Connect with us

EKONOMİ

Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi belli oldu

TOBB öncülüğünde, Vodafone Business sponsorluğunda, TEPAV ve TOBB ETÜ işbirliği ile Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi belirlendi. Cirosunu 2 yılda yüzde 5.808 oranında artıran İstanbul merkezli Tripenia Bilişim Turizm A.Ş. firması ilk sırayı aldı. İlk 100’deki şirketler, Türkiye’den 13 kat daha hızlı büyüdü

Yayınlanma:

|

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, Vodafone Business sponsorluğunda, TEPAV ve TOBB ETÜ işbirliğinde, şirketlerin 2017-2019 arası 2 yıllık ciro artışı dikkate alınarak yapılan Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi yarışması sonuçlandı.

Listede 29 farklı ilden ve 32 ayrı sektörden şirketler yer aldı. İlk 100’deki şirketlerin, Türkiye’den 13 kat daha hızlı büyüdüğü görüldü. En hızlı büyüyen şirketlerin 33’ü İstanbul’dan, 14’ü Ankara, 9’u ise İzmir’den çıktı. Cirosunu 2 yılda yüzde 5.808 oranında artıran İstanbul merkezli Tripenia Bilişim Turizm A.Ş. firması ilk sırayı aldı. Ankara firması Türktem Bilişim İnşaat LTD. ŞTİ yüzde 2.543 büyüme oranıyla ikinci, Antalya merkezli Finder Yangın Güvenlik Elektronik Sistemler A.Ş. ise üçüncü oldu.

Türkiye 100 sonuçları; Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve çok sayıda Oda-Borsa Başkanı ile TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde, Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy’un da katılımı ile Ankara’da düzenlenen törenle açıklandı.

TOBB’un Türkiye’nin en hızlı büyüyen KOBİ’lerini belirleyerek ekonomik bağlantılarını kuvvetlendirmeyi hedeflediği Türkiye 100 programında Vodafone da, KOBİ’lere yönelik ücretsiz destek paketleriyle katkıda bulundu. Bu kapsamda, programa başvuran ve kazanan tüm KOBİ’lere dijital pazarlama ve e-ticaret çözümü ailesinden çeşitli çözümleri ücretsiz sundu.

BAKAN MUŞ: GİRİŞİMCİLİK EKONOMİK GELİŞME VE KALKINMA CAN DAMARIDIR

Ticaret Bakanı Mehmet Muş konuşmasında girişimciliğin ekonomik gelişme ve kalkınmanın can damarı olduğuna işaret ederek, “Bir ülkede girişimci sayısı ve buna bağlı olarak kurulan şirket sayısı arttıkça, ekonomik büyüme de ivme kazanmaktadır” dedi.

Bakan Muş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Girişimci, mevcutla yetinmeyen, ufku geniş olan, toplumun ihtiyaç ve önceliklerini sezebilen, koşulları iyi okuyan, en yükseği hedefleyen ve aynı zamanda ileriyi görebilen kişidir. Bugün burada ödül almaya hak kazanan, ülkemizin en hızlı büyüyen 100 şirketi, girişimciliğin ve sağlıklı rekabetin önemini kavramış; yeni fikirleri hayata geçirmiş ve sektöründe öncü hale gelmiş oyunculardır. Biz başta bu 100 şirket olmak üzere tüm şirketlerimizi ve markalarımızı milli servetimiz olarak görüyoruz. Bu şirketler büyüdükçe ekonomimiz büyüyecek, ekonomimiz büyüdükçe ülkemiz dünya ekonomisi içerisinde daha üst sıralara tırmanmış olacaktır. Ticaret Bakanlığı olarak her bir girişimcimize Ya bir yol açacağız, ya bir yol bulacağız ya da yol göstereceğiz. Türkiye’nin geleceği aydınlıktır. Biz felaket senaryoları yazanlara prim vermiyoruz. Türkiye’nin potansiyeline güveniyoruz. Bu ülkenin hem insan kaynağı açısından hem yatırım ortamı açısından gayet güçlü bir potansiyeli olduğunu biliyoruz. Yeter ki ülkemize güvenelim, yeter ki el ele verelim. Türkiye’nin çözemeyeceğimiz hiçbir sorunu yok.”

