ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
BÜLTEN: USDTRY: Bu âşk fazla sana #14MayısSeçimleri

Yayınlanma:
2 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
- 14 Mayıs 2023 tarihinde Türkiye seçimlere gidiyor. Seçim sonucunda bağımsız olarak, uygulanan politikalar neticesinde ‘değerli’ olan Türk Lirasında hatırı sayılır bir değer kaybı yaşanma ihtimalinin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bu görüşümüzü spekülatif bir yaklaşımdan ziyade bir gereklilik olarak görüyoruz. Nedenlerini ise dilimizin döndüğünce aşağıda sıralayacağız.
- Türkiye Ekonomi Modeli (TEM) adı altında devreye alınan yeni politikalar, Türkiye ekonomisinde ciddi anlamda ‘türbülans’ yarattı. İhracat, ihracat, ihracat sloganı ile çıkılan yolda, Cumhuriyet tarihinin en büyük dış ticaret açığının verildiğini görüyoruz. Bu hafta açıklanan verilere göre, dış ticaret açığı yılın ilk çeyreğinde yaklaşık 35 milyar dolar ile rekor kırdı. Bu denli büyük bir dış ticaret açığı, uygulanan politikaların hatalı kurgulandığını gösterirken, döviz talebini de artırıyor!
- Öte yandan, TÜİK’in açıkladığı makro ekonomik veriler ile sokağın ruh hâli arasında da ciddi bir fark oluşmaya başladığını ve bunun da beraberinde güven kaybı yarattığını söylemek gerekiyor. Yine bu hafta açıklanan enflasyon verilerine göre, Türkiye ile KKTC arasında giyim ve ayakkabı enflasyonu grubundaki uçurum daha da açıldı. Yıllık olarak Türkiye’de söz konusu grupta enflasyon %17,3 artarken, KKTC’de ise %99,3 artış kaydetti.
- TCMB’nin reel efektif kur hesaplamasında baz aldığı resmî TÜFE enflasyon verisinin gerçek hayattaki enflasyonun çok gerisinde kaldığını ve TL’deki reel değerlenmenin açıklanan rakamların çok ötesinde olduğunu düşünüyoruz. Son açıklanan verilere göre, TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru 2021 Eylül ayından bu yana en değerli seviyeye ulaştı.
- Otoritenin döviz kurunu belli bir bant içerisinde sabit tutma isteğinin arkasında yatan dinamiği de anlayabiliyoruz. Bir tarafta, Türk insanı, ekonominin gidişatını tıpkı çocuğun ateşini ölçer gibi döviz kuru üzerinden barometre misali ölçerken, kurun göreceli olarak sakin kalması tüketici güveninin de artmasına neden oluyor. Demek ki, Türkiye’de döviz kurunu ‘basit’ bir kurdan ziyade, iktidardaki mevcut yönetimin başarısı ile kuvvetli bir ilişki arz ediyor. Lâkin, kurun yükselişinin yavaşlatılmasının şifa etkisi kadar yan etkisinin de olduğu unutulmamalıdır: TL’nin bu sefer de değerli kalması, son dönemlerde gerek ihracatçı gerekse de turizmcinin rekabet avantajlarını kaybetmelerine neden olduğunu sektören gelen serzenişler ile gözlemliyoruz. Bir dip not düşmek gerekirse, AKP’nin son 20 yılda kazandığı seçimlerin hepsinde tüketici güveni (endeks değeri) 90 ve üzerindeydi. TÜİK’in açıkladığı son veriye göre tüketici güven endeksi 80,1 seviyesinde.
- Döviz kurunun bilinçli bir şekilde baskı altında tutulması, TCMB’nin rezervlerinin de baskı altında kalmasına neden oluyor. TCMB’nin net döviz pozisyonu en iyi zamanında (artı) 57 milyar dolar olduğu düşünülürse, son güncel rakamlara göre yaklaşık (eksi) 60 milyar dolar seviyesine geriledi. Daha basit bir anlatımla, TCMB’nin döviz cinsinden borçları, varlıklarından yaklaşık 60 milyar dolar daha fazla olması, kısa vadede idare edilebilir bir durum olmakla birlikte uzun vadede sürdürülebilir olmadığını düşünüyoruz.
