Connect with us

ŞİRKETLER

IDEATHON FİKİR MARATONU İLE GENÇLER İZMİR’DE BULUŞTU

Afetler, dünyada çok farklı türlerde insanlığın gelişimini ve yaşamını etkileyen önemli olaylar olarak dikkat çekmekte. Bu olayların önlenmesine yardımcı olmak, iyileştirilmesini sağlamak ve zararlarını azaltmak için afet yönetimi mekanizması kurulması ve bu mekanizmanın değişen şartlara göre güncellenmesi önem arz etmekte. Dolayısıyla, çoklu bir ağa dönüşen yaşam alanlarında toplumun refah düzeyinin sürdürülebilir biçimde devam ettirilebilmesi ve etkin bir afet yönetim sürecinin ortaya konulabilmesi için bilgi teknolojilerinin de etkin biçimde kullanılması artık bir zorunluluk haline gelmiş bulunmakta. Bu noktadan hareketle, afet dönemlerinde risk yönetimi alanında olası kayıpların azaltılması veya bertaraf edilmesi konusunda yapay zekâ ve teknolojinin öneminin farkındalığıyla İzmir’de iki günlük Ideathon Fikir Maratonu gerçekleştirildi.

Yayınlanma:

|

İzmir Büyükşehir Belediyesi desteği ve İzQ Girişimcilik & İnovasyon Merkezi, Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), Girişimcilik Merkezi İzmir iş birliğinde Afet öncesi, sırası ve sonrası için teknolojik odaklı çözümler üretmek amacıyla Ideathon Fikir Maratonu 17-18 Kasım tarihlerinde İzQ İnovasyon Merkezi’nde düzenlendi. Etkinlikte; şehrimiz başta olmak üzere ülkemizde ve Dünya’da yangın, deprem, sel, kuraklık, hava ve daha birçok orta ve büyük ölçekli doğa olaylarında karşılaştığımız yıkıcı etkinin bir parça da olsa önüne geçebilmek hedefiyle; afet öncesi, sırası ve sonrası için teknoloji tabanlı öneriler değerlendirildi. Afetlerdeki etkiyi en aza indirmek ve hazırlıklı olabilmek için teknoloji tabanlı çözüm önerilerinin dinlendiği Ideathon Fikir Maratonu’nda söz ve kürsü gençlerin oldu. Genç yarışmacılar, bu alandaki sorunlar ve ihtiyaçlar etrafında belirlenen vakalara teknolojik fikirler üreterek önemli çözümleri gündeme getirdiler.

Genç fikirlerin teknoloji odağında geliştirilecek çözümleri aktardığı etkinlikte, açılış konuşmalarını, EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, İZTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İzQ Yönetim Kurulu Üyesi Emre Kızılgüneşler, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu gerçekleştirdi.

Gençlerin Taze Fikirleri Afet Yönetimine Yeni Bakış Açısı Getirecektir

EGİAD Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer yaptığı konuşmada, bu etkinliğin, afetlere karşı daha dayanıklı ve hazırlıklı bir toplum yaratma yolunda önemli bir adım olduğunu belirterek, gençlerin getireceği taze bakış açıları ve yaratıcı fikirlerin, afet yönetimi konusunda yeni stratejilerin geliştirilmesine büyük katkı sağlayacağını vurguladı. Yelkenbiçer şu şekilde konuştu: “Girişimcilik ve afet yönetimi, ilk bakışta birbirinden oldukça farklı alanlar gibi görünse de aslında birbirini tamamlayıcı ve etkileşim içinde olan iki önemli konudur. Girişimciler, yaratıcılıkları ve yenilikçi yaklaşımları ile afet yönetimine yeni perspektifler getirebilirler. Afetlere hazırlık, müdahale ve iyileştirme süreçlerinde kullanılacak yeni teknolojiler, ürünler veya hizmetler geliştirebilirler. Bu teknolojiler, afet risklerini azaltmaya, afetlere daha hızlı ve etkili bir şekilde yanıt vermeye veya afet sonrası toparlanma süreçlerini hızlandırmaya yardımcı olabilir. Afet yönetimi konusunda çalışan sosyal girişimciler, toplumun afetlere karşı dirençliliğini artırma ve afet sonrası toplulukların daha hızlı iyileşmesini sağlama konusunda önemli katkılarda bulunabilirler. Sosyal girişimciler, afet risklerini azaltmaya yönelik eğitim programları veya topluluk bazlı projeler geliştirerek bu alanda etkili olabilirler. Girişimcilik, afet yönetimi projeleri için gerekli finansmanın sağlanmasında da kritik bir rol oynayabilir. Yatırımcılar ise afet yönetimi çözümlerine yatırım yaparak bu alanın gelişimine katkıda bulunabilirler. Küresel düzeyde iş birlikleri ve ağlar oluşturarak afet yönetimi konusunda uluslararası tecrübe ve kaynak paylaşımını teşvik edebilirler. Bu tür iş birlikleri, afetlere karşı daha etkin küresel yanıtların geliştirilmesine yardımcı olabilir. Toplumsal farkındalığı artırmak, politika yapıcılarla iş birliği yapmak ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için de yeni yollar açabilir. Bu nedenle, bu iki olgu, girişimcilik ve afet yönetimi, arasındaki sinerji, her iki alanın da daha etkili ve yenilikçi şekilde gelişmesine katkıda bulunabilir.”

Orta Gelir Tuzağından Çıkışı Girişimcilikte Görüyoruz

EGİAD olarak 2011 yılında bu yana kent ve bölge girişimciliğinin desteklenmesine yönelik inisiyatif alıp, yatırımlar yaptıklarına dikkat çeken Yelkenbiçer, “Ülkemizin içinde bulunduğu orta gelir tuzağından bir çıkış yolu olarak girişimciliği görüyoruz. Girişimciliğe yapılan yatırıma sadece finansal bir yatırım ve buna finansal geri dönüş olarak bakmaktan çok, beşerî sermayemize yapılan yatırım ve toplumsal geri dönüşüne bakmayı daha uygun görüyoruz. Akıllı ve yetenekli gençlerimizi beyin göçüne kaptırmamızın için var gücümüzle de bu alanda çalışmaya devam edeceğiz. EGİAD olarak yaptığımız Girişimcilik Araştırması 2023 Raporu’nda kurumlarımızın yeşil ve dijital dönüşümü için girişimciliği ve bölgemizdeki startupların desteklenmesi gerekliliği vurgulanmıştır. Bu bakış açısıyla afet yönetimi için de mevcut resmin dışarısından bakabilmek için yaratıcı fikirlere, farklı bakış açılarına ihtiyaç duyulması gerektiğini de düşünüyoruz.” dedi.

Kentimizin Dirençliliğini Artıracak Pek Çok Yeniliğe İmza Atabileceğimize İnanıyoruz

İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi, Ege Genç İş İnsanları Derneği ve Girişimcilik Merkezi İzmir işbirliğinde, Ideathonu gerçekleştiriyor olmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyduklarını ifade ederek sözlerine başlayan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İzQ Yönetim Kurulu Üyesi Emre Kızılgüneşler ise, “Yakın bir geçmişte İzmir’de ve 2023’ün başında Kahramanmaraş’ta yaşanılan depremlerde herkesi derinden üzen kayıplar yaşandı. Aynı acıları tekrar yaşamamak için afet öncesi, sırası ve sonrasında neleri daha iyi yapabileceğimizi, hangi önlemleri almamız gerektiğini çok daha iyi planlamaya odaklanmamız gerekiyor. Bu anlamda, gençlerin hızlı düşünme, sorun çözme, yeni teknolojilere adaptasyon ve kullanım alanlarını yaygınlaştırma yeteneklerinin girişimci ruhla bir araya gelmesiyle, kentimizin dirençliliğini artıracak pek çok yeniliğe imza atabileceğimize inanıyoruz” dedi. Teknoloji odaklı, dinamik, hızlı büyüme potansiyeli vaad eden, startuplar’ın; daha güvenli bir geleceğin birlikte inşa edilmesini sağlayacak işbirlikleri içerisinde önemli roller alabileceğinin altını çizen Kızılgüneşler, İzmir’deki ilgili kamu kurumları, meslek odaları, STK’lar, ilgili dernekler ile birlikte afet yönetimi, eylem planı, yeni teknolojilerin kullanımı konusunda yapılacak her çalışmaya katkı koymaya da hazır olduklarını sözlerine ekledi. Bugün, yapay zeka, nesnelerin interneti gibi teknolojilerdeki gelişmeler ile robotik ve drone teknolojisi gibi alanlardaki yeniliklerin, afet riski ve afet yönetim planlarında çoktan yer almaya başladığına dikkat çeken Kızılgüneşler, “İlk insansız hava araçları başlangıçta yalnızca gökyüzünden bilgi toplayabiliyorken; şimdi afetlerde detaylı arama-keşif yapabilecek düzeye erişti. Bunun bir adım ötesinde; droneların enkaz halinde hasarlı binalara girerek kazazedeleri araması, olası can kayıplarının önüne geçilmesinde büyük fayda sağlıyor. Isıya duyarlı enkaz tarama kameraları da deprem sonrasında enkazlarda yaygın olarak kullanılan teknolojilerden birisi haline geldi” dedi.

Kazananlar ve Ödülleri

15 yarışmacı ekibin katıldığı etkinlikte üniversiteli gençlerin ilgisi yoğun oldu. Ödüller sırasıyla şu şekilde sonuçlandı:

BİRİNCİ

EKİP ADI: Alsancak Arge Alpha – Orman yangınlarını erken tespit etmek amacıyla geliştirilen yüksek sıcaklığa dayanıklı, ultrasonik ses dalgaları kaynağı ile yangına müdahale eden bir dron teknolojisidir.

EKİP ÜYELERİ:

Nur Bingazi

Kağan Orgun

Osman Acar

Hasan Hüseyin Efe

İKİNCİ:

EKİP ADI: Aegeon Communication Team – Geliştirilen yeni çip teknolojisi ile mobil cihazları internet ve operatör çekmediği durumlarda telsize dönüştüren ve kesintisiz iletişim sağlayan teknolojidir.

EKİP ÜYELERİ

Özge Çetin

Muhammed Kâmil Saygılı

Müge Çetin

Osman Berk İnan

ÜÇÜNCÜ

EKİP ADI: D-Army – Deprem, Yangın, sel ve benzeri afet durumlarında, yapay zeka destekli çeşitli müdahele yöntemleri ve izleme teknolojisi geliştiren ve dronlar aracılığıyla uygulayan teknoloji girişimidir.

EKİP ÜYELERİ

Enes Demir

Melih Altın

Ödülleri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı ve İZQ Yönetim Kurulu Üyesi Alp Avni Yelkenbiçer, EGİAD Başkan Vekilleri Arda Yılmaz ve Kaan Özhelvacı takdim etti.

 

Okumaya devam et

GÜNCEL

Kuşaklar Arası ÇaLışma

Yayınlanma:

|

Yazan:

Son dönem kendi jenerasyonumla yaptığım bir iki sohbet sonrası yazmak istedim.

Esasında hoca-öğrenci ve ebeveyn-çocuk arasındaki geçimsizlikten farklı olmayan ve son onbin yılın açık ara en balon klişesi “yeni nesilden hiçbir şey olmaz” ın iş hayatındaki iz düşümüne bakmak için;

Şimdi bir test yapalım. Aşağıdakilerden kaçına gerçekten katılıyorsunuz? 

1. Bir daha kimseyi yetiştirmeyeceğim. Emeğime ve zamanıma yazık. Bunlar sadakatsiz ve nankör!
2. ⁠Adam traşsız işe gelmiş karşımda oturuyor!
3. ⁠Evden çalışıyorlar sanki, yatarak para kazanmanın bir yolu bu!
4. ⁠Ayağında spor ayakkabı ile şirkette dolaşıyor olacak gibi değil!
5. ⁠Mesai saati 9:00 da başlıyor genç arkadaşım!
6. ⁠Bizim zamanımızda develer tellal iken pireler berber iken 🙂
7. ⁠Biz yöneticilerimize böyle şeyler yapamazdık!
8. ⁠Adam dokuz ay çalışıp başka yere zıplıyor. Bir de bana kalkmış ona kattıklarımdan dolayı kamuoyu önünde teşekkür yazmış!
9. ⁠Z kuşağı her şeyi hazır bekliyor. Araştırma kabiliyetleri sıfır!

Eğer yukarıdakilerden en az ikisine katılıyorsanız; sizi de maalesef tekayütler tribününe almamız gerekiyor 🙂

Faraday’ın babası kendi alanında iyi bir demir ustası, rivayete göre de sanat devrimi karşısında “demircilikte gelecek yok abi” diyerek, bana göreyse oğlanın okulda alfabeyi bile sökemediğini, cılız bedeni ile çekici bile kaldırmakta zorlandığını gördüğü için, o dönemin en teknolojik olayı matbaa ve şimdinin interneti kitaplar ile ilgili şehirde yeni açılan bir ciltçi dükkanına Faraday’ı çırak olarak vermiş.

Faraday için de bu yeni durum bir kurtuluş yolu olmuş. Önce deneylere olan merakını keşfedip sonra da dükkana gelen kitaplardaki deneyleri acemice gizli saklı bir köşede tekrarlamaya çalışmış.

Faraday’la ile ilgili birçok kaynağa bakmak mümkün olsa da; kendi döneminin diğer kafa yoranlarından farklı olarak “doğada var olan her gücün aslında dalgalı olduğunu” fark ederek elektriğin hareket enerjisine dönüşmesine neden olan motoru icat etmesi ile içinde olduğumuz sektör ve iş dalının sebebi olduğu için teşekkür ederiz.

Sanayi devrimi ile dünyanın gelişme hızı geçmişe göre hızlı ve geleceğe göre çok yavaş. Bu da her kuşak için adaptasyon becerisini artırma ihtiyacı demek. Maalesef buna karşı olan en tehlikeli tutum ise “modern tutuculuk”.

Atatürk 10. yılda “az zamanda çok işler yaptık” çünkü, zaten çağımız geçmişe göre hızlı ve bu da böyle devam edecek diye bu konuya göz kırpıyor. Ve tüm ümidim gençliktedir de diyor. Sizce o dönemin disiplini içinde askeri eğitim almış ve aynı anda birçok şey başarmış birinin “bizim zamanımızda” diye genç subayları eleştirme lüksü yok muydu? Peki böyle bir anısı var mı?Ve bizi anlamayan gençler Atatürk’ü nasıl anlıyor?

Modern tutuculuk diye net bir tanım var mı bilmiyorum, ancak, dünyadaki en tehlikeli şeylerin bir olumlu sıfat ile bir olumsuz tutum tamlaması ile tanımlandığını biliyorum.

Cengiz KILIÇ– Kepsaş, Ticaret Direktörü

*********************

Poayis’e Hoşgeldiniz!

Okumaya devam et

EKONOMİ

İMALAT SANAYİ DARALMA SÜRECİNE GİRDİ

İç piyasa ve ihracat pazarlarındaki durgunlukla birlikte artan finansman sorunlarının üretim sektörleri üzerindeki baskısı artıyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Hem iç piyasada hem de ihracat pazarlarında talebin zayıf seyri üretimde ‘bahar yorgunluğu’ yarattı. İkinci çeyrek itibarıyla İSO İmalat PMI 50 eşik değerin altına inerken, faaliyet koşullarının bozulmaya başladığı imalatta kapasite kullanım oranları da geriledi. Sanayi üretimi ise şubattaki hızlı yükselişin ardından martta eksiye geçti.

Parasal sıkılaşma sonucu iç pazarın daralmaya başlaması, ihracat pazarlarında henüz talebin istenilen seviyede canlanmaması, yanı sıra artan finansman sorunları gölgesinde girilen ikinci çeyrekte üretimden yavaşlama sinyalleri gelmeye başladı. İSO İmalat Sanayi PMI Endeksi, Nisan’da 49,3’e gerileyerek eşik değer 50’nin altına indi. Bu veri sanayicilerin ikinci çeyreğe zorlu bir başlangıç yaptığına işaret ederken; sanayi üretimi de şubattaki sert yükselişin ardından martta aylık yüzde 0,3 daralarak soluklandı. İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranlarına bakıldığında ise mevsim etkisinden arındırılmış KKO, nisanda bir önceki aya göre yüzde 0,2 düşerek yüzde 77 oldu.

En sert daralma makinede

Yeni siparişler düşüyor

Sadece üretim endeksi değil yeni sipariş endeksi de kritik düzeyde gerçekleşti. Gıda ile giyim ve deri sektörleri hariç 8 sektörde yeni sipariş endeksi eşik değerin altında kaldı. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI raporunda, S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker’in şu değerlendirilmesine yer verildi: “Yeni siparişlerde süregelen zayıflama nedeniyle, geçen aylarda görülen üretim artışı sürdürülemedi ve Nisan ayında son buldu. Firmaların beklentisi, talebin yakın zamanda yeniden toparlanarak üretimde sürdürülebilir iyileşme sağlaması yönünde olacak. Nisan ayında enflasyon bir miktar gevşeyerek yılın başından bu yana en düşük seviyeye geriledi. Buna rağmen imalatçılar halen hem yurt içi hem de yurt dışı talebi olumsuz etkileyen yüksek fiyat artışları ile mücadele etmek durumunda kalıyor.”

Kapasite kullanımı da geriledi

Merkez Bankası tarafından açıklanan İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (KKO) verileri de nisan itibarıyla hafif de olsa bir düşüşe işaret ediyor. Buna göre, imalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı bir önceki aya göre 0,2 puan azalarak yüzde 77 oldu. Mal grupları itibarıyla bakıldığında da dayanıksız tüketim malları, tüketim malları, gıda ve içecekler ile yatırım mallarında düşüş yaşandı. Özellikle tüketim malları kalemlerinde görülen düşüşte iç talepteki zayıflığın neden olduğu söylenebilir.

Sıkılaşma, tüketimi etkilemeye başladı

TÜİK Sanayi Üretim Endeksi verilerine göre, mevsimsellikten arındırılmış imalat sanayi üretimi martta aylık bazda yüzde 0,3 daraldı. Böylece şubat ayındaki yüzde 3,4 artıştan sonra üretimde hafif bir fren yapıldığı anlaşılıyor. Endeksin alt kırılımlarına bakıldığında, imalat sanayi üretim endeksi de aylık yüzde 0,3 oranında gerilemiş durumda. Mal grupları itibarıyla bakıldığında da, sermaye malı üretimi aylık yüzde 0,5 artarken diğer mal gruplarının tamamında düşüş söz konusu. Martta dayanıklı tüketim malları üretimi yüzde 0,4 gerilerken; dayanıksız tüketim malları da aylık yüzde 1,1 daraldı. Bunda yine parasal sıkılaşma kaynaklı talep zayıflığının etkili olduğu tahmin ediliyor.

Merve YİĞİTCAN-Ekonomim

Okumaya devam et

GÜNDEM

Kişisel Enerjinizi Yönetin: Ruhsal Enerji

Yayınlanma:

|

Yazan:

“Her sabah sizi yataktan kaldıran nedeniniz nedir?” Bu soru japonların hayat felsefelerinden biri olan İkigai’nin ana sorusudur. Kişisel enerji yönetiminin son boyutunda nedenleri sorgulayacağımız ruhsal enerji üzerine odaklanacağız. Daha önceki yazılarda fiziksel enerji, duygusal enerji ve zihinsel enerji üzerine odaklanmıştık. Ruhsal enerji ise temelde yaşamımızdaki anlamı bulmamız, anlamlı bir bütünün parçası olarak hissetmemiz anlamına geliyor. Bu da hayatımızda daha çok kendimiz olarak yer almamız ve istediğimiz hayatı yaşamamızla mümkün olur. Ne yazık ki bu soruların üzerine çok fazla düşünmüyoruz. İyi bir liseye gitmek, sonrasında üniversite sınavına hazırlanıp sınavı kazanmak, iyi bir üniversiteden iyi bir dereceyle mezun olmak. İyi bir işe girmek, yöneticimize kendimizi sevdirmek, başarılı olmak, terfi almak. Bu sırada askere gitmek, evlenmek, çocuk sahibi olmak vs derken hep bize çizilmiş bir yolu izliyor gibiyiz. Özellikle 25 yaşından sonra farklı yolları sorgulamaya ve gerçekten istediğimiz hayatın bu hayat olup olmadığını düşünmeye başlarız. Bu noktada çalıştığımız kurumsal şirketleri bırakıp kendi işimizi yapma, egede bir sahil kasabasında kafe açma veya sırt çantamızla dünyayı dolaşma fikirleri gittikçe daha sıcak gelmeye başlar. Tüm bunları ve hayatımızı nasıl tasarlamamız gerektiğini Tedx konuşmamda da paylaşmıştım. Bu yazıda ise ruhsal enerjinin detayında tüm bu soruların farkında olmanın, neyi ne için yaptığımızı ve gelecek hayalimizi bilerek ilerlemenin üzerinde duracağız. Bu sorulara içimize sinen yanıtlar veremezsek bulunduğumuz yere dahil ve bağlı hissedemeyiz. Bu konunun detaylarına girerken İkigai kavramını biraz daha detaylandıracağız ve insanın anlam arayışına değineceğiz.

İkigai:

Kendi yaşam amacımızı, her sabah bizi yataktan kaldıran nedeni bulmak için İkigai felsefesi aşağıdaki dört soruyu yanıtlamamız gerektiğini söyler:

  1. Ne yapmayı seviyorsunuz?
  2. Ne yapmakta iyisiniz?
  3. Dünyanın neye ihtiyacı var?
  4. Ne için size para verirler?

Bu soruların yanıtını eğer bir noktada kesiştirebilirseniz onun sizin ikigai’niz olduğunu söyleyebiliriz. Kendimden örnek verecek olursam. Bir şeyler üretmeyi, insanların hayatlarına pozitif olarak dokunmayı seviyorum. Yazmakta ve sunum yapmakta iyiyim. Dünyanın eğitimli ve öz farkındalığı yüksek bireylere ihtiyacı var. İnsanlar ve kurumlar bilgiye, tecrübeye ve yönlendirilmeye para verirler. Bunların kesişiminde yazarlık, koçluk, mentorluk, konuşmacılık, eğitmenlik ve danışmanlık işlerini buldum ve 2018’den bu yana da bunları yaparak ikigai’mi hayata geçiriyorum. Siz de bu soruları sürekli düşünerek ikigai’nizi bulmak adına adımlar atabilir, daha anlamlı bir hayatın kapılarını aralayabilirsiniz. Peki daha anlamlı bir hayat ne demektir? Biraz da bunun üzerinde duralım.

Anlam Arayışı:

“İnsan öleceğini bile bile nasıl yaşar? Ya çıldırır, ya da öleceğini unutur.” der Nazım Hikmet. İnsanın anlam arayışında ölümün farkında olmak en büyük uyarıcılardan biri. Ben de genellikle kendime şu soruyu sorarım: “Sağlıklı bir şekilde geçirebileceğim kaç Temmuz ayım kaldı?” Bu soruyu kendinize sorduğunuzda alacağınız yanıt sizi mutlu etmeyebilir fakat bu yanıt kalan zamanınızı nasıl geçirmek istediğinize yönelik çok önemli iç görüler içerir. Benim açımdan bu sorunun yanıtı hayatımın kalanında Temmuz ve Ağustos aylarında çalışmama kararı almama kadar gitti. Her ne kadar böyle olsa da geride kalan on ay var. Hep konuşulan iş-özel hayat dengesine ise katılmıyorum. Bence tek bir hayatımız var ve iş de onun çok önemli bir parçası. Bu nedenle kalan on ayda da anlamlı bulduğum işleri yapmalıydım. Kendi ikigai’mizi bulmak bu açıdan çok kıymetli. Anlamlı hayat arayışı insanın kendini bildiği anlardan bu yana üzerinde konuşulan, tartışılan bir konu. Hayat amacı olarak bakarsak ünlü psikologların vardığı sonuçları inceleyebiliriz. Yaptıkları araştırmalar sonrasında Sigmunt Freud insan haz arayışındadır derken, Alfred Adler insanın üstünlük arayışında olduğunu, Victor Frankl ise insanın anlam arayışında olduğunu söylemiştir. İkinci dünya savaşı sırasında nazi kampından sağ olarak kurtulan Frankl, kendisine nasıl kurtulduğu sorulduğunda yazmayı planladığı kitabın umuduyla yaşama tutunduğunu belirtmiş ve şu sözleri söylemiştir: “Tek istediğim, okuyucuya somut bir örnekle hayatın her koşulda, en sefil durumlarda bile anlam ve potansiyele sahip olduğunu göstermekti.” Frankl’a göre bir nedeni olan insan hemen her nasıla dayanabilir. Günlük hayatta da anlam arayışında olan ve bunu bularak işine yansıtan insanları görürüz. Bu yazının yazıldığı sırada Fenerbahçe basketbol takımının koçu olan Sarunas Jasikevicius Zalgiris Kaunas’ın başındayken çok önemli bir maç öncesinde en iyi oyuncularından biri olan Augusto Lima’ya çocuğunun doğumu nedeniyle izin verir ve bu kararı nedeniyle çok eleştirilir. Jasikevicius ise bu eleştirilere basketbolun hayatın anlamı olmadığını ve Augusto Lima’nın şu an hayattaki en önemli anlardan birini yaşadığını söyleyerek yanıt verir. Çoğu zaman yaptığımız işe, çalıştığımız şirkete o kadar odaklanıyoruz ki gerçekten hayatın anlamının ne olduğunu ve ne için yaşadığımızı unutuyoruz. Kişisel enerji yönetiminin bu son boyunda bu soruları düşünmemiz ve öz farkındalığımızı da yükselterek kendimizi bir bütünün parçası olarak hissedebilmemiz gerekiyor.

Gökhan KARA- HBR

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.