HİSARCIKLIOĞLU: HIZLI BÜYÜYENLER HEM GENÇ HEM DE SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞİRKETLER

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasında Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketinin, bu dönemdeki ortalama büyümesinin yüzde 498 olduğuna dikkat çekerek, “Bu çok çarpıcı bir rakam. Bu şirketler Türkiye’deki milli gelir artışının 13 kat üzerinde bir performans gösterdiler. Yine aynı süre içinde, çalışan başı üretimlerini, yani verimliliklerini ise, ortalama yüzde 212 artırdılar. 2019 yılında her bir şirket ortalama, 65 milyon TL’lik satış yaptı. Yine her biri ortalama 113 kişiye istihdam sağladı. 2017-2019 döneminde Türkiye 100 şirketlerinin istihdamı yüzde 148 arttı. Türkiye 100 şirketlerinin yüzde 76’sı ihracat yapıyor. Tam 78 farklı ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Böylesine büyük başarılar gösteren ve Türkiye 100’e girmeye hak kazanan şirketlerimizi yürekten kutluyorum. Bu başarı elbette kendiliğinden gelmiyor. Hızlı büyüyenler, hem genç, hem yenilikçi, hem de sürdürülebilir şirketler. Herkesin bildiği işleri, çok farklı bir anlayışla yapıyorlar. Dijital teknolojiyi çok iyi kullanıyorlar. Çalışanların eğitimine ayırdığı kaynağı masraf olarak görmüyor, buna büyük önem veriyorlar” dedi.

AKSOY: KOBİLER TOPLAM İŞLETME ASYISININ YÜZDE 99,9’UNU OLUŞTURUYOR

Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy ise değerlendirmesinde, “Ülke ekonomisinin can damarı olan KOBİ’ler, toplam işletme sayısının yüzde 99,9’unu oluşturuyor. Pandemiyle birlikte KOBİ’ler dahil her ölçekten işletmenin dijitalleşmesinin şart olduğunu hep birlikte gördük. Bu dönemde işletmelerin yeni dünyaya ayak uydurmaları ve rekabetçi güçlerini artırmaları için öne çıkan konulardan biri de e-ticaret ve dijital pazarlama oldu. Bu tespitten hareketle, KOBİ’lerin dijital pazarlama ve e-ticarete adaptasyonunu hızlandırmak için harekete geçtik. Bugüne kadar pek çok projeye imza attığımız değerli iş ortağımız TOBB ile bir kez daha güçlerimizi birleştirerek TOBB Türkiye 100 programına dahil olduk. Bugün ödül alan KOBİ’lerimizi tebrik ediyoruz” ifadelerini kullandı.

ÜLKE GENELİNDEN 13 KAT DAHA HIZLI BÜYÜDÜLER

Rakamlar, Türkiye 100 şirketlerinin Türkiye’den 13 kat hızlı büyüdüğünü gösteriyor. Türkiye 100 şirketleri tek bir şirket gibi kabul edildiğinde; 2019 yılı toplam cirosu 6,47 milyar TL, 2019 yılı ortalama cirosu 64,7 milyon TL. 2020 yılındaki toplam istihdam 11.339 kişi, şirket başına ortalama istihdam ise 113 kişi oldu. 2017-2019 dönemindeki ortalama büyüme oranı ise yüzde 498 olarak görüldü.

BİLGİSAYAR PROGRAMLARINA VE DANIŞMANLIK FİRMALARI AĞIRLIKTA

Türkiye 100 listesinde 32 farklı sektöre ait şirket bulunurken en fazla yoğunluk, bilgisayar programlama ve danışmanlık alanında görüldü. Bunu; makine ve ekipman imalatı, toptan ticaret, fabrikasyon metal ürünleri, bilgisayar, elektronik ve optik ürünler ile mimarlık ve mühendislik faaliyetleri izledi.

