Connect with us

BANKA HABERLERİ

Diyanet : “Katılım Bankaları” dedi, maaş alan Din görevlileri mağdur oldu

Yayınlanma:

|

Bir yıl önce AA haberi duyurmuştu: Diyanet İşleri Başkanlığı ile 6 Katılım Bankası ile toplantılar yapıldı. “Toplam 150 bin din görevlisinin maaş ve ücretlerinin, müftülüklerce belirlenecek komisyon tarafından hangi katılım bankası aracılığıyla ödeneceğine” karar verildi.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş‘ın imzasıyla il müftülüklerine gönderilen genelgede, 1 Kasım 2019’dan geçerli yapılacak kurum maaşı ödeme protokollerinde faizsiz finans kurumlarının tercih edilmesi istenildi.

Geçen 1 yıl içinde Katılım Bankalarından maaş almaya başlayanlar çeşitli mağduriyetler yaşamaya başladı.

Çalıştığı bölgede Katılım bankası olmayan Din görevliler mesafe sorunu yaşadı. Zira, Katılım Bankalarının şube ağı o kadar yaygın değil. Maaşını alabilmek için yüzlerce Km. mesafe kat eden görevliler var. Ulaşım masrafı, zaman kaybı şikayetlere neden oldu.

Promosyon da gitti

Bankalar maaş müşterilerine kendilerinden yapılması halinde 1.000 – 2.500.- TL gibi promosyon verirken Katılım Bankalarında 300.-TL alanlar yüksek promosyon ve primden de oldu. Diyanetin bu gelir kaybını üyelerine nasıl anlattığı henüz net değil.

Şube ağı yetersiz

BDDK verilerine göre Türkiye genelinde bankaların 11.220 şube ağı var. Şube ağı en yaygın 6 Katılım bankasının 2019 Eylül sonu itibarıyla toplam şube sayısı 1.219 adet. Banka şubelerinin sadece % 10,8’lik kısmı Katılım Bankalarından oluşuyor. Diyanetin Maaş Ödeme kararı alırken bu duruma nasıl bir çözüm ürettiği ise bilinmiyor. Katılım Bankaları “ATM kartları ile diğer bankalardan da maaşlarınızı çekebilirsiniz” demesine rağmen kart sorunu yaşayan görevlilerin mağduriyeti çözülemedi. Çağrı merkezindeki ulaşamama sorunu ise ayrı bir şikayet konusu oldu.

Ali Coşkun

Kur, Faiz ve Döviz Cinsinden Kredi Tercihleri: Şirketlerin Finansman Stratejilerinde Yanılgılar

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de ihracatçı firmalar, doğası gereği döviz gelirine sahiptir. Bu firmaların döviz pozisyonları güçlü olduğu için genellikle yabancı para (YP) cinsinden borçlanmaları daha rasyonel görünür.

Ancak son dönemde piyasada gözlemlenen bazı uygulamalar, bu ekonomik rasyonaliteyle çelişmektedir.

Döviz geliri olan firmaların Türk lirası (TL) cinsinden kredi kullanması ve döviz geliri olmayan firmaların YP krediye yönelmesi finansal yönetim açısından önemli riskler taşımaktadır.

Özellikle döviz geliri olan firmaların, “ kur artacak ” beklentisiyle yüksek faizli TL kredi kullanmaları, kısa vadede mantıklı gibi görünse de uzun vadede ciddi maliyet doğurabilir.

TL faiz oranları %55-60 seviyelerindeyken aynı firmaların döviz bazlı kredi kullanması halinde karşılaşacakları maliyet çok daha düşük olabilir.

ABD Merkez Bankası faizleri %4.5 civarındadır. Bu durumda teorik bir yaklaşımda kredi hesabı yapılırken sadece yerli faiz değil, global faiz de hesaba katılmalıdır.

Yani kredi maliyeti analizi yapılırken ABD faizi + Türkiye risk primi ya da TL faizi karşılaştırılmalıdır.

Bir örnek ile açıklarsak :

ABD’de dolar faizi %4.5, Türkiye’de TL kredi faizi %55 ise ve kurun yıllık artış beklentisi %30 civarındaysa, döviz cinsinden borçlanmak daha ucuzdur.

Çünkü bu durumda TL ile borçlanan bir firma yıllık %55 faiz öderken, dövizle borçlanan firma %4.5 faiz + %30 kur artışı (toplam %34.5) ile borçlanmış olur. Aradaki %21.5 fark doğrudan finansman maliyetidir.

Elbette kurun gelecekte nasıl hareket edeceği kesin olarak öngörülemez. Ancak bu belirsizliği yönetmek için firmaların finansal modelleme ve senaryo analizleri yapmaları gerekir. Kredi stratejisi, sadece faiz oranlarına değil aynı zamanda döviz kuru beklentisine, firmanın doğal korumasına (hedging), nakit akış yapısına ve bilanço yapısına göre belirlenmelidir.

Bazı firmalar, “ kur artışı TL faizden daha yüksek olacak ” öngörüsüyle hareket ederek TL kredi kullanmaktadır. Ancak bu tercih, kurun beklenenin altında artması durumunda firmaya zarar yazdırır. Aynı şekilde, döviz geliri olmayan bir firmanın dövizle borçlanması ve kurun artması, hem faiz hem kur farkı nedeniyle firmanın mali tablosunu bozabilir.

Sonuç olarak, ihracatçı firmalar için en doğru yaklaşım, döviz gelirine karşılık döviz cinsi borçlanmak ve böylece kur riskini doğal olarak dengelemektir.

Kredi maliyeti hesaplanırken “ sadece faiz ” değil, “ toplam finansman yükü ” dikkate alınmalıdır.

ABD faizleri + kur artışı beklentisi toplamı, TL faizinden düşük kalıyorsa dövizle borçlanmak daha avantajlıdır. Ancak bu denge sürekli değiştiği için finans yöneticilerinin düzenli analiz yapması ve gelişmeleri yakından takip etmesi gerekir.

Finansal kararlar, sadece bugünün faiz oranlarına değil geleceğin kur dalgalanmalarına da yön vermelidir.

Doğru strateji, riski yönetmek ve her adımda kazanç sağlamak için her iki unsuru dengelemektir.

Ali ÇOŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
bankeralicos@gmail.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Prof. Dr. KORKMAZ: Dış Açıklar Hepimizden Götürdü

Yayınlanma:

|

Yazan:

Hepimizin bildiği kurbağa hikayesi vardır… Bir kurbağayı kaynayan suya koyarsanız, zıplayarak kazandan çıkmaya çalışacaktır. Fakat eğer onu ılık suya koyar ve suyu yavaşça ısıtırsanız, su ısındıkça, kurbağa rahatlar ve uyuşur. Sonrasında ölür.

Her seferinde ilgililer, ithalata bakmıyor, dış açığa bakmıyor, ihracatta patlama diyor. Etkisi gecikmeli ve yavaş olduğu dış açıkların ve cari açıkların getirdiği maliyetler kısa dönemde fark edilmiyor. Ama Cumhuriyet döneminde dış açıklar hem döviz şoklarına neden oldu, hem krizlere neden oldu, hem de ülkeyi ve insanımızı yoksul bıraktı.

Cumhuriyetin ilk yıllarında, 1923–1950 arasında Türkiye dış ticarette denge sağlandı.

1950-1960 arasında sürekli cari açık verdik.

1960-2002 arasında, kriz yılları olan 1994 ve 2001 yıllarında, devalüasyon ve üretimde düşüşten dolayı cari fazla oluştu. Diğer yıllar hep açık verdik.

Son yıllarda 2003 sonrası dış açıklar arttı. 2003’ten bugüne dış ticaret fazlamız olmadı. Yalnızca 2019 yılında pandemi nedeni ile ithalat azaldı ve cari fazla verdik.

  • 2003-2025 Ocak-Şubat arasında geçen 22 yıl 2 ayda 741 milyar 755 milyon dolar cari açık
  • 2003 -2025 ocak- Mart arasında geçen 22 yıl 3 ayda toplam 1 trilyon 142 milyar 651 milyon dolar dış ticaret açığı

Bu nedenledir ki ülkemiz ve halk yoksullaştı. Zira cari açık, dış ekonomik ilişkiler kaybından açık, yurt dışına kaynak ve servet transferi demektir.

Elimize faiz havucu vermişler. Ekonomi yönetimi olarak, halk olarak, medyanın tamamı ve maalesef bazı akademisyenler dahil, bu havuçla oyalanmaktan gerçek tehlikeyi göremiyoruz. Türkiye ekonomisi için gerçek tehlike dış açıklardır.

TÜİK, 2025 yılı Ocak-Mart dış ticaret verilerini açıkladı. Üç aylık dış ticaret açığımız 20 milyar dolardır. Böyle giderse yıl sonuna kadar 80 milyar dolar civarında olacaktır. 

Neden bu kadar dış açık veriyoruz?

1- Milli dış ticaret politikamız yoktur.

Aşağıdaki tabloya bakarsak;

  • Üç ayda toplam dış ticaret açığımız 20 milyar dolar, ama ihracatımızın yalnızca yüzde 3,6 sını yaptığımız Çin ve Rusya’ya olan dış ticaret açığımız daha fazla 20,8 milyar dolardır.
  • Buna karşılık ihracatımızın yüzde 49,6’sını yaptığımız AB ve İngiltere’ye 4,5 milyar dolar dış ticaret fazlamız var. Avupa’dan kazanıp, Çin ve Rusya’ya veriyoruz.

Çin’e ve Rusya’ya mecbur değiliz. Çünkü Çin’den teknoloji ithal etmiyoruz. Rusya’dan ithalatımız içinde petrol ve doğal gazın payı yüzde 37’dir.

Çin’den ithalata sınır getirmeliyiz, Rusya ‘ya alternatif ithalat imkanlarını aramalıyız.

2- Üretimde ithal girdi payı yüksektir. 

Toplam ithalat içinde, üretimde girdi olarak kullanılan aramalı ile hammadde oranı yüzde 71,2’dir. Yatırım malı ithali düşük yüzde 133 tür. Bu ithalat mevcut yatırımların amortismanı – yenilenmesine ancak yeter. Tüketim malı ithalatı yüzde 15,7’dir. İki yıl önce bu oran yüzde 12 dolayında idi. (aşağıdaki tablo)

Dış ticaret açığından kurtulmak için Türkiye’de üretimde kullanılan ithal girdi payını azaltmak gerekiyor.Bunun içinde;

  • Yüksek ithal girdi kullanan sektörlerde İthal İkamesi politikası uygulamak gerekir. 
  • Ara malları ve hammadde üretimine yüksek teşvik vermek gerekir.
  •  Kamu yatırımlarında ve alımlarda yerli üretim öncelik vermek gerekir.
  • Yüksek teknoloji yatırımlarını artırmak ve bu paralelde Üniversite-sanayi iş birliğini geliştirmek gerekir.
  • Bu uygulamaları sektörel ve bölgesel kalkınma planları doğrultusunda yapmak gerekir.

Elbetteki başta yatırım altyapısını oluşturmalıyız. Ama sonrasında niyet etmek ve başlamakta işin yarısını çözmek demektir.

Prof. Dr. Esfender KORKMAZ– esfenderkorkmaz.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Alternatif Bank’tan Türkiye ekonomisine 92 milyar TL’lik katkı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Alternatif Bank, 2025 yılının ilk çeyreğine yönelik finansal sonuçlarını açıkladı. Bankanın konsolide rakamlara göre aktifleri 101 milyar TL, nakdi ve gayri nakdi kredilerde ekonomiye sağladığı katkı ise 92 milyar TL oldu. Alternatif Bank’ın yılın ilk çeyreği itibarıyla konsolide net karı ise 174 milyon TL olarak gerçekleşti.

Banka’nın özkaynakları 7,5 milyar TL’yi aşarken sermaye yeterlilik rasyosu da %20,14 oldu. 2025 yılı ilk çeyreğinde sergilenen başarılı performans doğrultusunda Alternatif Bank’ın konsolide net karı 174 milyon TL olarak gerçekleşti.

Bankanın 2025 yılı ilk çeyreğine ait finansal sonuçlarını değerlendiren Alternatif Bank Genel Müdürü Ozan Kırmızı,şunları söyledi: “2025 yılına sağlam bir başlangıç yaptık. Finansal istikrarımızı koruyarak büyümeye devam ettiğimiz bir çeyreği geride bıraktık. Toplam aktif büyüklükte 101 milyar TL seviyesine ulaştık. Bu büyümede toplam kredilerdeki %16’lık artış önemli bir rol oynadı. Ayrıca, 2024’ün ilk yarısından itibaren bireysel kredilerdeki stratejik büyüme bu artışa katkıda bulundu. Mart 2025 sonu itibarıyla bireysel kredi hacmimiz Mart 2024’e kıyasla %266 büyüme elde ederek 1 milyar TL’yi aştı. Yılın ilk çeyreğinde yüksek aktif kalitemizi koruyarak etkin bir bilanço yönetimi gerçekleştirdik. Bu sayede nakdi ve gayri nakdi kredilerle ülke ekonomisine sağladığımız desteği 92 milyar TL seviyesine çıkarmış olmaktan dolayı son derece gururluyuz. 2025 yılı ilk çeyreğinde ortaya koyduğumuz performansla, Alternatif Bank’ın konsolide net karı ise 174 milyon TL olarak gerçekleşti. Müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarına hızlı ve etkin çözümler sunarken bankacılık faaliyetlerimizi sorumlu finans anlayışıyla sürdürdük. Hedefimiz, önümüzdeki dönemlerde de sürdürülebilir büyümemizi devam ettirerek ülkemiz ekonomisine katkımızı artırmak olacak.”

Üst yönetimde stratejik yapılanma

Alternatif Bank olarak büyümeyi yalnızca finansal sonuçlarla ölçmediklerine değinen Ozan Kırmızı sözlerine şöyle devam etti: “2025 yılının ilk çeyreğinde gerçekleştirdiğimiz organizasyonel değişimle, daha çevik, daha etkin ve müşteri odaklı bir yapıya geçiş yaparak geleceğin bankacılığına şimdiden hazırlanmaya başladık. İş yapış modellerimizi güçlendirerek, inovasyon kabiliyetimizi artıracak bir yapılanma oluşturduk. Bu adım, Bankamızın Alternatif Bank’ın dinamik piyasa koşullarına daha hızlı uyum sağlayan, müşteri beklentilerine daha çevik ve etkin yanıt veren bir organizasyon olma yolundaki dönüşümünü güçlendirdi” dedi.

Zurich Türkiye ile stratejik iş birliği

2025’in ilk çeyreğinde attıkları stratejik adımlardan birini de sigorta alanında gerçekleştirdikleri iş birliği olduğunu dile getiren Kırmızı, söz konusu anlaşmayla ilgili görüşlerini şu sözlerle ifade etti: “Zurich Sigorta Grubu Türkiye ile imzaladığımız uzun vadeli stratejik anlaşmayla, müşterilerimize daha geniş yelpazede entegre finansal çözümler sunmaya başladık. Bu iş birliğinin Alternatif Bank’ın bireysel ve kurumsal müşterilerine, 360 derece hizmet sunma vizyonunu pekiştirirken, Bankamızın hizmet çeşitliliğini artırarak sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunacağına inanıyorum.”

VOV Hesap ile gelen yenilikçilik ödülü

Alternatif Bank’ın tasarrufu teşvik eden yenilikçi ürünü VOV Hesap, Stevie Awards’tan ödül alarak önemli bir başarıya imza attı. VOV Mevduat, dünyanın prestijli ödüllerinden biri olan ABD merkezli Stevie Awards for Sales & Customer Service’in “Pazarlama Çözümü” kategorisinde bronz ödüle layık görüldü. Alternatif Bank Genel Müdürü Ozan Kırmızı, “Müşteri odaklı inovasyon kültürümüz, uluslararası alanda da takdir toplamaya devam ediyor. Yenilikçi ürünümüz VOV Hesap, dünyaca saygın Stevie Awards for Sales & Customer Service organizasyonunda “Pazarlama Çözümü” kategorisinde bronz ödüle layık görüldü. Bu başarı, dijitalleşme ve müşteri deneyimi odaklı stratejimizin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösterdi. Vadesiz hesabın esnekliği ile vadeli mevduatın kazancını birleştirerek müşterilere benzersiz bir tasarruf yönetimi sunan VOV Mevduat’la sektörde ciddi bir fark yaratıyoruz. 2025 Mart ayı itibarıyla VOV Hesap özelinde aktif müşteri sayımız Kasım 2023 dönemine göre %52 artarken; aynı dönemde TL vadesiz mevduat bakiyemiz %200 oranında büyüdü. Önümüzdeki dönemde de finans sektörüne değer katacak inovatif projeleri hayata geçirmeye ve müşteri beklentilerini en üst düzeyde karşılamaya odaklanarak ilerlemeye devam edeceğiz” dedi.

Son olarak Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ozan Kırmızı, “Ülke ekonomimiz 2025’in ilk çeyreğinde, zorlu koşullara rağmen dengeli bir performans sergileyerek önemli bir dayanıklılık gösterdi. Yılın başından bu yana iç talebin gücü, ihracat pazarlarındaki çeşitlenme ve uygulanan sıkı para politikası sayesinde ekonomik istikrar korundu. 2024 yılında yaklaşık %3,2 seviyesinde gerçekleşen büyümenin ardından, 2025 yılına daha dengeli ve seçici bir büyüme perspektifiyle ilerliyoruz. Türkiye’nin ihracat ve yatırımlara dayalı büyüme modeline geçiş süreci, ilk çeyrek verilerinde kendini göstermeye başladı. Net dış talebin büyümeye katkısının artması ve kredi büyümesindeki dengelenme, bu dönüşümün somut sonuçları olarak öne çıkıyor” diye konuştu.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.