- Öte yandan, enflasyonun baz etkisi ile gerilediği bir ortamda bile %50’nin üzerinde olmasına rağmen, Türkiye bir süredir ortodoks olmayan ekonomi politikaları uygulayarak tüm dünya mersine giderken tersine giderek faizleri indirmek suretiyle ekonomiyi desteklemeye çalışıyor. Her ne kadar kredi büyümesi tüketici güvenini canlandırsa da, arka planda reel faizin derinlemesine eksi olması, borçlanıp tüketmeyi de teşvik ediyor. Tüketimin de canlı olması dönüp dolaşıp hem cari açığı hem de enflasyonu körüklüyor. TCMB verilerine göre 2022 yılında cari işlemler açığı 48 milyar dolar oldu. Bu rakam, 2013 yılından bu yana en yüksek açık anlamına gelirken, uygulanan hatalı politikalar nedeniyle her ay daha da büyüyor!
- 2021 Aralık ayında kurun ateşini almak için devreye alınan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabının güncel stok bakiyesinin yaklaşık 1,7 trilyon TL (89 milyar dolar) ile tüm zamanların zirvesine yükseldi. KKM’nin son 13 haftada yaklaşık 16 milyar dolar artış kaydettiğini de not edelim. Kurun yükseliş kaydetme potansiyeli, kamu maliyesi üzerinde de finansal bir risk olarak tüm çıpkalığı ile dukuruyor. Yabancının uzun bir süredir ‘büyük göç’ ile TL varlıklardan koşar adım uzaklaştığını da not etmek gerekiyor. Son 15 aylık zaman diliminde, Borsa İstanbul’da mütemadiyen pozisyon azaltan yabancı yatırımcı, hisse senetlerinden 5 milyar dolar çıkardı. Portföy yatırımları tersine dönmüş durumda! Son yıllarda, yabancı yatırımcının gayrimenkul alımı dışında doğrudan yatırım eksikliği çok açık bir şekilde kendisini gösteriyor. Döviz ihtiyacının hızla arttığı bir dönemde yabancının Türk Lirası varlıklara yönelik küskünlüğü, ‘hatalı’ politikaları sürdürmede ısrarcı olunması durumunda beraberinde ödemeler dengesi cephesinde de sorunlara neden olabilme potansiyeli taşıdığını düşünüyoruz.
- Yukarıda değindiğimiz noktaların ötesinde, düşük faiz ısrarı ve aynı zamanda döviz kurunu da ‘tutabilme’ arzusu piyasa dostu olmayan bazı yöntemlerin de artmasına neden oldu: Son dönemlerde ikili faiz ve ikili kur mekanizmalarının oluşmaya başladığını görüyoruz. TCMB’nin %8,5 olan politika faizinin aksine KKM’de tavan faizin kalkması ile mevduat faizleri %30’lu seviyelere yükselirken, bankacılık sektörü faiz makasının da iyice terse döndüğünü görüyoruz. Örneğin, ticari kredi faizleri ile 3 aya varan TL mevduat faizleri arasındaki makas neredeyse %15 kadar mevduat lehine açıldı. Bankalar arası piyasa ile ‘Çarşı’ arasındaki döviz kuru makasının da her geçen gün daha da arttığını gözlemliyoruz. Rasyonel olan bir ekonomide böyle ‘ikili’ bir tablonun bir daha görülmesinin zor olduğunun altını kalın kalın çizmek isteriz.
- Öte yandan, hem kurumsal müşterilerin hem de bireylerlerin dövize ulaşımı her geçen gün zorlaşırken (ertelenmiş büyüyen bir bir talep), otorite bankalardan döviz satarken ciddi oranda makas açmalarını da talep ediyor. Yurtdışına transferlerde ve krediye erişimde de ciddi zorluklar yaşanıyor. Bankalara tek haneye inmiş faiz oranları ile uzun vadeli devlet tahvil almak zorunda bırakılırken, sistemin zorlanmaya başladığını çok açık bir şekilde görebiliyoruz.
- Yukarıda sıraladığım konuların ortak paydasının pek de sevimli bir tabloya işaret etmediği aşikâr. Türkiye’nin döviz ihtiyacının son derece arttığı bir dönemde özellikle döviz kurunu ‘tutma’ çabasının hem zorlaştığı hem de her geçen gün daha da maliyetli bir hâl aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu nedenle, seçimlerden sonra, seçimi kimin kazandığından bağımsız bir şekilde döviz kurunda radikal nitelikte yukarı yönlü bir hareket yaşanacağı düşünüyoruz. Kamunun çakılı defans oynamaktan vaz geçmesi ve kurun serbest bırakıldığı bir ortamda, arz ve talebin tam olarak nerede kesişeceğini tam olarak bilemiyoruz.