EN HIZLI 100’ÜN 76’SI İHRACAT YAPIYOR

En hızlı büyüyen 100 şirketten 76’sı 78 farklı ülkeye ihracat yapıyor. İhracat yapılan ülkeler arasında da 25 firmanın ürün ihraç ettiği Almanya öne çıkıyor. Almanya’yı, Birleşik Krallık, Azerbaycan, İtalya, Fransa, Suudi Arabistan, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Hollanda, Irak, İsrail izliyor.

Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketinin Covid-19 sürecinde uzaktan çalışma şekline uyum sağladığı dikkat çekiyor. Bu süreçte 67 en az bir kamusal destekten yararlandığı belirtti. En fazla yararlanılan kamusal destekler ise: Kısa Çalışma Ödeneği, kamu bankalarının destek paketleri, istihdam destekleri, vergi ve prim ödemeleri.

CEO’LARIN YAŞ ORTALAMASI 42

Türkiye 100 şirketlerinin yarısından fazlası önümüzdeki 1 yıl içinde finansman arayışında olduğunu belirtti.

COVID-19 sürecinde şirketlerin 48’i finansman ihtiyacını öz kaynaklarından karşılarken, 52’si kamu/özel banka kredi imkânlarından yararlandı. Önümüzdeki 1 yıl içinde finansman arayışı olan firma sayısı 60. Şirketlerin yüzde 41,7’si 10 milyon TL’den fazla finansmana ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Şirketlerin yüzde 26,7’si ilave finansmanı işletme sermayesi ve makine/tesisat yatırımı için kullanacak.

YÜZDE 10’UNDA KADIN YÖNETİCİ VAR

Türkiye 100 listesinde genç yöneticileri olan genç şirketler var. Şirketlerin yaş ortalaması (kuruluş yılı) 11,2 yıl. CEO’ların (Genel Müdürlerin) yaş ortalaması 42. En hızlı büyüyen 100 firmanın 10’u kadınlar tarafından yönetiliyor.

Türkiye 100 listesindeki şirketlerde nihai karar merci konumundaki kişilerin eğitim seviyelerinin de yüksek olması dikkat çekti. Listedeki 85 şirketin yetkili kişileri en az üniversite mezunu. En hızlı büyüyenlerin büyük kısmı hizmet içi eğitimin önemli olduğunun farkında. Söz konusu 100 şirketin 89’u çalışanlarının niteliklerini artırmaya yönelik kurum içi ve/veya kurum dışı eğitim faaliyetleri düzenlediklerini açıkladı.

Türkiye’nin Hızlı Büyüyen Şirketleri içerisinde; çalışanlarının kendi işlerini kurmasına yardımcı olan şirket sayısı ise 39.

Okumaya devam et

EKONOMİ

“Enflasyon düşme eğilimine giriyor. Ama zor bir süreç yaşanacak”

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Enflasyon Raporu’nda yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 36’den yüzde 38’e yükseltildi. Tahmin aralığı ise yüzde 34 yüzde 42 bandında daraltıldı. Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, bu durumun yılın sonuna 8 ay kalması, belirsizlik unsurlarının azalmasıyla açıklanabileceğini söyledi. 2025 yıl sonu tüketici enflasyonu tahmininin, yüzde 14’te korunduğuna dikkat çekerek, “2 puanlık bir artışı söz konusu. Geçen ay ABD’de de bireysel harcamalar enflasyonunun beklenenden yüzde 0.1 yüksek gelerek yüzde 2,7 açıklandı. Bu tüm hesapları değiştirmişti. Bu bize sembolik gibi gelen 2 puanlık artışın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” dedi.

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, enflasyon raporunu detaylı olarak inceleyerek, yorumladı. Henüz piyasanın enflasyon beklentilerinin çıpalanamadığının görüldüğünü belirterek nedenlerini şöyle açıkladı: “Nisan ayı piyasa katılımcılarının 2024 TÜFE beklentisi yüzde 44. TCMB’nin tahminini yüzde 38’e yenilemesiyle aradaki fark yüzde 6’ye daraldı. Ne var ki, piyasanın gelecek 12 aylık dönem beklentisi yüzde 35.2. Bu 2025 sonu için yüzde 30 civarında bir oranı ima ediyor ki, TCMB’nin tahmini yüzde 14 oranı ile arasında büyük bir fark bulunuyor. Bu da enflasyon beklentilerinin çıpalanamadığının gösterir” dedi.

Asgari gelirlinin bütçesi, beslenme, ulaşım ve barınmaya…

Koç Üniversitesi-Konda hane halkı araştırmasına göre ise sade yurttaşların yıl sonu enflasyon beklentisinin yüzde 96 çıktığını hatırlattı. Bu farkın nedenlerini açıklayan Kozanoğlu, “İnsanlar beklentilerini geçmişe göre belirler. Nisan ayında yüzde 69.8’e ulaşan manşet enflasyonun üzerine TÜİK’in verilerine duyulan güvensizlik de neden olabilir. Diğer bir nedeni de özellikle dar gelirlinin zorunlu ihtiyaç kalemlerinin enflasyon endeksinden daha fazla artması. Nisan ayı verilerine göre; pazar fiyatlarının göstergesi taze meyve-sebze yüzde 78, ulaştırma hizmetleri yüzde 101, kira ise yüzde 124.5’luk bir yıllık enflasyon sergilemiş. Bu rakamlar bütçesi beslenme, ulaşım ve barınmaya sıkışan bir asgari ücretlinin maruz kaldığı enflasyon, araştırmanın ortaya koyduğu yüzde 96 oranını yakın.” diye konuştu.

Enflasyon Raporu enflasyonun Mayıs sonunda yüzde 75’i aşacağını, yaz aylarında ise baz etkisi denilen 2023 Temmuz-Ağustos aylarındaki %9’u aşan aylık enflasyon rakamlarının devreden çıkmasıyla enflasyonun hızla gerileyeceğini ancak ancak önceki raporlardaki beklentilerin aksine burada çıktı fazlası olduğuna dikkat çeken Kozanoğlu, “Bu bir ekonominin kapasitesinin üzerinde üretim yapması ve bunun da enflasyona yol açması anlamı taşıyor.” yorumunu yaptı.

“Temmuz’da asgari ücret güncellenmeli”

Rapora göre, I. Enflasyon Raporu’na kıyasla enflasyonun ana eğilimi tahmini yüzde 1.8, çıktı açığı yüzde 0.4, gıda fiyatları yüzde 0.2 yukarı çekmiş. Buna karşın Türk lirası cinsinden ithalat fiyatlarıyla, yönetilen/yönlendirilen fiyatlarının yüzde 0.2 aşağı indiğinin görüldüğünü belirten Kozanoğlu, “Bunun net etkisi enflasyon tahmininin yüzde 2 yukarı güncellemesi olmuş. Burada dikkat çeken nokta ise yönetilen/yönlendirilen fiyatlar. Çünkü elektrik, doğal gaz zamları ile KDV-ÖTV ayarlamaları önce 31 Mart seçimleri sonrasına, şimdi de muhtemelen Temmuz ertesine bırakıldı. Böylelikle ilk 6 ay enflasyonuna bağlı olarak emekli ve kamu çalışanlarına yapılacak zam oranının düşük çıkması düşünülüyor olabilir. Diğer boyutu ise, ertelenmiş bir enflasyon dinamiğinin devreye girmesiyle yıl sonu enflasyonunu besleme riski.” diyerek önemli uyarılarda bulundu. Kozanoğlu, ayrıca asgari ücretin Temmuz’da güncellenmesi gerekliliğine işaret ederek, emekli ve kamu çalışanının ücret artışlarının gündemin öncelikli maddeleri olacağını kaydetti.

