Connect with us

RÖPORTAJLAR

Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş eleştirenleri düşman ilan etti!

Sosyal medyada Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanı Lütfü Savaş’ın istifa ettiği yönünde çıkan bilgileri, başkan Savaş yalanladı.

Yayınlanma:

|

Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanı Lütfü Savaş’ın sosyal medyada Cumhuriyet Halk Partisi ve belediye başkanlığından istifa ettiği yönünde haberler yer aldı. İhlas Haber Ajansı, Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanı Lütfü Savaş’a ulaşarak konuya netlik getirdi.

Cumhuriyet Halk Partisi ve belediye başkanlığından istifa etmediğini dile getiren Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkan Lütfü Savaş, ”Şu anda Hatay yeryüzünde görülebilecek en büyük depremi yaşadı. Biz bu depremde hemşehrilerimizle birlikte devletimizle birlikte belediyelerimizle, sivil toplum örgütleriyle birlikte var gücümüzle bu depremin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. İnsanların hayatlarını kurtarmaya çalışıyoruz. Kış şartlarından etkilenmemeleri için uğraşıyoruz. Yaralılarımızı hastanelerde tedavi ediyoruz. Bir yandan da Hatay’ı ayağa kaldırmak için uğraşıyoruz. Bunları yaparken biz hayatın gerçekleriyle uğraşırken kendi sanal dünyasında hezeyanlarıyla uğraşan insanları gerçekten de hezeyanlarını anlamak mümkün değil” dedi.

Hatay’ın 40 asırlık Türk yurdu ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Tayfur Sökmen’in son emaneti olduğu dile getiren Başkan Savaş, ”Bu serhat şehrinde en son gidecek insan benim. Devletimizle, milletimizle, bütün belediyelerimizle, kuruluşlarımızla birlikte burayı ayağa kaldırmadan ne görevimizden ayrılırız ne de Hatay’ı terk ederiz. Hatay bizimdir bizim kalacak” ifadelerine yer verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nden memnun olduğunu ve ayrılmadığını söyleyen Başkan Savaş, ”Sayın genel başkanımdan da yetkili kurullarımdan memnunum. El birliğiyle partimizin, sayın genel başkanımız başta olmak üzere bütün yetkili kurulları, milletvekilleri bizimle tek vücut oldu. Birlikte yaralarımızı sarıyoruz o nedenle onlarla da gurur duyuyorum. Hep birlikte Hatay’ı tekrar ayağı kaldıracağız” şeklinde konuştu.

Okumaya devam et

GÜNCEL

“Üreticiyle birlikte büyümeyi benimsiyoruz”

“Tarımı yalnızca üretim değil, korunması gereken bir değer olarak görüyoruz” diyen DİMES CEO’su Ozan Diren, şirketin dijital ve yeşil dönüşüm stratejilerini Platin okuyucularıyla paylaştı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Sürdürülebilirlik artık iş modellerinin ayrılmaz bir parçası. Burada önemli olan, bu kavramın kurumlarca samimiyetle ve bütüncül biçimde içselleştirilmesidir. DİMES olarak pazarlamanın rotayı çizdiği bir yapıda çevresel duyarlılığımızı ürün diline taşıyor; bu yaklaşımı ürün geliştirme ve tüketici deneyimine doğrudan entegre ediyoruz. Kurumsal vizyonumuz; doğaya ve insana duyduğumuz saygıyla sürdürülebilir değer modelleri geliştirmek ve tarıma dayalı inovatif ürünlerle küresel ölçekte pazara yön veren markalar yaratmak üzerine kurulu. Tarımı yalnızca üretim değil, korunması gereken bir değer olarak görüyoruz. “Türkiye’nin petrolü” dediğimiz tarım kaynaklarını döngüsel ekonomi ilkeleriyle yönetiyoruz.

İKİZ DÖNÜŞÜM; DİJİTAL VE YEŞİL

Tokat Kazova’daki tarım işletmemizde tarımsal atıkları biochar’a dönüştürüp toprağa geri kazandırıyor, hayvancılıkla entegre sistemimiz sayesinde gübre ihtiyacını içeriden karşılıyoruz. Böylece çevresel ve operasyonel verimlilik birlikte sağlanıyor. İklim değişikliği, özellikle meyvecilik gibi uzun vadeli yatırımlar açısından belirleyici bir risk. Bu nedenle üniversitelerle birlikte iklime uygun tür seçimi, toprak analizleri ve verimlilik çalışmaları yürütüyoruz. Kaynakları korumayı çevresel olduğu kadar ekonomik bir zorunluluk olarak görüyoruz. İkiz Dönüşüm ivmemizle dijital ve yeşil dönüşüm stratejilerimizi birlikte ele alıyor; süreç geliştirme, iç ve dış raporlama ve iletişim altyapılarını sistematik biçimde kuruyoruz.

