Connect with us

GÜNDEM

Arjantin’de IMF protestoları başladı

Yayınlanma:

|

Yüksek enflasyon, artan yoksulluk ve borç yükü nedeniyle protestocuların cumhurbaşkanlığı sarayına doğru yürüyüşe geçtiği Arjantin’de Cumhurbaşkanı Alberto Fernandez “birlik” çağrısı yaptı. 

Bir süredir başkent Buenos Aires’in sokaklarda ve bulvarlarda kamp kurarak hükümetin politikalarını ve yaşanan sosyo-ekonomik zorlukları protesto eden halk bağımsızlık günü kutlamalarında protesto yürüyüşü düzenledi. Büyük Meydan’da toplanan protestocular genel grev çağrısında bulundu.

Daha sonra cumhurbaşkanlığı sarayına doğru yürüyüşe geçen protestocular binanın önünde de tencere çalarak ve ulusal marş okuyarak eylem düzenledi.

Arjantin’in bağımsızlık günü dolayısıyla bir konuşma yapan Fernandez, döviz rezervlerinin düşük olduğu ve küresel enflasyonun yükseldiği bu dönemde ülkenin ekonomik sorumluluğa ihtiyaç duyduğunu belirtti ve “Mali denge ve döviz istikrarına doğru giden yolda yürümeliyiz” dedi.

“Birlik” kavramına vurgu yapan Arjantinli lider “Tarih bize bu değeri en zor günlerde korumamız gerektiğini öğretti” diye konuşu. 

about:blank

Dünyanın en büyük mısır ve soya üreticileirnden olan Güney Amerika ülkesi yıllık yüzde 60’ı aşan enflasyon, para birimi üzerindeki büyük baskılar ve zayıf döviz rezervinin akaryakıt ithalat maliyetindeki artış  karşısında tükenmesiyle mücadele içinde.

“IMF, 21’inci yüzyılın İspanya İmparatorluğu”

On yıllardır ekonomik kriz dalgalarıyla boğuşan ülke bu yılın başında Uluslararası Para Fonu (IMF) ile 2018’de başarısızlığa uğrayan ekonomik programın yerine 44 milyar dolarlık yeni bir borç yapılandırma anlaşması imzaladı. Ülkede birçok kişi sıkı ekonomik politikalardan IMF’yi sorumlu tutuyor. 

Başkent dolduran protestocular cumartesi günü ellerinde “IMF’den ayrıl” ve “Dışarı. Fon. Dışarı!” yazan dövizlerle yürüdü. Eylemciler hükümetten borç ödemesinin yapılmaması çağrısında bulunuyor.

Yürüyüşe katılan sosyalist milletvekili Juan carlos Giorgano ülkesinde devasa bir kriz olduğunu belirterek “Arjantin IMF’nin yarı sömürgeci prangalarında. Bugün, Arjantin’in ikinci bağımsızlığı için buradayız. Arjantin IMF ile bağlarını kesmeli, IMF, 21inci yüzyılın İspanya İmparatorluğu” diye konuştu.

eu

Okumaya devam et

GÜNCEL

İran-ABD hattı sıcak: Polymarket fiyatlıyor, FED pas geçti, gözler TCMB’de

Yayınlanma:

|

Yazan:

İsrail-İran gerilimi sürerken, çatışmalar da tırmanmaya devam ediyor. ABD Başkanı Trump’ın ise nasıl bir adım atacağına dair belirsizlik hem uluslararası arenada hem de iç siyasette tansiyonu artırıyor. Bloomberg, ABD’li yetkililerin İran’a yönelik olası bir hafta sonu saldırısına hazırlandığını yazarken, Trump “yapabilirim de, yapmayabilirim de” diyerek kararını açıklamaktan kaçınıyor. Bu kararsızlık, Trump’ı iktidara taşıyan “MAGA” (Make America Great Again) hareketi içinde de görüş ayrılıklarına neden oluyor. Steve Bannon ve Tucker Carlson gibi isimler yeni bir Ortadoğu savaşına karşı çıkarken, Senatör Lindsey Graham gibi müttefikleri Trump’ın İsrail’e destek vermesi gerektiğini savunuyor. Trump ise destekçilerinin hâlâ arkasında olduğunu iddia ediyor.

