Connect with us

BANKA HABERLERİ

İki kuşak, iki kriz : Bankerler ve kripto aracıları

UĞUR GÜRSES Bankacılık deneyimi ile geçmişin izini sürerek bugün yaşananlara ışık tutacak bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı …

Yayınlanma:

|

Türkiye 1980’li yılların başlarındaki “Banker Krizi”nden sonra, 40 yıl sonra “Kripto alım-satım şirketleri krizi” eşiğinde. Ölçekleri şimdilik aynı olmasa da “bu filmi daha önce görümüştüm” hissi uyandırıyor.

Kripto varlıklara ilgi çoğunlukla, 1981-82’de Banker Krizi’nde bankerlere tasarruflarını kaptıranların torunları, yani bugün “milenyum kuşağı” olarak adlandırılan, 1981 sonrası doğanlar. Onlara düşük dozda da olsa eklemlenen 25 yaşını geçmeyen “Z kuşağı” da eşlik ediyor.

Yaşanan şu: Bugünün “mağdurlarınca”, kripto paraların alım-satımı için hesap açtıkları kimi şirketlerde, kendi adlarına tutulan hesaplardaki (sıcak cüzdan) kripto varlıklara erişilememesi, bu şirketlerin sahiplerinin de ortada olmaması ya da “bakım yapılıyor”, “güncelleme yapılıyor”, “siber saldırı var” bahanesini ileri sürmeleri.

Kripto varlık alım-satım şirketi diyorum zira ‘kripto borsası’ denilmesi bile tuhaf. Nedeni de bu şirketlerin sermaye, deneyim, kurumsal bir çerçeveleri yok. Kurucularının da bir uzmanlığı yok. Hele ki bu şirketlerin bağımsız bir denetçiye bile uğramamış yolları. Bunlardan birinin kurucusunun İddia bayii olduğu, yasadışı bahisçilik yaptıkları haberleri bile çok şey anlatıyor.

Kripto varlık alım-satım şirketi Thodex’te tutulan yaklaşık 2 milyar dolarlık bir kripto varlığa ulaşılamadığı bildiriliyordu. Bu boyutta olduğunu sanmıyorum. Nitekim bu konuda iz süren uzmanlar da şimdilik 55 milyon dolar tahmini yapabiliyorlar.

Ancak, rakam küçük de olsa zincir biçiminde bir sorunun olduğu çok açık. Zira Thodex’ten sonra, VeBitcoin ve GoldexCoin ve Sistemkoin adlı (adı sanı duyulmamış) şirketlere de erişim sağlanamadığı haberleri basında yer aldı.

Henüz bir hafta önce Merkez Bankası kripto varlıklarla alışverişi yasaklarken, kripto varlık alım satım şirketlerine yapılan transferlere dokunamamıştı. Bu ne olduğu bilinmeyen aracılık şirketlerine ise hiçbir düzenleme yapılmadı.

Kripto varlıklar merkezi bir takas-ödeme kanalından geçmediği için kara para aklanması ile ilgili kaygılar anlaşılabilir. Ancak şu iki adım bir düzenleme için iyi bir başlangıç olabilirdi:

  1. Amaç kara parayla mücadele için kısıt koymak ise kripto varlıkla ödeme ve alışveriş yapılmasına katı yasak koymak yerine kara para aklamayı zorlaştıracak bir limit konulabilirdi. Yani ticaret yapan, mal ve hizmet satan şirketler satış yapabilir, elektronik ödeme şirketleri de belli limitlerle ödeme yapabilir olacaktı. Böylelikle de kara para kaygısı falan kalmazdı.  
  2. Kripto varlık alım-satımı amacıyla kurulan şirketlerin fon toplamasına dair bir düzenleme yapılabilirdi. Buna aracılık edeceklerin lisansının olması istenebilirdi.

Önüne gelenin ‘merdiven altı’ bir şirket kurarak kripto varlık alım-satımına aracılık işine soyunması, fon toplaması, müşteri alımları sonucu orada bir anonim kripto varlık portföyü oluşturması ve bunun bu şirketleri kuran kişilerce kontrol edilebilmesi bu krizi yaratan en önemli unsur.

