Connect with us

EKONOMİ

Dövizle ödeme yasağı piyasalarda huzursuzluk yarattı

Dünya Gazetesi’nden Merve Yiğitcan’ın haberine göre; Piyasadaki dolarizasyonu frenlemek için 19 Nisan’da yürürlüğe giren dövizle ödeme yasağı piyasada kur kavgasının fitilini ateşledi. Özellikle hammaddesi dövize endeksli sektörlerde işletmeler, ödeme günü hangi kurun kabul edileceği noktasında ihtilaflar yaşıyor. Uygulama, tahsilatların gecikmesine de yol açıyor.

Yayınlanma:

|

Piyasadaki dolarizasyonun önüne geçmek adına getirilen TL ile ödeme zorunluluğu, firmalar arasında kur kavgası başlattı. Ödeme günü hangi kurdan ödemenin yapılacağı noktasında firmalar arasında ihtilafl ar yaşanırken, bazı işletmeler yurtdışında şirket açmayı gündemlerine almaya başladı. Dövizle ödeme yasağı firmaların kendini hedge edebilmelerinin de önüne geçerken, işletme sermayesini tedarikçiden fonlayabilen sistem belirsizlikten dolayı tedarikçi finansmanını da kaybediyor. Aynı zamanda bazı bankaların uygulamanın devreye girmesinden sonra döviz alış-satış makasını açtığından şikayetçi olan iş dünyası, işletmelerin kambiyo zararının bir miktar önüne geçilebilmesi için, ilk adımda ihracatçılara bir destek bekliyor. Sektör temsilcileri, firmaların ihracat gelirini ithalat için kullandığı hallerde, bankaların buradaki kambiyo gelirini bu rakamdan sıfırlamasına yönelik düzenleme bekliyor.

Piyasada kur ihtilaflarına neden olan uygulama, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile 19 Nisan’da yürürlüğe girmişti. Tebliğde menkul satış sözleşmelerine konu ödeme yükümlülüklerinin, Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunluluğu getirilmişti. Dövizle ödeme yasağı getiren uygulama, aynı zamanda döviz çeki yazılmasını de engelliyor.

Odalar zararın en aza indirilmesine yoğunlaştı

Henüz 1 aydır yürürlükte olan ve özellikle ithal girdisi yüksek olan sektörlerde operasyonel yüke, kur anlaşmazlıklarına ve kambiyo zararlarına neden olan uygulama iş dünyasının tepe örgütlerinin de gündeminde ilk sıralarda yer alıyor. Hem İstanbul Ticaret Odası (İTO) hem de İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) son meclislerinde konu gündeme gelirken, oda başkanları belirsizliklerin giderilmesine ve sektörlerin kambiyo zararlarının en aza indirilmesine yoğunlaştı. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, odanın nisan ayı meclisinde sorunu gündeme taşırken, “Yakın zamanda Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda yapılan düzenleme ile menkul satış sözleşmelerinin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yapılması zorunlu hale getirilmiştir. Ancak döviz cinsinden yapılan sözleşmelerde ödeme günü geldiğinde hangi kurun esas alınacağına dair piyasada ciddi karmaşa yaşanmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Bazı bankalar kötüye kullanıyor”

İTO’nun mayıs ayı olağan meclis toplantısında da gündeme ve bazı komite üyelerinin kargaşaya yol açan uygulamaya yönelik düzenleme beklentilerine ilişkin meclise hitap eden İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Uygulama yürürlüğe girdiğinde çok net söyledik ki bu sadece ve sadece bankalara kambiyo kârı kazandırmaya yetiyor. Biz ödemenin hangi kurdan yapılacağı konusunda anlaşsak bile, bazı bankaların oluşan bu imkanı kötü kullandığını, karar çıkmadan önceki dönemlere göre kur alış-satış makasını çok açtığını görüyoruz. Karar öncesi bindelerde olan oranlar yüzdelere çıktı” dedi. Avdagiç, son dönemde işletmelerin artan kambiyo zararlarının düşürülmesine yönelik olarak da, “Biz diyoruz ki, ihracat geliri olanlar eğer ithalat için bunu kullanıyorlarsa, bankalar buradaki kambiyo gelirini bu rakamdan sıfırlasın. Bunun üzerine yoğunlaştık. En azından konuyu buradan daraltalım, bu sıkıntıları çözelim istiyoruz” diye konuştu.

