Erol Taşdelen
Battaniyeyi e-ticarete taşıdı
Uşak’ta Battaniye imalatı yapan bir aileden gelip satışların bir kısmını e-ticarete taşıyan yeni kuşak temsilcilerinden battaniye.com.tr’nin kurucusu Yasemin ÖZMERCAN ile özel bir röportaj gerçekleştirerek, imalattan e-ticarete giden süreci ve başarısının altında yatan kırılma noktalarını konuştuk.

Yayınlanma:
4 yıl önce|
Yazan:
Erol Taşdelen
Uşak’ta ürettiği Battaniyeyi e-ticarete taşıyarak son kullanıcılarına ulaştıran battaniye.com.tr‘nin kurucusu Yasemin ÖZMERCAN ile özel bir röportaj gerçekleştirerek, imalattan e-ticarete giden süreci ve başarısının altında yatan kırılma noktalarını konuştuk.
Giriş olması açısından, insanın kendisinden bahsetmesi zor ama biraz kendinden bahseder misin, Yasemin ÖZMERCAN kimdir?
Yasemin, İzmir Saint Joseph Lisesi mezunu, Uşak Üniversitesi İşletme Mezunu ( duygusal bir tercihti) ardından da Bilgi Üniversitesi Finans Masteri olan şuan da “e-ticaret” sektöründe çalışan biriyim.
Master öncesi Amerika‘da 3 ay dil eğitimi aldım, 6 aylık bir süreç için gitmiştim ama Babamı ( Mehmet Ali Özmercan ) mevcut hastalığından dolayı kaybettik, dolayısıyla tamamlama şansı yakalayamadım. Zaten hikayem de burada başladı diyebilirim.
“Zor dönemler bazı insanlarda mücadele ruhunu ortaya çıkarıyor” diyebilir miyiz?
Kesinlikle doğru tespit.
Sanayici bir ailenin çocuğu olarak büyümek hayatında yeri nedir? İş deneyiminde veya hayatını şekillendirmede ne gibi etkisi oldu?
Sanayici bir ailenin kız çocuğu olmak oldukça keyifliydi açıkçası; eğitime çok önem veren ve çok çalışkan bir ailenin bireyi olmak inanın ki motive eden, hırslandıran bir karakter haline getiriyor seni. İş deneyimimden ziyade örnek aldığın karakterin yani Mehmet Ali Özmercan’ın özelliklerini taşımaya onun olumlu çalışma yöntemlerine yakın durmaya çalışıyorum. Örneğin, kazandığını paylaşmak ilk maddelerim arasındadır. Maaş ödemelerini 1 gün geciktirdiğinde telaşlı bakışları hala gözümün önüne geliyor. Hem iş hayatında hem de sosyal hayatta çok aktif bir karakterdi mesela. Şuan hem ondan kalan ilişkilere ki en çok sahip çıktığım mirastır, hem de kendi çevreme çok önem veriyorum. Bizi her zaman mütevazi yetiştirdi, hatta olmaya zorladı bunun için de çok teşekkürler O’na. Size komik bir hikaye anlatabilirim. 2008 yılında liseden mezun oldum. 18 yaşımdayım. Beni asgari ücret ile işe aldı, “üniversitede dersler olmadığında gel iş hayatını öğren” dedi. “Tamam” dedim. “Şimdi sen bir fabrikayı gez gel” dedi. Ben de gezdim, gezdim, gezdim… Bitmedi efendim. 2 saat sonra yanına gittim. Baba bu kadar zengin olduğumuzu neden bana hiç söylemedin? Uzunca güldü!.. Özellikle kişisel gelir yönetimi konusunda şuan belki de bu kadar iyi durumda olduğumuzu hissettirmeden beni o yaşa getirmesi çok olumlu sonuçlara yol açtı.
