ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Dezenflasyon ve faiz indirimleri: TL için umut dolu bir yıl
Yayınlanma:
2 hafta önce|
Yazan:
BankaVitriniTürk mali piyasalarının yıla iyimser bir şekilde başladığını bir kez daha belirtelim. Geride bıraktığımız kısa haftanın son iş gününde TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamları mevcut iyimserliği daha pekiştirdi. Aralık ayında TÜFE %1,6 olan genel beklentinin altında kalarak %1,03 olarak sonuçlandı. Enflasyonun beklentinin altında kalabileceğine ve olumlu bir süpriz yapabileceğine işaret etmiştik. Bu bağlamda enflasyon yılı %44,38 seviyesine gerileyerek tamamladı. Enflasyon verilerinin alt kalemlerinde, aylık artış oranı olarak %1,71 ile konut ön plana çıkarken giyim ve ayakkabı grubunda %0,67 oranında düşüş dikkatimizi çekti.
İşin magazin boyutunu bir kenara bırakırsak, Türkiye ekonomisinin 2021-2023 yılları arasında yaşadığı travmayı atlatmaya başladığını, enflasyonla mücadelede ise bir noktaya kadar başarı sağlandığını iddia edebiliriz. Şöyle ki, 2022 yılının son çeyreğinde yıllık enflasyonun %85 seviyesinde olduğunu düşünürsek ve aslında hissedilen enflasyonun bunun çok üzerinde olduğunu da kabul edersek, belli ölçüde dezenflasyon sürecinde başarılı olunduğunu söylememiz gerekiyor. Bir adım geriye giderek tıptan örnek verirsek, söz konusu yıllarda yaşanan travma ile hasta eğer yoğun bakıma girmişse, otorite (doktor) ilk aşamada uyguladığı tedavi ile hastanın yoğun bakımdan çıkmasını sağladı. Bu süreçte swap hâriç net rezervlerin -78 milyar dolardan +50 milyar dolara kadar iyileşirken, neredeyse dört haneli rakamlara yaklaşan ve yabancı yatırımcının Türkiye riskini gösteren 5 yıl vadeli CDS risk primi 250 baz puan seviyesine kadar gerileyerek pandemi döneminden bu yana en düşük seviyesini test etti.
Peki bu hasta yoğun bakımdan çıkıp servise girdiğine göre, ne zaman taburcu olacak sorusunun da cevabını dezenflasyon sürecinde yaşanacak başarı ile ilişkili olacağını belirtmemiz gerekiyor. Enflasyonun baz etkisi ile gerilemeye devam edeceği görüşünden hareketle, bu sene sadece sekiz toplantı yapacak TCMB’den her toplantıda 250 baz puan faiz indirimi bekliyoruz. Enflasyon verisi ardından bugün TÜİK’in açıklayacağı mevsimsellikten arındırılmış seriyi inceleyeceğiz. Piyasalar tarafından olumlu karşılanan enflasyon verisine paralel borsa cephesinde yükselişin, piyasa faizlerinde ise gevşemenin devam etmesini bekliyoruz. İki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %40 seviyesinin hemen altına gerileyerek son altı ayın en düşük seviyesini test ederken, gelişmeler TCMB’nin faiz indirim döngüsüne girdiğini de teyit ediyor. USDTRY kuru yeni haftaya 35,36 seviyelerinden başlıyor.
Maliye politikasının da destek vereceği bu süreçte, TCMB’nin artan kredibilitesi ve faiz indirim sürecinin yaratacağı olumlu ‘hikâye’ ile yılın ilk yarısında Türk Lirasının yıldızının yine parlayacağını düşünüyoruz. 2025 yılında TCMB’nin oyunu yine değerli TL’den yana kullanacağı görüşünden hareketle, kurun olması gereken seviye ile olacağı seviye arasında açılan makasın daha da açılacağını düşünüyoruz. Herhangi bir dış şok yaşanmaması durumunda, TCMB’nin kuru yine orkestra şefi gibi yönetmeye devam edeceğini, TL’nin özellikle EUR ve GBP’ye karşı daha da güçlü bir duruş sergileyeceğini düşünüyoruz. Enflasyonun 2025 yılın %30 seviyesinin hemen altında kapatacağı görüşüne bizler de katılsak da, ondan sonrası için enflasyonda katılığının nasıl kırılacağını henüz bizler de bilmiyoruz. Belki TCMB’nin faiz indirimleri ileriye dönük fiyatlama davranışını (kontrat, kira) kırabilir! Ezcümle, TL’nin 2024 yılında kaydettiği reel getiri kadar olmasa da, yatırımcısını yılın ilk yarısında yine mutlu edeceğini düşünüyoruz.
