Connect with us

BANKA HABERLERİ

Mahfi Eğilmez: Dünya Bankası kredisinin nasıl harcanacağını anlattı

Yayınlanma:

|

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Dünya Bankasından (DB) 18 milyar dolar tutarında ek kredi alınmasıyla ilgili anlaşmaya varıldığını açıklaması üzerine pek çok soru ve tartışma konusu ortaya atıldı. Bu soruların çoğu toplumun son yıllarda kamu kesiminin para ve para kullanımı konusunda yaşadığı travmayı yansıtacak şekilde kuşkularla dolu bulunuyor. Bu sorulardan en önemlilerini yanıtlayayım.

Soru: DB kredisiyle IMF’den alınacak para arasında ne fark vardır?

Yanıt: DB, kamu kesiminin yatırım projelerine veya kamu kesiminin sektörel yeniden yapılanma programlarına kredi verir. Proje kredileri için örnek olarak liman yapımı projeleri, atık tesisi projeleri, depreme maruz kalan bölgelere altyapı yapım projeleri vb. verilebilir. Program kredilerine örnek olarak da sağlık sektörü iyileştirme programı kredisi, mali sektör yeniden yapılandırma programı kredisi gibi örnekler verilebilir. DB, son yıllarda ağırlıklı olarak iklim ve çevre projelerine kredi vermektedir.

IMF’in vereceği destekler (IMF, bir banka gibi düşünülmediği için verdiği paralara kredi yerine destek gibi ifadeler kullanılıyor) proje ile bağlantılı değildir. IMF, ödemeler dengesinin finansmanı amacıyla destek verir. O nedenle de alınan paranın belirli bir proje için harcanması söz konusu değildir, DB kredisine göre daha rahat ve geniş bir kullanım alanı vardır.

Soru: DB ve IMF’den alınan paraların kullanımı nasıl olur?

Yanıt: DB’den kredi kullanılabilmesi için ilgili kamu kurumunun yatırım projesini veya yürüteceği programı (fizibilite etüdü, çevre etkileri, ekonomiye etkileri vb. kapsayacak ayrıntıda) hazırlayarak Hazine aracılığıyla DB’ye sunması gerekir. DB uzmanları bu sunumu incelerler ve eğer uygun görürlerse ülke için öngörülen CPF (ülke ortaklık çerçevesi) içine alarak onaya sunarlar. DB İcra Direktörleri Kurulu onaylarsa bu projeye kredi çıkarılır. Bu krediyle ilgili ihaleler, pazarlıklar vb. DB ihale yöntemlerine göre yürütülür ve harcamalar ondan sonra onaylanır. Bir başka ifadeyle DB, bu harcamaları proje şartnamesine ve DB ihale yöntemlerine uygun yapılıp yapılmadığını denetim altında tutar.

IMF’ye başvuru bir niyet mektubuyla (letter of intent) yapılır. Başvuran ülkenin Maliye Bakanı ve Merkez Bankası Başkanının imzasını taşıyan bu mektupta ilgili ülke, ekonominin içinde bulunduğu durumu, ödemeler dengesi sıkıntılarını anlattıktan sonra bu sıkıntıları çözmek için neler yapacağını, hangi önlemleri alacağını anlatır. Bu mektup üzerine IMF bir program hazırlar, bu programa alınacak önlemleri ve ulaşılacak hedefleri (performans kriterleri) yazar. Ülkenin içinde bulunduğu duruma göre bir destek miktarı belirler ve bunu taksitler halinde kullandırmaya başlar. İlk ağızda bu miktarın belirli bir kısmını (mesela yüzde 10’unu) peşin olarak öder (front loading – ön yükleme.) Sonra da her üç ayda bir ülkenin aldığı önlemlerle o döneme ilişkin performans kriterlerini tutturup tutturmadığını denetleyerek ilgili taksiti öder. IMF’den gelen paranın kullanımı(performans kriterlerini bozmayacak şekilde) serbesttir, bir projeye bağlı değildir. Bununla birlikte performans kriterleri, bütçe açığını düşürmek, cari açığı azaltmak, sosyal güvenlik sisteminin, sağlık sisteminin yükünü azaltmak gibi genellikle oldukça zorlayıcı kriterlerdir. Bu kriterleri yerine getirmek mesela emekli yaşını daha ileri taşımak, ücret artışlarını daha da sınırlandırmak, vergileri artırmak gibi ağır uygulamalara yol açar. IMF ile anlaşmalar genellikle toplumda büyük tepki görür ve acı reçete olarak adlandırılır ve IMF aleyhinde kızgınlık yaratır. Oysa sorun IMF’nin getirdiği acı reçetede değil siyasetçilerin o acı reçeteyi uygulamaya yol açacak popülist yaklaşımlarıdır. Ama siyasetçiler büyük bir ustalıkla sorumluluğu IMF’ye atarak bu işten sıyrılırlar.

