Connect with us

GÜNCEL

DEPREM VERGİSİNE TEPKİLER ARTIYOR: ADİL DEĞİL!

Depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanması ve bölgenin yeniden inşa edilebilmesi amacıyla 22 bin şirketten tek seferlik ek vergi alınacak. Deprem bölgesindeki illerdeki şirketler ek vergiden muaf tutuldu.

Yayınlanma:

|

Deprem felaketinin yaralarının sarılması amacıyla 2022 yılı için 22 bin civarında şirketi kapsayan ek Kurumlar Vergisi getirildi. Yatırım teşvik belgeleri kapsamında yararlanılan vergi indirimleri de ek vergiye tabi olacak. Yapılan düzenlemeye göre, Kurumlar Vergisi mükellefl eri tarafından 2022 yılına ilişkin Kurumlar Vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle, kurum kazancından indirim konusu yapılan istisna ve indirim tutarları ile indirimli Kurumlar Vergisine tabi matrahları üzerinden, dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin yüzde 10, yurtdışından elde edilen kazançlar için de yüzde 5 oranında tek seferlik ek vergi alınacak.

Ek vergi nasıl hesaplanacak?

Ek Kurumlar Vergisi ilk taksiti Kurumlar Vergisinin ödeme süresi içinde, ikinci taksiti bu süreyi takip eden dördüncü ayda ödenecek. Bu vergi, gider ve indirim olarak dikkate alınmayacak ve hiçbir vergiden mahsup edilemeyecek. Deprem bölgesindeki Kurumlar Vergisi mükellefl eri ek vergiden muaf olacak.

Bazı istisnalar vergi konusu değil

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, ek verginin 2022 yılı Kurumlar Vergisi beyannamesinde beyan edilen indirim ve istisna tutarları toplamı üzerinden hesaplanacağını, ancak bazı istisnalar ve indirimlerin verginin konusu dışına çıkarıldığını kaydetti. Ek verginin 22 bin şirketi kapsadığını belirten Elitaş, “Kapsama alınan istisnalar iştirak kazançları istisnası, yatırım fon ve ortaklarının portföy işletmeciliği kazanç istisnası, emisyon primi istisnası, taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancı istisnası, yurt dışından elde edilen ve bazı şartları taşıyan kazanç istisnaları, serbest bölge ve teknoloji geliştirme bölgesi kazanç istisnası gibi istisnalardır. İndirimlerden ise yatırım indirimi, Ar-Ge indirimi, nakdi sermaye indirimi gibi indirimler kapsama dahil edilmiştir. Kurumlar Vergisi Kanununun 32-A maddesi kapsamında indirimli Kurumlar Vergisine tabi matrah üzerinden de ek vergi alınacaktır. Belirtilen şekilde tespit edilen ek vergi matrahı üzerinden ek vergi yüzde 10 oranında hesaplanacaktır” açıklaması yaptı.

Nakdi yardıma vergi kolaylığı

Yasa teklifine eklenen yeni bir düzenleme ile işverenlerin çalışanlarına 31 Temmuz’a kadar mevcut ücret, prim, ikramiye gibi ödemelerine ilave olarak yapılan ayni yardımlar ile 50 bin lirayı geçmeyen nakdi yardımlar prime esas kazanca dahil edilmeyecek. Bu yardımlar üzerinden gelir vergisi ve damga vergisi alınmayacak.

 

Matrah artırımına damga vergisi

Yapılandırma kanun teklifinde yer alan matrah ve vergi artırımını düzenleyen madde de değişikliğe gidildi. Buna göre, matrah ve vergi artırımı nedeniyle verilen beyannamelerden 1000 TL damga vergisi alınacak, bu vergi bu vergi indirim hesaplanmasında dikkate alınmayacak. Kabul edilen diğer bir önergeyle yapılandırmaya başvuru süresi 30 Nisan 2023 tarihinden 31 Mayıs 2023 tarihine, ilk taksit ödeme süresi ise 30 Haziran 2023 tarihine kaydırıldı.

Ayrıca, mücbir sebep hali ilan edilen illerdeki dairelere borçlu olanlar, mücbir sebebin sona erdiği tarihi izleyen ayın sonuna kadar başvuracak ve ödemelerini bu süreyi takip eden aydan başlamak üzere belirtilen süre ve şekilde yapacak.