Büyük resimde, TL cinsi varlık fiyatları açısından tonumuz olumu olmaya devam edecek. Bu bağlamda, faiz indirimlerinin yarayacağı bankacılık sektörü ve konut sektörü hisselerinde ağırlık artırılabileceğini düşünüyoruz. Konut talebinin yeniden artması ve Suriye’nin de yeniden inşası, konut ile ilintili alt sektörlere de alım getirebilir. Tahvil ve bono cephesinde iki yıla kadar vadelerde (faizlerde) anlamlı bir düşüş olabileceğini düşünüyoruz. Trump’ın Avrupa ülkelerine savunma sanayi için harcamaların artırılması yönünde telkini -mevcut uygulamada GSYIH’nın %2 oranını %5’e yükseltilmesi (bu farkında da 1 trilyon dolar gibi devasa bir rakam olduğu düşünülürse)- savunma sanayi hisselerinin de ön plana çıkarıyor!
Cuma günü açıklanan önemli bir veri ve devamında Cuma gecesi gelen önemli bir kararı beraber değerlendirmek isteriz. Şöyle ki, TCMB verisine göre, finansal kesim dışındaki firmaların Ekim sonuna ilişkin net döviz pozisyonu açığı 132,3 milyar dolar seviyesine yükselmiş. Karşılaştırma yapmak gerekirse, 2023 yılı sonuna göre (10 ay gibi kısa bir sürede) 50 milyar dolardan fazla bir bozulma görüyoruz. Bu ne demek? Türk şirketleri, ekonominin yavaşladığı bir süreçte kârsızlık sorunu yaşarken, döviz satıp TL almak suretiyle carry trade işlemlerine girip kâr elde etmeye çalışmışlar. Her ne kadar bu işlemler bünyesinde risk barındırsa da, risk olmadan da getiri olmaz prensibi ile şirketler 2024 yılında bu işlemlerden para kazandıklarını görüyoruz. Otorite bu riski fark etmiş olacak ki, Cuma gecesi almış olduğu karar ile döviz kredilerinde aylık %1,5 olan büyüme sınırını %1,0’e çekti!
Yurt dışı piyasalara geçmeden önce, TCMB ve BDDK, tatil nedeniyle haftalık bültenini Perşembe günü yerine Cuma günü yayımladı. Buna göre 27 Aralık ile sona eren haftada, KKM cephesinde erimenin devam ettiğini gördük. Rakamların dili ile haftalık bazda TL stok yaklaşık 24 milyar TL azalarak toplam KKM büyüklüğü 1,13 trilyon TL seviyesine geriledi. KKM’nin toplam mevduat havuzundaki payı (2023 sonu %17) %5,8 seviyelerine gerilediğini, döviz cinsi ana parasının 32,3 milyar dolar ile yılı kapattığını not edelim. TCMB’nin 2025 yılında KKM’yi bitirme planına paralel bu paranın dövize yönelme ihtimalini göz ardı etmiyoruz. Hazır yeri gelmişken, TL mevduat payının da yıllık karşılaştırma yaparsak %42,2’den %59,4’e yükseldiğinin altını çizelim. TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervleri yaklaşık 1,1 milyar dolar azalarak 155,1 milyar dolar olurken, swap hariç net rezervler yılı yaklaşık 34,3 milyar dolar ile tamamladı. Bu rakama kamu dövizlerini de eklersek, 47 milyar dolar seviyesine yükseldiğini (yıl içinde yaklaşık 82 milyar dolar arttığını) not edelim. Yabancı yatırımcı 2024 yılında 16,2 milyar dolar devlet tahvillerine girerken, 2,7 milyar dolar hisse senedi sattığını da belirtelim.
Türk mali piyasalarında var olan iyimser havanın aksine yurt dışı piyasalarda ise genel hatlarıyla olumsuz bir eğilim görüyoruz. Siyah kuğu olarak (i) Trump’ın koltuğa oturacağı güne artık iki hafta kalırken, dünyanın fabrikası konumunda ve toplam üretimin neredeyse üçte birini yapan (ii) Çin’de yaşanan deflasyon ve resesyon riski piyasaları ürkütüyor. Öte yandan (iii) Avrupa cephesinde de ağır siklet Almanya ve Fransa’da yakın zamanda yapılacak seçimler, sağın yükselişi, yapısal ve siyasi sorunlar düşündürüyor. EURUSD paritesi bu bağlamda bir kez daha 1,00 seviyesinin altını test edeceğine kesin gözüyle bakarken, yılın ilk yarısında dolar, ikinci yarısında ise dolara karşı altının daha da ışıldayacağı bir senaryo üzerine oyun planımızı kurguluyoruz. Gümüşün de seneye güzel bir başlangıç yaptığını hazır yeri gelmişken not edelim. Göreceli olarak ucuz olan ve büyük bir potansiyel barındıran gümüşün portföylerde ölçülü bir miktarda bulunması gerektiğini düşünüyoruz (takip ettiğimiz teknik grafiği biraz daha olgunlaşınca sizlerle de paylaşacağız). Hazır emtialardan söz etmişken, soğuk hava koşulları dünyada gaz fiyatlarını yukarı iterken, TTF doğalgaz fiyatı (1 ay vadeli) 50 Euro/MwH ile son iki ayın en yüksek seviyesine geldi.