Bloomberg’in haberini önemsiyoruz ancak daha dikkat çekici olan, ABD seçimlerini isabetle tahmin etmesiyle bilinen bahis platformu Polymarket’te oluşan fiyatlamalar: ABD’nin İran’ı ay sonuna kadar vurma ihtimali %60, Temmuz sonuna kadar ise %71 seviyesine yükselmiş durumda. Piyasa aktörlerinin bakmaya başladığı anket sonuçları da risk iştahı üzerinde hâliyle etkili oluyor. Finansal piyasalardaki fiyatlama eğilimine zemin tutan anket sonuçlarına, karar verirken sizlerin de bakmasında fayda görüyoruz. Rusya Devlet Başkanı Putin, İsrail ve ABD’nin İran’ın dini lideri Hamaney’e suikast planlarını kınarken, İsrail’in güvenliğinin de garanti altına alınması çağrısında bulundu. Rusya, krizi diplomatik yollarla çözmek için hem Tahran hem Tel Aviv hem de Washington’a çözüm önerilerini iletti.

Jeopolitik risklerin gölgesinde, gözler dün akşam FED’in olağan FOMC toplantısının sonucuna ve Başkan Powell’ın basın toplantısına çevrildi. FED beklentilere paralel politika faizini dördüncü ayda da %4,25-%4,50 aralığında sabit tutarken, 2025 sonuna kadar iki faiz indirimi öngörüsünü korudu. Ancak Başkan Powell, bu tahminlerin veri akışına bağlı olduğunu vurgulayarak Trump yönetiminin ithalat vergilerinin önümüzdeki aylarda enflasyonda “anlamlı” bir artışa neden olabileceğini söyledi. Powell’a göre, üreticiler ve perakendeciler bu maliyeti üstlenmek istemediği için sonuçta tüketiciler fiyat artışlarından doğrudan etkilenecek. FED’in yeni projeksiyonlarında, büyümenin %1,4’e yavaşlayacağı, işsizliğin %4,5’e yükseleceği ve yıl sonu enflasyonunun %3’e ulaşacağı öngörülüyor.

Powell, ekonomik görünümdeki belirsizliklerin sürdüğünü ve özellikle ithalat vergilerinin enflasyon üzerindeki etkilerinin tam olarak anlaşılması için beklemenin daha doğru olacağını belirtti. FED yetkilileri arasında faiz indirimi konusunda fikir ayrılıkları bulunurken, yedi üye 2025’te indirime gerek olmadığını düşünüyor. Trump’ın faizleri derhâl yarıya indirme çağrısı ise FED tarafından görmezden gelindi. Beyaz Saray’da gazetecilere konuşan Trump, “FED’e ben mi geçsem? Kendimi atayabilir miyim?” diyerek alaycı bir şekilde Powell’ın yerine geçme fikrini dile getirdi. Trump, Powell’ı “her zaman geç kalan” biri olarak nitelendirirken, onu asla yeniden atamayacağını ve görev süresi sona erdiğinde yerine başka birini getireceğini vurguladı. Powell, İsrail-İran çatışmasının olası enerji fiyat etkilerini de takip ettiklerini ancak bu tür şokların genellikle geçici olduğunu ifade etti. Fed toplantısının ardından, yıl sonuna kadar vadeli kontratlar bu sabah itibarıyla toplamda 48 baz puanlık faiz indirimi fiyatlıyor. Piyasa, ilk indirimin Eylül ya da Ekim toplantısında gerçekleşebileceği ihtimali üzerinde duruyor.

