Finansı Yönetemezsen Batarsın: Konkordato Alan Firmalarda Ortak Eksiklik
2025 yılı, Türkiye reel sektörü için konkordato rekorlarının kırıldığı bir yıl olarak kayıtlara geçiyor. İSO 500 listesinde dahi yer alan birçok büyük firmanın konkordato ilan etmesi, artık sorunun yalnızca küçük ve zayıf firmalara özgü olmadığını gösteriyor. Ancak bu firmaları incelediğinizde gözden kaçmayan kritik bir ortak eksiklik dikkat çekiyor:
Çoğu firmanın bünyesinde profesyonel bir finans yönetimi yok. Özellikle banka kökenli ya da kurumsal finans tecrübesi olan profesyonellerin eksikliği çarpıcı.
Nakit Akışını Yönetemeyen Batıyor
Bir şirketin kar etmesi, onun yaşayacağı anlamına gelmez. Gerçek kriz genellikle nakit akışında başlar.
Banka kökenli profesyoneller, kâr/zarar yerine nakit akış tablolarına odaklanır. Oysa konkordato ilan eden birçok şirket:
-
Nakit planlamasını yapmamış,
-
Alacak-tahsilat dengesini kuramamış,
-
Kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayamaz hale gelmiştir.
Bu durum, “mali müşavirle yürür” mantığının ne kadar yetersiz kaldığını gözler önüne seriyor.
Kredi Yönetimi Bilinmiyor
Konkordato ilan eden firmaların çoğu, bankalarla olan ilişkilerini stratejik değil, reaktif şekilde yürütüyor. Banka kökenli çalışanların yokluğunda:
-
Kredi limitleri doğru yapılandırılamıyor,
-
Yeni kredi olanakları değerlendiremiyor,
-
Bankaların nasıl karar verdiği bilinmiyor.
Oysa bir bankacının deneyimi, firmanın kredi profilini yükseltmede kilit rol oynar. Bankaların “takip riski” olarak gördüğü firma, aslında önlem alındığında krizden kurtulabilir.
Kriz Erken Uyarı Sinyalleri Göz Ardı Ediliyor
Profesyonel finansçılar, bilanço ve finansal oranlarda alarm zilleri çaldığında bunu okur ve müdahale eder. Ancak konkordato ilan eden firmaların çoğunda bu erken uyarı sistemleri ya hiç yok ya da kimse izlemiyor.
Kur riski, faiz riski, stok-finansman uyumsuzluğu gibi temel konular ya tamamen göz ardı ediliyor ya da “geç kalınarak” müdahale ediliyor.
Ders: Şirketin Kalbinde Finans Olmalı
Konkordato sadece hukuki bir çözüm değildir; aslında gecikmiş bir çöküşün ilanıdır. Finansı yönetemeyen firmaların er ya da geç bu noktaya gelmesi kaçınılmazdır.
Her şirketin – büyüklüğü ne olursa olsun –
-
Finans kökenli bir yöneticiye,
-
Banka ilişkilerini yönetecek deneyimli bir uzmana,
-
Nakit akışına hâkim bir planlamacıya
ihtiyacı vardır.
Son Söz
“İyi muhasebeci” değil, iyi finansçı batışı engeller.
Konkordatoya sürüklenen her şirketin ardında, bir şekilde ihmal edilmiş bir finans bölümü yatar.
Unutmayın:
Finansı yönetemezsen, batarsın.
Erol Taşdelen – Ekonomist | bankavitrini.com