“Uygulanan programın sosyal yan etkileri: Vatandaşın daha az et ve peynir tüketmesi”

Enflasyon Raporu’nda satıcıların aşırı fiyat koyması, bozulan enflasyon beklentilerini suistimal etmesine yani “satıcılar enflasyonu”na değinilmemesini de eleştiren Kozanoğlu, raporun, “Faizler yükselir, parasal sıkılaşma sürdürülürse ortalama tüketici harcama yapmak yerine tasarrufa yönelir, böylece talep düşer, enflasyon geri çekilir” mantığı üzerine kurgulandığını hatırlattı. Keskin bir sıkılaşmanın, ekonomiyi durgunluğa sürüklemesi ve işsizliği patlatması tehlikesini taşıdığını ifade etti. Kozanoğlu’na göre, dar gelirli yurttaşların, özellikle emekli ve asgari ücretlilerin bu koşullarda tasarruflarını artırmak gibi bir lüksleri yok. Enflasyon Raporu döneminde ihtiyaç kredisi faizlerinin 20.6 puan artarak yüzde 81.3’e yükseldiği, kart nakit çekimde aylık faizin yüzde 5’e getirildiği ifade ediliyor. “Borçlanma koşullarının bu şekilde ağırlaştırılmasının, insanların yaşamlarına daha az et, peynir tüketmek, pazarda sebze-meyveye uzanamamak şeklinde yansıyacak. Bu da uygulanan programın sosyal yan etkisi.” öngörüsünde bulundu.

“Kişi başına ortalama borç bakiyesi ise 73 bin 346 lira.”

Bankalar Birliği Risk Merkezi Şubat verilerine göre ihtiyaç, konut ve taşıt kredisi olmak üzere 40.2 milyon kişinin bireysel kredi borcu var. Buna göre, kişi başına ortalama borç bakiyesinin 73 bin 346 lira olduğuna dikkat çeken Kozanoğlu sözlerini söyle sürdürdü: “Bireysel kredi kartı bulunan 37 milyon kişinin ortalama borcu ise 36 bin 086 lirayı buluyor. Türkiye ekonomisinin önünde artan faizlerle saatli bomba gibi bekleyen önemli bir bireysel kredi borcu sorunu duruyor. TCMB mevduat faiz oranlarının yükselişini sürdürdüğünü ve 26 Nisan itibarıyla yüzde 60.3 düzeyine çıktığını söylüyor. Gelgelim Rapor’un, “Yüksek ve düşük montanlı mevduata uygulanan faiz farkı ve nedenleri” bölümünde; 100 bin liranın altındaki mevduata, 1 milyon liranın üzerindeki mevduatın 10.7 puan altında faiz verildiği söyleniyor. Enflasyon beklentilerinin arttığı, kurlardaki oynaklığın yükseldiği dönemlerde bu farkın arttığının altını çiziliyor. Özetle faizler yükselse de tasarruflar artsa da bu durumdan yine zenginler faydalanıyor. Dar gelirliler düşük faizlerle yetinmek zorunda kalıyor.”

Okumaya devam et

EKONOMİ

İnşaat ve tekstilde konkordato furyası

Yayınlanma:

|

Yazan:

YÜKSEK faizler, kredi musluklarının kısılması şirketlerin finansmana erişimini önemli ölçüde sınırlandırınca ‘zombi şirketler’in sayısı artmaya başladı. Kemer sıkma politikaları, döviz ve faize hassas sektörlerde kan kaybının daha büyük olmasına neden oldu. Yılın ilk üç ayında 389 inşaat firması konkordato talep ederken, döviz hassasiyeti yüksek 201 tekstil firması da havlu atmak durumunda kaldı.

Son dönemlerde küçülen kâr marjları dolayısıyla ciddi bir sorun yaşayan akaryakıt istasyonları ise konkordato sıralamasında 72 firma ile üçüncü oldu.  SÖZCÜ yazarı, vergi uzmanı Dr. Nedim Türkmen, nakit akışında yaşanan bozulmanın firmaları önemli ölçüde zorladığına işaret etti. Konut kredisi faizlerinin aylık yüzde 5.8’e kadar çıktığını hatırlatan Türkmen, “Bu faizlerle krediyle konut almak imkansız hali gelince elinde konut stoku olan şirketler bile havlu atıyor” dedi.

YÜZDE 85’i BATIYOR

Türkmen, TL kredilerde faizlerin yüzde 67’ye ulaştığına dikkat çekerek döviz geliri olan kuruluşların döviz cinsi ticari kredilere yöneldiğini de vurguladı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun verilerine göre döviz cinsi ticari kredilerin büyüklüğü 141.6 milyar dolara ulaştı.

Konkordato talep eden şirketin mahkeme kararı ile 29 aylık bir süre kazandığı belirten Türkmen, “Ancak benim tecrübelerime göre maalesef konkordato isteyen şirketlerin sadece yüzde 15’i ticari hayata dönebiliyor. Yüzde 85’i iflas ediyor” ifadelerini kullandı.

319 firma korunma istedi

2020 yılında 419 kuruluş konkordato talebinde bulundu. Nedim Türkmen’in verdiği bilgiye göre 2021’de 451, 2022’de 404, geçen yıl ise 519 firma iflastan korunmak için konkordato talep etti. Krizin firmalar üzerindeki etkilerinin derinden hissedildiği bu yıl ise sadece 4 ayda 319 kuruluş konkordato istedi. Türkmen, yüksek faizler ve kredilerdeki daralma dolayısıyla özellikle küçük ve orta ölçekli firmalar için yaz aylarının zorlu geçeceğine işaret etti. Karşılıksız çek sorununun da giderek önemli bir problem haline geldiğine işaret eden Dr. Nedim Türkmen, “İlk 4 aylık veriler dramatik bir sonun başlangıcını gösteriyor. Karşılıksız çek tutarı mart ayında 5.13 milyar TL iken, bu tutar nisan ayında 11.26 milyar TL’ye çıktı. Karşılıksız çıkan çek adedi bir önceki aya göre 8 bin 270’ten 20 bin 98’e yükseldi yani yüzde 143 arttı” değerlendirmesini yaptı.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

İş Bankası Genel Müdürü Aran’dan uyarı: Kredi ve kart ödemelerinde sorunlar başladı

Yayınlanma:

|

Yazan:

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, kredi büyümesinde düşük seviyelerin beklendiğini ve bireysel kredi ile kart geri ödemelerinde sorunların başladığını açıkladı. Enflasyon hedeflerinin tutturulabileceğini belirten Aran, ekonomide denge için kritik açıklamalar yaptı.

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, katıldığı bir etkinlikte ekonomi ve bankacılıkla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Bankacılık sektöründe kâr anlamında tarihsel olarak en sıkıntılı dönemin yaşandığını vurgulayan Aran, kredi büyümesinin bu yıl düşük seviyede gerçekleşeceğini belirtti. Aynı zamanda bireysel kredi ve kart geri ödemelerinde sorunların başladığını da ifade etti.

Ekonominin ekstrem bir dönemden geçtiğini söyleyen Aran, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) adımlarının döviz kurunda istikrar sağlayacağını belirtti. TCMB’nin net rezervlerini sıfıra çekme ve brüt rezervlerini 200 milyar dolara çıkarma planına dikkat çekerek, bu adımların kurda dengeyi getireceğine olan inancını vurguladı.

“YABANCI PARA KREDİ İLE TL SIKIŞIKLIĞI AŞILABİLİR”

Aran, TL’deki sıkışıklığın yabancı para kredisi ile aşılabileceğini ve kur riskinin görmediklerini belirterek, yabancı para kredilerinde artış olabileceğini söyledi. Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarından sonra kredi ve enflasyonun daha makul seviyelere geleceğini öngördü.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.