Oldukça köklü ve kurumsal elektronik para ya da ödeme kuruluşlarına yasak olan kripto varlık transferi ve alışverişi, uyduruk bir sermaye ile “kripto borsası” açan birilerine serbest idi.

Bireysel ya da kurumsal kişilerin kaldıraçlı döviz alım satımı yaptığı “Foreks” firmalarının peşinde koşan SPK gibi kurumlar, bu durumu seyrettiler. Kimse “yetkimiz yok” demesin. Swaplarda olduğu gibi TL’nin konvertibilitesine kısıt koyabilen BDDK, Merkez Bankası alışveriş ve hizmet geliştirime gibi teknolojik tarafını kısıtlamayı tercih ettiler.

1981’deki Banker Krizi mağdurlarının torunları 40 yıl sonra bu defa çağın para gibi görülen teknolojik varlıklarına ilgi gösterdiklerinde aracıların kurbanı oluyordu.

1981’deki Banker Krizi, meşhur 24 Ocak kararları sonrasında “Temmuz Bankacılığı” olarak bilinen uygulamanın ardından geldi.

Düzenlenmemiş bir yapıya alelacele getirilen serbesti ile bugünün “kripto alım-satım şirketleri” gibi, o dönemde de valiliğe yapılan bir bildirimle, bir masa bir kasa ‘Banker Batık’ şirketini kurabiliyordunuz.

Temmuz 1980 sonrasında faizler serbest bırakıldı. Artık bankalar faizleri serbestçe belirleyebilecekti. Ayrıca bankalar mevduat sertifikası verebileceklerdi. Sorun şu ki; hamiline olması birçok sorunu beraberinde getirecekti. En başta kayıt dışılık, kara para aklamaya elverişli olması. Sonradan kaldırılsa da banker krizinde önemli rol oynadı.

1982’de fon toplamada en büyük kuruluş olan Banker Kastelli batınca film koptu.

1980’in ikinci yarısında başlayan serbest faiz, bankaların rekabeti yanında “arka kapıdan” mevduat sertifikalarının bankerlere ‘toptan’ satılması, Banker Kastelli gibi kuruluşların bu mevduat sertifikalarını daha yüksek faizle tasarrufçulara satmalarıyla “bankere para yatırma” fenomeni başladı.

ugurses.net

Bunun ardında yatan temel neden, 1978 ve 1979’da hızla yükselen ve 1980’de üç haneye yaklaşan enflasyon oranıydı. Sabit tutulan faizlerle enflasyonu dizginlemek mümkün değildi.

1980’li yıllarda hiç yaşamadıkları bir enflasyonla karşılaşan yurttaşların bu kayıplarını karşılamak için bankerlere hücüm etmesi, bugünden geriye bakınca anlaşılabilir.

Banker Kastelli gibi mevduat sertifikası bazlı fon toplayanları, hiçbir tahvil ya da mevduat sertifikasına dayanmayan “bir kasa bir masa” bankerlerin mantar gibi çoğalması izledi. Bir furyaya dönüşmüştü.

Krizi tetikleyen de o ‘bir kasa bir masa’, hiçbir kurumsallığı olmayan bankerlerin varlığa dayanmayan, karşılığı olmayan biçimde fon toplaması ve doğal olarak “saadet zinciri” nitelikli nakit akışında tıkanıp ödeme yapamaz hale gelmeleri oldu. Dönemin bilinen bankerlerinden Banker Bako’nun sahte tahvil bastırdığı için hakkında dava açıldığı haberlerde yer aldı.

Bankerler gümbür gümbür battı. Parasını alamayan tasarrufçular artık “Bankerzedeler” olarak ortaya çıktı. Bu sonunda menkule dayalı olan bankerleri de vurdu. Likidite krizi onları da batırdı.

Batan banker haberleri gelirken, bankalar öne çıkıp “güvenli olan bizdik” temalı ilanlar vermeye başladılar.

