Connect with us

BANKA HABERLERİ

Sabancı’da uzaktan çalışma kalıcı hale geliyor

opluluk bünyesinde 2 yıl önce başlatılan ve salgın döneminde yaygınlaşan uzaktan çalışma yaklaşımları salgın sonrası kalıcı hale gelecek. “Tamamen uzaktan” ve “karma uzaktan çalışma” olarak iki ayrı planda tanımlanan modelle, Topluluk bünyesindeki beyaz ve gri yaka çalışanların yüzde 75’i uzaktan çalışma kapsamında olacak.

Yayınlanma:

|

Sabancı Holding’in 2021-2025 stratejisi kapsamında odaklandığı 5 ana başlıktan biri olan “İşin Geleceğine Uyum” konusunda çevrim içi toplantı düzenlendi.

Toplantıda verilen bilgiye göre, Sabancı Holding’in, Boston Consulting Group (BCG) Türkiye iş birliğiyle hazırladığı planın yol haritaları kapsamında, 2 yılda çalışanlara yönelik 200 milyon TL’nin üzerinde yatırımın hayata geçirilmesi planlanıyor.

Bin 500 maddelik eylem planıyla hazırlanıyor

Verilen bilgiye göre, Sabancı Holding, 2021-2025 stratejisi kapsamında odaklandığı 5 ana başlıktan biri olan “İşin Geleceğine Uyum” konusuna bin 500 maddelik kapsamlı bir eylem planıyla hazırlanıyor. Sabancı Holding’in, BCG Türkiye iş birliğiyle hazırlayarak uygulamaya geçirdiği plan, Topluluk bünyesindeki tüm şirketleri kapsayacak ve toplam 7 ana başlık altında uygulanacak.

“Uzaktan çalışma”, “zihinsel ve fiziksel sağlık”, “esnek iş gücü ve yüksek performans”, “yetenek ve beceri yönetimi”, “geleceğin liderliği”, “amaç odaklı organizasyon ve kültür”, ‘dijital, veri odaklı ve çevik organizasyon” başlıkları altında her bir şirket için ayrı bir yol haritası oluşturulacak. Tüm aksiyonlar tamamlandığında, Sabancı Topluluğu şirketlerinin “işin geleceği” alanında, kendi sektörlerinin dünyadaki en iyi örnekleri arasında olması hedefleniyor. Hazırlanan yol haritaları kapsamında 2 yılda çalışanlara yönelik 200 milyon TL’nin üzerinde yatırımın hayata geçirilmesi planlanıyor.

İş tanımı uygun herkes uzaktan çalışacak

Söz konusu plan dahilinde öne çıkan uygulamalara bakıldığında, iş tanımı uygun herkes uzaktan çalışacak. Topluluk bünyesinde 2 yıl önce başlatılan ve salgın döneminde yaygınlaşan uzaktan çalışma yaklaşımları salgın sonrası kalıcı hale gelecek. “Tamamen uzaktan” ve “karma uzaktan çalışma” olarak iki ayrı planda tanımlanan modelle, Topluluk bünyesindeki beyaz ve gri yaka çalışanların yüzde 75’i uzaktan çalışma kapsamında olacak.

Sabancı çalışanlarının farklı Sabancı şirketlerine ait lokasyonları ortak kullanabildikleri, çalışma zamanlarını kendi belirledikleri esnek saatlerle çalışabildikleri “freelanc” ya da “part-time” çalışma opsiyonlarının sunulduğu çok sayıda uygulama hayata geçirilecek ve yaygınlaştırılacak.

Çalışanlara sunulan destekler artırılacak

Uzaktan çalışanlara verilen destekler de çeşitlendirilecek. Bazı sabit gider (internet, yemek, elektronik iş araçları ve benzeri) desteklerinin yanında ergonomik ihtiyaçlara yönelik destekler de (çalışma masası, sandalyesi ve benzeri) kapsamın içinde yer alacak. Bunlara ek olarak İş-Özel Hayat Destek Uygulamaları (toplantısız saatler, iletişim kuralları), Uzaktan Çalışma Eğitimleri gibi pek çok destek de yaygınlaştırılarak devam edecek.

Tüm çalışanları kapsayan çalışan destek programları, bedensel, ruhsal, zihinsel ilave sağlık destek paketleri ile zenginleştirilecek. Bu paketler kapsamında, kaygı ve stres yönetimi, ebeveyn-çocuk ilişki destekleri, spor-fitness-diyetisyen destekleri, çalışanlar ve aileleri için online psikolog ve rehberlik seansları da yer alacak.

“Ülkemizde bir işaret fişeği yakmak istiyoruz”

Toplantıda konuşan Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, son yıllarda dünya ekonomisinde yaşanan dönüşümün, iş yapış şekillerini de baştan aşağı değiştirdiğini ve teknolojik gelişmelerin her geçen gün hızlandığı günlerde, artık iş kollarını, iş gücünü ve iş alanlarını, eski dünyanın kurallarına göre organize etmenin imkansız olduğunu vurguladı. “Yeni Neslin Sabancı”sı olarak, bu dönüşümü uzun süredir takip ettiklerini aktaran Alper, bu doğrultuda, son yıllarda hayata geçirdikleri proje ve uygulamalarla çalışma hayatına yenilikçi bir bakış açısı kazandırmanın, işin geleceğine uyum konusuna Türkiye’de öncülük etmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti.

