Standard & Poors 500 Endeksi’ndeki (S&P 500) şirketleri yöneten üst düzey yöneticilerin aldıkları ücret paketleri geçen yıl yaklaşık yüzde 13 oranında arttı. Böylece CEO’ların aldıkları maaş ve ikramiyeler, enflasyonun Amerikalılar’ın bütçeleri üzerinde önemli baskı oluşturduğu bir dönemde çalışanların kazançlarını açık ara geride bıraktı.
Associated Press için araştırma ve veri tabanı firması Equilar tarafından analiz edilen verilere göre, CEO’lar için ortalama ücret paketi yüzde 12,6 artışla 16,3 milyon dolara yükseldi. Bu arada, özel sektör çalışanlarının ücret ve sosyal hakları 2023 yılına kadar yüzde 4,1 oranında arttı. Bu yılki ücret araştırmasında yer alan şirketlerin yarısında, şirketin ücret skalasının ortasında yer alan bir çalışanın, şirketin CEO’sunun kazanç seviyesine erişmesinin neredeyse 200 yıl süreceği gözleniyor.
Ekonominin direnç göstermesi, güçlü kâr oranları ve hisse senedi fiyatlarının artması, CEO’ların cömertçe ödüllendirilmesiyle sonuçlandı. Pandemiyi atlatan şirketler, kalıcı enflasyon ve yüksek faiz oranlarından kaynaklanan zorluklarla karşılaşmıştı. AP’nin yıllık anketine katılan yirmiden fazla CEO, yüzde 50 veya daha fazla ücret artışı aldı.
New York’taki danışmanlık firması Compensation Advisory Partners’ın kurucu ortağı Kelly Malafis, “Pandemi sonrası bu piyasada, yönetim kurulları iyi bir lidere sahip olduklarını düşündüklerinde CEO’ları ödüllendirmek ve elde tutmak istiyorlar” diyor. Malafis’e göre bu etkenler, ücretlerin artmasına neden oluyor.
Ancak ilerici Politika Çalışmaları Enstitüsü’nde Küresel Ekonomi Projesi’ni yöneten Sarah Anderson, üst düzey yöneticiler ile işçiler arasındaki kazanç farkının Amerikalılar arasında ekonomiye ilişkin genel memnuniyetsizlikte rol oynadığına inanıyor.
Anderson, “Burada en çok enflasyona odaklanılıyor, insanlar bunu gerçekten hissediyor ama enflasyonun acısını daha çok hissediyorlar çünkü ücretlerinin yeterince arttığını göremiyorlar” dedi.
Birçok şirket, hissedarların CEO ücretlerini performanla daha yakından ilişkilendirme çağrılarına kulak verdi. Sonuç olarak, ücret paketlerinin büyük bir kısmı hisse senedi ödüllerinden oluşuyor ve şirket belirli hedeflere, genellikle daha yüksek bir hisse senedi fiyatına veya piyasa değerine ulaşmadıkça ya da işletme karını arttırmadıkça CEO genellikle yıllarca nakit paraya çeviremiyor. Ortalama hisse senedi ödülü geçen yıl ikramiyelerdeki yüzde 2,7’lik artışa kıyasla neredeyse yüzde 11 oranında arttı.
AP’nin CEO ücret çalışması, S&P 500 şirketlerinde 1 Ocak ile 30 Nisan tarihleri arasında vekaletname veren ve şirketlerinde en az iki tam mali yıl üst üste görev yapmış 341 yöneticinin ücret verilerini içeriyor.
En çok kazananlar kimler?
Yarı iletken ve altyapı yazılımı firması Broadcom’un CEO’su Hock Tan, 162 milyon dolar değer biçilen ücret ve ikramiye paketiyle AP’nin CEO ücret çalışmasının en tepesinde yer alan şirket yöneticisi oldu.
Broadcom’un CEO’su Hock Tan, geçen yılın en fazla kazanç elde eden CEO’su.
