ŞİRKETLER
Yüzde 100 elektrikli Peugeot E-308 Türkiye’de satışa sunuldu
Peugeot, Kasım 2023 itibarıyla, 1 milyon 565 bin TL’lik fiyatla Türkiye’de satışa sunduğu yeni Peugeot E-308 ile elektrikli model çeşitliliğini artırıyor
Yayınlanma:
12 ay önce|
Yazan:
BankaVitriniPeugeot’nun kompakt hatchback sınıfındaki modeli 308’in, tamamen elektrikli versiyonu E-308, kasım itibarıyla Türkiye’de satışa sunuldu.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, Peugeot, Kasım 2023 itibarıyla, 1 milyon 565 bin TL’lik fiyatla Türkiye’de satışa sunduğu yeni Peugeot E-308 ile elektrikli model çeşitliliğini artırıyor.
Peugeot 3D i-Cockpit ile donatılmış üst düzey iç mekanı, 156 HP’lik elektrikli motorunun sağladığı performansa eşlik eden 0 emisyonlu sürüş özellikleri ve 400 kilometrenin üzerine (WLTP) ulaşabilen menziliyle yeni Peugeot E-308, kompakt hatchback segmentinde markanın iddiasını yükseltiyor.
Yeni Peugeot E-308, anlık hızlanma tepkileri sağlayan 115 kW (156 HP) güç ve ilk hareket anından itibaren 270 Nm tork değerine sahip yeni, tamamen elektrikli bir motorla satışa sunuluyor. Yeni motor sayesinde E-308, sessiz, titreşimsiz ve CO2 emisyonu olmayan bir sürüş sunuyor.
Peugeot E-308’deki ısı pompası, menzili optimize ederken, elektrikli motorlara özgü, anlık tepki ile yüksek performans seviyesini koruyor. Yeni nesil bir teknolojiye sahip, 54 kWsa yüksek voltajlı (51 kWsa kullanım) bir batarya kullanılıyor.
E-308’deki Lityum İyon batarya, 375 volt ile çalışıyor ve WLTP protokolüne göre, şehir içinde 510-525 kilometre, birleşik olarak da 410-413 kilometre arasında menzil sağlıyor. 0-100 kilometre/saniye hızlanması 10,5 saniye olan E-308’in maksimum hızı 170 kilometre/saniye.
Elektrikli kompakt sınıfta verimlilik referansı
Verimlilik, yeni Peugeot E-308 mühendisleri için en temel odaklandıkları konuydu. Motor, akü, aerodinami, ağırlık optimizasyonu ve A sınıfı lastiklerin kullanılması gibi, sürtünme kayıplarının azaltılması yönünde son derece hassas ve detaylı süreçler, enerji tüketiminin önemli oranda düşürülmesini sağladı.
Sonuçta elde edilen 100 kilometrede 15,1 kWsa tüketim değeri, C segmentindeki tamamen elektrikli araçlar arasında yeni bir standart anlamına geliyor. Ayrıca, enerji tüketimini mümkün olduğunca etkin bir şekilde yönetmek için sürücü kendi sürüş modunu, ‘Eco’, ‘Normal’ ve ‘Sport’ gibi 3 ayrı şekilde seçebiliyor.
Bunlara ek olarak ‘Fren’ modu sayesinde, enerji geri kazanımını optimize etmek için gaz pedalı bırakıldığında yavaşlama artırabiliyor, tek pedallı sürüş gerçekleştirebiliyor.
Entegre üç fazlı şarj cihazı standart olarak sunuluyor ve 11 kW güç değerine sahip. Şarj soketi tüm şarj modları ile uyumlu. Batarya, 100kW’lık hızlı bir şarj noktasında 30 dakikadan daha kısa bir sürede sıfırdan yüzde 80’e kadar şarj edilebiliyor. Wallbox ile şarj süresi ise 0’dan yüzde 80’e 5 saatte tamamlanıyor.
Yeni Peugeot E-308, sürücüyü sakin ve güvenli sürüşe teşvik etmek üzere, güvenli takip mesafesini koruyan Dur-Kalk Fonksiyonlu Adaptif Cruise Control, 75 metreye kadar algılayabilen uzun menzilli Kör Kokta Uyarı Sistemi, geri manevralarda hayatı kolaylaştıran Geri Manevra Trafik Uyarı Sistemi gibi, yeni nesil sürüş yardımcıları ile destekliyor.
Tasarımıyla duygulara hitap ediyor
Yeni Peugeot E-308’in tasarımı, hem Peugeot DNA’sına hem de dinamik ve üst sınıf dünyasına dayanıyor. Uzun ön kaput, silueti güzelleştirirken, markanın yeni logosu, ızgaranın ortasında sergileniyor. Mimarinin genel optimizasyonu, iç mekan ferahlığına katkı sağlıyor.
Yeni 18 inçlik alüminyum alaşım jantlar, 225/45 R18 ölçüsündeki lastiklerle çevreleniyor ve yeni Peugeot E-308 için özel olarak geliştirildi. Bu jantlar, özellikle aerodinamik verimliliği ve performansı optimize etmek için tasarlandı.
Heyecan verici iç mekan
Yeni Peugeot E-308, sürücü ve yolcular için kabin içindeki yaşamı daha da keyifli hale getiren yeni nesil Peugeot i-Cockpit ile donatılıyor. Isıtma özelliğine sahip kompakt direksiyon simidi sürüş keyfini destekliyor ve üstün sürüş çevikliği sağlıyor.
Üç boyutlu, dijital ve yükseltilmiş ön gösterge paneli kişiselleştirilebiliyor. 10 inçlik dokunmatik multimedya ekranı, bilgi-eğlence sistemi ve diğer araç işlevlerini gözleri yoldan ayırmadan yönetme olanağı sunuyor.
Yeni Peugeot E-308 ayrıca, açılır cam tavan, akıllı telefon bölmesi, alüminyum alaşımlı spor direksiyon pedalları, alcantara yarı deri kumaş döşeme, adamite yeşili dikişli koltuklar, ısıtmalı ön koltuklar, ön koltuklar arası kol dayama & bardaklık, elektrikli el freni, çerçevesiz elektrokrom dikiz aynası, 2. sıra havalandırma ve siyah iç tavan kaplaması standart olarak sunuluyor.