- Mehmet Şimşek önderliğinde yeni bir ekonomi takımından son günlerde söz edilse de, Erdoğan’ın yeniden seçilmesi hâlinde, yukarıda ortodoks nitelikte olmayan politikaların devam edeceğini düşünüyoruz. Lâkin, kur ile tüketici güveni arasında var olan ilişkinin seçime kadar amacına ulaşması ve Türk Lirası’nın değerli olmasının getirdiği sorunlar nedeniyle kamunun defans oynamaktan en azından bir süreliğine vazgeçmesi gerekliliğine kesin gözüyle bakıyoruz. Daha basit bir yaklaşımla, döviz kurunun serbest bırakılmasının artık şart olduğunu düşünüyoruz. Geçmiş tecrübenin ışığıda, Türkiye’de kur krizlerinde kurun ‘patlayarak’ yükseldiğini de çok iyi biliyoruz. TCMB’nin döviz rezervlerinin ne kadar kırılgan olduğu da göz önüne alınırsa, ekonominin daha kapalı bir noktaya gitmeyeceği varsayımıyla, iktidarın ortodox olmaya politikalarda ısrarından geri adım atıp normalleşmeye yönelmek zorunda kalacağını öngörüyoruz. Diğer seçeneği ise şimdilik düşünmek bile istemiyoruz.
- Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanması durumunda ise, para politikasının yeniden ortodox bir zeminde hızla ilerleyeceğine kesin gözüyle bakıyoruz. TCMB’nin ‘gerekeni’ yapacağından hareketle politika faizinin ilk etapta antibiyotik tedavisi ile hızla %30-35 bandında çıkarılacağını düşünüyoruz. Geçmiş dönemde yukarıda daha sayamadığımız ve hastaya verilen pek çok ilacın bir anda kesilmesinin de mümkün olmayacağını not etmek gerekiyor. Belki pek çok kez tekrar etmiş olabiliriz ama TL’nin değerli olması nedeniyle döviz kurunun ilk etapta yukarı yönlü sert bir şekilde hareket etmesinin de kaçınılmaz olduğunun yeniden altını çizmek istiyoruz. Bu noktada şunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Seçimin Kılıçdaroğlu’nun kazanması veya 28 Mayıs tarihinde ikinci tura kalması veya devir teslim için gereken süre zarfında kamunun kuru savunmayı bırakması durumunda ise USDTRY kurun sert bir şekilde yükseleceği ve ertelenen döviz alım isteğinin realize olacağı düşünyoruz. Böyle bir durumu, endişe edildiğinin aksine olumlu olarak yorumluyoruz. Türk Lirası’nın rekabetçi bir seviyeye getirilmeden atılacak her türlü adım dış ticaret dengesinde var olan bozukluğu gideremeyeceği gibi yabancı yatırımcının TL varlıklarla olan küskünlüğü de iyileştirmeyecektir. Yabancı yatırımcıların yeniden tahvil piyasasına ilgi gösterebilmesi için (döviz satıp TL alması) mevcut kur ve faiz hadlerinin yeterli olmadığını düşünüyoruz. Enflasyonun doğru ölçülemediği görüşünden hareketle, kurun tam olarak denge noktasına nerede ulaşacağını bilemediğimiz gibi, mevcut seviyelerin %25 üzeri yani 24-25 aralığının USDTRY kuru için makul bir seviye olacağını öngörüyoruz.
- Normalleşmiş bir para politikası, hak, hukuk gibi temel kavramların yerli yerine gelmesi, dahası Türkiye ekonomisi için şu an en önemli sorun olan güven, kredibilite ve öngörülebilirlik eksikliğinin giderilmesi durumunda, yabancı kaynaklı girişlerin ivme kazanarak döviz kurunu aşağıya doğru baskılayabileceği düşünüyoruz. Böyle bir durumda, TCMB’nin ana sorunun bu sefer de hızla gerilemeye yüz tutan döviz kuru olacağını; böyle bir durumda, döviz alımına giderek erimiş olan döviz rezervlerini yeniden tesis edeceğine kesin gözüyle bakıyoruz.
- Kısa vadede belki pembe bir tablo çizmiş olsak da, enflasyonun mevcut şartlarda hemen gerilemeyeceği, Kılıçdaroğlu hükümetinin çok başlı bir yapıdan oluşması nedeniyle süreç ilerlese de aksamaların yaşanacağı, dahası zaman ilerledikçe ortodoks olmayan politikaların neden olduğu tahribatın giderilmesi bağlamında bir faturanın ortaya çıkacağı ve bunun da kısa vadede yakalanacak ılık bahar rüzgârlarını tersine çevirme ihtimali taşıdığının altını çizmemiz gerekiyor.