Babanı tanımak benim adıma kazanç oldu. Bankacılık hayatı İstanbul’da geçmiş olan benim için “Anadolu Sanayicisinin” azim ve gayreti, kararlılığı hayata bakış açısı beni de çok etkilemiştir. Şahsına münhasır bir insandı. Baban hayatındaki yeri ve ileriye yönelik etkisi ne oldu. Bir de anne var tabi, anne ne ifade ediyor hayatında ve ileriye yönelik etkisi ne oldu.
Annem ile aslına bakarsanız babamın kaybından sonra daha yakınlaştım. Şanslı olduğunu her zaman dile getirir. Hem eşinden dolayı hem de dolu dolu “BABAM” dediği kayınpederine sık sık rahmet eder. Çok yakında dinlediğim bir hikayeden alıntı yapacağım. Annem evlenene kadar erkeklerle masaya oturmamış, yemek yememiş babam da fabrikanın ustasını yemeğe çağırmış ve annem masaya oturmamış. Babam akşamına annemi karşısına almış “Emine, bak ben büyük iş adamı olacağım, sen de kararını ver benim yanımda beni destekleyen kadın mı olacaksın yoksa evde çocuk mu büyüteceksin?” babam büyük iş adamı hayaline annem de onun yanındaki şimdi de benim yanımdaki KADIN! Ona da çok minnettarım.
Ben biliyorum ama şu an ne iş yapıyorsun, iş deneyiminden bahseder misin?
Ben aile şirketinin 3 . kuşak vakasıyım. Her departmanda çalıştım, ama sistemden çıktığımda işler yürüyordu farkımı hissetmiyordum, hissettiremiyordum. Ben de hem firmamızın ürünlerini online pazara taşımaya karar verdim. Yani “e-ticaret” yapıyorum.
E-Ticaret projesi nasıl ortaya çıktı, süreçten bahseder misin ?
Az önce de bahsettiğim gibi yeni bir şeyler katmam gerekiyordu. Bu süreçte de Master yaparken seçmeli derslerimi İnsan Kaynakları, Pazarlama, Dijital Dönüşüm, Big Data gibi konulardan aldım. Aslında bir arayıştı benimkisi. Özellikle “Pazarlama” dersleri her zaman “online market” konusuna değinmeye başlamıştı. Aynı zamanda hızlı şekilde büyüyen bir e-ticaret sitesine Battaniye satıyordum. Ama 3-5 koli değil. Tır yüklüyorum ayda 2 defa.
Fabrika imalattan toptan satış yaptığından, e-ticaret de olsa perakende satışa pek sıcak bakılmıyordu. Başta ciddiye bile alınmadı. Israrım sonuç verdi www.battaniye.com.tr diye bir e-ticaret sitesi kurduk; battaniye ve ev tekstil ürünleri satış işine kolları sıvadım. Şimdi yüzlerce eve battaniye ve ev tekstil ürünleri yolluyoruz. Daha da büyüyeceğiz.

