Connect with us

Erol Taşdelen

DEPREM BÖLGESİ ÇEK PANİĞİ, AYLIK 30 MİLYAR LİRALIK ÇEKLER NASIL ÖDENECEK?

Erol TAŞDELEN, Deprem bölgesindeki ağır hasar gören 11 İldeki maddi sarsıntının, piyasada gizli tehlike olarak dolaşımda bulunan bölge Çekler ile de ekonomik deprem olmadan uyarıcı bir analiz yaptı. Yazılan çeklerin aylık ortalama 30 milyar TL oluğunu ve bu çeklerin önemli bir kısmının ilk altı ayda ödeme olasılığının düşük olduğunu, bunun da reel piyasada olumsuz etki yaratacağı için “domino etkisi” yapmaması için şimdiden önlemlerin alınması gerektiği yönünde uyarılarda bulunuyor.

Yayınlanma:

|

Elazığ ilinin Deprem bölgesine dahil olması ile birlikte Deprem bölgesindeki il sayısı 11 adete yükseldi.

Hafta içi sayın Meliha OKUR’un konuğu olarak katıldığım Sputnik Radyo’da da söylemiştim. Deprem Bölgesindeki 11 İlin 2022 sonu banka nakdi kredilerini 623,3 milyar TL’lik hacme, % 8,39’luk paya sahip. Tekstil sektörüne bankaların verdiği kredilerin %40’ı bu illerde. Metal-Maden Kredilerin %18,5’lik kısmı; Zirai Kredilerin %15,5’lik kısmı; Tüketici Kredilerin %10,5’lik kısmı bu illerde. Bölge içinde yer alan firmaların İhracatı 20 milyar USD’yi aşıyor ki bunun yarısı Gaziantep’te. Türkiye Nüfusunun %16’lık kısmı bu illerde yaşıyor. Bitkisel Üretimin %21’lik kısmı; Tahıl üretimin %12’si, Büyükbaş Hayvancılığın %12’si, Küçükbaş hayvancılığın %17’si bu illerde. Toplanan vergilerin %10’u bu illerden alınıyor. Bölgenin ekonomi içindeki payı kabaca Türkiye’nin %10’u.

Deprem bölgesinde çek hacmi ne kadar?

Türkiye’de 2022 yılında 540.841 tekil kişi; 16 milyon 760 bin adet çek yazdı. Bunun hacimsel karşılığı 2 trilyon 631 milyon TL.

Deprem bölgesinde yer alan 11 il 2022 yılında 1.865.914 adet çek ödendi. Türkiye genelinin % 11,13’ü bu bölgede çek kullanıcıları yazdı. Bu illerde 2022 yılında ödenen çek tutarı ise 280 milyar TL ile Türkiye’de ödenen çek hacminin %10,64’ü bu İllere ait.

Deprem bölgesinde bulunan11 ilin 2022 son üç aylık toplam çek adet ortalaması 157.547, ödenen çek ortalaması ise 30,1 milyar TL.

İlk altı ayda çek hacmi ne kadar olur?

30 milyar TL son üç ay ortalamanın 2023’de de devam ettiğini var saysak bile 360 milyar TL’lik çek hacminin 2023 içinde dönmesi gerekiyor. Deprem nedeni ile hiç kuşkusuz bunda düşme olacaktır ama vadeli satışlar düşünüldüğünde özellikle ilk 6 ayda bu çeklerin önemli bir kısmı yazılmış ve piyasaya verilmiş durumda. Demek ki özellikle ilk altı ayda ciddi bir çek tahsilat sorunu yaşayacağız demektir.

Çekler ödenir mi?

Yirmi beş yıllık bankacılık deneyimi ve 6 yıllık piyasa deneyimi ile söyleyebilirim ki iyimser yaklaşımla bile piyasaya verilen çeklerin yarısı önümüzdeki ilk altı ayda ödeme olasılığı çok düşük. Bu durum, piyasada nakit akışının sağlanabilmesi için Deprem Koşullarında tedbirler kendini dayatıyor demektir. Piyasaya sürülen çekler sadece deprem bölgesindeki 11 ili değil tüm Türkiye’yi ilgilendiriyor. Piyasaya verilen çeklerin çoğu ile mallar alınmış ve Deprem nedeni ile bu mallar da enkaz altında kalmış durumda. Özellikle çarşı esnafını düşündüğümüzde, Tuhafiyeciden, Lokantasına, Kırtasiyesinden, çeyizlik eşya satana; beyaz ev eşyacısından, eczacısına, mobilyacısından, halıcısına kadar geniş bir kesim çek mağduru durumuna düşmüş durumda.

Sadece esnaf değil; Sanayi kesimi de aynı durumda. Zira, bölgede üretim durmuş durumda. Fabrikasında zarar görmeyen sanayicinin bile imalatı durmuş durumda; çünkü, çalıştıracak işçi ölüm ve yaralanmaların yanında, bölgedeki kitlesel göç nedeni ile ciddi bir işgücü kaybı söz konusu. Deprem bölgesinde altı ay işten çıkarmanın yasaklanması ile çalışanlar lehine düzenleme yapıldı, fakat buna rağmen sanayici halen tam kapasite faaliyete başlamış değil. Faaliyeti durmuş olan işletmeler, fabrikalar ödemelerini nasıl yapacak? Yazmış olduğu vadeli çekleri nasıl ödeyecek? Sorun sadece Deprem bölgesi değil, çeklerin dağıldığı tüm Türkiye’nin sorunu hale gelme potansiyeli taşıyor.

Çeklere Bankalar işlem yapmadı    

Depremden sonra ilk şoku çeki alan müşteriler yaşadı. Zira, yasal düzenleme olmamasına rağmen bankalar inisiyatif kullanarak karşılıksız çeklere işlem yapmadan iade ettiler. Varsayalım 1 milyon TL çek var müşterinin de hesabında 999 bin TL var. 1.000 TL eksik diye takastan çekler iade edildi. Ertesi gün 990 bin TL aynı müşterinin başka çeki var ise çek ödendi. İlk çeki soran müşteriye 9.000 TL kaldı ve mağdur oldu iyi mi! Çeklere işlem yapılmadığı için 10 günlük yasal süreyi kullanamayan binlerce çek mağduru şimdiden oluşmuş durumda. Bu kişiler çek yazılmadığı için yasal yollarda da süreç uzayacak. Zaten altı ay boyunca Deprem Bölgesindeki iller için yasal işlemler de durduruldu. Başta da dediğimiz gibi Deprem Bölgesi çek mağdurları ülke geneline yayılmış durumda. Bölge illerindeki aylık ortalama 30 milyar TL ödenen çek hacmi düşünüldüğünde ülke genelinde Piyasaya ciddi yük getirmiş durumda. Zira, aldığı çekler ile hammadde, maaş, SGK gibi ödemeyi planlayanların bu ödemeleri de aksayacak. Veya çek tahsilatı yapamadığı için kendi çekini de ödemeyecek firmalar artacak. Bölge Faktoring firmalarının da ciddi kredi riski var. Bu firmalar için bölge çekleri şimdiden kabus olmuş halde.

Bankalar çek teminat açığına düşecek

Bankalar çek teminatlı kredilerde teminat açığı yaşayacağı için Ticari/KOBİ firmaları önümüzdeki dönemde teminat açığına düşmesi ve çek açığından dolayı kredi kullanamama veya tahsil olan diğer çekleri teminat açığı nedeni ile bankadan alamama gibi bir durum ile karşı karşıya kalacağını şimdiden söylemek kahinlik değil.

Çek tahsilatları için Kamu desteği şart

Ödenmeyen çekleri mağduriyetleri piyasayı daha da tehdit edip olumsuz anlamda piyasada “domino etkisi” yapmadan çok acil tedbirler alınması gerekir. Kamu otoritesi banka kredilerini altı ay ötelenmesine yönelik düzenleme yaptı fakat çeklerle ilgili henüz bir düzenleme yapılmış değil. Aylık ortalama 30 milyar TL’lik çeklerin Kamu desteği olmadan ödeme olasılığı çok düşük.

Neler yapılabilir?

Bölge esnaf, sanayicisinin piyasaya vermiş olduğu çeklerin ödenmesi için acil tedbir alınması kendini dayatırken, öncelikle çeklerin KOVİD-19 sürecinde olduğu gibi bankalardan sorulması halinde ne yapılması gerektiğine dair düzenleme yapılmalıdır. Çeklerin müsait olmaması halinde arkasına düzenleme ile ilgili yazı eklenerek çek soran kişi/firmaya verilmesi gerekir ki bir hak mahrumiyeti yaşanmasın. Hesapta para olması halinde çek ödeniyor. Şu an için engel yok. Bir süre sonra faaliyetine devam edemeyen esnaf ve sanayici bu çekleri ödemede sorunlar yaşayacağı için şimdiden sorunlar yığılmadan, destekleyici tedbirler alınmalı.

KGF Krediler acil aktifleştirilmeli

KFG Kredileri kaynakları 300 milyar TL’ye çıkarıldığı açıklandı. Bunun ödemli bir kısmı piyasaya verilmiş çeklerin ödenmesi için kullanılması gerekmektedir. Bu çekler ödenirken istismarın önüne geçilmesi için çeklerin yazıldığı faturaların ibraz edilmesi istenebilir. Bu çeklerin karşılıkları aynı günde sıkışmaması için en az bir hafta önce bu “çeklere özel ödenmesi için kredi limitlerin tanınması” şeklinde düzenleme yapılması yerinde olacaktır. Aksi taktirde aylık 30 milyar TL’lik domino etkisi ile bunu üç dört katı piyasanın yara alması ve daha da kırılgan hale gelen piyasa ödemeler dengesinin bozulması an meselesi. Bu da Deprem bölge dışında firmaların da ciddi sıkıntı yaşaması ve küçülmeye gitmesi daha doğrusu işsizlik anlamına gelmektedir. Piyasa ödeme dengesi bir bozulur ise eski haline getirilmesi aylar/yıllar alır. Bankalarda 6 Ocak öncesi teminatta bulunan bölge illerine ait çekler ödenmemesi halinde, ilgili banka özel krediler ile bu açığı kapaması da çözüm olabilir. Banka desteği olmadan bu çeklerin ödenmesi çok zor. Zira bankalarda iyimser tahminle en az 100 milyar TL teminatta/tahsilatta bu bölgenin çeki var.

Çek sahibi, “arabamı evimi satar çekimi öderim” diyemez

Kabul edelim henüz adı konmamış bir “derin krizin” içindeydik, üzerine deprem krizi de eklendi. Deprem bu durumu daha da kötüleştirdi. Çek yazan kişilerin kötü niyetli olası gerekmiyor; bu insanların/firmaların çoğu piyasada “dürüst, basiretli davranışlar” gösteren işletmeler. Fakat, yıkılan dükkanlar/evler, enkaz altında kalmış, Canlar, araçlar, evler, dükkanlar; faaliyetini durduran fabrikaların bulunduğu bir ortamda aylık 30 milyar TL’lik çeklerin ödenmesini beklemek fazla iyimserlik olur. Bu nedenle Kamu Bankaları başta olmak üzere Devlet desteği ile çek sorununun büyümeden acil çözülmesi gerekir. Bazı Bankaların ölen Gerçek Kişilerin kredi borçlarını sildiğini açıklaması bir nebze mirasçılar açısında maddi yükü azaltmış olsa da piyasaya verilen aylık ortalama 30 milyar TL’lik çeklerin ödenmesi ile ilgili bir aksiyon alınmış değil. Gerçek Kişilerde öncü olarak ilk desteği veren Kamu Bankaları ve İŞBANK başta olmak üzere Firmalar ile ilgili yapacaklarını ve piyasaya verilen çeklerin ödenmesi için çözüm planlarını şimdiden görmek piyasaları da rahatlatacaktır.

Deprem Bölgesinde insanların “evimi, arabamı satar çekimi öderim” diyecek hali kalmadı. Sadece Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman illerinde hasarlı araç sayısı 120 bini geçti ve bunların sadece %15’inin Kaskolu olduğu ortaya çıktı. Kriz dönemde artan sigorta primi nedeni ile yenilenemeyen kaskolar; konut, işyeri sigortaları bölge yaşayanlarına ikinci darbe oldu.

Büyük bir maddi/manevi enkazın ortasındayız. Zaman dayanışma zamanı. Bu enkazı ülkece maddi/manevi seferberlik anlayışı ile atlatacağımıza olan inancım tamdır. Aksini düşünmek istemiyorum, dayanışma ruhu yaratılmaz ise, bu ülke bir de “Sosyal Deprem” kaldırmaz. Gecikme ve ihmallerin vebalini de, sorumluluğunu da kimse taşıyamaz.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist     www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Erol TAŞDELEN yazdı: VATANDAŞ BORÇ BATAĞINDA ÇIRPINIYOR, BORÇ STRESİ BİRİKİYOR!

Yayınlanma:

|

BDDK tarafından yayınlanan 2023 yıl sonu banka kredi verileri vatandaşın tam anlamı ile borç batağına battığını; hareket edemez hale geldiğini de ortaya çıkardı. Vatandaşın, fırında ekmek alırken bile kredi kartı kullanıldığını biliyoruz. Bazen ödemelerin 2-3 kart ile parça parça ödendiği veya kart puanı ile ödemek zorunda kalındığını; kart limitlerin doluluğundan dolayı kasada poşeti bırakıp marketten çıkan vatandaş görüntülerini hiç yadırgamıyoruz artık. Bu görüntüler normal olmadığı gibi vatandaşın ne hale geldiğinin de net fotoğrafı aslında! Vatandaşta sonu nereye gideceğini tahmin etmenin zor olduğu “borç stresi” yükleniyor biline! Sektörün kredi verileri de bunun nedenlerini açıklar nitelikte.

Kredi Kart borcu taşınabilir boyutu aştı!

2022 sonunda vatandaşın kredi kart borcu 452,5 milyar TL iken; 2023 yıl sonunda bir yılda %155 artarak 1 trilyon 155 milyar TL seviyesine ulaştı. Kredi kartlarındaki artış tutarı son bir yılda 702 milyar TL seviyesini aşarken ortaya çıkan rakamların vatandaşın özellikle kredi kart borç batağına saptandığı ve buradan çıkmasının zor olduğunu, çırpındıkça da daha fazla borç batağına battığını gösteriyor. Bu durum Vatandaşın Enflasyon etkisi ile ortaya çıkan reel gelir kaybı açığının da kredi kartlar aracılığı ile kapatılmaya çalışıldığının belgesi niteliğinde aslında. (Vatandaşın Reel Gelir kaybından dolayı başta TÜİK ve ekonomi kurmayları eseri ile övinebilir). Vatandaşın 2024 Ocak ayı sonundaki Kredi Kart borcu ise bir ayda 92 milyar TL artarak 1 trilyon 247 milyar TL seviyesine ulaşmış durumda. Kısaca, 2024’de de Bireysel Kredi türbülansı devam ediyor.

Kredi Kart kullanımının ani kısılması felaket olur

POS’lardaki anormal durumu daha önce yazmıştım. Son günlerde enflasyon ile mücadelede “emekli ve ücretli maaş artışları yanında, kredi kartlardaki harcama artışın” nedenleri arasında sayılması ve alınan/alınacak tedbirler ise vatandaşı zor durumda bırakıyor/bırakacak. Baştan söyleyeyim Kredi Kartlar ile ilgili öngörülen Tespit ve Çözüm kesinlikle yanlış; sonucu tahmin ötesi vatandaşda da piyasada da yıkıcı olur! Zira, enflasyonun asıl nedeninin “maliyet enflasyonu” olduğunu kabul etmeyen, bu yönde tedbirler almayan ekonomi kurmayları bunun yerine çözümü talebi kısacak mücadeleye çevirmesi, başta TÜİK aracılığı ile gerçekçi olmayan enflasyon rakamları ile reel maaş artış oranları düşürülürken diğer taraftan talebi kısmak için kredi kartlarına yapılan faiz oranları artışı; asgari ödeme oranının şimdilik %40’lara yükseltilmesi, taksitlerin kapatılması, limitlerin düşürülmesi gibi tedbirler vatandaşı iyice zorlamaya başladı. Bankalarca ertelenen Kredi Takip dosyaları 2024’de hızla artmaya devam ediyor. Bunun yanında bankalar özellikle biriken kredi kart borçlarını yüksek faiz ile ertelemesi; kredi kart borçlarının tüketici kredisine çevirmesi gibi yöntemler vatandaşın kredi maliyetini artırırken; borç çevirme koşullarını ağırlaşmaya da başladı . Bankaların bu yöndeki geçici çözümleri ise sadece sorunların büyüyerek ertelenmesine neden oluyor. 35,8 milyon Kredi Kart müşterisi; 111 milyon adetten fazla Kredi Kartı, 84 milyon Ön Ödemeli Kart; KMH Kredilerinin de tanımlı olduğu 194 milyon Banka Kartı olduğu düşünüldüğünde başka banka kredi kartından çekilerek borcu borç ile kapama yöntemi kısıtlamalar sonucu “ani çöküş” riski ile karşı karşıya kalınmış durumdayız biline! Kredi kartlarına yapılacak kısıtlamanın ekonomiye/esnafa vereceği hasarı merak edenler kart ile yapılan harcama tutarını, GSYH içindeki harcama payını  incelemeleri yeterli olacaktır. Kredi Kartlarını takside açıp vatandaşı borç batağına sokan bankacılık sektörünün hiç suçu yok mu da faturayı sadece vatandaşa ödetmeye kalkışılıyor. Bir bedel ödenecekse bu bedel tarafların tamamına ödetilmelidir! Özellikle Kredi kartlarının sabit ve makul faiz ile vatandaşı mağdur etmeyecek şekilde yapılandırılabilmesi için acil düzenleme kendini dayatmaktadır. Aksi halde bu borçlar ile pimi çekilmiş bomba gibi vatandaşın eline kartları tutuşturup bankalar ile başbaşa bırakıp; “ne halin varsa gör” demek büyük insafsızlık olur!

Kredi kartlarından sonra, en fazla İhtiyaç kredileri arttı

2023 yılında kredi kartlarından sonra en fazla artış İhtiyaç kredilerinde olması vatandaşın borç ile döndüğünün diğer kanıtı. Her ne kadar bankalar tüketici kredi gerekçesine sistemlerine ‘eşya alımı, ev tadilatı’ gibi klasik kullanma nedenleri olarak girse de, vatandaşın asıl Tüketici kredi kullanma nedeninin kredi kart ödemesi gibi borç ödeme olduğunu sektörün içinde bulunanlar da biliyor. 2022 sonunda 674,8 milyar TL olan İhtiyaç kredileri 2023 sonunda %45 oranda 304,8 milyar TL artış ile 979,6 milyar TL’ye yükseldi. Taşıt kredileri ise 49,6 milyar TL’den %93 artış ile 95,8 milyar TL seviyesine ulaşmış durumda. 2023’de Konut kredi artış oranı ise sadece %22 oldu. 2022 sonunda 360 milyar TL olan  Konut kredileri 78,4 milyar TL artış ile 2023 sonunda 438,4 milyar TL seviyesine ulaştı.

Bankalar Krediler ile Tüketimi teşvik etti

Bireysel kredilerdeki oransal dağılıma baktığımızda Toplam 2,6 trilyon TL kredinin %43’ünü ( 1,1 trilyon TL) oluşturan payın Kredi Kart borçlarından oluştuğu gözükürken; %37’lik ( 979 milyar TL)  kısmı İhtiyaç Kredi borçlarından oluşuyor.  Başka bir ifade ile bankaların vatandaşa verdiği kredilerin %80’lik ( 2,1 trilyon TL) kısmını Kredi Kart ve İhtiyaç Kredilerinden oluştuğu görülüyor. Gerek kısa vadeli olması gerekse faiz oranlarında oynaklık esnekliği neden ile bankaların Kredi Kartları ve Tüketici kredilerini tercih ve teşvik ettiği; Konut ve Taşıt gibi uzun vadeli kredilere aynı yaklaşımı sergilemedikleri görüldü. Kriz ve belirsizlik dönemlerinde bu tercih ise bankacılık mantığına göre gayet normal. Zira; 2005-2009 ile 2016-2017 yıllarında Konut kredilerinin Tüketici Kredilerinden fazla olması da bu tezi ispatlar niteliğinde. Bankaların verdiği İhtiyaç Kredilerin %25,7’lik oran ile İstanbul ilk sırada yer alırken; Ankara %8,9; İzmir %7,3; Bursa %4,5; Antalya %4; Kocaeli % 3,2; Adana %2,6; Mersin ve Gaziantep %2; Tekirdağ  %1,9 hacimsel orana sahip iller arasında yer aldı.

Kredi takip oranları Kartlarda uçarken Konut kredi borcuna vatandaş sadık kaldı    

BDDK verilerine göre 2022 sonunda 29,7 milyar TL olan Bireysel Kredi ve Kredi Kart Takip tutarı 15,1 milyar TL %51 artış ile 44,8 milyar TL seviyesini aştığı görüldü. Takipteki kredilerde 21,6 milyar TL’den %33 artarak 28,8 milyar TL seviyesine ulaşan Tüketici kredileri olurken; en fazla artış oranı 7,3 milyar TL’den 15,4 milyar TL’ye iki kattan fazla 8 milyar TL ve  %110 artan Kredi Kart borç takip dosyaları oldu. Oransal ve hacimsel olarak Konut kredilerinda düşüş oldu. Konut Kredilerinde en fazla tasfiye oranı %0,3 ile Adıyaman, Kilis, Hatay, Osmaniye, Gümüşhane, Siirt, Kırıkkale, Sakarya, Antalya, Amasya illeri oldu.

Takip hacim ve atış oranlarını tahmin edilenin altında kalması sizi yanıltmasın bu rakamların içinde bankaların Varlık Şirketlerine sattığı milyonlarca liralık dava dosyaları silinmiş hali. Üstelik bankaların henüz hukuki işlem başlatmadığı; 1 yıl ödemesiz dönemler koyarak defalarca yapılandırıp yüzdürülen krediler de bu takip rakamlarının içinde yer almıyor. Mahkemeden tahsil edilerek kapanan krediler de bu rakamların içinde değil. Dolayısı ile sorunlu Bireysel krediler aslında nokta bakiye verilen rakamların çok çok üstünde aslında!

Milyonlarca vatandaş mahkeme kapısında

2023 Kasım ayı itibarıyla 1.597.090 vatandaş Yasal Takip Sürecinde Bireysel Kredilerden dolayı mahkemede dosyası açılmışken; 1.404.166 vatandaş da Kredi Kartlarından dolayı mahkemelik olmuş durumda. Bireysel ve Kredi Kartlarından toplam 2.337.292 vatandaş bankalar ile halen mahkemelik. Bitmedi; bankaların Varlık şirketlerine sattığı Takipteki dosyalardan dolayı süren dosya sayısı da 2.109.051 adet. Banka ve Varlık Şirketlerini birlikte değerlendirdiğimizde BDDK verilerien göre 3.830.149 tekil kişi Banka borçlarından dolayı davalar ile boğuşmakta. Kapanan dava dosyalarını da eklendiğimizde Bankalar ile çalışan vatandaşlardan %15’i davalık olmuş durumda.

Tasfiye Olacak Alacaklarda Doğu iller ilk sırada

BDDK 2023 Kasım ayı verilerine göre; Bankalarca gerçek kişilere kullandırılan bireysel kredi kartı, kredili mevduat hesabı, ihtiyaç kredisi, konut kredisi ve taşıt kredisinden kaynaklı tasfiye olunacak alacaklar toplamından oluşan Tasfiye Olunacak Alacaklar’da ilk sıralarda doğu illeri yer aldı. %5,6 ile Diyarbakır ilk sırada yer alırken; Mardin %4,2; Şanlıurfa %4; Batman %3,8; Adana %3,7; Şırnak % 3,2; Hakkari %2,8; Mersin %2,5; Ağrı %2,5; Kırıkkale %2,4 ile en yüksek sorunlu bireysel kredileri olan iller arasında yer aldı.

Kredi Kart borcu en fazla artan İl Şanlıurfa oldu

Kredi kart borcu % 210 artış oranı ile ne fazla Şanlıurfa oldu. Diyarbakır %208,6; Batman % 205,4; Gaziantep %201,8; Mardin %198,7; Adana %197,9; Hakkari % 196,2; Şırnak ve Van %191,3; Düzce %189,9 artış ile kredi kart borcu en fazla artan on İl arasında yer aldı. Kredi Kart borçlarının %27,8’lik kısmı İstanbul ilk sırada yer alırken; %9,3 ile Ankara; %6,6 ile İzmir; %3,9 ile Bursa; %3,7 ile Antalya; %3 ile Adana; %2,7 ile Kocaeli; %2,3 ile Konya; %2,2 ile Gaziantep ve %2,1 oran ile Mersin ne fazla Kredi Kart borcu artan iller arasında yer aldı.

2024’de Kredi Takip tam gaz devam ediyor 

BDDK’nın 2024 Ocak sonu Kredi verileri de durumun ne kadar vahim olduğunu ve sorunun artarak devam ettiğinin kanıtı niteliğinde. Zira; 2023 sonunda takip oranı düşen tek kredi grubu 1 milyon TL düşüş ile Konut kredileri oldu. 2024 Ocak ayında Taşıt kredileri 7 milyon TL; Tüketici Kredileri 2,2 trilyon TL artarken en fazla artış 2,4 trilyon TL artış ile Kredi Kartlarında oldu. Tüketici Kredileri bir ayda %8 artarken; Kredi Kartlarındaki aylık Takip artış oranı %16 oldu.

2023 sonunda 44,8 trilyon TL olan Bireysel Krediler ve Kredi Kartlarındaki toplam Takip hacmi de bir ayda %11 ve 4,7 trilyon artarak 49,5 trilyon TL‘yi aşmış durumda. Bu öncü veriler ışığında Kredi takip sorununun 2024 yılında artarak devam edeceğini tahmin etmek zor değil. Alınması gereken (alınacak ise) tedbirlerin aciliyeti de bundan kaynaklanıyor zaten!

Bireysel İflas Yasası Şart

Firmalar Konkordato, İflas gibi borç yapılandırma zaman kazanma gibi yasal haklara sahipken; vatandaşın maalesef bu yönde bir yasal koruması yok. Vatandaşın borç batağına saplanmasını bizim yasalar kişinin kendi tercihi olarak görürken borçlu vatandaşa daha fazla borç içine girmesini sağlayan; haksız gecikme/temerrüt faiz; ücret ve komisyon ile vatandaşı boğan bankacılık sistemini sorgulayacak bir sistemimiz yok.

Bankacılık Kanununa; TCMB ve BDDK düzenlemeleri ile Bireysel Kredi ve Kredi Kartı veren bankalar iş takip aşamasına gelince imzalanan tüm sözleşmeleri bir tarafa atarak sanki borç kişiler arasında sözleşmeye bağlı olmayan Adi Borç ilişkisi gibi 6098 Sayılı Borçlar Kanunu uygulanıyor ki; bu konuda yetersiz olan Avukat ve Bilirkişilik uygulaması; Asliye Hukuk Mahkemeleri de bu ayrımı anlamadan %100 faiz artışı uygulayarak vatandaşı daha fazla mağdur etmektedir. Biriken borç dağına ne tedbir alının bilmiyorum ama benim önerim; Vatandaşı bankalar karşısındaki bu tarz mağduriyetlerini koruma altına almak için ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi “Bireysel Konkordato”, “Bireysel İflas” gibi hukuk düzenlemeleri acil yapılmalıdır.

En azından banka kredilerinde takip aşamasında imzalanan sözleşmeler ile sınırlandırılması, müşterinin imzalamadığı diğer düzenlemelere tabi tutulmaması gerekir. Kredi sözleşmeleri her sadece bankaları koruma niteliğinden çıkarılıp; iki tarafın menfaatlarını koruyacak şekline getirilmelidir. Örneğin; TCMB ve BDDK’nın tüm uyarı ve düzenlemelerine rağmen halen çoğu banka taksitli kredilerde bilinçli olarak Temerrüt Faiz oranını yazmamakta ısrar ediyor. Bu sayede takip aşamasında temerrüt/gecikme faiz belirsizliği yaratarak Borçlar kanununa göre %100 fazlası ile takip işlemleri başlatabilmektedir. Diğer bir örnek; Takipte ilk ödemeler ana para yerine önce biriken faiz, masraf tahsilatı yapılarak; müşterinin mağduriyetinin devamlılığı sağlanmak; BDDK gibi kurumlar da yıllardır bu mağduriyetleri seyretmektedir. Kısaca, Vatandaş bankalar karşısında tek taraflı bankanın menfaatini koruyacak şekilde düzenlenen sözleşmeler karşsında çok korumasız kalmakta. Acil vatandaşın bankalar karşısındaki hukuksal koruma yollarındaki eksiklikler giderilmedilir.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist         www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Hocaların hocası Prof.Dr. NİHAT FALAY hayata veda etti

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nihat Falay yaşamını yitirdi.

Yayınlanma:

|

1969-2008 yılları arasında İstanbul Üniversitesi öğretim görevlisi olarak hizmet veren Prof. Dr. NİHAT FALAY hocamızı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde binlerce öğrencinin yetişmesine onlarca öğrenciye Yükseklisans ve Doktora programlarında danışmanlık yapan hoca İstanbul Üniveristesi hamurunda suyu olan değerlerinden biri idi.

Kitabını tamamlamadan gitmedi

En son 2023 Haziran’ında “yazmadan gitmeyeceğim” dediği İSTANBUL ÜNİVERSİTESİNİN YABANCI AKADEMİSYENLERİ kitabı ile İstanbul Üniversitesine emeği geçen arkadaşlarına son görevini de yaparak bu dünyadan ayrıldı.

Arkasında onlarca kitap, yüzlerce makale, sayısız konferans, sunum bir hoş-seda bırakarak ayrıldı hocamız…

Üzerimizde büyük emeği olan hocamızın Nur içinde yatmasını, sevenlerine başsağlığı ve  sağlıklı uzun ömür dileriz.

Prof. Dr. NİHAT FALAY kimdir?

1941 yılında Şanlıurfa’da doğdu. İlkokulu Diyarbakır’da okuduksan sonra İstanbul’da Karagümrük Ortaokulu’nu ve 1961’de Vefa Lisesini tamamladı.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde 1965’re mezun olan Falay, 1969’da aynı fakültede Maliye Enstitüsünde öğretim üyesi yardımcılığı yaptıktan sonra, 1974’te “Kamu Kesiminde Planlama-Programlama-Bütçeleme Sistemi ve Türk Program Bütçe Modeli” adlı tezi ile Doktor unvanı aldı. 1980 yılında “Türkiye’de Yerel Yönetimlerin Tarihsel Gelişimi ve Maliye Sorunları” konulu tezi ile Doçent oldu. 1988 yılında da “Doğu Batı Toplumlaırnda Mali Sistemlerin Gelişimi ve Özellikleri” adlı tezi ile Profesörlüğe yükseldi.

2008 yılında yaş sınırından dolayı Üniversiteden emekli oldu. Prof.Dr. Nihat Falay hocamızın cenazesi, Cuma (yarın 9.2.2024) ikindi namazına müteakip İstanbul’da Merkez Efendi Camiinden kaldırılacaktır.

Kitapları

  • Türkiye Ekonomi Bibliyografyası, Met/Er Matbaası, 1977
  • İbn-i haldun’un İktisadi Görüşleri, İ.Ü. İktisat Fakültesi, 1987
  • Program Bütçe ve Sıfır-Esaslı MBütçe Sistemleri, İ.Ü. 1987
  • Planlama-Programlama-Bütçeleme Sistemi ve Türk Program Bütçe Modeli, Filiz Kitapevi, İstanbuli 1998
  • Maliye Tarihi, Filiz Kitapevi, İstanbul, 2000
  • İstanbul Üniversitesinin Yabancı Akademisyenleri, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, İstanbul, 2023

Prof.Dr. Nihat Falay’ın son ropörtajlarından birinde hayat hikayesini, yaşam felsefesini de anlatmıştı.

-EK

https://www.k24kitap.org/kritik/iki-konferans-bir-kitap-vesilesiyle-darulfunundan-bogazicine-universitelerarasi-goc-4460

 

Banka Vitrini

Erol TAŞDELEN – Editör

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

Erol TAŞDELEN yazdı: BANKACILIK SEKTÖRÜ-2023

Yayınlanma:

|

BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU – BDDK Bankacılık sektörü 2023 yıl sonu mali verileri açıkladı. 2022’de 431,6 milyar TL Net Karlılık açıklayan sektör; 2023 sonunda karlılığını %40 artırarak 603,6 milyar TL Net Karlılık açıkladı. Açıklanan karlılık bankacıları memnun etmezken; bankalar arasında da ciddi karlılık artış farkı olduğunu tahmin etmek zor değil! 2022 yılında sektörün kar artış oranı % 366 idi.

2021 Aralık aylık bazda 44,4 milyar TL Net kar yapan sektör, 2023 Aralık ayında ise %53 artış ile 68,1 milyar TL Net Karlılığı yakaladı.

Bilanço büyümeye devam etti

2022 yıl sonunu 14,3 trilyon Aktif Büyüklük ile kapatan sektör 2023 yılında %64 büyüme ile 23,5 trilyon bilanço büyüklüğüne ulaştı. 2022 sonunda 7,6 trilyon TL olan Nakdi Krediler ise %54 artış ile 11,7  trilyon TL seviyesine yükselirken;  Takipteki Krediler 29 milyar TL artışla 192 milyar TL ( 6,5 milyar USD ) seviyesine ulaştı. Bununla birlikte 2023 Ekim verilerine göre yakın izlemedeki kredi miktarı önceki yıla göre yüzde 35 artarak 844 milyar TL ( 28,1 milyar USD) ulaştığı dikkate alındığında; karşılık ön izleme, yakın izlemede, takip edilip; yapılandırılan kredilerden oluşan Sorunlu Krediler 2023 sonunda 1 trilyon TL’yi geçmesi; yığılan Zombi firmalar Sektörün yumuşak karnı olarak kendini gösteriyor. 2022 yılında Beklenen Zarar Karşılıkları da 370 milyar TL’den 2023 sonunda 469 milyar TL seviyesine ulaşmış durumda.

Mevduatın üçte biri vadesizde

2022 sonunda 8,8 trilyon TL olan Mevduat toplamı da %68 artış ile 2023 sonunda 14,8 Trilyon TL seviyesine ulaştı. Bankalarda bulunan Mevduatın %33,2’sine denk gelen 4,9 trilyon TL ise vadesiz mevduattan oluşuyor. Vadesiz oluşturulmasında her ne kadar Ekim sonuna doğru TCMB uyarsa da Ticari kredilerin %25-30’luk kısmının kredi vadesince vadesizde tutma koşulu sonucu kredilerden yaratılan mevduatın etkisini BDDK murakıpları dışında hesaplamak çok zor. Zira, Enflasyon ve yükselen faiz oranları sürecinde bankalardaki vadesiz mevduatın bu seviyede olması doğal değil! Banka mevduatlarının %76’sı 1 milyon TL üzerindeki yüksek montanlı müşterilerde yoğunlaşmış durumda.

Net Karlılık %40 artış ile enflasyonu altında kaldı 

Bankacılık sektörün karlılık artış oranı  bilanço büyümesinin altında kaldı. 2022 yılında %366 net karlılığını artıran sektör; 2023 de aynı performansı gösteremediği gibi %40 artış ile enflasyonun altında bir karlılık gerçekleştirdi. 2022 yılında 764 milyar TL Net Faiz Gelir sağlayan sektör; 2023 yılında 718 milyar TL seviyesine kalabildi ve bir yıl önceye göre %-6 kayıp yaşayarak 718 milyar TL Net Faiz Geliri elde edebildi. Bunda KKM hesaplarında faizlerin sabitlenmesinin olmsuz yansıması olurken; bankalardaki mevduat/kredi dengesindeki bozulma ve bankacılık sektörünün hareket alanının daralmasının da etkisi büyük oldu. Zira, bankalardaki tasarruf mevduatlarının üçte biri KKM’ye dönmüş  yıl sonunu kısmi düşüş ile 2,5 trilyon TL seviyesinde kapamış durumda. Bankaların elinde bulunan düşük faiz ile alınan Devlet Tahvilleri ise faizlerin yükselmesi nedeni ile karlılıkta önemli kayba neden oldu. Bankalar Net Faiz gelirlerindeki kaybı kapamak için faiz dışı gelir gruplarına odaklanarak bu alanda ciddi kar artışı sağladı. 2022 yılında 313 milyar TL Faiz Dışı Gelir elde ederken; 2023 yılında bu gelirini %132 artırarak 725 milyar TL seviyesine yükseldi.  Sektör Sermaye Piyasaları İşlemlerden de 86 milyar TL Net kar sağlaken; 123 milyar TL Net Kambiyo Karlılığı sağladı.

Diğer faaliyet dışı gelirlerin artmasında; kredi koşullarında dış ticaret paketi, sigorta, masrafsızlık paketi gibi komisyon gelirleri artıracak koşulların krediye bağlanmasının da etkisi büyük oldu. Son dönemde POS bloke çözümde ek komisyon ve mevzuata aykırı vadesiz bırakma koşulu getirilmesi yoluna sapan bankaları BDDK’ın dikkate sunmak isterim. Bankacılık sektörü sermaye yeterliliği standart rasyosu ise %18,85’e çıktı.

YERLİ SERMAYELİ ÖZEL BANKALAR 2023’DE NE YAPTI?

2023 sonunda Yerli Sermayeli Özel Bankalar bilanço büyülüğünü %64 büyüterek 6,9 trilyon TL’ye yükseltti. Kredi hacmi %50 büyüme ile 3,2 trilyon TL’ye yükselirken; Mevduat %61 artış ile 4,1 trilyon TL seviyesine yükseldi. Net Faiz Gelirleri %-10 kayıt ile 242 milyar TL seviyesinde kalırken; Faiz Dışı Gelirleri %103 artış ile 266 milyar TL seviyesine yükseldi.  Yerli Sermayeli Özel bankalar 2022 yılına göre karlılıklaırnı %21 artırarak 242 milyar TL Net kar açıklarken kar artış oranı sektör ortalamasının (%40) yarısı kadar olabildi.

YABANCI SERMAYELİ BANKALAR 2023’DE NE YAPTI?

2023 sonunda Yabancı Sermayeli Bankalar bilanço büyülüğünü %65 büyüterek 5,9 trilyon TL’ye yükseltti. Kredi hacmi %54 büyüme ile 2,8 trilyon TL’ye yükselirken; Mevduat %62 artış ile 3,7 trilyon TL seviyesine yükseldi. Net Faiz Gelirleri Kamu ve Yerli bankaların tersine %3 artırarak 212 milyar TL seviyesine yükseltirken; Faiz Dışı Gelirleri %133 artış ile 224 milyar TL seviyesine yükseldi.  Yabancı Sermayeli bankalar 2022 yılına göre karlılıklarını %65 artırarak 211 milyar TL Net kar açıklaken kar artış oranı sektör ortalanmasının ( %40 ) çok üzerinde olması dikkat çekti.

KAMU BANKALARI 2023’DE NE YAPTI?

2023 sonunda Kamu Bankaları bilanço büyülüğünü %64 büyüterek 10,7 trilyon TL’ye yükseltti. Kredi hacmi %56 büyüme ile 5,6 trilyon TL’ye yükselirken; Mevduat %75 artış ile 7 trilyon TL seviyesine yükseldi. Net Fazi Gelirleri 264 milyar TL seviyesinde kalırken; Faiz Dışı Gelirleri %173 artış ile 235 milyar TL seviyesine yükseldi.  Kamu bankaları 2022 yılına göre karlılıklarını %45 artırarak 151 milyar TL Net kar açıklarken, kar artış oranı sektör oratlanmasının ( %40 ) üzerinde gerçekleşti. Kamu Bankaları 2023’de Aktif Büyüklükte sektörün %45’ini; Kredilerin % 38’ini; Toplam Mevduatın %47’sini oluşturur hacme ulaşmış durumda.

2023 yılında TCMB ve BDDK’nın Serbest Piyasa Ekonomisine aykırı yasal düzenlemeler bankaların hareket alanını daraltırken; sektör bilançosunu % 65 büyütmesine rağmen aynı başarıyı karlılık artışına yansıtamadığı görüldü. Sektör 2024 yılına biriken ön izleme ve yakın izleme kredilerin baskısı altında girerken özellikle kredi kartlarında ve tüketici kredilerindeki takip hacminin artışı sektörü tehdit etmeye başladı. Zombi Firmalarda başlayan Konkordato süreçleri sektörde sık konuşulur hale gelirken alınan konkordato sayıları da hızla artmaya başladı. 2022 yılında 404 olarak gerçekleşen konkordato alan firma sayısı; 2023 yılında 519’e yükselirken 2024’de bu sayının artması şaşırtmayacak!

Sektörüde 2023 sonunu 191,4 milyar TL kanuni takip kredi hacmi 2024’ün ilk üç haftasında 2,8 milyar TL artarak 194,2 milyar TL’ye yükseldi. 2024’te daha Ocak ayı bitmeden Bireysel Krediler ve Kredi Kart toplam takip hacmi 3,1 milyar TL %7 artış ile 48 milyar TL’ye yaklaşmış durumda. Kredi kartlarındaki takip hacmi 2023 sonunda 15,4 milyar TL iken % 10 artış ile 17 milyar TL seviyesini aşmış durumda.

Kredi Takip oranlarındaki artış beklentisi -yeterli deneyime sahip sektör tarafından- şimdiden kabullenilmiş gözükürken; 2024’de sektör için kredi risk yönetiminin daha çok gündemde olacağını tahmin etmek kahinlik sayılmamalı. Sektör 2023’de 88 şube azaltırken şube sayısındaki azalmanın  2024’de de devam etmesi bekleniyor. Sektörün personel gideri 2023’de %118 artarken bazı bankaların Üst Yönetime yaptığı anormal ödemeler de dikkat çekti.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist   www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.