- Yukarıdaki senaryolara ilaveten, İstanbul Belediye seçimlerinde yaşananların da tekrar etme ihtimali yatırımcılar arasında konuşuluyor. Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sonuçlarına itiraz edeceği bir durumun ‘kaotik’ sonuçlar doğurabileceğini göz ardı etmezken, Kılıçdaroğlu’nun kazandığı veya ikinci turda kazandığı veya koltuğa oturana kadar geçecek ‘sürenin’ bir miktar beraberinde ‘sıkıntılı’ olabileceğini de göz ardı etmiyoruz. Sonuç itibariyle, oyun değiştirici bir seçim sürecine artık gün sayarken, her senaryoda döviz kurunda ve faiz hadlerinde hatırı sayılır oranda bir yükseliş olacağını öngörüyoruz.
İKTİSATBANK
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

Yayınlanma:
2 gün önce|
25/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Kitap Künyesi
-
Kitap Adı: Nasıl Yatırım Yapılır?
-
Alt Başlık: Kişisel Yatırımın Cesur ve Yeni Dünyasına Yolculuk
-
Yazarlar:
-
Peter Stanyer
-
Masood Javaid
-
Stephen Satchell
-
-
Çevirmen: S. Cem Çiloğlu
-
Yayınevi: The Economist Books / Türkçe baskı: Epsilon yayınevi
-
Dil: Türkçe (Orijinal dil: İngilizce)
-
Kapsam: Yatırımın temellerinden başlayarak kişisel finans, portföy yönetimi, risk dağılımı ve yeni nesil yatırım araçlarına kadar geniş bir perspektif sunar.
-
Hedef Kitle: Yatırıma yeni başlayacak bireyler, kişisel finansına yön vermek isteyenler ve stratejik portföy oluşturmak isteyen yatırımcılar.
İçerik Özeti
-
Yatırımın Temel İlkeleri
-
Risk ve Getiri Dengesi
-
Portföy Teorisi
-
Fon Seçimi ve Dağılımı
-
Alternatif Yatırım Araçları (ETF’ler, tahviller, emtialar, kripto varlıklar)
-
Yatırım Psikolojisi ve Karar Alma Süreçleri
-
Güncel Piyasa Gelişmeleri ve Etkileri
“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti
1. Yatırımın Temelleri
Kitap, yatırımın amacını net şekilde tanımlayarak başlar: paranın zaman içindeki değerini korumak ve artırmak. Yatırımcılar için temel kavramlar olan risk, getiri, zaman ufku, likidite gibi konular ele alınır.
📌 Ana fikir: Her yatırım bir risk içerir; önemli olan bu riski bilinçli şekilde yönetebilmektir.
2. Portföy Oluşturma ve Risk Dağılımı (Diversifikasyon)
Yazarlar, yatırımcılara tüm yumurtaları aynı sepete koymamaları gerektiğini anlatır. Portföy oluştururken farklı varlık türleri arasında dağılım yapmanın önemi vurgulanır: hisse senetleri, tahviller, nakit, emtialar, alternatif yatırımlar gibi.
📌 Ana fikir: Sağlam bir yatırım stratejisi; çeşitlendirme, maliyet bilinci ve hedefe uygunlukla mümkündür.
3. Varlık Sınıfları ve Araçlar
Bu bölümde yatırım yapılabilecek başlıca varlıklar detaylı şekilde anlatılır:
-
Hisse senetleri: Uzun vadede büyüme sağlayan ama dalgalı ürünlerdir.
-
Tahviller: Daha düşük riskli, ama sınırlı getirili.
-
Nakit ve mevduat: Güvenli ama enflasyona karşı kırılgan.
-
Alternatif yatırım araçları: Gayrimenkul, hedge fonları, özel sermaye ve son zamanlarda kripto varlıklar gibi yeni trendler.
📌 Ana fikir: Her varlık sınıfının risk-profili farklıdır ve yatırımcının hedeflerine göre seçilmelidir.
4. Zaman ve Psikoloji Faktörü
Yatırımcıların en büyük düşmanlarından biri kendileridir. Korku, açgözlülük, sürü psikolojisi gibi duygusal faktörlerin yatırım kararlarını nasıl etkilediği anlatılır. Piyasa zamanlamasının zor olduğu, uzun vadeli düşünmenin önemi vurgulanır.
📌 Ana fikir: Duygusal kararlar yerine disiplinli bir yatırım stratejisi başarı getirir.
5. Yatırım Stratejileri ve Yaklaşımlar
Pasif ve aktif yatırım farkı, endeks fonlarının avantajları, değer ve büyüme yatırımcılığı gibi farklı yatırım stratejileri açıklanır. Ayrıca, yaşa ve gelir seviyesine göre yatırım stratejileri örneklenir.
📌 Ana fikir: Herkesin yatırım stratejisi kişisel durumuna, hedeflerine ve risk toleransına uygun olmalıdır.
6. Geleceğe Hazırlık ve Yeni Trendler
Kitabın son bölümleri geleceğin yatırım dünyasına odaklanır. ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim kriterleri), yapay zeka destekli algoritmalar, robo-danışmanlar, fintech’ler gibi konular ele alınır.
📌 Ana fikir: Yatırım dünyası hızla değişiyor; bilgiye açık ve adapte olabilen yatırımcılar öne çıkacak.
Genel Değerlendirme
Bu kitap, yatırım dünyasına giriş yapmak isteyenler için bilimsel temellere dayalı, pratik ve anlaşılır bir kılavuzdur. Hem yeni başlayanlar hem de stratejisini geliştirmek isteyen yatırımcılar için değerli bilgiler sunar.
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Yayınlanma:
2 gün önce|
25/06/2025Yazan:
BankaVitrini
İran ve İsrail, 12 gün süren çatışmaların ardından Trump’ın aracılığıyla ilan edilen ateşkese büyük ölçüde uyarken, taraflar zafer ilan etse de ateşkesin kırılgan olduğu ve karşılıklı ihlâl suçlamalarının sürdüğü görülüyor. ABD Savunma İstihbarat Teşkilatı’nın ön raporuna göre, Trump’ın “nükleer programı yok ettik” iddiasına karşın İran’ın nükleer kapasitesi yalnızca birkaç ay geriye itildi; yeraltı tesislerin girişleri kapansa da altyapı büyük ölçüde sağlam kaldı. Bu gelişme, Trump’ın İran’a yönelik hava saldırısının başkanlığının en büyük siyasi kumarı olarak görülmesine yol açarken, “sınırlı müdahale ile büyük diplomatik zafer” stratejisinin uzun vadede ters tepebileceği vurgulanıyor. Özellikle Trump’ın kampanya döneminde verdiği “sonsuz savaşlara son” sözleriyle çelişen bu adım, hem MAGA hareketinde kafa karışıklığına neden oldu hem de dış politikada kırılganlık yarattı. Nitekim Reuters/Ipsos anketine göre kamuoyunun sadece %36’sı saldırıyı destekliyor, Trump’ın genel onay oranı ise %41’e gerileyerek ikinci döneminin en düşük seviyesine inmiş durumda.
Dün ateşkesin kırılganlığına dair gelen haber akışlarına rağmen piyasalar, yaşananları bir belirsizlik değil, taşların yerine oturması için gereken bir geçiş süreci olarak yorumladı ve günü iyimser bir havada tamamladı. Jeopolitik tansiyonun düşmesi ve Hürmüz Boğazı’nın kapanmayacağına dair beklentiler, arz endişelerini yatıştırırken, tahterevalli misali hareket eden petrol fiyatları savaş öncesi seviyelere geri döndü. Brent petrolün varil fiyatı %12 gerileyerek 67 dolar seviyesini test etti.
Güvenli liman altın, geçtiğimiz hafta artan risklerle 3,450 doları görmesinin ardından, ateşkes haberiyle birlikte 3,295 dolara kadar geri çekildi ve bu sabah itibarıyla 3,330 dolar seviyesine toparlandı. Altındaki bu düzeltme, gümüş fiyatlarını da baskıladı. On üç yılın zirvesine yürüyen hareketin başlangıç noktası olan 35,25 dolar seviyesi dün bir kez daha test edilse de, bu sabah gümüşün yeniden 36 dolar seviyesine toparladığını görüyoruz. Öte yandan, fiat para sistemine olan güvenin sarsıldığı bu dönemde alternatif değer saklama aracı olarak öne çıkan Bitcoin, 107bin dolar seviyesine yükselerek direnç hattını zorlamaya başladı. Asıl ivmenin ise 113 bin dolar seviyesinin aşılmasıyla hız kazanacağı görüşündeyiz (bakınız grafik).
