Connect with us

EKONOMİ

Enflasyonda tepe noktasının artık bugün görülmesi bekleniyor…

Yayınlanma:

|

  • TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net yabancı para pozisyonu 30 Mayıs tarihi itibariyle 1 milyar dolar daha iyileşirken, manşet rakam da eksi 7 milyar dolar seviyesine geldi. Hazine’nin TCMB’de tuttuğu 8,8 milyar döviz mevduatını da hesaplamalarımıza dâhil ettiğimide (eklediğimizde), manşet rakamın yaklaşık artı 1,9 milyar dolar seviyesine gelerek 4,5 yıl ardından artıya geçtiğine şahit oluyoruz. Biz, Hazine’nin TCMB’de tuttuğu dövizi eurobond (vadesi geldiğinde) ödemesinde kullanacağından hesaplamalarımıza dâhil etmiyoruz. TCMB’nin hangi metrikle bakılırsa bakılsın, swap ve kamu dövizler hâriç net rezervleri günler içerisinde artıya geçecektir.
  • USDTRY kuru, yerel seçimler ardından TCMB’nin biriktirdiği 67 milyar dolar rezerve rağmen hâlen daha 32,20’li seviyelerde salındığını görüyoruz. Cuma günü kaleme aldığımız raporumuzda, son açıklanan verilerin dolarizasyon eğiliminin azaldığına işaret ettiğini söylemiştik. Hatırlanacağı üzere, dijital dolar piyasasında işler karmaşık bir hâl alınca gözümüzü diktiğimiz fiziki dolar piyasası, KapalıÇarşı, bu sefer de işler iyiye giderken yine piyasanın kalbinde bize neler olduğunu çok güzel özetliyor. Cuma günü fiziki dolar piyasasında yurtiçi yerleşiklerin Türk Lirasına olan ilgisinin kuvvetlendiğini gösteren fiyatlama eğilimine tanıklık ettik. Çarşı’da döviz kuru psikolojik 32 seviyesinin de altına gerileyerek fiziksel döviz satışının ivme kazandığına işaret ediyor. Ne demiştik “İçimdeki TL âşkı bambaşka” yani TL talebi tabana yaygın bir şekilde de devam ediyor.
  • USDTRY kurunda ‘işler’ yolunda giderken, borsa cephesinde ise yeni para girişinin eksikliğinde kararsız hatta satıcılı seyire Cuma günü büyük çaplı bir volatilite de eklendi. Günün ilk yarısında %2’nin üzerinde artıda işlem gören endeks, günün son işlem saatlerinde kazanımlarını koruyamayarak %0,8 geriledi. Düşüşün arkasında Koç Holding’in Yapı Kredi Bankası (YKB) ile yaptığı açıklamasının yattığını düşünüyoruz. Bir türlü doğrulanamamasına karşın, FAB’ın YKB’yi satın alacağına ilişkin haber akışı ile hisse fiyatı 40 TL seviyesini test eden YKB, neredeyse son 2 haftada %8 düşerek 32 TL seviyesine geriledi. YKB’nin sadece Cuma günü %5,6 düştüğünü not etmiş olalım. Yapı Kredi’nin sert düştüğü günde Garanti Bankası’nın %5 yükselişi bankacılık endeksini tabir caizse imdadına yetişti. Büyük resimde, borsa cephesinde iyimserliğin devam etmesi için özellikle ana endekste dolar bazlı  322 dolar seviyesinin üzerinde kapanış yapması gerektiğini yakından takip edeceğiz. Alternatif piyasalarda 5 yıl vadeli CDS risk primi 257 baz puan ile son 4 yılın dibinde işlem görürken, faiz cephesinde ise sakin seyrin korunmaya devam ettiğini gördük.
  • Haftanın son iş günü TÜİK’in açıkladığı 2024 yılı 1. çeyrek dönemi GSYIH büyümesine göre Türkiye ekonomisi yıllık bazda %5,7, çeyreklik bazda ise %2,4 oranında büyüme kaydetti. Büyümenin beklentinin az da olsa üzerinde gerçekleştiğini not edelim. Harcama yöntemine göre büyüme iç tüketim kaynaklı olurken, üretim tarafından bakınca en çok dikkat çeken kalem ise inşaat sektörünün %11,1 büyümesi oldu (deprem?). Öte yandan, GSYIH büyümesine harcama ve üretimin yanı sıra gelir yöntemi ile bakarsak ücretlilerin ekonomiden aldığı payın %42 ile 1998’den bu yana rekor düzeye gerçekleştiğini görüyoruz. Asgari ücrete yapılan zamlara rağmen ücretli kesimin satın alma erozyonuna nasıl maruz kaldığını bildiğimiz bir dönemde gelir dağılımındaki keskin bozulmanın da altını çizmek gerekiyor. Mahfi hoca hafta sonu kaleme aldığı yazısında 2022 yılında 906 milyar dolar tutarındaki GSYIH’nın yarısını nüfusun en yüksek gelir elde eden %20’sinin paylaştığını, nüfusun geri kalan %80’nin ise geriye kalanını paylaştığını yazıyor. Neydi, gini katsayısı mıydı 🙂
