Özetle muhasebecilerden söz edeceğim. Muhasebeciler denilince öncelikli olarak ülkemizde Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olarak mesleki faaliyetlerini yürütenleri konuşacağız…
Öyle bir meslek ki beyanname tarihlerinde kadın meslek mensuplarının zamanında doğum yapmalarının yasaklandığı, bir adım daha ileri gideceğim izninizle… Beyanname ve bildirim dönemlerinde neredeyse ölmenin yasak olduğu bir meslek… İşte o muhasebe mesleği…
Gerek onurla ve özgürce yazabildiğim, Gazeteciler Cemiyetimizin yayın organı 24saat gazetemdeki yazılarımda, gerekse akademik dergilerde ve diğer ortamlarda yayımlanan çalışmalarımda muhasebe meslek mensupları ile bağlantılı bilgileri dillendirmekteyim.
Dillendirdim dillendirmesine de çoğunlukla ben söyledim ben dinledim misali oldu ne yazık ki…
Bu defa neden yazıyorum benzer konuyu…
Bugün 28 Nisan 2025… Bu tarih oldukça kıymetli zira 30 Nisan 2025 şirketlerin yıllık kazançlarını beyan etmeleri bir başka anlatımla Kurumlar Vergisi Beyannamesinin verilmesinin ve hesaplanan vergilerin ödenmesinin son günü…
Muhasebe meslek mensubu tatil yapar mı?
Elbette ki yapar…
Mali tatil bile ihdas edilmiştir…
Mali tatil vardır var olmasına da beyanname verme süresi yalnızca bir gün etkilenen bir mali tatil… Anımsıyor olmalısınız “Evlere şenlik tatil” olarak isimlendirmiştim…
Dini bayramlar, resmi tatiller, idari izinler… Hiçbiri muhasebe meslek mensubunu kapsamına almaz…
Kim bilir belki de muhasebe meslek mensubu tatil yaparsa, kitap okursa, sinemaya ve tiyatroya gitme fırsatı bulursa, bir adım daha ötesi bir de spor yapmaya vakit bulursa aman daha üretken bir birey haline gelebilir…
Oldukça komik gelmiş olabilir, ancak gerçek, muhasebe meslek mensubunun hiçbir şekilde kendisine ve ailesine yeterince vakit ayıramadığı ya da zorlandığıdır…
Kıymetli okurlarım, 28 Nisan 2025 tarihinde saat 16:52 de Gelir İdaresi Başkanlığının resmi internet sitesinden bir açıklama yapılıyor…
Açıklamada Kurumlar Vergisi Beyanname verilme ve ödeme süresinin uzatılmayacağı bilgisine yer veriliyor…
Öncelikle bu açıklamaya neden ihtiyaç duyulmuştur?
Bu açıklamaya ihtiyaç duyulduğuna göre muhasebe meslek mensupları nezdinde bir beklenti mi oluşturulmuştur?
Beyanname verme ve ödeme sürelerinin uzatılacağı yönünde bir beklenti oluşmuş ise bunun nedenleri nelerdir?
Beyanname verme ve ödeme süreleri ile bağlantılı bilgiler vergi mevzuatında belirlenmiş değil midir?
Şimdi diyeceksiniz ki;
Hocam bunların sizinle ne ilgisi var…
Evet doğrudan ilgisi bulunmamakla birlikte, konuya hem meslek hem de kamu yararı yönünden bakıldığında, bir başka anlatımla muhasebe işlemlerinin bir defada doğru neticelendirilmesi, finansal tablolarla raporlanması ve nihai olarak vergi beyannamesinin oluşması oldukça kıymetli bulunmaktadır…
Vergi idaresi tarafından meslek mensuplarının kurumlar vergisi beyannamesinin süresinde verilmesi ile bağlantılı bir problem yaşamamış olması beklenmektedir. Beyanname verilme süresi içerisinde dini, resmi ve idari tatillerin olmadığı durumlarda bir aksaklık yaşanmayacağı değerlendirilebilir…
O halde bir konu ortaya çıkmaktadır… Hem de bir defada doğru çözüm adına…
Vergi ve sosyal güvenlik mevzuatında değişiklik ihtiyacı bulunmaktadır, beyanname/bildirim ve ödeme süreleri ile bağlantılı olarak…
Ne mi bunlar;
– Mali tatil uygulanabilir hale getirilmelidir…
– Beyanname ve bildirim dönemlerindeki tatiller (dini, resmi ve idari) beyanname/bildirim verme ve ödeme sürelerine eklenmelidir…
Peki tek sorumlu idare mi kıymetli okurlarım…
Bence öyle değil…
Tüm paydaşların sorumluklarına adil bakılmalıdır…,
Başta etik eğitimleri olmak üzere farklı ortamlarda dillendirdiğim bir hususu yinelemek isterim, bir mesleğin toplum nezdinde kabul edilebilirliği esasen mesleğin mensupları ile meslek kuruluşlarının sorumluluğundadır….
Elbette ki mesleğin ve meslektaşın kabul edilebilirlik seviyesinin sürekliliğinin sağlanmasında kamu otoritesi ile kanun koyucunun etkisi göz ardı edilemez durumdadır…
O halde kıymetli okurlarım,
Bu yazımda oldukça spesifik olarak paylaştığım konuya zaman zaman yaptığım gibi bir eserle ara vermek arzusundayım…
İşte o eserden kısa bir alıntı…
—
Nazım Hikmet’in kaleme aldığı bir şiir de şöyle diyordu…
“…
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!”
—
Nihai olarak muhasebe meslek mensuplarına önerilerim…
Beyanname ve bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeden ölmeyin lütfen… Yoksa gözleriniz açık kalabilir…
Kalın sağlıcakla kıymetli okurlarım…
Prof. Dr. Mehmet Ali AKTAŞ