Connect with us

EKONOMİ

CHP, 2,2 milyon kişilik mitingle erken seçim istedi

Yayınlanma:

|

Cumhuriyet Halk Partisi cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu 19 Mart sabahı şafak operasyonuyla gözaltına alındığından beri yerinde durmuyor. O günden beri sürekli sokakta olan parti Saraçhane’de yedi gün boyunca yaptığı mitinglerin ardından dün İstanbul’un Maltepe Meydanı’ndaydı. CHP, bu mitingde erken seçim çağrısı yaptı, erken seçime gidilmesini sağlamak için 28 Mayıs 2023’te Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilirken aldığı oy olan 27 milyon 800 bin oy sayısı kadar imza toplamak için kampanya başlattı. Özgür Özel, Erdoğan’a “Adayımı bırak, sandığı getir” diye seslendi. CHP bu mitingleri her hafta sonu başka bir şehirde sürdürecek, her çarşamba günü de İstanbul’un bir ilçesinde miting yaparak iktidarı erken seçime zorlayacak.

Dokuz günlük bayram tatiliyle okulların ara tatili birleşince İstanbul büyük ölçüde boşalmıştı, dün şehirde trafik yok gibiydi ama İstanbul’un görece uzak bir meydanı olan Maltepe alanı sabah saatlerinden itibaren dolmaya başladı. Kısa sürede miting alanı doldu, miting alanının dışında alanda olandan daha fazla insan birikti. Yer yer barikatların yıkıldığı ve dışarda kalanların da miting alanın çeşitli yerlerine doluştuğu görüldü.

Dilek İmamoğlu: Adalet yasaklanamaz, hapsedilemez

CHP’nin Maltepe mitinginde önce Dilek İmamoğlu konuştu. İki oğluyla kürsüye gelen Dilek İmamoğlu “Bu daha başlangıç” diyerek eşine yapılan muameleye tepki gösterdi. “Bayrama babasız giriyoruz, Ekrem’e ceza işlemez” diyen İmamoğlu, eşinin halkla kurduğu güçlü bağ nedeniyle hedef alındığını vurguladı. Dilek İmamoğlu “Adalet yasaklanamaz, vicdan hapsedilemez” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Hava İmamoğlu: Canım oğlum, çalışkan oğlum

Onun ardından Ekrem İmamoğlu’nun annesi Hava İmamoğlu kürsüye çıktı, “Her şey çok güzel olacak. Oğlum devlete hizmet ediyor. Bütün halkını seviyor, halk onu seviyor. Teşekkür ediyorum oğlum benim. Canım oğlum çalışkan oğlum” dedi.

Mansur Yavaş: Gençler tam yanı başınızdayız

Onların ardından kürsüye Mansur Yavaş geldi. Yavaş “Gençler gitmek istiyor. İş yok, umut yok. Hepimiz zamanında haksızlar hukuksuzluklar karşısında yer aldık, yeri geldi meydanlara indik. Memleketimize ve geleceğimize sahip çıktık. Bizim de önderimiz bugünkü gençler gibi Atatürk idi. Bizim dönemimizde de yapay ayrılıklar vardı. Şimdi gençler arasında tam bir bütünlük var. Anayasal taleplerini medenice kullanan gençlerimizi kutluyorum. Doğruyu yapıyorsunuz. Tam yanı başınızdayız. Buradaki insanlar yeter demek için toplandı. Haksızlık hukuksuzluk karşısında insan olmanın vicdan olmanın hatta insan fıtratını yerine getiren bu gençlerin asla kılına dahi zarar gelmemeli. Devlet polisleriyle bu çocukların güvenliği için risk oluşturmak yerine onların güvenliğini sağlamalı. Yanlış üzerine yanlış yaparak doğruyu bulamayız. Bu ülkenin tüm evlatlarıyla gurur duyuyoruz. Atamızın sizlere iletmemiz için emanet ettiği cumhuriyeti tam demokrasi ile taçlandırıp sizlere vereceğiz” dedi. 