“Firmalar çözüm arayışına girdi”

Sorunu İTO meclis kürsüsüne taşıyan İTO Demir ve Demir Dışı Metaller Komite Üyesi Ali Bakaner ise şu ifadeleri kullandı: “Demir dışı metaller olarak bilhassa bakır ve alüminyum hammaddelerini dışarıdan ithal ediyoruz. Bu hammaddelerle katma değer yaratıp hem ihracat yapıyoruz hem de iç piyasaya veriyoruz. 19 Nisan’dan bu yana iç piyasada TL ile tahsilat yaptığımız için kur farkından dolayı sorunlar yaşamaya başladık. Hangi döviz kurunun kabul edileceği ile ilgili müşterilerimizle tartışmalar yaşıyoruz. Bir kaos yaşanıyor. İşin en tehlikeli kısmı bazı firmalarımız yurtdışında firma açma teamülüne başladılar. Burada ne devlet kazanıyor ne iş insanları, sadece bankalar kazanıyor.” İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Çetin Tecdelioğlu da piyasada ciddi bir kargaşa olduğunu söylerken, “Kontratlar yine dolar üzerinden ama ödemeler TL. Kurdan dolayı maliyet oluştu. Bankaların kur alım-satım farkları ihracatçılara maliyet unsuru yaratıyor ve iş yükü getiriyor. Şu an ülkemizin dövizle ilgili sıkıntılı bir süreci var. Dolayısıyla bu uygulanmak zorunda. Uygulamanın belli bir süre sonra kaldırılacağını ümit ediyoruz” diye konuştu.

“Olası kur şokunda sorun daha da büyür”

TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat ise piyasadaki kur kargaşasını anlatırken, olası bir kur şokunun uygulamada daha büyük anlaşmazlıklara yol açabileceği uyarısında bulundu. Fayat, “Ödeme günü hangi kurun kabul edileceği kargaşası var. Kanun koyucunun bu noktada bunun adını koyması gerekiyor. Yani bir standart sunup belirsizliği gidermesi uygun olur. Yoksa bu kavga sürecek” dedi. Olası bir kur şokunun ise döviz sözleşmelerinin TL ödemelerinde daha büyük anlaşmazlıklar doğuracağına işaret eden Fayat, şu ifadeleri kullandı: “Eğer yine bir kur şoku olursa, bu durumda kur farkı ödemek istemeyenler çıkacak. Faturanız dolar ama çeki TL yazıyorsunuz. O gün geldiğinde kur farkını ödemek istemeyecek olanlar çıkacak. Hammaddeyi döviz aldığı için kur farkını ödemek isteyen de mağdur olacak. Kur şokunda bu işin sonucu daha ağır olur. Anlaşmazlıklar mahkemeye taşınır.

TL çekler yazılırken risk pazarlığı yapılıyor

PAGEV Danışma Kurulu Üyesi olan Polystan Polimer Genel Müdürü Zeki Kebudi, döviz alış satışlar nedeniyle piyasanın kısır bir döngüye girdiğini kayderek firmaların yaşadığı kur kargaşasını şöyle tarif etti: “TL ile alışveriş bazı işlerin doğasına aykırı. Özellikle plastik hammaddesinde bu iş dolar ile konuşulur. Biz hammadde ithal ediyoruz, dolar ödüyoruz. Bizim gibi sektörlerde firmalar elinde döviz tutmak zorunda. Müşterinin elinde dolar var ama bunu bozup TL ödüyor. Malı satan da TL ödemeyi alıyor. Yeniden hammadde alacağı için tekrar dolar alıyor. Parayı ödeyen düşüğe bozup ödemeyi yaparken, malı satan yeniden dolar alacağı için karşı tarafa yüksek kur veriyor. İşte burada da ihtilafl ar yaşanıyor. İşlerin hızlanıp gideceği yerde, piyasa en çok dolar konuşuyor. Kur savaşları başladı. Bundan dolayı tahsilatlar da gecikiyor. Döviz çeki yazılamıyor, TL çekler yazılırken risk pazarlığı yapılıyor.”