Jeopolitik risklerin gölgesinde ve FED’in üyeleri enflasyon tahminlerini yukarı, büyüme tahminlerini aşağı yönde güncellediği, Powell’ın ise tarife artışları kaynaklı fiyat artışlarının kısa sürede ‘anlamlı’ bir şekilde gerçekleşeceğine vurgu yaptığı gecenin sabahında, fiyat davranışında keskin bir bozulmanın olmadığını gördük. Şöyle ki, Brent cinsi ham petrolün varil son günlerde kaydettiği keskin yükseliş sonrası 77 doların kıyısında gergin bir şekilde beklerken, altının ons fiyatı ise son günlerde yükselmekte zorlanarak 3,370 dolar seviyesine geriledi. Daha geniş bir pencereden bakarsak, petrol bu ay %20 artarken, altın ise sadece %2,5 yükseldi. Asıl hareketin ise, her ne kadar yüzdesel olarak önemli olmasa da, Trump sonrası güçlenen zayıf ABD doları temasının yerini yavaş da olsa değerlenmeye terk ettiğini görüyoruz Şöyle ki, doların önde gelen altı para birimine göre değerini gösteren sepet kur DXY, haftanın genelinde %1 yükseliş kaydetti. Dolar zayıflığından beslenen ve şaşırtıcı bir şekilde önemli yükselişlere imza atan EUR ve Sterlin gibi para birimlerinin hafif de olsa değer kaybetmeye başladıklarını görüyoruz. Kraliyet aslanı sterlin 1,36 seviyesinin üzerinden defalarda kırmızı kart görmesi ardından bu sabah son bir ayın en düşük seviyesini test ederek 1,3390 seviyesine geriledi!

Jeopolitik risklerin gölgesinde, gergin bir bekleyiş genel hatları ile korunurken, gözler bugün sahne sırası gelen TCMB’nin olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına çevrildi. Son günlerde mütemadiyen yazdığımız üzere, TCMB’nin izlediği likidite politikasına göre, üstü kapalı da olsa işgören faiz zaten 300 baz puan geriledi. Bayram öncesi %49 seviyesine dayanan TCMB’nin Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti (AOFM) ile BIST repo faizi (TLREF) dün sırası ile %46,00 ve %46,13 seviyesine kadar geriledi. Bugün TSİ 14:00’de sonuçlanacak toplantıda politika faizinin %46 seviyesinde sabit bırakılacağına kesin gözüyle bakarken, faiz koridorunun üst bandının (gecelik borç verme faizi) %49’dan 150 baz puan indirim ile %47,50 seviyesine getirilerek koridorun simetrik bir hâl almasını bekliyoruz. Hatırlanacağı üzere, 19 Mart tarihinde Türkiye’nin siyasi ikliminin değişmesi ardından Türk Lirasını korumak adına TCMB politika faizini 350 baz puan artırmak zorunda kalırken, faiz koridorunun üst bandını ise 300 baz puan artırarak kendisine ilave manevra alanı yaratmıştı. TL’nin getirisinin döviz talebinin ateşini alması ardından, TCMB’nin de adım adım politika normalleşmesine gitmesini, politika faizinde direkt indirimin ise Temmuz toplantısında 350 baz puan ile geleceğini düşünmeye devam ediyoruz.

TCMB’nin analitik bilançosuna göre, 16 Haziran valörlü işlemlerde net yabancı para pozisyonu artan savaş riski nedeniyle 5,4 milyar dolar azalması ardından 17 Haziran tarihinde 1 milyar dolar iyileşti. Bu sonuçla manşet rakam 23,7 milyar dolar seviyesine geldi. Jeopolitik gerginlikten en çok etkilenen ekonomilerden birisinin Türkiye olduğunu not etmek gerekiyor. BİST100 endeksi dün günü %1,5 düşüşle tamamlarken, CDS risk primi 308 baz puan seviyesine yükseldi. İki yıl vadeli gösterge tahvilin basit faizi son günlerde yatay bir seyir izlerken, USDTRY kuru ise 39,50 seviyesinde yataylaştı. Pariteler cephesinde doların değer kazanması ile KKTC insanı için önemli bir gösterge olan GBPTRY kuru 53,00 seviyesinin altına gevşerken, gram altın da benzer bir şekilde 4,285 TL seviyesine geri çekildi.

ABD borsaları kararsız bir seyir izleyerek geceyi önemli bir değişim kaydetmeden tamamlarken, yeni gün başlangıcında, İsrail-İran hattındaki çatışmaların tırmanması ve Trump’ın ABD’nin müdâhil olup olmayacağına dair “yapabilirim de yapmayabilirim de” sözleri, yatırımcıların jeopolitik riskleri fiyatlamasına neden oldu. Yeni gün başlangıcında, Asya cephesinde borsaların düştüğünü görüyoruz. Hong Kong borsası %2 düşüşle başı çekerken, Tokyo %0,7, Tayvan borsası ise %1,4 geriledi. Her ne kadar FED toplantısı ardından gözler TCMB’ye çevrilse de, bugün ayrıca İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve İsviçre Merkez Bankası’nın (SNB) faiz kararlarını da takip edeceğiz. BoE’nin politika faizini sabit tutmasını beklerken, SNB’nin ise 25 baz puan  faiz indirimine gitmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

GÜNCEL

UAEA: İsrail saldırıları sonrasında İran’ın Natanz nükleer tesislerinde hasar gördü

Yayınlanma:

|

Yazan:

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), İsrail’in başlattığı saldırıların ardından İran’daki Natanz nükleer tesisinin ” yer altı odalarına doğrudan bir etki olduğuna dair yeni kanıtlar tespit ettiğini” duyurdu .

BM ajansı dün yaptığı açıklamada, bu konuda “hiçbir belirti” olmadığını, sadece söz konusu uranyum zenginleştirme tesisinin yer üstündeki binalarının vurulduğunu tahmin ettiğini söyledi.

Ancak X’te (eski adıyla Twitter) yayınlanan bir mesajda, şirketin “yüksek çözünürlüklü uydu görüntülerinin devam eden analizine dayanarak” değerlendirmesini değiştirdiği belirtildi.

Örgütün Başkanı Rafael Grossi, birkaç gün önce yaptığı açıklamada, İran’ın üç zenginleştirme tesisinden en küçüğü olan Natanz’daki yer üstü pilot tesisinin imha edildiğini söyledi.

Natanz’daki en büyük yer altı zenginleştirme tesisine fiziksel bir saldırı yapıldığına dair bir kanıt bulunmamakla birlikte, enerji tedarikinin kesintiye uğradığını ve bunun orada uranyum zenginleştirmek için kullanılan santrifüjlere zarar vermiş olabileceğini söyledi.

İsrail, dağın içine oyulmuş Fordow’daki nükleer tesisi henüz hedef almadığını, ancak yakında bunu yapacağını bildirdi.

İran’ın diğer nükleer tesislerine gelince, IAEA, İsfahan’da hasar tespit etti , ancak doğudaki Buşehr nükleer santrali ve Tahran araştırma reaktörü henüz İsrailliler tarafından hedef alınmadı.

Bilgiler: APE – MPE, AFP / Foto Reuters

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Tanrının Bankeri’nin Ölümü: Roberto Calvi ve Vatikan’ın Kara Kutusu

Yayınlanma:

|

18 Haziran 1982 sabahı, Londra’nın merkezinde yer alan Blackfriars Köprüsü’nün altına sarkan bir ceset bulundu. Elleri arkadan bağlanmış, cepleri taşlarla doldurulmuş bir adam… Bu kişi, İtalya’nın en güçlü bankalarından birinin başkanı Roberto Calvi’ydi. Kamuoyunun ona verdiği lakap: “Tanrı’nın Bankeri”.

I. Roberto Calvi Kimdi?

Roberto Calvi, 1920 yılında Milano’da doğdu. Ekonomi eğitiminin ardından kısa sürede İtalya’nın en köklü finans kurumlarından biri olan Banco Ambrosiano‘da yükseldi. 1970’lerde bankanın yönetim kurulu başkanı oldu. Ancak onu diğer bankacılardan ayıran en önemli fark; Vatikan’la olan yakın ilişkileriydi.

Calvi’nin yönettiği Banco Ambrosiano, Vatikan Bankası (IOR – Istituto per le Opere di Religione) ile doğrudan bağlantılıydı. Vatikan, bankanın hisselerinin önemli bir kısmını elinde bulunduruyor ve dini kurumlar aracılığıyla dünya genelinde para transferleri yapıyordu. Calvi, bu ilişkiden güç alarak İtalya’da “dokunulmaz” kabul edilen figürlerden biri haline geldi.

II. Skandalın Patlak Vermesi

1981 yılına gelindiğinde İtalyan mali denetçileri Banco Ambrosiano’da ciddi yolsuzluklar olduğunu fark etti. Bankanın yurt dışındaki bazı bağlı şirketler aracılığıyla belirsiz ve teminatsız şekilde yüz milyonlarca dolar kredi verdiği ortaya çıktı.

Bu kredilerin izini süren yetkililer;

  • Latin Amerika’da faaliyet gösteren paravan şirketler,

  • İtalyan mafyası ile doğrudan ilişkili isimler,

  • Vatikan Bankası’nın aracı olarak kullanılması gibi bağlantılarla karşılaştılar.

Üstelik Calvi’nin aynı zamanda İtalya’daki yasadışı P2 Mason Locası’nın üyesi olduğu ortaya çıktı. Bu mason locası, askerler, medya patronları, iş insanları ve siyasilerden oluşan gizli bir yapılanmaydı ve darbe planları dahi yapmıştı.

III. Çöküş ve Ölüm

1982 yılı Haziran ayında Banco Ambrosiano’nun bilançosunda 1.4 milyar dolara yakın açık olduğu resmen açıklandı. Bu, bankanın iflası anlamına geliyordu.

Bu gelişmeden sadece birkaç gün sonra, Roberto Calvi İtalya’dan kaçtı. Önce Avusturya’ya, oradan da Londra’ya geçti. Ancak 18 Haziran sabahı, cesedi Thames Nehri üzerindeki Blackfriars Köprüsü’nün altında bulundu.

Calvi’nin ölümü ilk başta intihar olarak kayıtlara geçti. Ancak;

  • Elleri ve ayaklarının bağlı olması,

  • Ceplerinde tuğla ve taşlar bulunması,

  • Üzerindeki belgelerin sahte olması,

  • Ölümünden önce Vatikan, masonluk ve mafya ilişkileri hakkında konuşmak istemesi

gibi detaylar, bunun profesyonelce işlenmiş bir cinayet olduğunu düşündürdü.

IV. Vatikan, Mafya ve P2 Locası Üçgeni

Calvi’nin ölümü sadece bir iş insanının trajik sonu değil, Vatikan Bankası’nın karanlık yüzünün deşifre olması anlamına geliyordu. İddiaya göre;

  • Vatikan Bankası, Calvi aracılığıyla Latin Amerika’daki antikomünist hareketlere para aktarıyordu.

  • Mafya, kara parayı aklamak için Banco Ambrosiano’yu kullanıyordu.

  • P2 Mason Locası, bu sistemin koruyucusu ve dağıtıcısı konumundaydı.

Calvi’nin ölümünün ardından Vatikan, Banco Ambrosiano’nun çöküşünden sonra 250 milyon dolarlık zararı kısmen üstlendi ve tazminat ödemeyi kabul etti. Ancak bu adım hiçbir zaman tam bir sorumluluk kabulü olarak görülmedi.

V. Yargı Süreci ve Cevapsız Kalan Sorular

2005 yılında İtalya’da Roberto Calvi’nin öldürülmesine dair yeni bir dava açıldı. Mafya ile bağlantılı beş kişi yargılandı. Ancak 2007 yılında hepsi delil yetersizliğinden beraat etti. Cinayet hâlâ resmen çözülmüş değil.

Bugün bile şu sorular cevap bekliyor:

  • Calvi gerçekten neyi biliyordu?

  • Vatikan bu yapıdan ne kadar haberdardı?

  • P2 Locası ve mafya, Vatikan’la ne düzeyde iş birliği yapıyordu?

  • Calvi’nin ölümü neden İngiltere’de gerçekleşti?

VI. Sonuç: Bir Bankerin Ölümünden Fazlası

Roberto Calvi’nin ölümü, sadece bir banka başkanının trajedisi değil; aynı zamanda din, finans ve suç dünyasının birbirine nasıl karışabileceğinin en çarpıcı örneğidir. Bu olay, Vatikan Bankası’nın şeffaf olmayan yapısını dünya kamuoyunun gündemine taşımış ve uluslararası finansal sistemdeki kara delikleri görünür kılmıştır.

Aşağıda doğrudan Calvi olayını konu alan ve dolaylı olarak ilham alan bazı filmleri ve belgeseller listesi:

🎬 1. God’s Banker (Tanrı’nın Bankeri) – 2022 (Belgesel Dizi)

  • Tür: Belgesel / Mini Dizi

  • Platform: Sky Documentaries (İngiltere)

  • Konu: Roberto Calvi’nin ölümü, Banco Ambrosiano skandalı ve Vatikan-Mafya-P2 ilişkisi detaylıca anlatılıyor. Gerçek olaylara, arşiv görüntülerine ve tanıklıklara dayanıyor.

  • Öne Çıkan: Cinayetin yıllar boyunca nasıl örtbas edildiği ve İtalyan yargısının çaresizliği gözler önüne seriliyor.

🎬 2. Il Banchiere di Dio (Tanrının Bankeri) – 2002

  • Yönetmen: Giuseppe Ferrara

  • Oyuncular: Omero Antonutti, Pamela Villoresi

  • Konu: Doğrudan Roberto Calvi’nin hayatını ve ölümünü merkezine alan bir İtalyan yapımı biyografik filmdir.

  • Detay: Filmde Calvi’nin Vatikan, mason locası ve mafya ile ilişkileri dramatik bir şekilde işlenir.

🎬 3. The Bankers of God: The Calvi Affair (I banchieri di Dio – Il caso Calvi) – 2002

  • Yönetmen: Giuseppe Ferrara

  • Konu: Yine Calvi’nin hayatını, Banco Ambrosiano’nun yükselişini ve düşüşünü, Vatikan’la bağlarını ve ölümüyle ilgili komploları ele alır.

  • Detay: Filmde olaylar hem tarihi gerçekliğe hem de teorilere dayalı biçimde işlenir.

🎬 4. The Godfather Part III (Baba 3) – 1990

  • Yönetmen: Francis Ford Coppola

  • Karakter: “Frederick Keinszig” karakteri Roberto Calvi’den esinlenilmiştir.

  • Konu: Filmde Vatikan Bankası, İtalyan mafyası ve küresel finans çevreleri arasındaki karanlık ilişkilere değinilir.

  • Detay: Filmdeki “Immobilaire” şirketi ve Vatikan Bankası skandalı, Calvi olayından doğrudan esinlenmiştir. Calvi’nin ölümüyle benzerlikler taşıyan bir sahne de bulunur.

🎬 5. The Pope’s Banker (BBC Belgeseli – 2014)

  • Konu: Vatikan Bankası’nın tarihsel rolü, Calvi’nin ilişkileri ve ölümü detaylı olarak analiz edilir.

  • Platform: BBC Four

  • Belgesel Niteliği: Bilimsel ve arşiv temelli bir anlatı sunar.

🎬 6. Our Godfather – 2019 (Netflix)

  • Ana Konu: Mafya itirafçısı Tommaso Buscetta’nın hikayesi

  • Bağlantı: Belgeselde Roberto Calvi cinayetiyle bağlantılı olan Cosa Nostra (Sicilya mafyası) yapılanmalarına dair bilgiler yer alır.

🎥 Ayrıca İlham Alınan Bazı Diğer Yapımlar:

  • Angels & Demons (2009): Vatikan’ın karanlık güç yapıları, masonik referanslar.

  • Spotlight (2015): Finansal değil ama dini kurumların şeffaf olmayan yapısı üzerine benzer bir sorgulama yaklaşımı.

  • Conspiracy temalı diziler ve belgesel serileri (ör. Dirty Money – Netflix)

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.