battaniye.com.tr ismi nasıl ortaya çıktı ?
E-ticarete o kadar inanıyor ve gelecek dönemde e-ticaretin mağazaların yerini alacağına o kadar ön görüyordum ki sonuçta başta karşı çıkılsa da ortaya battaniye.com.tr sitesi çıktı.
Kadın girişimci olarak örnek model olabilecek bir hikayen var aslında, gördüğüm kadarı ile çevreni de özendiriyorsun, yoğunluk içinde Üniversitelerde bu yönde seminerler veriyorsun, e-ticaret konusunda çevreni sürekli bilgilendiriyorsun kısaca bencil davranmıyor, mümkün olduğu kadar çevrendeki herkesin hayatına dokunmak isteyen bir yapın var, bu özellik herkese nasip olmaz bu duygu nasıl oluştu sizde ?
Her şey paylaştıkça büyür ve güzelleşir. E-ticaret perakende sektöründen pay almaktan ziyade pastayı genişleterek pay alıyor. Bu yüzden özellikle benim kuşağım ve benden sonra gelen kuşak için çok değerli! Bunu paylaşırsam sektör büyük sektör büyürse benim de pastadan alacağım dilim büyür.
İşin zorluklarından bahseder misin, biz hep iyi taraflarını görüyoruz dışardan bakarak ama mutlaka zorluklar ile de karşılaştınız, bu durumlarda çözümler üretirken nasıl bir bakış açınız var?
Açıkçası uykularımı kaçıracak bir iş zorluğu yok. Ama maddelendirmek gerekirse
- Ekip kurmak biraz beni zorladı
- Piyasada out source ettiğin işler için çalıştığın firmalar çok önemli, maddi kayıplara yol açabiliyorsun, ama ders de alıyorsun.
- Zaman zaman çözüm ortağımız kargo gibi partnerlerimizden kaynaklanan sorunlar oluyor, bize yansıdığında ürünümüzün arkasında durup sorunu çözüyoruz. Bazen sorun sizden kaynaklanmasa da çözümü sizin üretmeniz gerekebiliyor.
- Son kullanıcı ile fiziksel olmasan bile muhatap oluyorsun, zaman zaman kişisel hayatlarında olumsuz bir gün geçirmeleri sana kötü davranmalarına yol açıyor. Zaman zaman “Call Centerı” alıp bunu deneyimlemeye çalışırım. Bunu da daha önce izlediğim “Stajyer” filminden örnek aldım
Aslında bu “McDonald’s Sistemi” dediğimiz bir yöntem, patron da olsan iş akışında her safhayı deneyimlemeniz işe hakimiyet ve çıkan sorunlara hızlı çözüm üretmede hızla, etkin yöntem.
Çok faydasını gördüm.
Satış yaptığınız ürünlerin imalatı Uşak’ta siz İstanbul’a taşındınız. Nasıl yetişiyorsunuz hem imalat hem Dijital satış?
Çok önemli bir noktaya değindiniz. Öncelikle evlenince işlerin değişeceğini benim uzaklaşacağımı düşünen kitle yanıldı. Tabii ki her sabah kalkıp işe fiili olarak gidememek sorunlara, zorluklara yol açtı ama asla “işi bırakmama sebebiyet verecek” bir noktaya gelmedi. Zaten Pandemi sürecinde çoğu iş insanları da evden çalışma modu geliştirdiler.
Her ayın 10-12 gününü Uşak’ta kalan günlerini İstanbul’da geçiriyorum. Mesafe uzak olsa da arabayla bana gelişim sağlayacak pod-castler dinleyerek git gel yapıyorum.
İstanbul’da her sabah 9:30’de ekibimizle Zoom üzerinden 30 dakikalık toplantı yapıyorum. Hatta bunun adına “kabine toplantısı” adını koyduk. Ben işin Ürün Geliştirme, Pazar Yeri Yönetimlerini, Kampanyaları Planlama kısmını yapıyorum. Ekibimiz de operasyon tarafını yönetiyor.
Ek olarak bu işi kurarken arka planda ciddi partnerlerim oldu. Örneğin, Reşit Utandı beyin hem analitik zekası, hem de her işi Dijital ortamlarda yapacağımız sistemi kurması da işimi epeyce kolaylaştırdı.
İmalat mı zor, satış mı?
Tabi Uşak’ta kapalı alan 100 dönümden fazla ve 1500 çalışan emekçimiz var. Bütün üretim süreçlerinin planlanması ve iş akışının kesilmemesi gerekiyor. İçerde profesyonel, deneyimli güçlü bir ekibimiz işimizi kolaylaştırıyor. Firmamız ISO ilk 500 , FORTUNE500, Anadolu500 listesinde yer alıyor. Yatırımlarımız devam ediyor, insanlara iş-aş imkanı sağlamanın keyfi başka; kesinlikle İmalat daha zor.
Ürün yelpazeniz gördüğüm kadarı ile geniş. Alanında marka olan bir ürünler satıyorsunuz ? Bu durumun kolay veya zorlukları nedir?
Açıkçası zor bir tarafı yok, sadece aynı marka ürünler birçok satıcı tarafından zaman zaman online pazarda agresif fiyatlara satılıyor. Buna üzülüyorum.
Kolay yanı o kadar çok ki; bunun için ayrı bir röportaj yapmak gerekir. Sadece size şunu söyleyeyim. Arkanı kocaman bir imalatçı fabrikaya yaslayıp, pazara giriş yapmak pazarda hamleler yapabilmek harika bir duygu!
Dijital e-Ticarette Türkiye ne aşamada. Aldığı yol yeterli mi?
Ben Türkiye’yi inanın çok seviyorum. Özellikle başka ülkelerde uzun süreli kalışlarımda bunu çok hissederim. Bana göre Türkiye fırsatlar ile dolu bir ülke. Bunun kıymetini bilmek gerek. Şu an, Dijitalleşmenin emekleme aşamasındayız belkide, alınacak çok yol, ciddi potansiyel de var. Bunu uzun uzun anlatmak isterim başka zaman.
Kısaca; Dijital Pazarda Çin ve Amerika’nın 10 sene gerisinden geliyoruz. Buna seviniyorum neden mi? İşte tam olarak fırsat bunun arkasında yatıyor. Üreten bir ülkeyiz en başta hem de her sektörde. Dijital sektörü için de yetişen bir nesil geliyor. Bence 10 sene içinde online sektör Türkiye’nin önemli bir gelir kaynağı olacak. Biz tüm ürünlerimizi internetten Dünya’nın öbür ucuna göndereceğiz. Hem de milyonlarca adet!
İleriye yönelik ne gibi planlarınız var ?
Aslında üstteki soruyu tamamlar nitelikte bir cevap vereceğim. Önümüzde planımız belli :
e-ihracat, e-ihracat ve e-ihracat

İlginizi Çekebilir
Erol Taşdelen
İsrail-İran Savaşı: Tezler, Stratejiler, Dersler ve Uluslararası Kurumların Sınavı

Yayınlanma:
21 saat önce|
22/06/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Orta Doğu’da uzun süredir devam eden gerilimin adı haline gelen İsrail ve İran arasındaki çatışma, son dönemlerde doğrudan askeri karşılaşmalara evrilecek kadar tehlikeli bir boyut kazandı. Şam’daki İran diplomatik temsilciliğine düzenlenen İsrail saldırısı ve ardından İran’ın doğrudan misillemesiyle taraflar ilk kez bu kadar açık şekilde birbirini hedef aldı. Bu makalede, tarafların öne sürdüğü tezler, uyguladıkları stratejiler, bu çatışmalardan çıkarılması gereken dersler ve uluslararası kurumların bu süreçteki performansı değerlendirilmektedir.
1. Tarafların Tezleri
İsrail’in Tezleri
-
Meşru Müdafaa Hakkı: İsrail, İran’ın vekil unsurlar (Hizbullah, Hamas, Husiler) aracılığıyla İsrail’e saldırdığını savunmakta ve buna karşı doğrudan İran hedeflerine müdahaleyi meşru görüyor.
-
Nükleer Tehdit: İran’ın nükleer silah elde etme çabası, İsrail açısından kırmızı çizgi olarak görülüyor.
-
Bölgesel Kuşatma Algısı: İran’ın Suriye, Lübnan ve Gazze üzerinden İsrail’i kuşatma stratejisine karşı refleks geliştirildiği belirtiliyor.
İran’ın Tezleri
-
Filistin’e Destek: İsrail’in Filistin topraklarındaki uygulamalarını “işgal” olarak niteleyen İran, direniş hareketlerini desteklemenin meşru bir hak olduğunu savunuyor.
-
Bölgesel Savunma: İsrail ve ABD’nin kendisine karşı ittifaklar kurduğunu, bu durumun İran’ı savunmaya ittiğini öne sürüyor.
-
Diplomatik Saldırıya Misilleme: Şam’daki konsolosluğun vurulmasını doğrudan İran’a savaş ilanı olarak kabul ederek, misilleme hakkını kullandığını iddia etti.
2. Uygulanan Stratejiler
İsrail’in Stratejisi
-
Hedef Odaklı Operasyonlar: Vekil aktörler yerine İran’ın askeri ve nükleer altyapısına nokta operasyonlar yapıldı.
-
İstihbarat Gücü: Mossad ve askeri istihbaratla hedef tespiti konusunda üstünlük sağlandı.
-
ABD ile Koordinasyon: ABD’nin koşulsuz desteği ile uluslararası arenada yalnız kalmama stratejisi benimsendi.
İran’ın Stratejisi
-
Kontrollü Misilleme: 300’e yakın füze ve İHA ile doğrudan saldırı yapılmasına rağmen, geniş çaplı savaştan kaçınıldı.
-
Vekil Güçler Üzerinden Baskı: Hizbullah, Hamas ve Husiler vasıtasıyla İsrail’in farklı cephelerde meşgul edilmesi sağlandı.
-
Uluslararası Mesaj Verme: Sınırlı saldırıyla, caydırıcılık oluşturulmaya çalışıldı; ancak kriz büyümesin diye ölçülü kalındı.
3. Alınacak Dersler
Askeri ve Teknolojik Perspektiften
-
Hibrit Savaş Gerçekliği: Modern savaşlar, doğrudan değil, vekil aktörler ve teknolojik araçlar üzerinden yürütülüyor.
-
İHA ve Füze Savaşları: İran’ın İHA kullanımı, İsrail hava savunmasının sınırlarını gösterdi.
-
Caydırıcılığın Yeni Ölçütleri: Artık caydırıcılık sadece askeri üstünlükle değil, teknolojik ve diplomatik uyumla sağlanıyor.
Bölgesel ve Küresel Perspektiften
-
İttifaklar Yeni Döneme Giriyor: Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkeler açık pozisyon almaktan kaçındı, bu da bölgesel kartların yeniden karıldığını gösteriyor.
-
Enerji Güvenliği Riski: Hürmüz Boğazı gibi stratejik geçişlerin riski, küresel enerji piyasasını etkiledi.
-
Nükleer Tehdit Gündemde: İran’ın nükleer programı, yeniden diplomatik ve askeri çözüm arayışlarını tetikledi.
4. Uluslararası Kurumların Rolü
Birleşmiş Milletler (BM)
-
Yetersiz Kaldı. Güvenlik Konseyi tarafları sadece itidale çağırabildi; bağlayıcı adımlar atılamadı. ABD’nin vetosu İsrail lehine oldu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)
-
Sessizliğe Büründü. Konsolosluk saldırısı ve sivil kayıplar gibi ciddi meselelerde somut bir inceleme başlatılmadı.
Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları
-
Raporlar Yayınlandı ama Etkisizdi. İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Af Örgütü gibi kurumlar çağrılar yaptı ancak diplomatik etki oluşturamadı.
İsrail ile İran arasındaki bu çatışma, klasik savaş paradigmasının dışına çıkan, hibrit ve vekil unsurlarla örülmüş yeni nesil çatışmalara örnek teşkil etmektedir. Teknolojinin, istihbaratın ve diplomatik koordinasyonun öne çıktığı bu yeni dönemde, uluslararası kurumlar mevcut refleksleriyle yetersiz kalmaktadır. Bu kriz, sadece İsrail ve İran için değil, tüm bölge ve dünya barışı açısından çok yönlü derslerle doludur.
Erol Taşdelen
Türkiye’de Ekmek Üretimi: Katkı Maddeleri, Genetik Müdahaleler ve Kimyasal İşlemler