Tedarikçi finansmanı ortadan kalktı

Uygulamayı değerlendiren Servo Capital Yönetici Ortağı Kaan Kiziroğlu, Türkiye’de üretilen malın maliyetinin neredeyse yüzde 70’inin ithal olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Peki hangi kur olacak? Malı alan alış kurundan, satan ise satış kurundan ödeme ister. Bunlar hep stres yaratıyor. Üretimin yüzde 70’i ithale dayalı. İthal ettiğimiz için de şirketlerin döviz tutması lazım. TL eskiden reel faiz verdiği için insanlar TL’de de duruyordu, ama algı ‘TL reel faiz vermiyor’ şeklinde olduğu için şirket dövize dönmek zorunda kalıyor. Öte yandan sistem işletme sermayesini tedarikçiden fonlayabilirken, bu belirsizlikten dolayı artık tedarikçi finansmanı da kalktı. İşletme sermayesi ihtiyacı TL bazında en az 4 katına çıkmışken şimdi tedarikçi finansmanından da olduk.” Piyasanın bu uygulamaya alışacağını, ancak bunun biraz zaman alacağına işaret eden Kiziroğlu, “Kamu otoritesi ihtilafl arı çözmek adına örnek bir çözümü standart bir şekilde açıklamalı. Örneğin ödeme günü hangi kurun baz alınacağını, gecikme halinde hangi kurun dikkate alınacağı gibi… En azından bu ihtilafl arı azaltır” dedi.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kitap Künyesi

  • Kitap Adı: Nasıl Yatırım Yapılır?

  • Alt Başlık: Kişisel Yatırımın Cesur ve Yeni Dünyasına Yolculuk

  • Yazarlar:

    • Peter Stanyer

    • Masood Javaid

    • Stephen Satchell

  • Çevirmen: S. Cem Çiloğlu

  • Yayınevi: The Economist Books / Türkçe baskı: Epsilon yayınevi

  • Dil: Türkçe (Orijinal dil: İngilizce)

  • Kapsam: Yatırımın temellerinden başlayarak kişisel finans, portföy yönetimi, risk dağılımı ve yeni nesil yatırım araçlarına kadar geniş bir perspektif sunar.

  • Hedef Kitle: Yatırıma yeni başlayacak bireyler, kişisel finansına yön vermek isteyenler ve stratejik portföy oluşturmak isteyen yatırımcılar.

İçerik Özeti

  • Yatırımın Temel İlkeleri

  • Risk ve Getiri Dengesi

  • Portföy Teorisi

  • Fon Seçimi ve Dağılımı

  • Alternatif Yatırım Araçları (ETF’ler, tahviller, emtialar, kripto varlıklar)

  • Yatırım Psikolojisi ve Karar Alma Süreçleri

  • Güncel Piyasa Gelişmeleri ve Etkileri

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

1. Yatırımın Temelleri

Kitap, yatırımın amacını net şekilde tanımlayarak başlar: paranın zaman içindeki değerini korumak ve artırmak. Yatırımcılar için temel kavramlar olan risk, getiri, zaman ufku, likidite gibi konular ele alınır.

📌 Ana fikir: Her yatırım bir risk içerir; önemli olan bu riski bilinçli şekilde yönetebilmektir.

2. Portföy Oluşturma ve Risk Dağılımı (Diversifikasyon)

Yazarlar, yatırımcılara tüm yumurtaları aynı sepete koymamaları gerektiğini anlatır. Portföy oluştururken farklı varlık türleri arasında dağılım yapmanın önemi vurgulanır: hisse senetleri, tahviller, nakit, emtialar, alternatif yatırımlar gibi.

📌 Ana fikir: Sağlam bir yatırım stratejisi; çeşitlendirme, maliyet bilinci ve hedefe uygunlukla mümkündür.

