Connect with us

GÜNDEM

İşverenin eşit davranma yükümlülüğü – Ayrımcılık tazminatı nedenidir

Yayınlanma:

|

Bankacılık sektöründe son günlerde Şubeler arası; Personeller arası Bankanın kurumsal yapılarından ve üst yöneticilerinden AYRIMCILIK yapıldığına yönelik şikayetler artmaya başladı

Şubeler arasında ayrımcılık ile ilgili gelen şikayetlerin çoğu Bölge Müdürlükleri kaynaklı olurken; Personel kaynaklı ayrımcılık şikayetleri daha çok Şube Yöneticilerinden kaynaklı olması dikkat çekici.

ş hayatında az bilinen konulardan biri ayrımcılık tazminatıdır. İşverenin çalışanlarına eşit davranması gerektiği toplumumuzda kabul edilmektedir ancak bu durumun kaynağının kanunlar değil örf ve adetlerimiz olduğu sanılmaktadır. Bu nedenle işverenin, çalışanlarına eşit davranmaması halinde bundan sorumlu olacağı çoğu işçi tarafından bilinmemektedir. Bu sorumluluk ise işverenin ayrımcılık tazminatı ödeme yükümlülüğünü doğurmaktadır.

Ayrımcılık tazminatının aksine iş kazası geçiren işçinin hak talep edebileceği çoğu kişi tarafından bilinmektedir. 

Eşit Davranma İlkesi

Anayasa’mız da bulunan eşitlik ilkesinin, İş Kanunu’na yansımalarından biri eşit davranma ilkesidir. İşveren haklı ve objektif bir neden bulunmaksızın işyerinde çalışan işçilere farklı davranışlarda bulunamaz ve işyerinde keyfi uygulamalar yapamaz.  Bu yükümlülüğü ihlal eden davranışları ise işverenin sorumluğunu doğurmaktadır. İşveren tarafından bazı işçilerin sigortaları eksiksiz ödenirken bazılarının eksik ödenmesi söz konusu olabilir. Bu durum ayrıcı hizmet tespit davası konusu yapılabilir.

Dikkat edilmesi gereken konulardan biri şudur ki, işverenin eşit davranma yükümlülüğü, işyerinde çalışan her işçinin aynı konuma getirilmesi değil, aynı veya eşit değerde bir işte çalışan işçilere farklı davranılmamasını kapsamaktadır. İşçilerin nitelikleri veya yaptıkları iş aynı değil ise işverenin mutlak olarak eşit davranması beklenemez. Veyahut işçinin çalışkanlığı veya yeteneği dolayısıyla, işçiye farklı bir uygulamada bulunması, işverenin eşit davranma ilkesine aykırı davrandığını göstermez. Ayrıca işverenin psikolojik taciz boyutuna varan haksız davranışları mobbing kapsamında da değerlendirilebilir.

İş Kanunu, işverene 2 tür borç yüklemektedir. Bunlar; eşit davranma borcu ve ayrım yapmama borcu.

Ayrımcılık Tazminatı Koşulları

İşverenin eşit davranma yükümlülüğüne sahip olması için öncelikle bazı koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir.

  • Eşit davranma borcuna aykırılık iddiasının en önemli koşullarından biri, zamanda birlik konusudur. Farklı zamanlarda yapılan uygulamalar nedeniyle işverenin eşit davranma borcuna aykırı hareket ettiği iddia edilemez. Eşit davranma borcuna aykırılık iddiası ile işyerinde işçilere uygulanan davranışların karşılaştırılması için, bunların aynı zaman diliminde meydana gelmiş olması gerekir.
  • İşverenin eşit davranma yükümlülüğü toplu uygulamalarda söz konusu olmaktadır. Toplu uygulamalardan kasıt işyerinde genel ve objektif esaslara göre yapılan uygulamalardır. Örneğin, işyerinde çalışan bütün işçilere zam yapılırken herhangi bir haklı neden olmaksızın bir veya birkaç işçi zam uygulamasının dışarısında bırakılırsa bu durum işverenin eşit davranma borcuna aykırılık teşkil edecektir.
  • Eşit davranma borcuna aykırılık iddiasının aynı işyerinde çalışan işçiler arasında gerçekleşmiş uygulamadan kaynaklanması gerekmektedir. Nitekim aynı işverene ait farklı işyerlerinde ortak uygulamalar olmaması gayet doğaldır.
  • İşyerinde birden fazla işçinin bulunması gerekmektedir. Tek bir işçinin çalıştığı işyerlerinde eşit davranma borcunun ihlal edildiği söylenemez. Ancak önemli bir nokta var ki, işverenin ayrım yapmama borcu bu durumda da sürmektedir. Örneğin, işverenin, işyerinde çalışan tek işçiyi hamileliği dolayısıyla işten çıkarması durumunda, ayrımcılık tazminatı ödemesi gerekebilir.

Ayrımcılık Tazminatı Nedir?

İşverenin eşit davranma ilkesini ihlal eden davranışları, işçinin ayrımcılık tazminatına hak kazanmasını sağlar. Ayrımcılık tazminatının kapsamı ise, 4 aya kadar ücreti tutarında uygun bir tazminat ve yoksun bırakıldığı hakları yani yapılan ayrımcılık dolayısıyla elde edemediği hakları talep edebilmesidir.  Örneğin, aynı veya eşit değerde bir iş için, kadın işçiye cinsiyetinden dolayı erkek işçilerden daha az ücret verilmesi durumunda, kadın işçi ayrımcılık tazminatının yanında daha az maaş aldığı her dönem için arada ki ücret farkını talep edebilmektedir. Ya da diğer çalışanlara nazaran daha az hafta tatili kullandırılan işçi, ayrımcılık tazminatının yanında, çalıştığı her hafta tatili günü için hafta tatili ücretini de talep edebilecektir. Ayrımcılık tazminatının dayanağı olan iddia ise iş ilişkisinde veya iş ilişkisinin sona ermesinde meydana gelen durumlardır. Bu durumdan anlaşılması gereken, iş ilişkisi kurulmadan ayrımcılık tazminatının talep edilemeyeceğidir. İş ilişkisinin sona erdirilmesi anında örneğin bir kadın çalışanın hamileliği dolayısıyla işten çıkarılması dolayısıyla ayrımcılık tazminatını talep etme hakkı doğacaktır.

Hamilelikte İşten Çıkarılma

İşçinin hamileliği dolayısıyla işten çıkarılması, işverenin ayrımcılık yasağına aykırı davranışını oluşturmaktadır. Hamilelikte işten çıkarılma, işçinin ayrımcılık tazminatına hak kazanmasını sağlar. Nitekim bu durum Kanunda bire bir düzenlendiği gibi Yargıtay kararları ile de desteklenmektedir.

Ayrımcılık Tazminatı Hesaplama

Ayrımcılık tazminatı işçinin son brüt ücreti üzerinden hesaplanmaktadır ve en fazla 4 aya kadar ücreti tutarında tazminata hükmedilmektedir. Mahkeme tarafından ayrımcılık tazminatı; uğranılan ayrımcılığın önemi, ağırlığı, süresi, işçinin kıdemi ve ücreti gibi konular göz önüne alınarak hesaplanmaktadır. Yapılan ayrımcılık nedeniyle bir zararın meydana gelip gelmemesi, ayrımcılık tazminatına hükmedilmesi konusunda önemsizdir. İşçi yapılan ayrımcılık nedeniyle zarara uğramış olmasa bile ayrımcılık tazminatını talep edebilecektir.

Ayrımcılık Tazminatı İspat Yükü

İş Kanunu uyarınca, işverenin eşit davranma ilkesine aykırı davrandığını ispat etmek işçiye düşmektedir. Ancak bu konuda önemli bir istisna vardır. İş kanunu uyarınca; “(…) işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü olur.”.

İspat Yükünün İşverene Geçmesi

Böyle bir durumda ise, ayrımcılık yapmadığını ispat edemeyen işveren, ayrımcılık tazminatı ödemeye mahkum olacaktır. Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 15.05.2019 tarihli kararında; hamile olduğu işyerince öğrenilen işçinin, kısa bir süre sonra işten çıkarılması durumunu, ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir şekilde gösteren bir durum olarak kabul ederek, ispat yükünün işverende olduğunu belirtmiştir.

Ayrımcılık Tazminatı Zamanaşımı

İş Kanunu uyarınca ayrımcılık tazminatı zamanaşımı süresi 5 yıldır. İş Kanunu’ndan kaynaklı alacaklarda zamanaşımı süresi istisnalar dışında 5 yıldır.

Ayrımcılık Tazminatının Üst Sınırı İşçinin Kaç Aylık Ücretidir?

İş kanunu uyarınca ayrımcılığa uğrayan işçinin tazminat olarak alabileceği en üst miktar 4 aylık ücretidir. En az ise 1 aylık ücreti kadar tazminat alabilir. Kıdem tazminatı hesaplanırken işçinin giydirilmiş ücreti yani yol, yemek ve ikramiye gibi ücretlerin brüt ücrete eklenmiş hali baz alınırken, ayrımcılık tazminatının hesabında işçinin çıplak brüt ücreti baz alınır.

Ayrımcılık Tazminatının Diğer İşçi Tazminatları İle İlişkisi

Ayrımcılık tazminatı ile birlikte talep edilemeyecek tek tazminat türü, kanunun açık hükmü gereğince sendikal ayrımcılık tazminatıdır. Bunun dışında ayrımcılık tazminatı ile birlikte kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, işe başlatmama tazminatı ve kötü niyet tazminatı talep edilebilir.

Ancak dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. Kişinin aynı fiilden dolayı iki kere cezalandırılmaması gerekmektedir ki bu durum işveren için de geçerlidir. Bu nedenle aynı fesih sebebi birden fazla tazminatın doğmasına neden oluyorsa, yalnızca birine hükmedilebilir. Bu durum özellikle ayrımcılık tazminatı – kötüniyet tazminatı ile ayrımcılık tazminatı – işe başlatmama tazminatının birbirleriyle ilişkisinde önemlidir.

Ayrımcılık Tazminatı ve Kötüniyet Tazminatı

Hamileliği nedeniyle hem eşit davranma ilkesine aykırı hem de kötüniyetli olarak işten çıkarılan işçi, kötüniyet ve ayrımcılık tazminatlarından yalnız birisini talep edebilecektir. Nitekim Yargıtay kararları da bu yöndedir.

Ayrımcılık Tazminatı ve İşe Başlatmama Tazminatı

Nitekim bu husus kötüniyet tazminatı yanında iş güvencesi tazminatı bakımından da önemlidir. İş güvencesi kapsamına giren bir işyerinde, eşit davranma ilkesine aykırı ve geçersiz bir fesih nedeniyle işyerinden çıkartılan bir işçi ayrımcılık tazminatına hak kazanacaktır. İşe iade davası işçi lehine sonuçlanır ve ardından talep edildiği halde işçi işe geri alınmazsa, bu sefer de işçi işe başlatmama tazminatına hak kazanacaktır. Bu durumda da işçi, işe başlatmama tazminatı ile birlikte ayrımcılık tazminatı talep edemeyecektir.

besler.av.tr

Okumaya devam et

GÜNCEL

Ateşkes rüzgârı, petrolü devirdi, dolar geriledi, FED’e fırsat doğdu!

Yayınlanma:

|

Yazan:

İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmaların ardından ABD Başkanı Trump, iki tarafın ateşkes konusunda anlaştığını duyurdu. Trump, süreci doğrudan İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesiyle yönettiğini ve İran’ın da Katar Başbakanı aracılığıyla ikna edildiğini belirtti. Ancak İran Dışişleri Bakanı, İsrail’in saldırılarını durdurmaması hâlinde ateşkesi kabul etmeyeceklerini açıkladı. İsrail ordusu da ateşkese rağmen İran’dan yeni füze saldırıları tespit ettiklerini bildirdi. Bölgede tam anlamıyla bir sükûnet sağlanamasa da, piyasaların tepkisinin ise dünden bu yana olumsuz olmadığını zaten belirtmiştik.

İran’ın misilleme olarak ABD’nin Katar ve Irak’taki tesislerine yönelik dün akşam saatlerinde yapmış olduğu saldırı pratikte korkulanın aksine piyasalarda ciddi anlamda bir rahatlatma yarattı. Kulağa tuhaf gelse de, İran’ın üç nükleer tesisine yönelik saldırıda reaktörlerin özellikle hedef alınmadığı, İran’ın da cevabını çok zayıf kalması piyasalarda ciddi bir rahatlama yarattı. Artık Hürmüz boğazını bilmeyen kalmadığına göre ve dünyanın petrol arzının neredeyse dörtte birinin geçtiği kanalın da kapatılmayacağı anlaşılınca, azalan arz endişelerine paralel petrol fiyatları adeta çöktü. Şöyle ki, haftanın ilk işlem saatlerinde haber etkisi ve panik ile 81,40 dolar seviyesine kadar yükselen brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bu sabah 69 dolarlı seviyelere kadar gerileyerek neredeyse %10 düştü.

ABD Başkanı Trump, İsrail ve İran’ın ateşkeste anlaştığını duyurması, küresel piyasalarda ilave olumlu bir hava estirdi. Yeni gün başlangıcında risk iştahını arttığını görüyoruz. Eski sükseli günlerinin hatrına, son günlerde biraz da olsun güvenli liman edası ile toparlanmaya çalışan dolar (DXY) bu sabah artan risk iştahının da yardımı ile 98 seviyesinin diplerine kadar geriledi. Bir başka açıdan bakarsak, dolar, 1986’dan bu yana en kötü ilk yarı performansına doğru emin adımlarla ilerlerken, herkes koşar adım dolardan (Trump etkisi ile) uzaklaşmaya çalışıyor. Diğer bir taraftan, jeopolitik risklerin azalması ve enerji fiyatlarında yaşanan geri çekilmenin de FED’in elini rahatlatarak faiz indirimlerinin önüne açacağı beklentisi güçleniyor. Japonya ve Avrupa gibi enerji ithalatçısı ülkelerin para birimleri olan YEN ve EUR da düşen petrol fiyatlarından destek buldu. Durum böyle olunca, EURUSD paritesi 1,16 seviyesinin üzerine yükselerek son dönemin zirvesini bir kez daha test ederken, dün bir ara 148 seviyelerine kadar giden USDJPY paritesi de bu sabah düşük 145 seviyelerine kadar geriledi.

Altının ons fiyatı risk-on moduna paralel 3,350 dolar seviyesine hafif de olsa gerilerken, gümüş 36 dolar seviyelerinin üzerinde kalmaya devam etti. Risk iştahını azalması ile hafta sonu 98bin dolar seviyesine kadar gerileyen ve son altı haftanın dibini test eden bitcoin yeniden 106bin dolar seviyesini dayandı. Büyük resmi tekrar hatırlamak gerekirse, günlük iniş çıkışların ötesinde, altın, gümüş ve bitcoin için, fiat para sistemine yönelik endişelerin arttığı bir ekosistemde, her anlamlı geri çekilmenin alım fırsatı yaratacağını düşünmeye devam ettiğimizin altını bir kez daha çizmek istiyoruz.

ABD borsaları geceyi %1 civarında yükselişle tamamlarken, bu sabah Pasifik’in diğer ucunda borsalar sert bir şekilde yükseldi. Kore borsası %3’e yakın yükselişle başı çekerken, Hong Kong borsası %2, gösterge endeks Tokyo ve Çin borsaları ise %1 yükseliş kaydetti. Borsa İstanbul’un da bugün güne yükselişle başlayacağını düşünüyoruz. Genel hatları ile, net enerji ithalatçısı olan Türkiye’nin 65 dolar seviyelerine kadar gerileyen petrol fiyatları ile olumlu ayrıştığı, savaş günlerinde ise tam tersi etki ile olumsuz ayrışması ardından bugün yeniden olumlu bir seyir izlemeye başlayacağını düşünüyoruz. Kafamızda deli sorular bile dolaşmaya başladı. Öyle ki, jeopolitik risklerin tırmanmasının gölgesinde geçen hafta faiz indirimini istemese de pas geçen TCMB’nin, belki de 45 gün beklemeden erken bir PPK toplantısı ile faiz indirimine soyunabileceğini düşünüyoruz. Bu minvalde, Türk tahvillerinin de bugün iyimser bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz. Faiz ile ters korelasyona sahip hisse senetlerine de, özellikle lokomotif görevi üstlenen bankacılık hisselerine alıcı gözle bakmak gerekebilir! TCMB’nin likidite politikasına paralel TLREF 46,44 seviyesinde ve %46 olan politika faizinin biraz üzerinde dünkü günü bitirirken, AOFM ise %46’da kalmaya devam etti. CDS risk primi bu sabah 310 baz puan seviyesinde….

Ortadoğu’da gerginliğin hızla sona ermesini olumlu karşılayan piyasaların dikkati şimdi iki hafta içinde sona erecek olan küresel gümrük tarifesi müzakerelerine çevrildi. Yukarıda da değindiğim üzere, FED Başkan Yardımcısı Bowman’ın, istihdam piyasasındaki risklere dikkat çekerek Waller’ın ardından faiz indiriminin yaklaştığına işaret etmesi, gözlerin bugün Kongre’de konuşma yapacak olan FED Başkanı Powell’a çevrilmesine neden oldu. Bugün menüde ayrıca ECB Başkanı Lagarde’nin de konuşmasının bulunduğunu not edelim. Bu gelişmeler cereyan ederken, ABD 10 yıllık tahvil faizi dün %4,30 seviyesinin altını test ederek son yedi haftanın dibini gördü!

NATO Zirvesi bugün Lahey’de başlıyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte (Hollanda eski başbakanı), görevdeki ilk zirvesinde ittifakı bir arada tutma sınavı verirken, savunma harcamalarının GSYH’nin %5’ine çıkarılması hedefi zirveye damgasını vurdu. ABD Başkanı Trump’ın güçlü baskısıyla şekillenen bu hedef, Avrupa ülkeleri için ciddi bütçe artışları anlamına gelirken, İspanya son dakikada bu taahhüde açıkça itiraz ederek istisna aldı. Rutte, krizi tırmandırmadan yönetmeye çalışsa da, zirve Trump’ın agresif tutumu ve Avrupalı liderlerle olası sürtüşmeleri nedeniyle tartışmalı geçmeye aday.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

GÜNCEL

Türkiye’nin Kafkaesk Manzarasında Genç Olmak

“Suçum, Umut Etmekti”

Yayınlanma:

|

Yazan:

“Bir sabah, genç bir birey hiçbir neden belirtilmeden susturulduğunu fark etti.”
Kafka’nın Davası, Josef K.’nın bilinmeyen bir suçlamayla sürüklendiği karanlık bir sistemin hikâyesiydi. Bugünse Türkiye’de binlerce genç, kendi adalet arayışında görünmez duvarlara çarpıyor. Tek fark: Buradaki suçlama çoğu zaman “bir şey istemek” kadar belirsiz, ceza ise “hiçbir şey elde edememek” kadar sessiz.

Kafkaesk Hukuksuzluk
Türkiye’de hukuk artık adaletin değil, itaati garanti altına almanın aracı. Mahkeme salonları gerçeğin değil, niyetin sorgulandığı sahnelere dönüşmüş durumda. Tıpkı Dava’daki gibi, kimse neyle suçlandığını tam olarak bilmiyor ama süreç başlıyor. Ve başlarsa da durmuyor. Gençler yargılanmasa da yorgun düşüyor; çünkü herkes bir gün “sıra bana gelir mi?” kaygısıyla yaşamaya başlıyor.

Ekonomik Çöküşün Sessizliği
Üniversite diploması, artık bir umut değil; çoğu zaman boş bir cüzdanın eki. Bir kuşak, mesleksizlikle, işsizlikle ve çaresizlikle cezalandırılıyor. Diplomalı ama üretime katılamayan, eğitimli ama geleceği çizilemeyen yüz binlerce genç, sanki “gelecek inşa etme” suçu işlemiş gibi toplum dışına itiliyor. Ebeveynlerine yük olmamak için geçici işlerde boğuluyor, göç fikrini içinden sesli telaffuz ediyor.

Sosyal Medyanın Sahte Tesellisi
Gerçek mutsuzlukların üzerine filtre çekiliyor. Instagram’da kariyer yapıyor gibi gözüken birçok genç, aslında annesinin evinde sabaha
kadar iş ilanı kovalıyor. LinkedIn’de “network” peşinde koşarken özgeçmişinin son satırına yeni bir şey yazamamanın ağırlığıyla eziliyor. Gerçek başarıların sesi duyulmuyor çünkü sistem “gösteriyi” ödüllendiriyor.

Serhat CAN

Okumaya devam et

GÜNCEL

Yapay Zekâ Beyninizi Sessizce Ele Geçiriyor Olabilir!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapay Zekânın Beyne Zararları: Fark Edilmeyen Tehditler

Yapay zekâ (YZ), hayatımızın her alanına entegre olmaya devam ederken, insan psikolojisi ve beyin sağlığı üzerindeki etkileri giderek daha fazla sorgulanıyor. Doğrudan fiziksel bir tehdit oluşturmamakla birlikte, YZ’nin dolaylı yollarla beyin fonksiyonlarını olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Özellikle yoğun dijital etkileşim, bireyin bilişsel işleyişini ve psikolojik dengesini tehdit edebiliyor.

1. Aşırı Ekran Kullanımı ve Dijital Bağımlılık

YZ destekli sosyal medya, video uygulamaları ve içerik algoritmaları kullanıcıları ekran başında daha uzun süre tutmak üzere tasarlanıyor. Bu durum, dikkat dağınıklığı, uyarıcıya bağımlılık, hatta dopamin sisteminin bozulması gibi sonuçlar doğurabiliyor. Bilimsel araştırmalar, uzun süreli dijital maruziyetin beynin karar alma, öğrenme ve hafıza merkezlerini olumsuz etkileyebileceğini ortaya koyuyor.

2. Karar Verme Yetisinin Zayıflaması

Yapay zekâdan sürekli destek alınması, bireyin kendi karar verme mekanizmasını kullanma sıklığını azaltıyor. Bu durum zamanla bilişsel atalete (tembelliğe) yol açabiliyor. Kendi düşünme süreçlerini devre dışı bırakma eğilimi, uzun vadede analitik düşünme becerilerinin zayıflamasına neden olabilir.

3. Yaratıcılığın Azalması

YZ araçları, yazı yazma, görsel üretme ve içerik tasarlama gibi birçok alanda kullanıcıyı destekliyor. Ancak bu destek zamanla insan beyninin yaratıcı merkezlerini yeterince çalıştırmama riskini de doğurur. Rutinleşmiş ve hazır içeriklerle çalışan beyin, yeni fikirler üretme konusunda daha az zorlanır ve zamanla yaratıcılık kabiliyetini köreltebilir.

4. Bilgi Tembelliği

“Nasıl olsa yapay zekâdan öğrenirim” düşüncesiyle hareket eden bireyler, öğrenme motivasyonlarını kaybedebilir. Bu, özellikle öğrenciler ve genç kullanıcılar için tehlikeli bir zihinsel konfor alanı oluşturur. Uzun vadede bilgiye ulaşma becerisi gelişir, fakat bilgiyi işleme ve içselleştirme becerisi geriler.

5. Stres ve Kaygı

YZ’nin iş gücünü tehdit etmesi, sosyal medyada tetiklediği karşılaştırma kültürü ve gelecekteki bilinmezlikler, bireylerde kaygı ve stres düzeylerini artırabilir. Özellikle genç nesilde “yerini yapay zekâya kaptırma korkusu” giderek yaygınlaşmaktadır.

Araç mı, Tehdit mi?

Yapay zekâ, doğru kullanıldığında bireyin bilişsel yetilerini destekleyebilir. Ancak aşırı bağımlılık, pasif kullanım alışkanlıkları ve yaratıcılıktan uzaklaşma, beynin uzun vadeli sağlığı için tehdit oluşturabilir. Bu nedenle, YZ ile olan ilişkimizi bilinçli, sınırlı ve dengeleyici şekilde kurmak hayati önem taşır.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.