Connect with us

GÜNCEL

Gümrük Tarifeleri: Harekete Geçmemenin Maliyeti

Yayınlanma:

|

Dış ticaret vergileri/harçları bir haber başlığından daha fazlasına işaret eder. Söz konusu tarifelerin küresel ticaret üzerindeki kontrolünü sıkılaştırması şirketlerin riskleri hafifletme ve fırsatları yakalama konusunda kararlı hareket etmelerini zorunlu kılar.

Birçok iş kolunu etkileyen bu tarifeler, uzak bir politika meselesi olmaktan çıkmış; hemen çözüm üretilmesi gereken karmaşık ve zorlu bir hal almıştır. Şirketlerin yönetim kadrolarının parçalanmış küresel ekonominin yıkıcı zemininde yol almak için kararlı olmaları ve daha geniş etkiler yaratmak için plan yapmaları gerekmektedir. Bu bağlamda, hem kısa vadeli kararlar hem de uzun vadeli stratejiler, riskleri hafifletmek ve değişen koşulları kendi avantajlarına dönüştürmek için gereklidir.

Dış ticaret tarifelerini bir bağlama yerleştirip oradan değerlendirmek, onları arkasında daha büyük bir jeopolitik değişimin ve trendin belirtileri olarak görmeyi de mümkün kılar. Bununla birlikte, küreselleşmiş dünyadan küresel sonrası (post-global) dünyaya bir kapı açılır.

Dünya ekonomisini daha çok birbirine bağlı kılan uzun bir piyasa entegrasyonunun ardından, halk veya seçmen kitlesi ekonomik entegrasyon politikalarına karşı direnç göstermeye başladı. Bu durum, birçok ülkenin ihracata dayalı ekonomiler için zararlı olabilecek daha fazla korumacı politika uygulamayı veya düşünmeyi tercih etmesiyle sonuçlandı. Bu korumacı politakaların doğal bir sonucu olan parçalanmış piyasalar, dış ticaret yapan işletmeler için daha maliyetli olmasına, herhangi bir tahmin veya öngürü hatasında daha sert sorunlarla karşılaşmalarına sebep oldu.

BASİT VE YÜZEYSEL CEVAPLARIN CAZİBESİNE KAPILMAYIN

Gümrük tarifelerinin, piyasalar, ekonomi veya belirli bir sektör üzerindeki tam ve net etkisini tahmin etmek zor ve riskli bir iştir. Döviz ayarlamaları, karşılıklı tarifeler ve değişen ticaret akışları, doğrusal hesaplamaları zorlayan yankı etkileri yaratır. Bu etkileri nicel olarak ölçme çabaları bazen doğru olduğu yanılgısına kapılabilir ve işletmeleri önlerindeki karmaşıklıklara karşı hazırlıksız bırakabilir. Stratejik hamleler, belirsizliğin dengeli bir şekilde anlaşılmasını gerektirir; modellere veya varsayımlara körü körüne güvenmek değildir.

Genel olarak, uygulanan dış ticaret tarifesi devletin tasarruflarını artıran (devletin geliri ile harcaması arasındaki fark) bir devlet vergisinin somut örneğidir, ancak bu gelirin karşılığında ülke ekonomisinin farklı sektörleri zarar görür:  Tüketiciler  daha yüksek fiyatlarla karşılaşabilir, ithal ürünün maliyeti işletmelerin kar marjını daraltabilir ve yabancı ticaret ortaklarının dış ticaret dengeleri bozulabilir. Böylece, bir hükümetin ekonomik veya ticaret politikalarında yaptığı değişikliklerin hangi sektörü zarara uğratacağı, arz ve talep dengelerinin karmaşık bir etkileşimi tarafından belirlenir. Bu denge, sadece belirli bir ürünle ilgili değil, aynı zamanda ürünün üretim sürecindeki her aşaması ve buna bağlı diğer sektörler için de geçerlidir. Kısacası, politika değişikliğinin etkileri ürünlerin arz-talep dengelerine ve bu ürünlerin üretim süreçlerine göre farklılık gösterir.

