Connect with us

Erol Taşdelen

Gösterişten Deneyime: Eğitimle Değişen Lüks Anlayışı…

Yayınlanma:

|

Lüks yaşam, temel ihtiyaçların çok ötesine geçen, yüksek kalite, konfor ve ayrıcalıklarla donatılmış bir yaşam tarzını ifade eder. Maddi açıdan güçlü bireylerin veya ailelerin, hayatlarının her alanında — barınmadan ulaşıma, yeme içmeden tatile, modadan eğlenceye kadar — en iyiyi, en özel olanı seçmesi şeklinde özetlenebilir.

Biraz daha detaylandırırsak:

  • Konfor ve kalite: Eşyaların, araçların, evlerin, giysilerin, tatillerin mümkün olan en yüksek kalite standartlarında olması.

  • Zamandan ve zahmetten tasarruf: Özel şoförler, aşçılar, kişisel asistanlar gibi hizmetlerle hayatı kolaylaştırmak.

  • Özgünlük ve nadirlik: Sınırlı üretim ürünler (örneğin özel tasarım saatler veya otomobiller), kişiye özel tasarım evler ya da sanat eserleri gibi herkesin erişemeyeceği şeylere sahip olmak.

  • Prestij ve statü: Sosyal çevrede bir ayrıcalık ve saygınlık sembolü haline gelmek.

  • Deneyimlere yatırım: Dünyanın en iyi restoranlarında yemek yemek, egzotik ülkelere seyahat etmek, özel davetlere veya VIP etkinliklere katılmak gibi standart dışı deneyimler yaşamak.

Yani lüks yaşam, sadece zenginlik değil, aynı zamanda seçicilik, estetik anlayışı ve yaşam kalitesine yapılan bilinçli bir yatırım anlamına da gelir.

“Herkesin Lüksü Kendine: Eğitim ve Hayat Standartları”

Aslında lüks kavramı oldukça görecelidir; kişisel beklentilere, yaşam tarzına, kültüre ve hatta yaşanılan döneme göre farklılık gösterir.

Mesela:

  • Birine göre lüks; Boğaz manzaralı bir villada yaşamak olabilirken,

  • Başka birine göre sessiz bir köy evinde huzurlu yaşamak lükstür.

  • Kimine göre Michelin yıldızlı restoranlarda yemek yemek lüks sayılırken,

  • Bir başkası için doğal, katkısız ürünlerle kendi bahçesinde yemek pişirmek lükstür.

Çünkü lüksün temelinde aslında şu vardır:

“Benim için özel, zor ulaşılır ve değerli olan şey.”

Bu yüzden lüks, sadece maddi değil, aynı zamanda kişisel değerler, arzular ve yaşam hedefleriyle de çok yakından ilişkilidir.

EĞİTİM İLE LÜKS YAŞAM ARASINDAKİ İLİŞKİ NEDİR?

Eğitim ile lüks yaşam arasında güçlü ve çok katmanlı bir ilişki var.

Şöyle açıklayabilir:

  1. Gelir ve Eğitim Bağlantısı:
    Genellikle yüksek eğitim seviyesine sahip kişiler (özellikle üniversite, yüksek lisans, doktora gibi) iş hayatında daha yüksek pozisyonlara gelir, daha fazla kazanır. Bu da lüks tüketime erişimlerini kolaylaştırır.

  2. Lüksü Anlama ve Tercih Etme Biçimi:
    Eğitim düzeyi arttıkça, lüks tüketim daha gösterişten ziyade kalite, özgünlük, estetik ve deneyim odaklı bir hale gelir. Yani eğitimli bir birey için lüks sadece pahalı olanı almak değil, “doğru ve anlamlı seçimler yapmaktır.”

  3. Lüks Yaşamın Bilinçli Tüketimi:
    Eğitim, bireye sadece daha çok kazandırmaz; aynı zamanda lüksü seçerken bilinçli bir yaklaşım da kazandırır. Örneğin çevre dostu markaları tercih etmek, yerel sanatçılardan özgün eserler almak, etik üretim yapan modacıları desteklemek gibi…

  4. Sosyal Statü ve Eğitim:
    Bazı çevrelerde lüks yaşam, sadece maddi güçle değil, entelektüel sermaye ile de tamamlanır. Yani sadece marka çantaya sahip olmak değil, sanattan, edebiyattan, kültürden anlayarak bir hayat sürmek, o yaşamı zenginleştirir.

Eğitim, lüks yaşamın hem maddi altyapısını hem de kültürel ve estetik boyutunu şekillendirir.
Lüksü sadece “sahip olmak” değil, “doğru şeylere değer vermek” haline getirir.

Okumaya devam et
Yorum Yazın

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Erol Taşdelen

Geleceğin Tarlası: Dikey Tarım!

Yayınlanma:

|

Dikey tarım, tarımın geleneksel yatay tarlalar yerine, dikey olarak üst üste raf sistemleri veya katmanlı yapılar içinde yapılmasıdır. Genellikle kontrollü ortam tarımı (Controlled Environment Agriculture – CEA) ile birleştirilir; bu da sıcaklık, ışık, nem, su ve besin gibi unsurların yapay olarak optimize edilmesini sağlar. Dikey tarımda toprak yerine hidroponik (su kültürü), aeroponik (sisleme) veya akuaponik (balık ve bitki entegre sistemi) yöntemleri kullanılır.

🌱 Dikey Tarımın Avantajları

Avantaj Açıklama
Alan Verimliliği Küçük alanlarda çok katlı üretim yapılabilir.
Su Tasarrufu Geleneksel tarıma göre %70-90 daha az su kullanılır.
Pestisitsiz Üretim Kontrollü ortamda zararlı böcek olmadığı için kimyasal ilaçlara gerek kalmaz.
Yıl Boyunca Üretim İklim koşullarına bağlı olmadan sürekli üretim mümkündür.
Şehir İçi Tarım Tüketim noktalarına yakın kurulabildiği için tedarik zinciri kısalır, karbon ayak izi azalır.

❌ Sınırlamaları ve Zorlukları

  • Yüksek Kurulum ve Enerji Maliyeti: Işıklandırma ve iklim kontrolü enerji tüketimini artırır.

  • Yalnızca Bazı Ürünler İçin Uygun: Marul, fesleğen, ıspanak gibi yeşil yapraklı ürünler için uygundur; buğday, mısır gibi temel gıdalar için verimsizdir.

  • Teknoloji ve Bakım Gereksinimi: Uzmanlık ve sürekli izleme gerektirir.

🍽️ Gıda Sorununu Çözer mi?

Kısmen evet! Dikey tarım, özellikle şehirlerdeki taze sebze ve yeşillik ihtiyacını karşılamada oldukça etkili olabilir. Ancak dünya genelindeki tahıl, bakliyat ve hayvansal ürün ihtiyacını karşılamak için yeterli değildir. Gıda güvenliğine katkı sağlar ama tek başına çözüm değildir. Aşağıdaki alanlarda tamamlayıcı bir çözüm olabilir:

  • Kentleşmenin arttığı bölgelerde yerel gıda temini

  • İklim krizinden etkilenen bölgelerde sürdürülebilir üretim

  • Gıda israfını azaltma (tedarik zinciri kısaldığı için)

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Bankaların kârı ilk çeyrekte yüzde 35 arttı

Yayınlanma:

|

DBBK Bankacılık sektörü ilk çeyrek Mali Verileri açıkladı. Bankacılık sektörü 2025 ilk çeyreğinde Bilanço büyüklüğünü %11 artırarak 32,6 trilyon TL’den 36,1 trilyon TL’ye yükseltti.

2024 sonunda 16 trilyon TL olan Krediler hacmi ise %10 büyüyerek 17,6 trilyon TL’ye yükselirken; 293 milyar TL olan Takipteki Alacak Kredileri ise %20 artış ile 351 milyar TL seviyesine yükseldiği görüldü.

Sektörün 2024 sonunda 18,9 trilyon TL olan Toplam Mevduat hacmini ise %12 büyüterek 21,1 trilyon TL seviyesine yükseldi. Toplam Özkaynaklar ise 3 trilyon TL seviyesini aştığı görüldü.

Faiz oranlarındaki artış sektöre ek gelir yaratırken Net Faiz Geliri de %48 artış ile  318 milyar TL seviyesine ulaştı. Sektör yılın ilk üç ayında %34 artış ile 446 milyar TL Faiz Dışı Gelir yarattı.

2024 ilk çeyreğinde  160 milyar TL Net Karlılık açıklayan sektör 2025 ilk çeyreğinde %35 artış ile 216 milyar TL karlılık açıkladı.

 

Resim

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

TCMB Reeskont ve Döviz Kredisi kullanan İhracatçı firmalar çıkmaza girdi!

Yayınlanma:

|

Şubat 2025 itibarıyla, Türkiye’de finansal kesim dışındaki firmaların (özel sektör) toplam döviz yükümlülükleri 310,8 milyar ABD doları seviyesine ulaşmıştır. Bu yükümlülüklerin yaklaşık %38’i kısa vadeli, %62’si ise uzun vadede. Reel kesimin net döviz pozisyon açığı 155 milyar USD’yi aşmış durumda… Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, 177 milyar dolar oldu.

1. TCMB Reeskont Kredisi ve Döviz Alım Kısıtı:

  • Şu anda TCMB reeskont kredisi kullanan firmalara, kredi vadesi boyunca piyasadan serbest şekilde döviz alımı yasaklandı.

  • Firma, reeskont kredisi kullanıyorsa döviz alıp da kendi finansal yönetimini dövizle destekleyemiyor. Sorun da tam bu noktada başlıyor!

2. İhracat Bedelinin Kullanımı ve Döviz Kredisi Ödeme:

  • Diyelim ki firmanın bir döviz kredisi var.

  • Firma gelen ihracat döviz gelirini kullanıp doğrudan döviz kredisine ödeme yapıyor.

  • Bu durumda, ihracat bedelini Türk Lirası’na çevirmediği için TCMB’nin %2 döviz teşvik kuru desteğinden yararlanamıyor.

3. İhracatçı firmalar %2 destek beklerken sonuç: sıfır!

  • Eğer firma 1 milyon USD tutarında bir ihracat bedelini, önce TL’ye çevirmeden doğrudan döviz kredisi ödemesinde kullanırsa:

    • %2’lik teşvikten mahrum kalıyor.

    • 1 milyon USD × 38 TL (örnek kur) = 38 milyon TL.

    • Bunun %2’si = 760 bin TL kayıp ( USD/TL kuru yükseldikçe zarar da otomatik artmakta).

4. Firmalar, Döviz kredisi ile yüksek faiz kıskacında kaldı

  • 1 milyon USD’lik bir ihracat gelirinde 760 bin TL kadar doğrudan teşvik kaybı söz konusu oluyor.

  • Buna ek olarak firma ayrıca döviz alım yasağının getirdiği likidite sıkışıklığı ve kur riski yönetimi zorluğuyla da karşı karşıya.

Çözüm ne olabilir?

Reeskont kredisi alan firmalar döviz alma kısıtı nedeniyle, döviz kredisi ödemelerini ihracat bedelinden doğrudan yaparlarsa, %2’lik döviz teşvikinden yararlanamıyorlar ve böylece ciddi bir kayba uğruyorlar. (Bu oranın rekabet için yetersiz olduğu ve yükseltilmesi gerektiği konusunda ihracatçılar hemfikir).

Çözüm için önerimiz; bu gelir kaybı firmalara maliyet, dolayısı ile ÜFE’ye enflasyon katkısı olarak yansımaktadır. Bunun için bu tarz firmaların ihracat bedellerini bozdurarak döviz kredileri ödeme hakkı tanınması veya kredi kullanarak kredi kapama hakkı tanınması veya kredi tutarı kadar döviz alma serbestliği çözüm olabilir. Mevcut durumda firmaların gelir kaybı başka bir ifade ile maliyet artışı yaşamakta bu da üretilen mal ve hizmetler üzerinde ÜFE olarak enflasyona katkı sağlamaktadır.

Rasyonelleşme Stratejisi kapsamında firmaların Ticarette Döviz ile ödemeleri serbest bırakılırken; Reeskont Kredilerde kredi vadesi boyunca (genelde 1 yıl) döviz almama yasağı devam etmişti…

Erol TAŞDELEN-Ekonomist       www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.