Connect with us

GÜNDEM

Facebook’tan 9 ayda 2 milyon lira alan “teyit.com“, T24 duvarına çarptı!

Yayınlanma:

|

teyit.org internette yayınlanan haberlerin doğruluğunu teyit etmek ana misyonu olan ve bu teyitler için facebook ile anlaşma yapıp 9 ayda 294,400.-USD olan teyit.org Boğaziçi Üniversitesi üzerine bir haberin doğru olmadığını bunu yayınlayanlardan birinin de T24 olduğunu yazıp habere engel getirmeye çalışıncatam anlamı ile T24 duvarına tosladı. teyit.org geri adım atıp “teyit bilgisinde düzeltme yapsa da T24 hışmından kurtulamadığı gibi güvenirliğini de ciddi şekilde zedeledi.

T24‘de Doğan Akın konu ile ilgili yazısı yaşananları özetledi. İşte o yazı :

Yalan size sadece ödeyemeyeceğiniz borçlar biriktirir ve gerçek er ya da geç süslemeye çalıştığınız hikâyeleri mahveder…

Bugün biraz dertleşelim. Birkaç gündür T24‘te teyit.org ile ilgili haber ve yorumlar görüyorsunuz.

İki meseleden biri şu; teyit.org, mali destek aldığını duyurduğu Facebook’a taahhüdü karşılığında medyaya / sosyal medyaya yansıyan bazı iddiaları / haberleri ücreti mukabilinde doğruluk incelemesine tabi tutuyor. Yanlış olduğu tespitine / kanısına vardığı haberleri / iddiaları raporluyor. Bu içerikleri paylaşanları sitesinde duyuruyor, ayrıca Facebook’a ‘yanlış haber’ bildiriminde bulunuyor. Bu raporlamanın / bildirimin ardından Facebook, ilgili haber sitesinin içeriklerinin Facebook’taki erişimini ve tanıtımını kısıtlıyor veya engelliyor, ‘yalan haber üreten site’ etiketlemesi yapıyor.

T24 Yazı İşleri müdürlerinden Candan Yıldız; bu raporlamaların zaman zaman hatalı ve/veya profesyonel eksiklik içerdiğine de işaret ederek, gazetecilik ve medyada özdenetime dair tartışma açmaya yönelik bir yazı yazdı.

Yazıda, örnek olarak verilen teyit.org raporlarından biri; T24’ün “Tiktok’ta tepki çeken nezarethane videosu: Boğaziçi misafirhanemiz sizi bekliyor” başlıklı haberine ilişkin olandı. Teyit.org’un T24’ü de yanlış haber vermekle işaretlediği inceleme raporunun konusu, başlıkta “Boğaziçi misafirhanemiz sizi bekliyor’ paylaşımını yapan kişinin polis olduğu iddiası” kelimelendirmesiyle duyuruluyor. Ancak T24’ün haberinde ‘paylaşımı yapan kişinin polis olduğu’nun iması bile yok.

Bu durumu teyit.org’a ilettik, ‘yanlışlıkla konmuş olabileceği‘ gibi bir yanıt da verildi, ancak günlerdir bu meseleden sonuç alabilmiş değiliz. İnceleme raporunun “Kimler Paylaştı” bölümünde hâlâ T24’ün adı duruyor.

Teyit.org raporlarına dayanarak Facebook’ta haber içeriklerinin kısıtlanması / engellenmesinin başka boyutta bir sansür ihtimaline işaret edilen Candan Yıldız’ın yazısını buradan okuyabilirsiniz.

Teyit raporuna alınmayan iktidar medyaları

Diğer Teyit meselesi; Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Şeyma Altundal‘ın “gözaltına alındığı sırada ters kelepçe takıldığı, yerde sürüklendiği” yolunda avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamayı yalanlamaya çalışan Emniyet Genel Müdürlüğü’nün paylaştığı videoya ilişkindi. Teyit.org, inceleme raporunda, bu videonun gerçeği yansıtmadığını tespit etmiş, ancak Şeyma Altundal’a karşı hakarete varan ifadelerle kampanya başlatan Sabah, Yeni Şafak, Yeni Akit, Takvim, A Haber, TRT gibi gazetelerin, internet sitelerinin, televizyonların yayınlarına bir kelimeyle bile değinmemişti. Raporun, gerçeği yansıtmayan videoya ilişkin “Kimler Paylaştı” bölümünde de bu yayınların hiçbirinin adı yoktu.