İmamoğlu’nun mesajı

Yavaş’ın ardından CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Ekrem İmamoğlu’nun mitinge gönderdiği mesajı okudu. İmamoğlu mesajında “Etrafımdaki taş duvarlar, demir parmaklıklar suçlular için, yaptıklarından pişman olanlar için aşılmaz engeller olabilir. Benim için bu parmaklıklar yok hükmündeler, yok hükmündeler” dedi.

İmamoğlu’nun mesajı şöyleydi:

“Yüreği adalet ve ülke sevgisiyle atan, kıymetli kardeşlerim, merhaba!

Adalet, demokrasi ve özgürlük talep ettiğiniz, insanca yaşamak istediğiniz için bir araya geldiniz. Güler yüzünüzle, enerjinizle, sağduyunuzla herkese örnek ve umut oldunuz. Her birinize yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun!

Sizlerin ve ülkenin dört bir yanında haksızlığa karşı ayağa kalkan milyonların meselesi elbette Ekrem İmamoğlu değil. Bunu ben de çok iyi biliyorum. Mesele memleket meselesi. Adalet, demokrasi, özgürlük meselesi. Eğitim, üretim, paylaşım, hak, hukuk meselesi. Mesele ülkenin geleceği meselesi. Onun için gençler en öndeler. Çünkü gelecek kaygısını en çok gençler yaşıyorlar. Hayatlarının ellerinden kayıp gittiğini, en çok onlar hissediyor. Gençler, gençliklerini çalanın kim olduğunu sorguluyorlar ve karşılarında tek bir kişiyi görüyorlar. O kişi, bu ülkenin gençlerini anlamak için hiçbir gayret göstermedi. Kendisine oy veren gençleri bile yeterince dikkate almadı. Sadece gençleri ayrıştırmaya, birbirine düşürmeye çalıştı.

O kişi bugün de öyle yapıyor. Çünkü seçim kazanmak için hep birilerini düşman ilan etmek zorunda. Oysa bizim milletçe kardeşliğe ve dayanışmaya ihtiyacımız var. En çok da gençlerin birliğine ihtiyacımız var. Gençler yarışmayı, rekabeti severler ama mutlaka mertçe olsun isterler. Gençler, kim kazanacaksa bileğinin hakkıyla kazansın isterler. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, bütün gençlerin içinde adalet duygusu vardır. Mertlik vardır. İşte onun için herkesten çok gençlerin sesi, seslerini çıkartıyorlar. Gençler meydanları dolduruyorlar. Gençlerin hepsiyle gurur duyuyorum.

“Milletimize boyun eğdirmeye çalışıyorlar”

Gençler Recep Tayyip Erdoğan’a “Vatandaşa saygı göster. Milletin iradesine el uzatma” diyorlar.

Gençler Recep Tayyip Erdoğan’a, “Faul yapma, mertçe yarış” diyorlar.

Ama Erdoğan bu seslere kulaklarını tıkıyor. Birbiri ardına haksız hukuksuz talimatlar veriyor. Yaptığı kötülükler, milletimizin sırtına yeni ekonomik yükler bindiriyor. Her şeyi kendi yaptığı halde, Erdoğan asla sorumluluk üstlenmiyor. Yıllardır ekonomik krizin sorumlusu olarak kimleri göstermedi ki? Dış güçler, faiz lobisi, bankalar, pazarcılar, çiftçiler, hatta bakkallar ve fırıncılar. Bir tek bu iktidar ve onun başındaki zat, ekonomik krizin sorumluluğunu üstlenmedi. Haksız hukuksuz tutuklamaları, sıkıyönetim dönemlerini aratan uygulamaları yüzünden 3 günde Merkez Bankası’ndaki birikimin %40’ı, 26 milyar dolar uçup gitti. Ama bu krizin sorumluluğunu da, hiç utanmadan gençlerin demokratik tepkilerine, adalet talebiyle protesto hakkını kullanan milletimize yüklüyorlar.

Amaçları bellidir. Baskıyla, zorbalıkla, kara propagandayla milletimize boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Başaramayacaklar! Başaramayacaklar! Başaramayacaklar!