Asya ve Avrupa piyasalarında var olan satıcılı seyrin aksine, ABD’de imalat sanayi ISM endeksinin beklentilere oranla daha kuvvetli sonuçlanması, ABD hisse senetlerine haftanın son iş günü alım getirdi. İçerisinde devasa teknoloji şirketlerin barındırdan QQQ, SPY, IVV, VOO ve savunma ve uzay sanayi de PPA gibi borsa hisse senedi (ETF) fonlarını, konuya ‘yatırımcı’ gözü ile bakan okurlarımız tarafından yakından takip etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bugün artık piyasa aktörlerinin yılbaşı öncesi / sonrası uzatmalı tatil modundan çıkmak suretiyle ofise geri döneceklerinin altını çizelim. Yani yeni sene fiilen başlıyor! Bu minvalde, Trump’ın da ayak sesleri duyulurken, temkinli bir piyasa görünümü ile karşı karşıya kalma ihtimalimizin kuvvetli olacağını düşünüyoruz. Trump’ın korku salan sonra da müzakere eden bir iş adamı, pragmatik bir insan olması nedeniyle seçim meydanlarında verdiği sözleri ne kadar tutacağını bilemiyoruz. Korkulan senaryonun gerçekleşmeyeceğine daha büyük bir ihtimal verdiğimizi not edelim. Kripto cenahı de benzer bir şekilde Trump’ı bekliyor. Teknik grafiğimizde herhangi bir bozulma göremedik. Duygularımızdan bağımsız bir şekilde, ya da teknik bir bakış açısı ile, hâlen daha 125-130 bin dolar seviyesinin ufukta göründüğünün altını çizmek isteriz. Bitcoin yeni haftada yeniden 100bin dolar düzeyine tırmandı.
Yeni gün ve hafta başlangıcında Asya piyasalarında karmaşık bir seyir görüyoruz. Tatilden dönen gösterge endeks Tokyo borsası yıla pek de iyimser bir başlangıç yapamayarak %1,6 geriledi. Çin’de yurt içi talebin desteği ile son yedi ayın zirvesinde açıklanan servis sektörü PMI verisine rağmen, Trump faktörünün ağır basması ile Şangay borsası ise yatay bir seyir izliyor. Bugün küresel bazda hizmet sektörü PMI verileri, Çarşamba günü FED’in son toplantısının tutanakları, Cuma günü ise ABD’de açıklanacak resmî istihdam raporu önem arz edecek.
Emre Değirmencioğlu
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Ters dolarizasyon: TL’nin toplam mevduattaki payı on yılın zirvesinde!
Yayınlanma:
5 gün önce|
17/01/2025Yazan:
BankaVitriniHatırlanacağı üzere, Mayıs 2024’den bu yana Türk Lirası ile ilgili mütemadiyen olumlu görüşler sunmakla birlikte, mevcut TL uzun pozisyonlarımıza da sıkı sıkıya sarılmaya devam edeceğimizi hemen hemen her gün yineliyoruz. Yeni yıla TCMB’nin faiz indirim hikâyesinin de damga vurması ile birlikte, yabancı menşeli raporların da TL lehine olumlu bir ton kullanmaya başladıklarını görüyoruz. TL’de reel değerlenme yönünde görüşümüzü korurken, TCMB’nin önümüzdeki hafta Perşembe günü yılın ilk olağan PPK toplantısı ile başlayarak sekiz toplantıda da faiz indirimine soyunmak suretiyle politika faizini %27,50 seviyesine kadar indirmesini bekliyoruz. TCMB’nin regulator konumu ile döviz piyasasını gerekli gördüğü durumda satım, gerekli gördüğü durumlarda da alım yaparak ‘dengede’ tutmaya, tıpkı bir orkestra şefi gibi yönetmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Yılın ilk çeyreğinde veya ilk yarısında TL’de reel değerlenmenin devam edeceğini, yılın geriye kalan kısmında ise değerlenmenin dozu azalsa da korunacağını düşünüyoruz.
Gelin hep birlikte ilk paragrafta yer alan argümanlara sayıların dili ile ruh kazandıralım. Her hafta Perşembe günü olduğu üzere, TCMB ve BDDK’nın haftalık verilerini yine enine boyuna irdeledik. Bu bağlamda, 10 Ocak ile sona eren haftada, TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervleri, yaklaşık 2,5 milyar dolar yükselişle 160,4 milyar dolar seviyesine yükselerek yeni bir rekor kırdı. Öte yandan, swap hariç net döviz pozisyonu ise son on üç günlük zaman diliminde yaklaşık 14,5 milyar dolar yükselişle 48,6 milyar dolar seviyesine yükselerek on yıldan daha uzun bir sürenin zirvesini geldi. Hazine’nin dövizlerini de dikkate alırsak, net rezervlerin 59 milyar dolar seviyesi ile (bakınız grafik) oldukça iyimser bir tablo sunmaya devam ettiğini söyleyebiliriz. TCMB’nin güçlü döviz pozisyonu kuru istikrarlı bir şekilde ‘kontrolde’ tutmaya olanak tanıyor.
Öte yandan BDDK verisine göre, 15 Ocak ile biten haftada, yabancı para mevduatlar 1 milyar dolar düşüş kaydederek 187,2 milyar dolar seviyesine geriledi. KKM bakiyesi istikrarlı bir şekilde 23 milyar TL daha düşüş kaydederken, USD bazlı ana parası 0,7 milyar dolar düşüşle 30,9 milyar dolar seviyesine geriledi. TCMB’nin KKM’yi 2025 yılında bitirmekte kararlı olduğunun altını bir kez daha çizelim. KKM’nin de bir nevi yabancı para mevduat olduğu düşünülürse, KKM dâhil toplam yabancı para mevduatın toplam mevduat havuzundaki payı %40 seviyesine gerilerken, TL’nin toplam mevduat havuzundaki payı ise %60 seviyesine dayanarak son on yılın zirvesine yükseldi!
Yabancıların menkul kıymet pozisyonuna bakınca hisse senetlerinde bitmeyen satış isteğinin devam ettiği yine görüyoruz. 10 Ocak ile biten haftada yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi portföyü 0,2 milyar dolar azalırken, tahvil portföyü ise yaklaşık 0,5 milyar dolar artış kaydetmiş. Eurobondlarda ise banka ihraçları önde olmak koşu ile 0,2 milyar dolar artış görüyoruz. Hülâsa, yabancı Türk tahvilleri ile âşk yaşamaya devam ederken, hisse senetleri ile ilgisizliği ya da küskünlüğü ise korunmaya devam ediyor. Yerel seçimlerin geride kaldığı Nisan 2024 başıma göre bakarsak, yabancının yaklaşık 17 milyar TL Türk tahvillerinde alım yaptığını, hisse senetlerinden ise 3,1 milyar dolar çıkış yaptığını not edelim.
Yurt dışı cephede ise ABD enflasyonun soğumaya başladığının anlaşılması, akabinde Trump’ın ekonomi takımının kademeli tarife artışlarına hazırlandığı yönünde haberler ile birleşince, FED’in de Haziran ayında faiz oranlarını düşüreceği yönündeki beklentilerin yeniden canlandığını gördük. Bu gelişmelere paralel tahvil getirileri düşerken, ileriye dönük enflasyon kaygılarının da bir miktar da olsa azalması ile hafta içinde %4,80 seviyesi ile son on dört ayın zirvesine yükselen on yıllık ABD devlet tahvilinin getirisi %4,60 seviyesine geriledi. Benzer bir şekilde, İngiltere’de geçen hafta 2008 küresel kriz döneminden bu yana en yüksek seviyeye gelen on yıllık tahvil getirisi de 30 baz puan geriledi.
Elbette, faizin düşmesi ile faiz getirisi olmayan kıymetli madenleri elde tutma maliyeti azalınca, altının ons fiyatı bir ayın zirvesine yakın 2,715 dolar seviyesine yükselirken, seneye oldukça iyimser bir başlangıç yapan ve yılın sınırlı iş gününde %6,5 yükselen gümüş de 31 dolar seviyesinin kıyısına kadar yükseldi. Haftalık kapanışın 30,50 dolar seviyesinin üzerinde olması durumunda, gümüş uzun pozisyonlarımızı artıracağız. USDTRY kuru otoritenin izin verdiği ölçüde bebek adımları ile yükselirken, altının da yeniden yükselişe geçmesi ile gram altın 3,100 TL seviyesini aşarak tüm zamanların zirvesine yükseldi. Kripto paralarda da yükselişin sürdüğünü görüyoruz. Pazartesi günü koltuğa oturacak olan Trump’ın kanun hükmünde kararnameleri arasında kripto varlıkları öncelikler arasına alabileceği yönünde piyasa dedikodularına paralel amiral gemi Bitcoin bu sabah 101bin dolar seviyesine yükseldi. Bültenlerimizde, uzun bir süredir, günlük iniş çıkışlardan ziyade büyük resmi konsantre olarak arzı sabit ve adeta ‘çatırdayan’ dolar sistemine karşı mutlak surette portföylerde yer alması gerektiğini, asıl yukarı yönlü hareketin ise Trump heyecanının bitmesi ardından yılın ikinci yarısında yaşanacağını düşünüyoruz.