T24, Teyit.org Şef Editörü Gülin Çavuş‘a başvurdu, bu durumu haberleştireceğini paylaşarak, iki temel soru yöneltti:

1- Şeyma Altundal’ı yalanlarla hedef alan medyanın yayınları neden teyit.org raporuna konu olmamış, neden bu yayınların adı “Kimler Paylaştı” bölümünde esirgenmişti?

2- Bu yayınlar hakkında Facebook’a ‘yanlış haber‘ bildirimi yapılmış mıydı?

İlk soruya, “daha viral yayınların dikkate alındığı, ayrıca elle yapılan o bölümde bazı şeylerin gözden kaçabildiği” yanıtı verildi, ki Teyit’in bu yanıtı T24 haberinde aynen paylaşıldı.

Diğer soru için ise, “e-mail ile başvurulması” istendi. Soru e-mail ile de Teyit’e iletildi. Ancak teyit.org bu soruya yanıt vermedi. Bu durum da habere kondu.

Benzer yayınların adının paylaşılmadığı teyit.org raporlarından başka örnekler de içeren, teyit.org’un açıklamalarını da yansıtan dikkatle yazılmış haberi buradan okuyabilirsiniz.

Hem ‘teşekkür’, hem ‘saldırı’ şaşkınlığı

Peki teyit.org ne yaptı?
Gönül isterdi ki, teyit.org, ardındaki sebeplerden hazzetmese de birkaç raporu için, gazeteciliğin yaptığı denetimle ortaya çıkan sonucu kabullenip kucaklayabilseydi.
Ancak öyle olmadı.
Öncelikle, T24’ün haberleştirdiği rapordaki iktidara yakın yayınlar için Facebook’a ‘yanlış haber‘ bildirimi yapılıp yapılmadığı sorusuna yanıt verilmedi.
Ancak teyit.org’u kuran ve yöneten Atakan Foça, ne yazık ki yalana da tenezzül ettiği tweetler atabildi. Örneğin, yukarıda özetlediğim haberin “teyit.org’a bir saldırı” olduğunu iddia edebildi. “Bu saldırının ardında ekonomik nedenler” olduğunu öne sürebildi.
Malum vesilelerle de alışık olduğumuz bu ruh halinden “teröristler, hainler” tweetleri de bekliyorduk ki, T24’ün haberini anons ettiği tweetin altına teyit.org’dan bir teşekkür tweeti geldi:
Merhaba , gözden kaçırdığımız veriyi ekledik, düzeltme notumuzu şeffaf şekilde okurlarımızla paylaştık. Sistemimizi de bu doğrultuda iyileştirdik. Katkıda bulunduğunuz için teşekkürler.

En hafif ifadesiyle bu ‘şaşkın’ tavrın arkasındaki ruh halini anlamak zor, bunun tartışmasına girmeyeceğim. Ülke gündemine oturmuş bir üniversite öğrencisini büyük bir yalan kampanyasıyla hedef alan ve milyonlara ulaşan takipçileri bulunan yayınların tamamının “gözden nasıl kaçmış” olabileceği bahanesi üzerinde de durmayacağım.

Teyit’e sorular: Facebook durumdan haberdar mı?

Ancak, birkaç temasımın tamamında açık sözlü davrandığımı vurguladığım teyit.org’u yönetenlere önce birkaç sorum, sonra bir çift lafım olacak.

– Facebook anlaşması da olsa, özünde bir denetim işine soyunan bir mecra, hakkında son derece dikkatle yazılmış bir haberle denetlendiği anda nasıl bu kadar öfke krizine tutulur? Raporlarınızı da böyle mi yazıyorsunuz?

– T24’ü Sabah’ın yanına koyup, “teyit.org’a saldırı yaptığını” iddia ederek hakkaniyetli davrandığınızı, doğru bir şey yaptığınızı düşünüyor musunuz?

– Son derece meşru iki soru içeren; teyit.org’un görüşünü de yansıtan T24’ün haberi neden ve nasıl bir saldırıdır?

– T24 haberi saldırı ise, teyit.org T24’e attığı tweetinde bu ‘saldırıya’ mı teşekkür ediyor?

– Facebook’tan aldığınız para karşılığında yaptığınız yalan/yanlış haber incelemelerinde, örneğin Şeyma Altundal’a saldıran iktidara yakın medyanın yayınlarının içeriklerini ve adlarını raporlarınıza koymadığınızdan Facebook haberdar mı? Misal, teyit.org’un Şeyma Altundal raporunda, T24 haberleştirene kadar iktidara yakın medyanın yayınlarının hiç yer almadığını Facebook’a bildirdiniz mi?

– Yine bazı iktidar yanlısı yayınlar hakkında ‘yanlış haber‘ bildirimi yapmadığınızdan hiç olmazsa Facebook haberdar mı? Bağımsız haber mecralarının haberlerinde Faceebook’a ‘yanlış haber’ bildirimi yaparken, bazı raporlarınızda iktidar medyasına yol verildiğini Facebook biliyor mu?

– Ve T24’ün ‘saldırı’ olarak nitelediğiniz haberinin arkasında nasıl bir ‘ekonomik neden’ olabilir? Bu iddiayı ispat edemezseniz özür dileyecek misiniz?

Mehmet Y. Yılmaz teyit.org’u yazdı: Bu ülkede her şey bozulmak zorunda mı?

T24’ün Facebook geliri

Teyit.org T24’e, raporundaki eksiği işaret ederek sağladığı katkı için teşekkür ederken, mecranın kurucusu ve tepe yöneticisinin T24’ün haberi üzerine ‘saldırı’, ‘ekonomik nedenler’, ‘Facebook’tan reklam geliri kaybı’ tweetleri atması sadece şaşkınlıktan değil elbette. Bu tavrın nedenlerini önümüzdeki günlerde daha iyi anlayacağız.

Ancak ben, bu ‘ekonomik kayıp, reklam geliri kaybı‘ tweetleri için, açık bir yalan olsa da Atakan Foça’ya teşekkür ederim. Gayet organize propaganda makinesi taşeronların yıllardır süren saldırıları nedeniyle şerbetli olduğumuz para kaynağı konusuna ilişkin olarak yeni bir açıklama yapmamıza vesile olduğu için. Önce yıllardır söylediğimizi, devletin inceleme ve soruşturma raporlarıyla da belgelenen gerçeği yineleyeyim. 1 Eylül 2009’dan beri yayında olan T24, bu gezegende hiçbir kişi, kurum, şirket, dernek, hareket, organizasyon, fon, şu bu v.s’den tek kuruş almadı. Yokluğun imkânlarıyla da gazetecilik yapmaya çalışıyor, bu tür yazıları da alnımızın akıyla yazabiliyoruz.

Madem para konuşmak istiyor -ki medyada her mecra için sorgulanması meşru ve elzemdir- şu açıklama da, T24’ün ‘ekonomik nedenlerle Teyit’e saldırdığı, reklam geliri kaybı yaşadığı‘ mesajı veren Atakan Foça’ya: Senin geçen yıl dokuz ayda 2 milyon lira (294 bin 400 ABD Doları) aldığını açıkladığın Facebook’tan T24 11 yıldır 1 kuruş para, 1 kuruş reklam geliri almadı! T24’ün toplam trafiği içinde Facebook kullanıcılarının payı da yüzde 5’i bile bulmuyor.

Evet, teyit.org Facebook’la anlaşmasına dayanarak Facebook için para karşılığında bir onaylama işi yapıyor. Gazetecilikte elbette patronlu bir teyitçilik tartışılır, ancak teyit.org’un sonuçta Facebook’la iş yapmasına da kimse bir şey diyemez. Nereden gelirse gelsin, haber düzeltme uyarısı gazetecilik için bir katkıdır. Ancak bunu, haber mecralarını ‘yalan haber üreten site‘ nitelenmesiyle sonuçlanacak bir yolla yapmak, bu sonuca neden olmak son derece tartışmalı, özellikle bağımsız mecralara zarar veren bir iş olur. Kaldı ki T24 bu görüşünü birkaç kez teyit.org’a iletti; Facebook’a bildirim yapmalarından önce mecraları haberdar etmelerinin, ‘yalan haber üreten site‘ gibi adil olmayan nitelemelerin önüne geçebileceği görüşünü paylaştı.
Elbette teyit.org’un iş tarzını tartışmak, önerilerde bulunmak, teyit.org’un hazırladığı raporları incelememeyi, varsa sorunlu boyutları tartışmamayı, sonuçları haber yapmamayı gerektirmiyor.

T24’te yapılan hatalar Teyit’in hatalarını siler mi?

Teyit’i yönetenlerin, sonunda düzelttiklerini açıkladıkları bir rapora ilişkin haber karşısında sergiledikleri öfke, T24 hakkında yalana başvurmaları, hatta ‘hangi haber sitesi kaç yanlış bilgi yayınladı, kim hatasını düzeltti, kim yanlışta ısrar etti‘ anonsuyla ‘internet medyasının yanlış bilgi karnesini yakında açıklayacaklarını‘ duyurmaları acıklı. 

T24’te elbette hayal ettiğimiz düzeyde gazetecilik yapamıyoruz. Daima söylediğimiz gibi, imkânlar nispetinde gazetecilik yapmaya çalışıyor, bütün doğruları temsil ettiğimizi öne sürmüyoruz. Ve elbette niyet edilmeden çok hata yapılıyor T24’te; yanlış haber de veriliyor, yetişilen yerden düzeltiliyor, özür de dileniyor. Acıklı olan, burada sergilenen zihniyet. T24’ün veya başka bir haber mecrasının yanlışları, teyit.org’un hatalarını giderir mi?

Neden bir üniversite öğrencisini hedef alan iktidar medyasının, o hedef almayı inceleyen teyit.org raporunda söz konusu edilmemesini içeren bir haber üzerine böyle bir duyuruya ihtiyaç duyuluyor?

Bakın; teyit.org’un eksikliğini giderdiğini duyurduğu o rapora; Sabah, Takvim, Yeni Şafak, Yeni Akit, A Haber ve TRT’nin linkleri T24 haberinin ardından eklendi ama hâlâ o yayınlarda Şeyma Altundal’ın nasıl linç edildiğine ilişkin bir kelime girmedi.
Teyit.org, bu yayınlar için Facebook’a ‘yalan/yanlış haber bildirimi yapılıp yapılmadığı‘ sorusunu hâlâ yanıtlamadı.
Teyit.org, raporundaki bu eksikler için kimseden özür dilemedi.
T24’ün yanlışa düştüğü haberler, teyit.org’un bütün bu yanlışlarını düzeltecek, yanıtsız bıraktığı soruları yanıtlayacak mı?

Tetikçi medya kaşarlarının izinden gitmek mi değişim?

Atakan Foça, T24’ü suçladığı tweetlerinde ‘değişim‘den, ‘değişime karşı direnç‘ten de söz ediyor. Bu mu değişim? Yönettiğin mecra ‘eksikliği giderdik ,T24’e teşekkür ederiz‘ açıklaması yayımlarken T24 ile propaganda makinelerini yan yana koyarak ‘Bize saldırıyorlar’ deme şaşkınlığı mı?

Hatanı söyleyene karşı yalana tenezzül etmek, arka cebinden sözüm ona bir ‘internet medyası karnesi‘ çıkarmak mı değişim?

T24 haberi doğru, düzelttik, özür dileriz” diyememek mi değişim? Değişim; eleştiriye karşı, bu ülkede ‘gazetecilik’ görüntüsü altında her iktidara müptela tetikçilik yapan medya kaşarlarının izinden gidip, onlarınkine benzer gürültüler çıkarmaya çalışmak mı? Hep başkalarının dersinden geçmeye çalışıp, asla kendine bakmamak mı değişim? Gerçek karşısında yalana sarılmak, gerçeği ayıklayıp porsiyonlara ayırmak mı?

Siz, geçmişin girizgâh olduğunu unutanlar kalabalığına girip ‘bugün olsa asla yapmazdım’ diyeceğiniz dünler inşa etmeye devam edin, biz bağımsız gazeteciliği kurumlaştırma çabamızı sürdüreceğiz. 
Ardımızda bırakmaya çalıştığımız karanlıkların önümüzde bir daha, bir daha doğurulmasına karşı çıkacağız.

Yalan size sadece ödeyemeyeceğiniz borçlar biriktirir ve gerçek er ya da geç süslemeye çalıştığınız uydurma hikâyeleri mahveder.
Ne iddia edersen et, sonuçta olabildiğin şeysindir. Teyit.org, T24 haberinde işaret edilen gerçekler karşısında gürültü yaparak, taahhüt ettiği şeyi değil, onun taklidini yapabilir ancak, bunu unutmasın.
Ve hiç kimse; iktidara yakın medyada Kavala‘lar, Demirtaş‘lar, Altan’lar, uydurulan delillerle tutuklanan gazeteciler, siyasetçiler, öğrenciler, hayatları mahvedilen, itibarları, özgürlükleri, aileleri yalan rüzgârlarıyla hedef alınan insanların maruz kaldığı linç kampanyalarının… İftira yağdıran leş yayınların, bir elin parmakları kadar bile ‘haber inceleme’ raporlarına konu edilemediğini aklından çıkarmasın!

Bağımsız gazetecilik, elbette ne patronlu bir teyitçiliğin, ne sözüm ona ‘internet medyasına karne’ verme  şaşkınlığının edilgen bir nesnesi olamaz, bunu göstereceğiz.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Merkez Bankaları Neden Altına Yöneldi?

Yayınlanma:

|

Bir zamanlar pek çok kişi tarafından karşıt yorum olarak reddedilen şey, şimdi dünya çapında ana akım medya tarafından yankılanıyor: doların küresel rezerv para birimi olarak rolü artık sorgulanmıyor.

Yıllarca, Batı’nın finansal savaşa aşırı bağımlılığının artan tehlikelerini belgeledim:

  • Yaptırım
  • Rezerv dondurmaları
  • SWIFT’in silahlandırılması

Bunlar diplomasinin stratejik araçları değildi. Bunlar daha derin bir şeyin ilk işaretleriydi: çaresizlik, kırılganlık ve çökmekte olan bir dünya düzeni.

Sadece geçen yıl, ABD doları, rekor merkez bankası altın alımının etkisiyle altın karşısında satın alma gücünün %35’inden fazlasını kaybetti. Bu bir trend değil, bir sinyal.

Bu arada, BRICS ülkeleri, geleneksel Batılı müttefikler arasındaki çatlaklar genişlese bile, daha koordineli hale geliyor.

Avrupa ve Asya’da liderler, artık istikrarlı hissetmeyen bir sisteme maruz kalmalarını yeniden değerlendiriyorlar.

Giderek artan bir şekilde, uluslar gerçek egemenliğin tek bir ilkeyle başladığını kabul ediyorlar: sıfır karşı taraf riski. Bu yol doğrudan altına çıkar.

Bu gelişmeler münferit değil, daha derin bir parasal kırılmanın belirtileri.

Güvenin buharlaşmasıyla, altın artık sadece bir riskten korunma değil. Yeni bir sistemin temeli haline geliyor.

Bu nedenle VON GREYERZ’in Ortağı Matthew Piepenburg ile yaptığım son görüşme daha önemli bir zamanda gerçekleşemezdi.

Altın, borç, BRICS’in yeniden düzenlenmesi ve ABD Hazine tahvillerine olan güvenin çözülmesi konusundaki bakış açısı, kafa karışıklığıyla gölgelenmiş bir dünyada nadir görülen bir netlik sundu ve birçok kişinin daha yeni anlamaya başladığı şeyi ortaya çıkardı.

Hadi onu parçalayalım.

Hazine Piyasasının Güvenli Liman Statüsü Aşınıyor ve Altın Sığınak Oluyor

Onlarca yıldır ABD Hazine tahvilleri, yatırımcılar ve kurumlar tarafından nihai güvenli liman olarak görülen küresel finansın temel taşı olarak işlev gördü. Bu anlatı şimdi yıpranıyor.

“Bir likidite krizi var,” dedi Piepenburg bana. “Bu sistemi devam ettirmek için yeterli gres yok.”

ABD devlet tahvilleri, oynaklık dönemlerinde istikrar sağlamak yerine, daha çok riskli varlıklar gibi davranmaya başladı. Son piyasa kargaşasında, getiriler tipik olarak düşecekleri zaman yükseldi ve sistemin artan kırılganlığını vurguladı.

“Stres zamanlarında getiriler aslında düşmüyor, yükseliyor “dedi. ” “ABD Hazinesi neden artık güvenli bir liman gibi davranmıyor?”

Cevabın, Amerikan ekonomisini gömen borçta yattığını söylüyor.

37 trilyon doların üzerinde federal borç ve hanehalkı, kurumsal ve uzun vadeli hak yükümlülükleri dahil edildiğinde 100 trilyon dolardan fazla olan sistem, kendi vaatlerinin ağırlığı altında eziliyor.

Piepenburg, “Noel Baba, bu kadar borcun altına gömüldüğünüzde bir likidite krizini çözemez” diye uyardı. “Bazuka parası olmadan, para biriminin değerini düşürmeden bu borç çarklarını döndürmeye yetecek kadar gres yok.”

Bu nedenle, altının dünyanın dört bir yanındaki merkez bankaları tarafından bir riskten korunma olarak değil, temel bir rezerv varlığı olarak sessizce yeniden paraya çevrildiğini de sözlerine ekledi.

“Altın artık Tier 1 bir varlık. Merkez bankaları net bir şekilde yerleşiyor. Hazine tahvillerinden uzaklaşıyorlar” dedi. “Bu zengin olmakla ilgili değil. Mesele fakirleşmemek.”

BRICS’in Yükselişi ve Globalde Dolardan Uzaklaşma

Politika çevrelerinde uzun süredir tartışılan dolarsızlaşma eğilimi, ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarının ardından gözlemlenebilir bir gerçeklik haline geldi. Jeopolitik güç iddiası olarak başlayan şey, çok kutuplu bir finansal yeniden düzenlemeyi hızlandırdı.

Piepenburg, “2022’de ABD dolarının silahlandırılmasından bu yana, 45 ülke artık bunun dışında ticaret yapıyor” dedi. “Otuz ülke fiziki altınlarını ülkelerine geri gönderdi. Bu bir tesadüf değil, bir tepki.”

ABD’nin Rus merkez bankası varlıklarını dondurmasıyla meydana gelen kritik değişime işaret etti. Birçok hükümet için bu eylem, doların tarafsız bir küresel rezerv olduğu yanılsamasını paramparça etti. “Dünya rezerv para birimini silahlandırdığınızda,” dedi, “bağlı olduğu güveni baltalıyorsunuz.”

Bu değişim hiçbir yerde BRICS ülkeleri, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan daha belirgin değildir.

BRICS para birimi söylentileri dünya çapında dolaşırken, Piepenburg grubun gerçek niyetini açıkladı: “Birbirlerinin fiat para birimlerine de güvenmiyorlar ama altına güveniyorlar.”

BRICS’in planının tek bir para birimi başlatmak olmadığını, bunun yerine %40’ı altınla ve %60’ı emanette tutulan yerel para birimleriyle desteklenen bir ödeme sistemi kullanmak olduğunu belirtti.

“Bu, doları bir gecede değiştirmekle ilgili değil” dedi. “Ama bu, ondan kesin bir uzaklaşma.”

Fort Knox: Sistemi Açığa Çıkaran Tabu

Altının yeniden dirilişiyle ilgili hiçbir tartışma, Amerika’nın kendi rezervlerini ele almadan tamamlanmış sayılmaz.

Amerika Birleşik Devletleri, büyük ölçüde Fort Knox’ta depolanan 8.100 tondan fazla altın tuttuğunu iddia ediyor.

Eski Hazine Bakanı Steve Mnuchin, 2017’de Fort Knox’ta

Yine de, altmış yılı aşkın bir süredir tam ve bağımsız bir denetim yapılmamıştır. Şimdi, şeffaflık çağrıları ivme kazanıyor. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump ve Elon Musk, Fort Knox’un canlı yayınlanan bir denetimi fikrini ortaya attılar.

Ancak Piepenburg’a göre şeffaflık riskler taşıyor. “Ne istediğine dikkat et,” dedi. “Kaç mermim olduğunu bilmeden savaşa girmezdim. Ve orada ne olduğunu bilmeden elimi göstermek istemezdim.”

ABD’nin altın varlıklarında iddia ettiği kadar baskın olmayabileceğine inanıyor ve Çin’in rezervlerinin çok az rapor edildiğinden şüpheleniyor.

“Çin’in Dünya Altın Konseyi’nin söylediğinden en az on kat daha fazla altına sahip olduğundan oldukça eminim” dedi. “Ve muhtemelen en iyi saklanan bir sırrı saklamadığımız sürece Amerika Birleşik Devletleri’nden daha fazla.”

Söz konusu olan optikten daha fazlasıdır. Piepenburg, “Altın nihai BS dedektörüdür” dedi. “Bu, sisteme tutulan bir ayna ve bu yüzden bunun hakkında konuşmak istemiyorlar. Çünkü her şey erirken, değerini koruyor.”

Bir Hesaplaşma Anı

ABD dolarının sonunu görmüyoruz, ancak tartışmasız üstünlüğünün sona ermesini tanık oluyoruz.

Petro-dolar çerçevesi çatırdıyor. Altın, stratejik bir rezerv varlık olarak sessizce yeniden kullanılıyor. Ve bir zamanlar küresel piyasaların dokunulmaz köşe taşı olan ABD Hazineleri, bir zamanlar onlara bağımlı olan kurumlar tarafından yeniden değerlendiriliyor.

Çıkarımlar derindir. Merkez bankaları artık ne yaptıkları konusunda sessiz kalmıyorlar… Hızla ve kasıtlı olarak altına doğru ilerliyorlar.

Asıl soru, altının yükselip yükselmeyeceği değil, halkın hareketi neyin yönlendirdiğini kavrayıp anlamayacağıdır.

Tyler Durden 

Okumaya devam et

GÜNCEL

İflas Eden Sigorta Şirketleri Sektöre Güveni Sarstı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Son bir yılda art arda iflas eden sigorta şirketleri sektörde büyük bir güven krizine yol açtı. Melcee, Gri, Aveon, ACN Turk ve Arex Sigorta’nın faaliyetlerini durdurması yaklaşık 1 milyon vatandaşı doğrudan etkiledi. İflasların ardından sigortalılar, “ucuz ama güvencesiz” şirketleri terk ederek “büyük, köklü ve markalı” sigorta firmalarına yönelmeye başladı.

Sigorta sektör temsilcileri, şirket iflaslarının temelinde agresif fiyat politikaları ve artan sağlık, yedek parça, işçilik maliyetlerinin olduğunu belirtti. Özellikle trafik ve sağlık sigortası branşlarında zarar eden firmalar, düşük primle hizmet sunmayı sürdürmekte zorlandı.

Artık sadece fiyata değil, güvene de bakılıyor

Sektör uzmanları, vatandaşların sadece poliçe fiyatını değil, şirketin mali gücünü ve geçmiş performansını da sorgulamaya başladığını aktardı. “Biraz daha fazla ödeyeyim ama güvenilir olsun” anlayışıyla markalı şirketlere yönelen tüketici davranışı, sigorta sektöründe yeni bir dönemin kapısını araladı. Türkiye Gazetesi’nin haberine göre, kurumsal yapıya sahip firmaların pazar payı hızla artarken, daha küçük ve zayıf mali yapıya sahip şirketlerin iflas riski devam ediyor.

Reasürans yetersiz kaldı, tazminatlar gecikiyor

İflas eden sigorta şirketlerinin birçoğunda reasürans sisteminin etkili olamadığı görüldü. Reasürans sözleşmeleri doğrudan tüketiciyi değil, sigorta şirketini koruduğu için hasar ödemeleri gecikti. Hukuki süreçlere takılan tazminat dosyaları mağduriyetin büyümesine neden oldu.

Trafik sigortası zarar yazdı, kasko kâr ettirdi

Zorunlu trafik sigortası, 2024 yılında 34,8 milyar TL teknik zararla sektörün en büyük kayıp kalemi olurken; kasko sigortaları aynı dönemde 25,8 milyar TL kâr getirdi. Özel sağlık sigortalarında da benzer bir tablo yaşandı. Şirketler, 100 TL’lik prime karşılık ortalama 107 TL’lik hasar ödemesi yaptı.

Kaynak: T24-Türkiye Gazetesi

Okumaya devam et

Ali Coşkun

Mali Tablolar Her Şeyi Söylemez: Karaktere de Bakılmalı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bir firmaya kredi vermeden önce mali tablolar detaylı analiz edilir.

Peki firma sahibinin iş ahlakını nasıl analiz edebiliriz?

Mali tablolar, bir firmanın geçmiş performansını ve borç ödeme gücünü gösterirken, bu verilerin arkasında insan faktörü-firma sahibi veya yöneticisi- bulunur.

Bu nedenle bir firmaya kredi vermeden önce firma sahibinin iş ahlakı da dikkatlice değerlendirilmelidir.

Nelere dikkat edilmelidir;

1. Geçmiş İş İlişkileri ve Referanslar

Firma sahibinin daha önceki iş ortakları, tedarikçileri, müşterileri ve hatta rakipleriyle olan ilişkileri, iş ahlakı hakkında değerli bilgiler sunar. Bu kişilerle yapılan görüşmelerde, sözünde durup durmadığı, ödemelerini zamanında yapıp yapmadığı, kriz anlarında sergilediği tutum gibi unsurlar değerlendirilir. Özellikle uzun süreli iş ortaklıkları, karşılıklı güvenin göstergesidir ve iyi bir iş ahlakının varlığına işaret eder.

2. Moralitesi

Firma sahibinin geçmişteki çek/senet ve icra kayıtları incelenerek mali yükümlülüklerini ne kadar ciddiyetle ele aldığı analiz edilir. Her ticari başarısızlık etik dışı davranış anlamına gelmez ancak borçlardan kaçma girişimleri, yasal boşluklardan faydalanarak sorumluluklarını yerine getirmeme gibi davranışlar ciddi iş ahlakı sorunlarının habercisidir.

3. Sözlü ve Yazılı Taahhütlere Bağlılık

Firma sahibinin verdiği sözlere ne ölçüde sadık kaldığı, iş ahlakının en temel göstergesidir. Bir sözleşmenin maddelerine uymanın yanı sıra sözlü mutabakatlara ne kadar bağlı kaldığı da önemlidir. Bu durum, güvenilirlik ve saygınlık açısından önemlidir.

4. Çalışanlara Karşı Tutum

İş ahlakı, sadece dış ilişkilere değil iç yapıya da yansır. Çalışanlarına karşı sergilediği tutum, etik değerlere ne kadar bağlı olduğunu ortaya koyar. Çalışanların maaşlarının zamanında ödenmesi, güvenli ve adil bir çalışma ortamı sağlanması, ayrımcılık yapmadan davranılması, iş ahlakını doğrudan yansıtır.

5. Vergi ve Yasal Yükümlülüklere Uyum

Yasalara uyum, iş ahlakının vazgeçilmez bir parçasıdır. Firma sahibinin vergi yükümlülüklerini düzenli olarak yerine getirip getirmediği, SGK primlerini ödeyip ödemediği incelenmelidir. Devlete ve topluma karşı sorumluluklarını ciddiye alan bir iş insanı, etik değerlere sahip olduğunu gösterir.

6. Kriz Zamanlarındaki Davranışlar

Krizler, bir kişinin karakterini ve iş ahlakını en açık şekilde ortaya koyan dönemlerdir. Firma sahibi zor zamanlarda çalışanlarını, iş ortaklarını ve bankaları bilgilendirerek şeffaf bir iletişim kuruyor mu? Çözüm odaklı mı davranıyor yoksa sorumluluklardan kaçıyor mu? Bu tür davranışlar, gelecekte yaşanabilecek olası sorunlara karşı ipucu verir.

Bir firmanın kredi değerliliği yalnızca bilançosundaki rakamlarla ölçülemez. Bu rakamları oluşturan kararları veren firma sahibinin değerleri, sorumluluk anlayışı, dürüstlüğü ve etik yaklaşımı da en az mali veriler kadar önemlidir.

Bir iş insanının sermayesi, bilançoda değil vicdanında yazan rakamdır.

Büyük işler cesaretle kurulur ama ancak ahlakla ayakta kalır..

Ali ÇOŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.