Bu millet yedi düvele boyun eğmemiş, sandıktan kaçanlara, milli irade hırsızlarına mı boyun eğecek?

“Milletimiz var”

Böyle iktidarlar rakiplerini ortadan kaldırıp tüm muhalifleri baskı altına almakla işe başlar ve sonunda ülkeyi göstermelik seçimlerle yöneten çağdışı bir hanedanlık haline gelirler. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde milletimizin feraset ve cesaretle yürüttüğü mücadeleyle kurulmuş olan Cumhuriyetimiz işte böyle bir tehdit altındadır. Daha önce de devletin gücünü kendi gücü zannedenlerin, kendi iradesini milletin iradesinden üstün görenlerin zorla, zorbalıkla bu ülkeye istikamet belirlemeye çalıştıklarını gördük. Milletimiz tüm bu dayatmaları, darbeleri bertaraf etmeyi başarmıştır. Türkiye’ye istikamet belirleyecek tek iradenin millet iradesi olduğunu her seferinde kanıtlamıştır. Yine öyle olacak. Millet iradesine değil, ele geçirdikleri devletin gücüne güvenenler yine kaybedecekler. Çünkü karşılarında siz varsınız, millet var, milletimiz var.”

Bu mesajın ardından İmamoğlu’nun yapay zekayla oluşturulmuş ve seslendirilmiş bir videosu da ekranlara getirildi.

Her yer miting meydanı

Bugün burada sadece bir miting yok. Bütün metro istasyonlarında, Marmaray istasyonlarında mitingler var. Sandıkla geldiği halde sandıkla gitmeme hayalini hayata geçirmek için demokrasiyi araç gören, kendinden sonraki cumhurbaşkanını engellemek için halefine darbe yapanları yeneceğiz. Bu güzel ülkeyi onlara asla teslim etmeyeceğiz. Millet 31 Mart’ta iktidarı değişim sürecini başlattı. Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü’nde bir kez, İstanbul’da ise üç kez Erdoğan’ı ve karşısına çıkardığı adayları, Meclis başkanlarını, başbakanları, bakanları yendi.

Biz bu süreci bir zafer, bir kibir, kazanmanın tadını çıkarma değil bir görev olarak gördük. Türkiye’de bütün seçmenlerin, bizi sandıkta destekleyen bütün demokratlara yakışan şekilde çalışmaya devam ettik.

Geçim yoksa seçim olur, erken seçimin adayı erken belli olur dedik. Birileri kötülüğe iyice karar vermiş. Seyyar giyotini Tayyip Bey ödüllendirerek bakan yardımcısı yapmıştı. Bakan yardımcılığı kendi deyimiyle siyasi bir pozisyondu. O seyyar giyotini İstanbul’da görevlendirdi ve ondan sonrasını hep birlikte yaşadık. Biz sinmek yerine büyük bir mücadele ilan ettik. Ön seçimi duyurduğumuz gün Ekrem Başkan’a yasak getirilmeye çalışıldı ve ondan sonra süreci iyice hızlandırdılar ki fakülte yönetiminin iptal etmeyeceğini anlayınca üniversite yönetimini topladılar. 19 Mart’ta Ekrem Başkanı gözaltına alıp 4 gün tuttular. İşte o bir kırılma anıydı. Ya bekledikleri gibi herkes evinde oturacaktı ya da dünyanın en korkak saldırısına karşı millet cesaret kazanacaktı. İstanbul Üniversitesi önüne çekilen barikatı yıktı attı. İstanbul Üniversitesi’nin öncü sesine ODTÜ’nün devrimci sesi eklendi. Tüm üniversiteler eklendi.  Bu süreçte her gece biz çoğaldıkça, daha kalabalık oldukça, Ankara ODTÜ’ye yürüdükçe mücadele büyüdü. 

“Tele 1, Sözcü TV ve Halk TV ile dayanışacağız”

Beş günlük verilen yasağa karşı bizler sivil darbenin, Tayyip Erdoğan’ın saray darbesinin karşısında direnmek için Saraçhane’ye, İstanbullunun Ekrem Başkan’a emanet ettiği sembol mekana davet ettik. O gece İstanbul’un dört bir yanından hiçbir araç olmadan, önlerine çekilen barikatı kimseye zarar vermeden devirip geçerek Saraçhane’ye toplanan yüzbinler geleceğe sahip çıktılar. Hepinizi ayrı ayrı kutluyorum. 15 buçuk milyon kişi geldiler ve seçtiler. ‘Tek adama hayır, diktaya hayır, millet biziz, biz kazanacağız’ dediler. Tarihin en büyük buluşmasını burada gerçekleştiriyoruz. Darbeciler hala iktidarda oldukları için şu an başımızda cunta pozisyonunda duruyorlar. Çeşitli cezalarla lisansları iptal edilmeye çalışılan Tele 1’e, Sözcü TV’ye, Halk TV ile dayanışma içerisinde olacağız.

2,2 milyon kişi katıldı

Özgür Özel daha sonra Maltepe Mitingine 2,2 milyon vatandaşın katıldığını açıkladı. Özel “Bu millet susmayacak: Adayımı bırak, sandığı getir!” dedi.

Özgür Özel miting sonrası sosyal medyadan yaptığı paylaşımda şöyle dedi:

“Bugün 2,2 milyon yurttaşımız sel olup Maltepe meydanından taştı. Bayram arefesinde adalet için, iradesine sahip çıkmak için meydanları dolduran tüm yurttaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu daha başlangıç. Bundan sonra her hafta sonu bir ilde, her çarşamba İstanbul’un bir ilçesinde meydanlardayız. Bu millet susmayacak: Adayımı bırak, sandığı getir!”

Silivri’de tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hesabından da Maltepe Mitingi paylaşıldı. İmamoğlu’nun paylaşımında” Millet büyüktür!” dendi.

10HABER

Okumaya devam et
Yorum Yazın

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

EKONOMİ

Kırmızı alarm: Ticaret savaşından stagflasyon felaketine!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Hatırlanacağı üzere, karşılıklı tarife planı, küresel mali piyasalarda hafta başı sert bir türbülans yaratmıştı. Panik tarzı işlemler büyük bir volatiliteye neden olurken, Asya borsalarında yaşanan düşüş tarihin sayfalarına geçti. Her çöküşte imdada yetişen FED’in bir noktada devreye girerek faiz indirimlerine başlayabileceği, akabinde ise piyasa tepkisinin Trump’ın geri adım attırmaya yöneltebileceği inancı dün sabah saatlerinde risk göstergelerinde önemli bir toparlanmaya neden olsa da, havanın dün akşamdan itibaren yeniden sertleştiğini görüyoruz!

Haber akışın takip etmekte çok zorlandığımızı da itiraf etmemiz gerekiyor. Bir önceki gün, ABD’nin Çin dışındaki tüm ülkeler için tarife planını doksan gün ertelemeyi düşündüğü yönünde haberin Beyaz Saray tarafından yalanlanması ardından dün ABD, Çin’den yapılan ithalata %50 ilave gümrük vergisinin (kümülatif %104) bugünden itibaren yürürlüğe gireceğini açıkladı! Trump yönetimi Güney Kore ve Japonya gibi müttefiklerle ticaret görüşmeleri planlarken, Çin’e yönelik sert vergilerde geri adım atmadığını görüyoruz. Çin bu hamleyi “şantaj” olarak nitelendirip direneceğini belirtirken, ABD tarafı müzakerelerde Çin’i önceliklendirmeyeceklerini ifade etti. Bu noktada Çin’in para birim Yuan’ı devalüe edip etmeyeceğine bakacağız.

Tarife haberlerinin ardından yön bulmakta zorlanan borsaların adeta başı dönerken, tüketiciler ise fiyat artışlarına karşı stok yapmaya başladığını okuyoruz. Türk insanı için aslında çok alışıldık bir durum: enflasyonist dönemde yarın bugünden her zaman daha pahalıdır! ABD borsaları dün açılışta kaydettikleri yükselişi koruyamarak geceyi %2 civarında düşüşle tamamlarken, en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi Nisan 2024’ten bu yana ilk kez 5bin endeks seviyesinin altına geriledi.

Pasifiğin diğer ucunda ise, Japonya’nın gösterge endeksi Nikkei, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının şiddetlenmesi ve küresel büyüme endişeleri nedeniyle Wall Street’teki sert düşüşleri takiben bu sabah %3’ün üzerinde geriledi. Pazartesi günü %8’e yakın düşüşle son 1,5 yılın en düşük seviyesini gören endeks, Salı günü ise %6 oranında tepki alımlarına sahne olmuştu. Güvenli liman arayışıyla güçlenen YEN, ihracat odaklı Japon şirketler üzerinde ilave baskı yaratıyor. Asya genelinde bu sabah hâkim rengin koyu kırmızı olduğunu görüyoruz: Tayvan borsası %4’ün üzerinde sert satışlara sahne olurken, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de %2’ye yakın düşüşler yaşandığını not edelim.

Ticaret savaşlarının dünyayı durgunluğa sürükleyeceği beklentisi ile artan resesyon ihtimâli, dünyanın büyüme motoru olan Çin’in yavaşlayacağı beklentisi ile kendisini petrol fiyatlarında da hissettiriyor. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı son dört günde 75 dolardan 60 doların diplerine kadar gerileyerek %20 düşmek suretiyle son dört yılın dibine geriledi! Petrol fiyatlarının gerilemesi, Türkiye ve KKTC gibi net enerji ithalatçısı ülkelerin cari açık ve enflasyonla savaşında olumlu gelişmeler olarak ön plana çıktığını unutmamak gerekiyor.

ABD Hazine Bakanı Bessent, 10 yıllık ABD tahvil faizini düşürmeye odaklandığını açıkça belirtmesi, yatırımcıların hükûmetin önceliğinin yüksek hisse senedi fiyatlarından çok düşük borçlanma maliyetleri olduğunu düşünmesine yol açtı. Bu yaklaşım, Trump’ın ilk döneminde borsadaki yükselişleri sosyal medyada kutladığı tutumdan önemli bir sapmaya işaret ediyor. Nitekim Trump’ın 2 Nisan’daki gümrük vergisi açıklamasının ardından güvenli liman edası ile sığınılan 10 yıllık faizlerdeki düşüş kalıcı olamadı. Teoride, düşen faiz oranları hem işletmeleri hem de hanehalkını koruyarak aynı zamanda devasa kamu borcunun faiz yükünü hafifletebileceği görüşüne rağmen, son günlerde hisse senetlerinde trilyon dolarlık kayıplara rağmen, tahviller beklenen güvenli liman ilgisini çekemedi: 10 yıllık faiz bu sabah %4,50 seviyesine kadar çıkarken (bir kaç gün önce %3,85) bu da faiz indirimi çağrılarına rağmen piyasaların farklı bir rota izlediğini gösteriyor!

ABD ekonomisinin hâlihazırda resesyona girdiği düşünülürken, enflasyonun da kendisini unutturmaması sonrası tehlikeli bir kombinasyon olan stagflasyon riski doların elini daha da zayıflatıyor! Riskin oldukça yüksek boyutta olmasına paralel ğiyasalar dolardan süratle uzaklaşırken, DXY yeniden yönünü aşağıya çevirdi. EURUSD paritesi bir kez daha 1,10 seviyesini aşarken, bir diğer güvenli liman olan altının ons fiyatı ise psikolojik 3bin doların üzerinde işlem gördüğünü not edelim.

Dönelim Türk mali piyasalarına… Bayram tatili nedeniyle hafta başı açıklanan TCMB ve BDDK’nın haftalık verilerini, iş yoğunluğu nedeniyle bir gün geç yorumluyoruz. Parite etkisinden arındırılmış seriye göre, 28 Mart ile biten haftada, yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatlarında yaklaşık 0,4 milyar dolar azalma olmuş. Bir önceki hafta Türkiye siyasetinde yaşanan iklim değişikliği nedeniyle yaşanan türbülansta döviz mevduatları 5,9 milyar dolar artış kaydetmişti. Yurt içi yerleşiklerin döviz talebi hız kaybederken, para piyasası fonlarından çıkan paranın bir kısmı yükselen piyasa faizlerine paralel mevduata gittiğini anlıyoruz. Daha basit bir bakış açısı ile, risk artınca finansın en temel kuralı olan getiri beklentisi de artmış, yurt içi yerleşikler de fiyatın geldiği seviyeyi risklerle uyumlu görerek ürünü satın almış.

Öte yandan, söz konusu haftada, TCMB’nin brüt döviz rezervleri 7,7 milyar dolar ile büyük oranda azalırken, altın rezervleri ise fiyat artışından kaynaklı 1,1 milyar dolar artmış. Haftalık verilerin ötesinde, TCMB’nin net yabancı para pozisyonu 7 Nisan gününde yaklaşık 7,6 milyar dolar gibi ciddi bir büyüklükte azalmış. TCMB’nin siyasi cephede patlak veren türbülansla mücadelesinin küresel riskler ile birleşmesinin faturası oldukça ağır olmuş: 19 Mart tarihinde +59 milyar dolar olan net yabancı para pozisyonu yaklaşık 40 milyar dolar azalarak +19,3 milyar dolar seviyesine kadar geriledi! TCMB bir tarafta enflasyona geçişkenliği azaltmak adına kur oynaklığına karşı kurduğu defans hattını savunmaya devam ederken, TCMB’nin net fonlaması da, aşağıdaki grafikten görüleceği üzere Eylül 2024’den sonra ilk kez pozitif alana geçerek piyasadaki likidite fazlasının kuruduğunu (sterilize edildiğini) gösterdi. Haftalardır paranın ‘miktarı’ kısılırken, ‘maliyeti’ de faiz koridorunun üst bandı olan %46’dan geçtiğini hatırlatalım.

Yurt içi yerleşiklerin tansiyonu azalsa da, türbülansın yaşandığı haftada, yabancı toplam 3,5 milyar dolar Türk varlıklarında satış yapmış! Detaya inersek, hisse senetlerinde 0,7 milyar dolar, tahvilden 2,4 milyar dolar, eurobond cephesinden ise 0,5 milyar dolar satış olmuş! Yabancı indinde Türkiye’nin risklerini gösteren beş yıl vadeli CDS risk primi 357 baz puanın üzerinde ve son 1,5 yılın zirvesinde işlem görürken, USDTRY kuru ise 38,00 seviyesindeki defans hattında durmaya devam ediyor. Borsa İstanbul ana endeksi dün günü %0,7 yükselişle tamamladı. Ana endekste aşağıda 8,800 yukarıda ise 10bin endeks seviyesi sahanın çizgileri olarak görüyoruz; geçtiği yöne doğru hareketin ivme kazanacağını düşünüyoruz. Bültenlerimizde sıklıkla ifade ettiğimiz üzere, geçen haftalarda Türkiye cephesinde yaşanan siyasi gelişmeleri unutmamakla birlikte, konjonktürü Türkiye pozitif okuduğumuzun altını bir kez daha çizmek isteriz. İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Başkanı Trump ile görüşmesinde, Türkiye ile çatışma istemiyoruz dedi. Trump ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan övgüyle söz ederken, sorun olacağını düşünmediğini belirtti.

*TCMB Net Fonlaması
1744172702582faf35371cfa55d96e9956a9f32c3b_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FİRMALAR KUR VE PARİTE RİSKİNE KARŞI NASIL KORUNUR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Firmalar kur ve parite riskine karşı korunmak için çeşitli finansal ve operasyonel yöntemler kullanabilir. Bu riskler, döviz kurlarındaki dalgalanmalar nedeniyle bir firmanın gelirlerinin, giderlerinin veya varlıklarının değerinde oluşabilecek olumsuz değişiklikleri ifade eder. İşte bu risklere karşı alınabilecek bazı başlıca önlemler:

1. Finansal Korunma (Hedging) Yöntemleri

a) Forward Sözleşmeleri

  • Belirli bir döviz tutarını gelecekteki bir tarihte, bugünden sabitlenen kurdan alma veya satma anlaşmasıdır.

  • Özellikle ithalat ve ihracat yapan firmalar için uygundur.

b) Futures Sözleşmeleri

  • Forward’a benzer ancak organize borsalarda işlem görür.

  • Standartlaştırılmıştır ve daha fazla düzenlemeye tabidir.

c) Opsiyon Sözleşmeleri (Options)

  • Dövizi belirli bir fiyattan alma veya satma hakkı verir, ancak zorunluluk yoktur.

  • Kur riskine karşı esneklik sağlar, ancak opsiyon primi ödenir.

d) Swap Sözleşmeleri

  • Döviz swapı ile firmalar farklı para birimlerinde faiz ve anapara değişimi yaparak risklerini yönetebilir.

2. Operasyonel Stratejiler

a) Doğal Korunma (Natural Hedging)

  • Gelir ve giderleri aynı döviz cinsinden tutmak.

  • Örneğin, döviz cinsinden gelir elde eden bir firma, borçlarını veya hammadde alımlarını da aynı döviz cinsinden yapabilir.

b) Coğrafi ve Para Birimi Çeşitlendirmesi

  • Gelir kaynaklarını birden fazla ülkede ve farklı para birimlerinde dağıtarak riski azaltmak.

c) Yerel Üretim / Yerel Tedarikçilerle Çalışmak

  • Kur etkisinden bağımsız olmak adına hedef pazarda yerel üretim veya satın alma yapılabilir.

3. Yönetimsel ve Muhasebe Uygulamaları

a) Kur Riski Politikası Oluşturmak

  • Şirket içinde kur riski yönetimi için prosedür ve yetki alanlarını tanımlayan bir politika geliştirilmelidir.

b) Kur Riskini Düzenli Takip ve Raporlama

  • Kur pozisyonu, açık pozisyonlar ve hedge edilen kısımlar düzenli olarak analiz edilmelidir.

c) Stres Testi ve Senaryo Analizi

  • Kur şoklarına karşı firmanın maruz kalacağı etkiler test edilerek risk toleransı belirlenebilir.

4. Parite Riski Özelinde

Parite riski, iki döviz kurunun birbirine göre değişmesiyle oluşan risktir (örneğin Euro-Dolar paritesi gibi). Bu risk için:

  • Parite tahminlerine göre portföy dağılımı yapılabilir.

  • Farklı para birimlerinde borçlanma/gelir dağılımı yapılarak denge sağlanabilir.

  • Çapraz kur bazlı opsiyonlar ve türev ürünlerle korunma sağlanabilir.

Örnek: İhracat yapan bir Türk tekstil firmasını ele alalım ve bu firmanın Euro ile ihracat yaptığını, ancak giderlerinin büyük kısmının TL cinsinden olduğunu varsayalım.

🎯 Senaryo: Tekstil Firması ve Kur Riski

📌 Firma: ModaTex Ltd.

  • Türkiye merkezli, ev tekstili ürünleri üretiyor.

  • Ağırlıklı olarak Avrupa’ya ihracat yapıyor.

  • Tüm ihracat Euro cinsinden, ama giderleri (işçilik, hammadde, kira vb.) büyük oranda TL cinsinden.

📉 Problem: Euro/TL Kur Riski

  • Firma, 6 ay sonraki ihracat gelirinden 1.000.000 € bekliyor.

  • Bugünkü kur: 1 EUR = 35 TL

  • Firma bu 1 milyon Euro’yu 6 ay sonra bozduracak, ama kur düşerse ciddi zarar eder.

Örnek senaryo:

  • 6 ay sonra Euro 35 TL’den 32 TL’ye düşerse:
    Gelir = 1.000.000 x 32 = 32.000.000 TL

  • Kur korunmasaydı firma 3 milyon TL zararda.

✅ Çözüm: Forward Sözleşmesi ile Koruma

ModaTex, 6 ay sonraki 1 milyon Euro’yu bugünden 35 TL üzerinden sabitleyen bir forward anlaşması yapar.

  • 6 ay sonra kur 32 TL’ye düşse bile,

  • Firma 1 milyon Euro’yu yine 35 TL’den bozdurur → 35 milyon TL alır.

  • Böylece 3 milyon TL kur farkı zararından korunmuş olur.

🔄 Alternatif: Opsiyon Kullanımı (Kur düşerse zarar etme, çıkarsa kazanç elde etme hakkı)

  • Firma 6 ay sonra Euro’yu 35 TL’den satma hakkı veren bir opsiyon sözleşmesi alır.

  • Opsiyon primi öder (örneğin 500.000 TL).

  • Eğer kur 32 TL’ye düşerse opsiyonu kullanır.

  • Eğer kur 37 TL’ye çıkarsa, opsiyonu kullanmayıp serbest piyasada satar ve ekstra kazanç elde eder.

🌍 Doğal Korunma Yöntemi de Olabilir:

  • ModaTex, İtalya’dan kumaş tedarik etmeye başlarsa ve ödemeyi Euro ile yaparsa, hem gelir hem gider Euro cinsinden olur. Bu durumda kur riski büyük oranda doğal yoldan dengelenmiş olur.

**************

Şirketlere Hedging (Finansal Korunma) Yapma Zorunluluğu Getirilmeli! – BankaVitrini

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Üç haftada 41 milyar Dolar döviz satıldı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Spinn Danışmanlık Kurucusu, ekonomist Özlem Derici Şengül, 19 Mart’ta siyasetteki gündemle hareketlenen piyasalarda kurlardaki yükselişi dizginlemek adına Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) sattığı döviz miktarını hesapladı.

Son 3 haftada TCMB’nin döviz pozisyonundaki azalışın yaklaşık 40,7 milyar dolar olduğunu hesaplayan ünlü ekonomist, döviz pozisyonunun da 28,3 milyar dolara gerilediğini hesapladı.

İşte Özlem Derici Şengül’ün yaptığı hesaplama:

7 Nisan’da açıklanan TCMB rezerv verileri; brüt rezervlerin, 21 Mart ile biten haftada 8 milyar dolar erirken, 28 Mart haftasında 6,6 milyar dolar daha düşerek 156,5 milyar dolara gerilediğini gösterdi.

Böylece iki haftada brüt döviz rezervlerindeki erime 16,4 milyar dolara ulaştı.

Bu veriden de TCMB’nin bankalarla yapmış olduğu 18,3 milyar dolarlık swap çıkartılarak, ters swapla sağlanan 1,4 milyar dolar eklendiğinde de TCMB’nin net döviz pozisyonu olan 32,2 milyar dolar bulunuyor.

İki haftalık döviz pozisyonu değişimi (28 Mart itibarıyla):

Brüt döviz rezervlerinde değişim: -16.5 milyar dolar

Net rezerv değişimi: -15.8 milyar dolar

Bankalarla swap stoku değişimi: -9.85 milyar dolar

Ters swap değişimi: -9.76 milyar dolar

TOPLAM döviz pozisyonu değişimi: -35.5 milyar dolar

Analiz, günlük bilanço verileri üzerinden 4 Nisan’a kadar uzatıldığında, TCMB’nin döviz pozisyonunun 28,3 milyar dolara gerilediği ve 14 Mart ile biten haftaya kıyasla döviz pozisyonunda toplam 40,7 milyar dolarlık bir düşüş olduğu görüldü.

Bilanço verilerinden görüldüğü kadarıyla TCMB’nin yoğun satışlarının 2 Nisan itibarıyla sona erdiği görülüyor.

Resim

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Kaynak: altinpiyasa.com

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.