Soru: DB kredileri ve IMF desteğinin maliyeti ve geri ödenme vadeleri nasıldır?

Yanıt: DB kredilerinin faizleri geri ödeme vadesine göre USD Libor + 0,80 ile 1,80 arasında, geri ödeme vadeleri de 5 – 20 yıl arasında değişir. Ortalama vadeyi 10 – 15 yıl arası kabul etmek yanlış olmaz.

IMF desteklerinin faizleri kullanılacak destek miktarına göre değişir. Bu faiz iki parçadan oluşur: Temel faiz (SDR piyasa faizinin üzerine konulacak bir miktar) ve ek faiz. IMF’ye ödenecek faiz ülkenin IMF’deki kotasına ve kullanılacak miktarın bu kotayı ne kadar aşacağına bağlı olarak artar. Temel faiz oranı bugün itibarıyla yüzde 4.09’dur. Bunlara ek olarak belirli oranda taahhüt ücretleri alınır. IMF desteklerinin geri ödenmesi tipik bir stand by düzenlemesi için 3 yıl, süresi uzatılmış destekler için 5 yıldır. Bu süreler, IMF’den yapılacak kullanımlar sona erdiği tarihten sonra başlar.

Soru: DB kime kredi verir? DB’den kredi almak yerine IMF’den destek alsak daha iyi olmaz mıydı?

Yanıt: DB, yalnızca kamu kesimi kurumlarına kredi verir. Dünya Bankası şemsiyesi altında yer alan IFC (Uluslararası Finans Kuruluşu) ise özel kesim kuruluşlarına kredi verir. Grupta bir de fakir ülkelere faizsiz ve uzun süreli (30 yıla kadar) kredi veren IDA (Uluslararası Kalkınma Ajansı) vardır. Türkiye, 1970’e kadar IDA’dan kredi kullanmıştır. O tarihten sonra fakir ülkeler grubundan çıktığı için IDA’dan kredi kullanmamıştır.

DB kredisi ile IMF desteği çok farklı imkânlardır. Yukarıda değindiğim gibi DB belirli projeler için kredi verir, IMF ise ödemeler dengesi sıkıntısına girmiş veya girecek durumda görünen ülkeye destek sağlar. İkisi birbiri yerine ikame edilecek imkânlar değildir. DB kredisini konut kredisi, IMF desteğini de bir anlamda ihtiyaç kredisi gibi düşünebilirsiniz. IMF’den alınacak destek ağır koşullar içerir. Bir önceki dönemde bol keseden yapılan harcamaların faturasının ödenmesini gerektirir ve siyasal iktidarı sıkıntıya sokar.

Soru: DB ve IMF bugüne kadar Türkiye’ye ne kadar destek verdi?

Yanıt: Türkiye, üye olduğu 1947 yılından bu yana DB’den 200’den fazla proje için 50 milyar doların üzerinde kredi kullanmıştır.

Türkiye 1947 yılında üye olduğu IMF ile bugüne kadar 19 stand by düzenlemesi yapmış ve bunlar karşılığında yaklaşık 33 milyar SDR tutarında destek kullanmıştır. IMF ile yapılan stand by ve benzeri düzenlemelerde öngörülen destekler ve fiilen kullanılan miktarlar aşağıdaki listede yer alıyor (SDR ya da özel çekme hakları hem IMF’nin hesap ölçüsü hem de IMF tarafından ülkelere tahsis edilen sanal rezervin adıdır. Bugün itibarıyla 1 SDR = 1,33 Dolardır.)

Soru: DB’den sağlanacak olan proje kredileri içinde Kanal İstanbul projesi de var mı?

Yanıt: DB henüz üzerinde anlaşıldığı ifade edilen CPF çerçevesindeki projeleri ve tahsis edilecek miktarları yayınlamadı. O nedenle bu yeni CPF çerçevesinde hangi projelerin yer aldığını bilmiyorum. Kanal İstanbul’un bu listede olacağını sanmıyorum. Çünkü Dünya Bankası çevre konusunda üzerinde bu kadar itiraz yapılmış, siyasal tartışma konusu olmuş, sivil toplum örgütlerince karşı çıkılmış, uluslararası bir antlaşmayı (Montrö Boğazlar Antlaşması) zedeleyebilecek bir projeyi normal olarak finanse etmez. Buna karşılık küreselleşmeyle birlikte ABD’nin tek başına hegemon devlet konumuna geçmesi sonrasında eskiden önemli ölçüde bağımsız karar alabilen IMF ve DB üzerinde büyük bir etki oluşturduğu ve bu iki kurumun ABD Hazinesinin neredeyse talimatına bakar hale geldiği de dikkate alınmalıdır. (İki kurumun da en büyük hissedarı konumdan olan ABD bunlara beş yılda bir artırılan sermaye (kota) katkısını vermeyince ve lehte oy kullanmayınca bu kurumlar çalışamaz hale geliyor.)

Ekler:

DB Türkiye projeleri için link (bu son açıklanan proje demeti henüz burada yer almıyor):

https://projects.worldbank.org/en/projects-operations/projects-summary?&searchTerm=&countrycode_exact=TR

Kaynak:

Ahmet Söylemezoğlu, Küresel Ekonomi Düzeni: Kurumlar ve Kurallar (Remzi Kitabevi.)

Mahfi Eğilmez, IMF, Dünya Bankası ve Türkiye (Creative Yayıncılık) tükendi, yeni basımı yok.

Dünya Bankası Grubu Kurumları

 

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

ABD’nin ulusal borcu tüm zamanların rekoru olan 34,5 trilyon dolara ulaştı, ya diğer ülkeler?

Yayınlanma:

|

Yazan:

ABD ulusal borcu Şubat ayı sonunda ~ 34.5 trilyon dolara ulaştı ve şimdiye kadar kaydedilen en yüksek rakam oldu. Haziran ayından bu yana borç her 100 günde bir 1 trilyon dolar artıyor. Bir hatırlatmak gerekirse, bir ülke vergilerden ve diğer gelirlerden kazandığından daha fazlasını harcadığında borç seviyesi artar. Grafikte de görebileceğiniz gibi, ABD hükümetinin toplam borcu 15 Haziran 2023’te 32 trilyon doları, 15 Eylül 2023’te 33 trilyon doları ve 4 Ocak’ta 34 trilyon doları geçti. Hız devam ederse, Nisan ayında 35 trilyon dolar sınırına ulaşılacak.

Ayrıca, Şubat 2019’dan bu yana ABD’nin ulusal borcu 12,5 trilyon dolar veya yılda yaklaşık 2,5 trilyon dolar arttı. Öte yandan, ABD ekonomisi (GSYİH) aynı dönemde 7,2 trilyon dolar veya yılda yaklaşık 1,44 trilyon dolar büyüdü. Bu, son beş yılda bir birim ekonomik büyüme (GSYİH) için ABD hükümetinin 1,7 birim borç yarattığı anlamına geliyor. Başka bir deyişle, ABD ekonomisi zaman geçtikçe daha az üretken ve daha borçlu hale geliyor.

Global Markets Investor, okuyucu destekli bir yayındır. Yeni gönderiler almak ve çalışmalarımı desteklemek için ücretsiz veya ücretli abone olmayı düşünün.

Kaynak: BearTrapsReport

Bir ülkenin borcuna baktığımızda, en önemli ölçüt, bir ülkenin borçlarını (faiz ve anapara) ödeme ve geri ödeme kabiliyetini anlamaya yardımcı olduğu için ekonominin gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yüzdesi olarak borçtur. Şu anda, ABD borcunun GSYİH’ye oranı %123,7 seviyesinde bulunuyor ve bu süre zarfında ABD GSYİH’sının önemli ölçüde düşmesi ve kilitlenmeler nedeniyle borcun artması nedeniyle pandemi sırasında elde edilen tüm zamanların rekoru olan %126,2’ye yakın. Grafikte görüldüğü gibi, bu oran 2007’den bu yana kabaca %60’tan hızla yükseliyor. Kongre Bütçe Ofisi tarafından 2034 yılında bu oranın %130,6’ya ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Kaynak: ABD Hazine Bakanlığı, St. Louis Fed ve Kongre Bütçe Ofisi (CBO) verilerine dayanarak, kırmızı çizgi 2024-2034 için CBO tahminini gösteriyor

ABD Kongre Bütçe Ofisi’nin bariz nedenlerden dolayı hiçbir zaman bir durgunluk öngörmediğini ve ekonomik gerilemeler her zaman daha büyük hükümet açıkları ve GSYİH’da düşüşlerle sonuçlandığından, bir durgunluk meydana gelirse oranın çok daha yüksek olacağını belirtmek önemlidir.