MEYVELERİ DUYGUSAL FAYDA SUNAN ÜRÜNLERE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ

Stratejimizin merkezinde, DİMES’in küresel bir içecek şirketine dönüşüm ivmesi yer alıyor. Türkiye’deki güçlü varlığımızı, global yapılanmamızla 100’ü aşkın ülkeyi kapsayan uluslararası pazarlara taşıyor; dünya markalarıyla aynı sahada rekabet ediyoruz. Kurucu misyonumuz olan Türkiye’nin meyvelerinin potansiyelini değerlendirme yaklaşımını günümüze uyumluyoruz. Meyveleri fonksiyonel ve duygusal fayda sunan, katma değerli ürünlere dönüştürüyoruz. Bu dönüşüm içerikten ambalaja, tüketim biçiminden iletişim diline kadar bütüncül bir yapıda ele alınıyor. Türkiye’nin ilk meyve suyu Ar-Ge merkezine sahibiz. Kolektif inovasyon kültürümüz ve Ar-Ge gücümüzle, geliştirilmesi uzmanlık isteyen, yüksek katma değerli ve küresel ölçekte büyüyen kategorilere odaklanıyoruz. Son 6 yılda hayata geçirdiğimiz ürünler sürdürülebilir kârlılığımıza da güçlü katkı sağladı. Ortak değerlerimizi benimseyen, daha iyisi için kendiyle yarışan genç, deneyimli ve çok disiplinli bir ekiple DİMES’i çevik, dönüşüme açık ve tüketici beklentilerine karşı daima proaktif bir yapı olarak yönetiyoruz.

GÜVENE DAYALI BİR İLİŞKİ MODELİ

DİMES ekosisteminde yaklaşık 65 bin tarım üreticisi yer alıyor. Meyve alımımızın 2025’te 650 milyon TL düzeyinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. Kazova’daki tarım işletmemizde yerli tohumlardan meyve fidanları üretiyor, üreticilere her yıl milyonlarca fidanı ücretsiz olarak dağıtıyoruz. Bu destek yalnızca fidanla sınırlı değil; üreticilere düzenli zirai bilgi sağlıyor, kooperatiflerle iş birliği yapıyor ve ürünlerini adil fiyatlarla alıyoruz. Bu yaklaşım, üreticiyle sürdürülebilir, hakkaniyetli ve karşılıklı güvene dayalı bir ilişki modeli kurmamıza imkan tanıyor. Bugün üreticiler arasında ‘DİMES’lik meyve’ kalite odaklı güvenin, ‘DİMES Güvencesi’ ise değer zincirimizde karşılıklı güvenin adı olmuş durumda.

Okumaya devam et

Gülbeyaz Gergün

TRUMP: ABD demokrasisinin içini boşaltmaya mı çalışıyor…

Üniversitelere saldırı, mahkemelerle çatışmalar: Trump yönetimi otokratik bir sisteme mi doğru gidiyor? ABD’li uzman Constanze Stelzenmüller, kuvvetler ayrılığına eşi benzeri görülmemiş bir saldırı olduğunu kabul ediyor – ama aynı zamanda direnişin de büyüyor.

Yayınlanma:

|

Günün konuları: Siz kendiniz Harvard Üniversitesi’nde okudunuz. Donald Trump ile saygıdeğer elit üniversite arasındaki güç mücadelesinin arkasında ne var?

Constanze Stelzenmüller: Harvard’ın burada sadece diğer özel üniversitelerin bir temsilcisi olarak değil, Trump’ın iktidara getirdiği MAGA sağının bilimsel olarak ifade etmek için yozlaşmış elit üremekle suçladığı tüm Amerikan eğitim sisteminin bir temsilcisi olarak alındığı söylenmelidir.

Tabii ki, elit üreme yürütülüyor, ama aynı zamanda dünya çapında karşılaştırılabilir bir düzeyde çok önemli temel araştırmalar yapılıyor. Ve bu şimdi tehlikede.