DEPREMZEDE İÇİN HANGİ DÜZENLEMELER YAPILDI?

– Sahibi oldukları konutları depremden etkilenen vatandaşlara bedelsiz olarak tahsis eden konut sahipleri için emsal kira bedeli uygulanmayacak.

– Depremde ölenlerin mirasçılarına veraset yoluyla intikal eden mallar ile bunların eşine, çocuklarına, anne ve babasına işverenlerce yapılan yardımların veraset ve intikal vergisinden istisna tutulacak ve işlem kolaylığı sağlanacak.

– Tutulması, muhafazası ve ibrazı mecburi defter ve belgeleri depremde zayi olan mükelleflerin, zayi belgesi için yetkili mahkemeye başvuru süresi 31 Temmuz 2023 tarihine kadar uzatıldı. Bu belgenin il veya ilçe idare kurullarından alınabilmesine imkan sağlandı.

– Yeni defterlerin tasdiki işlemlerinde noter harcı ve noterlik ücreti alınmayacak. Ayrıca elektronik ortamda tutulan defterlerden, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından muhafaza edilen ya da muhafaza edilmek üzere Bakanlığa elektronik ortamda iletilenler bakımından defterler zayi olmadığından bu defterlerin mükelleflere Bakanlığın belirleyeceği usullerle verilmesine ilişkin düzenleme yapıldı.

– Deprem nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde faaliyet gösteren kişilerle iktisadi ve ticari ilişkisi bulunan mükelleflerin alacaklarının tahsilinde ortaya çıkan zorluklar nedeniyle şüpheli alacak karşılığı ayrılması ile ilgili şartlar hafifletildi.

– Mücbir sebep hali ilan edilen yerlerdeki ticari işletme, ticaret şirketleri ve şubelerin, deprem nedeniyle ticaret sicili müdürlükleri nezdinde gerçekleştirecekleri işlemlerde 31 Temmuz 2023 tarihine kadar harç ve bu işlemlere bağlı olarak 5174 sayılı Kanunda öngörülen ücret ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ilan ücreti alınmayacak.

– Mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde depremden zarar gören esnaf ve sanatkarların ekonomik faaliyetlerine devam etmelerine katkıda bulunmak amacıyla 31 Aralık 2023 tarihine kadar, esnaf sicil müdürlüklerinde yapacakları tescil, terkin, tadil, sicil tasdikname işlemlerinden harç ile sicil gazetesi ilan ücreti alınmayacak..

– Depremde yıkılan veya ağır hasar gören binalar ile kullanılamaz duruma gelen taşıtlara ilişkin vergi ve katkı payları ile varsa bu alacaklara ilişkin feri alacakları silinecek ve taşıtlar üzerindeki vergi dairelerince konulmuş hacizler kaldırılacak.

-Depremde ölenlerin mirasçılarına veraset yoluyla intikal eden mallar ile bunların eşine, çocuklarına, anne ve babasına işverenlerce yapılan yardımlar, veraset ve intikal vergisinden istisna tutulacak. Bu şekilde gerçekleşen intikaller nedeniyle veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilmeyecek, ilişik kesme belgesi aranmayacak

-Depremden etkilenen vatandaşlara, sahibi oldukları konutları ikamet amacıyla bedelsiz olarak tahsis eden konut sahipleri için emsal kira bedeli uygulanmayacak.

-Depremde vefat edenlerin mirasçılarına, sigorta ve emeklilik şirketlerince ve Bireysel Emeklilik Sistemi’nden (BES) yapılan ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılmayacak.

Akla gelen ilk kaynağın yatırım teşvikleri olması üzüntü verici

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan depremle ilgili getirilen yeni vergisel tedbirlere ilişkin açıklamasında Kahramanmaraş depremlerinin yarattığı derin üzüntünün yanı sıra, ülkemiz ekonomisine de ağır bir yük getireceğini vurguladı. Bu yükün üstesinden ancak toplumun tüm kesimlerinin ortak paylaşacağı bir fedakarlıkla kalkılabileceğini belirten Bahçıvan, şu örüşleri paylaştı: “Depremin yaralarını sarmak amacıyla kurumlar vergisi mükelleflerine yönelik verilen teşviklere getirilen düzenlemeyi bu çerçevede bir fedakarlık olarak değerlendirmek mümkün. Ancak içinde bulunduğumuz olağan üstü şartların hassasiyetini kabul etmekle birlikte; depremin ağır yükü için akla gelen ilk kaynağın, geriye dönük ve de özellikle nitelik arttırıcı yatırım fikir ve projelerin desteklenmesi amacıyla söz verilmiş, taahhüt edilmiş yatırım teşviklerinin gelmesi üzüntü vericidir. Bu tür geçmiş taahhütlere dönük uygulamalar, sadece bugün değil gelecekte de farklı projeleri hayata geçirme planları yapan nitelikli yatırımcıların yatırım iştahını olumsuz etkileyecektir. Buna ek olarak yeni düzenleme, EYT ödemeleri ile birlikte kaynak oluşturmakta zorlanan şirketlere öngörülemeyen yeni zorluklar getirecektir.”

UZMAN GÖRÜŞÜ

Emre Kartaloğlu: Yeni yatırım planlarını etkiler, yatırımlar ülke dışına çıkabilir

TÜRMOB Genel Başkanı Emre Kartaloğlu, bu zorlu süreçte herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirtirken, geçmişe dönük vergi getirme yerine, modern vergileme ilkelerine uygun olarak cari yıl ve dönemler için vergi getirilmesinin daha uygun olacağını söyledi. Kartaloğlu, düzenlemeyle özellikle yatırım yapmaları teşvik edilen girişimcilere kazançlarının vergiden istisna olacağı belirtilmesine rağmen, verilen bu imkanların ek vergi adı altında geri alınması anlamına geldiğinin altını çizdi. Düzenlemenin bu kısmının önümüzdeki dönemdeki yatırım kararlarına da olumsuz etki yapabileceği uyarısında bulunan Emre Kartaloğlu, “Hatta var olan bazı yatırımcılarımızın bir kısım yatırımlarını ülke dışına dahi çıkartabilmesi riskini barındırdığını düşünüyoruz” diye konuştu. Gelir vergisi mükellefl erinin kapsama alınmadığını dile getiren Kartaloğlu, “Oysaki bireysel geliri önemli tutarları bulan bazı gelir vergisi mükellefl eri için (Örneğin: önemli bir tutarın üzerinde faiz geliri elde edenler) de ince bir çalışmayla kapsama alınabilir ve toplumun tüm kesiminin sürece dahil olması sağlanabilirdi” önerisinde bulundu. Bu durum şirketleşme ve kurumsallaşma seviyesini de olumsuz etkileyeceğinin altını çizen Kartaloğlu, bazı kazançların ek vergiye tabi tutulurken, bazılarının tutulmamasının önemli tartışmalara yol açabileceğini ifade etti Kartaloğlu, KKM kazançları vergiye tabi tutulmazken, yatırım teşviklerine getirilen ek verginin izahında zorlanıldığını, “Oyun başladıktan sonra oyunun kurallarının değiştirilmemesi genel kabul edilen bir prensiptir” dedi.

Nazmi Karyağdı: KKM gelirlerine ek vergi uygulanmayacak

Deprem nedeniyle 2023 yılı bütçesinin ek kaynak gereksiniminin olağanüstü arttığını söyleyen Gelir İdaresi E. Strateji Geliştirme Daire Başkanı ve Yeni Ekonomi Danışmanlık AŞ kurucu ortağı Nazmi Karyağdı, Maliye’nin önünde kamu harcamalarında tasarruf, ek vergi gelirleri yaratma ve borçlanma seçenekleri olduğunu bildirdi. Karyağdı, son yıllarda Türkiye’deki Kurumlar Vergisioranlarının yüzde 23-25 arasında değişmekle birlikte, indirim ve istisnalarla gerçekte ödenen efektif Kurumlar Vergisioranının yüzde 16,6 ile yüzde 18 arasında değiştiğini kaydetti. Düzenlemeyle indirimli Kurumlar Vergisiuygulamasından yararlanarak diğer mükellefl ere nazaran daha az Kurumlar Vergisiödeyen mükellefl erden vergi alınmasının amaçlandığını dile getiren Nazmi Karyağdı, tüm mükellefl erden ek vergi talep edilmediğine dikkat çekti. Nazmi Karyağdı, istisna ve indirimler üzerinden alınacak ek vergiye yönelik de bazı istisnalar olduğunu, aralarında KKM kazançları olmak üzere 14 kalemde bu ek verginin ödenmeyeceğini aktardı.

Abdullah Tolu: Matrah artırımı beklenirken, ek vergi geldi

Abdullah Tolu, matrah artırımı bekleyen şirketlerin önerge ile adeta şok olduğunu belirterek, istisna ve indirimli kurumlar vergisinden yararlanmayanların bu vergiyi ödemeyeceğini bildirdi. Tolu, AK Parti Grup Başkanvekili Elitaş’ın 22 bin olarak aç ıkladığı ek vergiye tabi şirket sayısının ise 100 bine ulaşacağını öngördü. Ek verginin, gider ve indirim olarak dikkate alınamayacağını, hiçbir vergiden mahsup edilemeyeceğini aktaran Tolu, geçmişe dönük ek verginin vergide öngörülebilirlik ilkesine aykırı olduğuna yönelik eleştiriler bulunduğunu belirterek, ek vergi hesabına ilişkin şu örneği verdi: “Şirketin 2022 beyannamesine göre karının 20 Milyon TL olduğunu, bunun 10 Milyon TL’sinin taşınmaz s atış kazancı istisnasından oluştuğunu varsayalım. Geçici vergi ve stopajları ihmal edilirse, şirketin 2022 yılında ödeyeceği kurumlar vergisi 2 Milyon 300 bin (10 Milyon x %23=) TL olacak. Ödemesi gereken ek vergi ise, 1 Milyon TL (10 Milyon TL x % 10) olarak hesaplanacak. Buna göre, ek vergi öncesi Şirketin vergi yükü yüzde 23 (2 milyon 300 bin TL/10 Milyon TL) iken, ek vergi sonrasında yüzde 33’e yükselmiş olacak” Tolu reel sektörün söz konusu düzenlemeye “geçmişe dönük vergi ve benzeri mali yükümlülük getirilemeyeceği, teşvik belgesi kapsamında yatırım yapan yatırımcıların bir nevi cezalandırıldığı, düzenlemeye karşı dava açıldığı takdirde iptal edileceği, geçmişte çeşitli gerekçelerle geçmişe yürütülen birçok düzenlemenin iptal edildiği” gibi eleştiriler getirdiğine dikkat çekti.

Canan SAKARYA- ekonomim

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Türkiye’de Sıfır Atık Hibe Programı: 6.3 Milyon Avroluk Fırsat

Yayınlanma:

|

♻️ Türkiye, çevresel sürdürülebilirliği güçlendirmeye yönelik yeni bir adım atıyor. Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve toplam 6.300.000 Avro bütçeye sahip olan Sıfır Atık Hibe Programı, yerel düzeyde atık oluşumunu azaltmayı, kaynak verimliliğini artırmayı ve karbon salımını minimuma indirmeyi amaçlıyor.

🌍 Programın Amacı

Giderek büyüyen çevresel sorunlar karşısında, Sıfır Atık Hibe Programı şu hedeflere odaklanıyor:

  • Karbon salımının azaltılması

  • Atık oluşumunun önlenmesi

  • Sıfır atık yaklaşımının yaygınlaştırılması

Bu hedefler, sadece çevreye duyarlı politikaların hayata geçirilmesiyle sınırlı değil. Aynı zamanda yerel yönetimlerin ve toplumun farklı katmanlarının bu dönüşüme aktif şekilde dahil edilmesi hedefleniyor.

🎯 Öncelikli Alanlar

Programın odaklandığı başlıca öncelikler şu şekilde sıralanıyor:

  • Yerel yönetimlerin altyapı ve kurumsal kapasitesini geliştirmek

  • Sıfır atık uygulamalarının farklı sektörlerle entegre şekilde yaygınlaştırılması

  • Atık yönetim planlarının hazırlanması ve karar destek araçlarının geliştirilmesi

  • Kaynak verimliliği, geri dönüşüm ve yeniden kullanım konularında farkındalık yaratılması

Bu sayede hem çevresel fayda sağlanması hem de döngüsel ekonomiye geçişin hızlandırılması amaçlanıyor.

👥 Kimler Başvurabilir?

Hibe programı, aşağıdaki kurumları hedef kitle olarak belirlemiştir:

  • Belediyeler

  • İl özel idareleri

  • Katı atık yönetim birlikleri

Bu kurumların hazırlayacakları projeler, yerel düzeyde sıfır atık stratejilerinin etkin biçimde uygulanmasına katkı sağlayacaktır.

📅 Başvuru Takvimi

Program kapsamında proje fikirleri için ön tekliflerin son başvuru tarihi:
🗓 15 Eylül 2025

Başvuruların çevresel etki, uygulanabilirlik, sürdürülebilirlik ve ortaklık yapısı gibi kriterler doğrultusunda değerlendirileceği öngörülmektedir.

🔍 Detaylı Bilgi ve Başvuru

Başvuru rehberi ve ayrıntılı bilgiye Avrupa Komisyonu’nun resmi web sitesi üzerinden ulaşmak mümkündür:

➡️ https://ec.europa.euFundingCall for ProposalsZero Waste Grant Programme (ZWGP)

Bu resim için alternatif metin açıklaması yok

♻️ Neden Önemli?

Türkiye’de sıfır atık vizyonu, yalnızca çevre koruma politikası değil; aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmanın, ekonomik verimliliğin ve sosyal bilinçlenmenin de önemli bir parçası haline gelmiştir. Bu program, kaynakların daha verimli kullanılmasını ve atıkların ekonomik değer zincirine tekrar kazandırılmasını teşvik ederek hem çevresel hem de finansal anlamda katma değer yaratacaktır.

Okumaya devam et

Ali Coşkun

Gayri Resmi İşlemler ve Finansal Tablolara Etkisi: Görünmeyen Riskler

Yayınlanma:

|

Yazan:

Birçok firmada geçmişe kıyasla azalmış olsa da, gayri resmi ticari işlemler hâlâ yaygın şekilde sürmektedir. Özellikle nakit yoğun sektörlerde ve KOBİ ölçeğindeki firmalarda, bu durum daha belirgin şekilde gözlemlenmektedir.

Bu kapsamda yapılan bazı ödemeler banka kanalları yerine doğrudan elden gerçekleştirilmekte; bu da işletmenin resmi mali tablolarını doğrudan olumsuz etkilemektedir.

Gayri resmi ödemelerde kullanılan resmi gelirler, muhasebe sisteminde denge bozulmalarına yol açar. Bu bozulmalar en çok dönen varlık kalemlerinde kendini gösterir:

  • 🧨 Yüksek kasa bakiyeleri

  • 🧨 Ortaklara ait alacak senetleri

  • 🧨 Ortaklardan alacaklar

  • 🧨 İş avanslarında ortaklara ait tutarlar

Bu kalemlerde zamanla meydana gelen olağandışı artışlar, finansal tablo kullanıcıları için önemli risk sinyalleri taşır.

Başlangıçta küçük görünen bu tutarlar, süreç içinde büyüdükçe bilanço üzerinde ciddi baskı yaratır. Bu durum, kredi veren bankaların da dikkatinden kaçmaz.

Bankaların Yaklaşımı

Kredi değerlendirme süreçlerinde bankalar, bu tür şişirilmiş kalemleri tespit eder ve analiz aşamasında bu tutarları mali düzeltmeye tabi tutar. Yani:

Bu bakiyeler, özkaynaklardan düşülerek şirketin gerçek finansal durumu ortaya konur.

Bu düzeltmeler sonucunda:

  • Özkaynaklar ciddi şekilde azalır

  • Borç/özkaynak oranı önemli ölçüde bozulur

  • Finansal kaldıraç artış gösterir

Bazı firmalarda bu tür düzeltmelerin ardından özkaynaklar negatif seviyeye dahi gerileyebilir. Bu da:

  • Yasal olarak kredi kullanımı önünde engel oluşturur

  • Krediye erişimi zorlaştırır, hatta imkânsız hâle getirir

  • Firmanın sektörel itibarı ve ticari ilişkileri üzerinde olumsuz etki yaratır

Kredi Notuna Etkisi

Kredi veren kurumlar tarafından oluşturulan kredi risk puanı (raiting) da bu tabloya göre şekillenir.
Gayri resmi işlemler kaynaklı mali dengesizlikler:

  • Raiting notunun düşmesine

  • Kredi maliyetlerinin artmasına neden olur

Neler Yapılmalı?

Firmaların, özellikle 31 Mart, 30 Haziran, 30 Eylül ve 31 Aralık bilanço tarihlerinde bu tür kalemlerdeki bakiyeleri minimuma indirmesi büyük önem taşır.

Aksi takdirde:

  • Bankalar,

  • Bağımsız denetçiler,

  • Yatırımcılar ve

  • Potansiyel iş ortakları

firmanın güvenilirliğini sorgulamaya başlayabilir.

Kısa Vadeli Kazançlar, Uzun Vadeli Riskler Yaratır

Kısa vadede pratik ve kolay gibi görünen gayri resmi ödemeler, uzun vadede firmaların büyüme kapasitesini, yatırım alabilirliğini ve finansmana erişimini ciddi biçimde sınırlar.

Kurumsallaşmak ve finansal yapısını güçlendirmek isteyen her işletme:

Bu tür uygulamalardan uzak durmalı, mali disiplini ve kurumsal itibarını öncelik haline getirmelidir.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

GÜNCEL

ZİHİN SAĞLIĞI KRİZİ KAPIDA!

Yayınlanma:

|

Yazan:

İş Dünyası Ne Kadar Hazır? Türkiye’de durum nasıl?

Günümüz iş dünyası, hızla değişen dinamiklerin ve artan belirsizliklerin ortasında, çalışan esenliği konusunda ciddi bir sınav veriyor. Pandemiyle birlikte önemi daha da anlaşılan çalışan zihin sağlığı, ne yazık ki hala birçok kurum için “ekstra” bir kalem olarak görülüyor. Oysa kapımızda bekleyen zihin sağlığı krizi, sadece bireylerin yaşam kalitesini değil, şirketlerin verimliliğini, bağlılığını ve nihayetinde kârlılığını da doğrudan tehdit ediyor. Peki, şirketler bu kritik dönüşüm için ne kadar hazır?

Sessiz Salgın: Durgunluk ve Görünmeyen Maliyetler

Elkin Consultancy Kurucusu Elif Elkin, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Çalışan esenliği denince genellikle fiziksel sağlığa odaklanılır, ancak buzdağının görünmeyen kısmı çok daha büyük ve yıkıcıdır: languishing (durgunluk) ve presenteeism (işte verimsiz bulunma). Klinik olarak depresyonda olmasalar bile, çalışanların önemli bir bölümü durgunluk haliyle boğuşuyor; motivasyonsuz, enerjisiz ve tükenmiş hissediyorlar. Bu durumdaki çalışanlar fiziksel olarak işte olsalar da, zihinsel olarak bağlantısız, yaratıcılıktan uzak ve düşük verimlilikle çalışıyorlar. Bu “sessiz istifa” hali, şirketlere yüksek görünmeyen maliyetler çıkarıyor; çünkü işgücünüzün tam potansiyelini kullanamadığı her an, kaçırılmış bir fırsat ve doğrudan bir kayıptır.”

Stresin Yıkıcı Etkisi ve Türkiye’nin Gerçekleri

Zihin sağlığının belki de en somut ve yaygın göstergesi olan stresin, iş performansına yönelik en büyük tehditlerden biri olduğuna dikkat çeken Elif Elkin, “Gallup’un Küresel Duygu Durumu araştırması, Türkiye’nin bu konuda çarpıcı bir tablo çizdiğini gösteriyor: Ülkemiz, yüzde 64’lük ‘Önceki gün stresli hissettiniz mi? Evet’ oranıyla dünya sıralamasında Afganistan ve Lübnan’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Aynı araştırmada ‘Önceki gün öfkeli hissettiniz mi?’ sorusuna verilen yanıtlarda da ikinci sıradayız.

Araştırmalarda, kadınların her kategoride erkeklere göre daha fazla stres yaşadığı da dikkat çekici. Bu yüksek stres seviyesi, sadece bireysel tükenmişliğe yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda şirketlerin iş-yaşam dengesini destekleme konusundaki yetersizliğini de ortaya koyuyor. Genç profesyonellerin yalnızca yüzde 32’si, deneyimli profesyonellerin ise yüzde 46’sı şirketlerinin iş ve özel hayat dengesine önem verdiğini belirtiyor. Pazartesi sendromunun ötesine geçen bu durum, çalışanların işe enerjik başlama oranlarındaki ciddi düşüşlerle de kendini gösteriyor” dedi.

Bütünsel Esenliğe Geçiş: Neden Artık Bir Lüks Değil?

Elif Elkin, çalışan esenliği programlarının bir ekstra değil, gereklilik olduğuna da değindi: “Global Wellness Institute’un 2024 raporu, küresel esenlik ekonomisinin 2023’te 6.3 trilyon dolara ulaştığını ve 2028’de 9.0 trilyon dolara yükseleceğini öngörüyor. Bu raporun altını çizdiği gibi, esenlik artık tüketiciler için bir lüks veya isteğe bağlı bir harcama değil, sağlıklı bir yaşam sürdürmek, bağışıklığı güçlendirmek, uzun ömürlülüğü artırmak ve zihinsel dayanıklılığı geliştirmek için temel bir gereklilik haline geldi.

İş yerleri için bu, bütünsel bir esenlik yaklaşımını benimsemek anlamına geliyor. Sadece fizyolojik ihtiyaçlara odaklanmak yeterli değil; zihinsel ve duygusal esenlik (stres yönetimi, psikolojik destek), finansal esenlik (finansal okuryazarlık, ücretlendirme adil politikaları) ve sosyal esenlik (güçlü ekip kültürü, iş-yaşam dengesi, adil yönetim) de bu bütünün ayrılmaz parçalarıdır. Çalışanlar, hayatlarındaki stres faktörlerinin (finansal kaygılar, ailevi sorunlar, zihinsel yorgunluk) doğrudan iş performanslarını etkilediğinin farkındalar. Dolayısıyla, esenlik programları bir “ekstra” değil, çalışan verimliliğinin ve bağlılığının temelini oluşturan stratejik bir yatırımdır.”

Liderlerin Rolü: Dönüşümün Anahtarı

Zihin sağlığı krizine karşı iş yerlerini hazır hale getirmenin anahtarının, liderlerin proaktif yaklaşımında yattığının altını da çizen Elkin, “Öncelikle, ihtiyaç analizi yaparak çalışanların gerçek sorunlarını ve beklentilerini anlamak gerekiyor. Her şirketin dinamikleri farklıdır ve tek tip çözümler yerine, şirkete özgü, kapsayıcı programlar tasarlanmalıdır.

En kritik adım ise liderlik taahhüdü ve katılımıdır. Esenlik programları sadece İnsan Kaynakları departmanının sorumluluğu olmaktan çıkarılmalı, üst yönetimden başlayarak tüm liderler bu kültürü benimsemeli ve desteklemelidir. Çalışanlar, yöneticilerinin kendilerinin ve ekip üyelerinin zihinsel sağlığına ne kadar değer verdiğini ve bu konuyu ne kadar ciddiye aldığını görmelidir. Liderlerin kendi kırılganlıklarını paylaşması, destekleyici bir dil kullanması ve empati göstermesi, güven ortamının oluşmasında ve çalışanların yardım isteme cesaretini bulmasında hayati önem taşır.

Ayrıca, programların etkisi ölçümlenmeli ve sürekli iyileştirilmelidir. Katılım oranları, devamsızlık verileri, çalışan memnuniyeti anketleri ve hatta sağlık giderlerindeki değişimler gibi metrikler takip edilmeli, geri bildirimlerle programlar dinamik olarak güncellenmelidir. Ölçülemeyen bir şeyi yönetmek mümkün değildir” dedi.

Sonuç: Esenlik Odaklı Bir Gelecek İnşa Etmek

Elif Elkin son olarak, “Zihin sağlığı krizi kapıda değil, zaten içindeyiz” diyerek sözlerini şöyle noktaladı: “Ancak bu kriz, aynı zamanda şirketler için bir dönüşüm fırsatı sunuyor. Çalışanların zihinsel ve bütünsel esenliğine yatırım yapmak, artık sadece insani bir sorumluluk değil, aynı zamanda verimliliği artıran, yetenekleri çeken, mevcut yetenekleri elde tutan ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyen akıllı bir iş stratejisidir.

Liderler, bu “kusursuz fırtına” döneminde eski alışkanlıklarından vazgeçme ve ezberleri unutma cesaretini göstererek, krizden bir dönüşüm yaratabilirler. Çalışanlarını sadece birer kaynak değil, potansiyelleri beslenmesi gereken değerli bireyler olarak gören kurumlar, geleceğin rekabetçi iş dünyasında yalnızca ayakta kalmakla kalmayacak, aynı zamanda gelişecektir. Zihin sağlığının önceliklendirildiği, esenlik odaklı bir şirket kültürü inşa etmek, hem insanlar için daha iyi bir dünya hem de işletmeler için daha parlak bir gelecek anlamına geliyor.”

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.