BU KADAR YÜKSEK BİR BORÇ SEVİYESİ NEDEN ÖNEMLİDİR?

Tarih, bir ülke borç-GSYİH oranı için %100 eşiğini geçtiğinde, hükümetin bir tür temerrütten kaçınma olasılığının küçük olduğunu gösteriyor. Bir yükümlülüğü yerine getirememe anlamında temerrüt, burada hükümetin tahvillerine sürekli olarak enflasyondan daha düşük faiz ödediği durum olarak da kabul edilir. Başka bir deyişle, yatırımcılar (alacaklılar) enflasyona göre düzeltilmiş olarak paralarını kaybederler veya satın alma güçlerini kaybederler. Normal koşullarda, böyle bir ortamda yatırımcılar, ülke içinde daha yüksek borçluluk riskini telafi etmek için daha yüksek faiz talep ederler. Bununla birlikte, çoğu durumda, borç “çok yüksek” olduğunda, GSYİH’nın yaklaşık% 100’ü ve üzerine çıktığında, bir merkez bankası devreye girer ve aynı zamanda büyük miktarlarda devlet tahvili satın almaya başlar ve aynı zamanda getiri seviyesini (faiz) bastırır.

Bu fenomen, Lyn Alden tarafından yapılan ve Büyük Mali Krizden sonra, 2009’dan 2020’ye kadar TÜFE enflasyonuna göre düzeltilmiş Hazine bonosu (bir yıl veya daha kısa vadeli) getirilerinin negatif getirileri olduğunu gösteren analizle mükemmel bir şekilde gösterilmiştir. Aynısı 1940’larda ABD ulusal borcunun GSYİH’ya oranının da %100’ün üzerinde olduğu zaman oldu.

Geçmişe baktığımızda, bir ülkede borç-GSYİH oranlarının yüksek olduğu dönemlerde tahvil sahiplerinin satın alma gücünü kaybetmesinin mümkün olan en kötü senaryo olmadığını görebiliriz. Hirschman Capital tarafından Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 1800 yılından bu yana yaptığı çalışmalara dayanarak yaptığı analize göre, borcun GSYİH’ye oranı %130’un üzerinde olan 52 ülkeden 51’i yeniden yapılandırma, devalüasyon, yüksek enflasyon veya tamamen temerrüt yoluyla temerrüde düştü. Bunun tek istisnası Japonya idi.

Bu, ABD’nin yakında temerrüde düşeceği anlamına gelmez, özellikle de ülkenin bir rezerv para birimine sahip olduğu ve dramatik bir şey olmadıkça yabancılar tarafından ABD dolarının talep edileceği gerçeği göz önüne alındığında. Bununla birlikte, önümüzdeki yıllarda nakit ve tahvil sahiplerinin (vadeye kadar tutulursa) Federal Rezerv para politikasını normalleştirdiğinde enflasyona göre düzeltilmiş bir temelde para kaybedeceği neredeyse kesindir. Buna finansal baskı denir.

Satın alma gücünü kaybetmenin yanı sıra, bir ülkedeki GSYİH ile ilgili yüksek borç seviyesinden kaynaklanan sıradan insanlar için birkaç olumsuz etki daha vardır:

  1. Yüksek faiz ödemeleri, özellikle vergi makbuzlarıyla ilgili olarak, eğitim, altyapı, sağlık veya sosyal güvenlik için gelecekteki yatırım harcamalarını sınırlayabilir (dışarıda bırakabilir) ve aslında gelecekteki ekonomik büyümeyi düşürebilir ve yaşam kalitesini kötüleştirebilir. Faiz maliyetleri, yıllık bazda nominal olarak 1 trilyon doları çoktan geçti ve vergi gelirlerinin %35’ini oluşturuyor, bu da 25 yıldan fazla bir süredir en yüksek seviye.

Ayrıca 2023 Mali Yılında faiz harcamaları Medicaid ve diğer bütçe kategorilerinden daha yüksekti.