Her iki krizin ortak tarafı; aracılık eden kuruluşların (çoğu sermayesi olmayan, uzmanlığı ve deneyimi olmayan, üçüncü partilerce denetlenmeyen) olması. Her ikisinde de kamu otoritelerinin durumu seyretmesi, olayların gerisinde kalması. Siyasi himaye kısmı ise şimdilik iddia aşamasında. Her ikisinde de bir başka ortak nokta; çok açık ki kayba uğrayanların finansal okuryazarlıklarının olmaması. Aşırı risk almayı da finansal okuryazarlık eksikliği olarak kaydetmemiz gerekiyor. Son nokta da sınırlı bulaşıcılık.

2000’lerin başında batan İmar Bankası’nda da benzer bir olayı da hatırlatalım. Bankanın müşterilerine Hazine bonosu sattığı ama bu bonoların saklamada bulunmadığı ortaya acıkmıştı. Daha fazlası, Hazine bonosu satışına aracılık için yetki bile almadığı, bunun da otoritelerce hiç denetlenmediği anlaşılmıştı. Bu kalemdeki bonoların bedeli de banka Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredildikten sonra müşterilerine ödenmişti.

Kaynak: Kaya Erdem, Demokrasinin ilk 50 yılı

Banker krizi sırasında “Halk kumar oynamıştır” diyen dönemin Maliye Bakanı Kaya Erdem anılarını yazdığı kitabında (*), “Sonuçta banker krizi bankerlere para yatıran 360 bin vatandaşımızın tasarruflarını etkiledi. Borsa bankerlerine (Banker Kastelli dahil) para yatıran alacaklı 227 bin 600 vatandaşa 100 milyar civarında anapara alacağının tamamı iki yıl içinde ödendi. Piyasa bankerlerine gelince; başlangıçta 259 adet tasfiye halinde banker, 156 bin 700 banker alacaklısı vatandaş mevcuttu. Bunların takriben 24 bin vatandaşa anaparalarını alma imkânı dört yıl içinde sağlandı. Çıkarılan 2874 sayılı kanun, şahıs başına 200 bin TL vadeli hesap açılabilmesi imkanını getiriyordu; bu kapsamda toplam 127 bin vatandaşa 24 milyarlık ödeme yapıldı” diye aktarıyor. Erdem’in bahsettiği, Kastelli alacaklılarına o günün 100 milyar TL’sı bugünün 12.5 milyar TL’sine karşılık geliyor. Diğer bankerlere ödenen 24 milyar ise bugünün 2.9 milyar TL’sı. Banker krizi kabaca 15 milyar TL’lik bir hasar vermişti.

Kamu otoritesi sorumluluğu altındaki mali sistemde görevini ihmal ettiği için (zamanında gerekli yasaları çıkarmadığı için) bu bedel vergi mükelleflerinin cebinden çıkmıştı.

Bugün geriye dönüp bakınca üç haneli enflasyona karşı korumasız bırakılan yurttaşlar, faiz serbestisi getirilen düzenlenmemiş bir mali sistemle yüz yüze getirilince bu sonuç kaçınılmazdı.

 Kripto varlık satın alanlar, bu varlıkları tutanların temel motivasyonu, merkezi sistemler yerine “merkeziyetsiz” (decentralized) ortamlarda kimsenin yükümlülüğü olmayan kripto varlıklara sahip olmaktır. Bu varlıkların da üçüncü partiler olmadan (‘saklamacı’ kurum olmadan) “soğuk cüzdan” tabir edilen online dışı ortamlarda tutmak mümkündü.

Kripto varlıklara ilgi gösterenlerin en başta finansal okuryazarlığı geliştirmeye önem vermesi gerektiğini bu satırlarda hep önerdim. Ekonomiler, fintech, dijitalleşme, yapay zekâ, derin öğrenme gibi teknolojik kulvar içinde hareket ederken, temel finansal bilgi ve risk olgusuna önem vermeyenler için “karşı taraf riskinin” ne olduğu kendileri için ağır bedellerle anlaşılmamalıydı.

Bugünün kripto alım-satım aracısı Thodex’in sahibi Faruk Fatih Özer 27 yaşında ve 4 yıldır bu işlerde imiş. 1980’li yılların bankeri Banker Bako da Cumhuriyet’te Yalçın Pekşen’e “askerden döndükten sonra 1 yıl kendimi piyasaya adapte etmek için uğraşırken o sırada bankerliğe başladık” diye anlatıyordu. 23 yaşında bankerlik şirketini kurmuş. Battığında 25 yaşındaydı ve şarkıcılığa başlamıştı. Dolandırıcılıktan hüküm giydi.

Dolandırıcılar suç işliyor evet; bunun yanında da kısa yoldan servet yapma peşinde olan aç gözlü ‘köşe dönmeciler’ olmasaydı bu kadar yaygın, bu kadar işleri kolay olabilir miydi? Coin merakı kadar finansal okur yazarlığa da merak salınsaydı olabilir miydi?

Uğur Gürses

(*) Kaya Erdem, Demokrasinin ilk 50 yılı, Şubat 2016, Doğan Kitap

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Türkiye Finans’tan ülke ekonomisine 175,6 milyar liralık katkı

Türkiye Finans Genel Müdürü Murat Akşam: “Güçlü sermaye yapısını 2024 yılının ilk çeyreğinde de sürdüren kurumumuz, milli ekonomiye toplamda 175,6 milyar liralık katkı sağladı” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye Finans, ülke ekonomisine 138,6 milyar lira nakdi ve 37,0 milyar lira gayri nakdi olmak üzere toplam 175,6 milyar liralık katkı sağladı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre Türkiye Finans, 2024 yılı ilk çeyrek döneminin mali sonuçlarını Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) duyurdu.

Ülke ekonomisine 138,6 milyar lira nakdi ve 37,0 milyar lira gayri nakdi olmak üzere toplam 175,6 milyar liralık katkı sağlayan Türkiye Finans, topladığı fonları geçen yıl sonuna göre yüzde 6 artışla 187,6 milyar liraya çıkardı.

Türkiye Finans’ın yasal özkaynakları 2023’ün 4’üncü çeyreğine göre 2024’ün ilk üç ay sonunda yüzde 7,8 artarak 30,1 milyar lira olarak gerçekleşti.

– ‘Hayat Mobil Bankan Mobil’

2024’e ‘Hayat Mobil Bankan Mobil’ kampanyasıyla giren Türkiye Finans, ilk çeyrekte mobilden kazanılan müşteri sayısını 2023’ün ilk çeyreğine göre yüzde 54 artırarak 2024’ün ilk çeyreğinde banka çapında tüm segmentlerde ve başvuru kanalları arasında, yeni müşterilerinin yüzde 29’unu mobil bankacılıktan kazandı.

Geçen yılın aynı dönemine göre mobil oturum adedi de yüzde 20’lik artış gösterdi.

– Ülke ekonomisine güçlü finansman desteği

Açıklamada görüşlerine yer verilen Türkiye Finans Genel Müdürü Murat Akşam, bankanın sürdürülebilir ve karlı büyüme stratejisini 2024’ün birinci çeyrek döneminde de koruduğunu belirterek, hem bireysel hem de ticari tarafta ülke ekonomisine güçlü biçimde finansman desteği verdiklerini kaydetti.

Akşam, finansal sonuçlara ilişkin yaptığı değerlendirmede, ‘Güçlü sermaye yapısını 2024 yılının ilk çeyreğinde de sürdüren kurumumuz, milli ekonomiye toplamda 175,6 milyar liralık katkı sağladı. Türkiye Finans olarak topladığımız fonları geçen yıl sonuna göre yüzde 6 artışla 187,6 milyar liraya ulaştırdık. Bankamız 2024 yılının ilk üç ayında artan fon kaynağını finansman hacmini büyütmek için kullandı ve toplanan fonlarla ekonominin can damarı olan KOBİ’leri, üretimi ve ihracatı finanse etti.’ ifadelerini kullandı.