İlginizi Çekebilir
BANKA HABERLERİ
Siber saldırılar nasıl önlenir
Yayınlanma:
37 saniye önce|
03/11/2024Yazan:
BankaVitriniSiber suçlar tüm dünyada bireyler, kuruluşlar ve devletler için risk oluşturmaya devam etmektedir. Araştırmalar, 2020 yılına göre 2021 yılında kurumsal ağlara %50 daha fazla saldırı olduğunu gösterdi. Siber suçların neden olduğu mali kayıplar kadar işletmeler için itibar zedelenmesi ve azalan müşteri güveni gibi daha az somut maliyetler de bulunuyor. Siber güvenliğin sadece büyük kuruluşlarla ilgili olduğunu düşünmesi kolay olsa da, aslında bireyler ve tüm ölçeklerdeki işletmeler için hayati öneme sahibi bir konudur. Riskleri göz ardı edilemeyecek kadar çok sayıda siber tehdit bulunuyor.
Siber saldırı nedir?
Bir siber saldırı, siber suçluların bilgisayarları devre dışı bırakma, verileri çalma ya da güvenliği kırılmış bir bilgisayar sistemini kullanarak ilave saldırılar gerçekleştirme denemesidir. Siber saldırılar son yıllarda daha karmaşık hale geldi ve bunun bir sonucu olarak siber saldırı önleme her bir birey ve kuruluş için önemli hale geldi.
Siber suç, güvenlik açıklarından etkin şekilde yararlanmaya dayanır. Güvenlik ekiplerinin tüm olası giriş noktalarını koruması gerekirken siber saldırganların sadece tek bir zayıf nokta veya güvenlik açığı bulup bundan yararlanması yeterli olduğu için güvenlik ekipleri daha dezavantajlı bir konumdadır. Bu dengesizlik saldırganların lehinedir, bu da büyük kuruluşların bile siber suçluların ağlarına erişmelerini önlemek için zorlanabilecekleri anlamına gelir.
Siber suçlular internete bağlı bir cihazı silah, bir hedef ya da her ikisi olarak kullanabilir; bu da bireyler ve her ölçekteki işletmelerin risk altında olduğu anlamına gelir. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, büyük şirketlere göre daha az hedef oluyor gibi görünseler de, bu işletmeler daha az karmaşık siber güvenlik önlemleri uygulama eğiliminde oldukları için büyük şirketlere göre daha fazla risk altında olabilirler. Küçük ve orta ölçekli işletmeler genellikle daha büyük kuruluşların üçüncü taraf tedarikçileridir; bu da tek bir parola hırsızının küçük bir işletmenin sistemlerine girmesi halinde bütün zincirin güvenliğinin tehlike altında olabileceği anlamına gelir.
Siber güvenlik saldırılarının türleri
Sık karşılaşılan siber güvenlik saldırıları şunlardır:
Kötü amaçlı yazılım
Kötü amaçlı yazılım, kullanıcının zararına ve saldırganın faydasına olacak şekilde cihazların açıklarından yararlanmak üzere tasarlanmış izinsiz giriş yapan programları ifade eden genel bir terimdir. Çeşitli kötü amaçlı yazılım türleri olmakla birlikte, bunların tamamı sadece kullanıcıları aldatmak için değil aynı zamanda güvenlik kontrollerini atlatmak üzere tasarlanmış teknikler kullanırlar, böylece izinsiz şekilde kendilerini bir sisteme ya da bir cihaza yükleyebilirler. Bazı sık karşılaşılan kötü amaçlı yazılım türleri şunlardır:
- Fidye yazılımları: bilgisayarınızı kilitleyerek eski durumuna getirilmesi için bir fidye talep edebilen şantaj amaçlı yazılımlardır.
- Truva atları: genellikle bir e-postada ya da ücretsiz indirilen bir dosyada ek olarak gizlenen ve ardından kullanıcının cihazına aktarılan bir kötü amaçlı yazılım türüdür. Truva atlarının, kimlik bilgileri, ödeme bilgileri ve daha fazlası dahil hassas kullanıcı verilerini toplama kabiliyeti vardır.
- Casus yazılım: saldırganın, başka bir bilgisayarın sabit diskinden verileri gizlice ileterek bu bilgisayarın faaliyetleri hakkında gizli bilgiler elde etmesini sağlayan yazılımdır. Casus yazılım ayrıca bir tuş kaydedici (keylogger) olarak da işlev görebilir ve hassas verilerin ekran görüntülerini alabilir.
Dağıtılmış Hizmet Engelleme (DDoS) saldırıları
Dağıtılmış hizmet engelleme (DDoS) saldırısı, bir sunucu, web sitesi veya başka bir ağ kaynağı gibi bir hedefe saldıran ve hedeflenen kaynağın kullanıcıları için hizmetin engellenmesine neden olan birden fazla güvenliği ihlal edilmiş bilgisayar sistemini içerir. Hedef sisteme gelen mesajların, bağlantı isteklerinin veya hatalı oluşturulan paketlerin çok büyük miktarda olması, sistemi yavaşlatmaya ya da çökmeye zorlar ve bu da meşru kullanıcı veya sistemlerin hizmetten yararlanmasını engeller.
Kimlik avı
Kimlik avı saldırısı, saldırganın kötü amaçlı bağlantıları ya da ekleri dağıtmak amacıyla banka, bilinen bir şirket veya kişi gibi saygın bir varlık yerine geçerek e-posta ya da başka iletişim biçimleriyle gerçekleştirdiği bir dolandırıcılık türüdür. Bu saldırı, durumdan şüphelenmeyen mağduru kandırarak parolalar, kredi kartı bilgileri, fikri mülkiyet gibi değerli bilgileri vermesini sağlamak için yapılır.
Hedef odaklı kimlik avı saldırıları, belirli bireylere ya da şirketlere yöneliktir, balina avı saldırıları ise özellikle bir kuruluştaki üst düzey yöneticileri hedef alan bir hedef odaklı kimlik avı saldırısıdır. Balina avı saldırısı türlerinden biri iş e-postası ele geçirilerek yapılır. Saldırgan, mali işlemleri onaylama yetkisi olan belirli çalışanları hedef alarak saldırganın kontrolündeki bir hesaba para aktarmaları için bu çalışanları dolandırır. FBI, iş e-postası hesaplarının ele geçirilmesinden kaynaklanan kaybın 2016 ile 2021 yılları arasında 43 milyar dolar olduğunu tahmin ediyor.
SQL aşılama saldırıları
Web sitelerinin çoğu veritabanına dayalı olarak çalışır ve bu yüzden SQL aşılama saldırılarına karşı savunmasızdır. Bir SQL sorgusu, veritabanında bazı eylemlerin gerçekleştirilmesi isteğidir. Dikkatle hazırlanmış kötü amaçlı istek veritabanında depolanan verileri oluşturabileceği, değiştirebileceği ya da silebileceği gibi fikri mülkiyet, müşterilerin kişisel bilgileri, yönetici kimlik bilgileri ya da özel ticari detaylar gibi verileri okuyabilir veya dışarı çıkarabilir.
Siteler arası komut dizisi (XSS) saldırıları
Siteler arası komut dizisi (XSS) saldırıları, güvenilmeyen bir kaynağın bir web uygulamasına kendi kodunu aşılamasına izin verilmesi ve bu kötü amaçlı kodun mağdurun tarayıcısına ulaştırılan dinamik içeriğe eklenmesiyle gerçekleşir. Bu eylem, saldırganın JavaScript, Java, Ajax, Flash ve HTML gibi çeşitli dillerde yazılmış kötü amaçlı komut dosyalarını başka bir kullanıcının tarayıcısında çalıştırmasını sağlar.
XSS, saldırganın oturum çerezlerini çalmasını sağlayarak saldırganın kullanıcı gibi davranmasını mümkün kılar, ancak kötü amaçlı yazılım yaymak, web sitelerinin içeriğini değiştirmek, sosyal ağlarda kargaşa yaratmak, kimlik bilgilerini avlamak ve sosyal mühendislik teknikleriyle birlikte daha fazla zarar verici saldırılar gerçekleştirmek için de kullanılabilir.
Botnet’ler
Botnet, siber suçlular tarafından uzaktan aşılanan ve kontrol edilen internete bağlı bir dizi bilgisayar ve cihazdan oluşur. Bunlar genellikle spam e-posta göndermek, tıklama dolandırıcılık kampanyalarına katılmak ve DDoS saldırıları için kötü amaçlı trafik oluşturmak için kullanılır. Bir botnet oluşturmanın amacı, mümkün olduğu kadar çok bağlı cihaza bulaşmak ve bu cihazların bilgi işlem güçlerini ve kaynaklarını kullanarak kötü amaçlı faaliyetleri otomatikleştirmek ve artırmaktır. Nesnelerin İnterneti’nin büyümesi sayesinde botnet tehditleri en hızlı büyüyen tehdit kategorilerinden biridir.
Siber saldırı sırasında yapılması gerekenler
Siber saldırı altındaki işletmelerin hızlı hareket etmesi önemlidir. Hedefler, saldırıyı durdurmak ve etkisini azaltmak olmalıdır:
Ekibinizi harekete geçirin
Yapılacak ilk iş, siber güvenlikten sorumlu personelinizi hareket geçirmektir. Bir saldırı durumunda nasıl davranacaklarına ilişkin eğitim almış olmaları tercih edilir.
Siber saldırının türünü belirleyin
Gerçekleşen saldırının türünü bilmek, dikkatinizi odaklayacağınız yeri ve saldırıyı en iyi nasıl kontrol altına alacağınızı ve bundan nasıl kurtulacağınızı bilmenizi sağlar. Saldırının türünü belirlemek kadar saldırının olası kaynağının, saldırının kapsamının ve olası etkisinin anlaşılması da önemlidir.
Güvenlik ihlalini kontrol altına alın
Saldırganların sisteminize girebileceği tüm erişimleri tespit etmek ve kapatmak kritik öneme sahiptir. Herhangi bir siber saldırı türünde hemen yapmanız gerekenler:
- Etkilenen ağın internet bağlantısını kesin
- Ağa tüm uzaktan erişimi devre dışı bırakın
- Ağ trafiğini yeniden yönlendirin
- Güvenlik açığına neden olabilecek tüm parolaları değiştirin
Burada amaç, saldırganların sisteminize erişimini önlemek olmalıdır. Ardından sistemi daha güvenli çalışma koşuluna geri döndürmek için çalışabilirsiniz.
Hasarı değerlendirin ve onarın
Saldırı kontrol altına alındıktan sonra kritik öneme sahip herhangi bir iş biriminde güvenlik ihlali olup olmadığını, güvenlik ihlalinden hangi verilerin etkilenmiş olabileceğini, hangi sistemlere erişildiğini ve herhangi bir yetkisiz girişi noktasının kalıp kalmadığını belirlemeniz gerekir. Güvenlik ihlaline uğramış verilerin yedek kopyalardan geri yüklenmesi, sistemlerin yeniden yüklenmesi ve herhangi bir hasarlı donanımın değiştirilmesi ya da onarılması gerekebilir.
Saldırıyı bildirin
Saldırıyı yetkili makamlara bildirmeniz gerekebilir; bu da yargı yetki bölgesine göre değişiklik gösterir. İşletmenizin siber sorumluluk sigortası varsa bir sonraki adımda yapmanız gerekenlerle ilgili tavsiye için sigorta hizmet aldığınız şirketle iletişime geçin.
Müşterilerle iletişime geçin
Saldırının özellikle herhangi bir müşteri verisini etkilemiş olması durumunda müşterileri bilgilendirmeniz gerekebilir. Saldırının boyutuna ve işletmenizin faaliyet türüne göre bir basın duyurusu yayınlamanız gerekebilir. Kamuoyu güvenini sürdürebilmek için saldırı hakkında dürüst ve şeffaf olmanız gerekir.
Olanlardan ders alın
Saldırı sonrasında gelecekteki saldırı riskini en aza indirmek için bir soruşturma gerçekleştirmeniz ve sistem ve prosedürlerinizi nasıl değiştirmeniz gerektiğini belirlemeniz önemlidir. Bu olayı şirketinizin siber güvenliği konusunda daha akıllıca davranmak için kullanın.
Siber saldırıları önleme
O halde kuruluşunuzu siber suçlara karşı nasıl korursunuz? Siber saldırılara karşı en iyi savunma yollarından bazıları şunlardır:
Personeli siber güvenlik konusunda eğitin
Tüm işletmelerde personelin siber güvenliğin öneminin farkında olmasını sağlamak kritik öneme sahiptir. Düzenli olarak güncel siber güvenli eğitimi verin, böylece kullanıcılar şunları yapması gerektiğini bilir:
- Tıklamadan önce bağlantıları kontrol etmek.
- Gelen e-postalardaki e-posta adreslerini kontrol etmek.
- Hassas bilgileri göndermeden önce etraflıca düşünmek. Bir istek garip görünüyorsa muhtemelen öyledir. Emin olmadığınız bir istek konusunda bir şey yapmadan önce söz konusu kişiyi telefonla arayıp durumu kontrol edin.
Kullanıcı eğitimi ve farkındalığı, sosyal mühendislik denemelerinin başarılı olma ihtimalini azaltacaktır.
Verileri şifreleyin ve yedekleyin
Şirketler genellikle kişisel olarak tanımlayıcı bilgileri toplar ve saklar. Bu bilgiler, siber suçlular tarafından ele geçirilebilir ve kimlik bilgilerini çalmak ve dolayısıyla şirket verilerini daha fazla tehlikeye atmak üzere kullanılabilir. Bir siber saldırı durumunda ciddi kesinti süresi, veri kaybı ve mali kayıpları önlemek için verilerinizin yedeklenmiş olması önemlidir. Fidye yazılımı saldırır ve ciddi zarar verirse sağlam güvenlik önemleriniz olsa bile, yedekleme yazılımınızın kendisi saldırıya uğrayabilir ve bu da yedek dosyalarınızı bozabilir. Müşteri ve çalışan bilgileri de dahil olmak üzere tüm hassas verileri şifrelediğinizden emin olun.
Düzenli denetimler gerçekleştirin
Siber saldırı riskini tamamen ortadan kaldıramasanız da, siber saldırılara karşı korumanızı düzenli olarak gözden geçirmek için önlemler alabilirsiniz. İşletmenizin tamamen güvende olmasını sağlamak için siber güvenlik politikalarınızı gözden geçirin ve yazılımları, sistemleri ve sunucuları düzenli olarak kontrol edin. Kurtarma işleminin işletmenizde nasıl çalışacağını görmek için yedeklenmiş dosyalara erişin ve bunları indirin. Olası güvenlik açıklarını tespit edin, bunların üstesinden gelecek yöntemler geliştirin ve yedeklenmiş dosyaların herhangi bir şekilde bozuk olup olmadıklarını teyit edin. Siber suçluların verilerinizi çalmak ya da yok etmek üzere güvenlik açıklarından faydalanmaları riskini azaltmak için kullanılmayan yazılımları kaldırın.
Şirket içi veri ihlalleri konusunda dikkatli olun
Şirket içi güvenlik ihlalleri daha yaygın hale geldikçe herkesin kullanabileceği kapsamlı bir veri kullanım politikası oluşturun. Erişim kısıtlamaları oluşturun. Örneğin, kontrol edilmeyen cihazlar taşıyan serbest çalışan yüklenicilerini tam erişim prosedürü olmadan kuruluşunuza almanın getireceği riskleri düşünün ve bu sorunu çözmek için adımlar atın.
Yönetici haklarını kısıtlayın
Yönetici haklarını belirli sayıdaki personelle kısıtlayarak ve çalışandan çalışana güvenlik sağlayan bir sistem kurarak saldırıya uğrama riskini en aza indirin. Kullanıcı erişim kontrolü normal kullanıcıların yürütme izinlerini sınırlandırılmak ve gerekli görevleri yerine getirmek için ihtiyaç duyulan en az ayrıcalık prensibinin zorunlu kılınması anlamına gelir. İşletmeler için risklerden biri de çalışanların işletmeye ait cihazlara sisteminizde güvenlik ihlaline neden olabilecek yazılımlar yüklemesidir. Personelin program yüklemesini veya ağınızdaki belirli verilere erişmesini önlemek bile güvenliğiniz için faydalıdır.
Bir güvenlik duvarı yükleyin
Ağınızı bir güvenlik duvarının arkasına yerleştirmek siber saldırıya karşı kendinizi savunmanın en etkili yöntemlerinden biridir. Güvenlik duvarı sistemi, ağınızda ya da sistemlerinizde gerçekleştirilecek kaba kuvvet saldırılarını herhangi bir zarar görmeden önce engellemenize yardımcı olur.
Yazılımları, cihazları ve işletim sistemlerini güncel tutun
Siber saldırılar çoğunlukla sistemlerin ve yazılımların güncel olmaması nedeniyle gerçekleşir ve bu durum zayıflık oluşturur. Bilgisayar korsanları, ağınıza erişim sağlamak için bu zayıflıklardan faydalanır. Bu durumun üstesinden gelebilmek için bazı işletmeler, tüm yazılım ve sistem güncellemelerini yöneterek sisteminizin sağlam ve güncel tutulmasını sağlayan bir yama yönetim sistemine yatırım yapar.
En iyi uygulama parola politikasının uygulanmasını sağlayın
Uygun bir parola politikasının olmasını ve uygulanmasını sağlayın. Makul ve zorunlu uygulanan bir parola politikası, kullanıcıların kolayca tahmin edilebilecek parolalar seçmesini önler ve belirli sayıda başarısız denemeden sonra hesapları kilitlemesi gerekir. Çalışanlar harfler, özel karakterler ve rakamlar kullanarak güçlü parolalar oluşturmalıdır. Ayrıca cihazlarına yetkisiz erişimi önlemek için çok faktörlü kimlik doğrulamayı da etkinleştirmeleri gerekir. Şirketler, ilave sistem güvenliği sağlamak için parolalar yerine cümle şeklinde parolalar kullanmayı da tercih edebilir. Aynı parolaların ya da cümle şeklindeki parolaların şirket genelinde kullanılmaması ve Wi-Fi ağınız için güvenli bir parola belirlenmesi önemlidir.
Uç nokta koruması sağlayın
Uç nokta güvenliği masaüstü bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar, cep telefonları, ve tabletler gibi cihazları kötü amaçlı tehditlere ve siber saldırılara karşı koruma işlemidir. Uç nokta güvenliği yazılımı, çalışanların ağ üzerinde ya da bulutta iş amaçlı kullandığı cihazları siber tehditlere karşı işletmelerin koruyabilmesini sağlar. Uç nokta güvenliği ve uç nokta koruması hakkında daha fazla bilgiyi buradan okuyabilirsiniz.
Siber saldırılar hakkında SSS
Güvenlik duvarları siber saldırıları önler mi?
Güvenlik duvarları ve proxy sunucuları güvenli olmayan ya da gereksiz hizmetleri engelleyebilir ve aynı zamanda bilinen kötü web sitelerin listesini de tutabilir. Bir web sitesi itibar hizmetine abone olarak ilave koruma sağlayabilirsiniz.
Siber saldırıları önlemek niçin önemlidir?
Başarılı bir siber saldırı, önemli miktarda veri kaybına ve patent, çalışan ve müşteri bilgilerinin çalınmasına neden olabilir. Bilgisayar korsanları, işletme faaliyetlerini kesintiye uğratmak için kötü amaçlı yazılımlar, botnet’ler, dağıtılmış hizmet engelleme (DDoS) saldırıları gibi dijital silahları kullanabilir ve bunların bulaştığı sistemlerin tekrar sorunsuz şekilde çalışmasını sağlamak zor olabilir.
Bir siber saldırı sonrasında geri kurtarma işlemi önemli miktarda zaman, para ve çaba gerektirir ve sorunu çözmek için yetkili makamlarla birlikte çalışmanız ve gelecekteki tehditleri önlemek için yeni sistemler kurmanız gerekebilir. İşletmeler, müşteri verilerini kaybederse ya da bir güvenlik ihlali hakkında müşterilerini uyarmazsa itibarları zedelenir. Saldırıya uğramanız halinde faaliyetleri için işletmenize güvenen şirketler de etkilenecektir.
Küçük işletmeler siber saldırıları nasıl önleyebilir?
İşletmenizi siber saldırılara karşı korumak için atabileceğiniz bazı adımlar şunlardır: çalışanlarınızı söz konusu riskler ve bunların azaltılması konusunda eğitmek, hassas olan (ve hassas olmayan) verilerin neler olduğunu anlamak, donanımlarınızı güvence altına almak, güvenlik duvarları gibi doğru platformlara sahip olduğunuzdan emin olmak ve personel ve üçüncü tarafların BT ekipmanlarına, sistemlerine ve bilgilere erişimlerini minimum gerekli seviyeyle kısıtlamak.
kaspersky
BANKA HABERLERİ
Banka Üst Yönetimi ve Kara Para Aklama: Katılım Nedenleri, Süreçler ve Olası Sonuçla
Yayınlanma:
1 gün önce|
02/11/2024Yazan:
BankaVitriniBanka Üst Yönetimi ve Kara Para Aklama: Katılım Nedenleri, Süreçler ve Olası Sonuçlar
Kara para, yasa dışı faaliyetlerden elde edilen kazançların finansal sisteme yasal bir çerçeveye oturtularak sokulması sürecidir. Bankalar, finansal sistemin merkezinde yer aldıkları için bu sürecin en sık başvurulan araçları arasında bulunur. Banka üst yönetiminin kara para aklama faaliyetlerine bilerek ya da bilmeyerek dahil olması ise, yalnızca bankanın itibarı ve mali durumu için değil, toplumun güvenliği ve ekonomik istikrar için de ciddi bir tehdit oluşturur. Bu makalede, banka üst yönetiminin kara para aklama süreçlerine karışma nedenleri, kara para aklama aşamaları, yönetimin aldığı riskler ve bu tür faaliyetlerin sonuçları detaylı olarak ele alınacaktır.
Kara Para Aklamanın Temel Aşamaları ve Bankaların Rolü
Kara para aklama süreci genellikle üç ana aşamadan oluşur: yerleştirme (placement), dağıtma (layering) ve bütünleştirme (integration). Her aşamada bankaların sağladığı işlemler, kara paranın yasal hale getirilmesine katkı sağlar.
- Yerleştirme (Placement): Kara para aklama sürecinin ilk aşamasıdır ve yasa dışı fonların finansal sisteme dahil edilmesini içerir. Bu aşamada yasa dışı kazançlar genellikle bankalara yatırılır. Büyük miktarlardaki nakit paranın çeşitli hesaplara yatırılması, transfer edilmesi veya döviz işlemlerine yönlendirilmesiyle gerçekleştirilir. Bankalar, özellikle nakit işlemlerin yoğun olduğu hesap hareketlerini izleyerek bu tür yerleştirme işlemlerini tespit edebilir. Ancak, güçlü denetim mekanizmalarının olmaması, bu işlemlerin fark edilmesini zorlaştırır ve kara para, bankalar aracılığıyla sisteme girmiş olur.
- Dağıtma (Layering): Bu aşama, kara paranın izini kaybettirmek için karmaşık işlemlerle yasal bir görünüme kavuşturulmasını hedefler. Paranın farklı hesaplara transfer edilmesi, uluslararası havaleler yapılması veya karmaşık ticari işlemlerle maskelenmesi gibi yöntemlerle fonların kaynağı gizlenir. Paranın kaynağını takip etmeyi zorlaştırmak için çeşitli ülkelerdeki bankalar ve offshore hesaplar kullanılarak işlemler daha karmaşık hale getirilir. Bankalar, bu işlemler sırasında yüksek değerli para transferlerine şüpheyle yaklaşmalı ve riskli işlemleri sürekli izlemelidir.
- Bütünleştirme (Integration): Kara para aklamanın son aşamasıdır ve yasal bir görüntüye kavuşmuş paranın ekonomiye entegre edilmesini içerir. Bu aşamada yasa dışı kazançlar, gayrimenkul alımları, lüks tüketim malları veya ticari yatırımlar gibi görünüşte yasal faaliyetlerde kullanılır. Bankalar, yasa dışı gelirlerin bu yasal görünümlü faaliyetler aracılığıyla ekonomiye karıştığını tespit etmekte zorluk yaşayabilir. Örneğin, yüksek miktarda ticari krediler veya yatırım hesapları aracılığıyla sağlanan fonlar, bankacılık sistemi içinde “temiz” bir görünüme sahip olur.
Banka Üst Yönetiminin Kara Para Aklamaya Katılım Nedenleri
Banka üst yönetiminin kara para aklama süreçlerine bilerek veya bilmeyerek katılmasının altında çeşitli nedenler yatmaktadır. Bu nedenler, bankanın finansal hedefleri ve dış baskılardan bireysel çıkarlara kadar değişiklik gösterebilir.
Kâr Elde Etme Arzusu ve Finansal Baskılar
Bankalar, özellikle ekonomik dalgalanmalar döneminde veya hissedarlarının yüksek kâr beklentisi altında kara para aklama işlemlerinden elde edilen yüksek nakit akışlarını çekici bulabilir. Bu yasa dışı fonlar, bankanın kâr marjını artırarak mali tablolarında geçici bir iyileşme sağlar. Bu süreçte bankalar, işlem ücretleri ve faiz gelirleriyle kısa vadeli finansal başarı elde edebilir.
Ancak bu tür gelirler, bankaların uzun vadeli güvenilirliğini tehdit eder ve ciddi yasal sonuçlar doğurur. Örneğin, geçmişte kara para aklama skandallarına karışmış olan büyük bankalar, milyarlarca dolar para cezasına çarptırılmış ve ciddi itibar kayıpları yaşamıştır. Bu nedenle kısa vadeli kazançların uzun vadeli riskleri gölgeleyebileceği bu tür durumlar, bankalar açısından büyük riskler barındırır.
Zayıf Denetim ve İç Kontrol Mekanizmaları
Bankalar genellikle kara para aklamayı önleme (AML) ve “Müşterini Tanı” (KYC) prosedürlerine sahiptir. Ancak, bu sistemlerin zayıf uygulanması veya yetersiz denetim mekanizmaları, yasa dışı fonların finansal sisteme girmesini kolaylaştırabilir. Etkili bir iç kontrol mekanizmasının olmaması, bankanın yasa dışı işlemleri fark etmesini zorlaştırır ve üst yönetimin bu tür işlemlere göz yummasına neden olabilir.
Özellikle uluslararası bankalar için farklı ülkelerdeki yasal düzenlemelere uyum sağlamak zor olabilir. Bu durum, kara para aklamayla mücadele programlarının zayıf kalmasına ve bazı yasa dışı işlemlerin gözden kaçmasına neden olur. Üst yönetim, bu kontrol ve denetim zafiyeti nedeniyle riskli işlemleri belirlemekte ve engellemekte zorlanabilir.
Kişisel Çıkarlar ve Yolsuzluk
Bazı banka yöneticileri, kişisel çıkarları doğrultusunda kara para işlemlerine bilerek göz yumabilir. Örneğin, üst düzey yöneticiler, yasa dışı kazançlardan pay almak veya belirli müşteri ilişkilerini geliştirmek amacıyla bu tür faaliyetlere göz yumar. Bu tür çıkar çatışmaları, bankanın etik ve yasal sorumluluklarını ihmal etmesine yol açar ve bankanın itibarını büyük ölçüde zedeler.
Yöneticilerin yasa dışı kazançlardan pay almak veya çıkar çatışmaları nedeniyle bu tür işlemlere aktif olarak katılması, kamuoyunun bankacılık sistemine olan güvenini sarsar. Bu riskleri azaltmak için, bankaların bağımsız denetimlere tabi tutulması ve etkili iç kontrol mekanizmaları kurulması büyük önem taşır. Ancak, bazı durumlarda bu denetimler göz ardı edilir veya zayıf bırakılır.
Dış Baskılar ve Tehditler
Organize suç örgütleri veya terör örgütleri gibi yasa dışı gruplar, bankaların üst yönetimlerine tehdit, şantaj veya baskı uygulayarak kara para aklama faaliyetlerine katılmalarını sağlayabilir. Güvenlik açığı bulunan ülkelerde bu tür tehditler daha yaygın olup yönetimi yasa dışı işlemlere göz yummak zorunda bırakabilir. Özellikle kara para aklamanın terörizmi finanse etmek gibi durumlarda, bankalar bu suçların dolaylı bir parçası haline gelir ve finansal sistemin güvenilirliği ciddi şekilde tehdit altına girer.
Bu tür olaylar, yalnızca bankanın itibarını değil, aynı zamanda toplumun güvenliğini ve finansal sistemin bütünlüğünü de tehdit eder. Bu tür tehditlere karşı koymak için bankaların bağımsız denetim mekanizmaları kurması ve çalışanlarına yönelik güvenlik önlemlerini artırması önemlidir.
Politik Baskılar ve Sosyal Etkiler
Bazı ülkelerde kara para aklama, siyasi veya sosyal çıkarlar doğrultusunda kullanılabilir. Özellikle hükümetler veya belirli siyasi gruplar, kara para aklama işlemlerini bankacılık sistemi üzerinden gerçekleştirmek için bankalara baskı yapabilir. Banka üst yönetimi üzerindeki bu baskılar, bankaların yasa dışı işlemlere bilerek dahil olmasına yol açabilir.
Bu tür durumlarda, bankanın tarafsızlığı tehlikeye girer ve kamuoyunun finansal sisteme olan güveni sarsılır. Bu gibi durumlarda, bankaların bağımsız denetim mekanizmalarını güçlendirmesi ve şeffaflık ilkelerine bağlı kalması büyük önem taşır.
Bankaların Kara Para Aklama Faaliyetlerine Katılmasının Sonuçları
Bankaların kara para aklama faaliyetlerine katılması, hem banka hem de toplum için ciddi zararlar doğurabilir. Bu tür faaliyetlerin sonuçları finansal istikrarı, toplum güvenliğini ve bankanın itibarını ciddi şekilde etkileyebilir.
- Finansal İstikrarın Bozulması: Kara para aklama faaliyetleri, ekonomide dengesizlik yaratır ve finansal istikrarı bozarak yasal işletmelere karşı haksız rekabete yol açar. Bu durum, piyasalarda güvensizlik yaratır ve bankacılık sisteminin bütünlüğünü tehdit eder. Ayrıca, kara para aklama faaliyetlerinin sürdüğü bir ortamda enflasyon gibi ekonomik dengesizlikler yaşanabilir. Gri listeye alınan ülkelerin ana nedenlerinden biri de Kara Para Trafşğinde bankaların işin içine girmesinden kaynaklandığı unutulmamalı.
- İtibar Kaybı: Kara para aklama skandalına karışan bankalar, itibar kaybına uğrar ve müşterilerinin güvenini kaybeder. Bu durum, bankanın müşteri tabanının daralmasına ve uzun vadede mali kayıplar yaşamasına neden olur. Geçmişte kara para aklama skandalları nedeniyle milyar dolarlarla ifade edilen cezalar ödemek zorunda kalan birçok banka, itibar ve müşteri kaybı nedeniyle önemli ölçüde zarar görmüştür.
- Yasal ve Finansal Yaptırımlar: Kara para aklama suçuna karışan bankalar, yüksek miktarda para cezasına çarptırılabilir. Bu cezalar, bankanın mali yapısını olumsuz etkiler ve operasyonel faaliyetlerini kısıtlar. Ayrıca, kara listeye alınan bankalar, uluslararası finansal piyasalardan dışlanabilir ve kredi notları düşebilir.
- Toplum Üzerindeki Olumsuz Etkiler: Kara para aklama faaliyetleri, organize suçların ve terörizmin finansmanını destekleyerek toplum güvenliğini tehdit eder. Yasa dışı gelirlerin yasal sisteme karışması, suç oranlarını artırır ve toplumda etik değerlerin zayıflamasına yol açar. Bu nedenle, kara para aklamayla mücadele, hem ekonomik güvenlik hem de toplumsal huzur açısından hayati önem taşır.
Sonuç
Bankaların kara para aklama faaliyetlerine karşı güçlü önlemler alması, yalnızca bankanın güvenilirliği için değil, finansal sistemin bütünlüğü ve toplumun güvenliği için de büyük önem taşır. Üst yönetim seviyesinde sıkı denetim, etkili iç kontrol mekanizmaları ve etik kurallar, kara para aklamayı engellemek için kritik rol oynar. Bankaların bağımsız denetimlere tabi olması ve düzenleyici kurumların bu konuda sıkı tedbirler alması, kara para aklamayla mücadelede en etkili adımlardır.
Finansal sistemin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilirliği ve toplumun güvenliği için bankaların kara para aklama faaliyetlerine karşı bilinçli ve güçlü bir duruş sergilemesi gerekmektedir. Bu, hem bankaların hem de düzenleyici kurumların iş birliği içinde çalışmasını ve kara para aklamayı önleme konusunda kararlı bir politika benimsemesini gerektirir. Bankaların, toplumsal sorumluluklarını yerine getirerek şeffaflık ilkesine bağlı kalması, toplumun bankacılık sistemine olan güvenini artıracaktır.
BANKA HABERLERİ
Kurumsal Yönetici Körlüğü nedir?
Yayınlanma:
2 gün önce|
01/11/2024Yazan:
Erol TaşdelenKurumsal Yönetici Körlüğü, bir organizasyonda yöneticilerin belirli sorunları veya zayıf noktaları fark edememe, tanımlayamama ya da önemsememe durumudur. Bu körlük, yöneticilerin iş süreçlerini iyileştirme, rekabetçi avantajlarını koruma veya krizleri önceden görme yeteneklerini zayıflatır ve işletmenin uzun vadeli başarısını tehdit eder. Kurumsal Yönetici Körlüğü, hem bireysel yöneticilerin özelliklerinden kaynaklanabilir, hem de kurum kültürü gibi yapısal nedenlerle ortaya çıkabilir. İşte bu körlüğün daha detaylı açıklaması:
1. Psikolojik Faktörler
- Başarıya Odaklanma ve Özgüven Aşırılığı: Yöneticiler, önceki başarılarına aşırı güven duyduklarında, yeni gelişen sorunları göz ardı etme eğiliminde olabilirler. Başarıya odaklanma, bu sorunları “küçük detaylar” olarak algılama yanılgısına yol açabilir.
- Onaylama Yanlılığı: Yöneticiler, kendi inançlarını veya kararlarını destekleyen bilgileri daha çok dikkate alarak, karşıt fikirleri veya potansiyel sorunları görmezden gelebilir. Bu, yanılgılı kararların devam etmesine sebep olur.
- Konfor Alanında Kalma Eğilimi: Bazı yöneticiler, var olan düzeni korumak için sorunlarla yüzleşmekten kaçınır. Yenilikçi ve zorlayıcı çözümler üretmek yerine, risk almadan mevcut işleyişe bağlı kalmayı tercih edebilirler.
2. Kurum Kültürü ve Yapısal Faktörler
- Kurum İçi Eleştiri Kültürünün Olmaması: Bazı şirketlerde, eleştirisel düşünme teşvik edilmez, hatta cezalandırılır. Çalışanlar, yanlış anlaşılma veya işlerini kaybetme korkusuyla yöneticilere geri bildirim vermekten çekinebilir. Böyle bir ortamda yöneticiler, iş süreçlerindeki sorunları veya eksiklikleri fark edemez.
- Geri Bildirim Mekanizmalarının Eksikliği: Yeterli geri bildirim mekanizmalarının bulunmaması, yöneticilerin çalışanlardan ve dış paydaşlardan alınan geri bildirimleri duymasını engeller. Bu eksiklik, körlüğü pekiştirir.
- Hiyerarşik Engeller: Kurum içinde çok fazla hiyerarşi olduğunda, alttan gelen bilgi akışı kısıtlanır veya çarpıtılır. Orta kademe yöneticiler, üst yönetimin hoşuna gitmeyecek sorunları saklayabilir, bu da yöneticilerin şirketteki gerçek durumu görmesini zorlaştırır.
3. İş Süreçlerinde Yenilikçilik Eksikliği
- Stratejik Körlük: Sektördeki değişiklikler veya yeni rekabet stratejileri fark edilmeyebilir. Örneğin, teknolojik yenilikleri uygulamak yerine mevcut düzenin sürdürülebilir olduğunu düşünmek, uzun vadede rekabet gücünü zayıflatır.
- Müşteri Geri Bildirimlerini Değerlendirmeme: Müşteri geri bildirimlerini dikkate almamak, müşteri memnuniyetsizliği veya değişen taleplerin göz ardı edilmesine neden olur. Bu da şirketin müşteri odaklı bir yaklaşımdan uzaklaşmasına yol açar.
- Veriye Dayalı Karar Alma Eksikliği: Bazı yöneticiler, geçmişte sezgisel kararlarla başarı sağlamış olabilir, ancak günümüzün rekabetçi ortamında veriye dayalı karar almak kritik bir gereklilik haline gelmiştir. Verileri analiz etmekten kaçınmak, doğru stratejiler geliştirmeyi engelleyebilir.
4. Dış Etkenlere Duyarsızlık
- Pazar Dinamiklerini İzlememe: Pazarın sürekli değişen dinamikleri ve rakiplerin stratejilerindeki değişiklikler izlenmezse, işletme dış çevreye karşı duyarsız hale gelir. Özellikle küresel pazarlarda, bu tür körlük önemli riskler taşır.
- Yatırımcı ve Paydaş Geri Bildirimlerini Göz Ardı Etme: Yatırımcılar veya diğer paydaşlar, yönetimle ilgili geri bildirimlerde bulunabilir. Bu geri bildirimler dikkate alınmazsa, yöneticiler işletmenin dışarıdan nasıl göründüğünü anlayamaz ve bu da itibar kaybına yol açabilir.
- Toplumsal ve Yasal Değişiklikleri İzlememe: Çevresel, yasal ve etik standartlardaki değişikliklere uyum sağlamayan yöneticiler, kurumun itibarını riske atabilir ve hukuki sorunlarla karşılaşabilir.
5. Kurumsal Körlüğü Aşma Yöntemleri
Kurumsal Yönetici Körlüğü’nü aşmak için bazı temel yaklaşımlar geliştirilmiştir:
- Düzenli ve Nesnel Geri Bildirim Alışkanlığı: Çalışanların ve müşterilerin geri bildirimlerini daha sık değerlendirme alışkanlığı edinmek önemlidir. Bu, sadece mevcut süreçleri geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda yöneticilerin dışarıdan bakabilme yeteneğini artırır.
- Dış Danışmanlık veya Üçüncü Taraf Denetimi: Objektif değerlendirme sağlayacak bağımsız denetçiler veya danışmanlar, işletmenin zayıf noktalarını belirlemekte yardımcı olabilir. Dış gözle yapılan analizler, kör noktaları aydınlatabilir.
- Veriye Dayalı Karar Alma Kültürü Oluşturmak: Günümüzün veri odaklı iş ortamında, kararları sağlam veriler üzerine inşa etmek önemlidir. Analitik raporlar, müşteri analizleri ve pazar araştırmaları, doğru karar alma süreçlerini destekler.
- Açık İletişim ve Şeffaflık: Yöneticilerin, çalışanlardan gelen geri bildirimleri dikkate aldığını göstermesi ve hataları kabul edebilmesi güveni pekiştirir. Böyle bir ortam, kurumsal körlüğün azalmasına katkıda bulunur.
Bu adımlar, kurumsal yöneticilerin organizasyon içindeki gelişmeleri daha iyi analiz etmesine ve objektif bir bakış açısıyla kararlar almasına yardımcı olabilir. Yöneticilerin kendi yetkinliklerini geliştirmeleri ve iş süreçlerine yenilikçi yaklaşımlar katmaları, uzun vadede hem organizasyonel başarıyı artıracak hem de kurumsal körlüğü azaltacaktır. GPT
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (693)
- BANKA ANALİZLERİ (144)
- BANKA HABERLERİ (2.796)
- BASINDA BİZ (55)
- BORSA (359)
- CEO PERFORMANSLARI (25)
- EKONOMİ (2.666)
- GÜNCEL (2.291)
- GÜNDEM (2.941)
- RÖPORTAJLAR (44)
- SİGORTA (119)
- ŞİRKETLER (1.822)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (365)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (745)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (5)
- Dr. Abbas Karakaya (56)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (412)
- Gizem Taşdelen (4)
- Gülbeyaz Gergün (41)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (25)
- Mustafa Akpınar (18)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (70)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (10)
- Tungay Dere (17)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR
Siber saldırılar nasıl önlenir
Emekli bankacı müşterilerin kiralık kasalarındaki altınları çaldı
BAZI BANKALAR NİÇİN KURALLARA UYMAZ?
TOPLUMUN SİNİR UÇLARI İLE OYNAMAK NEDİR?
KİTLESEL HİSTERİ KRİZİ NEDİR
Banka Üst Yönetimi ve Kara Para Aklama: Katılım Nedenleri, Süreçler ve Olası Sonuçla
S&P’den ikinci not artışı geldi
İnternet Bankacılığı Dolandırıcılığı
Kurumsal Yönetici Körlüğü nedir?
Eczacıbaşı Topluluğu’nda atamalar
35 yıllık HİTİT SERAMİK Konkordato aldı!
50 YAŞ ÜSTÜ ARTIK ALTIN DEĞERİNDE!
BANKALAR TİCARİ KREDİLERİ NASIL VERİR?
LİYAKATSIZ YÖNETİCİ KRİZDE NASIL DAVRANIR?
Avrupa’nın en zengin yüzde 1’inin gelir payı: Türkiye 1. oldu
KARA PARA TRAFİĞİ İÇİNDEKİ ŞİRKET VE YÖNETİCİLERİN BAŞINA NELER GELİR
Prof. Dr. Aziz Çelik: Türkiye’de emeklilikler 35-40 yıl yan gelip yatmıyor
Enflasyonun direnci bir türlü kırılmıyor: Yüksek faiz tek başına çözüm değil!
Tarım ve Orman Bakanlığı gıdada taklit ve tağşiş yapanları tek tek ifşa etti
Hacker’lar banka güvenliklerini nasıl aşıyorlar?
- İstanbul'un toplu ulaşımında yeni dönem: TÜRKİYE KART! 03/11/2024
- Süper Loto 3 Kasım 2024 sonuçları | Milli Piyango Süper Loto çekilişi sonucu ve bilet sorgulama linki 03/11/2024
- Araç kiralama şirketleri Maliye'nin radarında... Kayıt dışı avına çıkıldı: 500 milyon lira ceza uygulandı! 03/11/2024
- Enflasyon yarın açıklanıyor: Ekonomistlerin beklentisi ne yönde? 03/11/2024
- Avukat uyardı: Hesabınıza milyonlar gelse de çekmeyin! 03/11/2024
- Spot piyasada elektrik fiyatları (03.11.2024) 03/11/2024
- Bakan Kacır: Yüksek teknoloji ihracatı 10 milyar dolara yaklaştı 03/11/2024
- EKK'da gündem dezenflasyon sürecinde imalat sanayi 03/11/2024
- İş Bankası/Aran: Asgari ücret çok yönlü olarak ele alınması gereken bir konu 03/11/2024
- Ticaret Bakanı'ndan Kasım indirimleri uyarısı 03/11/2024
- S&P'den asgari ücret yorumu: Beklentimiz yüzde 30 03/11/2024
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM3 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ1 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA HABERLERİ3 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA ANALİZLERİ2 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM11 ay önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK : Tekaüt Sandığı Vakfı (Sandık) SGK devri için hazırlıklar tamam
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
AKBANK ÖZEL FİRMAYA 22.000 LİRA MAAŞ PROMOSYONU VERDİ
-
GÜNCEL2 yıl önce
Eskişehir’de zimmetine 9 milyon lira geçiren banka müdürü tutuklandı