Connect with us

Erol Taşdelen

DEPREM BÖLGESİ ÇEK PANİĞİ, AYLIK 30 MİLYAR LİRALIK ÇEKLER NASIL ÖDENECEK?

Erol TAŞDELEN, Deprem bölgesindeki ağır hasar gören 11 İldeki maddi sarsıntının, piyasada gizli tehlike olarak dolaşımda bulunan bölge Çekler ile de ekonomik deprem olmadan uyarıcı bir analiz yaptı. Yazılan çeklerin aylık ortalama 30 milyar TL oluğunu ve bu çeklerin önemli bir kısmının ilk altı ayda ödeme olasılığının düşük olduğunu, bunun da reel piyasada olumsuz etki yaratacağı için “domino etkisi” yapmaması için şimdiden önlemlerin alınması gerektiği yönünde uyarılarda bulunuyor.

Yayınlanma:

|

Elazığ ilinin Deprem bölgesine dahil olması ile birlikte Deprem bölgesindeki il sayısı 11 adete yükseldi.

Hafta içi sayın Meliha OKUR’un konuğu olarak katıldığım Sputnik Radyo’da da söylemiştim. Deprem Bölgesindeki 11 İlin 2022 sonu banka nakdi kredilerini 623,3 milyar TL’lik hacme, % 8,39’luk paya sahip. Tekstil sektörüne bankaların verdiği kredilerin %40’ı bu illerde. Metal-Maden Kredilerin %18,5’lik kısmı; Zirai Kredilerin %15,5’lik kısmı; Tüketici Kredilerin %10,5’lik kısmı bu illerde. Bölge içinde yer alan firmaların İhracatı 20 milyar USD’yi aşıyor ki bunun yarısı Gaziantep’te. Türkiye Nüfusunun %16’lık kısmı bu illerde yaşıyor. Bitkisel Üretimin %21’lik kısmı; Tahıl üretimin %12’si, Büyükbaş Hayvancılığın %12’si, Küçükbaş hayvancılığın %17’si bu illerde. Toplanan vergilerin %10’u bu illerden alınıyor. Bölgenin ekonomi içindeki payı kabaca Türkiye’nin %10’u.

Deprem bölgesinde çek hacmi ne kadar?

Türkiye’de 2022 yılında 540.841 tekil kişi; 16 milyon 760 bin adet çek yazdı. Bunun hacimsel karşılığı 2 trilyon 631 milyon TL.

Deprem bölgesinde yer alan 11 il 2022 yılında 1.865.914 adet çek ödendi. Türkiye genelinin % 11,13’ü bu bölgede çek kullanıcıları yazdı. Bu illerde 2022 yılında ödenen çek tutarı ise 280 milyar TL ile Türkiye’de ödenen çek hacminin %10,64’ü bu İllere ait.

Deprem bölgesinde bulunan11 ilin 2022 son üç aylık toplam çek adet ortalaması 157.547, ödenen çek ortalaması ise 30,1 milyar TL.

İlk altı ayda çek hacmi ne kadar olur?

30 milyar TL son üç ay ortalamanın 2023’de de devam ettiğini var saysak bile 360 milyar TL’lik çek hacminin 2023 içinde dönmesi gerekiyor. Deprem nedeni ile hiç kuşkusuz bunda düşme olacaktır ama vadeli satışlar düşünüldüğünde özellikle ilk 6 ayda bu çeklerin önemli bir kısmı yazılmış ve piyasaya verilmiş durumda. Demek ki özellikle ilk altı ayda ciddi bir çek tahsilat sorunu yaşayacağız demektir.

Çekler ödenir mi?

Yirmi beş yıllık bankacılık deneyimi ve 6 yıllık piyasa deneyimi ile söyleyebilirim ki iyimser yaklaşımla bile piyasaya verilen çeklerin yarısı önümüzdeki ilk altı ayda ödeme olasılığı çok düşük. Bu durum, piyasada nakit akışının sağlanabilmesi için Deprem Koşullarında tedbirler kendini dayatıyor demektir. Piyasaya sürülen çekler sadece deprem bölgesindeki 11 ili değil tüm Türkiye’yi ilgilendiriyor. Piyasaya verilen çeklerin çoğu ile mallar alınmış ve Deprem nedeni ile bu mallar da enkaz altında kalmış durumda. Özellikle çarşı esnafını düşündüğümüzde, Tuhafiyeciden, Lokantasına, Kırtasiyesinden, çeyizlik eşya satana; beyaz ev eşyacısından, eczacısına, mobilyacısından, halıcısına kadar geniş bir kesim çek mağduru durumuna düşmüş durumda.

Sadece esnaf değil; Sanayi kesimi de aynı durumda. Zira, bölgede üretim durmuş durumda. Fabrikasında zarar görmeyen sanayicinin bile imalatı durmuş durumda; çünkü, çalıştıracak işçi ölüm ve yaralanmaların yanında, bölgedeki kitlesel göç nedeni ile ciddi bir işgücü kaybı söz konusu. Deprem bölgesinde altı ay işten çıkarmanın yasaklanması ile çalışanlar lehine düzenleme yapıldı, fakat buna rağmen sanayici halen tam kapasite faaliyete başlamış değil. Faaliyeti durmuş olan işletmeler, fabrikalar ödemelerini nasıl yapacak? Yazmış olduğu vadeli çekleri nasıl ödeyecek? Sorun sadece Deprem bölgesi değil, çeklerin dağıldığı tüm Türkiye’nin sorunu hale gelme potansiyeli taşıyor.

Çeklere Bankalar işlem yapmadı    

Depremden sonra ilk şoku çeki alan müşteriler yaşadı. Zira, yasal düzenleme olmamasına rağmen bankalar inisiyatif kullanarak karşılıksız çeklere işlem yapmadan iade ettiler. Varsayalım 1 milyon TL çek var müşterinin de hesabında 999 bin TL var. 1.000 TL eksik diye takastan çekler iade edildi. Ertesi gün 990 bin TL aynı müşterinin başka çeki var ise çek ödendi. İlk çeki soran müşteriye 9.000 TL kaldı ve mağdur oldu iyi mi! Çeklere işlem yapılmadığı için 10 günlük yasal süreyi kullanamayan binlerce çek mağduru şimdiden oluşmuş durumda. Bu kişiler çek yazılmadığı için yasal yollarda da süreç uzayacak. Zaten altı ay boyunca Deprem Bölgesindeki iller için yasal işlemler de durduruldu. Başta da dediğimiz gibi Deprem Bölgesi çek mağdurları ülke geneline yayılmış durumda. Bölge illerindeki aylık ortalama 30 milyar TL ödenen çek hacmi düşünüldüğünde ülke genelinde Piyasaya ciddi yük getirmiş durumda. Zira, aldığı çekler ile hammadde, maaş, SGK gibi ödemeyi planlayanların bu ödemeleri de aksayacak. Veya çek tahsilatı yapamadığı için kendi çekini de ödemeyecek firmalar artacak. Bölge Faktoring firmalarının da ciddi kredi riski var. Bu firmalar için bölge çekleri şimdiden kabus olmuş halde.

Bankalar çek teminat açığına düşecek

Bankalar çek teminatlı kredilerde teminat açığı yaşayacağı için Ticari/KOBİ firmaları önümüzdeki dönemde teminat açığına düşmesi ve çek açığından dolayı kredi kullanamama veya tahsil olan diğer çekleri teminat açığı nedeni ile bankadan alamama gibi bir durum ile karşı karşıya kalacağını şimdiden söylemek kahinlik değil.

Çek tahsilatları için Kamu desteği şart

Ödenmeyen çekleri mağduriyetleri piyasayı daha da tehdit edip olumsuz anlamda piyasada “domino etkisi” yapmadan çok acil tedbirler alınması gerekir. Kamu otoritesi banka kredilerini altı ay ötelenmesine yönelik düzenleme yaptı fakat çeklerle ilgili henüz bir düzenleme yapılmış değil. Aylık ortalama 30 milyar TL’lik çeklerin Kamu desteği olmadan ödeme olasılığı çok düşük.

Neler yapılabilir?

Bölge esnaf, sanayicisinin piyasaya vermiş olduğu çeklerin ödenmesi için acil tedbir alınması kendini dayatırken, öncelikle çeklerin KOVİD-19 sürecinde olduğu gibi bankalardan sorulması halinde ne yapılması gerektiğine dair düzenleme yapılmalıdır. Çeklerin müsait olmaması halinde arkasına düzenleme ile ilgili yazı eklenerek çek soran kişi/firmaya verilmesi gerekir ki bir hak mahrumiyeti yaşanmasın. Hesapta para olması halinde çek ödeniyor. Şu an için engel yok. Bir süre sonra faaliyetine devam edemeyen esnaf ve sanayici bu çekleri ödemede sorunlar yaşayacağı için şimdiden sorunlar yığılmadan, destekleyici tedbirler alınmalı.

KGF Krediler acil aktifleştirilmeli

KFG Kredileri kaynakları 300 milyar TL’ye çıkarıldığı açıklandı. Bunun ödemli bir kısmı piyasaya verilmiş çeklerin ödenmesi için kullanılması gerekmektedir. Bu çekler ödenirken istismarın önüne geçilmesi için çeklerin yazıldığı faturaların ibraz edilmesi istenebilir. Bu çeklerin karşılıkları aynı günde sıkışmaması için en az bir hafta önce bu “çeklere özel ödenmesi için kredi limitlerin tanınması” şeklinde düzenleme yapılması yerinde olacaktır. Aksi taktirde aylık 30 milyar TL’lik domino etkisi ile bunu üç dört katı piyasanın yara alması ve daha da kırılgan hale gelen piyasa ödemeler dengesinin bozulması an meselesi. Bu da Deprem bölge dışında firmaların da ciddi sıkıntı yaşaması ve küçülmeye gitmesi daha doğrusu işsizlik anlamına gelmektedir. Piyasa ödeme dengesi bir bozulur ise eski haline getirilmesi aylar/yıllar alır. Bankalarda 6 Ocak öncesi teminatta bulunan bölge illerine ait çekler ödenmemesi halinde, ilgili banka özel krediler ile bu açığı kapaması da çözüm olabilir. Banka desteği olmadan bu çeklerin ödenmesi çok zor. Zira bankalarda iyimser tahminle en az 100 milyar TL teminatta/tahsilatta bu bölgenin çeki var.

Çek sahibi, “arabamı evimi satar çekimi öderim” diyemez

Kabul edelim henüz adı konmamış bir “derin krizin” içindeydik, üzerine deprem krizi de eklendi. Deprem bu durumu daha da kötüleştirdi. Çek yazan kişilerin kötü niyetli olası gerekmiyor; bu insanların/firmaların çoğu piyasada “dürüst, basiretli davranışlar” gösteren işletmeler. Fakat, yıkılan dükkanlar/evler, enkaz altında kalmış, Canlar, araçlar, evler, dükkanlar; faaliyetini durduran fabrikaların bulunduğu bir ortamda aylık 30 milyar TL’lik çeklerin ödenmesini beklemek fazla iyimserlik olur. Bu nedenle Kamu Bankaları başta olmak üzere Devlet desteği ile çek sorununun büyümeden acil çözülmesi gerekir. Bazı Bankaların ölen Gerçek Kişilerin kredi borçlarını sildiğini açıklaması bir nebze mirasçılar açısında maddi yükü azaltmış olsa da piyasaya verilen aylık ortalama 30 milyar TL’lik çeklerin ödenmesi ile ilgili bir aksiyon alınmış değil. Gerçek Kişilerde öncü olarak ilk desteği veren Kamu Bankaları ve İŞBANK başta olmak üzere Firmalar ile ilgili yapacaklarını ve piyasaya verilen çeklerin ödenmesi için çözüm planlarını şimdiden görmek piyasaları da rahatlatacaktır.

Deprem Bölgesinde insanların “evimi, arabamı satar çekimi öderim” diyecek hali kalmadı. Sadece Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman illerinde hasarlı araç sayısı 120 bini geçti ve bunların sadece %15’inin Kaskolu olduğu ortaya çıktı. Kriz dönemde artan sigorta primi nedeni ile yenilenemeyen kaskolar; konut, işyeri sigortaları bölge yaşayanlarına ikinci darbe oldu.

Büyük bir maddi/manevi enkazın ortasındayız. Zaman dayanışma zamanı. Bu enkazı ülkece maddi/manevi seferberlik anlayışı ile atlatacağımıza olan inancım tamdır. Aksini düşünmek istemiyorum, dayanışma ruhu yaratılmaz ise, bu ülke bir de “Sosyal Deprem” kaldırmaz. Gecikme ve ihmallerin vebalini de, sorumluluğunu da kimse taşıyamaz.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist     www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ÖRGÜTSEL SUÇ TEORİSİ ve DAVRANIŞSAL EKONOMİ

Yayınlanma:

|

1. Örgütsel Suç Teorisi

Örgütsel suç teorisi, büyük organizasyonlar içinde işlenen suçları ve bu suçların arkasındaki örgütsel dinamikleri anlamayı hedefler. Suçun bireysel bir eylem değil, örgütsel yapı, kültür ve teşviklerin bir sonucu olarak ortaya çıktığını savunur. Bu teoriye göre, örgütler genellikle kâr maksimizasyonu, piyasa baskısı veya rekabet avantajı elde etmek için etik dışı ya da yasa dışı faaliyetlerde bulunabilirler.

Önemli noktalar:

  • Suçlar genellikle örgütsel hiyerarşi, kültür ve yapısal özelliklerden kaynaklanır.
  • Örgütsel suçlar bireysel suistimallerden ziyade kolektif karar alma süreçleriyle bağlantılıdır.
  • Karar alma süreçlerinde risk ve ödül hesaplamaları yapılır, bu da yasa dışı davranışları teşvik edebilir.

Örgütsel suç teorisine göre, suçlar genellikle örgüt içindeki güç dinamiklerinden, hiyerarşik yapılardan ve örgütsel kültürden etkilenir. Bu tür suçların örnekleri şunlar olabilir:

  1. Finansal Dolandırıcılık: Büyük şirketlerin muhasebe usulsüzlükleri, piyasa manipülasyonları ve yolsuzluk faaliyetleri.
  2. Çevre Suçları: Çevresel düzenlemeleri ihlal eden atık yönetimi veya kirlilik politikaları.
  3. İş Gücü Suistimalleri: Çalışanların haklarını ihlal eden, kötü çalışma koşulları sunan uygulamalar.
  4. Tüketici Dolandırıcılığı: Yanıltıcı reklamcılık, sahte ürünlerin satışı veya güvenli olmayan ürünlerin pazarlanması.

Teorinin altında yatan bazı önemli noktalar:

  • Kurum Kültürü: Bir örgütün içindeki normlar, değerler ve alışkanlıklar, bireylerin örgütsel suçlara karışma eğilimini artırabilir.
  • Yapısal Faktörler: Örgüt içindeki hiyerarşik yapı, yetki dağılımı ve sorumlulukların belirsizliği, suçların daha kolay işlenmesine olanak sağlayabilir.
  • Baskılar ve Teşvikler: Örgütler üzerindeki kâr baskıları ve rekabetçi ortam, yasa dışı veya etik olmayan yollara başvurmayı teşvik edebilir.

2. Davranışsal Ekonomi

Davranışsal ekonomi, insanların ekonomik kararlar alırken nasıl irrasyonel davranışlar sergileyebileceğini ve psikolojik faktörlerin kararlarını nasıl etkilediğini inceler. Geleneksel ekonomi teorilerinin varsayımlarının aksine, insanların her zaman rasyonel kararlar almadığı, duygusal, sosyal ve bilişsel önyargılarla yönlendirildiklerini savunur.

Önemli noktalar:

  • Bireyler, karar alırken sınırlı rasyonalite gösterirler ve psikolojik faktörler (örneğin, belirsizlik, kaygı, aşırı özgüven) kararlarını etkiler.
  • Risk algısı ve karar verme süreçleri, bireylerin ekonomik seçimlerinde irrasyonel davranışlara yol açabilir.
  • Teşvikler ve baskılar, insanların riskli ya da etik dışı davranışlar sergilemesine neden olabilir.

İki Alanın Kesişim Noktaları

  1. Karar Verme Süreçleri: Örgütsel suç teorisi, örgütlerin yasa dışı faaliyetlere yönelmesinin arkasında bireysel karar vericilerin bulunduğunu öne sürer. Davranışsal ekonomi ise bu bireylerin karar alma süreçlerinde rasyonel olmayabileceğini, psikolojik ve duygusal faktörlerin etkili olduğunu vurgular. Örneğin, bir şirket yöneticisi, belirsizlik ve aşırı güven nedeniyle yasa dışı bir faaliyete girişebilir.
  2. Risk ve Ödül Dengesi: Her iki teori de bireylerin ve örgütlerin risk-ödül hesaplamalarına odaklanır. Davranışsal ekonomi, bireylerin genellikle riskleri yanlış değerlendirdiğini ve “kayıptan kaçınma” gibi psikolojik önyargılarla hareket ettiğini öne sürer. Örgütsel suç teorisinde de, örgütlerin yasal riskleri yanlış hesaplayarak suçlara karışabileceği belirtilir.
  3. Teşvikler ve Baskılar: Davranışsal ekonomi, bireylerin teşviklerle (finansal ödüller, terfi beklentisi vb.) nasıl motive olduğunu ve bu teşviklerin irrasyonel kararlar almalarına neden olabileceğini inceler. Örgütsel suç teorisinde de, örgütsel baskılar (kâr baskısı, rekabet avantajı) suç teşkil eden davranışları teşvik edebilir.

Özetle:

  • Örgütsel Suç Teorisi suçun örgütsel yapı ve kültürden kaynaklandığını incelerken,
  • Davranışsal Ekonomi bireylerin irrasyonel kararlar alma eğilimlerini ve bu kararların arkasındaki psikolojik mekanizmaları inceler.

Bu iki alan, özellikle bir örgütteki bireylerin suç teşkil eden kararlar alırken rasyonellikten sapmaları, riskleri yanlış değerlendirmeleri ve psikolojik faktörlerin etkisinde kalmaları bakımından birbirini tamamlar.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ŞİRKETİNİZE EN UYGUN STOK TAKİP SİSTEMİ HANGİSİ?

Yayınlanma:

|

Firma STOK Takip sisteminde ve mal çıkışında uygulanan muhasebesinde sistemi direkt firmanın karlılığını da etkilemektedir. Firmanıza en uygun muhasebeleştirme sistemi için özet bilgi aşağıdaki sunulmuştur…
STOK takip yönteminde FIFO mu LIFO mu uygulayalım…
FIFO
En eski envanter ürünleri ilk önce satılır.
Satılan envanter, en eski birimlerden oluşurken, elde kalan envanter, en son satın alınanlardan oluşur.
Ne zaman FIFO kullanılmalı?
Bozulabilir Mallar: En eski birimleri satarak, FIFO bozulma veya eskime riskini en aza indirmeye yardımcı olur.
Enflasyonist Ortamlar: Satılan malların maliyeti daha eski, daha düşük fiyatlı envanterlere dayalı olduğundan, elde kalan envanter daha yeni, daha yüksek fiyatlı birimlerle değerlendirilir.
LIFO
En yeni envanter ürünleri ilk önce satılır.
Satılan malların maliyeti en son envanter maliyetlerinden oluşurken, elde kalan envanter, en eski maliyetlerle değerlenir.
Ne zaman LIFO kullanılmalı?
Bozulmaz Mallar: LIFO, raf ömrü veya son kullanma tarihi olmayan mallar için uygun olabilir.
Vergi Avantajları: Fiyat artışlarının olduğu durumlarda, en son ve daha yüksek maliyetlerin gelirle eşleşmesi nedeniyle, LIFO vergi gelirlerini azaltabilir ve potansiyel olarak vergi ödemelerini erteleyebilir.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TÜRKİYE’yi GRİ LİSTE’ye alan FATF’dan Kara Para mücadelesi için 40 tavsiye

Yayınlanma:

|

FATF (Financial Action Task Force) yani Mali Eylem Görev Gücü, kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanıyla mücadele etmek amacıyla 1989 yılında G7 ülkeleri tarafından kurulan hükümetler arası bir organizasyondur. FATF’nin temel amacı, uluslararası finansal sistemi bu tür yasa dışı faaliyetlerden korumak ve ülkeler arasında uyumlu bir yaklaşım geliştirmektir.

FATF’nin görevleri şunlardır:

  1. Standartlar Geliştirmek: FATF, kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı ile mücadele için uluslararası standartlar belirler. Bu standartlar, FATF’nin 40 Tavsiyesi olarak bilinir.
  2. Politikalar Geliştirmek: FATF, ülkelerin mali suçlarla mücadele etmesine yardımcı olacak politikalar geliştirir ve bu politikaların uygulanmasını teşvik eder.
  3. Ülkeleri Değerlendirmek: FATF, üye ülkelerin bu standartları ne kadar iyi uyguladığını değerlendiren karşılıklı değerlendirme raporları (mutual evaluation reports) hazırlar. Bu raporlar, ülkelerin mali suçlarla mücadelede ne kadar etkili olduğunu ortaya koyar.
  4. Uluslararası İşbirliği: FATF, ülkeler arasında bilgi paylaşımı ve işbirliğini teşvik eder, bu sayede mali suçlar ve terörizmin finansmanı ile daha etkili bir şekilde mücadele edilmesini sağlar.

FATF’nin uluslararası finansal sistem üzerinde büyük bir etkisi vardır. Eğer bir ülke FATF standartlarına uymakta başarısız olursa, bu durum o ülkenin finansal sistemine ve uluslararası itibarına ciddi zararlar verebilir. Örneğin, bir ülkenin FATF tarafından “kara listeye” alınması, o ülkenin uluslararası bankacılık ve finansal işlemlerinde önemli kısıtlamalara yol açabilir.

Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanıyla mücadele etmek amacıyla oluşturulmuş uluslararası standartlar setidir. İşte bilmeniz gerekenler:

Amaç:

  1. Finansal Sisteminin Bütünlüğünü Korumak: Suçluların yasadışı faaliyetlerden elde edilen gelirleri gizlemek veya taşımak için finansal sistemi kullanmalarını önlemek.
  2. Terörizmin Finansmanını Engellemek: Terörizmi desteklemek için kullanılan para akışını kesmek.
  3. Kitle İmha Silahlarının Finansmanını Önlemek: Ülkelerin veya grupların kitle imha silahları edinme veya geliştirme çabalarını engellemek.

Anahtar Alanlar:

FATF 40 Tavsiyeleri, aşağıdakiler gibi geniş bir yelpazeyi kapsar:

  1. Risk Değerlendirmesi ve Koordinasyon: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerini anlamalı ve bunları ele almak için çabalarını koordine etmelidir.
  2. Suç Sayma ve Müsadere: Kara para aklama, terörizmin finansmanı ve ilgili suçlar suç sayılmalı ve ülkeler suç gelirlerini el koyma ve dondurma mekanizmalarına sahip olmalıdır.
  3. Önleyici Tedbirler: Finansal kurumlar ve diğer işletmeler, müşteri kimlik doğrulama, kayıt tutma ve şüpheli işlemlerin bildirilmesi gibi önlemleri uygulamalıdır.
  4. Gerçek Sahipliğin Şeffaflığı: Ülkeler, şirketler ve tröstlerin arkasındaki gerçek sahiplerin kimliklerinin belirlenmesini sağlamak ve bu yapıların yasadışı amaçlar için kötüye kullanılmasını önlemek zorundadır.
  5. Yetkili Makamların Yetkileri: Kolluk kuvvetleri, mali istihbarat birimleri ve düzenleyiciler, mali suçları araştırmak ve bunlarla mücadele etmek için gerekli yetkilere ve kaynaklara sahip olmalıdır.
  6. Uluslararası İşbirliği: Ülkeler, bilgi paylaşımı, soruşturmaların yürütülmesi ve suçluların sınır ötesinde adalete teslim edilmesi konusunda etkili bir şekilde işbirliği yapmalıdır.

Önemi:

  1. Küresel Standart: FATF Tavsiyeleri, finansal suçlarla mücadelede ülkelerin sahip olması gereken temel tedbirler olarak küresel çapta tanınmaktadır.
  2. Değerlendirmeler ve Sonuçlar: FATF, ülkelerin bu Tavsiyeleri ne kadar iyi uyguladığını değerlendirir. Uyum sağlanmaması, FATF tarafından kara listeye alınma ve bunun sonucunda bir ülkenin finansal sistemi ve itibarının zarar görmesiyle sonuçlanabilir.

“Sağladığınız görüntü, FATF’nin 40 Tavsiyesi ile birlikte her birinin kısa bir açıklamasını içermektedir. Bu tavsiyeler, ülkelerin kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanıyla etkili bir şekilde mücadele etmesi için takip etmesi gereken temel kılavuzlardır.

Belirli bir tavsiye hakkında daha ayrıntılı bir açıklama ister misiniz ya da bu kılavuzlarla ilgili başka bir konuda yardıma mı ihtiyacınız var?”

FATF’nin 40 Tavsiyesi aşağıdaki gibidir: 

Tavsiye 1: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerini belirlemeli, değerlendirmeli ve bu riskleri azaltmak için harekete geçmelidir.

Tavsiye 2: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele için eylemleri koordine etmek üzere yetkili bir merci veya mekanizma atamalıdır.

Tavsiye 3: Ülkeler, Viyana ve Palermo Sözleşmeleri temelinde kara para aklamayı suç haline getirmelidir.

Tavsiye 4: Ülkeler, suçun araçları, gelirleri ve mülklerine el koyma ve bunlara ilişkin yaptırımları uygulama konusunda gerekli önlemleri almalıdır.

Tavsiye 5: Ülkeler, terörizmin finansmanı, terörist eylemler ve terör örgütlerinin finansmanını suç haline getirmelidir.

Tavsiye 6: Ülkeler, BM Güvenlik Konseyi Kararları ile uyumlu olarak terörizmin ve terörizmin finansmanına yönelik hedefli mali yaptırımları uygulamalıdır.

Tavsiye 7: Ülkeler, BM Güvenlik Konseyi Kararları ile uyumlu olarak yayılmanın finansmanına yönelik hedefli mali yaptırımları uygulamalıdır.

Tavsiye 8: Ülkeler, kar amacı gütmeyen kuruluşlara ilişkin yasa ve düzenlemelerin, bu kuruluşların kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerini azaltmaya uygun olmasını sağlamalıdır.

Tavsiye 9: Ülkeler, mali gizlilik yasalarının FATF Tavsiyelerinin uygulanmasını engellemediğinden emin olmalıdır.

Tavsiye 10: Mali kurumlar, müşteri kimlik doğrulama (CDD) önlemlerini yerine getirmekle yükümlü olmalıdır.

Tavsiye 11: Mali kurumlar, müşteri bilgilerini ve işlemleri en az 5 yıl süreyle saklamakla yükümlü olmalıdır.

Tavsiye 12: Ülkeler, Politically Exposed Persons (PEPs) ile ilgili olarak özel politikalar, prosedürler ve düzenlemeler uygulamalıdır.

Tavsiye 13: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanına ilişkin şüpheli işlem raporları (STR) oluşturmalı ve bu raporları analiz etmelidir.

Tavsiye 14: Ülkeler, yeni ödeme yöntemleri ve yeni teknolojilere yönelik uygun due diligence önlemleri geliştirmelidir.

Tavsiye 15: Ülkeler, yeni ürün ve iş uygulamalarında kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerini değerlendirmelidir.

Tavsiye 16: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerine karşı uygun önlemler almalıdır.

Tavsiye 17: Ülkeler, finansal kurumlara ve DNFBP’lere (Designated Non-Financial Businesses and Professions) yaptırım uygulamalıdır.

Tavsiye 18: Ülkeler, mali istihbarat birimlerini (FIU) kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili mali bilgileri toplamak, analiz etmek ve yaymak için merkezi bir birim olarak kullanmalıdır.

Tavsiye 19: Ülkeler, şüpheli işlemleri belirleme ve raporlama sistemlerinin etkili olmasını sağlamalıdır.

Tavsiye 20: Raporlama kurumları, kara para aklama veya terörizmin finansmanı şüphesi olduğunda şüpheli işlemleri raporlamalıdır.

Tavsiye 21: Raporlama kuruluşları, şüpheli işlem raporu (STR) veya ilgili soruşturmalar hakkında bilgi veremez ve bu tür bilgi verme cezalandırılmalıdır.

Tavsiye 22: Designated Non-Financial Businesses and Professions (DNFBP’ler) kara para aklama ve terörizmin finansmanı yükümlülüklerine tabi olmalıdır.

Tavsiye 23: DNFBP’lerin FATF Tavsiyelerine uygunluğu denetim ve izleme sistemlerine tabi olmalıdır.

Tavsiye 24: Ülkeler, şirketler ve yasal düzenlemelerle ilgili gerçek sahiplik bilgilerini toplamak, güncel tutmak ve bunları denetlemekle yükümlü olmalıdır.

Tavsiye 25: Ülkeler, tröstler ve diğer benzer düzenlemelere ilişkin gerçek sahiplik bilgilerini toplamak, güncel tutmak ve denetlemekle yükümlüdür.

Tavsiye 26: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede gerekli araç ve mekanizmalara sahip olmalıdır.

Tavsiye 27: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili soruşturma ve kovuşturma işlemlerini yürütmek için hızlı ve verimli bilgi toplama ve paylaşma yetkisine sahip olmalıdır.

Tavsiye 28: Ülkeler, DNFBP’ler için kara para aklama ve terörizmin finansmanı yükümlülüklerine uyum sağlamak üzere düzenleyici çerçeveler oluşturmalıdır.

Tavsiye 29: FIU’lar, mali suçlara ilişkin geniş bir mali, idari ve hukuki bilgiye erişim sağlamalıdır.

Tavsiye 30: Yetkililer, kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla ilgili soruşturmalar için yeterli bilgi ve özerkliğe sahip olmalıdır.

Tavsiye 31: Ülkeler, AML/CFT görevlerini yerine getirirken diğer ülkelerle etkili işbirliği sistemlerine sahip olmalıdır.

Tavsiye 32: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili olarak sınır ötesi işbirliği için gerekli yetkilere sahip olmalıdır.

Tavsiye 33: FIU’lar, diğer FIU’larla geniş çaplı bilgi paylaşımını teşvik etmelidir.

Tavsiye 34: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili sınır ötesi işbirliği için gerekli bilgi ve mekanizmalara sahip olmalıdır.

Tavsiye 35: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili suçlarla ilgili en geniş yelpazede karşılıklı yasal yardımı sağlamalıdır.

Tavsiye 36: Ülkeler, kara para aklama, terörizmin finansmanı ve diğer ilgili suçlarla ilgili karşılıklı adli yardımlaşma taleplerini hızlı, yapıcı ve etkili bir şekilde ele almalıdır.

Tavsiye 37: Ülkeler, yabancı yargı makamlarının sınır ötesi kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili taleplerine karşı geniş bir yardım yelpazesi sağlamalıdır.

Tavsiye 38: Ülkeler, suçun araçları ve gelirlerine el koyma ve dondurma için geniş bir yasal çerçeve sağlamalıdır.

Tavsiye 39: Ülkeler, AML/CFT soruşturmalarına yönelik sınır ötesi işbirliğini teşvik etmeli ve desteklemelidir.

Tavsiye 40: Ülkeler, AML/CFT amaçları doğrultusunda suçlularla ilgili sınır ötesi bilgi alışverişinde bulunabilmelidir.

Bu tavsiyeler, ülkelerin kara para aklama ve terörizmin finansmanına karşı küresel mücadeleye katılımını sağlamak amacıyla belirlenmiştir. Her bir tavsiye, ülkelerin bu risklerle mücadelede uygulaması gereken önlemleri ve sistemleri içermektedir.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.