Connect with us

GÜNDEM

Facebook’tan 9 ayda 2 milyon lira alan “teyit.com“, T24 duvarına çarptı!

Yayınlanma:

|

teyit.org internette yayınlanan haberlerin doğruluğunu teyit etmek ana misyonu olan ve bu teyitler için facebook ile anlaşma yapıp 9 ayda 294,400.-USD olan teyit.org Boğaziçi Üniversitesi üzerine bir haberin doğru olmadığını bunu yayınlayanlardan birinin de T24 olduğunu yazıp habere engel getirmeye çalışıncatam anlamı ile T24 duvarına tosladı. teyit.org geri adım atıp “teyit bilgisinde düzeltme yapsa da T24 hışmından kurtulamadığı gibi güvenirliğini de ciddi şekilde zedeledi.

T24‘de Doğan Akın konu ile ilgili yazısı yaşananları özetledi. İşte o yazı :

Yalan size sadece ödeyemeyeceğiniz borçlar biriktirir ve gerçek er ya da geç süslemeye çalıştığınız hikâyeleri mahveder…

Bugün biraz dertleşelim. Birkaç gündür T24‘te teyit.org ile ilgili haber ve yorumlar görüyorsunuz.

İki meseleden biri şu; teyit.org, mali destek aldığını duyurduğu Facebook’a taahhüdü karşılığında medyaya / sosyal medyaya yansıyan bazı iddiaları / haberleri ücreti mukabilinde doğruluk incelemesine tabi tutuyor. Yanlış olduğu tespitine / kanısına vardığı haberleri / iddiaları raporluyor. Bu içerikleri paylaşanları sitesinde duyuruyor, ayrıca Facebook’a ‘yanlış haber’ bildiriminde bulunuyor. Bu raporlamanın / bildirimin ardından Facebook, ilgili haber sitesinin içeriklerinin Facebook’taki erişimini ve tanıtımını kısıtlıyor veya engelliyor, ‘yalan haber üreten site’ etiketlemesi yapıyor.

T24 Yazı İşleri müdürlerinden Candan Yıldız; bu raporlamaların zaman zaman hatalı ve/veya profesyonel eksiklik içerdiğine de işaret ederek, gazetecilik ve medyada özdenetime dair tartışma açmaya yönelik bir yazı yazdı.

Yazıda, örnek olarak verilen teyit.org raporlarından biri; T24’ün “Tiktok’ta tepki çeken nezarethane videosu: Boğaziçi misafirhanemiz sizi bekliyor” başlıklı haberine ilişkin olandı. Teyit.org’un T24’ü de yanlış haber vermekle işaretlediği inceleme raporunun konusu, başlıkta “Boğaziçi misafirhanemiz sizi bekliyor’ paylaşımını yapan kişinin polis olduğu iddiası” kelimelendirmesiyle duyuruluyor. Ancak T24’ün haberinde ‘paylaşımı yapan kişinin polis olduğu’nun iması bile yok.

Bu durumu teyit.org’a ilettik, ‘yanlışlıkla konmuş olabileceği‘ gibi bir yanıt da verildi, ancak günlerdir bu meseleden sonuç alabilmiş değiliz. İnceleme raporunun “Kimler Paylaştı” bölümünde hâlâ T24’ün adı duruyor.

Teyit.org raporlarına dayanarak Facebook’ta haber içeriklerinin kısıtlanması / engellenmesinin başka boyutta bir sansür ihtimaline işaret edilen Candan Yıldız’ın yazısını buradan okuyabilirsiniz.

Teyit raporuna alınmayan iktidar medyaları

Diğer Teyit meselesi; Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Şeyma Altundal‘ın “gözaltına alındığı sırada ters kelepçe takıldığı, yerde sürüklendiği” yolunda avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamayı yalanlamaya çalışan Emniyet Genel Müdürlüğü’nün paylaştığı videoya ilişkindi. Teyit.org, inceleme raporunda, bu videonun gerçeği yansıtmadığını tespit etmiş, ancak Şeyma Altundal’a karşı hakarete varan ifadelerle kampanya başlatan Sabah, Yeni Şafak, Yeni Akit, Takvim, A Haber, TRT gibi gazetelerin, internet sitelerinin, televizyonların yayınlarına bir kelimeyle bile değinmemişti. Raporun, gerçeği yansıtmayan videoya ilişkin “Kimler Paylaştı” bölümünde de bu yayınların hiçbirinin adı yoktu.

T24, Teyit.org Şef Editörü Gülin Çavuş‘a başvurdu, bu durumu haberleştireceğini paylaşarak, iki temel soru yöneltti:

1- Şeyma Altundal’ı yalanlarla hedef alan medyanın yayınları neden teyit.org raporuna konu olmamış, neden bu yayınların adı “Kimler Paylaştı” bölümünde esirgenmişti?

2- Bu yayınlar hakkında Facebook’a ‘yanlış haber‘ bildirimi yapılmış mıydı?

İlk soruya, “daha viral yayınların dikkate alındığı, ayrıca elle yapılan o bölümde bazı şeylerin gözden kaçabildiği” yanıtı verildi, ki Teyit’in bu yanıtı T24 haberinde aynen paylaşıldı.

Diğer soru için ise, “e-mail ile başvurulması” istendi. Soru e-mail ile de Teyit’e iletildi. Ancak teyit.org bu soruya yanıt vermedi. Bu durum da habere kondu.

Benzer yayınların adının paylaşılmadığı teyit.org raporlarından başka örnekler de içeren, teyit.org’un açıklamalarını da yansıtan dikkatle yazılmış haberi buradan okuyabilirsiniz.

Hem ‘teşekkür’, hem ‘saldırı’ şaşkınlığı

Peki teyit.org ne yaptı?
Gönül isterdi ki, teyit.org, ardındaki sebeplerden hazzetmese de birkaç raporu için, gazeteciliğin yaptığı denetimle ortaya çıkan sonucu kabullenip kucaklayabilseydi.
Ancak öyle olmadı.
Öncelikle, T24’ün haberleştirdiği rapordaki iktidara yakın yayınlar için Facebook’a ‘yanlış haber‘ bildirimi yapılıp yapılmadığı sorusuna yanıt verilmedi.
Ancak teyit.org’u kuran ve yöneten Atakan Foça, ne yazık ki yalana da tenezzül ettiği tweetler atabildi. Örneğin, yukarıda özetlediğim haberin “teyit.org’a bir saldırı” olduğunu iddia edebildi. “Bu saldırının ardında ekonomik nedenler” olduğunu öne sürebildi.
Malum vesilelerle de alışık olduğumuz bu ruh halinden “teröristler, hainler” tweetleri de bekliyorduk ki, T24’ün haberini anons ettiği tweetin altına teyit.org’dan bir teşekkür tweeti geldi:
Merhaba , gözden kaçırdığımız veriyi ekledik, düzeltme notumuzu şeffaf şekilde okurlarımızla paylaştık. Sistemimizi de bu doğrultuda iyileştirdik. Katkıda bulunduğunuz için teşekkürler.

En hafif ifadesiyle bu ‘şaşkın’ tavrın arkasındaki ruh halini anlamak zor, bunun tartışmasına girmeyeceğim. Ülke gündemine oturmuş bir üniversite öğrencisini büyük bir yalan kampanyasıyla hedef alan ve milyonlara ulaşan takipçileri bulunan yayınların tamamının “gözden nasıl kaçmış” olabileceği bahanesi üzerinde de durmayacağım.

Teyit’e sorular: Facebook durumdan haberdar mı?

Ancak, birkaç temasımın tamamında açık sözlü davrandığımı vurguladığım teyit.org’u yönetenlere önce birkaç sorum, sonra bir çift lafım olacak.

– Facebook anlaşması da olsa, özünde bir denetim işine soyunan bir mecra, hakkında son derece dikkatle yazılmış bir haberle denetlendiği anda nasıl bu kadar öfke krizine tutulur? Raporlarınızı da böyle mi yazıyorsunuz?

– T24’ü Sabah’ın yanına koyup, “teyit.org’a saldırı yaptığını” iddia ederek hakkaniyetli davrandığınızı, doğru bir şey yaptığınızı düşünüyor musunuz?

– Son derece meşru iki soru içeren; teyit.org’un görüşünü de yansıtan T24’ün haberi neden ve nasıl bir saldırıdır?

– T24 haberi saldırı ise, teyit.org T24’e attığı tweetinde bu ‘saldırıya’ mı teşekkür ediyor?

– Facebook’tan aldığınız para karşılığında yaptığınız yalan/yanlış haber incelemelerinde, örneğin Şeyma Altundal’a saldıran iktidara yakın medyanın yayınlarının içeriklerini ve adlarını raporlarınıza koymadığınızdan Facebook haberdar mı? Misal, teyit.org’un Şeyma Altundal raporunda, T24 haberleştirene kadar iktidara yakın medyanın yayınlarının hiç yer almadığını Facebook’a bildirdiniz mi?

– Yine bazı iktidar yanlısı yayınlar hakkında ‘yanlış haber‘ bildirimi yapmadığınızdan hiç olmazsa Facebook haberdar mı? Bağımsız haber mecralarının haberlerinde Faceebook’a ‘yanlış haber’ bildirimi yaparken, bazı raporlarınızda iktidar medyasına yol verildiğini Facebook biliyor mu?

– Ve T24’ün ‘saldırı’ olarak nitelediğiniz haberinin arkasında nasıl bir ‘ekonomik neden’ olabilir? Bu iddiayı ispat edemezseniz özür dileyecek misiniz?

Mehmet Y. Yılmaz teyit.org’u yazdı: Bu ülkede her şey bozulmak zorunda mı?

T24’ün Facebook geliri

Teyit.org T24’e, raporundaki eksiği işaret ederek sağladığı katkı için teşekkür ederken, mecranın kurucusu ve tepe yöneticisinin T24’ün haberi üzerine ‘saldırı’, ‘ekonomik nedenler’, ‘Facebook’tan reklam geliri kaybı’ tweetleri atması sadece şaşkınlıktan değil elbette. Bu tavrın nedenlerini önümüzdeki günlerde daha iyi anlayacağız.

Ancak ben, bu ‘ekonomik kayıp, reklam geliri kaybı‘ tweetleri için, açık bir yalan olsa da Atakan Foça’ya teşekkür ederim. Gayet organize propaganda makinesi taşeronların yıllardır süren saldırıları nedeniyle şerbetli olduğumuz para kaynağı konusuna ilişkin olarak yeni bir açıklama yapmamıza vesile olduğu için. Önce yıllardır söylediğimizi, devletin inceleme ve soruşturma raporlarıyla da belgelenen gerçeği yineleyeyim. 1 Eylül 2009’dan beri yayında olan T24, bu gezegende hiçbir kişi, kurum, şirket, dernek, hareket, organizasyon, fon, şu bu v.s’den tek kuruş almadı. Yokluğun imkânlarıyla da gazetecilik yapmaya çalışıyor, bu tür yazıları da alnımızın akıyla yazabiliyoruz.

Madem para konuşmak istiyor -ki medyada her mecra için sorgulanması meşru ve elzemdir- şu açıklama da, T24’ün ‘ekonomik nedenlerle Teyit’e saldırdığı, reklam geliri kaybı yaşadığı‘ mesajı veren Atakan Foça’ya: Senin geçen yıl dokuz ayda 2 milyon lira (294 bin 400 ABD Doları) aldığını açıkladığın Facebook’tan T24 11 yıldır 1 kuruş para, 1 kuruş reklam geliri almadı! T24’ün toplam trafiği içinde Facebook kullanıcılarının payı da yüzde 5’i bile bulmuyor.

Evet, teyit.org Facebook’la anlaşmasına dayanarak Facebook için para karşılığında bir onaylama işi yapıyor. Gazetecilikte elbette patronlu bir teyitçilik tartışılır, ancak teyit.org’un sonuçta Facebook’la iş yapmasına da kimse bir şey diyemez. Nereden gelirse gelsin, haber düzeltme uyarısı gazetecilik için bir katkıdır. Ancak bunu, haber mecralarını ‘yalan haber üreten site‘ nitelenmesiyle sonuçlanacak bir yolla yapmak, bu sonuca neden olmak son derece tartışmalı, özellikle bağımsız mecralara zarar veren bir iş olur. Kaldı ki T24 bu görüşünü birkaç kez teyit.org’a iletti; Facebook’a bildirim yapmalarından önce mecraları haberdar etmelerinin, ‘yalan haber üreten site‘ gibi adil olmayan nitelemelerin önüne geçebileceği görüşünü paylaştı.
Elbette teyit.org’un iş tarzını tartışmak, önerilerde bulunmak, teyit.org’un hazırladığı raporları incelememeyi, varsa sorunlu boyutları tartışmamayı, sonuçları haber yapmamayı gerektirmiyor.

T24’te yapılan hatalar Teyit’in hatalarını siler mi?

Teyit’i yönetenlerin, sonunda düzelttiklerini açıkladıkları bir rapora ilişkin haber karşısında sergiledikleri öfke, T24 hakkında yalana başvurmaları, hatta ‘hangi haber sitesi kaç yanlış bilgi yayınladı, kim hatasını düzeltti, kim yanlışta ısrar etti‘ anonsuyla ‘internet medyasının yanlış bilgi karnesini yakında açıklayacaklarını‘ duyurmaları acıklı. 

T24’te elbette hayal ettiğimiz düzeyde gazetecilik yapamıyoruz. Daima söylediğimiz gibi, imkânlar nispetinde gazetecilik yapmaya çalışıyor, bütün doğruları temsil ettiğimizi öne sürmüyoruz. Ve elbette niyet edilmeden çok hata yapılıyor T24’te; yanlış haber de veriliyor, yetişilen yerden düzeltiliyor, özür de dileniyor. Acıklı olan, burada sergilenen zihniyet. T24’ün veya başka bir haber mecrasının yanlışları, teyit.org’un hatalarını giderir mi?

Neden bir üniversite öğrencisini hedef alan iktidar medyasının, o hedef almayı inceleyen teyit.org raporunda söz konusu edilmemesini içeren bir haber üzerine böyle bir duyuruya ihtiyaç duyuluyor?

Bakın; teyit.org’un eksikliğini giderdiğini duyurduğu o rapora; Sabah, Takvim, Yeni Şafak, Yeni Akit, A Haber ve TRT’nin linkleri T24 haberinin ardından eklendi ama hâlâ o yayınlarda Şeyma Altundal’ın nasıl linç edildiğine ilişkin bir kelime girmedi.
Teyit.org, bu yayınlar için Facebook’a ‘yalan/yanlış haber bildirimi yapılıp yapılmadığı‘ sorusunu hâlâ yanıtlamadı.
Teyit.org, raporundaki bu eksikler için kimseden özür dilemedi.
T24’ün yanlışa düştüğü haberler, teyit.org’un bütün bu yanlışlarını düzeltecek, yanıtsız bıraktığı soruları yanıtlayacak mı?

Tetikçi medya kaşarlarının izinden gitmek mi değişim?

Atakan Foça, T24’ü suçladığı tweetlerinde ‘değişim‘den, ‘değişime karşı direnç‘ten de söz ediyor. Bu mu değişim? Yönettiğin mecra ‘eksikliği giderdik ,T24’e teşekkür ederiz‘ açıklaması yayımlarken T24 ile propaganda makinelerini yan yana koyarak ‘Bize saldırıyorlar’ deme şaşkınlığı mı?

Hatanı söyleyene karşı yalana tenezzül etmek, arka cebinden sözüm ona bir ‘internet medyası karnesi‘ çıkarmak mı değişim?

T24 haberi doğru, düzelttik, özür dileriz” diyememek mi değişim? Değişim; eleştiriye karşı, bu ülkede ‘gazetecilik’ görüntüsü altında her iktidara müptela tetikçilik yapan medya kaşarlarının izinden gidip, onlarınkine benzer gürültüler çıkarmaya çalışmak mı? Hep başkalarının dersinden geçmeye çalışıp, asla kendine bakmamak mı değişim? Gerçek karşısında yalana sarılmak, gerçeği ayıklayıp porsiyonlara ayırmak mı?

Siz, geçmişin girizgâh olduğunu unutanlar kalabalığına girip ‘bugün olsa asla yapmazdım’ diyeceğiniz dünler inşa etmeye devam edin, biz bağımsız gazeteciliği kurumlaştırma çabamızı sürdüreceğiz. 
Ardımızda bırakmaya çalıştığımız karanlıkların önümüzde bir daha, bir daha doğurulmasına karşı çıkacağız.

Yalan size sadece ödeyemeyeceğiniz borçlar biriktirir ve gerçek er ya da geç süslemeye çalıştığınız uydurma hikâyeleri mahveder.
Ne iddia edersen et, sonuçta olabildiğin şeysindir. Teyit.org, T24 haberinde işaret edilen gerçekler karşısında gürültü yaparak, taahhüt ettiği şeyi değil, onun taklidini yapabilir ancak, bunu unutmasın.
Ve hiç kimse; iktidara yakın medyada Kavala‘lar, Demirtaş‘lar, Altan’lar, uydurulan delillerle tutuklanan gazeteciler, siyasetçiler, öğrenciler, hayatları mahvedilen, itibarları, özgürlükleri, aileleri yalan rüzgârlarıyla hedef alınan insanların maruz kaldığı linç kampanyalarının… İftira yağdıran leş yayınların, bir elin parmakları kadar bile ‘haber inceleme’ raporlarına konu edilemediğini aklından çıkarmasın!

Bağımsız gazetecilik, elbette ne patronlu bir teyitçiliğin, ne sözüm ona ‘internet medyasına karne’ verme  şaşkınlığının edilgen bir nesnesi olamaz, bunu göstereceğiz.

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

QNB Finansbank Emekli Promosyonunu artırdı

Maaş Promosyon kampanyaları hızlanırken; QNB Finansbank Kmau Bankalarına alternatif olacak şekilde yeni bir Emekli Maaş Promosyon Kampanyası başlattı…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Emekli Müşterilerimize Sunulan Ayrıcalıklar

  • 12.000 TL ‘ye varan nakit promosyon ve CardFinans Emekli kredi kartından yıllık 1.200 TL indirim olmak üzere toplamda  13.200 TL’ye varan emeklilik ödülü !
  • Emeklilikte Yaşa Takılanlar’a özel kredi QNB Finansbank’ta! Emeklilere özel avantajlı oranlardan yararlanmak ve detaylı bilgi için tıklayınız.
  • Yurtiçi diğer tüm banka ATM’lerinden Para Çekme, Para Yatırma veya Bakiye Sorgulama işlemlerini toplamda ayda iki defa ücretsiz gerçekleştirebilirler. (günlük para çekme – yatırma limitleri dahilinde)
  • Bireysel İnternet Şube ve QNB Mobil’den yapılacak EFT saatlerinde ve TL havale işlemlerinde işlem ücreti muafiyeti ( haftasonu ve resmi tatil günleri dışında 09:00-16:00 saatleri arasında)
  • QNB Finansbank şubelerinde yapacağınız işlemlerde sıra önceliği
  • Emekli Bankacılığı müşterilerimize özel 0850 222 11 00 numaralı QNB Finansbank Emekli Bankacılığı Hattı’ndan faydalanma imkanı
  • CardFinans Emekli kredi kartına sahip olunması durumunda; ilk yıl, yıllık üyelik ücreti tahsil edilmemektedir. Bu bir yılın sonunda, CardFinans Emekli kredi kartına bağlı ve düzenli ödenen en az bir otomatik fatura ödeme talimatı olduğu ve bu talimatların düzenli ödendiği sürece, bu kredi kartı için yıllık üyelik ücreti alınmamaya devam edecektir.
  • Emekli maaşını Bankamızdan alan CardFinans Emekli kredi kartı sahipleri, market ve eczane harcamalarında yılda 1200 TL’ye varan indirimlerden faydalanabilir. Detaylı bilgi için tıklayınız.

Okumaya devam et

EKONOMİ

TİM, Global Ekonomideki Talep ve Riskleri Takip Edecek

Türkiye’de bir ilk olan İhracat Pazar Monitörü içinde iki endeksin yer aldığını bildiren TİM Başkanı Mustafa Gültepe, İhracat Talep Endeksi ile pazarlardaki talebi, Pazar Dayanıklılık Endeksi ile de riskleri önceden görme imkânı bulacaklarını söyledi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), önemli pazarlarda talebi yaratan koşulları ve riskleri artık İhracat Pazar Monitörü’nden (İPM) takip edecek. İlk sayısı yayımlanan İPM’ye göre ocak ayında İhracat Talep Endeksi yüzde bir artışla 101 puana yükseldi.

TİM Başkanı Mustafa Gültepe, yaptığı açıklamada Türkiye ekonomisinin itici gücü olan ihracatın seyrini belirleyebilme noktasında TİM’in hayata geçirdiği İhracat Pazar Monitörü’nün çok önemli bir misyon üstleneceğini vurguladı. Cumhuriyetin ikinci yüz yılına Türkiye’yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma hedefi ile başladıklarını ve stratejilerini bu hedefe göre kurguladıklarını belirten Gültepe, şöyle devam etti:

“27 sektörümüzde, 61 birliğimizle ve 150 bine yakın ihracatçımızla dünyada adım atmadığımız ülke ya da bölge bulunmuyor. Türkiye’nin üretim gücünü, ürünlerimizin kalitesini tanıtmak için küresel ölçekteki sektörel fuarları, ticaret ve alım heyetlerini fırsata dönüştürüyoruz. Bütün bu çalışmaların yanı sıra pazarlarımızdaki tüm gelişmeleri hesaba katmamız gerekiyor.

TİM-İPM ALANINDA İLK VE TEK ENDEKS

İlkini  yayımladığımız TİM-İPM ile artık pazarlarımızdaki talep koşullarını ve siyasi-iktisadi risk konjonktürünü kolayca takip edebileceğiz. TİM-İPM, ülkemizde sektörel bazda talep ve risk koşullarını ölçen ilk ve tek endeks olma özelliğini taşıyor. Aylık olarak kamuoyu ile paylaşacağımız TİM-İPM içinde İhracat Talep Endeksi ve Pazar Dayanıklılık Endeksi yer alıyor. İhracat Talep Endeksi ile pazarlarımızdaki talebin hem genel durumunu hem de sektör ve ülke özelinde tabloyu görebileceğiz.

Pazar Dayanıklılık Endeksi ile de pazarlarımızda risklerin genel durumunun yanında sektör ve ülke bazında gidişatı takip edebileceğiz. Ocak ayı rakamlarına baktığımızda İhracat Talep Endeksi önceki aya göre yüzde 1 artış, önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,4 düşüşle 101 oldu. Bu rakam bize ihracat pazarlarımızdaki talep koşullarının iyileşmeye devam ettiğini gösteriyor. Pazar Dayanıklılık Endeksi ise Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 0,6 artarken bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,7 düşüşle 99,7 seviyesinde gerçekleşti. Bu verilerin ışığında pazarlarımızdaki risk koşullarının da iyileşme eğiliminde olduğunu söyleyebiliriz.”

Mustafa Gültepe, TİM-İPM kapsamındaki iki endeks sayesinde ihracatçı firmaların pazarlardaki riskleri ve talepleri çok daha daha kolay anlamlandırarak önceden pozisyon alma imkânı bulacaklarını sözlerine ekledi.

NOT: Şubat 2024 sayısı itibari ile TİM İhracat Pazar Monitörü her ayın son pazartesi günü yayınlanacaktır.

TİM İhracat Pazar Monitörü’ne buradan ulaşabilirsiniz.

 

TİM – Türkiye İhracatçılar Meclisi – TİM İhracat Pazar Monitörü (tim.org.tr)

tim_ihracat_pazar_monitörü_2024_subat TİMREPORT_229

Okumaya devam et

EKONOMİ

Prof. Dr. YILMAZ: Serveti vergile(yeme)mek

Dev çok uluslu şirketlerin vergilendirilmesiyle ilgili bir yazı dizisi hazırlamıştım. Uluslararası sermayenin daha fazla vergi dışı kalmasına göz yumulmaması için küresel asgari kurumlar vergisi çalışmaları hızlanmış durumda. Bir yandan da toplum vicdanında sermayenin vergilendirilerek aklanması gerek.

Yayınlanma:

|

Tüm dünyada mali, ekonomik ve çevresel adaletsizlikler artarak devam ediyor. Küreselde pandemi sonrasındaki yeni servetin yaklaşık üçte ikisini en zengin yüzde 1’lik kesim elinde tutmaya başladı. Yoksulluk sona ermiyor, artıyor. Emek enflasyon altında ezilirken büyümeden aldığı pay sınırlı. Oxfam’ın araştırmasına göre dünyadaki en büyük şirketlerin sadece yüzde 1’inden daha azı çalışanlarına “yaşanabilir” bir ücret ödüyor. Diğer yüzde 99’unun böyle bir kaygısı var mı acaba?

Ama küreselde vergi reformları sermayeyle, dev çok uluslu şirketlerle ilgili yapılmaya çalışılıyor. Madem süreç başladı, bundan sonra zenginler için de devamı gelse iyi olur. Zaten en zenginlerin arkasında, kârın ortaklarına aktarıldığı ve genellikle beklenti üstü (!) kâr elde eden bu dev şirketler var. Üstüne vergi teşvikleri, indirimleri ile önemli bir kazanç alanına sahipler.

Sonra bu zenginler çeşitli yollarla nüfuz da elde edebiliyor. Bu nüfuz arttıkça ihalelerden medyaya kadar pek çok köşe başı tutulabiliyor.

Çünkü sadece servet değil, nüfuz da birikir. Servet, sahibine gelir sağlarken ve gelecekteki işsizlik, hastalık risklerine karşı güven verirken, sosyal mevki, ün, kudret, ekonomik bağımsızlık sağlayarak özel bir ödeme gücünü temsil eder.

Vergide adaleti sağlamak için ödeme gücüne göre vergileme gerekli, servet de ödeme gücünün göstergesi olduğuna göre vergilendirilmesi doğal bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor.

Zaten servet vergilerinin amacı, fırsat eşitsizlikleri dolayısıyla toplumdaki bireyler arasında oluşan gelir ve servet dağılımındaki dengesizlikleri en aza indirmek değil mi? O nedenle serveti olan ile olmayanı bu vergiyle birbirinden ayırmak gerekiyor. Emlak vergisi bir emlaka sahip olan ile olmayanı, ya da motorlu taşıtlar vergisi ona sahip olan (sahip olabilme gücüne sahip olan) ile olmayanı birbirinden ayırabiliyor örneğin. Ancak gelir ve servet dağılımında adaletsizliği en az indirecek servet vergisinde servetin tanımında sorun yaşıyoruz. Çünkü ülkemizde devlet hâlâ somut, gözle görülen servet unsurlarını vergilemeye çalışıyor.

Türkiye’de servet vergileri dört adet; Emlak Vergisi (EV), Değerli Konut Vergisi (DKV), Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) ve Veraset ve İntikal Vergisi (VİV). Bu vergilerin konuları gayrimenkul (EV ve DKV), motorlu taşıt (MTV) ve servetin ölüm ya da yaşayanlar arası karşılıksız intikaline (VİV) dayanıyor.

Oysa servet tanımına, her türlü taşınır taşınmaz mallar ile para ve alacaklar dahildir ve zaten servet kişinin beli bir anda sahip olduğu ekonomik değerlerin tümüdür. Her birinin fiyatı vardır ve mübadeleye de elverişlidir.

Ancak Türkiye’de servetin tanımı oldukça dar. Bir çok ülkede mevduat vb de servet olarak tanımlanıyor. Bizdeki tanım eksikliği vergide adalet arayışını tetikleyen ana unsurlardan biri. Servet vergilerinin sık sık gündeme gelmesi, yeni bir servet vergisine umut bağlanması hem mevcut kamu giderlerinin dağılımından ve israfından, hem de vergilerin gelir/servetin adil dağılımındaki rolünden hoşnut olunmadığını gösteriyor.

Uygulamadaki servet vergilerinin gelir ve servet dağılımı üzerindeki etkisi, tüm servet unsurlarının hangi gelir grupları arasında dağıldığı ile ilgili. İşte aslında toplum vicdanını rahatsız eden nokta da burası.

Servet edinimiyle artan nüfuz, üretim faktörü sahipliklerinde giderek derinleşen adaletsizlikler ekonomi politikalarının etkisiyle de büyüdü. Düşük faiz politikasıyla uygulanırken kredi çekerek döviz ve altına yönelenler tasarruf ve servet sahibi oldular. Aynı dönemde düşük gelir düzeyindekiler, yoksullar bu politikanın sonucunda ortaya çıkan enflasyonun altında ezildi. Üstelik yaşanan dolarizasyon sonucu kur yükselişinin önüne geçilmesi için yaratılan KKM’nin getirisinden bile gelir vergisi alınmadı. O nedenle hem vergide adaletsizliğin göstergesi dolaylı vergilerin vergi sistemindeki hakimiyeti, hem de böyle bir zenginleşme ve kâr akımının da tetiklediği enflasyonla devam ediyoruz.

Mevcut servet vergilerine ek yeni bir servet vergisi ihdas edilmesi kıymetli meslektaşım Prof.Dr. Murat Batı’nın dünkü yazısında açıkladığı gibi Anayasa’nın 2. (sosyal hukuk devleti), 10. (eşitlik), 13. (ölçülülük) ve 35. (mülkiyet hakkının ihlali) maddelerine aykırılık teşkil edecek. Ayrıca yeni servet vergisi vergi sistemine dahil olsa da bu vergilerin gelirlerinin örneğin deprem harcamalarına, sosyal transferlere vb tahsis edilmesi 5018 sayılı KMYKK m.13/g’ye göre mümkün değil. Bu durumda gerçekleşmeyecek olan; bir Robin Hood vergisi gibi zenginden alıp yoksula vermek.

Yeni servet vergisine kadar öncelikle gelir ve kurumlar vergisinde reform ile işe başlanmalı. Gelir-Kurumlar Vergisi beyannamelerinde görülmeyen ve servetin oluşumuna katkı sağlayan gelir kayıt ve kontrol altına alınabilir. Servet vergisi ile gelir getirmediğinden dolayı Gelir-Kurumlar vergisiyle kavranamayan servet unsurları kavranabilir.

Aslında Veraset ve İntikal Vergisi uygulaması, karar alıcılara yol gösterici niteliğe sahip. Bu vergiler “birbirini telafi eden”, “takip ve kontrol eden vergiler“dir. Şöyle ki Veraset ve İntikal Vergisi, içinde iki vergiyi barındırıyor. İlki veraset sonucu ortaya çıkan ikincisi yaşayanlar arası gerçekleştirilen servetin karşılıksız intikali, vergilendirmeye yönelik. Veraset vergileri yalnız başına uygulandığı durumda servetin intikali yaşayanlar arasında bağış yoluyla gerçekleştirilebilir. Bunun için yaşayanlar arası bağış yoluyla gerçekleştirilen karşılıksız intikaller de bu vergi kapsamındadır.

Türkiye de servet vergileri, servet üzerinden ve servet transferinden alınıyor. Ayrıca servet vergileri servet artışından da alınır. Serveti oluşturan unsurda sahibinin hiçbir kişisel emeği olmadan meydana gelen artışlar vergilendirilir. Almanya’da Birinci Dünya Savaşı’ndaki servet artış vergisi uygulaması var, hatta olağanüstü servet vergisi olarak da bilinir. Oysa Türkiye’de bu kapsamda Gayrimenkul Kıymet Artışı Vergisi uygunladı. Servet unsurlarından sadece biri olan gayrimenkulün değerindeki artışı vergilemek için yürürlükteydi. Hatta uygulanırken olağanüstü bir durum da yoktu. Ancak o vergi neoklasik ekonomi politikalarının vergi sistemini değiştiren, sermayeyi daha hafif vergileyen özelliği sonucu 1985 yılında kaldırıldı.

Dostoyevski’nin dediği gibi; “parasız düşünür, ama paralı iki misli düşünür”.

Prof. Dr. Binhan Elif YILMAZ-T24

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.