  1. Yüksek düzeyde borç, bir durgunluğa veya krize yanıt vermede daha az esneklik sağlar. Başka bir deyişle, Büyük Mali Kriz gibi bir olay meydana gelirse, hükümetin borç vermek için daha az yeri olacak ve kriz sonrası toparlanma, yeni yatırımların yanı sıra onu finanse etme kabiliyetinin daha az olması nedeniyle daha yavaş olacaktır.
  2. Bir hükümet, daha fazla harcamayı finanse etmek veya bütçe açığını azaltmak/ortadan kaldırmak için vergileri artırmaya karar verebilir. Vergiler yükselirse, bu, insanların ve özel sektörün mal ve hizmetlere harcayabileceği daha az gelir anlamına gelir. Bu, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde, tüketici harcamalarının GSYİH’nın %67,6’sını oluşturması nedeniyle daha az ekonomik büyüme anlamına gelecektir:

ÖZET

ABD’nin ulusal borcu son birkaç yılda sadece nominal olarak değil, aynı zamanda GSYİH’nın bir payı olarak da hızla artıyor. Her 30 saniyede bir 1 milyon dolar ekleniyor, bu daha önce hiç görülmemiş bir hız. Hükümetin ve gelecek nesillerin bu konuyla başa çıkması birçok zorluk yaratacaktır. Geçmişte, bu kadar yüksek borç seviyeleriyle mücadele etmek için finansal baskı politikaları uygulandı ve sıradan insanları ve tahvil yatırımcılarını on yıllarca finansal olarak daha kötü durumda bıraktı. Büyük Mali Krizin ardından son on yılda Amerika Birleşik Devletleri’nde bile son zamanlarda yapıldı. Ancak pandeminin ardından enflasyon kontrolden çıktı ve tekrar böyle bir ortama geri dönmek için birkaç yıla ihtiyaç var. Her şey düşünüldüğünde, herkesin yapabileceği en iyi şey, kendilerini finansal olarak eğitmek ve geleceklerini korumak için sermayelerini akıllıca tahsis etmektir. Bu durumda, yüksek kaliteli hisse senetleri, gayrimenkul ve değerli metaller (özellikle altın) uzun vadede en iyi performansı gösterir. DAHA AZ riskten kaçınan yatırımcılar için (Riskten kaçınma, riskten kaçınma ve düşük risk toleransına sahip olma eğilimidir.), risk toleransına bağlı olarak Bitcoin ve Ethereum gibi bazı kripto para birimleri de bir portföyde uygun olacaktır.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Türkiye Bankalar Birliği’nden dijital dolandırıcılık uyarısı

Türkiye Bankalar Birliği’nden (TBB) yapılan yazılı açıklamada dijital kanallarda güvenli işlemler için sıkça karşılaşılan dolandırıcılık yöntemlerine ve bu yöntemlerden korunma yollarına dair bilgilere yer verildi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Son dönemde, internet ve mobil kanallarda yaşanan dolandırıcılık vakalarının artması nedeniyle kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı doğduğuna değinilen açıklamada, sıklıkla karşılaşılan dolandırıcılık türleri sıralandı. Bunlar arasında; sahte internet siteleri ve güvensiz alışveriş platformları üzerinden yapılan dolandırıcılık, kişisel bilgilerin manipülasyon yoluyla ele geçirilmesi, sosyal medya platformlarında sahte hesaplar aracılığıyla yapılan dolandırıcılık, sahte e-posta adreslerinden gelen mesajlar ile kişisel bilgilerin ele geçirilmesi, sahte SMS ve e-postalar yoluyla kişisel bilgilerin çalınması, cihazlara uzaktan erişim sağlayarak bilgi ve para çalma girişimleri, bilgisayarlara veya mobil cihazlara zararlı yazılımlar yükleyerek veri hırsızlığı yapılması yer aldı.

Bilgilendirmede, SMS, e-posta veya sosyal medya yoluyla gelen bildirimlerdeki bağlantılara veya linklere kaynağından emin olunmadan tıklanmamasının altı çizildi.

Hizmet alınan kuruluşun resmi iletişim kanallarını kullanarak doğrulama yapılması gerektiği ve tek tıkın, kişiyi sahte sitelere veya virüslere yönlendirebileceğine dikkat çekildi.

“Emin olmadığınız mobil uygulamaları cihazlarınıza yüklemeyin”

Kullanıcıların banka hesaplarının hiç kimseye kullandırılmaması gerektiği vurgulanan bilgilendirmede, “Şifrelerinizi kimseyle paylaşmayın. Kendini savcı, polis, asker, banka çalışanı, avukat olarak tanıtan veya bir ödül, prim iadesi, kart aidatı iadesi için sizden şifrenizi, kart bilgilerinizi ve kişisel verilerinizi talep eden kişilere itibar etmeyin, bu amaçla gelen linklere tıklamayın. Güvenliğinizden emin olmadığınız mobil uygulamaları cihazlarınıza yüklemeyin. Güvenlik açığı bulunan veya korsan uygulamalar, kişisel bilgilerinizi ele geçirebilir, cihazınıza zarar verebilir ve hatta kimlik hırsızlığına yol açabilir.” denildi.

Bankalarca yapılan güvenlik duyurularının takip edilmesi yönünde uyarıda bulunulan açıklamada, kişisel bilgilerin güncel kalması için bu duyurularda iletilen uyarıların da dikkate alınması gerektiğinin altı çizildi.

“Şifrelerinizi başka uygulamalarda ve alışveriş sitelerinde kullanmayın”

Açıklamada, kişisel cep telefonuna, bilgisayara ve tablete yüklenen uygulamanın istediği izinlerin dikkatlice kontrol edilmesinin önem taşıdığı ifade edilerek şu uyarılarda bulunuldu:

“Bankacılık uygulamalarınızı resmi uygulama mağazalarından indirin. Bilinmeyen veya güvenilir olmayan kaynaklardan uygulama indirmeyin. Bankacılık uygulamalarında kullandığınız şifrelerinizi, başka uygulamalarda ve alışveriş sitelerinde kullanmayın. Daha az güvenlikli sitelerde şifreleriniz ele geçirilebilir, bankacılık uygulamalarınıza bu şifreler denenerek giriş yapılabilir.

Güvenliğinden emin olmadığınız internet sitelerinden alışveriş yapmayın. Dolandırıcılık amaçlı açılmış sahte bir site üzerinden dolandırılabilirsiniz. Banka hesap özetlerinizi ve işlemlerinizi düzenli olarak kontrol edin, şüpheli bir durumda vakit kaybetmeden bankanızla iletişime geçin. Bu kapsamda; dolandırıcılık vakalarına ilişkin olarak resmi kurumlar ve hizmet alınan kuruluşlar tarafından yapılan tüm uyarılar ve bilgilendirmeler dikkate alınmalıdır.”

AA

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

‘Yorum dolandırıcılığı’ soruşturmasında 54 tutuklama

Google haritalar uygulamasında şirketlere yorum yapılması karşılığında küçük ödemelerle güven sağlayan, daha yüksek ödeme yapılabilmesi için ‘VIP gruba’ geçiş parası talebiyle 1500’ü aşkın kişiyi yaklaşık 1 milyar 200 milyon lira dolandırmakla suçlanan 54 kişi tutuklandı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Nevşehir merkezli 19 ilde eş zamanlı düzenlenen nitelikli dolandırıcılık operasyonunda gözaltına alınan 76 şüpheliden 54’ü tutuklandı. İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin dünkü operasyonunda, 1500’den fazla kişiyi dolandırdıkları iddiasıyla gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki işlemleri tamamlandı. Nevşehir Devlet Hastanesindeki sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 54’ü tutuklandı, 15’i adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Şüphelilerden 7’sinin ise savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakıldıkları öğrenildi.

Küçük ödemelerle güven sağladılar

İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, kentteki bir müştekinin şikayeti üzerine çalışma başlatmış, yapılan araştırmada şüphelilerin yurt dışına kayıtlı numara üzerinden mesaj göndererek müştekilere “Google haritalar uygulamasında belirtilen şirketlere yorum yapıp puan verdirdiği, görevi yerine getirenlere küçük ödemeler yapılarak güven sağladıkları, daha yüksek ödemeler yapılabilmesi için “VIP gruba” geçiş parası talep ettiklerini belirlemişti.

Polisin 16 ay süren takibatında, müştekilerden toplanan paraların izlerini kaybettirmek için farklı hesaplara, daha sonra da kripto para hesaplarına aktarıldığı, paranın son olarak hiçbir kripto borsasına veya kişiye ait olmayan soğuk cüzdanlarda toplanıp nakde dönüştürüldüğü, para hacminin 1 milyar 200 milyon lira olduğu tespit edilmişti. Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla dün İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Mersin, Samsun, Diyarbakır, Adana, Karabük, Muğla, Çorum, Yalova, Kocaeli, Şırnak, Batman, Kırklareli, Hatay, Ordu ve Van‘da 95 adrese düzenlenen eş zamanlı operasyonda 76 şüpheli yakalanarak Nevşehir’e getirilmişti.

Kaynak: AA

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.