Yayınlanma:
2 gün önce|
21/06/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Ekmek, binlerce yıldır sofraların temel besin kaynağıdır. Ancak günümüzde tüketilen ekmeklerin içeriği, üretim yöntemi ve hammaddeleri geçmişe kıyasla oldukça değişmiştir. Türkiye’de ekmek üretimi Tarım ve Orman Bakanlığı denetiminde yapılsa da, bazı katkı maddeleri ve endüstriyel yöntemler nedeniyle halk sağlığı açısından endişeler gündeme gelmektedir. Bu yazıda, Türkiye’deki ekmeklerde kullanılan katkı maddeleri, buğdayın genetik yapısıyla ilgili gelişmeler ve ekmek üretiminde uygulanan kimyasal işlemler ele alınacaktır.
1. Ekmeklere Katılan Maddeler Nelerdir?
Türkiye’de satılan ekmeklerin büyük bölümü, sadece un, su, maya ve tuzdan ibaret değildir. Özellikle endüstriyel üretimde yaygın şekilde katkı maddelerine başvurulmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:
-
Askorbik Asit (E300): Hamurun dayanıklılığını artırmak için kullanılır.
-
Emülgatörler (E471, E472): Hacim artırıcı ve yumuşatıcı etki sağlar.
-
Enzimler: (amilaz, proteaz gibi) Ekmek içi yumuşaklığını ve raf ömrünü artırır.
-
Şeker ve Glikoz Şurubu: Renk ve tat verici olarak kullanılır.
-
Soya Unu ve Süt Tozu: Kıvam ve besin değeri açısından katkı sağlar.
Bu katkılar sayesinde daha hacimli, daha parlak ve uzun süre bayatlamayan ekmekler üretilmektedir. Ancak bunların sürekli tüketimi, özellikle hassas bireylerde sindirim sorunlarına neden olabilir.
2. Buğdayın Genetiği ile Oynandı mı?
Türkiye’de GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizma) buğday üretimi yasaktır. Ancak bu, buğdayın tamamen doğal olduğu anlamına gelmez. Modern tarımda yaygın olan hibrit ve ıslah edilmiş buğday türleri, genetik müdahale olmaksızın yüksek verimli ve dayanıklı çeşitler oluşturmak amacıyla laboratuvar ortamında seçilmiştir.
Özellikle 1950 sonrası yaygınlaşan “cüce buğday” türleri, geleneksel buğdaylara göre daha kısa boylu, verimli ve glüten oranı yüksek çeşitlerdir. Bu tür buğdaylar, özellikle ekmeklik un üretiminde yaygın olarak kullanılmakta, ancak yüksek glüten içeriği nedeniyle sindirim sorunları ve gluten intoleransı gibi sağlık şikayetlerinde artışa neden olmaktadır.
3. Kimyasal İşlemler ve Endüstriyel Teknikler
Modern ekmek üretimi, geçmişin geleneksel yöntemlerinden oldukça uzaktır. Endüstriyel üretim süreçlerinde uygulanan bazı işlemler şunlardır:
-
Unun Beyazlatılması: Bazı ülkelerde (ve geçmişte Türkiye’de de) benzoil peroksit gibi kimyasallar kullanılmıştır. Günümüzde Türkiye’de bu tür kimyasalların kullanımı kısıtlıdır.
-
Hızlandırılmış Fermantasyon: Geleneksel ekmeklerde maya 6-8 saatlik uzun fermantasyonla çalışırken, fabrikasyon ekmeklerde bu süre 30-60 dakikaya kadar indirilebilmektedir. Bu da sindirimi zorlaştırabilir.
-
Yüksek Isı ve Kısa Süreli Pişirme: Raf ömrünü uzatmak ve üretimi hızlandırmak için yüksek ısıda kısa sürede pişirme yöntemleri tercih edilir. Bu, besin değerini azaltabilir.
-
Yumuşaklık İçin Katkılar: Raf ömrünü uzatmak ve bayatlamayı geciktirmek için kimyasal yumuşatıcılar, enzim karışımları ve katkı maddeleri kullanılır.
4. Halk Sağlığı ve Eleştiriler
-
Halk ekmek gibi kamu kurumlarının ürettiği ekmekler daha güvenli kabul edilse de, katkı maddesiz değildir.
-
Ucuz ekmek üretiminde kalitesiz un, fazla katkı maddesi ve hızlı üretim döngüsü nedeniyle sindirim sorunları ve sağlık riskleri artabilir.
-
Özellikle çocuklar, yaşlılar ve hassas bünyeli bireyler için bu katkıların uzun vadeli etkileri dikkatle incelenmelidir.
5. Daha Sağlıklı Ekmek Tüketimi İçin Öneriler
-
Ekşi mayalı ve uzun süre fermente edilmiş ekmekler tercih edilmelidir.
-
Tam buğday unu veya taş değirmende öğütülmüş un kullanılarak yapılan ürünler besin değeri açısından daha zengindir.
-
Katkı maddesi içermeyen, güvenilir butik fırınlardan ya da köy fırınlarından alışveriş yapılabilir.
-
Etiket okuma alışkanlığı geliştirilmelidir. “Un, su, maya, tuz” dışında çok sayıda içerik varsa uzak durulmalıdır.
Ekmek, basit bir besin gibi görünse de üretim sürecinde kullanılan maddeler ve buğdayın yapısal değişimleri nedeniyle sağlık üzerinde önemli etkiler oluşturabilir. Türkiye’de GDO’lu buğday kullanılmıyor olsa da, modern tarım ve endüstriyel üretim süreçleri buğdayın doğallığını tartışmalı hale getirmiştir. Katkı maddeleriyle raf ömrü uzatılmış, hacim artırılmış, estetik olarak cazip hale getirilmiş ekmekler, besin değerinden ve sindirim kolaylığından uzaklaşabilmektedir. Bu nedenle, bilinçli tüketici tercihi her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.
Erol Taşdelen
Eşler Arasında Finansal İhanet: Aileyi Sessizce Yıkan Tehlike

Yayınlanma:
2 gün önce|
21/06/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Aile içinde güven sadece duygusal sadakate değil, maddi şeffaflığa da dayanır. Ancak bazı çiftler arasında, dışarıdan görünmeyen ama ilişkinin temelini sarsan bir ihanet türü yaşanır: Finansal ihanet.
Bu yazıda finansal ihanetin ne olduğu, hangi biçimlerde ortaya çıktığı, aile üzerinde nasıl etkiler yarattığı ve nasıl önlenebileceği üzerinde duracağız.
Finansal İhanet Nedir?
Finansal ihanet, eşlerden birinin diğerinden gelir, borç, harcama ya da yatırım bilgilerini saklaması, mali kararlarda tek taraflı ve gizli hareket etmesi anlamına gelir. Bu davranış biçimi, evlilikteki güven bağını derinden sarsar ve duygusal sadakatsizlik kadar yıkıcı sonuçlar doğurabilir.
Finansal İhanetin Biçimleri
Finansal ihanet farklı şekillerde kendini gösterebilir:
-
Gizli kredi kartları: Eşten habersiz alınan ve yüksek harcamalara neden olan kartlar.
-
Gizli gelirler: Ek gelirlerin ya da primlerin gizlenmesi.
-
Gizli borçlar: Krediler, kefaletler ya da riskli borçların saklanması.
-
Kontrol dışı harcamalar: Pahalı alışverişlerin, kumar veya bağımlılık harcamalarının gizlenmesi.
-
Varlık saklama: Altın, döviz, borsa yatırımları gibi varlıkların eşten gizlenmesi.
Neden Yapılır?
Finansal ihanetin arkasında genellikle şu motivasyonlar yatar:
-
Güvensizlik: Eşin para yönetme becerisine güvenmeme.
-
Kontrol arzusu: Ekonomik gücü elinde tutma isteği.
-
Bireysel özgürlük arayışı: Bağımsız maddi hareket alanı oluşturma çabası.
-
Kötü alışkanlıklar: Kumar, alışveriş bağımlılığı gibi bağımlılıklar.
-
İletişim eksikliği: Maddi konularda yeterince konuşmama ve ortak dil kuramama.
Aile Üzerindeki Etkileri
Finansal ihanet sadece iki eş arasında değil, tüm aile üzerinde olumsuz etkilere neden olur:
1. Güven Krizi
Eşlerin birbirine olan güveni zedelenir. Duygusal uzaklaşma başlar.
2. Sürekli Tartışmalar
Harcamalar ve borçlar üzerine bitmeyen tartışmalar ortaya çıkar. İletişim bozulur.
3. Ekonomik Sarsıntı
Gizli borçlar ya da savurgan harcamalar aile bütçesini çökertir. Kredi notları düşebilir, icra süreçleri başlayabilir.
4. Çocukların Psikolojisi
Evdeki stresli ortam çocuklara da yansır. Güvensizlik ve kaygı gelişebilir.
5. Boşanma Riski
Finansal ihanet birçok boşanma davasında gerekçe olarak gösterilir. Özellikle tekrar eden vakalar ilişkiyi kurtarılamaz hale getirebilir.
Nasıl Önlenir?
✅ Şeffaf Finansal İletişim Kurun
Harcamalar, gelirler ve borçlar hakkında açık konuşulmalı. Aile bütçesi birlikte yapılmalı.
✅ Ortak Hesap ve Bilgilendirme
Erişimi her iki tarafın da sağladığı ortak hesaplar kullanılmalı. Gizli işlem yapılmamalı.
✅ Finansal Danışmanlık
Profesyonel destekle aile bütçesi yeniden düzenlenebilir.
✅ Evlilik Terapisi
Güven kaybı büyükse, ilişkisel destek alınmalı.
✅ Finansal Eğitim
İki taraf da bütçe yapmayı, tasarrufu ve yatırım bilincini geliştirmeli.
Finansal ihanet, evliliklerde görünmeyen ama en yıkıcı krizlerden biridir. Güveni ve ekonomik düzeni sarsarak aile birliğini tehdit eder. Bu nedenle çiftler, maddi konularda dürüstlük ve açıklık ilkesini temel prensip haline getirmelidir.
Unutulmamalı ki, bir evliliği sadece aşk değil; ekonomik sadakat de ayakta tutar.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (844)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.141)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (450)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.852)
- GÜNCEL (3.217)
- GÜNDEM (3.194)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.245)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.054)
- Ali Coşkun (23)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (64)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (34)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (7)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Aşırı Düşünmenin Zararları: Zihni Tutsak Eden Sessiz Tehlike

Yapay Zekâ Müşteri Temsilcileri Şivenizle Konuşacak

Yapı Kredi emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon sunuyor

GAZİANTEP OSB’de 5 günde 7 firma Konkordato aldı

HÜRMÜZ BOĞAZI KAPANIRSA NE OLUR?

İsrail-İran Savaşı: Tezler, Stratejiler, Dersler ve Uluslararası Kurumların Sınavı

Trump: ABD’nin saldırıları İran’ın nükleer tesislerini yok etti

UŞAK’ın en köklü Market Zinciri EGEŞOK Konkordato aldı

Siyasi Gerginlik Ekonomiyi Geriyor: Reel Sektör Nefes Alamıyor!

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

KİL VE BENTONİT TESİSLER NE İŞE YARAR?

Tennis Istanbul Open 2025 Şirketler Arası Tenis Turnuvası başladı

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

Kriz mi Dediniz? Yeni Başlangıçlar İçin En Doğru Zaman!
- Son dakika: Süper Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 22 Haziran 2025 Pazar akşamı Süper Loto bilet sonucu sorgulama ekranı! 22/06/2025
- Son dakika: Bugünkü Şans Topu çekilişi sonuçları belli oldu! 22 Haziran 2025 Şans Topu bilet sonucu sorgulama ekranı! 22/06/2025
- ASGARİ ÜCRET ZAMMI SON DAKİKA: Asgari ücrete ara zam gelecek mi? Asgari ücret ara zammı ne kadar olacak? 22/06/2025
- SON DAKİKA ÇILGIN SAYISAL LOTO SONUÇLARI 21 HAZİRAN 2025 | 377.594.169 TL büyük ikramiyeli Çılgın Sayısal Loto sonuçları nasıl öğrenilir? 22/06/2025
- Bakan Kurum açıkladı: Deprem konutları teslimatında 250 bini aştık, asrın imar seferberliği hızla sürüyor 21/06/2025
- Bakan Bayraktar: Enerji sektörümüz oldukça güçlü ve dayanıklı durumda 21/06/2025
- Borsada en çok kazandıran ve kaybettiren hisseler belli oldu 21/06/2025
- Altın ABD-İran gerilimiyle yükseldi 23/06/2025
- Trump: Rejim İran'ı tekrar büyük yapmıyorsa neden rejim değişikliği olmasın? 23/06/2025
- Ekonomi ve siyaset gündemi - 23 Haziran 2025 23/06/2025
- Resmi Gazete'de bugün (23.06.2025) 22/06/2025
- Rusya’nın BM Temsilcisi: ABD Pandora’nın kutusunu açtı 22/06/2025
- BM: ABD’nin saldırısı bölge için tehlikeli bir dönüm noktası 22/06/2025
- İran’dan ABD’ye misilleme kararı 22/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı