Connect with us

Erol Taşdelen

Anlaşmazlık Kültürü: Kurumları Batıran ya da Büyüten Güç

Yayınlanma:

|

Anlaşmazlık Hiyerarşisi, bir tartışma veya fikir ayrılığı sırasında insanların argümanlarını hangi düzeyde ve nasıl kurduğunu gösteren bir sınıflandırmadır. Bu kavram, Amerikalı bilgisayar bilimci Paul Graham tarafından geliştirilmiş ve “How to Disagree” (Nasıl Aynı Fikirde Olunmaz?) adlı makalesinde 7 basamaklı bir piramit şeklinde sunulmuştur.

Anlaşmazlık Hiyerarşisi – 7 Basamaklı Piramit

  1. Küfür ve Hakaret (Ad Hominem)

    • Tartışma yerine kişiye saldırılır.

    • Örn: “Sen zaten hiçbir şey anlamıyorsun.”

  2. Kişiliğe Saldırı

    • Söyleneni çürütmeden, söyleyeni itibarsızlaştırma.

    • Örn: “Bunu söyleyen kişi ciddiye alınmaz.”

  3. Tarz Eleştirisi

    • İçeriğe değil, ifade biçimine saldırı.

    • Örn: “Bu üslupla zaten kimse seni dinlemez.”

  4. Çelişme

    • Karşıt görüş dile getirilir ama gerekçesiz.

    • Örn: “Buna katılmıyorum.”

  5. Karşı Argüman

    • Neden katılınmadığı açıklanır ama doğrudan konuya odaklanmadan.

    • Örn: “Ben farklı düşünüyorum çünkü benim deneyimim farklıydı.”

  6. Karşı Tezi Çürütme

    • Doğrudan, mantıklı ve içerikle ilgili karşı görüş sunulur.

    • Örn: “Söylediğiniz veriler eski. Yeni araştırmalar farklı sonuçlar gösteriyor.”

  7. Tezin Özünü Çürütme (En Üst Seviye)

    • Ana argümanın temelini mantıksal olarak çürütme.

    • Örn: “Bu görüş, şu varsayıma dayanıyor, fakat bu varsayım hatalı çünkü…”

Neden Önemlidir?

  • Tartışma kalitesini ölçmekte kullanılır.

  • Sosyal medyada veya akademik tartışmalarda kimin “fikre” odaklandığını, kimin “kişiye” saldırdığını anlamaya yardımcı olur.

  • Yüksek seviye tartışmalar, yapıcı sonuçlar doğurur; düşük seviyeler ise kutuplaşmayı artırır.

ANLAŞMAZLIK HİYARERŞİSİ OLUMLU OLUMSUZ İŞ HAYATINI NASIL ETKİLER

Anlaşmazlık Hiyerarşisi, iş hayatında ekip içi iletişimden yönetici-çalışan ilişkilerine, müşteri ile müzakereye kadar birçok alanda önemli etkiler yaratır. Bu hiyerarşinin hangi düzeyde yaşandığı, iş yerindeki verimliliği, kurum kültürünü ve çözüm üretme kapasitesini doğrudan etkiler.

Olumlu Etkileri (Yüksek Seviye Anlaşmazlık)

1. Yapıcı Tartışma Ortamı Oluşur

  • Fikre odaklanan tartışmalar, konunun derinleşmesini sağlar.

  • Kişiselleşmeyen eleştiriler inovasyonu ve gelişimi teşvik eder.

2. Kurumsal Öğrenme ve Gelişim Artar

  • Çalışanlar, karşıt fikrin değerli olduğunu öğrenir.

  • Eleştiriden kaçmak yerine, eleştiriyi öğrenme fırsatına çevirirler.

3. Karar Kalitesi Yükselir

  • Tezin özü çürütülerek daha doğru ve stratejik kararlar alınır.

  • Alternatif görüşlerin tartışılması “grup düşüncesi” tuzağından kurtulmayı sağlar.

4. Saygı Kültürü Gelişir

  • İnsanlar birbirine değil, fikirlere karşı argüman geliştirir.

  • İş ortamı toksikleşmez, psikolojik güven ortamı korunur.

Olumsuz Etkileri (Düşük Seviye Anlaşmazlık)

1. Kutuplaşma ve İletişim Kopukluğu

  • Kişiye saldırı, dedikodu ve küçük düşürme yaygınlaşır.

  • Çalışanlar fikir belirtmekten kaçınır, içe kapanır.

2. Moral ve Motivasyon Kaybı

  • Sürekli kişisel saldırıya uğrayan çalışanlar demotive olur.

  • Eleştirilmek değil, “hedef alınmak” hissi oluşur.

3. Verimsiz Toplantılar ve Zaman Kaybı

  • Konu dışı tartışmalar, sonuç odaklılığı azaltır.

  • Tartışma sonunda çözüm yerine ego savaşları kalır.

4. Yetenekli Kişilerin Kurumdan Uzaklaşması

  • Düşük kaliteli anlaşmazlık ortamı, yetenekleri kaçırır.

  • Kurumda fikir özgürlüğü olmadığını düşünen çalışanlar ayrılmayı seçer.

Anlaşmazlık kaçınılmazdır. Ancak hangi düzeyde yaşandığı, bir iş yerini yenilikçi ve güçlü bir kuruma ya da gerilimli ve verimsiz bir ortama dönüştürebilir.

Okumaya devam et
Yorum Yazın

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

BANKA HABERLERİ

DOLANDIRICILIK OLAYLARI NİÇİN AYNI BANKALARDA YOĞUNLAŞIYOR?

Yayınlanma:

|

Dolandırıcılık olaylarının bazı bankalarda yoğunlaşmasının birkaç temel nedeni vardır. Bu durum, hem bankaların iç yapısıyla hem de müşteriye sundukları hizmet kalitesiyle doğrudan ilişkilidir:

1. Zayıf İç Kontroller ve Güvenlik Altyapısı

  • Bazı bankaların siber güvenlik altyapıları yetersiz olabilir.

  • Çok faktörlü kimlik doğrulama, sahtecilik tespiti ve risk analizi sistemleri yeterince gelişmemiş olabilir.

  • Personel hatalarını veya içerden yapılan dolandırıcılıkları önleyici mekanizmalar (örneğin görevler ayrılığı, anlık izleme sistemleri) eksik olabilir.

2. Müşteri Segmenti ve Hedef Kitlenin Zafiyetleri

  • Bu bankalar, genellikle dijital okuryazarlık seviyesi düşük müşteri gruplarına hitap ediyor olabilir.

  • Özellikle yaşlılar, kırsal bölgelerdeki kullanıcılar ya da ilk kez dijital bankacılık kullananlar daha kolay hedef haline gelir.

3. Ucuzluk ve Erişilebilirlik Üzerine Kurulu Hizmet Modeli

  • Bazı bankalar maliyet düşürmek için daha çok dijital, çağrı merkezi tabanlı, şubesiz hizmet verir.

  • Bu durum, müşterinin yüz yüze destek alma şansını azaltır ve dolandırıcıların “müşteri temsilcisi taklidi” yaparak tuzak kurmalarını kolaylaştırır.

4. Reaktif Değil, Proaktif Olmayan Kriz Yönetimi

  • Dolandırıcılık olayları yaşandıktan sonra yetersiz açıklamalar, geciken müdahaleler müşteri güvenini zedeler ve suçluların yöntemlerini tekrarlamasına olanak sağlar.

  • Aynı banka benzer olaylara tekrar maruz kalır çünkü gerekli dersler alınmaz.

5. Kötü Şöhretin Dolandırıcılar Arasında Yayılması

  • Dolandırıcılar arasında “hangi banka kolay hedef” şeklinde bir network bilgisi dolaşır.

  • Yani bir bankanın sistemsel zafiyet gösterdiği bilindiğinde, suç örgütleri bu bankaya odaklanır.

Dolandırıcılık olaylarının aynı bankalarda yoğunlaşması; teknolojik altyapı, müşteri profili, kurum kültürü ve önleyici tedbirlerin niteliğiyle doğrudan ilişkilidir. Bu bankalar genellikle “ucuz hizmet” sunmakla övünse de, bu durum bazı temel güvenlik standartlarından ödün verdiklerinin bir işareti olabilir.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

ChatGPT

İŞYERİNDE İÇE DÖNÜK VE DIŞA DÖNÜK ÇALIŞANLAR…

Yayınlanma:

|

Yazan:

İşyerinde içe dönük (introvert) ve dışa dönük (ekstrovert) bireylerin her birinin kendine özgü güçlü ve zayıf yönleri vardır. Bu iki kişilik tipinin dengeli şekilde varlığı, ekipler ve kurumlar açısından büyük avantaj sağlayabilir. Aşağıda her iki kişilik tipinin işyerindeki artıları ve eksileri yer almaktadır:

🔵 İçe Dönük (Introvert) Çalışanlar

✅ Artıları:

  • Derin düşünce ve analiz yeteneği: Karmaşık problemleri çözmede başarılıdır.

  • Bağımsız çalışma becerisi: Tek başına çalışmaktan rahatsız olmaz, kendi kendini motive eder.

  • Detaylara odaklanma: Küçük ayrıntılara dikkat eder, hata yapma olasılığı düşüktür.

  • İyi bir dinleyici olur: Empati ve dikkatle dinleme becerileri yüksektir.

  • Krizlerde soğukkanlılık: Duygusal tepkilerini dışa çok yansıtmaz, stresli durumları içsel yönetebilir.

❌ Eksileri:

  • İletişim zorlukları: Kendini ifade etmede zaman zaman zorlanabilir, toplantılarda geri planda kalabilir.

  • Görünürlük sorunu: Başarılarını yeterince pazarlayamadığı için fark edilmesi zaman alabilir.

  • Ağ kurmada zorlanma: Sosyal etkinliklerde veya network kurmada isteksiz olabilir.

🟡 Dışa Dönük (Ekstrovert) Çalışanlar

✅ Artıları:

  • Güçlü iletişim becerileri: İnsanlarla hızlı ve kolay bağ kurar, toplantılarda aktif rol alır.

  • Takım çalışmasına yatkınlık: Grup çalışmalarında motivasyon sağlar, enerji katar.

  • Ağ kurma ve temsil yeteneği: Müşteri ilişkileri, satış ve dış temsil görevlerinde başarılı olabilir.

  • Hızlı karar alma: Çoğu zaman çevresel verilerle hızlı aksiyon alabilir.

❌ Eksileri:

  • Yüzeysel çalışma eğilimi: Detayları kaçırma riski olabilir.

  • Dikkat dağınıklığı: Çok sayıda işi aynı anda yapmaya çalışırken odak sorunu yaşanabilir.

  • Aşırı konuşkanlık: Karşı tarafı dinlemekte zorlanabilir, ekip içinde baskın hale gelebilir.

  • Riskli davranışlar: Hızlı karar alma eğilimi bazen düşünmeden hareket etmeye yol açabilir.

💼 Sonuç ve Öneri

İyi bir ekip, bu iki kişilik tipinin dengeyle harmanlandığı bir yapıya sahip olmalıdır.

  • İçe dönükler, derinlik ve analizde güçlüdür.

  • Dışa dönükler, hareket ve iletişimde avantaj sağlar.

Yöneticiler, ekip kurarken bu farklılıkları bir zenginlik olarak görmeli ve görev dağılımlarını bu kişilik özelliklerine göre yapmalıdır.

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Kaplumbağa Terbiyecisi Gibi Yönetmek: Sabırla Liderlik Mümkün mü?

Yayınlanma:

|

KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ” felsefesi iş hayatına son derece anlamlı şekilde uyarlanabilir. Özellikle liderlik, sabır, değişim yönetimi ve insan kaynakları perspektifinden ele alındığında önemli dersler sunar.

Kaplumbağa Terbiyecisi Felsefesinin İş Hayatına Uyarlanması

1. Sabır ve Zamana Saygı

  • Anlamı: Osman Hamdi Bey’in bu eserindeki kaplumbağalar değişime dirençli, yavaş hareket eden varlıkları temsil eder. Terbiyeci ise sabırla onları eğitmeye çalışır.

  • İş Hayatında Yansıması: Değişim her zaman hızlı olmaz. Kurum kültürünü, çalışan alışkanlıklarını veya müşteri davranışlarını değiştirmek zaman alır. Sabırlı liderler uzun vadede daha başarılı olur.

2. Liderlikte Dayanıklılık

  • Kaplumbağalar gibi çalışanların da her bireysel direnci vardır. Lider, bu direnci anlamalı ve uygun yöntemlerle yönlendirmelidir.

  • Hızlı sonuç alamayınca vazgeçen yöneticiler, potansiyel başarıları kaçırabilir.

3. Yavaş ama İstikrarlı İlerleme

  • Yorum: Kaplumbağanın doğası gereği yavaş ama kararlı hareket etmesi, iş dünyasında kısa vadeli zaferler yerine uzun vadeli başarıların daha kalıcı olduğunu hatırlatır.

  • Örnek: Sabırla markasını büyüten, çalışanını geliştiren ve kurumsal hafızayı koruyan şirketler uzun ömürlüdür.

4. İletişim ve Empati

  • Kaplumbağalara bağırarak ya da zorlayarak değil, uygun yöntem ve sabırla yaklaşılır.

  • İş yerinde de çalışanların gelişmesi, doğru iletişim teknikleriyle mümkündür. Emir-komuta zinciri değil, rehberlik eden liderlik etkili olur.

5. Sembolizm: Değişime Direnç

  • Kaplumbağa burada aslında insan doğasındaki değişime karşı direnci sembolize eder. Terbiyeci de bir “değişim lideri”dir.

  • Kurum içi dönüşüm projelerinde, bu direncin doğallığı kabul edilmeli, adım adım aşılmalıdır.

Özetle: Sabırla Değiştir, Zorla Değil!

Erol TAŞDELEN – Ekonomist     www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.