3. Varlık Sınıfları ve Araçlar

Bu bölümde yatırım yapılabilecek başlıca varlıklar detaylı şekilde anlatılır:

  • Hisse senetleri: Uzun vadede büyüme sağlayan ama dalgalı ürünlerdir.

  • Tahviller: Daha düşük riskli, ama sınırlı getirili.

  • Nakit ve mevduat: Güvenli ama enflasyona karşı kırılgan.

  • Alternatif yatırım araçları: Gayrimenkul, hedge fonları, özel sermaye ve son zamanlarda kripto varlıklar gibi yeni trendler.

📌 Ana fikir: Her varlık sınıfının risk-profili farklıdır ve yatırımcının hedeflerine göre seçilmelidir.

4. Zaman ve Psikoloji Faktörü

Yatırımcıların en büyük düşmanlarından biri kendileridir. Korku, açgözlülük, sürü psikolojisi gibi duygusal faktörlerin yatırım kararlarını nasıl etkilediği anlatılır. Piyasa zamanlamasının zor olduğu, uzun vadeli düşünmenin önemi vurgulanır.

📌 Ana fikir: Duygusal kararlar yerine disiplinli bir yatırım stratejisi başarı getirir.

5. Yatırım Stratejileri ve Yaklaşımlar

Pasif ve aktif yatırım farkı, endeks fonlarının avantajları, değer ve büyüme yatırımcılığı gibi farklı yatırım stratejileri açıklanır. Ayrıca, yaşa ve gelir seviyesine göre yatırım stratejileri örneklenir.

📌 Ana fikir: Herkesin yatırım stratejisi kişisel durumuna, hedeflerine ve risk toleransına uygun olmalıdır.

6. Geleceğe Hazırlık ve Yeni Trendler

Kitabın son bölümleri geleceğin yatırım dünyasına odaklanır. ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim kriterleri), yapay zeka destekli algoritmalar, robo-danışmanlar, fintech’ler gibi konular ele alınır.

📌 Ana fikir: Yatırım dünyası hızla değişiyor; bilgiye açık ve adapte olabilen yatırımcılar öne çıkacak.

Genel Değerlendirme

Bu kitap, yatırım dünyasına giriş yapmak isteyenler için bilimsel temellere dayalı, pratik ve anlaşılır bir kılavuzdur. Hem yeni başlayanlar hem de stratejisini geliştirmek isteyen yatırımcılar için değerli bilgiler sunar.

Okumaya devam et

EKONOMİ

HÜRMÜZ BOĞAZI KAPANIRSA NE OLUR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünya enerji güvenliğinin kalbinde yer alan Hürmüz Boğazı, küresel ticaretin ve petrol taşımacılığının en kritik geçitlerinden biridir. Ancak bu boğazın geçici dahi olsa kapanması, sadece bölgeyi değil, tüm dünya ekonomisini derinden etkileyebilecek bir kriz senaryosudur. Bu yazıda, Hürmüz Boğazı’nın önemi ve kapanmasının olası sonuçları detaylı bir şekilde incelenmektedir.

HÜRMÜZ BOĞAZI’NIN STRATEJİK ÖNEMİ

Hürmüz Boğazı, İran ile Umman arasında yer alır ve Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlar.
Bu dar geçit, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, İran, BAE ve Katar’ın deniz yoluyla petrol ve doğalgaz ihracatında tek çıkış kapısı niteliğindedir.

  • Günlük yaklaşık 17-20 milyon varil petrol bu boğazdan taşınmaktadır.

  • Bu miktar, küresel petrol ticaretinin yaklaşık %20’sine denk gelir.

  • Ayrıca Katar’ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatının da büyük bölümü bu yoldan geçer.

ENERJİ VE EKONOMİK SONUÇLARI

1. Petrol Fiyatlarında Şok Artış

Hürmüz Boğazı’nın kapanması, arz şokuna yol açar.

  • Petrol fiyatları birkaç gün içinde 150-200 dolar/varil seviyelerine çıkabilir.

  • Enerji ithalatçısı ülkelerde enflasyonist baskılar oluşur.

  • Üretim maliyetleri artar, ekonomiler yavaşlar, stagflasyon riski doğar.