Vergilerin geniş çapta arttırılması durumunda ise, bu durumun politikaya genel etkisini (ekonomiye, sektörlere ve bireylere) tam olarak öngörmek neredeyse imkânsızdır.  Aynı zamanda, vergilerden kaynaklanan maliyetin tamamının yabancı ticaret ortakları ya da tüketiciler tarafından karşılanması da olası değildir. Küresel ekonomi 2017’de olduğundan çok farklı bir noktada olsa da, o dönemde vergilerin ABD tüketici fiyat enflasyonu üzerinde görmezden gelinebilir bir etkisi vardı; ancak ürün bazında etkiler farklılık gösterdi ve bu etkilerin sonuçları zaman içerisinde değişti.

Bunun ötesinde, ABD vergi politikasındaki herhangi bir değişiklik, hem ABD ekonomisi içinde (örneğin, yerli ikamelerin yaratılması) hem de ABD ekonomisi dışında (örneğin, gümrük tarifesi olan ülkelerden tarifesiz ülkelere ticaret akışının yön değiştirmesi) birçok etki ve karşı etki yaratacaktır. Şüphesiz bu etkiler işletmelerin  iş planlarını ve operasyonlarını aksatacaktır fakat makroekonik etkileri de hafifletmeye yardımcı olacaktır.

Daha geniş bir açıdan bakıldığında, vergilerden kaynaklanan enflasyonist baskılar, yöneticilerin düşündüğünden daha düşük olabilir. (Bkz. Şekil1) Çok yıkıcı bir senaryo örneği vermek gerekirse—Çin’e uygulanan %100 ithalat tarifelerinin aniden yürürlüğe girmesi—net enflasyon şokunun, arzın küresel ölçekte kısıtlandığı ve talebin ise artırıldığı pandemi sonrası enflasyon şokundan çok daha az şiddetli olduğu görülebilir.

  • Genel fiyat etkisi, pandemi sonrası enflasyondan daha düşük olabilir.

Şekil 1

Varsayımlar

Sonuç

Konservatif Varsayım No. 1: Çin’den ABD’ye ithal edilen tüm ürünlere %100 gümrük vergisi uygulanması Sonuç, reel GSYH üzerinde hiçbir etkisi olmadan nominal GSYH’de ABD için 540 milyar $ artış olur.
Konservatif Varsayım No. 2: Gümrük vergisinin toplam yıllık maliyetinin (540 milyar $) tamamen yurtiçinde karşılanması Bu, ABD’nin 29 trilyon $ GSYH’sine 540 milyar $ eklenmesine eşdeğer olur ve fiyat seviyelerinde %1,6’lık bir kaymaya neden olur.
Kaynak: Bain & Company

Ek olarak, mevcut %2,6’lık enflasyon seviyelerine eklendiğinde, ortaya çıkan %4,2’lik tek yıllık enflasyon oranı, Haziran 2022’deki %9,1’lik zirvenin yarısından daha azdır.

Şimdi harekete geçin, plan yapın: İki taraflı bir zorunluluk

Bu yeni dünya düzeninde başarılı olabilmek için iki cephede harekete geçmek gerekmektedir: kısa ve uzun vadeli.

Şimdi harekete geçin

İşletmeler üç ana sorumluluğu alarak harekete geçebilir:

  • Değer zincirinizi üretime ve satışa dönük yukarı ve aşağı akış süreçlerini anlayın ve bu süreçlerin sınırları nasıl geçtiğini tespit edin.
  • Etkileri test etmek için senaryolar geliştirin.
  • Nerede pazarlık ve fiyatlandırma gücünüz olduğunu ve nerede bu gücü geliştirmeniz gerektiğini belirleyin.

Senaryolar, iş dünyasını test etmek için gereklidir, ancak günümüzün dinamikleri çok fazla değişkenlik gösterirken bu senaryoların birçoğu kaçınılmaz olarak yanlış olacaktır. Bu uygulama, belirli sonuçlar üretmekle ilgili değildir; senaryolar, kesin olmaktan çok, olasılıkları dikkate alarak güvenlik açıklarını ortaya çıkarmak için faydalı araçlardır. Örneğin, üreticiler, maruz kalabilecekleri risklerin nasıl ve nerede gelişeceğini anlamak için bir dizi senaryoyu test edebilir. Bu senaryolar, (1) düşük şiddette küçük yapısal tarife değişikliklerinden, (2) bölgelere veya (3) sektörlere özgü olabilecek kademeli artışlarla orta düzey tarifelere ve (4) belirli ülkeler üzerindeki aniden ve sert bir şekilde artan tarifelere ve bazı sektörler için ek tarifelere kadar uzanabilir.”