FED Başkanı Powell, Kongre’de yaptığı yarıyıl sunumunda, henüz faiz indirimine gitmek için acele etmeyeceklerini yineledi. Yaz aylarında gümrük tarifelerinin enflasyonu yukarı çekmeye başlayabileceğini belirten Powell, bu gelişmelerin para politikası kararları açısından belirleyici olacağını vurguladı. Güçlü seyreden işgücü piyasası ve tarifelerin nihai etkisine dair belirsizlik nedeniyle temmuz toplantısı dâhil, kısa vadede faiz indiriminin gündemde olmadığını açıkladı. Powell, FED’in Trump yönetiminin ticaret politikalarına destek ya da karşı durmak gibi bir amacı olmadığını, ancak bu politikaların enflasyon üzerindeki etkisinin dikkatle izlenmesi gerektiğini ifade etti.
Powell’ın ifadeleri, yatırımcıların temmuzda faiz indirimi beklentilerini azaltmasına, bunun yerine eylül ayında bir indirim olasılığını daha fazla fiyatlamasına neden oldu. FED’in mevcut para politikası duruşunu koruduğunu yineleyen Powell, enflasyonun gerçekten sınırlı kalması durumunda faiz indiriminin erkene çekilebileceğini de söyledi. Öte yandan, Trump’ın Powell’a yönelik eleştirileri yeniden gündeme gelirken, Başkan’ın FED’in politika faizini en az 2-3 puan daha düşük seviyeye çekmesi gerektiği yönündeki açıklamaları da dikkat çekti.
Vadeli kontralara göre, FED’den sene sonuna kadar 60 baz puan yani en az iki kez 25 baz puan faiz indirimi fiyatlanıyor. Powell’ın açıklamalarına rağmen son üç haftadır gerileyen 10 yıllık gösterge ABD tahvil faizi %4,30 seviyesini test etti. Dolar zayıflığı ise şiddetini daha da artırdı: DXY 97’li seviyelere kadar gerileyerek son üç yılın en düşük seviyesini test ederken, EURUSD paritesi ise 1,1640 seviyesini test ederek son dört yılın zirvesine yürüdü. Daha basit bir anlatımla, eğer dolar sene başı 100 seviyesinde ise bugün 90 seviyesine gerilerken, EUR ise 112 seviyesine yükseldi!
İsrail-İran savaşında taraflar ateşkesi resmî olarak kabul etmeleri ve petrol fiyatlarının savaş öncesi döneme geri gelmesi Türk mali piyasalarını belirgin derecede olumlu etkiledi. Jeopolitik riskler ve beraberinde artan enerji fiyatlarına paralel Haziran toplantısını pas geçen TCMB’nin Temmuz toplantısında 350 baz puan faiz indirimine gideceğine kesin gözüyle bakılınca, TL ve TL cinsi varlıklara alım geldi. Şöyle ki, savaş süresince negatif etkilenen hisse senetleri, dün de bültenimizde belirttiğimiz üzere alımlara sahne olarak günü %3,4 yükselişle tamamladı. Teknik mânâda yukarıda 9,800 endeks seviyesine kadar yükseliş isteğinin korunacağını düşünüyoruz. Bu da ilave %3 yükseliş potansiyeli demek. Öte yandan, faiz indirimlerinin ‘yarayacağı’ bankacılık sektörüne de alıcı gözle bakmak gerektiğini belirtmiştim. Dün XBANK günü %4,3 yükselişle günü tamamlarken, yine faiz indirimi beklentisi ile iki yıl vadeli gösterge bileşik faiz yaklaşık 2,5 puan düşüşle %42,5’e kadar geriledi. USDTRY kuru 39,70’li seviyelere kadar yükselmesi ardından yönünü hafifçe de olsa aşağıya çevirerek 39,58 seviyesini test etti. CDS risk primi yeniden 300 baz puanın altına geriledi.
Havanın olumluya dönmesi ile Hazine 2030 vadeli USD cinsi sukuk ihracı için bankaları dün yetkilendirdi. İhaleye gelep talep 5 milyar doları aşarken, Hazine 2,5 milyar dolar borçlandı; nihai getiri %6,85 oldu. Benzer bir şekilde bir önceki gün de Eximbank da %7 getiri ile 500 milyon dolar büyüklüğünde 3 yıl vadeli tahvil ihracı yapmıştı.
Dün Türkiye cephesinde açıklanan reel sektör güven endeksi ve finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyonu dikkatimizi çekti. Haziran ayında mevsimsellikten arındırılmış seriye reel sektör güveni son 10 ayın en düşük düzeyinde gerçekleşirken, enflasyon beklentilerindeki düzelme ise devam etti. Öte yandan, finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyonu Nisan ayında bir önceki aya göre yaklaşık 12 milyar dolar daha bozulurken, toplam açık pozisyon 172 milyar dolar seviyesine gelerek son yedi yılın en yükseğine ulaştı. Açıklanan İSO 500 verilerinde, şirketlerin yaptığı faaliyet kârın neredeyse tamamının finansman maliyetine gittiğini düşünürsek, şirketlerin yüksek TL faiz yerine faaliyetlerini sürdürmek adına riskli olsa da döviz kredisine baş vurduklarını görüyoruz!
