politikası adımları atılmaya başlanmıştı. Ama artık piyasa beklentileri ve uluslararası finans çevrelerinin öngörüsü, TCMB’nin aralık ayında faiz indirimine başlayacağı yönünde. Öyle ki reel kesim güven endeksi, perakende ticaret ve hizmet sektörü güven endeksleri toparlanmaya başlıyor. Sıkı para politikasının krediye erişimi sınırlayıcı etkisi ve hizmetler sektörü ve talep açısından baskılayıcı olduğu dönemin geride kalması için saflar sıkılaşıyor.

Hem yüksek enflasyonun hem enflasyonla mücadelenin dar gelirliler, ücretliler üzerinde yarattığı tahribatı gidermek için herhangi bir politika adımı atılmadan, yeni kredi imkanları sermaye kesimi ve finans kapital lehine yaratılmaya başlanacak.

Para politikasında gevşeme olacaksa bu ancak mevcut sıkı duruşun enflasyon dinamikleri üzerindeki olumlu etkisinin görülmesiyle mümkün olmalı. Parasal gevşeme büyüme oranındaki düşüş kaygısıyla ilişkilendirilirse, enflasyonun tek haneye inmesi 2030’lara kalır.

Enflasyonun düşüş trendine girme beklentisi ve merkez bankasının faiz indirimlerine geçişi önemli bir zamanlama meselesi. O nedenle salı günü açıklanacak kasım ayı enflasyon verisini görmek lazım.

Bu yılın II. çeyrek verisini 3 Eylül 2024 tarihli yazımla yorumlamış ve şöyle yazmıştım: “İyi haber, yavaşlama uzun sürmeyecek, kötü haber, daralıp durgunlaşacağız.” Büyümenin de enflasyonun da öngörülebilir olması dileğiyle.

Prof. Dr. Elif Binhan YILMAZ-T24

 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

İŞBANK GM Hakan Aran: 2,5 puanlık bir faiz indirimi ekonomiye nefes aldırır

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Antalya’da düzenlenen toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Ülke ekonomisinin mevcut durumu ve bankacılık sektörünün zorlukları hakkında net mesajlar veren Aran, 2025 ve sonrasına dair kritik öngörülerde bulundu.

“2,5 puanlık bir faiz indirimi, ekonomiye nefes aldırır”

Hakan Aran, faiz politikalarına dair beklentilerini paylaştı. Ekim ayı enflasyon rakamlarının ardından kasımda faiz indirimi ihtimalinin ortadan kalktığını ifade eden Aran, aralık ayında ise 2,5 puanlık bir faiz indiriminin masada olabileceğini dile getirdi. “Ülke ekonomimizin bu indirime ihtiyacı var. Toplum olarak yüzde 50’lik ciddi bir faiz yüküne katlanıyoruz. 2,5 puanlık bir indirim, ekonomiye nefes aldırır” dedi. Aran, 2025 yılına yüzde 44’lük enflasyon ile yüzde 47,5’lik bir faiz oranı ile başlanmasını beklediğini paylaştı.

“2025 yılında enflasyon yüzde 24-25 bandına gerileyebilir”

2025 yılına dair öngörülerini paylaşan Aran, sıkı para politikasının 2026 sonuna kadar devam etmesi gerektiğini belirtti. “Enflasyon tek haneye inene kadar sıkı para politikası sürmeli. 2025 yılında enflasyonun yüzde 24-25 bandına gerileyebileceğini düşünüyorum” dedi. Ayrıca, para politikasında ani değişimlerden kaçınılması gerektiğinin altını çizdi.

“2025’te sıkılaşma devam edeceği için konut satışlarında patlama olmaz”

Konut piyasasında artan satışların faiz indirimi beklentisiyle ilişkisine değinen Aran, faiz indiriminin 2025 yılında konut satışlarını ciddi şekilde artırmasını beklemediğini söyledi. “Öngörülebilirlik sağlandığı sürece vatandaş pozisyon alabiliyor. Ancak sıkılaştırma devam edeceği için konut sektöründe bir patlama yaşanmaz” açıklamasını yaptı.

“Mevcut konjonktür bankaların kar elde etmesini mümkün kılmıyor”

Bankacılık sektörünün mevcut durumu hakkında da konuşan Aran, ekonomik konjonktürün ilk dokuz ayda sektörün kâr elde etmesini zorlaştırdığını belirtti. “Net faiz marjlarımız sıfır seviyesinde. Son çeyrekte de benzer bir tabloyla karşılaşacağımızı öngörüyoruz” dedi.

“Faiz indiriminin başlamasıyla yabancı 2 ve 5 yıllık tahvillere ilgi gösterir”

Yabancı sermaye akışına dair görüşlerini paylaşan İş Bankası Genel Müdürü, faiz indiriminin başlamasıyla birlikte yabancı yatırımcıların tahvil piyasasına ilgi gösterebileceğini belirtti. “2025 yılında yabancı sermayenin Türk lirasından ziyade Türk tahvillerine yöneleceğini düşünüyorum” dedi. Yabancının 2 ve 5 yıllık kâğıtlara ilgi gösterebileceğine işaret etti.

“Bankalar en son gevşetilecek taraf”

Aran, enflasyonla mücadelede sonuç alındıkça makroihtiyati tedbirlerde gevşeme beklediğini ancak bankaların üzerindeki yükün devam edeceğini ifade etti. “Ekonomideki dengelenme sürecinde bankaların omuzlarına ciddi bir yük bindirilmiş durumda” dedi. Bankaların en son gevşetilecek taraf olduğunu da sözlerine ekledi.

“Enflasyon kontrol altına alındıktan sonra swap limitleri artırılabilir”

Swap limitleriyle ilgili de açıklamalarda bulunan Aran, enflasyon kontrol altına alındıktan sonra bu limitlerin artırılabileceğini söyledi. Ancak sıcak para girişinin risklerini hatırlatarak, “Sıcak parayı açtığınızda çıkışını da göze almanız gerekir. Şu an bu seviyede olmadığımızı düşünüyorum” dedi.

Turizm sektörüne destek artıyor

Resort Turizm Kongresi’nde sektörün turizme katkısına da değinen Hakan Aran, kredi büyümelerinde sıkılaşmaya rağmen 2023 yılında turizm sektörüne 1,5 milyar dolar kredi tahsis ettiklerini belirtti. 2024’te bu desteği 2 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini vurgulayan Aran, “Turizm, ülkemiz için stratejik bir sektör. Bu alandaki kredilerimizi artırma kararlılığındayız” dedi.

Kaynak: cnbce.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.