Connect with us

EKONOMİ

Enflasyon mu, hayat pahalılığı mı; hangisi daha fena?

Yayınlanma:

|

✔ Enflasyonu yenebilir miyiz, zaman içinde belki, olabilir. Ama ya hayat pahalılığını?

✔ Fiyatlar bugün sabitlense ve hiç artmasa bile bu gelir düzeyi ile hayat hala pahalı, hala pahalı!

Günlük konuşma dilinde enflasyon ile hayat pahalılığını genellikle aynı anlamda kullanıyoruz. Aslında öyle değil. Özellikle önümüzdeki dönemde bu kavramlar iyice karışacak. Hani aralıktan itibaren enflasyonun yıllık artış hızında yavaşlama olacak ya, işte o dönem… Enflasyonun artış hızı çok çok yavaşlayacak ama hayat pahalı olmaya devam edecek.

Çok olağanüstü gelişmeler yaşanmazsa yıllık oran aralıktan itibaren hızla gerileyecek ve bu gerileme nisana kadar sürecek. (Dünya 26 Eylül 2022.) Öyle ki yıllık orandaki düşüş 40-45 puanı bulacak. Kasım sonunda zirveye ulaşacağı tahmin edilen yıllık TÜFE artışı, ki bu oran yüzde 83- 84 olacak gibi görünüyor, nisanda yüzde 35 dolayına inecek.

Bu arada 26 Eylül’deki yazıma gelen itiraz ve karşı görüşlere de hemen yanıt vermek isterim.

– Bu yılın kalan dönemi ile önümüzdeki yılın ilk ayları için OVP’de öngörülen enflasyon oranlarını kullanmak durumundayım, çünkü elimde başka veri yok. Bu oranlar gerçekçi bulunmayabilir, o apayrı bir konu.

– Bu dönemde çok hızlı fiyat artışına yol açacak gelişmeler tabii ki olabilir; ben de zaten “Olağandışı gelişmeler olmazsa” diyorum.

– Ben sonuç olarak basit bir şekilde baz etkisi nedir, onu anlatıyorum. Matematiksel bir gerçeğe vurgu yapıyorum yalnızca.

Enflasyon-hayat pahalılığı ikilemi

■ Enflasyon, tüm fiyatların sürekli artış göstermesi durumudur.

■ Hayat pahalılığı ise ele geçen parayla rahat geçinememektir, geçim zorluğudur.

■ Her enflasyonist ortam hayat pahalılığına yol açmayabilir.

■ Ama her hayat pahalılığının öncesinde mutlaka ama mutlaka yüksek bir enflasyonist dönem vardır.

Türkiye uzunca bir süredir yüksek enflasyon yaşıyor. Özellikle geçen yılın son aylarından başlayarak bu yıl boyunca devam eden yüksek enflasyon…

Kavramları yerli yerine oturtmak gerekir. Şimdi Türkiye bu yüksek enflasyon artışından kurtulunca, hayat pahalılığı ortadan kalkmış mı olacak? Bir kere enflasyon artış hızının düşmesi, enflasyonun yok olduğu anlamına gelmeyecek ki…

Ayrıca, aylık enflasyon başka, yıllık enflasyon başka.

Bir örnekle gidelim:

2021’in aralık ayında 100 liraya satılan herhangi bir ürünün fiyatı 2022’de her ay 5 lira artarak ekimde 150 liraya gelmiş; kasım ve aralıkta ise 1’er lira artmışsa bu enflasyonun düştüğünü değil, hız kestiğini gösterir. Enflasyon hala vardır, yaşanmaktadır.

2023’te ise fiyat artışının artık hiç olmadığını varsayalım. Bu ürünün fiyatı 2022’nin aralık ayında 152 liraya çıkmış ve 2023 boyunca hiç artmamış olsun.

2023 yılı boyunca artık aylık enflasyondan söz edemeyiz; oran sıfır çünkü. Ama yıllık enflasyon hala devam ediyor.

Bu örneğe göre 2021 aralık ile 2022 aralık arasındaki fiyat artışı (152/100) yüzde 52’dir. 2023’ün ocak ayında aralık ayına göre hiç artış olmamakla birlikte, yıllık artış (152/105) yüzde 44.8’dir. 2023 haziranına geldiğimizde yıllık artış (152/130) yüzde artık yüzde 16.9’a gerilemiş durumdadır.