Sabancı Holding’in dijital altyapısı sayesinde Türkiye’de uzaktan çalışmaya geçen ilk topluluklardan biri olduğunu belirten Alper, “Biz Topluluk bünyesinde bu çalışmalara pandemi öncesinde başladık. Şimdi ise yeni normalin oyun kurucu şirketlerinden biri olarak, gelecekte bizleri bekleyen iş yapış şekillerine hazırlıklı olabilmek, bizleri bugünlere getiren, başarılarımızın gerçek sahipleri olan çalışanlarımızı da bu geleceğe en iyi şekilde adapte edebilmek için çok kapsamlı bir planla yeni bir yola çıkıyoruz.” dedi.
“İşin Geleceğine Uyum” konusunun sadece iş yaşamını değil, toplumsal yaşamı da yakından ilgilendiren bir konu olduğunu aktaran Alper, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu açıdan böylesine kapsamlı bir planla yola çıkarak ülkemizde bir işaret fişeği yakmak istiyoruz. Ana amacımız, tüm paydaşlarımızın gelişip güçleneceği bir gelecek için işlerimizin ve iş yapış biçimlerimizin geleceğini, çalışma ortamlarımızın geleceğini ve iş gücümüzün geleceğini bütüncül ve insan odaklı bir bakış açısıyla ele alarak cesur adımlar atmak, öncü ve örnek olma misyonumuzu pekiştirmek. Yaşanan tüm bu dönüşümlerin ışığında, iş dünyasının temsilcileri olarak, geleceği tasarlamamız ve çalışanlarımızı geleceğin yetkinlikleri ile donatmamız şart. Bizleri bekleyen zorlu gelecekte ancak daha çağdaş, daha kapsayıcı çalışma hayatı prensipleriyle var olabilir, katma değerli üretim konusunda ülke olarak hedeflediğimiz seviyeye bu şekilde ulaşabiliriz.”

“Sabancı Topluluğu şirketlerinin her birine ‘özel reçete’ hazırlandı”

Sabancı Holding İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Hakan Timur da, “İşin Geleceğine Uyum” konusunda tüm dünyada yapılan en kapsamlı çalışmalardan birini BCG Türkiye ile hayata geçirdiklerini aktardı.

Söz konusu planın, Topluluk bünyesindeki tüm şirketleri kapsadığını ve toplam 7 ana başlık altında uygulanacağını bildiren Timur, “Bu 7 başlık altında da 34 alt başlığımız bulunuyor. Tüm şirketlerimiz için her bir alt başlık ayrı ayrı ele alındı. Her şirketin kendi sektörlerinde ve genelde, global ölçekte ne seviyede olduğu ölçüldü. Yani şirketlerimiz yerel rakipleri ile değil, küreseldeki en iyi uygulamalarla kıyaslandı. Her bir şirketimizin mevcut durumu göz önüne alınarak ayrı ayrı tespitlerde bulunuldu ve şirkete özgü reçeteler yazıldı, her pozisyondan ve nesilden, kapsamlı bir çalışan katılımı ile şirket genel müdürlerimiz ve İK yöneticilerimizin liderliğinde kısa, orta ve uzun vadeli yol haritaları hazırlandı.” diye konuştu.

“Hedefimiz, şirketlerimizin en iyi örneklerden biri haline gelmesi”

“İşin geleceği” kavramını, bir tasarruf unsuru olarak ele almadıklarını belirten Timur, “Uzaktan çalışma başta olmak üzere, çalışma hayatında yapılacak bazı değişikliklerin şirketlere finansal olarak avantaj yarattığı bir gerçek. Ancak biz, tüm bu çalışmalarla oluşacak kaynağı yine çalışanlarımıza döndüreceğiz. Bu kaynağı onların ihtiyaçlarına, fiziksel ve zihinsel sağlığına, kişisel gelişimine, eğitimlerine harcayacağız. Bu doğrultuda, önümüzdeki 2 yıl içinde çalışanlarımıza ve organizasyonlarımıza yönelik 200 milyon TL’nin üzerinde ilave bir yatırımı hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Temel hedefimiz, her bir Sabancı Topluluğu şirketinin, işin geleceği alanında, kendi sektörlerinde, ulusal ve uluslararası alanda en iyi örneklerden biri haline gelmesidir.” şeklinde konuştu.

BCG Kıdemli Yönetici Ortağı ve Ülke Direktörü Burak Tansan ise, COVID-19 döneminin getirdiği doğal bir sonuç olarak “işin geleceği” denilince akla ilk uzaktan çalışma gelse de geleceğin organizasyonlarını inşa etmek için bu konunun çok boyutlu bir şekilde ele alınması gerektiğine inandıklarını söyledi. Tansan, “Bu konuda çok kapsamlı bir çalışmayı başlatan ve uygulamaya başlayan Sabancı Topluluğu’nun çok yakın dönemde bu konuda küresel en iyi uygulamalar arasında yer alacağına yürekten inanıyoruz.” dedi.

dünya

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.