Pariteler cephesinde gerek ABD’de açıklanan ve soğumaya devam ettiğini gösteren enflasyon, gerekse kademeli tarife artışlarını da yardımı ile soğuyan tahvil faizlerine paralel GBPUSD paritesi 1,22 seviyelerinin diplerinde soluklanmaya başlarken, benzer bir şekilde EURUSD paritesinin de 1,03 seviyelerinde şimdilik ‘huzur’ bulduğunu görüyoruz. EURUSD cephesinde Kıta Avrupa’sının siyasi, ekonomik ve yapısal sorunlarının yanı sıra ve Trump’ın da hamlelerinin ilk zamanlarda doları güçlendirme potansiyeli ile birlikte okunursa, EURUSD paritesinde uzun bir süre parite seviyesi olan 1,00’den pek de uzaklaşamayacağını hatta tıpkı 2022 yılında olduğu üzere 0,95 seviyesinin de radar menzilinde olacağını düşünüyoruz. Bu görüşlerimize paralel, EUR’da her anlamlı yükselişi satış fırsatı olarak okuyacağız. Kraliyet aslanı Sterlin’i ise şimdilik takip ediyoruz.
Hafta ortası, ABD enflasyon verisinin de yardımı ile ABD hisse senetleri topyekûn yükselişe geçerken, Wall Street’in üç ana endeksi, son iki ayın en büyük günlük kazancını kaydetmesi ardından dün akşam bir miktar da olsa kâr satışlarına boyun eğdi. Çin’de açıklanan büyüme verisi hükûmetin yıllık %5 hedefini karşılarken dördüncü çeyrekte %5,4 ile tahminlerin de üzerinde gerçekleşti. Bu toparlanma, özellikle sanayi üretimi ve ihracatın desteklediği bir canlanmayı yansıtırken, uygulanan teşvik önlemlerinin önemli bir rol oynadığını görüyoruz. Lâkin, ABD Başkanı Trump’ın yeniden göreve gelmesiyle ticaret gerilimleri ve Çin mallarına yönelik olası tarifeler 2025 için ekonomik görünümü gölgelediğini de göz ardı etmemek gerekiyor. Çin ekonomisinin de git gide Japonyalaşma riski taşıması, zayıf iç talep, emlak sektöründeki kriz ve artan işsizlik, toparlanmayı sürdürmek için daha güçlü ve kalıcı teşvik politikaları gerektiğini ortaya koyuyor.
Yeni gün başlangıcında, Asya hisse senetlerinde, ABD kapanışının aksine, hafif de olsa yeşil rengin hâkim olduğunu görüyoruz. Japonya borsası ise, önümüzdeki hafta Japonya Merkez Bankasından beklenen faiz artırımının gölgesinde son üç ayın en kötü haftasını bitirmeye hazırlanırken, (güçlü YEN ihracat odaklı Japon şirketlerine pek de iyi gelmiyor) Şangay borsası ise güçlü veriye rağmen sadece %0,4 oranında yükseliş kaydetti. Makro cephede ise bugün Türkiye’de piyasa katılımcıları anketi ön plana çıkarken, İngiltere’de perakende satışlar, Euro bölgesinde enflasyon, ABD ise sanayi üretimi takip edilebilir. Mikro cephede ise şirket finansalları takip edilecek. Herkese güzel bir hafta sonu diliyorum.
Dolarizasyon eğilimi terse döndü
TCMB net döviz pozisyonu 10 yılı aşkın bir sürenin en iyi seviyesinde
Emre Değirmencioğlu
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Altın İthalat Kotası ve Tüketim Talebi Göstergeleri
Yayınlanma:
5 gün önce|
17/01/2025Yazan:
BankaVitriniAltın ithalatındaki artışın cari işlemler dengesi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla 2023 yılında işlenmemiş altın ithalatına kota uygulaması başladı. Söz konusu uygulama, işlenmemiş altın ithalatını azaltmakla birlikte mücevherat ürünleri ithalatında bir artışa neden oldu. Bu yazıda, kota nedeniyle altın ithalatı kompozisyonunda yaşanan değişimin tüketim talebi göstergelerine etkisini inceliyoruz.
Son yıllarda, pandemi ve jeopolitik riskler gibi nedenlerle altına olan küresel talepte ve altın ons fiyatında artış yaşanmakta. Bu ortamda, hanehalkının geleneksel olarak altın tutma eğiliminin yüksek olduğu Türkiye’de işlenmemiş altın ithalatında önemli artışlar oldu. Öte yandan, 7 Ağustos 2023 tarihinden itibaren geçerli olan kota uygulaması ile işlenmemiş altın ithalatı hızlı bir şekilde geriledi (Grafik 1). Ağustos 2023’te 12 aylık birikimli olarak 34 milyar dolar seviyesinde olan işlenmemiş altın ithalatı, 2024 yılı kasım ayı itibarıyla yarı yarıya azalarak 17 milyar doların altına kadar geriledi.
Diğer taraftan, tüketim malları içinde sınıflandırılan mücevherat ithalatında kota sonrası dönemde hızlı bir artış olduğu dikkat çekiyor. 12 aylık mücevherat ithalatı, kota uygulamasının başladığı 2023 yılı ağustos ayında 1,6 milyar dolar civarındayken, geçen yılın kasım ayı itibarıyla yaklaşık 4 kat artarak 6,4 milyar doları aştı. İşlenmemiş altın ve mücevherat ithalatının toplamı ise, aynı dönemde 35,5 milyar dolardan 23 milyar dolar seviyesine geriledi. Diğer bir deyişle, toplam altın ithalatında kota uygulaması sonrasında gerileme gözlenirken kompozisyonunda da belirgin bir değişiklik yaşandı.
Kota uygulaması sonrasında yaşanan bu değişim, tüketim malı ithalatı gelişmelerini değerlendirirken temkinli olmayı gerektiriyor. Nitekim tüketim malı ithalatı 2024 yılının ocak-kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 13,1 artarken bu artışın 9,2 yüzde puanlık kısmı mücevherat ürünlerinden kaynaklandı (Grafik 2). Bir başka ifadeyle, diğer ürünlerin tüketim malı ithalatı artışına katkısı sadece 3,9 yüzde puan seviyesinde gerçekleşti. Dolayısıyla tüketim malı ithalatında gözlenen artışın genele yayılmış bir durum olmadığı görülüyor.
Mücevherat ithalatında son dönemde gözlenen hareketler özellikle bazı aylarda tüketim malı ithalatında yüksek artışlara ve oynaklığa neden oluyor (Grafik 3). Bu durum, tüketim malı ithalatının bir talep göstergesi olarak değerlendirilmesini oldukça zorlaştırıyor. Örneğin, 2024 yılının nisan ayında tüketim malları ithalatı yüzde 17 gibi yüksek bir oranda artarken mücevherat ürünleri dışlandığında yüzde 2 civarında bir gerileme olduğu görülüyor. Benzer şekilde, tüketim malı ithalatı 2024 yılının ikinci yarısında ciddi bir canlanmaya işaret ederken mücevherat ürünleri dışlanarak bakıldığında yataya yakın bir görünüm sergiliyor.
İki gösterge arasındaki ayrışma 12 aylık birikimli verilerde daha belirgin hale geliyor (Grafik 4). Yıllık tüketim malı ithalatı 2024 yılında artış kaydederken mücevherat hariç tüketim malı ithalatı yataya yakın bir patika izledi. Bu gözlemler, özellikle veriler aylık bazda yorumlanırken mücevherat etkisinin dikkate alınmasının önemini gösteriyor.
Dış ticaret verilerinde son dönemde gözlenen bu farklılaşmaya benzer bir durum perakende satış hacim endekslerinde de yaşanıyor. Cirosunun büyük çoğunluğu altın ve altın ürünleri satışlarından oluşan “saat ve mücevher perakende ticareti” alt sektöründeki gelişmeler perakende satış hacim endeksinin seyrini etkiliyor. Tüketim talebi eğilimini daha sağlıklı incelemek amacıyla toplam perakende sektörü satış hacminden “saat ve mücevher perakende ticareti” sektörü dışlanarak “altın hariç perakende satış hacim endeksi” oluşturuluyor.[1] Bu endeks, 2023 yılının haziran ayından itibaren belirgin bir şekilde perakende sektörü satış hacim endeksinin altında, 2024 yılı temmuz ayından itibaren de yatay bir seyir izliyor (Grafik 5).
Özetle, altında kota uygulaması altın ithalatı kompozisyonunda önemli bir değişime neden oldu. Ara malı kapsamındaki işlenmemiş altın ithalatı kota nedeniyle gerilerken tüketim mallarına dâhil olan mücevherat ithalatı tarihsel ortalamanın oldukça üzerine çıktı. Mücevherat talebinde yaşanan değişimlerin etkisi aynı zamanda perakende satış hacim endeksinde de gözleniyor. Dolayısıyla, tüketim talebine ilişkin göstergelerin sağlıklı bir şekilde yorumlanabilmesi için bu gelişmelerin dikkate alınması önem arz ediyor.
[1] Endeks detayları için bkz. Mercek Altı 2.2, Enflasyon Raporu 2024-IV.
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Trump belirsizliği ana gündem olsa da, gözler ABD enflasyon verisine çevrildi
Yayınlanma:
1 hafta önce|
15/01/2025Yazan:
BankaVitriniKüresel mali piyasalar dün günü ılımlı bir şekilde tamamladı. Dün de bültenimizde belirttiğimiz üzere, ABD’de Trump’ın ekonomi takımının, enflasyonun hızlı bir şekilde artmasına olanak sağlamayacak kademeli bir tarife artışına gideceği yönünde haberler, küresel piyasalarda var olan Trump stresini bir miktar da olsa hafifletti. Bu bağlamda, riskli varlık sınıfında giren enstrümanlarda yükseliş görüldü. Bitcoin teknik mânâda aşağıda önem arz eden 91 bin dolar seviyesinin altını test etmesi ardından süratle yeniden 98bin dolar seviyesine yaklaştı. Hafta başı 110 seviyesini aşarak ve son yirmi altı ayın zirvesini test eden doların belli başlı para birimlerine göre piyasa kuru olan sepet bazında DXY gerilerken, EUR ve GBP gibi para birimlerinde bir nebze de olsa soluklanma görüldü.
Artık Trump’ın koltuğa oturmasına son üç gün kala, piyasalarda var olan dalga boyunun da artmaya devam edeceğini göz ardı etmemek gerekiyor. Görev süresinin ilk günlerinde hızlı bir başlangıç yapacağına kesin gözüyle bakılan Trump’ın seçim meydanlarında zikrettiği başta tarife, göçmen konuları, savunma sanayi ve kripto paralar gibi önemli başlıklarda nasıl bir yol haritası izleyeceğini hep birlikte göreceğiz. Belirsizliği sevmeyen piyasaların yılın ilk yarısında dolara sığınma isteğini devam ettireceğini düşünüyoruz. Bu süreçte, seçimler ve yapısal sorunlar ile boğuşan Kıta Avrupasının ortak para birimi EUR’nun daha da hırpalanacağını, enflasyona yönelik hâlen daha soru işaretleri bulunan ve kamu maliyesinin sağlığı tartışılan İngiltere’de Sterlin’in de bu süreçten yara alacağını, deflasyon ve borç sarmalı ile boğuşan ve büyümede artık sorun yaşayan Çin’in adeta siyah kuğu misali piyasaları korkuttuğunu bir kez daha belirtelim.
Trump’ın atacağı adımların dönüp dolaşıp bir noktada doların elini kuvvetlendireceğine kesin gözüyle baksak da, bunun bizzat Trump tarafından da arzu edilmeyen bir gelişme olacağını da unutmamak gerekiyor. Bu bağlamda, yılın ilk çeyreğinin veya ilk yarısının tamamlanması ardından, fiat ya da itibarlı para birimlerinin kendi içinde yaşadığı sorunlara ABD’de önlenemez bir şekilde artan kamu borcunun da eklenmeye devam edeceği düşünülürse, altın ve bitcoin gibi arzı sınırlı enstrümanların yılın ikinci yarısında yeniden ışıldayacağını düşünüyoruz.
Türk mali piyasalarında ise son günlerde egemen olan havanın korunmaya devam ettiğini görüyoruz. Türk hisse senetleri uzun bir süredir olduğu üzere başta kârsızlık sorunu, yeni para girişinin olmaması ya da yabancının Türk tahvilleri ile âşk yaşamasına paralel dünkü günü de tatsız bir şekilde tamamladı. Trump’ın ekibinin kademeli tarife artılarına hazırlandığı haberi ile pek çok enstrümanda tepki alımları görülse de, önceki günkü sert düşüşün ardından dün açılışta gelen tepki alımları yine günün sonuna taşınamadı. Tahvil piyasasında ise Hazinenin dün düzenlediği ihraçlara kuvvetli talep gelirken, para piyasası fonlarının alıcı olduğunu okuyoruz. TCMB’nin haftaya perşembe günü sonuçlanacak olağan PPK toplantısında 250 baz puan daha faiz indirimine soyunmasını bekliyoruz. Bu bağlamda, TL tahvillerde ortaya çıkan potansiyel gerek içeride gerekse de dışarıda yatırımcıları teşvik etmeye devam ediyor.
Bu bağlamda, iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik getirisi %40 seviyesinde yer alırken, 10 yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik getirisi ise %28 seviyesinde yer aldığını not edelim. Demek ki, verim eğrisinin kısa tarafı yükselirken, uzun tarafının ise kontrol altında kalmak suretiyle kamunun daha ucuza borçlanmasına neden oluyor. Biraz detaylandırmak gerekirse, dün TCMB’nin Güncesinde yine çok faydalı bir yazının kaleme alındığını görüyoruz. Para politikası ile Hazine borçlanma ihaleleri arasında var olan ilişkiyi konu alan yazıda, uygulanan sıkı para politikasının sanıldığının aksine borçlanma maliyetini azalttığı çok güzel bir şekilde işlenmiş. İzlenen sıkı para politikasının (ilacın adı faiz) uzun vadede enflasyonu (hastalığı) dizginleyeceği görüşünden hareketle, uzun vadeli faizler düşürürken, Hazinenin de borçlanma maliyeti azalıyor.
ABD’de kademeli tarife haberleriyle dün sabah günü ılımlı bir şekilde karşılayan küresel mali piyasalar, günün ikinci yarısında ABD’den açıklanan üretici enflasyonunun (hem manşet hem de çekirdek) da beklentinin altında kalması ile biraz daha rahatladı. Bugün ise gözler yine ABD’de açıklanacak tüketici enflasyon verisinde olacaktır. Anketlere göre yıllık bazda manşet TÜFE artışının %2,9’a yükselmesi, çekirdek verinin ise %3,3’te olması öngörülüyor. Takdir edeceğiniz üzere, gözler her ne kadar enflasyon verisine çevrilmiş olsa da, tüm dikkatler Trump üzerinde ve izleyeceği politikalara çevrilmiş durumda. Piyasalar, makro ekonomik verilerden ziyade Trump’tan beklenen olumsuz adımlara, bunun da yaratacağı enflasyonist görünüme odaklamış durumda. O cenahtan da olumlu bir gelişme olmadığı müddetçe, piyasaların huzur bulmasının da pek de kolay olmayacağını düşünüyoruz.