İşletmeyi test etmek için potansiyel vergi senaryolarının bazı örnekleri:

Şekil 2

Senaryolar kapsam ve zaman dilimine göre değişir

Bölgeye Özel Tarifeler Sektöre Özel Tarifeler

Evrensel Tarifeler

Tarifelerde küçük veya hiç değişiklik olmadığı durumlarda Senaryo 1: “Müzakere Sanatı” Tarifeler, belirli konularda (göç, uyuşturucu, ulusal güvenlik) jeopolitik müzakereleri ilerletmek için tehdit olarak kullanılır; düşük risk
Orta Düzey Tarifeler: kademeli artış Senaryo 2: “Çin ve USMCA Politika Çatışmaları” Belirli ticaret ortaklarını hedef alan tarifeler (özellikle Çin, Meksika, Kanada), muhtemelen AB ve İngiltere dışındaki ülkeler Senaryo 3: “Önce Amerika Üretimi”

10-40% tarifeler; teknoloji, otomotiv, çelik veya enerji gibi sektörleri hedefler; üreticileri küresel çapta doğrudan etkiler

Hızlı ve sert tarife artışları Senaryo 4: “Seçim Vaatleri Gerçekleşiyor” Evrensel tarifeler: %10–20 ve %60–100 arasında değişen oranlar; hedef sektörlere ek tarifeler; ticaret ortaklarından misilleme tarifeleri; uzun süreli ticaret savaşına yol açabilir

Bu bağlamda, şirket düzeyinde tarife engellerine maruz kalma derecesini değerlendirmek çok önemlidir. Çünkü bu etkiler, aynı sektördeki şirketler arasında bile önemli ölçüde farklılık gösterebilir. Örneğin, otomobil üreticileri, tedarik zincirlerinin kurulumu farklı olduğundan dolayı birbirlerinden farklı yollar izleyebilirler. Mevcut ayak izlerini optimize etmek için, ABD üretim tesislerinde yerel pazar için üretim yaparak ve ABD’deki tesislerde maksimum kapasite ile montaj yaparak hacimlerini yeniden düzenleyebilirler. Ayrıca, mevcut üretim tesislerinin esnekliğini artırmak için yatırım yapabilirler, böylece koşullara göre hacimleri artırıp azaltabilirler. Ve mevcut tesislerinde, özellikle Meksika’daki tesisler için, gelecekteki büyük ölçekli yatırımları yeniden değerlendirebilirler.

Şimdi Plan Yapın

Parçalanmış ve dağılmış bir ticaret dünyasında uzun vadeli başarı elde etmek için öngörü, uyum sağlama ve dayanıklılığı vurgulayan stratejileri benimsemek gerekir. Bir diğer önemli husus ise, manevra yapacak alan yaratmak için riskleri sınırlama ve opsiyonlar geliştirmektir.

Şimdi hareket et” kısmında değer zincirlerini haritalandıran şirketler, maruz kaldıkları engelleri daha geniş bir şekilde anlamaya yönelik daha disiplinli bir yaklaşım benimseyebilirler. Örneğin, tedarik zincirlerinde karşılaştığı riskleri ve bu risklere maruz kalma seviyelerini anlamak, potansiyel kesintilerin ortaya çıkaracağı zorlukları izlemeye ve analiz etmeye yönlendirebilir ve  bu volatilite ile başa çıkabilmek için bir refleks oluşturabilir.

İlk adım, şirketinizin dünya görüşü etrafında şekillenmektedir. Küresel olarak yeniden yapılanma göz önüne alındığında, şirketinizi bir aktivist yatırımcı gibi analiz edin. Bu pazar için değer yaratan faktörleri tanımlayan iki sayfalık bir yatırım tezi nasıl yazılır? Şirketin değerlemesi için gerekli ve temel olan kritik pazarlar, ürünler ve tedarikçiler nelerdir? Bu yatırım tezini incelediğinizde, şirketinizin kritik riskleri nelerdir?