ABD borsalar geceyi %1’in üzerinde yükselişle tamamlarken, yeni gün başlangıcında, Pasifik’in diğer ucunda iyimser havanın koruduğunu görsem de kazanımların çok da güçlü olmadığını not edelim. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de hafif de olsa eksiler göze çarpıyor. Öte yandan gözler Lahey’de toplanan NATO Zirvesini takip ediyor. Liderler, ABD Başkanı Trump’ın baskısıyla savunma harcamaları hedefini GSYH’nin %5’ine çıkarma konusunda uzlaştı. Bu yeni hedef, Trump’ın uzun süredir dile getirdiği müttefikler daha fazla ödemeli talebine yanıt niteliğinde ve 10 yıl içinde hayata geçirilmesi planlanıyor. Harcamaların %3,5’i doğrudan savunma (askerî harcamalar, silahlar vb.), %1,5’i ise siber güvenlik, altyapı ve enerji güvenliği gibi destekleyici kalemlere ayrılacak.
NATO Zirvesi kapsamında Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump bir araya geldiler. İkili ilişkiler, bölgesel ve küresel konular ele alınırken, Trump’ın Netanyahu’ya daha fazla ABD saldırısı beklememesi gerektiğini ilettiğini okuyoruz. Mali piyasaların makro gündemi bugün sakin görünüyor. ABD’de açıklanacak yeni konut satışları takip edilebilir. Her ne kadar küresel arenada haber akışı yoğun olsa da, gözler bir diğer taraftan 30 Haziran tarihinde CHP Kurultayına yönelik iptal duruşmasına çevrildi. İptal yönünde (mutlak butlan) bir karar ihtimalinin zayıf olmadığını özellikle Kılıçdaroğlu’nun basına yansıyan açıklamalarından düşünmeye başladık!
Bitcoin
Teknik mânâda Ters Omuz Baş Omuz (TOBO) görünümü hâkim olsa da, hareketin akım yönü biraz kafamızı karıştırıyor. Normalde TOBO için akım yönünün yani hareketin başlangıç kısmının aşağı yönlü olması gerekirdi. Yine de, 113bin dolar civarında olan boyun çizgisine dikkat edeceğiz. Üzerinde kapanış görmemiz durumunda, teknik mânâda 150bin dolar seviyesinin önünün açılacağını düşünüyoruz.
Emre Değirmencioğlu
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Piyasa Beklemiyordu! Bitcoin Neden Patlama Yaşadı?

Yayınlanma:
2 gün önce|
25/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Son günlerde Bitcoin fiyatlarında dikkat çekici bir yükseliş yaşandı. Uzun süredir dar bir bantta hareket eden Bitcoin, 106.000 $ seviyesini aşarak yatırımcıların dikkatini yeniden üzerine çekti. Bu yükselişin arkasında hem küresel gelişmeler hem de piyasa içi dinamikler bulunuyor. İşte Bitcoin’in yükselmesinin arkasındaki dört temel neden:
1️⃣ Jeopolitik Gerilimin Azalması: Orta Doğu’da Ateşkes Umudu
İsrail ile İran arasında tırmanan tansiyon, Bitcoin gibi “güvenli liman” olarak görülen varlıklara ilgiyi artırmıştı. Ancak özellikle İran’ın sınırlı misillemesi sonrası bölgedeki sıcak çatışma ihtimalinin azaldığı yönündeki haberler, yatırımcıların riskli varlıklara dönüşünü sağladı. Trump’ın devreye girerek geçici ateşkesi desteklediğine dair söylentiler, piyasalarda olumlu bir hava estirdi. Bu gelişmeler Bitcoin fiyatında yukarı yönlü bir kırılmanın önünü açtı.
2️⃣ Kurumsal Spot Bitcoin ETF’lerine Güçlü Talep
ABD’de spot Bitcoin ETF’lerine olan kurumsal ilgi dikkat çekici düzeyde artış gösterdi. Sadece 24 Haziran’da yaklaşık 350 milyon dolarlık giriş kaydedildi. Toplamda 10 günlük süreçte 499 milyar dolara ulaşan akımlar, Bitcoin piyasasına kurumsal güvenin yeniden arttığını gösteriyor. CoinShares verilerine göre geçen hafta kripto yatırım ürünlerine 1.24 milyar dolar giriş oldu; bunun 1.1 milyar doları yalnızca Bitcoin’e yapıldı.
