Connect with us

GÜNCEL

Evden Sokağa, Tarladan Fabrikaya: İklim Kanunu Etkileri

Yayınlanma:

|

İklim Kanunu, ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında sera gazı emisyonlarını azaltmayı ve yeşil dönüşümü yasal çerçeveye oturtmayı amaçlayan bir düzenlemedir. Avrupa Birliği, Türkiye ve birçok gelişmiş ülke bu tür yasalarla karbon nötr hedeflerine ulaşmayı planlamaktadır. Ancak kanunun getirdiği yükümlülükler, bazı kesimler tarafından eleştirilmektedir. İşte detaylar:

🌍 İKLİM KANUNU NE GETİRİYOR?

1. YASAL HEDEFLER TANIMLANIYOR:

  • Net sıfır karbon salımı hedefi (genelde 2050).

  • 2030 ve 2040 için ara emisyon azaltım hedefleri belirleniyor.

2. SEKTÖREL DÜZENLEMELER GELİYOR:

  • Enerji, ulaşım, sanayi, tarım ve atık sektörlerinde dönüşüm zorunluluğu.

  • Yenilenebilir enerjiye geçişi teşvik eden düzenlemeler.

  • Emisyon ticaret sistemleri (ETS) uygulanabilir hale geliyor.

3. RAPORLAMA VE DENETİM ZORUNLULUĞU:

  • Şirketlere karbon salımı ölçme, raporlama ve azaltma yükümlülüğü.

  • Devlet kurumlarının ve yerel yönetimlerin uyum planları hazırlama mecburiyeti.

4. İKLİM DOSTU FİNANSMAN MODELİ:

  • Yeşil yatırımların önünü açan finansal teşvikler.

  • Bankalara ve sigorta şirketlerine sürdürülebilirlik ilkelerine göre kredi verme zorunluluğu.

5. KAMU VE ÖZEL SEKTÖRE UYUM ZORUNLULUĞU:

  • Şirketlerin çevresel etkilerini açıklama yükümlülüğü (ESG raporları).

  • İklim risklerine karşı sigorta sistemlerinin oluşturulması.

⚠️ NEDEN KARŞI ÇIKILIYOR?

1. EK MALİYET ENDİŞESİ:

  • Firmalar için yeni yatırımlar, dönüşüm maliyeti yüksek.

  • Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) bu yükümlülükleri karşılamakta zorlanabilir.

2. TARIM VE HAYVANCILIKTA VERİMLİLİK KAYGISI:

  • Metan gazı salımı nedeniyle hayvancılığa kısıtlamalar geliyor.

  • Gübre kullanımı, su tüketimi ve makineli tarım sınırlanabilir.

3. ENERJİ GEÇİŞİNE DİRENÇ:

  • Fosil yakıta bağımlı ülkeler için enerji dönüşümü kısa vadede riskli.

  • Kömürle çalışan santrallerin kapatılması istihdam kaybı yaratabilir.

4. BÜROKRATİK YÜK VE RİSKLER:

  • Yeni raporlama ve denetim sistemleri küçük işletmelerin iş yükünü artırabilir.

  • Uyumsuzluk cezaları ciddi finansal risk oluşturur.

5. “DIŞ KAYNAKLI BASKI” ALGISI:

  • Bazı kesimlerce, iklim kanununun küresel şirketlerin ve batılı devletlerin dayatması olduğu düşünülüyor.

  • Bu kanunun gelişmekte olan ülkelerin üretim gücünü zayıflatacağı öne sürülüyor.

🧭 SONUÇ: DENGE GEREKİYOR

İklim Kanunu, çevresel sürdürülebilirlik için kritik bir adım olsa da, uygulanabilirliği açısından ekonomik, sosyal ve sektörel dinamiklere duyarlı tasarlanması gerekir.
Devletlerin bu süreçte:

  • KOBİ’lere destek paketleri sunması,

  • Tarım ve sanayide dönüşümü teşvik etmesi,

  • Toplumla şeffaf ve katılımcı iletişim kurması büyük önem taşır.

🌱 İKLİM KANUNU HAYATIMIZDA NELERİ DEĞİŞTİRECEK?

🏠 1. Ev Yaşamı ve Tüketim Alışkanlıkları

  • Enerji verimliliği zorunlu hale gelecek: Evlerde yalıtım şartları, A+++ sınıfı cihaz kullanımı gibi kriterler öncelik kazanacak.

  • Doğalgazdan elektrikli ısıtmaya geçiş hızlanacak.

  • Tek kullanımlık ürünler sınırlanacak, ambalaj atık yönetimi zorunlu olacak.

  • Geri dönüşüm kutuları her yerde yaygınlaşacak.

🚘 2. Ulaşım Alışkanlıkları

  • Fosil yakıtlı araçlara kademeli yasak: 2035 sonrası sıfır emisyonlu araç zorunluluğu (AB benzeri sistemle).

  • Elektrikli araçlara geçiş teşvik edilecek, şarj istasyonları yaygınlaşacak.

  • Toplu taşıma yatırımları artacak, karbon salımı yüksek bireysel ulaşım caydırılacak.

🏢 3. İş Dünyası ve Çalışma Hayatı

  • Şirketler karbon ayak izini raporlamak zorunda kalacak.

  • Yeşil dönüşüm yatırımları artacak: Fabrikalar enerji tasarruflu sistemlere geçecek.

  • İş tanımları değişecek: “Sürdürülebilirlik uzmanı”, “yeşil mühendis”, “iklim finansçısı” gibi yeni meslekler yaygınlaşacak.

  • Tedarik zinciri tercihleri değişecek: Sürdürülebilir üretim yapan firmalar öne çıkacak.

🌾 4. Tarım ve Gıda Sektörü

  • Kimyasal gübre ve pestisit kullanımı kısıtlanacak.

  • Su tüketimi yüksek ürünlerin üretimi azalabilir.

  • Karbon ayak izi yüksek gıda ürünleri (örneğin kırmızı et) pahalılaşabilir.

  • Yerel ve mevsimsel gıdaya yönelim artacak.

🏙️ 5. Şehir Yaşamı ve Mimari

  • Yeni binalarda sıfır karbon hedefi zorunlu hale gelebilir.

  • Yeşil çatılar, yağmur suyu toplama sistemleri, güneş paneli entegrasyonu yaygınlaşacak.

  • Şehir planlarında bisiklet yolları, yeşil alan ve yürünebilirlik öncelik kazanacak.

💰 6. Finans ve Harcamalar

  • Karbon vergisi gibi ek maliyetler ürün fiyatlarına yansıyabilir.

  • Yeşil yatırım ve kredi modelleri öne çıkacak.

  • Sigorta sistemlerinde iklim riskleri temel kriter olacak.

📌 ÖZETLE

İklim Kanunu:

  • Enerji tüketimini azaltacak,

  • Tüketim alışkanlıklarını dönüştürecek,

  • İş dünyasında yeni meslekler ve kurallar getirecek,

  • Şehirleri daha çevreci hale getirecek.

Bu dönüşüm, başlangıçta bazı maliyetler doğursa da uzun vadede sürdürülebilir bir yaşam ve ekonomi inşa etmeyi amaçlıyor.

Okumaya devam et
Yorum Yazın

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Doların Sonu mu Geliyor? 11 Ülke daha ABD Dolarını Bırakıyor

Yayınlanma:

|

2025 yılı itibarıyla, 11 eski Sovyetler Birliği ülkesi Amerikan dolarını resmi işlemlerinde kullanmayı bırakma kararı almıştır. Bu ülkeler:

  • Ermenistan

  • Azerbaycan

  • Belarus

  • Kazakistan

  • Kırgızistan

  • Moldova

  • Rusya

  • Tacikistan

  • Türkmenistan

  • Özbekistan

  • Ukrayna

Bu ülkeler, 2025 ortalarından itibaren dolar cinsinden işlemleri aşamalı olarak sonlandırmayı planlamakta.

Bu adımın temel nedenleri arasında, ABD’nin finansal politikalarına olan bağımlılığı azaltma ve kendi para birimlerinin kullanımını teşvik etme isteği bulunmaktadır. Ayrıca, bu ülkeler, ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımların etkilerinden kaçınmak ve bölgesel ekonomik iş birliklerini güçlendirmek amacıyla bu kararı almışlardı.

Özellikle Rusya, Çin ile yaptığı ticaretin büyük bir kısmını Ruble ve Yuan üzerinden gerçekleştirmektedir. Bu durum, doların bölgedeki etkisinin azalmasına katkıda bulunmakta.

Bu gelişmeler, küresel finansal sistemde doların hakimiyetinin sorgulanmasına ve alternatif ödeme sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çabaların artmasına neden olmakta.

ABD DOLARI ULUSLARARASI TİCARETTE NİÇİN TERK EDİLİYOR?

ABD dolarının uluslararası ticarette terk edilme nedenleri çok boyutludur ve son yıllarda hız kazanan “dedolarizasyon” süreciyle ilgilidir. İşte bu tercihin başlıca nedenleri:

1. ABD’nin Yaptırım Politikaları

  • ABD, finansal gücünü dış politika aracı olarak kullanıyor (Swift sistemine erişimi kesmek, dolar transferlerini dondurmak gibi).

  • Özellikle Rusya, İran, Venezuela gibi ülkelere uygulanan yaptırımlar, doların politik bir silah gibi kullanılmasına karşı tepki doğurdu.

 2. Alternatif Para Birimlerinin Yükselişi

  • Çin’in Yuan’ı uluslararasılaştırma çabaları (örneğin enerji ticaretinde “petroyuan”).

  • BRICS ülkeleri kendi ödeme sistemlerini ve rezerv para birimini geliştirme sürecinde.

  • Avro, Ruble, Hindistan Rupisi, Yuan gibi alternatifler daha fazla kullanılmaya başlandı.

3. Doların Değer Dalgalanmaları ve ABD’nin Borçlanması

  • ABD’nin artan bütçe açığı ve kamu borcu, doların uzun vadeli güvenilirliğini sorgulatıyor.

  • Gelişmekte olan ülkeler, dolardaki dalgalanmalardan korunmak için yerel para birimiyle ticareti tercih ediyor.

 4. Enerji ve Hammadde Ticaretinde Yeni Dönem

  • Geleneksel olarak petrol ve doğalgaz ticareti “petrodolar” sistemiyle yapılırken artık:

    • Çin–Suudi Arabistan gibi ülkeler enerji ticaretinde yuan kullanmayı gündeme alıyor.

    • Rusya–Hindistan arası petrol ticareti artık dolar değil, ruble–rupi ile gerçekleşiyor.

5. Çok Kutuplu Yeni Dünya Düzeni

  • Tek kutuplu ABD merkezli dünya düzeni, yerini çok kutuplu (Çin, Hindistan, Rusya gibi merkezlerin güçlendiği) bir yapıya bırakıyor.

  • Bu değişim, dolar merkezli finans sistemine duyulan ihtiyacı azaltıyor.

6. Bölgesel Ticaret Anlaşmaları ve Yerel Para Kullanımı

  • ASEAN, SCO (Şanghay İşbirliği Örgütü), BRICS gibi örgütlerde yerel para ile ticaret teşvik ediliyor.

  • İkili ticaret anlaşmalarında döviz yerine yerli para birimlerinin kullanılması artıyor.

ABD doları hâlâ rezerv para olarak güçlü olsa da, küresel egemenliği artık sorgulanıyor. Bu süreç hızlı olmasa da, dünya ticaretinin çok para birimli bir düzene evrilmesi kaçınılmaz görünüyor.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Keşmir krizi tırmanırken, Trump ton yumuşattı; piyasalar nefesleniyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Ticaret savaşlarına dair gelişmeler gündemin üst sıralarında yer almaya devam ederken, jeopolitik cephede de tansiyon hızla yükseliyor. Nükleer silahlara sahip Hindistan ve Pakistan arasındaki ilişkiler, Keşmir’de düzenlenen ve 2008 Mumbai saldırılarından bu yana Hindistan’daki en kanlı sivil katliam olan saldırıda 26 turistin hayatını kaybetmesiyle yeniden gerilim hattına taşındı. Hindistan, saldırının ardından Pakistan’a yönelik sert diplomatik adımlar attı; 1960 tarihli İndus Nehri Su Paylaşım Anlaşması’nı askıya aldı, kara sınır kapısını kapattı ve diplomatik ilişkileri aşağı çekti. Buna karşılık Pakistan, hava sahasını Hindistan’a kapattı, tüm ticareti durdurdu ve vize işlemlerini askıya aldı. Bu karşılıklı hamleler, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri yılların en düşük seviyesine çekerken, Pakistan yönetimi Hindistan’ın adımlarını “savaş eylemi” olarak niteledi. Başbakan Modi ise saldırganların cezalandırılacağını sert ifadelerle duyururken, artan gerilim Pakistan tahvillerinde sert satışlara ve bölgesel risk algısında belirgin bir yükselişe neden oldu.

Öte yandan Rusya, 2025’in en büyük saldırısıyla Kyiv’i hedef alarak en az 12 kişinin ölümüne ve 90 kişinin yaralanmasına yol açtı. ABD Başkanı Trump, saldırıyı çok kötü zamanlama olarak niteleyip Putin’e “Vladimir, DUR!” çağrısında bulundu. Barış görüşmelerinde ilerleme olduğunu ve önemli bir anlaşmaya çok yaklaşıldığını belirten Trump, her iki tarafa da baskı yaptıklarını söyledi. Olumsuz tarafta kümelenen haberlere rağmen, piyasaların artık kötüyü fazlası ile fiyatlayarak toparlanma çabası içinde olduklarını da not etmemiz gerekiyor. Dün geceyi ABD borsaları yükselişle tamamlarken, teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksinde yükseliş ise %3’e yakın gerçekleşti. Daha geniş bir açıdan bakmak gerekirse, Şubat zirvesine göre %20 gerileyen MSCI Dünya endeksi dün günü %1,6 yükselişle günü tamamlarken, son üç haftada %12,5 yükselmek kaydı ile kayıplarının yarıdan fazlasını da telafi ettiğini gördük.

Riskin arttığı dönemlerde sığınılan güvenli liman altın hafta içi 3,500 dolar seviyesi ile rekor tazelemesi ardından 3,340 dolar seviyelerine çekilirken, önemle takip ettiğimiz bir diğer enstrüman olan gümüş ise 33,50 dolar seviyesinde göreceli olarak güçlü kalmaya devam etti. Altın gümüş rasyosu, altının coştuğu hafta başı 107 seviyesinin üzerine kadar yükselmesi ardından 99 seviyelerine kadar geri çekilmesi hâliyle gümüşü destekledi. Elbette, ABD-Çin ticaret savaşında olsa bir anlaşma durumunda güvenli liman alımlarının yerini satışlara terk edeceğini göz ardı etmesek de, altın ve gümüş rallisinin ise fiat para sistemine olan güvensizlikle devam edeceğini düşünüyoruz. Gümüşte ilave alım için 35 dolar üzeri kapanış beklerken, henüz altın pozisyonu olmayan yatırımcıların ise teknik mânâda aşağıda önem arz eden 2,900 dolar seviyesini kollamalarını önerebiliriz.

Dijital altın bitcoin 94bin dolar seviyesinin kıyısında yatay bir seyir izlerken, bu yıl beğenmeyerek uzaktan takip ettiğimiz petrol ise 66 dolar seviyelerinde salınıyor. ABD’nin ticaret savaşına soyunduğu, doların değerini düşürerek ihracat avantajı yakalamaya çalıştığı, ekonomisinin resesyona girmemesi adına düşüş faiz talep ettiği bir ortamda, petrol fiyatlarının da göreceli olarak düşük seyretmesini arzulayacağını düşünüyoruz. Keza düşük petrol küresel enflasyon için de önemli bir parametre. Mesela Türkiye’den bir örnek vermek gerekirse, petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüşün enerji ithalat faturasını 4-5 milyar dolar azaltarak yıllık enflasyonda 1 puanlık düşüşe neden olabileceğini biliyoruz. Bu minvalde, petrolün 50-60 dolar seviyelerine kalması, küresel enflasyon için ve ABD için olumlu bir gelişme olurken, Ortadoğu’da, özellikle İran ekseninde beklenenin aksine tansiyonun artmayacağını düşünüyoruz.

Dönelim Türk mali piyasalarına… USDTRY kuru, bu sabah, hafta sonu fonlama etkisi ile, pazartesi valörlü işlemlerde 38,40 seviyesine yükselirken, CDS risk primi 335 baz puan seviyesinde göreceli olarak yatay seyrini koruduğunu görüyoruz. 19 Mayıs tarihi baz alınırsa, TCMB adımlarına paralel, gecelik faiz %42’den bugünlerde 700 baz puanlık bir sıkılaştırma ile %49 seviyesine kadar yükseldi. Dün günün ikinci yarısında borsa cephesinde etkili olan yükselişin ise sebebini tam olarak anlayamadık. BİST100 ana endeksi günü %2’ye yakın artıda tamamlarken, asıl hareketin ise, TCMB’nin faiz kararı ardından sert satışlara boyun eğen bankacılık cephesinde olduğunu gördük: BIST-Banka endeksi (XBANK) günü %4,2’nin üzerinde artış kaydederek tamamladı. Dışarıda Şimşek’in ABD ziyaretinin olumlu geçtiğini okurken, IMF ve Dünya Bankası toplantıları için ABD’de bulunan TCMB Başkanı Karahan, Washington’da gerçekleştirdiği “Türkiye’de Para Politikası ve Enflasyon Görünümü” başlıklı sunumda, sıkı ve kararlı para politikası duruşunun yeniden dolarizasyon riskini sınırladığını ve dezenflasyon sürecini desteklediğini vurguladı.

Öte yandan, terörün sona erdirilmesi kapsamında yapılan görüşmelerin yolunda gittiğini görürken -belki de hisse senetlerinde dün yaşanan iyimserlikte bu gelişmenin de payı vardır- başta MHP Lideri Bahçeli olmak üzere hükûmetin ise konuyu fazlası ile önemsediğini not etmemiz gerekiyor. TCMB’nin ise rezerv pozisyonunda faiz artırım hamlesi ardından arzu ettiğimiz iyileşmenin bir türlü istenilen düzeyde ilerlemediğini görüyoruz. 19 Mart tarihinden bu yana rezervlerde yaşanan erime dursa da, TCMB’nin henüz rezerv birikimi noktasında olmadığını gözlemliyoruz. Şöyle ki, 22 Nisan valörlü işlemler sonucunda TCMB’nin swap hâriç net döviz pozisyonu 2,5 milyar dolar iyileşirken, parite ve altın fiyatlarının da etkisi düşünülürse, iyileşmenin anlamlı olmadığını görüyoruz. Manşet rakam: 17,6 milyar dolar.

TCMB’nin açıkladığı Şubat ayı verilerine göre, finansal kesim dışındaki firmaların net döviz açık pozisyonu, bir önceki aya göre 7,3 milyar dolar artarak 155,4 milyar dolar oldu. 2023 sonuna göre baktığımızda ise net döviz pozisyonunda 85,7 milyar dolar büyüklüğünde bir açılmanın yaşandığını görüyoruz. Kuvvetle muhtemel, yüksek faizlerin de etkili olduğu kârsızlık sorunu nedeniyle şirketlerin döviz bozarak carry trade işlemlerine bizzat soyunarak TL faiz getirisinden faydalanmaya çalıştıklarını görüyoruz. Riskli mi evet ama kârsızlık ortamında yapacak pek de başka bir şey kalmıyor.

Yeni gün başlangıcında, YEN’deki zayıflamanın etkisiyle gösterge endeks Tokyo borsası %2’ye yakın yükseliş kaydederken, teknoloji ve çip hisselerine gelen alımları da yardımı ile Tayvan borsası olumlu mânâda ayrıştı. Öte yandan, Başkanı Trump’ın gümrük tarifelerine yönelik tonunu yumuşatması, Çin ile ticaret görüşmeleri yaptıklarını ve bunun da yolunda gittiğini söylemesine rağmen, Çin’in bu bilgiyi yalanladığını görüyoruz. Yine de, yukarıda da dile getirdiğimiz üzere, küresel mali piyasaların toparlanma gayreti içinde olduklarını görüyoruz. Alphabet’in reklam gelirleri beklentileri aşarak %8,5 arttı, Google Cloud büyümesi yavaşlasa da şirketin toplam geliri ve kârı tahminleri geçti. 70 milyar dolarlık hisse geri alım açıklaması ve güçlü yapay zekâ vurgusu, hisselerin %4 yükselmesini sağladı. Bu gelişme, teknoloji hisselerinde genel bir iyimserlik yarattı.

Mali piyasaların gündeminde bugün İngiltere’de perakende satışlar, ABD’de ise Michigan tüketici güven endeksi takip edilebilir. herkese güzel bir hafta sonu dileriz.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Sessiz İstifalar, Bağlılık Skorları ve Daha Fazlası: İK’da Yeni Dönem Metrikleri

Yayınlanma:

|

Raporlama tüm birimler için olduğu gibi  modern İnsan Kaynaklar alanında da öne çıkmaya başladı. Veriye Dayalı İnsan Kaynakları Yönetimi: Ölçmeden Yöneten Yönetemez dönemine geçti. İnsan Kaynakları Raporlamada kullanılan 10 metrik verinin hesaplama formüllerini bir araya getirdik. Rasyoları iyi değerlendiren yöneticiler için personel stratejisi de netleşmiş olur:

İnsan Kaynakları Metrikleri Raporunu örnekli ve formüllü şekilde sunuyorum. Bu yapı hem İK profesyonelleri hem de yöneticiler için stratejik karar alma süreçlerinde kullanılabilir.

İNSAN KAYNAKLARI METRİKLERİ RAPORU- (Örnekli ve Formüllü)

1️⃣ İşe Alım Metrikleri

✅ İşe Alım Süresi (Time to Hire)

Formül:
İşe alım süresi = İş ilanının yayına alındığı gün - İş teklifinin kabul edildiği gün

Örnek:
İlan: 1 Mart | Kabul: 21 Mart
İşe Alım Süresi = 20 gün

✅ İşe Alım Maliyeti (Cost per Hire)

Formül:
Toplam işe alım maliyeti / Alınan çalışan sayısı

Örnek:
Toplam maliyet: 150.000 TL
Alınan kişi: 5
İşe Alım Maliyeti = 150.000 / 5 = 30.000 TL

2️⃣ Çalışan Devir Oranı (Turnover Rate)

Formül:
(Dönem içinde işten ayrılan çalışan sayısı / Ortalama çalışan sayısı) x 100

Örnek:
Ayrılan kişi: 12 | Ortalama çalışan sayısı: 100
Çalışan Devir Oranı = (12 / 100) x 100 = %12

3️⃣ Yeni Çalışan Kalıcılık Oranı (Retention Rate)

Formül:
(Belirli bir süre sonra hâlâ çalışan yeni personel / Başlangıçta işe alınan kişi sayısı) x 100

Örnek:
İşe alınan: 30 | 6 ay sonra kalan: 24
Yeni Çalışan Kalıcılığı = (24 / 30) x 100 = %80

4️⃣ Çalışan Memnuniyeti Skoru (Survey Score)

Formül:
Toplam puanlanan skor / Katılımcı sayısı

Örnek:
Toplam skor: 8.000 | Katılımcı: 100
Memnuniyet skoru = 8.000 / 100 = 80/100

5️⃣ eNPS (Çalışan Tavsiye Skoru)

Formül:
%Destekleyenler - % Olumsuzlar
(Destekleyenler: 9–10 puan verenler, Olumsuzlar: 0–6 puan verenler)

Örnek:
Destekleyenler: %60 | Olumsuzlar: %20
eNPS = 60 - 20 = 40

6️⃣ Kişi Başına Düşen Gelir (Revenue per Employee)

Formül:
Toplam gelir / Toplam çalışan sayısı

Örnek:
Gelir: 50.000.000 TL | Çalışan: 250
RPE = 50.000.000 / 250 = 200.000 TL

7️⃣ Eğitim Yatırımı (Training Investment per Employee)

Formül:
Toplam eğitim harcaması / Eğitime katılan çalışan sayısı

Örnek:
Eğitim bütçesi: 100.000 TL | Katılan: 50 kişi
Eğitim yatırım = 100.000 / 50 = 2.000 TL

8️⃣ Devamsızlık Oranı (Absenteeism Rate)

Formül:
(Toplam devamsızlık günleri / (Çalışan sayısı x Çalışma gün sayısı)) x 100

Örnek:
Devamsızlık: 180 gün | Çalışan: 60 | Ay: 22 iş günü
Devamsızlık Oranları = (180 / (60 x 22)) x 100 = 13.6%

9️⃣ Yıllık İzin Kullanım Oranı

Formül:
Kullanılan izin günleri / Hak edilen izin günleri x 100

Örnek:
Hak edilen: 3.000 gün | Kullanılan: 2.400
Oran = 2.400 / 3.000 x 100 = %80

1️⃣0️⃣ Yönetim Kadrosunda Kadın Oranı

Formül:
Yönetim kadrosundaki kadın çalışan sayısı / Toplam yönetim kadrosu x 100

Örnek:
Kadın yönetici: 8 | Toplam yönetici: 40
Kadın oranı = 8 / 40 x 100 = %20

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.