2. Küresel Tedarik Zincirinin Bozulması

  • Asya, Avrupa ve ABD’ye enerji taşıyan petrol tankerleri seferlerini durdurmak zorunda kalır.

  • Enerjiye bağımlı endüstriler (otomotiv, plastik, gübre vb.) ağır darbe alır.

  • Alternatif boru hatları kapasite olarak yetersizdir.

JEOPOLİTİK VE ASKERİ SONUÇLARI

1. ABD-İran Gerilimi Zirveye Çıkar

İran’ın boğazı kapatma tehdidi veya fiilî kapatma girişimi, ABD ve müttefiklerinin askerî karşılık verme ihtimalini doğurur.
Bölgedeki ABD Donanması’nın varlığı bu senaryo için hazırdır.

2. İsrail, Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri Tetikte Olur

İran’ın bu hamlesi bölge ülkeleri tarafından ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirilir.
Silahlanma hızlanır, bölgesel çatışma riski artar.

3. Askerî Müdahale ve Savaş Riski

Deniz yolunun açık tutulması için ABD önderliğinde çok uluslu bir askerî müdahale gündeme gelebilir.
Bu durum petrol bölgelerinde bombalamalara, deniz trafiğinin askıya alınmasına neden olabilir.

Irak Dışişleri Bakanı'ndan “Hürmüz Boğazı kapanırsa küresel enerji  piyasasında kriz çıkar” uyarısı

ALTERNATİF ENERJİ ROTALARI VAR MI?

  • Suudi Arabistan ve BAE, bazı petrolünü Hürmüz dışındaki boru hatlarıyla taşıyabilir.
    Ancak bu yolların kapasitesi sınırlı ve tüm ihracatı karşılamaktan uzaktır.

  • Katar LNG’si içinse alternatif güzergâh neredeyse yoktur.

TÜRKİYE’YE ETKİSİ NE OLUR?

  • Türkiye enerji ithalatının büyük kısmını bu bölgelerden sağlamaktadır.

  • Fiyatlar arttığında Türkiye’nin enerji faturası büyür → cari açık artar.

  • Bu durum TL üzerinde baskı oluşturur, enflasyon hızlanır.

Hürmüz Boğazı’nın kapanması, sadece bölgesel değil, küresel bir kriz anlamına gelir. Petrol ve gaz piyasasında arz şoku yaratır, küresel ekonomiyi durma noktasına getirebilir. Jeopolitik gerilimlerin zirveye çıktığı bir ortamda bu boğazın güvenliği, dünya düzeni açısından kırılma noktasıdır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Limonlar Kredi Aldığında: Asimetrik Bilginin Finansal Sistemdeki Yankısı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankaların kredi sistemlerinde giderek daha sık karşılaştığımız bir tablo var: Gerçek kredi değerliliği taşımayan birey veya işletmelere, sistemsel boşluklar nedeniyle kredi limitleri açılıyor. Kredi puanı iyi görünüyor, limit mevcut—ama geri ödeme kabiliyeti yok. Neye benziyor, biliyor musunuz? George Akerlof’un 1970’te yazdığı kendisine Nobel iktisat ödülü aldıran “limon piyasası”na.

Asimetrik Bilgi Sorunu:

Akerlof’un teorisinde, alıcı ve satıcı arasındaki bilgi dengesizliği nedeniyle kaliteli ürünler (iyi arabalar) piyasadan çekilir, yerine “limonlar” (kötü arabalar) kalır. Bugünün kredi sisteminde ise:

  • Banka, müşterinin gerçek riskini göremiyor (ya da görmek istemiyor).
  • Müşteri, sistemin sunduğu limitlere ulaşıyor, kredi kullanıyor.
  • Böylece finansal piyasada “limon” krediler çoğalıyor: riskli, sürdürülemez, görünürde aktif.

Sonuç Ne Olur?