Öngörme:

Bu yetenek, sektörünüzün geleceği hakkında, rekabet avantajı yaratabilecek kadar güçlü inançlar oluşturmayı içerir. Gerçekçi olarak, gümrük vergileri tarafından tetiklenen yan etkileri ön görmek zordur ve bu tarz dinamiklere aşırı güven duygusuyla yaklaşmak büyük bir risktir Bunun yerine, işinize etki eden faktörlere odaklanın. Fazlaca uç ama olası bir sonuçta geliriniz ve kar marjlarınız üzerindeki potansiyel etki ne kadar büyüktür?

  • Yeni bir vergi/maliyet engeliyle karşılaşacak mıyız, ve eğer öyleyse, bunun büyüklüğü nedir ve ne kadar sürecek?

Uyum Sağlama

Uyum sağlamak, işinizi rakiplerinizden daha hızlı bir şekilde değiştirebilmek anlamına gelir. En başarılı şirketler,  politika ortamındaki değişim hızına uyum sağlayacaklardır ki bunun da sürekli değişim gösterdiğini unutmayın.

  • Yurtdışındaki rakiplerimiz, fiyatları düşürüp mevcut pazarlarımızda bize karşı daha hızlı hareket ederek rekabet ederler mi? Eğer öyleyse, başka pazarlar bulabilir miyiz? Bu pazarlar yeterli olur mu?

Dayanıklılık

Üstün dayanıklılığa sahip şirketler, şoklara rakiplerinden daha iyi dayanırlar. Şirketler yeterince hızlı uyum sağlayamazlarsa, dayanıklılıklarını inşa etme yetenekleri hayati önem taşır. Bu, acıyı ne kadar süre dayanabilecekleri ve bunu hafifletmek için geliştirdikleri stratejilere bağlı olacaktır. Bu aynı zamanda zaman ufkuna da bağlıdır: Acıyı absorbe etme kapasitesi sonunda tükenir.

  • Eğer işler ters giderse ana değer kaynağına sahip bir işi satın almalı mıyız?

Karmaşıklığı Yönetmek, Fırsatları Güvence Altına Almak

Tarifeler, daha geniş bir ekonomik yeniden yapılanmanın belirtisidir; bu yeniden yapılanma, işletmelerin nasıl faaliyet göstereceğini yeniden şekillendirecektir. Hızlı bir şekilde ve sofistike bir yaklaşımla tepki veren şirketler, sadece dayanıklılık gösterip kalkınmakla kalmayacak, aynı zamanda post-global dönemde lider olarak kendilerini konumlandıracaklardır. Tereddüt edenler içinse maliyetler büyük ve geri döndürülemez olabilir.

Kaynak: https://www.bain.com/insights/tariffs-the-costs-of-inaction/

Yazarlar: Karen Harris, François Faelli, Hugo Parkinson ve Dunigan O’Keeffe

Çeviren: Hilal Şeyma Süren

Okumaya devam et

GÜNCEL

Şirketlerde Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği Neden Şart Olmalı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Şirketlerin kâr ederek sürdürülebilir şekilde büyümek ve marka değerlerini artırabilmeleri için, kurumsal yönetim ilkelerini benimseyerek kurumsallaşma yolculuğuna çıkmaları artık bir zorunluluk.

Bu süreçte en önemli sermaye ise şüphesiz kaliteli insan kaynağı. İnsan kaynağı deyince şirketin her departmanında görev yapan çalışanlar akla gelse de, bu yazımda şirketin geleceğine yön verecek vizyon ve stratejiler ortaya koyması gereken, icra kuruluna hedef belirleyecek ve bu hedeflerin takibini yapacak Yönetim Kurulu üyeleri özelinde bağımsız üyelere değinmek istiyorum.

Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği Nedir?

Malum şirketlerde genelde hissedar üyeler, işin doğası gereğince yönetim kurulu üyeleri olurlar. Hissedarların, şirket yönetim kurulu üyesi olabilmeleri için taşımaları gereken belirlenmiş özel şartlar yok. Ancak şirketin geleceğine yön verecek böylesine önemli bir kurulda yer alacak kişilerin günümüzün zorlu rekabet şartlarında asgari üniversite mezunu olması, en az bir yabancı dil konuşabilmesi, işin gerektirdiği deneyim ve bilgiye sahip olması beklenir.