3️⃣ Short Squeeze Etkisi: Kısa Pozisyonların Tasfiyesi
Yükselişin önemli nedenlerinden biri de, Bitcoin’de açılmış olan 121 milyon dolarlık short (açığa satış) pozisyonunun tasfiye edilmesiydi. Kripto piyasasının genelinde ise yaklaşık 358 milyon dolarlık kısa pozisyon likiditeye uğradı. Bu tür durumlar, yükselişi hızlandıran bir “short squeeze” etkisi yaratır; yani yatırımcılar zararı azaltmak için yükselen piyasaya sonradan girmek zorunda kalır ve bu da yükselişi daha da hızlandırır.
4️⃣ Makroekonomik ve Teknik Göstergelerin Uyumu
FED’in faiz indirimi beklentileri, düşen petrol fiyatları ile birlikte enflasyon baskısının azalması ve teknik grafiklerdeki pozitif sinyaller (örneğin, hareketli ortalamaların yukarı yönlü kesişimi) Bitcoin için uygun bir zemin hazırladı. Uzmanlar, bu teknik ve temel faktörlerin birleşimiyle Bitcoin’in önümüzdeki süreçte 120.000 $ seviyesini test edebileceğini öngörüyor.
Bitcoin Neden Yükseldi?
Neden | Açıklama |
---|---|
Jeopolitik Riskin Azalması | Risk iştahını artırarak BTC’ye yönelimi tetikledi |
ETF Girişleri | Kurumsal talep ile hacim arttı |
Short Squeeze | Kısa pozisyonların kapanması ani yükselişi destekledi |
Makro + Teknik Sinyaller | Piyasa momentumunu yukarı taşıdı |
Bitcoin’in yükselişi sadece tek bir gelişmeye değil, çok katmanlı bir etkenler zincirine dayanıyor. Özellikle kurumsal talep ve teknik göstergelerin desteğiyle fiyatlarda yukarı yönlü hareketin devam edebileceği konuşuluyor.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (848)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.144)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (453)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.853)
- GÜNCEL (3.234)
- GÜNDEM (3.199)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.251)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.059)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (65)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (36)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Şirketlerde Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği Neden Şart Olmalı?

CGTN: Çin ve Orta Asya ülkeleri iş birliğini pekiştirme sözü verdi

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

KÜÇÜKLERE/BÜYÜKLERE YAZ OKUMALARI-II

Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Veri Okumayan Yönetici, Karanlıkta Yürür

Piyasa Beklemiyordu! Bitcoin Neden Patlama Yaşadı?

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Papara’dan açıklama: Özür diledi

Firma Finans Bilinci Neden Stratejik Bir Güçtür?

Finansın En Önemli 10 Formülü ve Önemi

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül
- SON DAKİKA | Borsa günü düşüşle tamamladı 26/06/2025
- İkinci el araçta 6 ay 6 bin km ve ilan kısıtlaması 2026’ya uzatıldı 26/06/2025
- TEMMUZ ASGARİ ÜCRET ZAMMI: Asgari ücrete ara zam gelecek mi? Asgari ücret ara zammı ne kadar olacak? 26/06/2025
- Diyarbakır Türkiye’nin enerji arz gücüne katkı sağlıyor 26/06/2025
- İnşaat malzemesi sanayi bileşik endeksi yılın ilk artışını gösterdi 26/06/2025
- SON DAKİKA | Kamu işçilerinin zam pazarlığında ikinci teklif tarihi belli oldu 26/06/2025
- TCMB rezervlerinde 7 haftanın ardından ilk gerileme 26/06/2025
- İkinci el otoda 6 ay-6 bin kilometre kısıtlaması uzatıldı 26/06/2025
- İkinci el otomobil satışında '6 ay-6 bin km' düzenlemesi uzatıldı 26/06/2025
- "Türkiye'nin maliyet bazlı rekabet gücü 2015 yılı seviyesinin altına indi" 26/06/2025
- H&M'den ürün tedariğinde pazara yakınlık planı 26/06/2025
- ABD'de işsizlik maaşı başvurularında sert düşüş 26/06/2025
- Kredilerde büyüme yeniden hızlandı 26/06/2025
- Hatice Karahan: Dünyadaki merkez bankalarıyla sınır ötesi ödemeler konusunda çalışıyoruz 26/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı