ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
DÖVİZ REZERVLERİ ERİMESİ NE GİBİ SONUÇLAR DOĞURUR?

Yayınlanma:
2 hafta önce|
Yazan:
Erol Taşdelen
Döviz rezervlerinin erimesi (azalması), sadece bir ekonomik gösterge değil, aynı zamanda ekonomik güven, kırılganlık ve kriz riski açısından son derece kritik bir uyarı işaretidir. İşte bu durumun doğurabileceği başlıca sonuçlar:
1. Kur Üzerinde Baskı Oluşur
-
Döviz rezervleri düştüğünde Merkez Bankası, kuru savunmakta zorlanır.
-
Bu da TL’nin yabancı paralar karşısında değer kaybetmesine, yani kur artışına neden olur.
-
Enflasyon yükselir, çünkü ithal ürünlerin maliyeti artar.
2. Yatırımcı Güveni Zedelenir
-
Uluslararası yatırımcılar, düşük rezervleri “kırılganlık” işareti olarak görür.
-
Türkiye’ye olan sermaye girişi azalır; CDS (kredi risk primi) artar.
-
Bu da hem özel sektörün hem kamu borçlanmasının daha pahalı hale gelmesine neden olur.
3. Dış Borçların Çevrilmesi Zorlaşır
-
Döviz rezervi az olan bir ülke, kısa vadeli dış borçlarını ödemekte zorlanabilir.
-
Bu durum borç krizi riski doğurur.
-
Özellikle özel sektörün dış borçları öne çıkar.
4. İthalat Kısıtlanabilir
-
Döviz yoksa, temel girdiler dahil ithalat zorlaşır.
-
Bu da üretimde aksamalara, fabrika kapanmalarına yol açabilir.
-
Enerji, ilaç ve teknoloji ürünlerinde sıkıntılar baş gösterebilir.
5. Merkez Bankası’nın Müdahale Gücü Zayıflar
-
Dövizi tutmak, piyasayı sakinleştirmek veya krizleri önlemek için rezerv gerekir.
-
Rezervler tükendiğinde MB’nin manevra alanı daralır; faiz ve kur politikaları etkisizleşir.
6. Yurtiçinde Güven Kaybı ve Dolarizasyon
-
Halk dövize yönelir → döviz tevdiat hesapları (DTH) artar.
-
TL’ye olan güven azalır → dolarizasyon derinleşir.
-
Bu da fiyatlama davranışlarını bozar ve enflasyonu besler.
7. Uluslararası Kredi Notları Düşebilir
-
Rezervler düştükçe kredi derecelendirme kuruluşları not kırabilir.
-
Bu durum dış borçlanmayı daha pahalı hale getirir.
-
“Çöp” seviyesinde notlar yatırımcıyı ürkütür.
8. Siyasi Baskılar ve Makroekonomik İstikrarsızlık
-
Ekonomi kötüye gittikçe siyasi baskılar artar.
-
Sosyal memnuniyetsizlik doğar, bu da politik istikrarsızlığa dönüşebilir.
-
Erken seçim çağrıları ya da kamu harcamalarının popülist şekilde artması gibi adımlar tetiklenebilir.
Döviz rezervleri, sadece bir sayıdan ibaret değildir.
Bir ülkenin ekonomik istikrarının, dış borç ödeme kapasitesinin, para biriminin gücünün ve yatırımcı güveninin barometresidir.
Türkiye gibi cari açık veren ülkeler için hayati önem taşır.
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
İyimserlikten belirsizliğe: Rezervlerde erime, dövizde baskı…

Yayınlanma:
1 gün önce|
28/04/2025Yazan:
BankaVitrini
Türk mali piyasalarına yönelik uzun bir süredir esen iyimser rüzgârların yerini, son günlerde, cevapsız soruların teslim aldığını görüyoruz. Gelin hep birlikte son beş haftayı inceleyelim. 19 Mart tarihinde Türkiye siyasetinde yaşanan iklim değişikliği ardından, TCMB’nin swap hâriç net yabancı pozisyonu 47,6 milyar dolar azaldı. 24 Nisan valörlü işlemleri kapsayan en güncel veri, bir günde 6,4 milyar dolar azalmaya işaret etti. Bu rakamın neredeyse 2 milyar dolardan fazlasından, altın fiyatlarının 3,500 dolardan 3,300 dolara çekilmesinin payı olduğu düşünülse de, kalan 4 milyar dolardan fazla kısmının ise erime olduğunu söylememiz gerekiyor.
Biraz daha büyük resimden bakmak gerekirse, Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde (Haziran 2023) eksi 77 milyar dolardan Şubat 2025 ortası artı 60 milyar dolara kadar yükselen TCMB’nin net döviz pozisyonu, rezervlere yönelik soru işaretlerini topyekûn ortadan kaldırmıştı. Lâkin, son beş haftada yatırımcı güvenini zedeleyen gelişmeler ardından, manşet rakamın 11,2 milyar dolar seviyesine kadar gerilediğinin altını çizmemiz gerekiyor (bakınız grafik). Bunu da çok açık bir şekilde, tablonun yeniden bozulmaya yüz tuttuğu yönünde okuyoruz. Daha da basit bir anlatımla, tıpkı bir ordunun savaşta en güçlü envanteri silah gücü ise, TCMB’nin son günlerde ‘gücünün’ azalmaya başlaması, düşmanlarının da iştahını kabartabilir. Bu benzetmeyi finans piyasalarına uyarlarsak, TCMB’nin net döviz pozisyonu yeniden negatif tarafa geçerse, dövize yönelik son haftalarda başlayan talebin ivme kazanmaya başlayabileceğini göz ardı etmiyoruz.
Sayıların dili ile argümanlarımızı kuvvetlendirmek gerekirse, 18 Nisan ile sona eren haftaya ilişkin verilere göre, parite etkisinden arındırılmış seriye göre yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatları 2,4 milyar dolar artarken, sene başına göre artış 16,9 milyar dolar (son beş hafta 8,8 milyar dolar) olmuş. Yurt içi yerleşiklerin döviz talebine paralel, TL’nin toplam mevduat havuzundaki pay %60’lı seviyeden %57’li seviyelere geriledi. Öte yandan, menkul kıymet istatistiklerine göre, söz konusu haftada, yabancı yatırımcı, tahvilden 1,0 milyar dolar, eurobond cephesinden ise 0,7 milyar dolar satış gerçekleşti. Böylelikle, 19 Mart sonrasına ilişkin verilerin yekûnü, 13,6 milyar dolar çıkış seviyesine ulaşmış. Özetle, hem yerel hem de yabancı yatırımcıların TL cinsi varlıklara arasının biraz ‘soğuduğunu’ üzülerek görüyoruz.
Son haftalarda yapmış olduğumuz müşteri ziyaretlerinde, TCMB’nin döviz kurunu ne kadar daha müdafaa edebileceği sorusu ile sıklıkla karşı karşıya kaldığımızı söylememiz gerekiyor. Hatırlanacağı üzere, günlük faiz farkı kadar hatta bazen de daha az kurun yükselmesine izin veren TCMB, uzun süre reel değerlenmeye de izin verdi. 19 Mart tarihinde USDTRY kurunun aniden kontrolden çıkarak 36,60’lı seviyelerden 42,00 seviyesine kadar yükselmesi sonrası 38,00 seviyesinde istikrar kazandı. Ardından, son günlerde faiz farkı hesabının yeniden devreye alan TCMB, kurun da 38,40 seviyesine kadar yükselmesine izin verdi. Rezervlerin elverdiği sürece, enflasyonla savaşta, kur hareketlerinde fevri savrulmalara TCMB’nin izin vermeyeceğini düşünsek de, olumlu havanın sekteye uğramasına paralel USDTRY kurundaki yükseliş isteğinin de devam edeceğini düşünüyoruz. Hatta, TL’deki reel değerlenmenin sınırlı kalması, döviz talebinde artışa da neden olabileceğini düşünüyoruz. Türk ihracatçısı için Euro’nun, KKTC insanı için ise Sterlinin dolar karşısında son haftalarda şaha kalkması ile TL’nin sepet bazında değer kaybının ise gözle görülür bir hâl aldığını da not etmemiz gerekiyor.
İşin üzücü tarafı, TCMB’nin faiz setinde en yüksek noktadan piyasayı belli bir oranda fonlaması ve Türk Lirası referans faizin (piyasada iş gören faizin) %48,99 seviyesinde olduğu bir ortamda bile TL ve TL cinsi varlıkların hırpalandığını üzülerek izliyoruz. Çok açık bir şekilde, siyasi cenahtan yatırımcı iştahını kabartacak haberler gelmediği müddetçe, rüzgârın pek de yön değiştirici olmayacağı kanaatindeyiz. Hafta sonunda İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bazı kurumlarının üst düzey yöneticilerine yönelik olarak yeni bir gözaltı dalgasının gerçekleştiğini gördük. Bu adım var olan siyasi kaynaklı tansiyonu artırma riski taşıdığını düşünüyoruz. Öte yandan, Cuma gecesi Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türkiye’nin BB- olan kredi notunu ve durağan olan görünümünü teyit etti. İç ve dış kaynaklı risklere işaret ederken, sıkı para politikasının dengeleyici olacağını belirtti.
Dünyada ise Trump’ın göreve dönüşünden sonraki ilk yüz gün, küresel düzende büyük sarsıntılara sahne oldu. Sert tarifeler, müttefiklere yönelik küçümseyici tavır ve Rusya’ya yakınlaşma gibi adımlar, ABD’nin geleneksel ilişkilerini zedeledi, dünya genelinde güven krizine yol açtı. Avrupa savunmasını güçlendirme ve Çin ile ekonomik bağları artırma eğilimi belirginleşirken, ABD’nin liderliğine duyulan güven ciddi şekilde aşındı. Beyaz Saray ise Trump’ın hızlı ve kararlı adımlarla barış ve refahı hedeflediğini savunsa da, oluşan hasarın kalıcı olabileceği endişesi ise doların zayıf performansının -her ne kadar son günlerde biraz ivme kaybetse de- korunduğunu görüyoruz. Kuvvetle muhtemel, ikinci yüz günde de, ticaret anlaşmaları ve barış görüşmeleri odaklı bir ajanda ile karşı karşıya kalacağız.
Hazır barıştan söz etmişken, Trump ve Zelenskiy, Papa Francis’in cenazesi için bulundukları Vatikan’da özel bir görüşme gerçekleştirerek Ukrayna’da barış umutlarını yeniden canlandırmaya çalıştığını gördük. İkilinin, ilk defa Oval Ofis’teki gergin karşılaşmadan sonra yüz yüze geldiği toplantı kısa sürse de, her iki taraf da görüşmeyi verimli olarak değerlendirdi. Trump, görüşmeden sonra Putin’e yönelik sert açıklamalarda bulunarak Rusya’ya karşı daha ağır yaptırımların sinyalini verdi. Barış sürecinin zorlu ilerlediğini ve Kırım’ın statüsü ve yaptırımların kaldırılması gibi kritik konularda taraflar arasında derin görüş ayrılıklarının devam ettiğini de not edelim.
Hindistan, Keşmir’deki saldırının ardından Pakistan’a yönelik en kritik adımlardan birini atarak 1960 tarihli Indus Suları Anlaşması’nı askıya aldı. Bu karar, Pakistan’da milyonlarca çiftçinin ve şehirlerin hayati su kaynağını tehdit mânâsına geliyor. Reuters haberlerinde, Hindistan’ın akış bilgilerini paylaşmayı bırakması ve ileride suyu kendi kullanımına yönlendirme adımlarıyla tarım, enerji üretimi ve ekonomide ciddi krizlere yol açabileceğini okuyoruz. Pakistan tarafı, bu gelişmenin yeni ve uzun süreli bir çatışma dönemi başlatabileceği uyarısında bulunurken, nükleer başlığa sahip iki komşunun artan gerginliği jeopolitik risk algısını henüz bozmadı. ABD’nin desteklediği Hindistan ile Çin’in desteklediği Pakistan’ın karşı karşıya gelmesi, kalabalık coğrafyada işlerin bir anda istenmeyen boyuta sürüklenmesine neden olabileceğini göz ardı etmiyoruz. Risk göstergeleri şimdilik sakin: altının ons fiyatı haftaya gerileyerek 3,300 dolar seviyesinin altından başlarken, Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı ise 67 dolar civarında salınarak geçen haftanın kapanış seviyelerinden işlem görüyor. Bitcoin ise 94bin dolar seviyesinde yatay…
Asya piyasalarının yeni haftaya ılımlı bir tablo ile başladıklarını görüyoruz. Gösterge endeks Tokyo borsası Toyota kaynaklı haberlerinin yardımı ile %0,5 yukarıda işlem görüyor. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise benzer oranlarda düşüşler görüyoruz. Piyasadaki genel havayı ise ABD ile Çin ticaret geriliminde yumuşama işaretleri desteklerken, ABD Başkanı Trump, Çin lideri Xi ile görüştüğünü açıkladı. Çin doğrudan görüşmeleri reddetse de bazı ABD mallarına uygulanan vergilerde muafiyet sağladı. Trump ayrıca Japonya ile tarifeler konusunda anlaşmanın yakın olduğunu belirtti. Japonya Ekonomi Bakanı yeni bir görüşme turu için Çarşamba günü Washington’a gidecek. Tarifeleri konusunda iyimserlik bir miktar da olsa piyasaları desteklerken, yatırımcıların temkinli tarafta kalmayı tercih edeceklerini düşünüyoruz. En büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P 500 endeksi son kayıplarının bir kısmını telafi etse de, tarife belirsizlikleri nedeniyle dalgalanma riskinin devam etme ihtimâlini göz ardı etmiyoruz.
Mali piyasaların gündeminde bugün önemli bir veri bulunmuyor. Yeni haftanın mikro gündeminin ise oldukça yoğun ve kritik olduğunu görüyoruz. Apple, Microsoft ve Amazon gibi devlerin bilançoları, ticaret savaşının gölgesinde piyasalara yön vermeye aday görünürken, her ayın ilk Cuması olduğu üzere ABD istihdam raporu ABD ekonomisinin dayanıklılığı konusunda piyasalar için belirleyici olacaktır. Öte yandan, hafta içinde açıklanacak büyüme verileri ve enflasyon göstergelerini de yakından takip edeceğiz.
TCMB net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim
Emre Değirmencioğlu
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Doların Sonu mu Geliyor? 11 Ülke daha ABD Dolarını Bırakıyor

Yayınlanma:
4 gün önce|
25/04/2025Yazan:
Gülbeyaz Gergün
2025 yılı itibarıyla, 11 eski Sovyetler Birliği ülkesi Amerikan dolarını resmi işlemlerinde kullanmayı bırakma kararı almıştır. Bu ülkeler:
-
Ermenistan
-
Azerbaycan
-
Belarus
-
Kazakistan
-
Kırgızistan
-
Moldova
-
Rusya
-
Tacikistan
-
Türkmenistan
-
Özbekistan
-
Ukrayna
Bu ülkeler, 2025 ortalarından itibaren dolar cinsinden işlemleri aşamalı olarak sonlandırmayı planlamakta.
Bu adımın temel nedenleri arasında, ABD’nin finansal politikalarına olan bağımlılığı azaltma ve kendi para birimlerinin kullanımını teşvik etme isteği bulunmaktadır. Ayrıca, bu ülkeler, ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımların etkilerinden kaçınmak ve bölgesel ekonomik iş birliklerini güçlendirmek amacıyla bu kararı almışlardı.
Özellikle Rusya, Çin ile yaptığı ticaretin büyük bir kısmını Ruble ve Yuan üzerinden gerçekleştirmektedir. Bu durum, doların bölgedeki etkisinin azalmasına katkıda bulunmakta.
Bu gelişmeler, küresel finansal sistemde doların hakimiyetinin sorgulanmasına ve alternatif ödeme sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çabaların artmasına neden olmakta.
ABD DOLARI ULUSLARARASI TİCARETTE NİÇİN TERK EDİLİYOR?
ABD dolarının uluslararası ticarette terk edilme nedenleri çok boyutludur ve son yıllarda hız kazanan “dedolarizasyon” süreciyle ilgilidir. İşte bu tercihin başlıca nedenleri:
1. ABD’nin Yaptırım Politikaları
-
ABD, finansal gücünü dış politika aracı olarak kullanıyor (Swift sistemine erişimi kesmek, dolar transferlerini dondurmak gibi).
-
Özellikle Rusya, İran, Venezuela gibi ülkelere uygulanan yaptırımlar, doların politik bir silah gibi kullanılmasına karşı tepki doğurdu.
2. Alternatif Para Birimlerinin Yükselişi
-
Çin’in Yuan’ı uluslararasılaştırma çabaları (örneğin enerji ticaretinde “petroyuan”).
-
BRICS ülkeleri kendi ödeme sistemlerini ve rezerv para birimini geliştirme sürecinde.
-
Avro, Ruble, Hindistan Rupisi, Yuan gibi alternatifler daha fazla kullanılmaya başlandı.
3. Doların Değer Dalgalanmaları ve ABD’nin Borçlanması
-
ABD’nin artan bütçe açığı ve kamu borcu, doların uzun vadeli güvenilirliğini sorgulatıyor.
-
Gelişmekte olan ülkeler, dolardaki dalgalanmalardan korunmak için yerel para birimiyle ticareti tercih ediyor.
4. Enerji ve Hammadde Ticaretinde Yeni Dönem
-
Geleneksel olarak petrol ve doğalgaz ticareti “petrodolar” sistemiyle yapılırken artık:
-
Çin–Suudi Arabistan gibi ülkeler enerji ticaretinde yuan kullanmayı gündeme alıyor.
-
Rusya–Hindistan arası petrol ticareti artık dolar değil, ruble–rupi ile gerçekleşiyor.
-
5. Çok Kutuplu Yeni Dünya Düzeni
-
Tek kutuplu ABD merkezli dünya düzeni, yerini çok kutuplu (Çin, Hindistan, Rusya gibi merkezlerin güçlendiği) bir yapıya bırakıyor.
-
Bu değişim, dolar merkezli finans sistemine duyulan ihtiyacı azaltıyor.
6. Bölgesel Ticaret Anlaşmaları ve Yerel Para Kullanımı
-
ASEAN, SCO (Şanghay İşbirliği Örgütü), BRICS gibi örgütlerde yerel para ile ticaret teşvik ediliyor.
-
İkili ticaret anlaşmalarında döviz yerine yerli para birimlerinin kullanılması artıyor.
ABD doları hâlâ rezerv para olarak güçlü olsa da, küresel egemenliği artık sorgulanıyor. Bu süreç hızlı olmasa da, dünya ticaretinin çok para birimli bir düzene evrilmesi kaçınılmaz görünüyor.
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Keşmir krizi tırmanırken, Trump ton yumuşattı; piyasalar nefesleniyor

Yayınlanma:
4 gün önce|
25/04/2025Yazan:
BankaVitrini
Ticaret savaşlarına dair gelişmeler gündemin üst sıralarında yer almaya devam ederken, jeopolitik cephede de tansiyon hızla yükseliyor. Nükleer silahlara sahip Hindistan ve Pakistan arasındaki ilişkiler, Keşmir’de düzenlenen ve 2008 Mumbai saldırılarından bu yana Hindistan’daki en kanlı sivil katliam olan saldırıda 26 turistin hayatını kaybetmesiyle yeniden gerilim hattına taşındı. Hindistan, saldırının ardından Pakistan’a yönelik sert diplomatik adımlar attı; 1960 tarihli İndus Nehri Su Paylaşım Anlaşması’nı askıya aldı, kara sınır kapısını kapattı ve diplomatik ilişkileri aşağı çekti. Buna karşılık Pakistan, hava sahasını Hindistan’a kapattı, tüm ticareti durdurdu ve vize işlemlerini askıya aldı. Bu karşılıklı hamleler, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri yılların en düşük seviyesine çekerken, Pakistan yönetimi Hindistan’ın adımlarını “savaş eylemi” olarak niteledi. Başbakan Modi ise saldırganların cezalandırılacağını sert ifadelerle duyururken, artan gerilim Pakistan tahvillerinde sert satışlara ve bölgesel risk algısında belirgin bir yükselişe neden oldu.
Öte yandan Rusya, 2025’in en büyük saldırısıyla Kyiv’i hedef alarak en az 12 kişinin ölümüne ve 90 kişinin yaralanmasına yol açtı. ABD Başkanı Trump, saldırıyı çok kötü zamanlama olarak niteleyip Putin’e “Vladimir, DUR!” çağrısında bulundu. Barış görüşmelerinde ilerleme olduğunu ve önemli bir anlaşmaya çok yaklaşıldığını belirten Trump, her iki tarafa da baskı yaptıklarını söyledi. Olumsuz tarafta kümelenen haberlere rağmen, piyasaların artık kötüyü fazlası ile fiyatlayarak toparlanma çabası içinde olduklarını da not etmemiz gerekiyor. Dün geceyi ABD borsaları yükselişle tamamlarken, teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksinde yükseliş ise %3’e yakın gerçekleşti. Daha geniş bir açıdan bakmak gerekirse, Şubat zirvesine göre %20 gerileyen MSCI Dünya endeksi dün günü %1,6 yükselişle günü tamamlarken, son üç haftada %12,5 yükselmek kaydı ile kayıplarının yarıdan fazlasını da telafi ettiğini gördük.
Riskin arttığı dönemlerde sığınılan güvenli liman altın hafta içi 3,500 dolar seviyesi ile rekor tazelemesi ardından 3,340 dolar seviyelerine çekilirken, önemle takip ettiğimiz bir diğer enstrüman olan gümüş ise 33,50 dolar seviyesinde göreceli olarak güçlü kalmaya devam etti. Altın gümüş rasyosu, altının coştuğu hafta başı 107 seviyesinin üzerine kadar yükselmesi ardından 99 seviyelerine kadar geri çekilmesi hâliyle gümüşü destekledi. Elbette, ABD-Çin ticaret savaşında olsa bir anlaşma durumunda güvenli liman alımlarının yerini satışlara terk edeceğini göz ardı etmesek de, altın ve gümüş rallisinin ise fiat para sistemine olan güvensizlikle devam edeceğini düşünüyoruz. Gümüşte ilave alım için 35 dolar üzeri kapanış beklerken, henüz altın pozisyonu olmayan yatırımcıların ise teknik mânâda aşağıda önem arz eden 2,900 dolar seviyesini kollamalarını önerebiliriz.
Dijital altın bitcoin 94bin dolar seviyesinin kıyısında yatay bir seyir izlerken, bu yıl beğenmeyerek uzaktan takip ettiğimiz petrol ise 66 dolar seviyelerinde salınıyor. ABD’nin ticaret savaşına soyunduğu, doların değerini düşürerek ihracat avantajı yakalamaya çalıştığı, ekonomisinin resesyona girmemesi adına düşüş faiz talep ettiği bir ortamda, petrol fiyatlarının da göreceli olarak düşük seyretmesini arzulayacağını düşünüyoruz. Keza düşük petrol küresel enflasyon için de önemli bir parametre. Mesela Türkiye’den bir örnek vermek gerekirse, petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüşün enerji ithalat faturasını 4-5 milyar dolar azaltarak yıllık enflasyonda 1 puanlık düşüşe neden olabileceğini biliyoruz. Bu minvalde, petrolün 50-60 dolar seviyelerine kalması, küresel enflasyon için ve ABD için olumlu bir gelişme olurken, Ortadoğu’da, özellikle İran ekseninde beklenenin aksine tansiyonun artmayacağını düşünüyoruz.
Dönelim Türk mali piyasalarına… USDTRY kuru, bu sabah, hafta sonu fonlama etkisi ile, pazartesi valörlü işlemlerde 38,40 seviyesine yükselirken, CDS risk primi 335 baz puan seviyesinde göreceli olarak yatay seyrini koruduğunu görüyoruz. 19 Mayıs tarihi baz alınırsa, TCMB adımlarına paralel, gecelik faiz %42’den bugünlerde 700 baz puanlık bir sıkılaştırma ile %49 seviyesine kadar yükseldi. Dün günün ikinci yarısında borsa cephesinde etkili olan yükselişin ise sebebini tam olarak anlayamadık. BİST100 ana endeksi günü %2’ye yakın artıda tamamlarken, asıl hareketin ise, TCMB’nin faiz kararı ardından sert satışlara boyun eğen bankacılık cephesinde olduğunu gördük: BIST-Banka endeksi (XBANK) günü %4,2’nin üzerinde artış kaydederek tamamladı. Dışarıda Şimşek’in ABD ziyaretinin olumlu geçtiğini okurken, IMF ve Dünya Bankası toplantıları için ABD’de bulunan TCMB Başkanı Karahan, Washington’da gerçekleştirdiği “Türkiye’de Para Politikası ve Enflasyon Görünümü” başlıklı sunumda, sıkı ve kararlı para politikası duruşunun yeniden dolarizasyon riskini sınırladığını ve dezenflasyon sürecini desteklediğini vurguladı.
Öte yandan, terörün sona erdirilmesi kapsamında yapılan görüşmelerin yolunda gittiğini görürken -belki de hisse senetlerinde dün yaşanan iyimserlikte bu gelişmenin de payı vardır- başta MHP Lideri Bahçeli olmak üzere hükûmetin ise konuyu fazlası ile önemsediğini not etmemiz gerekiyor. TCMB’nin ise rezerv pozisyonunda faiz artırım hamlesi ardından arzu ettiğimiz iyileşmenin bir türlü istenilen düzeyde ilerlemediğini görüyoruz. 19 Mart tarihinden bu yana rezervlerde yaşanan erime dursa da, TCMB’nin henüz rezerv birikimi noktasında olmadığını gözlemliyoruz. Şöyle ki, 22 Nisan valörlü işlemler sonucunda TCMB’nin swap hâriç net döviz pozisyonu 2,5 milyar dolar iyileşirken, parite ve altın fiyatlarının da etkisi düşünülürse, iyileşmenin anlamlı olmadığını görüyoruz. Manşet rakam: 17,6 milyar dolar.
TCMB’nin açıkladığı Şubat ayı verilerine göre, finansal kesim dışındaki firmaların net döviz açık pozisyonu, bir önceki aya göre 7,3 milyar dolar artarak 155,4 milyar dolar oldu. 2023 sonuna göre baktığımızda ise net döviz pozisyonunda 85,7 milyar dolar büyüklüğünde bir açılmanın yaşandığını görüyoruz. Kuvvetle muhtemel, yüksek faizlerin de etkili olduğu kârsızlık sorunu nedeniyle şirketlerin döviz bozarak carry trade işlemlerine bizzat soyunarak TL faiz getirisinden faydalanmaya çalıştıklarını görüyoruz. Riskli mi evet ama kârsızlık ortamında yapacak pek de başka bir şey kalmıyor.
Yeni gün başlangıcında, YEN’deki zayıflamanın etkisiyle gösterge endeks Tokyo borsası %2’ye yakın yükseliş kaydederken, teknoloji ve çip hisselerine gelen alımları da yardımı ile Tayvan borsası olumlu mânâda ayrıştı. Öte yandan, Başkanı Trump’ın gümrük tarifelerine yönelik tonunu yumuşatması, Çin ile ticaret görüşmeleri yaptıklarını ve bunun da yolunda gittiğini söylemesine rağmen, Çin’in bu bilgiyi yalanladığını görüyoruz. Yine de, yukarıda da dile getirdiğimiz üzere, küresel mali piyasaların toparlanma gayreti içinde olduklarını görüyoruz. Alphabet’in reklam gelirleri beklentileri aşarak %8,5 arttı, Google Cloud büyümesi yavaşlasa da şirketin toplam geliri ve kârı tahminleri geçti. 70 milyar dolarlık hisse geri alım açıklaması ve güçlü yapay zekâ vurgusu, hisselerin %4 yükselmesini sağladı. Bu gelişme, teknoloji hisselerinde genel bir iyimserlik yarattı.
Mali piyasaların gündeminde bugün İngiltere’de perakende satışlar, ABD’de ise Michigan tüketici güven endeksi takip edilebilir. herkese güzel bir hafta sonu dileriz.
Emre Değirmencioğlu
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (813)
- BANKA ANALİZLERİ (137)
- BANKA HABERLERİ (3.054)
- BASINDA BİZ (58)
- BORSA (434)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.817)
- GÜNCEL (2.963)
- GÜNDEM (3.095)
- RÖPORTAJLAR (47)
- SİGORTA (131)
- ŞİRKETLER (2.123)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (448)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (954)
- Ali Coşkun (13)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (22)
- Dr. Abbas Karakaya (63)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (510)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (36)
- Onur ÇELİK (21)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (77)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR

QNB Türkiye ilk çeyrekte 11 milyar 188 milyon lira net kar elde etti

Garanti BBVA’dan yılın ilk çeyreğinde 25 milyar 398 milyon 699 bin lira net kar

FKB EKONOMİK GÖRÜNÜM ENDEKSİ NİSAN AYI DEĞERLENDİRMESİ

Boğaziçi Üniversitesi, Finans Zirvesi 2025’i düzenleyecek

Modern Dünyanın Yeni Stresi: Blackout

Yeni dünya dinamikleri: Güvensiz para, kırılgan enerji!

EBİTDA MI, NET KAR MI?

Hintli Mukesh Ambani: Bedava Mobil uygulaması dağıtıp nasıl milyarder oldu?

İKLİM KANUNU NEDİR, TARIM VE HAYVANCILIĞA OLUMSUZ ETKİLERİ OLUR MU?

Uluslararası Büyük Şirketler Ulusal Devletlere Neden Karşı?

İşletmeler Zorda, Bankalar Suskun: Kredi Krizi Büyüyor

Peter Zeihan: Amerikan Düzeni’nin (Pax Americana) Sonu

Bankaların taşıt, konut, ticari kredi oranları neden birbirinden farklıdır?

Türkiye’nin Paris iklim hedefi tehlikede
- Kurumlar vergisi beyanname süresi 5 Mayıs'a uzatıldı 29/04/2025
- BİM 29 NİSAN AKTÜEL: 29 Nisan-2 Mayıs BİM Aktüel'de Neler İndirimde? Bu Hafta BİM'de Kamp Haftası! Aile Çadırından Uyku Tulumuna, Yataklardan Beyaz Eşyaya! 29/04/2025
- ABD'de konut fiyatlarının artış hızı şubatta yavaşladı 29/04/2025
- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: İşsizliği azaltmaya devam ediyoruz 29/04/2025
- Bakan Işıkhan, belediyelerin SGK'ya ödediği tutarı açıkladı 29/04/2025
- SON DAKİKA | TÜİK, Mart ayı iş gücü verilerini açıkladı 29/04/2025
- Rekabet Kurulu, Edirne'deki üç hazır beton şirketine 10,2 milyon lira ceza verdi 29/04/2025
- ABD’de açık iş sayısı Eylül'den beri en düşük seviyede 29/04/2025
- Kurumlar vergisinde beyanname süresi uzatıldı 29/04/2025
- Trump, otomobil tarifelerinin etkisini hafifleten kararnameyi imzalayacak 29/04/2025
- ABD'de tüketici güveni 5 yılın en düşük seviyesinde 29/04/2025
- Coca-Cola’nın satışları beklentinin üzerinde 29/04/2025
- ABD'de konut fiyatlarının artış hızı Şubat'ta yavaşladı 29/04/2025
- ABD'de ürün ticaret açığı rekor seviyeye çıktı 29/04/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı