Connect with us

Erol Taşdelen

COVID : Bozcaada‘ya bak Türkiye’yi anla

Pandemi sürecinde başarı hikayesi yazan ve doğru işler yapan Bozcaada 29 Mart 2021’e kadar 16 vaka ile süreci yönetti. 29 Mart – 10 Nisan arasında 62 yeni vaka adada panik yarattı. Son 1 yıldaki toplam sayının 4 katı vaka demek. Üsteli Bozcaada yaz koşullarında yaşamayıp kısmen izole haldeyken yaşandı bu durum.

Yayınlanma:

|

Bozcada Çanakkale’ye bağlı Ege’de yerleşkesi olan Gökçeada ile birlikte iki adamızdan biri. Türkiye’de köyü olmayan tek ilçe aynı zamanda. Yerleşim yeri tek bir koyda. Yazın nüfusu 15 binleri bulsa da Yerli nüfus kışın 2.000 kişi. Son yıllarda Çanakkale merkezden ev alıp kışın Çanakkale merkezde kalanların sayısı da azımsanmayacak hale geldi üstelik. Kısaca bir avuç insan. Apartman hayatı yok, insanların teması şehir hayatına göre daha sınırlı.

Bozcaada 2021 Mart sonuna kadar Pandemi sürecini en iyi yöneten ilçelerden biri oldu. Yerli halk ve adaya gelenler bilinçli insanlar. 29 Mart 2021’e kadar adada tespit edilen Covid-19 virüs hasta sayısı toplamda 16 idi. Çoğu da adaya ağırlıklı İstanbul’dan gelen yazlıkçılardan oluşuyordu. Nisan ayı ada için kabus ayı oldu. Halk panik içinde. Nasıl olmasın ki!

Göz Kırpan Kız neden silindi - Son Dakika

2021 Nisan ayında ne oldu?

2021 Mart sonunda ne oldu ise oldu. Kış koşullarında adaya dışardan gelenlerin sayısı yok denecek kadar az. Kışın açık otel sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Buna rağmen son iki haftada COVID tespit edilenlerin sayısı 11 Nisan itibarıyla 81’ü buldu. Toplam 81 vakanın 65 adeti son iki haftaya ait diğer bir ifade ile. Yaygın kanı AKP Kongresi için Ankara’ya giden ve içlerinde pozitif vaka görülenlere yönelik eleştiriler çokça fazla. Herkes birbirinin tanıdığı ve direkt ya da dolaylı akrabası olduğu için açıkça suçlama getirilmese de Kongreye gidenlere eleştiriler oldukça fazla. Ankara’ya gidenler veya dışardan gelenler ne oldu ise oldu son bir yıldaki vakanın 4 katı son 2 haftada oldu. Benzer bir oranın Türkiye genelinde olduğunu düşünmek bile kabus gibi. Adaya gemi seferlerin durdurulmasından; gönüllü izoleye kadar Doktor olan Belediye başkanı ile genç Kaymakam elinden geleni yapıyor. Tek teselli can kaybının olmaması. Kısa sürede sonuç alınması dileğimizle gelişmeleri ve alınacak önlemleri takip edip yazacağız.

Tedbir olarak Bozcaada’ya girişlerde geyikli İskelesinden HES kodu zorunluluğu gelirken; Adaya girişlerin kısıtlanması yönünde halktan yoğun talep var.

Halkın beklentisi ise; Turizm sezonu açılmadan kontrol altına alınıp vaka sayısı sıfırlanması. Kordonda oturmayı; Salhane’de yorgunluk kahvesi içmeyi; Polente’de gün batımını; Akvaryum ve Ayazmada deniz keyfini çıkarmayı, Çamlar altında masadan masaya hal hatır sormayı; Çınar altında serin rüzgar hissinin bir an önce gelmesi dileği ile.

Toplam vaka 90’na yükseldi

Bozcaada’da ilk haberimizden sonra geçen sürede vaka sayıları durmadı. 29 Mart’a kadar bir yılda 16 olan toplam vaka sayısı 77 artarak toplamda 93’e ulaşmış durumda. Yeni vakalarda 77 vatandaştan yarısından fazlası tedavisi halen sürerken ada genelinde HES uygulaması başladı. Günü birlik adaya gelen turizmciler ada içine alınmazken limanda zaman geçirip geri dönmek zorunda kaldılar.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist www.bankavitrini.com yazarı

bozcaada ucuz oteller

BANKA HABERLERİ

Konkordato Kader mi? Finansçı Eksikliğinin Bedeli mi?

Yayınlanma:

|

Finansı Yönetemezsen Batarsın: Konkordato Alan Firmalarda Ortak Eksiklik

2025 yılı, Türkiye reel sektörü için konkordato rekorlarının kırıldığı bir yıl olarak kayıtlara geçiyor. İSO 500 listesinde dahi yer alan birçok büyük firmanın konkordato ilan etmesi, artık sorunun yalnızca küçük ve zayıf firmalara özgü olmadığını gösteriyor. Ancak bu firmaları incelediğinizde gözden kaçmayan kritik bir ortak eksiklik dikkat çekiyor:

Çoğu firmanın bünyesinde profesyonel bir finans yönetimi yok. Özellikle banka kökenli ya da kurumsal finans tecrübesi olan profesyonellerin eksikliği çarpıcı.

Nakit Akışını Yönetemeyen Batıyor

Bir şirketin kar etmesi, onun yaşayacağı anlamına gelmez. Gerçek kriz genellikle nakit akışında başlar.
Banka kökenli profesyoneller, kâr/zarar yerine nakit akış tablolarına odaklanır. Oysa konkordato ilan eden birçok şirket:

  • Nakit planlamasını yapmamış,

  • Alacak-tahsilat dengesini kuramamış,

  • Kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayamaz hale gelmiştir.

Bu durum, “mali müşavirle yürür” mantığının ne kadar yetersiz kaldığını gözler önüne seriyor.

Kredi Yönetimi Bilinmiyor

Konkordato ilan eden firmaların çoğu, bankalarla olan ilişkilerini stratejik değil, reaktif şekilde yürütüyor. Banka kökenli çalışanların yokluğunda:

  • Kredi limitleri doğru yapılandırılamıyor,

  • Yeni kredi olanakları değerlendiremiyor,

  • Bankaların nasıl karar verdiği bilinmiyor.

Oysa bir bankacının deneyimi, firmanın kredi profilini yükseltmede kilit rol oynar. Bankaların “takip riski” olarak gördüğü firma, aslında önlem alındığında krizden kurtulabilir.

Kriz Erken Uyarı Sinyalleri Göz Ardı Ediliyor

Profesyonel finansçılar, bilanço ve finansal oranlarda alarm zilleri çaldığında bunu okur ve müdahale eder. Ancak konkordato ilan eden firmaların çoğunda bu erken uyarı sistemleri ya hiç yok ya da kimse izlemiyor.

Kur riski, faiz riski, stok-finansman uyumsuzluğu gibi temel konular ya tamamen göz ardı ediliyor ya da “geç kalınarak” müdahale ediliyor.

Ders: Şirketin Kalbinde Finans Olmalı

Konkordato sadece hukuki bir çözüm değildir; aslında gecikmiş bir çöküşün ilanıdır. Finansı yönetemeyen firmaların er ya da geç bu noktaya gelmesi kaçınılmazdır.

Her şirketin – büyüklüğü ne olursa olsun –

  • Finans kökenli bir yöneticiye,

  • Banka ilişkilerini yönetecek deneyimli bir uzmana,

  • Nakit akışına hâkim bir planlamacıya
    ihtiyacı vardır.

Son Söz

“İyi muhasebeci” değil, iyi finansçı batışı engeller.
Konkordatoya sürüklenen her şirketin ardında, bir şekilde ihmal edilmiş bir finans bölümü yatar.
Unutmayın:

Finansı yönetemezsen, batarsın.

Erol Taşdelen – Ekonomist | bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

2025: REEL SEKTÖRÜN TARİHİ ÇÖKÜŞÜ

Zincirleme Konkordatolar, Fabrika Kapanışları, İflaslar… 2025’in kalan aylarında Reel Sektör küllerinden doğabilcek mi, Ekonomide “Deprem Yılı” mı olacak…

Yayınlanma:

|

Ekonomi ayakta ama reel sektör yıkım yaşıyor!

2025 yılı, Türkiye’de reel sektörün “tarihi çöküş” yılı olarak kayıtlara geçmeye aday. Makro göstergeler büyümeye işaret etse de, mikro düzeyde reel sektör firmaları iflasın eşiğinde. Kredi takip tutarları rekor seviyelere ulaşırken, icra daireleri dosya yığını altında eziliyor. Ekonomik sistem içinde birer “yaşayan ölü” haline gelen zombi şirketler çoğalıyor. Konkordato ilan eden büyük firmaların listesi her geçen gün uzuyor. İşte çöküşün ayak sesleri:

1. Kredi Takip Tutarları Rekor Kırıyor

BDDK verilerine göre, 2025 Haziran ayı itibarıyla bankacılık sektöründe takibe düşen kredilerin toplamı 425 milyar TL’ye ulaştı. Çok değil 2024 sonu altı at önce bu tutar 287 milyar TL idi. Bu rakam son 5 yılın en yüksek seviyesi. Özellikle KOBİ ve ticari kredilerde tahsil edilemeyen borç 243  milyar TL’ye ulaştı. Bu rakamların içinde Varlık yönetim şirketlerine devredilen 15 milyar TL’ye yakın takip dosyaları yok üstelik. Bu durum, şirketlerin nakit döngüsünde ciddi tıkanıklık yaşandığını ortaya koyuyor. Zombi krediler ( ön ve yakın izlemede olan, yapılandırılan ) toplan kredi hazminin %15’i seviyesine ulaşmış durumda. Bankalardaki kredi kanallarının kamu eli ile kapatılmasını da üzerine ekleyince Nakit Döngüsü sürecinde yıkım yaşanıyor.

2. İcra Daireleri Dosya Patlaması Yaşıyor

Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2025 yılının ilk 6 ayında icra dairelerdeki toplam icra dosyası 26 milyon adete yaklaştı. Bu rakam, pandemi yılı olan 2020’nin bile üzerinde. En çok icra takibi yapılan alanlar: Banka borçları, çek-senet ödemeleri ve kira alacakları. Özellikle ticari işletmelerin birbirine açtığı icra takipleri dikkat çekiyor.

3. Zombi Şirketler Çoğaldı

Zombi şirket; faaliyetlerinden elde ettiği gelirle yalnızca borcunun faizini ödeyebilen, ana parayı ise çeviremeyen firmalar için kullanılan bir kavram. TCMB ve sektörel raporlara göre, Türkiye’deki büyük ölçekli firmaların %18’i zombi şirket kategorisine girmiş durumda. Bu oran, üretim gücü olan ancak finansal olarak tükenmiş şirketlerin sistemde adeta “yaşayan ölü” gibi varlık gösterdiğini anlatıyor.

4. Konkordato Başvuruları Artışta

2025’in ilk yarısında mahkemelere yapılan konkordato başvurularında büyük bir sıçrama yaşandı. 2023’te yıllık 1.500 civarında olan başvuru sayısı, 2025 ilk yarısında şimdiden 2.776 adet oldu. Özellikle tekstil, inşaat, gıda ve tarım sektörlerinde faaliyet gösteren büyük şirketler, peş peşe konkordato ilan etti. İSO500 listesinde yer alan bazı dev firmalar da, BİST’de yer alan veya halka arz için onay alıp sırada bekleyen firmalar da geçici mühlet almaya başladı.

5. Reel Sektörün Altı Boşalıyor, Ekonomi Üstte Duruyor

Makro veriler TÜİK büyümeyi işaret ederken, reel sektörün dipten dibe sürüklendiği açıkça görülüyor. Bu çelişki, ölçüm yöntemlerinin ve açıklanan verilerin güvenirliğini de tartışmaya açıyor. Üretim yapan, istihdam sağlayan reel sektörün çökmesi, sosyal ve ekonomik dengeleri tehdit eden ciddi bir krizi tetikleyebilir. Kriz İSO500’de yer alan firmalara sıçradı. Büyümenin üretim artışından değil Tüketimden kaynaklandığını TCMB de tespit etmiş raporlarına yansımış durumda. Enerji, Akaryakıt gibi ana girdilere 100 milyar USD’den fazla kaynak harcarken; İthalatın içinde %10’u bile bulmayan tüketim mallara, yurtdışı internet alışverişe konulan ek vergiler ile övünüyoruz. Hatalar zincirine örnek mi: Sanayici “Enerji Maliyetlerimi nasıl düşürürüm” diye çırpınırken; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı GES’lerdeki Teşvikleri sınırladı iyi mi? Yetmedi, Teşvikleri kaldırırken Güneş Panellerinde “yerli üretim hücre olacak” dedikleri hücreler etiketi değiştirilmiş çakma Çin mali çıktı iyi mi! Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı soruşturma açmasa onu bile öğrenemeyecektik. Sanayicinin Enerji Maliyetini düşürmeye çalışmasının ne zararı var. Enflasyon ile mücadeleye katkı mı sağlıyor maliyetin düşürme çabaları, engeller niye o zaman?

Sessiz Yıkım Sürüyor

Reel Sektördeki çöküşü görmek için yeterince Erken Uyarı Sinyalleri var! Finans dengeyi sağlayamayan, nakit akışını ayarlayamayan firmanın ayakta durması mümkün değildir. 2025, bankaların kârlı; devletin güçlü; ama reel sektörün sessiz sedasız çöktüğü bir yıl olarak tarihe geçebilir. Her gün kapanan dükkanlar, konkordato ilan eden holdingler, ödenemeyen çekler, batık krediler bu “sessiz yıkımın” göstergeleri. Türkiye, yapısal reformlar yapılmadığı sürece bu krizden çıkması zor.

Yanan sadece ormanlarımız değil büyük emek ile oluşturuğumuz Sanayide de ciddi yangın var, bu yangını öyle üç kuruşluk KGF Kredisi ile söndürüp NEFES olsun diye geçiştirip söndüremeyiz, biline!

Çözüm: Talebi bastırarak enflasyonu düşürme hayalini bırakıp,  Üretim Ekonomisini desteklemekte! Tüketimden gelen sanal büyüme ile avunursak elimizde kala kala firma çöplüğü kalır!

Erol TAŞDELEN – Ekonomist      www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Türkiye’nin Yeşil Geleceği İçin Yeni Yol Haritası

Yayınlanma:

|

Yeşil Dönüşüm Programı’nda Kritik Değişiklikler Resmî Gazete’de Yayımlandı

📅 9 Temmuz 2025 | ✍️ Erol TAŞDELEN | www.bankavitrini.com


🌱 Yeşil Ekonomi İçin Yeni Bir Sayfa

Türkiye, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda çevresel etkileri azaltacak ve düşük karbonlu üretim altyapısını güçlendirecek adımlar atmaya devam ediyor. Bu kapsamda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen Yeşil Dönüşüm Destek Programı ile ilgili önemli değişiklikler 9 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlandı.

Yeni tebliğ, sadece isim değişikliğiyle sınırlı kalmayıp, başvuru esaslarından proje uygulama süreçlerine kadar çok sayıda düzenleme içeriyor. Peki bu değişiklikler ne anlama geliyor?

 1. Ad Değişikliği: “Destek” Kelimesi Kaldırıldı

Yeni tebliğde en dikkat çeken değişiklik, programın adının “Yeşil Dönüşüm Programı Uygulama Usul ve Esasları Tebliği” olarak değiştirilmesi. Bu sadeleştirme, sadece kelime oyunu değil; aynı zamanda programın artık yalnızca finansal destekten ibaret değil, bütüncül bir dönüşüm modeli olarak kurgulandığını gösteriyor.

2. Amaç Maddesi Güncellendi: Döngüsel Ekonomi Merkezde

Yeni amaç maddesi, artık daha net bir çerçeve çiziyor:

  • Döngüsel ekonomi ile uyum

  • Doğal kaynakların korunması

  • Düşük karbon salımı hedefi

  • Kaynak verimli üretim

Bu ifadeler, Paris Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumlu politika dönüşümünün altını çiziyor.

3. Yol Haritası Raporu Zorunlu Hale Geldi

Yatırımcılar artık tesis bazında beş yıl boyunca uygulanacak yeşil dönüşüm projelerini içeren bir “Yol Haritası Raporu” hazırlamakla yükümlü. Bu rapor:

  • Bakanlık tarafından yayımlanacak şablona uygun olacak,

  • Birden fazla proje önerisi içerecek,

  • Uygulama süreci boyunca yeşil dönüşüm lideri ve ekibi tarafından yürütülecek.

4. Yeşil Dönüşüm Lideri ve Dijital Yetkilendirme Şartı

Tüm başvurular, yatırımcı tarafından yetkilendirilmiş bir “Yeşil Dönüşüm Lideri” aracılığıyla yapılacak. Bu liderin:

  • Elektronik ortamda yetkilendirilmiş olması,

  • Proje boyunca tüm iletişimden sorumlu olması gerekecek.

Bu düzenleme, programın dijitalleşme düzeyini artırmayı ve kurumsal sorumluluk takibini kolaylaştırmayı amaçlıyor.

5. Aynı Yatırım Adresine Tek Başvuru

Yeni düzenlemeyle birlikte, bir yatırım adresi için yalnızca bir aktif başvuruya izin veriliyor. Bu da, mükerrer başvuruların ve kaynak israfının önüne geçmeyi hedefliyor.

6. Neler Destek Kapsamı Dışında?

Tebliğ, destek verilmeyecek alanları da net şekilde çizdi:

  • Tamamen yeni tesis yatırımları

  • Ar-Ge faaliyetleri

  • Yeni teknoloji geliştirme girişimleri

Ancak, mevcut tesiste güneş/rüzgar enerjisi yatırımları proje bütünlüğü açısından değerlendirilebilecek.

7. Değerlendirme, Revizyon ve İzleme Süreci

Projelerin ilerlemesi, Genel Müdürlük tarafından atanan değerlendiriciler tarafından izlenecek. Hedeflerine ulaşamayan projeler:

  • Programdan çıkarılacak,

  • Yeşil Dönüşüm Merkezi” unvanı geri alınacak,

  • Gerekirse başka teşvik programlarına aktarılabilecek.

8. Yasal Altyapı Güçlendirildi

Yeni tebliğ, Cumhurbaşkanlığı Kararları ve 2025/1 sayılı Tebliğ ile daha güçlü bir yasal temele oturtuldu. Bu sayede, teşviklerin hukuki güvenliği ve denetimi artırıldı.

Değerlendirme: Neden Önemli?

Bu değişiklikler, “yeşil dönüşüm” kavramının artık sadece bir çevre politikası değil; aynı zamanda ekonomik bir rekabet stratejisi haline geldiğini gösteriyor.
Türkiye, bu düzenlemeyle:

  • Uluslararası çevre taahhütlerine uyum sağlıyor,

  • Sanayi sektörünü karbon ayak izi azaltımı yönünde yönlendiriyor,

  • Katma değeri yüksek yatırımlar için teşvik çerçevesini netleştiriyor.

Yeşil Dönüşüm, Zorunluluk Haline Geliyor

Yeni düzenleme ile birlikte “yeşil dönüşüm” bir tercihten ziyade, artık yatırım yapılabilirlik koşulu haline dönüşüyor. Özellikle ihracat yapan firmalar için bu program, sadece çevre dostu değil, rekabet avantajı sağlayan bir kaldıraç halini alıyor.


📌 Takipte Kalın:
Bu makale, www.bankavitrini.com’da yayımlanmak üzere hazırlanmıştır. Önümüzdeki günlerde “Yol Haritası Raporu Nasıl Hazırlanır?”, “Yeşil Dönüşüm Lideri Seçimi” gibi rehber içeriklerimizle süreci adım adım anlatacağız.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.