Yıllık oran her geçen ay küçülür, küçülür ve 2023’ün aralık ayında sıfır olur. Çünkü örneğimizdeki ürünün fiyatı 2022’nin aralık ayında da 152 liradır, 2023’ün aralık ayında da…

Ya hayat pahalılığı…

Birinci senaryo: Devlet ya da özel sektördeyseniz işvereniniz karar almış ve size her ay bu üründeki fiyat artışı kadar zam yapıyor. Dolayısıyla bu ürünü almakta hiç sıkıntı yaşamıyorsunuz.

Sizin için ürüne yapılan zammın hiç önemi yok, çünkü hayat pahalılığı yaşamıyorsunuz.

İkinci senaryo: 2021’in aralık ayındaki geliriniz, tanesi 100 lira olan bu ürünü almaya rahatlıkla yetiyordu. 2022’de bu ürüne ocak-ekim boyunca her ay 5 lira zam geldi, ama sizin geliriniz temmuza kadar değişmedi.

Artık gelirinizle bu üründen giderek daha az alabiliyorsunuz.

Yani hem enflasyon yaşıyorsunuz, hem hayat pahalılığı.

Yılın ilk yarısı tamamlandı; memursanız devlet, özel sektör çalışanıysanız işveren size temmuz ayından geçerli olmak üzere yüzde 25 zam yaptı, geliriniz 100 liradan 125 liraya çıktı. Temmuz ayında geliriniz 125, bu ürünün fiyatı 135 lira! Bu zamla biraz nefes aldınız ama verilen yüzde 25’lik zam, bu üründeki artışı karşılamaya yine de yetmiyor.

Üçüncü senaryo: 2023 yılına geldiniz. Hani 2022’nin ikinci yarısı için yüzde 25 zam almıştınız ya, bu kez size bu yüzde 25’in üstüne yüzde 12 zam daha verildi. Böylece 2022’nin toplam zammı yüzde 40 oldu. Hani bu ürünün fiyatı 2023 boyunca hiç artmıyor ya, fiyat 152 lirada sabitlendi ya, size şu söyleniyor:

“Bakın aylık enflasyonu sıfırladık, yıllık oran da hızla aşağı gidiyor. Aralıkta yüzde 52 olan yıllık enflasyon ocakta yüzde 44.8’e indi. Bu daha da inecek. Ağustosa bakın, yüzde 8.6 ile tek haneyi yakalayacağız.”

Söylenen oran olarak doğru!

Aylık enflasyon artık sıfır!

Ama hayat pahalılığı devam ediyor…

Elinize geçen para 140 lira ve siz her ay 152 liraya bu ürünü almak zorundasınız. Paranız yetmiyor tabii ki ve istediğiniz miktarda alamıyor ya da borçlanıyorsunuz.

Alın size hayat pahalılığı!

Aylık enflasyon sıfır ama hayat pahalı!

Durum bundan ibaret!

İşte 2023’te yaşanacak da budur. Mevcut görünüme göre aylık enflasyon hızı yavaşlayacak, özellikle yıllık oran iyice aşağı gelecek ama hayat pahalılığı bitmeyecektir.

Bu olumsuz tabloyu tersine çevirebilmenin iki yolu var:

Ya uzunca bir dönem gelirler enflasyondan daha fazla artırılır.

Ya da mevcut fiyatların aşağı gelmesini sağlayacak bir formül bulunur.

Bu iki olasılık da gerçekleşecek gibi görünmediğine göre biz hem enflasyonu, hem de daha beteri olan hayat pahalılığını daha uzun yıllar yaşamaya devam edeceğiz.

Alaattin AKTAŞ – Dünya

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kitap Künyesi

  • Kitap Adı: Nasıl Yatırım Yapılır?

  • Alt Başlık: Kişisel Yatırımın Cesur ve Yeni Dünyasına Yolculuk

  • Yazarlar:

    • Peter Stanyer

    • Masood Javaid

    • Stephen Satchell

  • Çevirmen: S. Cem Çiloğlu

  • Yayınevi: The Economist Books / Türkçe baskı: Epsilon yayınevi

  • Dil: Türkçe (Orijinal dil: İngilizce)

  • Kapsam: Yatırımın temellerinden başlayarak kişisel finans, portföy yönetimi, risk dağılımı ve yeni nesil yatırım araçlarına kadar geniş bir perspektif sunar.

  • Hedef Kitle: Yatırıma yeni başlayacak bireyler, kişisel finansına yön vermek isteyenler ve stratejik portföy oluşturmak isteyen yatırımcılar.

İçerik Özeti

  • Yatırımın Temel İlkeleri

  • Risk ve Getiri Dengesi

  • Portföy Teorisi

  • Fon Seçimi ve Dağılımı

  • Alternatif Yatırım Araçları (ETF’ler, tahviller, emtialar, kripto varlıklar)

  • Yatırım Psikolojisi ve Karar Alma Süreçleri

  • Güncel Piyasa Gelişmeleri ve Etkileri

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

1. Yatırımın Temelleri

Kitap, yatırımın amacını net şekilde tanımlayarak başlar: paranın zaman içindeki değerini korumak ve artırmak. Yatırımcılar için temel kavramlar olan risk, getiri, zaman ufku, likidite gibi konular ele alınır.

📌 Ana fikir: Her yatırım bir risk içerir; önemli olan bu riski bilinçli şekilde yönetebilmektir.

2. Portföy Oluşturma ve Risk Dağılımı (Diversifikasyon)

Yazarlar, yatırımcılara tüm yumurtaları aynı sepete koymamaları gerektiğini anlatır. Portföy oluştururken farklı varlık türleri arasında dağılım yapmanın önemi vurgulanır: hisse senetleri, tahviller, nakit, emtialar, alternatif yatırımlar gibi.

📌 Ana fikir: Sağlam bir yatırım stratejisi; çeşitlendirme, maliyet bilinci ve hedefe uygunlukla mümkündür.

3. Varlık Sınıfları ve Araçlar

Bu bölümde yatırım yapılabilecek başlıca varlıklar detaylı şekilde anlatılır:

  • Hisse senetleri: Uzun vadede büyüme sağlayan ama dalgalı ürünlerdir.

  • Tahviller: Daha düşük riskli, ama sınırlı getirili.

  • Nakit ve mevduat: Güvenli ama enflasyona karşı kırılgan.

  • Alternatif yatırım araçları: Gayrimenkul, hedge fonları, özel sermaye ve son zamanlarda kripto varlıklar gibi yeni trendler.

📌 Ana fikir: Her varlık sınıfının risk-profili farklıdır ve yatırımcının hedeflerine göre seçilmelidir.

4. Zaman ve Psikoloji Faktörü

Yatırımcıların en büyük düşmanlarından biri kendileridir. Korku, açgözlülük, sürü psikolojisi gibi duygusal faktörlerin yatırım kararlarını nasıl etkilediği anlatılır. Piyasa zamanlamasının zor olduğu, uzun vadeli düşünmenin önemi vurgulanır.

📌 Ana fikir: Duygusal kararlar yerine disiplinli bir yatırım stratejisi başarı getirir.

5. Yatırım Stratejileri ve Yaklaşımlar

Pasif ve aktif yatırım farkı, endeks fonlarının avantajları, değer ve büyüme yatırımcılığı gibi farklı yatırım stratejileri açıklanır. Ayrıca, yaşa ve gelir seviyesine göre yatırım stratejileri örneklenir.

📌 Ana fikir: Herkesin yatırım stratejisi kişisel durumuna, hedeflerine ve risk toleransına uygun olmalıdır.

6. Geleceğe Hazırlık ve Yeni Trendler

Kitabın son bölümleri geleceğin yatırım dünyasına odaklanır. ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim kriterleri), yapay zeka destekli algoritmalar, robo-danışmanlar, fintech’ler gibi konular ele alınır.

📌 Ana fikir: Yatırım dünyası hızla değişiyor; bilgiye açık ve adapte olabilen yatırımcılar öne çıkacak.

Genel Değerlendirme

Bu kitap, yatırım dünyasına giriş yapmak isteyenler için bilimsel temellere dayalı, pratik ve anlaşılır bir kılavuzdur. Hem yeni başlayanlar hem de stratejisini geliştirmek isteyen yatırımcılar için değerli bilgiler sunar.

Okumaya devam et

EKONOMİ

HÜRMÜZ BOĞAZI KAPANIRSA NE OLUR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünya enerji güvenliğinin kalbinde yer alan Hürmüz Boğazı, küresel ticaretin ve petrol taşımacılığının en kritik geçitlerinden biridir. Ancak bu boğazın geçici dahi olsa kapanması, sadece bölgeyi değil, tüm dünya ekonomisini derinden etkileyebilecek bir kriz senaryosudur. Bu yazıda, Hürmüz Boğazı’nın önemi ve kapanmasının olası sonuçları detaylı bir şekilde incelenmektedir.

HÜRMÜZ BOĞAZI’NIN STRATEJİK ÖNEMİ

Hürmüz Boğazı, İran ile Umman arasında yer alır ve Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlar.
Bu dar geçit, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, İran, BAE ve Katar’ın deniz yoluyla petrol ve doğalgaz ihracatında tek çıkış kapısı niteliğindedir.

  • Günlük yaklaşık 17-20 milyon varil petrol bu boğazdan taşınmaktadır.

  • Bu miktar, küresel petrol ticaretinin yaklaşık %20’sine denk gelir.

  • Ayrıca Katar’ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatının da büyük bölümü bu yoldan geçer.

ENERJİ VE EKONOMİK SONUÇLARI

1. Petrol Fiyatlarında Şok Artış

Hürmüz Boğazı’nın kapanması, arz şokuna yol açar.

  • Petrol fiyatları birkaç gün içinde 150-200 dolar/varil seviyelerine çıkabilir.

  • Enerji ithalatçısı ülkelerde enflasyonist baskılar oluşur.

  • Üretim maliyetleri artar, ekonomiler yavaşlar, stagflasyon riski doğar.

2. Küresel Tedarik Zincirinin Bozulması

  • Asya, Avrupa ve ABD’ye enerji taşıyan petrol tankerleri seferlerini durdurmak zorunda kalır.

  • Enerjiye bağımlı endüstriler (otomotiv, plastik, gübre vb.) ağır darbe alır.

  • Alternatif boru hatları kapasite olarak yetersizdir.

JEOPOLİTİK VE ASKERİ SONUÇLARI

1. ABD-İran Gerilimi Zirveye Çıkar

İran’ın boğazı kapatma tehdidi veya fiilî kapatma girişimi, ABD ve müttefiklerinin askerî karşılık verme ihtimalini doğurur.
Bölgedeki ABD Donanması’nın varlığı bu senaryo için hazırdır.

2. İsrail, Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri Tetikte Olur

İran’ın bu hamlesi bölge ülkeleri tarafından ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirilir.
Silahlanma hızlanır, bölgesel çatışma riski artar.

3. Askerî Müdahale ve Savaş Riski

Deniz yolunun açık tutulması için ABD önderliğinde çok uluslu bir askerî müdahale gündeme gelebilir.
Bu durum petrol bölgelerinde bombalamalara, deniz trafiğinin askıya alınmasına neden olabilir.

Irak Dışişleri Bakanı'ndan “Hürmüz Boğazı kapanırsa küresel enerji  piyasasında kriz çıkar” uyarısı

ALTERNATİF ENERJİ ROTALARI VAR MI?

  • Suudi Arabistan ve BAE, bazı petrolünü Hürmüz dışındaki boru hatlarıyla taşıyabilir.
    Ancak bu yolların kapasitesi sınırlı ve tüm ihracatı karşılamaktan uzaktır.

  • Katar LNG’si içinse alternatif güzergâh neredeyse yoktur.

TÜRKİYE’YE ETKİSİ NE OLUR?

  • Türkiye enerji ithalatının büyük kısmını bu bölgelerden sağlamaktadır.

  • Fiyatlar arttığında Türkiye’nin enerji faturası büyür → cari açık artar.

  • Bu durum TL üzerinde baskı oluşturur, enflasyon hızlanır.

Hürmüz Boğazı’nın kapanması, sadece bölgesel değil, küresel bir kriz anlamına gelir. Petrol ve gaz piyasasında arz şoku yaratır, küresel ekonomiyi durma noktasına getirebilir. Jeopolitik gerilimlerin zirveye çıktığı bir ortamda bu boğazın güvenliği, dünya düzeni açısından kırılma noktasıdır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Limonlar Kredi Aldığında: Asimetrik Bilginin Finansal Sistemdeki Yankısı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankaların kredi sistemlerinde giderek daha sık karşılaştığımız bir tablo var: Gerçek kredi değerliliği taşımayan birey veya işletmelere, sistemsel boşluklar nedeniyle kredi limitleri açılıyor. Kredi puanı iyi görünüyor, limit mevcut—ama geri ödeme kabiliyeti yok. Neye benziyor, biliyor musunuz? George Akerlof’un 1970’te yazdığı kendisine Nobel iktisat ödülü aldıran “limon piyasası”na.

Asimetrik Bilgi Sorunu:

Akerlof’un teorisinde, alıcı ve satıcı arasındaki bilgi dengesizliği nedeniyle kaliteli ürünler (iyi arabalar) piyasadan çekilir, yerine “limonlar” (kötü arabalar) kalır. Bugünün kredi sisteminde ise:

  • Banka, müşterinin gerçek riskini göremiyor (ya da görmek istemiyor).
  • Müşteri, sistemin sunduğu limitlere ulaşıyor, kredi kullanıyor.
  • Böylece finansal piyasada “limon” krediler çoğalıyor: riskli, sürdürülemez, görünürde aktif.

Sonuç Ne Olur?

  • Gerçek değerliliğe sahip kullanıcılar daha pahalı krediye ulaşır.
  • Sistem, kendi içindeki çürüklüğü fark edemez.
  • Uzun vadede bu asimetrik bilgi, toplu bir güven krizine dönüşür. Tıpkı Akerlof’un uyardığı gibi…
  • Finansal sistemler gelişiyor, algoritmalar daha sofistike hale geliyor—ama hâlâ “insanı” göremeyen modellerle çalışıyoruz. Kredi vermek sadece matematik değil; güvenin, bağlamın ve davranışsal içgörünün birleşimidir.
  • “Kredi sadece bir limit değil, bir güven oyudur.”

Kredi sistemleri giderek daha sofistike hale geliyor. Algoritmalar, puanlama sistemleri, dijitalleştirilmiş değerlendirme modelleri… Peki ama hâlâ “insanı” göremeyen bu sistemler gerçekten güvenli mi?

George Akerlof, 1970’te “limon piyasası” teorisini ortaya attığında otomobil piyasasını örnek gösteriyordu. Bugün ise aynı teoriyi bizzat kredi piyasasının içinde yaşıyoruz: asimetrik bilgi, yani tarafların eşit derecede bilgi sahibi olmaması, sistemi yavaş yavaş çürütüyor.

Gözlemlerimden İki Sessiz Hikâye

Firma kârlı göründü, konkordatoya girdi. Bir yıl önce denetimini yaptığım bir firmayla denetim sırasında yaşadığımız bir anlaşmazlık yüzünden yollarımız ayrılmıştı. Geçtiğimiz günlerde konkordato ilan ettiklerini öğrendim. İlginçtir: Banka kredileri denetim sonrası son bir yılda ciddi oranda artmıştı. Bilanço ise temizdi—görünürde. Ama içini bilen biri olarak şunu söylemeliyim: stoklar şişirilmişti. Sayım tutanakları arasındaki fark 3 milyon dolar kadardı.

Stoklar yalansa, bilanço da yalandır. En kolay oynanan kalem de budur çünkü. “Stoklarda 3 milyon dolarlık yapay bir değerleme vardı—bu, bilanço üzerinde kar gibi görünse de gerçekte zarardı.” Bankalar ne yaptı? Kağıt üstündeki görüntüye bakıp kredi verdiler. Mali analizlerin yapamadığı tek şey stok denetimidir, stoklarda ne yazıyorsa kabul edilir. Şu sorularla meşgul olduklarını da hiç zannetmiyorum: Stok sayım tutanak raporu mevcut stoklarla karşılaştırıldı mı? Stok sayım tutanağını kim hazırlamış? Bağımsız denetim mi yoksa şirket personeli mi? Firma son yıllarda matrah artırmış mı? Tedarikçi bakiye hareketleri stok değer hareketleriyle uyumlu mu? Stoklarda dikkat çekici bir durum var mı? Hammadde stoğu mamül stoğundan fazla mı? Şirket ERP sisteminden stok değerleme raporu alındı mı? Sorular çoğaltılabilir.

Çalışanlarına maaşlarını ödemeyen firma, kredi kullanıyor.

Geçenlerde eski bir öğrencim aradı: Çalıştığı firma 3 aydır maaş ödemiyormuş ama aynı zamanda bankalardan kredi kullanmaya devam ediyormuş. Hatta patronunun yeni bir konut satın aldığını duymuş. Bana sorduğu soruya gelirsek: “İş davası açarsam banka hesaplarına bloke konulur mu?

Banka sistemleri SGK kayıtlarını kontrol etse, firmanın 3 aydır sigorta ödemediğini görecekti. Ama görmedi. Çünkü sistem, sadece rakama ve geçmiş skora bakıyor—insan hikâyesine değil.

Sonuç: Algoritmalar Belki Zekidir, Ama Kördür

Bugünün kredi algoritmaları geçmiş veriye dayanır, davranışı anlamaz, öyküyü okumaz. Böylece sistem, Akerlof’un tarif ettiği gibi, limonlarla doluyor: Gerçekte riskli olan ama kâğıt üstünde sorunsuz gözüken kredilerle. Sonuç? Gerçekten sağlıklı, krediye erişimi hak eden işletmeler bu gölgelerin altında kalıyor.

Serhat CAN

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.