Rakibi Nvidia gibi Broadcom da teknoloji şirketleri arasında yapay zeka teknolojisinde kaydedilen ilerlemelerden büyük fayda sağlıyor. Broadcom çipleri; büyük bankalar, perakendeciler, telekom operatörleri ve devlet kurumlarına kadar çeşitli işletmeler ve kamu kuruluşları tarafından kullanılıyor.
AP’nin anketinde üst sıralarda yer alan diğer CEO’lar ise risk yönetimi için yazılım geliştiren Fair Isaac Corp’tan (FICO) 66,3 milyon dolarlık kazançla William Lansing, Apple’dan 63,2 milyon dolarla Tim Cook, Prologis Inc’den 50,9 milyon dolarla Hamid Moghadam ve 49,8 mİlyon dolarla Netflix’in eş CEO’su Ted Sarandos.
Apple’da Cook’un ödeme paketi bir önceki yıla göre yüzde 36’lık düşüş gösterdi. Cook, Apple’ın 2022 yıllık toplantısında hissedarların sadece yüzde 64’ünün ücret paketini onayladığı oylamaya yanıt olarak 2023 yılı için ücret kesintisi talep etmişti.
Anketin metodolojisi Palo Alto Networks CEO’su Nikesh Arora (151,4 milyon dolar) ve Charter Communications CEO’su Christopher Winfrey (89 milyon dolar) gibi CEO’ları hariç tutuyor.
CEO maaşları ve çalışan maaşları kıyaslaması
ABD Çalışma Bakanlığı’na göre, özel sektör çalışanlarının ücret ve sosyal hakları 2022’deki yüzde 5,1’lik artışın ardından 2023’te yüzde 4,1 artış gösterdi. Ülke genelinde çalışanlar pandemiden bu yana daha yüksek ücretler almaya devam ediyor.
Bu kazanımlarla bile, yönetici kadrolarıyla diğer çalışanlar arasındaki uçurum daha da açılmaya devam ediyor. Bu yılki ücret araştırmasına katılan CEO’ların yarısı, medyan çalışanın kazandığının en az 196 katını kazanıyor. Geçen yılki ankette bu rakam 185 kat olarak kayda geçmişti.
CEO’ların kazancı ile çalışanların kazancı arasındaki uçurum her zaman bu kadar derin değildi.
ABD’nin en büyük sendika federasyonu AFL-CIO’nun şirketler ve sermaye piyasaları direktör yardımcısı Brandon Rees, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ve 1980’lere kadar, halka açık büyük şirketlerin CEO’larının ortalama işçi ücretinin yaklaşık 40 ila 50 katını kazandığını söylüyor.
Rees, “(Mevcut) ödeme oranı, bir tür kazanan her şeyi alır kültürüne işaret ediyor. Şirketler CEO’larına takım oyuncularının aksine süper yıldızlar gibi davranıyor” dedi.
Kadın CEO’lar
AP anketine önceki yıllara kıyasla daha fazla kadın yönetici katıldı. Ancak kadın CEO’ların sayısı, erkek meslektaşlarına kıyasla hala çok az. Equilar’ın verilerine dahil olan 342 CEO’nun sadece 25’i kadındı.
Çip üreticisi Advanced Micro Devices’ın CEO’su ve yönetim kurulu başkanı Lisa Su, 2023 mali yılında üst üste beşinci kez AP anketinde en yüksek maaşı alan kadın CEO oldu ve 30,3 milyon dolar değerinde ikramiye kazandı. Bu rakam, 2022’de aldığı paketle aynı seviyede. Genel sıralaması ise 25’ten 21’e yükseldi.
Otomotiv firması General Motors’un CEO’su Mary Barra, geçen yıl 27,8 milyon dolar maaş ve ikramiye kazandı.
Diğer en çok kazanan kadın CEO’lar arasında otomotiv firması General Motors’tan Mary Barra (27,8 milyon dolar); bankacılık devi Citigroup’tan Jane Fraser (25,5 milyon dolar); havacılık ve savunma şirketi Northrop Grumman’dan Kathy Warden (23,5 milyon dolar) ve kargo ve lojistik hizmetleri şirketi UPS’ten Carol Tome (23,4 milyon dolar) yer alıyor.
Kadın CEO’lar için medyan ücret paketi yüzde 21 artışla 17,6 milyon dolara yükseldi. Erkek yöneticilerin medyan maaş paketleriyse yüzde12,2 artışla 16,3 milyon dolara çıktı
Trump, Beyaz Saray’da düzenlenen etkinlikte, ekonomiye dair açıklamalarda bulundu.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer’ın ülkelerle ticaret anlaşması yapmak için “fazla mesai” yaptıklarını ifade eden Trump, “herkesin anlaşma yapmak istediğini” dile getirdi.
Trump, birkaç ay önce basının “Gerçekten ilgilenen birileri var mı?” diye sorduğuna işaret ederek, “Daha dün Çin ile imzaladık. Herkesle anlaşma yapmayacağız. Bazılarına sadece bir mektup gönderip ‘Çok teşekkür ederiz, yüzde 25, 35, 45 tarife ödeyeceksiniz.’ diyeceğiz.” ifadesini kullandı.
“Harika” anlaşmalar yaptıklarını belirten Trump, “Belki Hindistan ile çok büyük bir anlaşma yolda. Hindistan’ı açacağız. Çin anlaşmasında ise Çin’i açmaya başlıyoruz. Daha önce asla mümkün olmayan şeyler gerçekleşiyor. Her ülkeyle ilişkimiz çok iyi durumda.” diye konuştu.
Trump, tarifeler sayesinde yapılan yatırımlara ve kurulacak fabrikalara değinerek, çip şirketi Texas Instruments’ın de ABD’de 60 milyar dolar harcayacağını bildirdi.
“Fed’in faiz oranını düşürmesi faydalı olurdu”
Trump, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’a yönelik eleştirilerine de devam ederek, “Eğer Fed’de faiz oranlarını biraz düşürecek bir kişi olsaydı, bu faydalı olurdu. Bu adamla mücadele etmemiz gerekiyor, işini yapmıyor.” dedi.
2 puan faiz indirilmesinin 600 milyar dolar tasarruf sağlayacağını öne süren Trump, “Sadece bir kalem darbesiyle, bir cümleyle 1 trilyon dolar tasarruf edebilirsiniz. En yüksek faiz oranlarından birine sahip olmamız utanç verici. En düşük biz olmalıydık.” ifadesini kullandı.
Şirketlerin kâr ederek sürdürülebilir şekilde büyümek ve marka değerlerini artırabilmeleri için, kurumsal yönetim ilkelerini benimseyerek kurumsallaşma yolculuğuna çıkmaları artık bir zorunluluk.
Bu süreçte en önemli sermaye ise şüphesiz kaliteli insan kaynağı. İnsan kaynağı deyince şirketin her departmanında görev yapan çalışanlar akla gelse de, bu yazımda şirketin geleceğine yön verecek vizyon ve stratejiler ortaya koyması gereken, icra kuruluna hedef belirleyecek ve bu hedeflerin takibini yapacak Yönetim Kurulu üyeleri özelinde bağımsız üyelere değinmek istiyorum.
Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği Nedir?
Malum şirketlerde genelde hissedar üyeler, işin doğası gereğince yönetim kurulu üyeleri olurlar. Hissedarların, şirket yönetim kurulu üyesi olabilmeleri için taşımaları gereken belirlenmiş özel şartlar yok. Ancak şirketin geleceğine yön verecek böylesine önemli bir kurulda yer alacak kişilerin günümüzün zorlu rekabet şartlarında asgari üniversite mezunu olması, en az bir yabancı dil konuşabilmesi, işin gerektirdiği deneyim ve bilgiye sahip olması beklenir.
Peki ama şirketi başarılı bir şekilde yönetmek, kurumsal bir yapıya evirerek daha da büyütmek, gelecek nesillere devredebilmek için sadece hissedar yönetim kurulu üyeleri yeterli mi? Maalesef hayır. Okuyucularımızın akıllarına, şirketlerin zaten profesyonel icra kurulları, genel müdürleri, direktörleri yok mu düşüncesi gelebilir. Tabi ki çoğu şirkette bu kişiler mevcut ama icra organları ile yönetim kurulunun görevlerinin net bir şekilde ayrılması ve icrada yer alan kişilerin aynı zamanda yönetim kurulu üyeliği şapkasını taşımaması gerektiğini artık hepimiz biliyoruz diye düşünüyorum. İşte bu nedenle şirketlerde bağımsız yönetim kurulu üyesi şart.
Her ne kadar Türk Ticaret Kanun’una göre bağımsız yönetim kurulu üyeliği yasal bir zorunluluk olmasa da Sermaye Piyasası Kanun’una göre halka açık şirketlerde bu bir zorunluluk. Nitekim, SPK tarafından yayımlanan Kurumsal Yönetim Tebliğinde de yönetim kurulu içerisindeki bağımsız üye sayısı toplam üye sayısının üçte birinden az ve her durumda bağımsız üye sayısı ikiden az olamayacağı düzenlenmiştir.
Konunun özüne değindiğimize göre, bağımsız yönetim kurulu üyesi nedir bu soruya cevap verecek olur isek, icrada görevli olmayan, üyelik haricinde şirkette başkaca herhangi bir idari görevi veya kendisine bağlı icrai mahiyette faaliyet gösteren bir birim bulunmayan ve şirketin günlük iş akışına ve olağan faaliyetlerine müdahil olmayan kişi olarak tanımlanabilir.
Kimler Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Olabilir?
Kurumsal Yönetim Tebliğine göre özetle aşağıdaki kriterlerin tamamını taşıyan yönetim kurulu üyesi bağımsız üye olarak nitelendirilir:
Şirket hissedarı olmamalı
Son beş yıl içerisinde, şirkete önemli ölçüde hizmet ve ürün sağlayan firmaların herhangi birisinde ortak, çalışan veya yönetim kurulu üyesi olmamalı
Son beş yıl içerisinde, başta şirketin denetimi (vergi denetimi, kanuni denetim, iç denetim de dahil), derecelendirilmesi ve danışmanlığı olmak üzere, yapılan anlaşmalar çerçevesinde şirketin önemli ölçüde hizmet veya ürün satın aldığı veya sattığı şirketlerde, hizmet veya ürün satın alındığı veya satıldığı dönemlerde, ortak (%5 ve üzeri), önemli görev ve sorumluluklar üstlenecek yönetici pozisyonunda çalışan veya yönetim kurulu üyesi olmaması.
Bağımsız yönetim kurulu üyesi olması sebebiyle üstleneceği görevleri gereği gibi yerine getirecek mesleki eğitim, bilgi ve tecrübeye sahip olması.
Bağlı oldukları mevzuata uygun olması şartıyla üniversite öğretim üyeleri hariç, kamu kurum ve kuruluşlarında üye olarak seçildikten sonra tam zamanlı çalışmıyor olması.
Gelir Vergisi Kanunu’na göre Türkiye’de yerleşik olması.
Şirket faaliyetlerine olumlu katkılarda bulunabilecek, şirket ortakları arasındaki çıkar çatışmalarında tarafsızlığını koruyabilecek, menfaat sahiplerinin haklarını dikkate alarak özgürce karar verebilecek güçlü etik standartlara, mesleki itibara ve tecrübeye sahip olması.
Şirket faaliyetlerinin işleyişini takip edebilecek ve üstlendiği görevlerin gereklerini tam olarak yerine getirebilecek ölçüde şirket işlerine zaman ayırabiliyor olması.
Şirketin yönetim kurulunda son on yıl içerisinde altı yıldan fazla yönetim kurulu üyeliği yapmamış olması.
Aynı kişinin, şirketin veya şirketin yönetim kontrolünü elinde bulunduran ortakların yönetim kontrolüne sahip olduğu şirketlerin üçten fazlasında ve toplamda borsada işlem gören şirketlerin beşten fazlasında bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak görev almıyor olması
Sonuç
Günümüz dünyasında eğer bir şirketin yönetim kurulu, şirketin yeni ufuklara yelken açmasını sağlayabilecek vizyona sahip, hızlı ve rasyonel kararlar alabilen, icra kuruluna şirketin vizyonu doğrultusunda yön verebilen, strateji belirleyen, tabiri caiz ise şirketin beyni olabilecek insanlardan oluşuyor ise o şirketin bir geleceği olması mümkün. Bu kurulun üyelerinin sadece hissedarlardan oluşması ise maalesef yeterli olmamakta. Mutlaka alanında uzman profesyonel yönetici, mali işler & finans uzmanı, hukukçu, mühendis veya akademisyen olan bağımsız üyelerin şirket yönetim kurulunda yer almaları bu anlamda son derece önemli ve değerli bir kazanım. Bu kişiler, çıkar çatışmasından uzak kalarak, icrada görevli olmayan yönetim kurulu üyeleri içerisinde görevlerini hiçbir etki altında kalmaksızın yapabilme olanağı ile de tüm paydaşlara ayrıca güven verebilirler.
Son söz olarak, gerek hissedar kökenli gerekse bağımsız olsun, şirketlerimizde kadın yönetim kurulu üyelerimizin sayısının artması da en büyük temennimiz.
CGTN, Astana’da düzenlenen ikinci Çin-Orta Asya Zirvesi’yle ilgili Çin ve beş Orta Asya ülkesinin Ebedî İyi Komşuluk ve Dostane İş Birliği Anlaşması’nı imzalamasının önemini vurgulayan, ortak kalkınmayı ve bölgesel iş birliğini teşvik etmek amacıyla Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla aralarındaki ortaklıkları güçlendirmeye yönelik ortak taahhüde dikkat çeken bir makale yayımladı.
Tarihte ilk defa, bir Orta Asya ülkesi Çin-Orta Asya Zirvesi’ne ev sahipliği yaparken Çin ve beş Orta Asya ülkesinin liderleri salı günü Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen ikinci zirve için bir araya geldi.
Altı ülkenin zirvede Ebedî İyi Komşuluk ve Dostane İş Birliği Anlaşması’na imza atması yeni bir dönüm noktası oldu.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping açılış konuşmasında anlaşmanın amacının ülkeler arasındaki ebedî dostluk ilkesini hukuki bir zemine oturtarak güvence altına almak olduğunu belirtti.
Başkan Xi Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan cumhurbaşkanlarının katıldığı zirveye değinerek “Bu anlaşma bugün için bir dönüm noktası, yarın içinse bir temel taşı.” diye belirtti.
Çin-Orta Asya Ruhunu Yaşatmak
Başkan Xi salı günü yüksek nitelikli kalkınma sayesinde ortak modernleşme arayışına yönelik karşılıklı saygı, karşılıklı güven, karşılıklı çıkar ve karşılıklı yardımlaşma ilkelerini simgeleyen Çin-Orta Asya Ruhunu övdü.
Çin, bir Çin-Orta Asya Mekanizması kurulmasını 2020’de teklif etti. 2022’de aralarındaki diplomatik ilişkilerin 30. yıl dönümünü kutlamak için düzenlenen sanal zirvede, ülkeler mekanizmanın devlet başkanları düzeyine yükseltilmesi teklifinde bulundu.
Bu teklif Çin’in kuzeybatısındaki Xi’an şehrinde düzenlenen ilk Çin-Orta Asya Zirvesi’yle 2023’te hayata geçirildi. Liderler, bu üst düzey toplantının iki yılda bir Çin ve Orta Asya Ülkeleri arasında dönüşümlü olarak yapılmasını kararlaştırdı.
İki yılın ardından, birinci zirvede varılan mutabakatın her alanda hayata geçirildiğini belirten Başkan Xi, iş birliği yolunun istikrarlı bir şekilde genişlediğini ve dostluğun her zamankinden daha güçlü filizlendiğini ekledi.
CGTN’nin yakın zamanda yaptığı bir ankete göre katılımcıların %90’ı Çin-Orta Asya Mekanizması’nın çekişmeyle veya rekabetle ilgili olmadığını, iki taraf için de istikrar, kalkınma ve geleceğe odaklanan iş birliği arayışı için kurulan bir çerçeve olduğunu düşünüyor.
Çin bugüne dek geniş kapsamlı stratejik ortaklıklar kurdu, Kuşak ve Yol iş birliği belgeleri imzaladı ve ortak bir geleceği paylaşan bir topluluk inşa etme vizyonunu ikili ilişkiler düzeyinde beş Orta Asya ülkesinin tümüyle hayata geçirdi.
Çin-Orta Asya Mekanizması Genel Sekreteri Sun Weidong bunun, yüksek düzeyli stratejik karşılıklı güveni ve karşılıklı yarar sağlayan iş birliğini derinleştirme konusundaki kararlılığı her yönüyle gözler önüne serdiğini ifade etti.
Kuşak ve Yol Girişimi’nin sağladığı yüksek nitelikli kalkınma
Başkan Xi Astana zirvesinde ülkelere Çin-Orta Asya Ruhu doğrultusunda hareket etme, yepyeni bir enerjiyle ve daha pratik önlemlerle iş birliğini pekiştirme, Kuşak ve Yol Girişimi’nin (BRI) sağladığı yüksek nitelikli kalkınmayı teşvik etme ve bölge için ortak bir geleceği paylaşan bir topluluk inşa etme amacı doğrultusunda hızla ilerleme çağrısında bulundu.
Başkan Xi, Kuşak ve Yol Girişimi’nin temel unsurlarından biri olan İpek Yolu Ekonomik Kuşağı’nı ortaklaşa inşa etme hayalini ilk kez 2013’te Kazakistan’ın başkentinde açıklamıştı.
Çin ve bölge ülkeleri bu girişim sayesinde ticaret, dijital ekonomi ve bağlanabilirlik alanlarında güçlü iş birliklerine imza attı. Çin, bölgenin en büyük ticaret ortağı ve önemli bir yatırım kaynağı oldu. Gümrükler Genel Müdürlüğü verilerine göre Çin-Orta Asya arasındaki ticaret hacmi 2024’te rekor seviyeyle 94,8 milyar dolara ulaştı; Çin’in bölgeye yaptığı toplam yatırım ise 30 milyar doları aştı.
CGTN anketine göre katılımcıların %92,4’ü Kuşak ve Yol Girişimi’nin Çin ve Orta Asya arasındaki yüksek düzeyli iş birliğini destekleyen, kamu yararına hizmet eden önemli bir uluslararası proje olduğunu kabul ediyor.
Başkan Xi salı günü Çin ve Orta Asya ülkelerine aralarındaki iş birliği çerçevesini daha sonuç odaklı, verimli ve fazlasıyla entegre hâle getirmek amacıyla optimize etme çağrısında bulundu.
İş birliğinde ticareti kolaylaştırmaya, endüstri yatırımlarına, bağlantısallığa, yeşil madenciliğe, tarımda modernleşmeye ve personel değişimine odaklanmak ve daha fazla projeyi hayata geçirmek konularında çaba gösterilmesi gerektiğini belirtti.
Başkan Xi, söz konusu iş birliğini teşvik etmek amacıyla Çin’in yoksullukla mücadeleye, eğitim alanında değişim programlarına, çölleşmeyi önlenme ve kontrol etmeye odaklanan üç iş birliği merkezinin yanı sıra ticareti kolaylaştırmaya yönelik bir iş birliği platformu kuracağını duyurdu.
Liaoning Üniversitesi’nin Rusya, Doğu Avrupa ve Orta Asya Ülkeleri Araştırma Merkezi Müdürü Cui Zheng, CGTN’de yayımlanan bir görüş yazısında şu anki uluslararası ortam ışığında iş birliği modelinin önemini vurguladı.
Cui, yükselişteki korumacılığın damga vurduğu bir küresel ortamda Çin-Orta Asya ortaklığının bağımsızlığa saygı gösteren, karşılıklı çıkarı gözeten ve Küresel Güney’in sesini güçlendiren yeni bir diplomatik iş birliği modelini temsil ettiğini dile getirdi.