İlk çeyrekte 2024’e insan odaklı bankacılık anlayışıyla kurguladıkları ‘Hayat Mobil Bankan Mobil’ kampanyasıyla başlayarak dijital bankacılığın farklı nesilleri kapsayan ve ortak paydada buluşturan yönlerine odaklandıklarına vurgu yapan Akşam, öncü dijital bankacılık uygulamalarıyla ticareti desteklemeye devam ederek, ‘Dijital Teminat Mektubu’nu devreye aldıklarını ve müşterilerine hızlı, kolay ve güvenilir bir kullanım sunduklarına dikkati çekti.

Akşam, ‘ CIPS (The Chartered Institute of Procurement & Supply) tarafından yürütülen, CIPS Satın Almada Mükemmellik Programı’nı başarıyla tamamlayarak, dünya çapında saygın bir akreditasyon olan CIPS Kurumsal Satın Alma Sertifikası’nı almaya hak kazanan, Türkiye’deki tek finans kuruluşu olduk. Başarıyla aldığımız bu değerli sertifika ile uluslararası satın almada, mükemmellik programına uyum sergilediğimizi, satın alma fonksiyonları, süreçleri ve uygulamalarında ise uluslararası standartları yakaladığımızı belgelendirmiş olduk.’ değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Emlak Katılım ülke ekonomisine 98.3 milyar TL kaynak sağladı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Emlak Katılım’ın 2024 yılı birinci çeyreği itibarıyla ülkemiz ekonomisine sağladığı nakdi ve gayri nakdi finansman toplamı 98.3 milyar TL olarak gerçekleşti.

Ekonomik büyümeye ve istihdama katkısı yüksek olan sektörlere, sürdürülebilir ve erişilebilir finansman modelleri sunmak üzere çalışmalarını sürdüren Emlak Katılım, 2024 yılı birinci çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı.

Emlak Katılım, reel sektöre sunduğu katkılar ile geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 114 oranında artışla 2024 yılının birinci çeyreğinde net 2 Milyar TL kâr sağlayarak istikrarlı büyümesini sürdürdü.

Aktif büyüklüğü 199.3 milyar TL’ye yükseldi

Emlak Katılım, yılın birinci çeyreği itibarıyla; aktif büyüklüğünü 199.3 Milyar TL, toplanan fonlarını da 157.3 Milyar TL seviyesine yükselterek emin adımlarla yoluna devam ediyor.

Emlak Katılım’ın 2024 yılı birinci çeyreği itibarıyla ülkemiz ekonomisine sağladığı nakdi ve gayri nakdi finansman toplamı ise 98.3 milyar TL olurken kullandırılan fon büyümesi yüzde 12 düzeyinde gerçekleşti.

Emlak Katılım, 2024 yılı birinci çeyrek sermaye yeterlilik oranı yasal yükümlülük seviyesinin çok üzerinde yüzde 19 olarak gerçekleşti.

Emlak Katılım, kaynaklarını etkin ve verimli bir şekilde kullanarak sadece ekonomiye değil; yaşadığımız dünyaya, çevremize ve sürdürülebilirliğe de katkı sunmanın öneminin bilinciyle çalışmalarını şekillendirmeye devam ediyor.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

BBVA, Garanti’nin satışı haberlerini yalanladı

Yayınlanma:

|

Yazan:

BBVA, bugün bazı haber sitelerinde yer alan, BBVA’nın iştiraki Garanti BBVA’yı satacağına dair haberlerle ilgili açıklamada bulundu.

Kamnuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yapılan çıklamada şu ifadelere yer verildi:

“BBVA’nın Banco Sabadell’i devralmak üzere sunduğu teklifin tamamı BBVA hisseleriyle finanse edilecek şekilde planlanmıştır. Teklifi finanse etmek için Garanti BBVA’daki hisselerin satılacağına dair çıkan haberlerin tamamı asılsız olup, hiçbir temele dayanmamaktadır. BBVA’nın Garanti BBVA’ya olan güveni ve bağlılığı tamdır.”

 

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.