ABD borsaları dün geceyi hafif de olsa yükselişle tamamladı. Yeni gün başlangıcında pasifiğin diğer ucunda kararsız bir seyir görüyoruz. Japonya’nın gösterge endeksi Nikkei yatay seyrederken, Çin’de lokomotif hisseleri izleyen CSI300 ve Hong Kong’un Hang Seng endeksi ise geriledi. Faiz vadeli kontratlar, FED’den bu yıl 29 baz puan faiz indirimine gitmesi fiyatlarken, faiz indiriminin kesin olarak yapılacağı dönem ise Eylül ayı olarak ön plana çıktı. ABD’de dün beklentilerin altında kalan üretici enflasyonuna rağmen, 10 yıllık ABD tahvil getirisi %4,80 seviyesinin kıyısında kalmaya devam ettiğini görüyoruz. ABD’de açıklanacak enflasyon verisinin yanı sıra, yine ABD’de açıklanacak 2024 dördüncü çeyrek bilançoları da büyük bir merakla takip edilecektir. Bu bağlamda, Citi ve JPMorgan gibi büyük bankaların bugün güçlü bilanço açıklaması bekleniyor.
Emre Değirmencioğlu
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (736)
- BANKA ANALİZLERİ (132)
- BANKA HABERLERİ (2.905)
- BASINDA BİZ (56)
- BORSA (394)
- CEO PERFORMANSLARI (27)
- EKONOMİ (2.708)
- GÜNCEL (2.541)
- GÜNDEM (2.985)
- RÖPORTAJLAR (46)
- SİGORTA (123)
- ŞİRKETLER (1.947)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (400)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (787)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (6)
- Dr. Abbas Karakaya (58)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (438)
- Gizem Taşdelen (4)
- Gülbeyaz Gergün (44)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (25)
- Mustafa Akpınar (23)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (73)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (12)
- Tungay Dere (17)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR
AKIL TUTULMASI NEDİR?
Ülkemizde İtfaiye’nin Yangın Projelerini Denetleme Yetkisi Yok
BÜLTEN: Ulusal kurtarıcı göreve başladı: Hoş geldin yüksek volatilite dönemi
ABD Başkanı Trump, görevinin ilk gününde çok sayıda kararname imzaladı
Süper zenginlerin serveti 3 kat daha hızlı arttı
BYD dünyanın en büyük araç taşıyan gemisini denize indirdi
2025’e Koku Sanatıyla İlham Verici Bir Başlangıç
TEB CEO Leblebici: Enflasyon hariç ekonomi iyi, yatırım yapılabilir notu 2026’da gelir
Ekonomi düzelir ya ahlak?
Moto Kurye Ölümleri Raporu – 2024
DENİZBANK YASTA: GMY vefat etti
QNB Türkiye, QNB Plus sadakat programını tanıttı
BANKALAR NAKİT YATIRIP ÇEKMEDE BELGE İSTENECEK HABERLERE BAKANLIKTAN YALANLAMA GELDİ
ASGARİ DOLAR BAZLI SEYRİ NE OLDU?
İller Bankası’nda, hiç işe gitmeden maaş alan 62 kişilik “Bankamatik Ordusu” ortaya çıktı
REESKONT KREDİ FAİZ ORANI DÜŞTÜ
REESKONT KREDİLERDE YENİ DÖNEM
QNB Türkiye’de 2025 hedefi
ORTA SINIF NASIL ERİDİ?
Bankacılığın kârı 11 ayda yüzde 9 arttı
- Bugünkü Süper Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 21 Ocak2025 Süper Loto bilet sonucu sorgulama ekranı! 21/01/2025
- Bankaların promosyon yarışı hızlandı 21/01/2025
- Zenginler daha da zenginleşiyor 21/01/2025
- Son dakika | Borsa günü düşüşle tamamladı 21/01/2025
- SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül'e uluslararası görev 21/01/2025
- Resmi Gazete'de bugün (22.01.2025) 21/01/2025
- ABD'de 18 eyaletten Trump'a dava 21/01/2025
- AB, ABD'nin DSÖ'den ayrılma kararından endişeli 21/01/2025
- İki hisseye kredili işlem yasağı 21/01/2025
- Trump'ın 'gizli belgeleri saklama' davasında rapor yayınına engel 21/01/2025
- "Ukrayna'nın yeniden inşası için 486 milyar dolar gerekiyor" 21/01/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ2 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK : Tekaüt Sandığı Vakfı (Sandık) SGK devri için hazırlıklar tamam
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
AKBANK ÖZEL FİRMAYA 22.000 LİRA MAAŞ PROMOSYONU VERDİ
-
GÜNCEL2 yıl önce
Eskişehir’de zimmetine 9 milyon lira geçiren banka müdürü tutuklandı