  • Gerçek değerliliğe sahip kullanıcılar daha pahalı krediye ulaşır.
  • Sistem, kendi içindeki çürüklüğü fark edemez.
  • Uzun vadede bu asimetrik bilgi, toplu bir güven krizine dönüşür. Tıpkı Akerlof’un uyardığı gibi…
  • Finansal sistemler gelişiyor, algoritmalar daha sofistike hale geliyor—ama hâlâ “insanı” göremeyen modellerle çalışıyoruz. Kredi vermek sadece matematik değil; güvenin, bağlamın ve davranışsal içgörünün birleşimidir.
  • “Kredi sadece bir limit değil, bir güven oyudur.”

Kredi sistemleri giderek daha sofistike hale geliyor. Algoritmalar, puanlama sistemleri, dijitalleştirilmiş değerlendirme modelleri… Peki ama hâlâ “insanı” göremeyen bu sistemler gerçekten güvenli mi?

George Akerlof, 1970’te “limon piyasası” teorisini ortaya attığında otomobil piyasasını örnek gösteriyordu. Bugün ise aynı teoriyi bizzat kredi piyasasının içinde yaşıyoruz: asimetrik bilgi, yani tarafların eşit derecede bilgi sahibi olmaması, sistemi yavaş yavaş çürütüyor.

Gözlemlerimden İki Sessiz Hikâye

Firma kârlı göründü, konkordatoya girdi. Bir yıl önce denetimini yaptığım bir firmayla denetim sırasında yaşadığımız bir anlaşmazlık yüzünden yollarımız ayrılmıştı. Geçtiğimiz günlerde konkordato ilan ettiklerini öğrendim. İlginçtir: Banka kredileri denetim sonrası son bir yılda ciddi oranda artmıştı. Bilanço ise temizdi—görünürde. Ama içini bilen biri olarak şunu söylemeliyim: stoklar şişirilmişti. Sayım tutanakları arasındaki fark 3 milyon dolar kadardı.

Stoklar yalansa, bilanço da yalandır. En kolay oynanan kalem de budur çünkü. “Stoklarda 3 milyon dolarlık yapay bir değerleme vardı—bu, bilanço üzerinde kar gibi görünse de gerçekte zarardı.” Bankalar ne yaptı? Kağıt üstündeki görüntüye bakıp kredi verdiler. Mali analizlerin yapamadığı tek şey stok denetimidir, stoklarda ne yazıyorsa kabul edilir. Şu sorularla meşgul olduklarını da hiç zannetmiyorum: Stok sayım tutanak raporu mevcut stoklarla karşılaştırıldı mı? Stok sayım tutanağını kim hazırlamış? Bağımsız denetim mi yoksa şirket personeli mi? Firma son yıllarda matrah artırmış mı? Tedarikçi bakiye hareketleri stok değer hareketleriyle uyumlu mu? Stoklarda dikkat çekici bir durum var mı? Hammadde stoğu mamül stoğundan fazla mı? Şirket ERP sisteminden stok değerleme raporu alındı mı? Sorular çoğaltılabilir.

Çalışanlarına maaşlarını ödemeyen firma, kredi kullanıyor.

Geçenlerde eski bir öğrencim aradı: Çalıştığı firma 3 aydır maaş ödemiyormuş ama aynı zamanda bankalardan kredi kullanmaya devam ediyormuş. Hatta patronunun yeni bir konut satın aldığını duymuş. Bana sorduğu soruya gelirsek: “İş davası açarsam banka hesaplarına bloke konulur mu?

Banka sistemleri SGK kayıtlarını kontrol etse, firmanın 3 aydır sigorta ödemediğini görecekti. Ama görmedi. Çünkü sistem, sadece rakama ve geçmiş skora bakıyor—insan hikâyesine değil.

Sonuç: Algoritmalar Belki Zekidir, Ama Kördür

Bugünün kredi algoritmaları geçmiş veriye dayanır, davranışı anlamaz, öyküyü okumaz. Böylece sistem, Akerlof’un tarif ettiği gibi, limonlarla doluyor: Gerçekte riskli olan ama kâğıt üstünde sorunsuz gözüken kredilerle. Sonuç? Gerçekten sağlıklı, krediye erişimi hak eden işletmeler bu gölgelerin altında kalıyor.

Serhat CAN

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.