  • Yurtdışı piyasalarda ise benzer şekilde haftanın son iş günü ABD’de açıklanan PCE verisi (kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi) beklentilere paralel sonuçlanarak piyasalarda var olan endişeyi de kısmen azalttı. Şöyle ki, PCE aylık bazda %0,3 yıllık olarak ise %2,7 artış gösterdi. Çekirdek rakamın da beklentilere dâhilide yıllık %2,8 artış kaydettiğini not edelim. FED üyelerinin enflasyon noktasında tonlarını şahinleştirdikleri bir ortamda, favori enflasyon göstergeleri olan PCE’nin beklentilere paralel sonuçlanmasını hatta kişisel gelirlerin de aylık beklentiler dâhilinde %0,3 artış kaydetmesini (maaş baskısının azalması) bizler olumlu karşıladık.
  • PCE verisi sonrası ABD borsalarının da haftanın son iş gününü olumlu tamamladıklarını not edelim. Dow Jones sanayi endeksi neredeyse 2 hafta önce 40bin endeks seviyesini test ederek rekor kırması sonrasında teknik bir seviyeye olan 38bin seviyesine kadar gevşemesi ardından haftanın son iş gününü %1,5 yükselişle 38,686 puan seviyesinden tamamladı. Belki de yeri gelişken bir not düşmek de gerekiyor.  ABD borsa endeksleri için 2024 yılı iyi bir yıl olurken, önemli bir gösterge olarak kabul edilen Dow Jones Taşımacılık endeksi bu yıl yaklaşık %5 düştü! S&P 500, Nasdaq Composite ve Dow dâhil önemli endeksler bu yıl tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaşırken, taşımacılık endeksinin henüz Kasım 2021 rekorunu kıramaması ekonomideki zayıflığın öncü göstergesi olabileceğini düşünüyoruz.
  • PCE verisi ardından hafta ortası enflasyon endişeleri ile %4,63 seviyesine kadar yükselen 10 yıllık gösterge ABD tahvil getirisi %4,50 seviyesinin hemen altına geriledi. Doların piyasa faizinin gerilemesine rağmen, kıymetli madenlerin haftanın son işlem gününü satıcı bir seyirle tamamladığını gördük. Gümüşün ons fiyatı yukarı yönlü kırıp geçtiği 30 dolar seviyesine doğru gerilerken, altının ise ons fiyatı 2,325 dolardan haftayı tamamladı. Kıymetli madenler cephesinde uzun pozisyonlarımızı sabırla korumaya devam ediyoruz. Ağırlıklı olarak pozisyon taşıdığımız gümüşte 30 dolar seviyesinin altında haftalık kapanış görmemiz durumunda uzun pozisyonlarımızdan çıkacağız.
  • Yeni gün ve hafta başlangıcında Asya piyasalarında iyimser bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Çin ve Japonya’da açıklanan olumlu PMI verileri sonrasında gösterge endeks Tokyo borsası %1 yukarıda işlem görürken, Tayvan ve Kore borsalarında ise %2 civarı artılar dikkat çekiyor. ABD borsalarının vadeli işlemlerinin de haftaya artıda başladığını not edelim. Petrol karteli OPEC+, Pazar günü, grubun durgun talep büyümesi, yüksek faiz oranları ve artan rakip ABD üretimi ortamında piyasayı desteklemeye çalışması nedeniyle derin petrol üretim kesintilerinin çoğunu 2025’e kadar uzatma konusunda anlaşmaya vardığını okuyoruz. Arz fazlası ve talep eksikliğine paralel brent cinsi ham petrolün varil fiyatı düşüşünü dördüncü güne de taşıyarak 81 dolar seviyesine kadar gerileyerek son 4 ayın dibini test etti.
  • Haber akışında, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Gazze savaşını sona erdirmeye yönelik ABD Başkanı Biden tarafından ileri sürülen bir çerçeve anlaşmasını -yeteri kadar iyi bulmasa da- kabul ettiği doğrulandı. Jeopolitik riskleri petrol ve kıymetli madenler cephesinden ayrıca takip edeceğiz. Güney Afrika’da büyük bir sürprizle 1994’ten bu yana iktidarda olan ANC partisi çoğunluğu kaybetti; Güney Afrika piyasaları sonucu sevmedi! Hindistan’da ise Modi üçüncü kez kazanmaya çok yakın olduğunu okuyoruz. İngiltere’nin ise 4 Temmuz seçimlerinin büyük bir belirsizliğe gebe olduğunu not edelim. Dünyada seçim yılı…
  • Bugünün veri takvimi yoğun görünüyor. Türkiye cephesinde imalat PMI ve TÜİK’in açıklayacağı Mayıs ayı TÜFE verileri takip edilecektir. Enflasyonun bu ay tepe yapması ardından baz etkisi ile önümüzdeki aylarda keskin bir düşüşe geçeceğini not edelim. TSİ10:00’da açıklanacak veride aylık artışının %3,0 yıllık gerçekleşmenin ise %75 seviyesinde olması bekleniyor. Hafta sonu İstanbul için enflasyon verilerini açıklayan İTO’ya göre Mayıs ayında enflasyon %3,6 artarken, yıllık enflasyon ise %82,20 seviyesine yükseldi. Bu hafta gözler ayrıca ABD’de açıklanacak verilerde olacaktır. Her ayın ilk cuması olduğu üzere istihdam raporu önem arz edecek.

*Kur Korumalı Mevduat istatistikleri

TCMB’nin taze açıkladığı KKM verilerine göre, 2023 Temmuz ayında 97 milyar dolar seviyesine kadar yükselen kadar yükselen orijinal anapara Döviz Dönüşümlü Kur Korumalı Mevduat (DDKKM) Nisan ayında 72,8 milyar dolar seviyesine kadar geriledi. Kompozisyonuna baktığımızda ise gerçek kişiler 51,4 milyar dolar, tüzel kişiler ise 21,3 milyar dolar. TL KKM ise 38 milyar dolar seviyesinden yaklaşık 2 milyar dolar (65,1 milyar TL) seviyesine kadar gerilediğini görüyoruz.

17173889427c7f2ee8ea7bb601e958cd08b1033e7c_1_1200.jpg

*TCMB swap ve kamu dövizleri hâriç net döviz rezervleri iyileşmeye devam ediyor

17173889425e6e36cfe81fd760db7720c49e05e98f_2_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kitap Künyesi

  • Kitap Adı: Nasıl Yatırım Yapılır?

  • Alt Başlık: Kişisel Yatırımın Cesur ve Yeni Dünyasına Yolculuk

  • Yazarlar:

    • Peter Stanyer

    • Masood Javaid

    • Stephen Satchell

  • Çevirmen: S. Cem Çiloğlu

  • Yayınevi: The Economist Books / Türkçe baskı: Epsilon yayınevi

  • Dil: Türkçe (Orijinal dil: İngilizce)

  • Kapsam: Yatırımın temellerinden başlayarak kişisel finans, portföy yönetimi, risk dağılımı ve yeni nesil yatırım araçlarına kadar geniş bir perspektif sunar.

  • Hedef Kitle: Yatırıma yeni başlayacak bireyler, kişisel finansına yön vermek isteyenler ve stratejik portföy oluşturmak isteyen yatırımcılar.

İçerik Özeti

  • Yatırımın Temel İlkeleri

  • Risk ve Getiri Dengesi

  • Portföy Teorisi

  • Fon Seçimi ve Dağılımı

  • Alternatif Yatırım Araçları (ETF’ler, tahviller, emtialar, kripto varlıklar)

  • Yatırım Psikolojisi ve Karar Alma Süreçleri

  • Güncel Piyasa Gelişmeleri ve Etkileri

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

1. Yatırımın Temelleri

Kitap, yatırımın amacını net şekilde tanımlayarak başlar: paranın zaman içindeki değerini korumak ve artırmak. Yatırımcılar için temel kavramlar olan risk, getiri, zaman ufku, likidite gibi konular ele alınır.

📌 Ana fikir: Her yatırım bir risk içerir; önemli olan bu riski bilinçli şekilde yönetebilmektir.

2. Portföy Oluşturma ve Risk Dağılımı (Diversifikasyon)

Yazarlar, yatırımcılara tüm yumurtaları aynı sepete koymamaları gerektiğini anlatır. Portföy oluştururken farklı varlık türleri arasında dağılım yapmanın önemi vurgulanır: hisse senetleri, tahviller, nakit, emtialar, alternatif yatırımlar gibi.

📌 Ana fikir: Sağlam bir yatırım stratejisi; çeşitlendirme, maliyet bilinci ve hedefe uygunlukla mümkündür.

3. Varlık Sınıfları ve Araçlar

Bu bölümde yatırım yapılabilecek başlıca varlıklar detaylı şekilde anlatılır:

  • Hisse senetleri: Uzun vadede büyüme sağlayan ama dalgalı ürünlerdir.

  • Tahviller: Daha düşük riskli, ama sınırlı getirili.

  • Nakit ve mevduat: Güvenli ama enflasyona karşı kırılgan.

  • Alternatif yatırım araçları: Gayrimenkul, hedge fonları, özel sermaye ve son zamanlarda kripto varlıklar gibi yeni trendler.

📌 Ana fikir: Her varlık sınıfının risk-profili farklıdır ve yatırımcının hedeflerine göre seçilmelidir.

4. Zaman ve Psikoloji Faktörü

Yatırımcıların en büyük düşmanlarından biri kendileridir. Korku, açgözlülük, sürü psikolojisi gibi duygusal faktörlerin yatırım kararlarını nasıl etkilediği anlatılır. Piyasa zamanlamasının zor olduğu, uzun vadeli düşünmenin önemi vurgulanır.

📌 Ana fikir: Duygusal kararlar yerine disiplinli bir yatırım stratejisi başarı getirir.

5. Yatırım Stratejileri ve Yaklaşımlar

Pasif ve aktif yatırım farkı, endeks fonlarının avantajları, değer ve büyüme yatırımcılığı gibi farklı yatırım stratejileri açıklanır. Ayrıca, yaşa ve gelir seviyesine göre yatırım stratejileri örneklenir.

📌 Ana fikir: Herkesin yatırım stratejisi kişisel durumuna, hedeflerine ve risk toleransına uygun olmalıdır.

6. Geleceğe Hazırlık ve Yeni Trendler

Kitabın son bölümleri geleceğin yatırım dünyasına odaklanır. ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim kriterleri), yapay zeka destekli algoritmalar, robo-danışmanlar, fintech’ler gibi konular ele alınır.

📌 Ana fikir: Yatırım dünyası hızla değişiyor; bilgiye açık ve adapte olabilen yatırımcılar öne çıkacak.

Genel Değerlendirme

Bu kitap, yatırım dünyasına giriş yapmak isteyenler için bilimsel temellere dayalı, pratik ve anlaşılır bir kılavuzdur. Hem yeni başlayanlar hem de stratejisini geliştirmek isteyen yatırımcılar için değerli bilgiler sunar.

Okumaya devam et

EKONOMİ

HÜRMÜZ BOĞAZI KAPANIRSA NE OLUR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünya enerji güvenliğinin kalbinde yer alan Hürmüz Boğazı, küresel ticaretin ve petrol taşımacılığının en kritik geçitlerinden biridir. Ancak bu boğazın geçici dahi olsa kapanması, sadece bölgeyi değil, tüm dünya ekonomisini derinden etkileyebilecek bir kriz senaryosudur. Bu yazıda, Hürmüz Boğazı’nın önemi ve kapanmasının olası sonuçları detaylı bir şekilde incelenmektedir.

HÜRMÜZ BOĞAZI’NIN STRATEJİK ÖNEMİ

Hürmüz Boğazı, İran ile Umman arasında yer alır ve Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlar.
Bu dar geçit, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, İran, BAE ve Katar’ın deniz yoluyla petrol ve doğalgaz ihracatında tek çıkış kapısı niteliğindedir.

  • Günlük yaklaşık 17-20 milyon varil petrol bu boğazdan taşınmaktadır.

  • Bu miktar, küresel petrol ticaretinin yaklaşık %20’sine denk gelir.

  • Ayrıca Katar’ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatının da büyük bölümü bu yoldan geçer.

ENERJİ VE EKONOMİK SONUÇLARI

1. Petrol Fiyatlarında Şok Artış

Hürmüz Boğazı’nın kapanması, arz şokuna yol açar.

  • Petrol fiyatları birkaç gün içinde 150-200 dolar/varil seviyelerine çıkabilir.

  • Enerji ithalatçısı ülkelerde enflasyonist baskılar oluşur.

  • Üretim maliyetleri artar, ekonomiler yavaşlar, stagflasyon riski doğar.

2. Küresel Tedarik Zincirinin Bozulması

  • Asya, Avrupa ve ABD’ye enerji taşıyan petrol tankerleri seferlerini durdurmak zorunda kalır.

  • Enerjiye bağımlı endüstriler (otomotiv, plastik, gübre vb.) ağır darbe alır.

  • Alternatif boru hatları kapasite olarak yetersizdir.

JEOPOLİTİK VE ASKERİ SONUÇLARI

1. ABD-İran Gerilimi Zirveye Çıkar

İran’ın boğazı kapatma tehdidi veya fiilî kapatma girişimi, ABD ve müttefiklerinin askerî karşılık verme ihtimalini doğurur.
Bölgedeki ABD Donanması’nın varlığı bu senaryo için hazırdır.

2. İsrail, Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri Tetikte Olur

İran’ın bu hamlesi bölge ülkeleri tarafından ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirilir.
Silahlanma hızlanır, bölgesel çatışma riski artar.

3. Askerî Müdahale ve Savaş Riski

Deniz yolunun açık tutulması için ABD önderliğinde çok uluslu bir askerî müdahale gündeme gelebilir.
Bu durum petrol bölgelerinde bombalamalara, deniz trafiğinin askıya alınmasına neden olabilir.

Irak Dışişleri Bakanı'ndan “Hürmüz Boğazı kapanırsa küresel enerji  piyasasında kriz çıkar” uyarısı

ALTERNATİF ENERJİ ROTALARI VAR MI?

  • Suudi Arabistan ve BAE, bazı petrolünü Hürmüz dışındaki boru hatlarıyla taşıyabilir.
    Ancak bu yolların kapasitesi sınırlı ve tüm ihracatı karşılamaktan uzaktır.

  • Katar LNG’si içinse alternatif güzergâh neredeyse yoktur.

TÜRKİYE’YE ETKİSİ NE OLUR?

  • Türkiye enerji ithalatının büyük kısmını bu bölgelerden sağlamaktadır.

  • Fiyatlar arttığında Türkiye’nin enerji faturası büyür → cari açık artar.

  • Bu durum TL üzerinde baskı oluşturur, enflasyon hızlanır.

Hürmüz Boğazı’nın kapanması, sadece bölgesel değil, küresel bir kriz anlamına gelir. Petrol ve gaz piyasasında arz şoku yaratır, küresel ekonomiyi durma noktasına getirebilir. Jeopolitik gerilimlerin zirveye çıktığı bir ortamda bu boğazın güvenliği, dünya düzeni açısından kırılma noktasıdır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Limonlar Kredi Aldığında: Asimetrik Bilginin Finansal Sistemdeki Yankısı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankaların kredi sistemlerinde giderek daha sık karşılaştığımız bir tablo var: Gerçek kredi değerliliği taşımayan birey veya işletmelere, sistemsel boşluklar nedeniyle kredi limitleri açılıyor. Kredi puanı iyi görünüyor, limit mevcut—ama geri ödeme kabiliyeti yok. Neye benziyor, biliyor musunuz? George Akerlof’un 1970’te yazdığı kendisine Nobel iktisat ödülü aldıran “limon piyasası”na.

Asimetrik Bilgi Sorunu:

Akerlof’un teorisinde, alıcı ve satıcı arasındaki bilgi dengesizliği nedeniyle kaliteli ürünler (iyi arabalar) piyasadan çekilir, yerine “limonlar” (kötü arabalar) kalır. Bugünün kredi sisteminde ise:

  • Banka, müşterinin gerçek riskini göremiyor (ya da görmek istemiyor).
  • Müşteri, sistemin sunduğu limitlere ulaşıyor, kredi kullanıyor.
  • Böylece finansal piyasada “limon” krediler çoğalıyor: riskli, sürdürülemez, görünürde aktif.

Sonuç Ne Olur?

  • Gerçek değerliliğe sahip kullanıcılar daha pahalı krediye ulaşır.
  • Sistem, kendi içindeki çürüklüğü fark edemez.
  • Uzun vadede bu asimetrik bilgi, toplu bir güven krizine dönüşür. Tıpkı Akerlof’un uyardığı gibi…
  • Finansal sistemler gelişiyor, algoritmalar daha sofistike hale geliyor—ama hâlâ “insanı” göremeyen modellerle çalışıyoruz. Kredi vermek sadece matematik değil; güvenin, bağlamın ve davranışsal içgörünün birleşimidir.
  • “Kredi sadece bir limit değil, bir güven oyudur.”

Kredi sistemleri giderek daha sofistike hale geliyor. Algoritmalar, puanlama sistemleri, dijitalleştirilmiş değerlendirme modelleri… Peki ama hâlâ “insanı” göremeyen bu sistemler gerçekten güvenli mi?

George Akerlof, 1970’te “limon piyasası” teorisini ortaya attığında otomobil piyasasını örnek gösteriyordu. Bugün ise aynı teoriyi bizzat kredi piyasasının içinde yaşıyoruz: asimetrik bilgi, yani tarafların eşit derecede bilgi sahibi olmaması, sistemi yavaş yavaş çürütüyor.

Gözlemlerimden İki Sessiz Hikâye

Firma kârlı göründü, konkordatoya girdi. Bir yıl önce denetimini yaptığım bir firmayla denetim sırasında yaşadığımız bir anlaşmazlık yüzünden yollarımız ayrılmıştı. Geçtiğimiz günlerde konkordato ilan ettiklerini öğrendim. İlginçtir: Banka kredileri denetim sonrası son bir yılda ciddi oranda artmıştı. Bilanço ise temizdi—görünürde. Ama içini bilen biri olarak şunu söylemeliyim: stoklar şişirilmişti. Sayım tutanakları arasındaki fark 3 milyon dolar kadardı.

Stoklar yalansa, bilanço da yalandır. En kolay oynanan kalem de budur çünkü. “Stoklarda 3 milyon dolarlık yapay bir değerleme vardı—bu, bilanço üzerinde kar gibi görünse de gerçekte zarardı.” Bankalar ne yaptı? Kağıt üstündeki görüntüye bakıp kredi verdiler. Mali analizlerin yapamadığı tek şey stok denetimidir, stoklarda ne yazıyorsa kabul edilir. Şu sorularla meşgul olduklarını da hiç zannetmiyorum: Stok sayım tutanak raporu mevcut stoklarla karşılaştırıldı mı? Stok sayım tutanağını kim hazırlamış? Bağımsız denetim mi yoksa şirket personeli mi? Firma son yıllarda matrah artırmış mı? Tedarikçi bakiye hareketleri stok değer hareketleriyle uyumlu mu? Stoklarda dikkat çekici bir durum var mı? Hammadde stoğu mamül stoğundan fazla mı? Şirket ERP sisteminden stok değerleme raporu alındı mı? Sorular çoğaltılabilir.

Çalışanlarına maaşlarını ödemeyen firma, kredi kullanıyor.

Geçenlerde eski bir öğrencim aradı: Çalıştığı firma 3 aydır maaş ödemiyormuş ama aynı zamanda bankalardan kredi kullanmaya devam ediyormuş. Hatta patronunun yeni bir konut satın aldığını duymuş. Bana sorduğu soruya gelirsek: “İş davası açarsam banka hesaplarına bloke konulur mu?

Banka sistemleri SGK kayıtlarını kontrol etse, firmanın 3 aydır sigorta ödemediğini görecekti. Ama görmedi. Çünkü sistem, sadece rakama ve geçmiş skora bakıyor—insan hikâyesine değil.

Sonuç: Algoritmalar Belki Zekidir, Ama Kördür

Bugünün kredi algoritmaları geçmiş veriye dayanır, davranışı anlamaz, öyküyü okumaz. Böylece sistem, Akerlof’un tarif ettiği gibi, limonlarla doluyor: Gerçekte riskli olan ama kâğıt üstünde sorunsuz gözüken kredilerle. Sonuç? Gerçekten sağlıklı, krediye erişimi hak eden işletmeler bu gölgelerin altında kalıyor.

Serhat CAN

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.