Connect with us

ŞİRKETLER

İklim Krizi çağında iyi yönetim nasıl olmalı?

Yayınlanma:

|

İklim değişikliğinin günlük hayatlarımızı dahi şekillendirdiği bir dönemde, küresel ısınmanın yarattığı krizleri yönetmek hükümetler için de önemli politika değişiklikleri gerektiriyor.

Dünya Bankası Kamu Sektörü Uzmanı Verena Fritz, iklim değişikliği bağlamında yönetişim sorunlarının özellikle üç alanda ortaya çıkabileceğine dikkat çekiyor: afet yönetimi, dayanıklılık ve adaptasyon politikaları ve adil bir emisyon azaltım süreci.

World Bank Blog’da yayımlanan habere göre iklim krizi çağında iyi yönetimin üç boyutu şöyle:

ACİL RİSKLERİ YÖNETMEK: AFET YÖNETİMİ BOYUTU

2020 ve 2021 yıllarında sellerden kasırgalara, kuraklıklardan orman yangınlarına iklim değişikliği kaynaklı rekor sayıda doğa olayı yaşandı. Hükümetlerin yetersiz uyarı sistemlerine sahip olması ya da yangınla mücadele kaynaklarından yoksun olması farklı gelişmişlik düzeyinden ülkelerin toplumlarını etkilerken, iki yıldır pandemi nedeniyle süren mali baskı yaşanan kayıplarla daha da arttı.

Hükümetler bir yandan bürokrasi gecikmelerine takılmadan gerekli yerlere afet sonrası yardımı ulaştırmaya çalışırken bir yandan da dolandırıcılık ve yolsuzluğun önüne geçmek için kontrol mekanizmaları kurma gerçeğiyle yüzleştiler. Bu süreçte oluşturulacak yönetmeliklerle ilgili çeşitli sorular da gündeme geldi: Afete eğilimli alanlarda yeniden inşaata izin verilmeli mi? Altyapı, kamu hizmeti yönetimi ve sigorta için hangi kurallar uygulanmalı?

Fritz’e göre bu sorunların çözüm yollarından biri gelişmiş ülkelerin düşük ve orta gelirli ülkelere acil afet yardımının ötesinde sağlayacağı destekler olabilir, böylece bu ülkelerdeki yerel kapasite ve direnç güçlendirilerek afet sırasında ve sonrasındaki yönetimde kullanılabilecek hazır sistemler oluşturulabilir.

DAYANIKLILIK OLUŞTURMAK: UZUN VADEDE ADAPTASYON BOYUTU

Dünyadaki tüm ülkelerin ekonomilerini, toplumlarını ve ekosistemlerini daha sıcak ve değişken bir iklime hazırlaması gerek. Bu süreçte tarım, enerji, su, ormancılık, altyapı, arazi ve kentsel yönetim öne çıkan başlıklar arasında. Ayrıca hükümetlerin kuraklığa dayanıklı tohumların benimsenmesi ve geliştirilmesinden sürdürülebilir sulamaya, enerji sektöründe şebeke kesintilerine ve kullanım artışlarına karşı önlemler alınmasından artan afet risklerine dayanıklı taşkın ovaları ve kentsel alanlar kurulmasına dek desteklemesi gereken bir dizi alan bulunuyor.

Fritz, altyapıların dayanıklılığını artırmak için ayrılacak kamu yatırımlarının genişletilmesini önerirken yatırımların siyasi tahsisler ve israfları azaltacak şekilde yönetilmesi gerektiğini de hatırlatıyor. Hükümet merkezlerinin ve finans ve planlama gibi kilit bakanlıkların, koordinasyon ve önceliklendirme, risk altındaki alanlar hakkında ayrıntılı bilgiye sahip yerel yönetimlerle iş birliğini artırma, vatandaşlara danışma ve açık ve hesap verebilir olma gibi konularda yetkinliklerini artırmaları gerekiyor.

EMİSYONLARI ADİL BİR ŞEKİLDE AZALTMAK: ADİL GEÇİŞ BOYUTU

Enerji üretim ve tüketim sistemlerini emisyonları hızla azaltacak şekilde değiştirmek zor olabilir. Bu süreç hükümetler için iklim konusunu hala nispeten marjinal gözüken bir politika alanından merkezi bir temaya taşımak anlamına geliyor. Ayrıca hükümetlerin hanelerin enerji tüketimini ve emisyonlarını en iyi şekilde nasıl azaltacağı, yenilenebilir enerji üzerinden nasıl güvenilir güç kaynağı sağlayacağı, maliyetleri nasıl hesaplayarak üreticiler ve tüketiciler arasında dağıtacağı ve potansiyel yasal anlaşmazlıkları nasıl çözeceği gibi konularda çok sayıda teknik, ekonomik ve yasal tavsiye alması gerekecek.

Emisyonları azaltmada bir diğer önemli konu da ülkeler arasındaki koordinasyon ve adalet olacak. Emisyon azaltımlarını izleme, raporlama ve doğrulamanın yanı sıra uluslararası ticarette ortaya çıkabilecek yeni kuralların ulusal yansımalarını takip etme hükümetlerin kazanması gereken yetkinlikler arasında. Fritz, bu konuda dışişleri ve ekonomi gibi bakanlıkların “iklim diplomasisi” yeteneklerini artırmaları gerektiğine dikkat çekiyor. Bu süreçte daha sık ve geniş ölçekte fırtınalar ve seller yaşamaya başlamış ülkelerin daha uzun süredir bu afetlerle yüzleşen Karayipler’den öğrenebileceği şeyler olduğu gibi bazı gelişmekte olan ülkelerin daha zengin ülkelere öğreteceği şeyler de olabilir.

Okumaya devam et

ŞİRKETLER

ELEKTRİKLİ ARAÇLARA ŞARJ EDEN KALDIRIMLAR GELİYOR

Yayınlanma:

|

Yazan:

Şarj noktalarının çok az olması elektrikli otomobil sürücülerinin hayatını zorlaştırıyor ve yeni araçların satışını yavaşlatıyor.

Elektrikli araçların daha kolay şarj edilmesini sağlamak ve araç satış oranını arttırmak için Kuzey Ren-Vestfalya’da kaldırımdan şarz testleri yapılıyor. Rheinmetall firmasının bu projesini yeni test bölgeleri takip edecek.

Sürücüler elektrikli araçlarını sokağa park edip şarj kablosunu kaldırımdaki bir prize bağlayabiliyor. İlk şarj kaldırımları nisan ayının sonundan bu yana Köln ve Nörvenich’te faaliyette. Rheinmetall firması yakın zamanda Rheinland ve Ruhr bölgesindeki diğer şehirlerin de kaldırım kenarında şarj etmeye başlayacağını doğruladı.

Şarj bordürlerinin kullanımı hem kolay hem güvenli. Sokak görünümünü bozmayacak bir tasarımı da mevcut. Şarj işlemi, geleneksel bir şarj istasyonunun çıkışına karşılık gelen 22 kilowatt’ta gerçekleşiyor. Ancak bu istasyonlar çok fazla yer kaplıyor ve özellikle şehir merkezlerinde, örneğin bina yönetmelikleri nedeniyle kurulumları genellikle zor oluyor.

KIŞIN KENDİNİ ISITIYOR

Öte yandan yaklaşık 80 kilo ağırlığında olan şarj bordürleri kaldırımlara kolayca monte edilebiliyor. Sokak aydınlatması için elektrik hatları altta olduğu için kolaylıkla bağlantı yapılabiliyor.

Rheinmetall, savunma sanayindeki deneyimi sayesinde teknolojinin güvenliğini garanti ediyor. Priz ve elektronik aksam, beton bordürlerin ve paslanmaz çeliğin arkasında yağmur suyundan ve yol kirinden korunuyor ve koruyucu kapak, araç sahibinin şarj kartı veya bir şarj uygulaması aracılığıyla açılıyor. Şarj bordürleri kışın teknolojinin donmasını önlemek için ısıtılabiliyor.

ARTI49

Okumaya devam et

GÜNCEL

“Mavi ve beyaz yakalı maaşlarının 5 yılda eşitlenmesi bekleniyor”

24 Saatte İş tarafından “İşsizlik artık beyaz yakanın sorunu” raporuna göre, 2021 yılında beyaz yaka işlerdeki ortalama ücret asgari ücretin 3,2 katı iken bu oran 2024 yılında 2,2’ye düştü. Buna karşılık mavi ve gri yaka işlerde 2021 yılında ortalama ücret asgari ücrete denk gelirken 2024 yılında asgari ücretin 1,5 katına denk geliyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

24 Saatte İş tarafından hazırlanan “İşsizlik artık beyaz yakanın sorunu” raporuna göre mavi ve beyaz yakanın maaşları git gide birbirine yaklaşıyor.

24 Saatte İş’e son 6 ayda kayıt olmuş 200 bin üniversite mezunu gencin aradıkları işlere göre gruplandığında yüzde 69’unun beyaz yaka işleri tercih ettiği görülüyor.

Yine 24 Saatte İş’te 2024 yılında açılan beyaz yaka ilanlara gelen ortalama başvuru sayısı 124 iken, mavi yakada bu oran 39’a düşüyor.

Rapora göre, beyaz yaka işlere olan talep artarken beyaz yaka işler gittikçe sayı olarak azalıyorlar. Açılan ilanlar yaka grubuna göre gruplandığında ilanların çoğunluğunun artık yeme içme, perakende ve lojistik gibi hizmet sektöründe yoğunlaştığı ve beyaz yaka işlerin yıllar içinde oranının azaldığı görülüyor.

Beyaz yaka işlerdeki ücret asgari ücrete göre geriledi

Beyaz yaka işlere olan talebin artıp arzın kısıtlı kalması ücret dengelerine de etki ediyor. Beyaz yaka işler enflasyon oranında artarken, mavi yaka işlerin ortalama ücreti enflasyonun üzerinde artıyor. Sonuç olarak beyaz ve mavi yaka ücretlerin zaman içinde yakınsadığı görülüyor. Asgari ücretle karşılaştırıldığında 24 Saatte İş sisteminde açılan ilanlarda 2021 yılında beyaz yaka işlerdeki ortalama ücret asgari ücretin 3,2 katı iken bu oran 2024 yılında 2,2’ye düştü. Buna karşılık mavi ve gri yaka işlerde 2021 yılında ortalama ücret asgari ücrete denk gelirken 2024 yılında asgari ücretin 1,5 katına denk geliyor. Benzer bir eğilimin devam ettiğini varsayarsak 5 yıl içinde ücretlerin eşitleneceğini tahmin ediliyor.

Raporda “TÜİK’in istatistiklerine göre gençler arasında eğitim seviyesi arttıkça, “ne istihdamda ne de eğitimde” olan gençlerin oranı artıyor. Diğer bir deyişle eğitim seviyesi arttıkça istihdamda olma ihtimali düşüyor ve işsiz olma ihtimali artıyor. Araştırmaya göre, lise ve altı seviyede eğitim tamamlamış gençlerin sadece yüzde 17,5’i ne çalışıyor ne de eğitim alıyorken, üniversite mezunu ve üstlerinde bu oran yüzde 29,2’ye çıkıyor. Bu eğilime rağmen her yıl üniversite mezunu sayısının artması dikkat çekiyor” ifadeleri kullanılıyor.

Okumaya devam et

GÜNCEL

150 şubeli Gıda devi battı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye genelinde 1 milyondan fazla müşterisi olan Maksul Gıda Kuruyemiş iflas bayrağını çekti. Söz konusu firmanın 150 şubesi bulunmaktaydı. Finans nakit akışını ayarlayaman firma Mali zorluklar nedeniyle iflas ettti. İflas etmesinde kısa vadeli Banka borçları ve yükselen faiz oranlarını getirdiği maliyetlerin etkili olduğu öne sürüldü.

150 ŞUBESİ KAPANIYOR

Bursa’da da çok sayıda şubeleri olan Türkiye’nin kuruyemiş devi Maksul Gıda da iflas etti. 150 şubesi kapanan markanın kalan 50 şubeyi kapatma çalışması devam ediyor. İflasla birlikte yüzlerce kişi işsiz kalacak.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.