Peki ama şirketi başarılı bir şekilde yönetmek, kurumsal bir yapıya evirerek daha da büyütmek, gelecek nesillere devredebilmek için sadece hissedar yönetim kurulu üyeleri yeterli mi? Maalesef hayır. Okuyucularımızın akıllarına, şirketlerin zaten profesyonel icra kurulları, genel müdürleri, direktörleri yok mu düşüncesi gelebilir. Tabi ki çoğu şirkette bu kişiler mevcut ama icra organları ile yönetim kurulunun görevlerinin net bir şekilde ayrılması ve icrada yer alan kişilerin aynı zamanda yönetim kurulu üyeliği şapkasını taşımaması gerektiğini artık hepimiz biliyoruz diye düşünüyorum. İşte bu nedenle şirketlerde bağımsız yönetim kurulu üyesi şart.

Her ne kadar Türk Ticaret Kanun’una göre bağımsız yönetim kurulu üyeliği yasal bir zorunluluk olmasa da Sermaye Piyasası Kanun’una göre halka açık şirketlerde bu bir zorunluluk. Nitekim, SPK tarafından yayımlanan Kurumsal Yönetim Tebliğinde de yönetim kurulu içerisindeki bağımsız üye sayısı toplam üye sayısının üçte birinden az ve her durumda bağımsız üye sayısı ikiden az olamayacağı düzenlenmiştir.

Konunun özüne değindiğimize göre, bağımsız yönetim kurulu üyesi nedir bu soruya cevap verecek olur isek, icrada görevli olmayan, üyelik haricinde şirkette başkaca herhangi bir idari görevi veya kendisine bağlı icrai mahiyette faaliyet gösteren bir birim bulunmayan ve şirketin günlük iş akışına ve olağan faaliyetlerine müdahil olmayan kişi olarak tanımlanabilir.

Kimler Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Olabilir?

Kurumsal Yönetim Tebliğine göre özetle aşağıdaki kriterlerin tamamını taşıyan yönetim kurulu üyesi bağımsız üye olarak nitelendirilir:

  • Şirket hissedarı olmamalı
  • Son beş yıl içerisinde, şirkete önemli ölçüde hizmet ve ürün sağlayan firmaların herhangi birisinde ortak, çalışan veya yönetim kurulu üyesi olmamalı
  • Son beş yıl içerisinde, başta şirketin denetimi (vergi denetimi, kanuni denetim, iç denetim de dahil), derecelendirilmesi ve danışmanlığı olmak üzere, yapılan anlaşmalar çerçevesinde şirketin önemli ölçüde hizmet veya ürün satın aldığı veya sattığı şirketlerde, hizmet veya ürün satın alındığı veya satıldığı dönemlerde, ortak (%5 ve üzeri), önemli görev ve sorumluluklar üstlenecek yönetici pozisyonunda çalışan veya yönetim kurulu üyesi olmaması.
  • Bağımsız yönetim kurulu üyesi olması sebebiyle üstleneceği görevleri gereği gibi yerine getirecek mesleki eğitim, bilgi ve tecrübeye sahip olması.
  • Bağlı oldukları mevzuata uygun olması şartıyla üniversite öğretim üyeleri hariç, kamu kurum ve kuruluşlarında üye olarak seçildikten sonra tam zamanlı çalışmıyor olması.
  • Gelir Vergisi Kanunu’na göre Türkiye’de yerleşik olması.
  • Şirket faaliyetlerine olumlu katkılarda bulunabilecek, şirket ortakları arasındaki çıkar çatışmalarında tarafsızlığını koruyabilecek, menfaat sahiplerinin haklarını dikkate alarak özgürce karar verebilecek güçlü etik standartlara, mesleki itibara ve tecrübeye sahip olması.
  • Şirket faaliyetlerinin işleyişini takip edebilecek ve üstlendiği görevlerin gereklerini tam olarak yerine getirebilecek ölçüde şirket işlerine zaman ayırabiliyor olması.
  • Şirketin yönetim kurulunda son on yıl içerisinde altı yıldan fazla yönetim kurulu üyeliği yapmamış olması.
  • Aynı kişinin, şirketin veya şirketin yönetim kontrolünü elinde bulunduran ortakların yönetim kontrolüne sahip olduğu şirketlerin üçten fazlasında ve toplamda borsada işlem gören şirketlerin beşten fazlasında bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak görev almıyor olması

Sonuç

Günümüz dünyasında eğer bir şirketin yönetim kurulu, şirketin yeni ufuklara yelken açmasını sağlayabilecek vizyona sahip, hızlı ve rasyonel kararlar alabilen, icra kuruluna şirketin vizyonu doğrultusunda yön verebilen, strateji belirleyen, tabiri caiz ise şirketin beyni olabilecek insanlardan oluşuyor ise o şirketin bir geleceği olması mümkün. Bu kurulun üyelerinin sadece hissedarlardan oluşması ise maalesef yeterli olmamakta. Mutlaka alanında uzman profesyonel yönetici, mali işler & finans uzmanı, hukukçu, mühendis veya akademisyen olan bağımsız üyelerin şirket yönetim kurulunda yer almaları bu anlamda son derece önemli ve değerli bir kazanım. Bu kişiler, çıkar çatışmasından uzak kalarak, icrada görevli olmayan yönetim kurulu üyeleri içerisinde görevlerini hiçbir etki altında kalmaksızın yapabilme olanağı ile de tüm paydaşlara ayrıca güven verebilirler.

Son söz olarak, gerek hissedar kökenli gerekse bağımsız olsun, şirketlerimizde kadın yönetim kurulu üyelerimizin sayısının artması da en büyük temennimiz.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

GÜNCEL

CGTN: Çin ve Orta Asya ülkeleri iş birliğini pekiştirme sözü verdi

Yayınlanma:

|

Yazan:

CGTN, Astana’da düzenlenen ikinci Çin-Orta Asya Zirvesi’yle ilgili Çin ve beş Orta Asya ülkesinin Ebedî İyi Komşuluk ve Dostane İş Birliği Anlaşması’nı imzalamasının önemini vurgulayan, ortak kalkınmayı ve bölgesel iş birliğini teşvik etmek amacıyla Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla aralarındaki ortaklıkları güçlendirmeye yönelik ortak taahhüde dikkat çeken bir makale yayımladı.

Tarihte ilk defa, bir Orta Asya ülkesi Çin-Orta Asya Zirvesi’ne ev sahipliği yaparken Çin ve beş Orta Asya ülkesinin liderleri salı günü Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen ikinci zirve için bir araya geldi.

Altı ülkenin zirvede Ebedî İyi Komşuluk ve Dostane İş Birliği Anlaşması’na imza atması yeni bir dönüm noktası oldu.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping açılış konuşmasında anlaşmanın amacının ülkeler arasındaki ebedî dostluk ilkesini hukuki bir zemine oturtarak güvence altına almak olduğunu belirtti.

Başkan Xi Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan cumhurbaşkanlarının katıldığı zirveye değinerek “Bu anlaşma bugün için bir dönüm noktası, yarın içinse bir temel taşı.” diye belirtti.

Çin-Orta Asya Ruhunu Yaşatmak

Başkan Xi salı günü yüksek nitelikli kalkınma sayesinde ortak modernleşme arayışına yönelik karşılıklı saygı, karşılıklı güven, karşılıklı çıkar ve karşılıklı yardımlaşma ilkelerini simgeleyen Çin-Orta Asya Ruhunu övdü.

Çin, bir Çin-Orta Asya Mekanizması kurulmasını 2020’de teklif etti. 2022’de aralarındaki diplomatik ilişkilerin 30. yıl dönümünü kutlamak için düzenlenen sanal zirvede, ülkeler mekanizmanın devlet başkanları düzeyine yükseltilmesi teklifinde bulundu.

Bu teklif Çin’in kuzeybatısındaki Xi’an şehrinde düzenlenen ilk Çin-Orta Asya Zirvesi’yle 2023’te hayata geçirildi. Liderler, bu üst düzey toplantının iki yılda bir Çin ve Orta Asya Ülkeleri arasında dönüşümlü olarak yapılmasını kararlaştırdı.

İki yılın ardından, birinci zirvede varılan mutabakatın her alanda hayata geçirildiğini belirten Başkan Xi, iş birliği yolunun istikrarlı bir şekilde genişlediğini ve dostluğun her zamankinden daha güçlü filizlendiğini ekledi.

CGTN’nin yakın zamanda yaptığı bir ankete göre katılımcıların %90’ı Çin-Orta Asya Mekanizması’nın çekişmeyle veya rekabetle ilgili olmadığını, iki taraf için de istikrar, kalkınma ve geleceğe odaklanan iş birliği arayışı için kurulan bir çerçeve olduğunu düşünüyor.

Çin bugüne dek geniş kapsamlı stratejik ortaklıklar kurdu, Kuşak ve Yol iş birliği belgeleri imzaladı ve ortak bir geleceği paylaşan bir topluluk inşa etme vizyonunu ikili ilişkiler düzeyinde beş Orta Asya ülkesinin tümüyle hayata geçirdi.

Çin-Orta Asya Mekanizması Genel Sekreteri Sun Weidong bunun, yüksek düzeyli stratejik karşılıklı güveni ve karşılıklı yarar sağlayan iş birliğini derinleştirme konusundaki kararlılığı her yönüyle gözler önüne serdiğini ifade etti.

Kuşak ve Yol Girişimi’nin sağladığı yüksek nitelikli kalkınma

Başkan Xi Astana zirvesinde ülkelere Çin-Orta Asya Ruhu doğrultusunda hareket etme, yepyeni bir enerjiyle ve daha pratik önlemlerle iş birliğini pekiştirme, Kuşak ve Yol Girişimi’nin (BRI) sağladığı yüksek nitelikli kalkınmayı teşvik etme ve bölge için ortak bir geleceği paylaşan bir topluluk inşa etme amacı doğrultusunda hızla ilerleme çağrısında bulundu.

Başkan Xi, Kuşak ve Yol Girişimi’nin temel unsurlarından biri olan İpek Yolu Ekonomik Kuşağı’nı ortaklaşa inşa etme hayalini ilk kez 2013’te Kazakistan’ın başkentinde açıklamıştı.

Çin ve bölge ülkeleri bu girişim sayesinde ticaret, dijital ekonomi ve bağlanabilirlik alanlarında güçlü iş birliklerine imza attı. Çin, bölgenin en büyük ticaret ortağı ve önemli bir yatırım kaynağı oldu. Gümrükler Genel Müdürlüğü verilerine göre Çin-Orta Asya arasındaki ticaret hacmi 2024’te rekor seviyeyle 94,8 milyar dolara ulaştı; Çin’in bölgeye yaptığı toplam yatırım ise 30 milyar doları aştı.

CGTN anketine göre katılımcıların %92,4’ü Kuşak ve Yol Girişimi’nin Çin ve Orta Asya arasındaki yüksek düzeyli iş birliğini destekleyen, kamu yararına hizmet eden önemli bir uluslararası proje olduğunu kabul ediyor.

Başkan Xi salı günü Çin ve Orta Asya ülkelerine aralarındaki iş birliği çerçevesini daha sonuç odaklı, verimli ve fazlasıyla entegre hâle getirmek amacıyla optimize etme çağrısında bulundu.

İş birliğinde ticareti kolaylaştırmaya, endüstri yatırımlarına, bağlantısallığa, yeşil madenciliğe, tarımda modernleşmeye ve personel değişimine odaklanmak ve daha fazla projeyi hayata geçirmek konularında çaba gösterilmesi gerektiğini belirtti.

Başkan Xi, söz konusu iş birliğini teşvik etmek amacıyla Çin’in yoksullukla mücadeleye, eğitim alanında değişim programlarına, çölleşmeyi önlenme ve kontrol etmeye odaklanan üç iş birliği merkezinin yanı sıra ticareti kolaylaştırmaya yönelik bir iş birliği platformu kuracağını duyurdu.

Liaoning Üniversitesi’nin Rusya, Doğu Avrupa ve Orta Asya Ülkeleri Araştırma Merkezi Müdürü Cui Zheng, CGTN’de yayımlanan bir görüş yazısında şu anki uluslararası ortam ışığında iş birliği modelinin önemini vurguladı.

Cui, yükselişteki korumacılığın damga vurduğu bir küresel ortamda Çin-Orta Asya ortaklığının bağımsızlığa saygı gösteren, karşılıklı çıkarı gözeten ve Küresel Güney’in sesini güçlendiren yeni bir diplomatik iş birliği modelini temsil ettiğini dile getirdi.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kitap Künyesi

  • Kitap Adı: Nasıl Yatırım Yapılır?

  • Alt Başlık: Kişisel Yatırımın Cesur ve Yeni Dünyasına Yolculuk

  • Yazarlar:

    • Peter Stanyer

    • Masood Javaid

    • Stephen Satchell

  • Çevirmen: S. Cem Çiloğlu

  • Yayınevi: The Economist Books / Türkçe baskı: Epsilon yayınevi

  • Dil: Türkçe (Orijinal dil: İngilizce)

  • Kapsam: Yatırımın temellerinden başlayarak kişisel finans, portföy yönetimi, risk dağılımı ve yeni nesil yatırım araçlarına kadar geniş bir perspektif sunar.

  • Hedef Kitle: Yatırıma yeni başlayacak bireyler, kişisel finansına yön vermek isteyenler ve stratejik portföy oluşturmak isteyen yatırımcılar.

İçerik Özeti

  • Yatırımın Temel İlkeleri

  • Risk ve Getiri Dengesi

  • Portföy Teorisi

  • Fon Seçimi ve Dağılımı

  • Alternatif Yatırım Araçları (ETF’ler, tahviller, emtialar, kripto varlıklar)

  • Yatırım Psikolojisi ve Karar Alma Süreçleri

  • Güncel Piyasa Gelişmeleri ve Etkileri

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

1. Yatırımın Temelleri

Kitap, yatırımın amacını net şekilde tanımlayarak başlar: paranın zaman içindeki değerini korumak ve artırmak. Yatırımcılar için temel kavramlar olan risk, getiri, zaman ufku, likidite gibi konular ele alınır.

📌 Ana fikir: Her yatırım bir risk içerir; önemli olan bu riski bilinçli şekilde yönetebilmektir.

2. Portföy Oluşturma ve Risk Dağılımı (Diversifikasyon)

Yazarlar, yatırımcılara tüm yumurtaları aynı sepete koymamaları gerektiğini anlatır. Portföy oluştururken farklı varlık türleri arasında dağılım yapmanın önemi vurgulanır: hisse senetleri, tahviller, nakit, emtialar, alternatif yatırımlar gibi.

📌 Ana fikir: Sağlam bir yatırım stratejisi; çeşitlendirme, maliyet bilinci ve hedefe uygunlukla mümkündür.

3. Varlık Sınıfları ve Araçlar

Bu bölümde yatırım yapılabilecek başlıca varlıklar detaylı şekilde anlatılır:

  • Hisse senetleri: Uzun vadede büyüme sağlayan ama dalgalı ürünlerdir.

  • Tahviller: Daha düşük riskli, ama sınırlı getirili.

  • Nakit ve mevduat: Güvenli ama enflasyona karşı kırılgan.

  • Alternatif yatırım araçları: Gayrimenkul, hedge fonları, özel sermaye ve son zamanlarda kripto varlıklar gibi yeni trendler.

📌 Ana fikir: Her varlık sınıfının risk-profili farklıdır ve yatırımcının hedeflerine göre seçilmelidir.

4. Zaman ve Psikoloji Faktörü

Yatırımcıların en büyük düşmanlarından biri kendileridir. Korku, açgözlülük, sürü psikolojisi gibi duygusal faktörlerin yatırım kararlarını nasıl etkilediği anlatılır. Piyasa zamanlamasının zor olduğu, uzun vadeli düşünmenin önemi vurgulanır.

📌 Ana fikir: Duygusal kararlar yerine disiplinli bir yatırım stratejisi başarı getirir.

5. Yatırım Stratejileri ve Yaklaşımlar

Pasif ve aktif yatırım farkı, endeks fonlarının avantajları, değer ve büyüme yatırımcılığı gibi farklı yatırım stratejileri açıklanır. Ayrıca, yaşa ve gelir seviyesine göre yatırım stratejileri örneklenir.

📌 Ana fikir: Herkesin yatırım stratejisi kişisel durumuna, hedeflerine ve risk toleransına uygun olmalıdır.

6. Geleceğe Hazırlık ve Yeni Trendler

Kitabın son bölümleri geleceğin yatırım dünyasına odaklanır. ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim kriterleri), yapay zeka destekli algoritmalar, robo-danışmanlar, fintech’ler gibi konular ele alınır.

📌 Ana fikir: Yatırım dünyası hızla değişiyor; bilgiye açık ve adapte olabilen yatırımcılar öne çıkacak.

Genel Değerlendirme

Bu kitap, yatırım dünyasına giriş yapmak isteyenler için bilimsel temellere dayalı, pratik ve anlaşılır bir kılavuzdur. Hem yeni başlayanlar hem de stratejisini geliştirmek isteyen yatırımcılar için değerli bilgiler sunar.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.