Bu özel üniversitelerin en zenginlerinden biri olan Harvard’ın rektörünün bu kadar net bir pozisyon alması, daha az varlıklı ve daha küçük özel ve devlet üniversiteleri için de önemlidir, çünkü bu direnişin gölgesinde kendilerini güvende hissedebilirler.

“Bu, ABD anayasa tarihinde daha önce hiç yaşanmadı”

Günün konuları: Sonra biraz daha büyük bakıyoruz. Bu, Trump’ın yönlendirdiği çok radikal ve hızlı bir yeniden yapılanmadır. Ve çoğu her zaman kaotik görünse de, arkasında bir strateji var gibi görünüyor. Kim tarafından ve amacı nedir?

Stelzenmüller: Trump’ın arkasında ve etrafında, Amerikan devletini ve bu arada uluslararası güvenlik düzenini, dünya ekonomik düzenini ve son haftalarda gördüğümüz gibi dünya para düzenini yeniden yapılandırmaya çalışan iki grup olduğuna inanıyorum.

Ancak ülke içinde, diğer şeylerin yanı sıra, 1949’da Batı Alman Temel Yasası’nın vaftiz babası olan Amerikan temsili demokrasisinin içini boşaltmak ve sözde kontrol ve dengeleri, yani kuvvetler ayrılığı ve kuvvetler ayrılığını, yürütmenin gücünün sınırlandırılmasını, o zaman başında temelde sınırsız güce sahip Amerikan başkanı olacak olan sınırsız bir yürütme lehine ortadan kaldırmak meselesidir.

Bu çok çirkin. Amerikan anayasa tarihinde hiç böyle bir şey olmadı.

“Şimdi mücadele başladı”

Günün konuları: Uzun bir süredir, pek çok kişi, Trump’ın özellikle demokrasiyi zayıflatmasını engelleyen şeyin tam da bu güçler ayrılığı olduğunu umuyordu. Bu artık doğru değil mi?

Stelzenmüller: Az önce bir girişimden, bir stratejiden bahsettim. Bu stratejinin işe yarayıp yaramayacağı, Amerikan sivil toplumunun, üniversitelerin ait olduğu kurumların, aracı kuruluşların kendilerini başarılı bir şekilde savunup savunamayacaklarına inanıyorum.

Bu savaş daha yeni başladı ve seçimden bu yana geçen aylarda ve Trump’ın 20 Ocak’ta göreve başlamasından bu yana, haftalardır zaten çok acımasız önlemlere karşı çok az direniş gösterilmesi rahatsız ediciydi.

Ama şimdi yavaş yavaş kurumlarda, Senato’da ve Kongre’de de bir ilk kıpırdanma görebilirsiniz. Bunu daha önce isterdim ve birçok Amerikalı da isterdi, ama bence kavga şimdi başladı.

“Bu da kişinin kendi cüzdanını doğrudan etkiliyor”

Günün konuları: Örneğin Demokratlar muhalefet olarak görevlerini yerine getiriyorlar mı? Ülke genelinde neden hala bu kadar sessiz?

Stelzenmüller: Ülkede sessiz olduğunu sanmıyorum. Birkaç hafta önce, sözde belediye binaları gördük, temelde Cumhuriyetçi kongre üyelerinin ABD’deki kampanya ofislerinde heyecanlı toplantıları vardı ve bu milletvekilleri vatandaşlar tarafından azarlandı. Daha sonra parti liderliği tarafından diğer vatandaşlarla bu tür halka açık toplantılar yapmamaları talimatı verildi.

Ancak kızgınlık çok büyük ve en geç 2 Nisan’daki Kurtuluş Günü’nden sonra, cezalandırıcı tarifelerin açıklandığı her Amerikalı için fark edilir hale geldi, çünkü hemen hemen her Amerikalı’nın hisse senedine dayalı bir emekli maaşı var, sözde 401k planı ve genellikle bir borsa uygulamasında çok düzenli olarak kontrol eder.

Sonuncusu bile, bunun kişinin kendi evini ve cüzdanını doğrudan etkilediği anlaşıldı. Ve bu daha sonra çok hızlı bir şekilde parlamento üyelerine ve Washington’a bildirildi.

Röportaj Helge Fuhst, tagesthemen tarafından gerçekleştirildi. 

Okumaya devam et

GÜNCEL

İş Yerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi Genelgesi yayınlandı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Resim

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.