Connect with us

EKONOMİ

Tüketim çılgınlığı engellenemiyor!

Yayınlanma:

|

Günümüzde alışveriş alışkanlıkları değişti. Tüketicilerin büyük çoğunluğu artık internet üzerinden alışverişi tercih ediyor. Ancak teknolojinin sağladığı bu avantaj, tüketiciyi zaman zaman ihtiyaç dışı harcamalara da yöneltiyor. Enflasyonla mücadelede tüketimin azaltılması önem kazanmışken bu dijital tüketim çılgınlığı nasıl engellenecek? Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Murad Canbulut, kişinin ihtiyacı olsun olmasın satın alma dürtüsünü kontrol edememesi onyomaniyi yani alışveriş bağımlılığını da tetiklediğini dile getiriyor. Dr. Murad Canbulut, finansal okur-yazarlığın, gereksiz harcamaların önüne geçebileceğini savunuyor.

Peki bunu önlemek için ne gibi tedbirler alınabilir?

Günümüzde tüketici mağazaya gitmek yerine internet üzerinden alışverişi daha çok tercih ediyor. Bu durum, zamandan tasarruf ve ürüne çabuk ulaşılabilirlik gibi birçok avantaj sağlıyor. Dr. Murad Canbulut, bunun tüketiciyi rahat ettiren bu faktör olmasına rağmen, israfı da beraberinde getirebildiğini dile getiriyor. Canbulut, “Tüketiciler artık mağaza ya da AVM’lere gitmeden de alışveriş yapıyor. Salgın sonrası hayatımızda daha fazla kullanılmaya başlayan e-ticaret ile birlikte ihtiyaç dışı harcamalar da artıyor. 2023 yılı istatistiklerine bakıldığında yıllık e-ticaret hacminin 1 trilyon TL’nin üzerine çıkmış durumda.” redi.

Rakamsal verilere bakıldığında tablonun daha net ortaya çıktığını vurgulayan Dr. Canbulut, “Pandemi döneminde en çok kullanılan ödeme yöntemi ‘kredi kartı’ oldu. Toplam alışverişlerin yüzde 62’si kredi kartı; yüzde 38’i banka kartı ile yapıldı. 2021 yılının ilk yarısında e-ticaret hacmi 161 milyar TL oldu, bu geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 49’luk bir artış demek. E-ticaret ile ödeme yöntemlerinde birinci sırada yüzde 56 ile kredi kartı yer alıyor. 2021 toplam hacim 400 milyar TL’ye vardı. 2022’de ise E-ticaret sektörünün 560 milyar TL hacme ulaşması öngörülüyor” bilgisini verdi.

“Tüketicinin ihtiyacını belirlemesi önemli”

“Çünkü gereksiz harcamalarımız var.” tespitini yapan Altınbaş Üniversitesinden Dr. Murad Canbulut, bunu önlemek için öncelikli olarak tüketicinin ihtiyaçlarını belirlemesi gerektiğini belirtiyor. Altınbaş Üniversitesi’nden Canbulut’a göre, ihtiyacın ne olduğunun belirlemesi ve daha sonrasındaki aylık bütçelerin oluşturulması tüketici için önemli. Canbulut “Yani aylık ne kadarlık bir harcama yapacağım, hangi kalemlerde harcama yapacağım, bunu belirlememiz önemli. Bu noktada finansal okuryazarlık bilincinin gelişmesi büyük öneme sahip” dedi. Finansal okuryazarlığın artmasıyla ihtiyaç dışı harcamaların azalacağı belirten Canbulut, “Finansal okuryazarlık dediğimizde fiyatları, etiketleri, kampanyaları doğru okumak önem kazanıyor. Her indirim, her kampanya aslında indirim veya kampanya değildir. Bunun da altını çizmek istiyorum.” uyarısını yaptı. Bazı markaların sürekli indirim yapıyormuş gibi reklamlar yaptığına dikkat çeken Canbulut, özellikle bu markalardan alışveriş yapmadan önce ürünün farklı mağazalardaki fiyatlarıyla ilgili karşılaştırmalar yapmak gerektiğini vurguladı. Piyasa fiyat ortalamalarını dikkate alarak hareket etmenin tüketiciye büyük fayda sağlayacağını anlattı. Dikkat edilmesi gereken bir diğer konunun da özellikle kampanya dönemlerinde tüketicileri satın almaya motive etmek için önce fiyat artışı sonra indirimlerin yapıldığını kaydetti. Bu durumun önüne geçmek için ürünlerdeki fiyat değişimlerinin görülebileceği uygulamaları takip edilmesini ve kampanya dönemlerinde ihtiyaç dışı satın alma yapılmamasını önerdi.

Okumaya devam et

EKONOMİ

DİSK: “Türkiye’de Emeklilerin Durumu” araştırması yayımlandı

Yayınlanma:

|

Yazan:

DİSK-AR’ın “Türkiye’de Emeklilerin Durumu: Emekli Aylıkları, Emekli Sayıları ve Ayrılan Kaynaklar” başlıklı yeni araştırması yayımladı. Araştırma Türkiye’de emeklilerin durumunu kapsamlı olarak ele almayı amaçlıyor ve Türkiye’de emeklilerin durumu, özellikle emeklilere ayrılan kaynaklar bağlamında detaylı olarak ele alıyor. Bu araştırmada ayrıca Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) sosyal koruma harcamaları istatistiklerinden yararlanarak Avrupa ülkelerinde ve Türkiye’de emeklilerin sayısı ve emeklilere ayrılan kaynaklar, Avrupa ülkelerinin ve Türkiye’nin aktif/pasif sigortalı oranı ve Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içinde emekli aylıklarının payı karşılaştırmalı olarak yer alıyor.

DİSK-AR tarafından hazırlanan ve 13 Temmuz 2025’te kamuoyuyla paylaşılan araştırmadan özet bulgular şöyle:

  • Emeklilerin nüfus içindeki payı artarken pastadaki payı düşüyor.
  • Türkiye’de emekli aylıkları dibe doğru eşitleniyor!
  • Türkiye’de ortalama emekli aylığı 2003’te asgari ücretin yüzde 36 üzerinde iken günümüzde asgari ücretin yüzde 22 altına geriledi!
  • 2002’de ortalama emekli aylığının kişi başına GSYH’ye oranı yüzde 46,4 iken 2025’te bu oran yüzde 29’a geriledi.
  • Emekli aylığı ve hak sahiplerine yapılan ödemelerin GSYH’ye oranı AB-27 ülkelerinde ortalama yüzde 9,8 iken Türkiye’de yüzde 3,7’dir.
  • 2009-2024 arasında Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan bütçe transferlerinin Bütçe ve GSYH’ye oranı ciddi biçimde düştü.
  • 2025 yılının ilk yarısında ortalama emekli aylığı 17.252 TL ortalama işçi emekli aylığı ise 17.089 TL’dir! Buna karşın en düşük emekli aylığı 14.469 TL’dir.
  • Emekliler ve onların hak sahipleri, işçilerden sonra Türkiye’nin en büyük toplumsal grubu durumundadır: 2024 itibarıyla emekli ve hak sahipleri Türkiye nüfusunun yüzde 18,5’ini oluşturuyor.
  • 15,9 milyon emekli ve hak sahibi kişi sayısı ile Türkiye, Avrupa ülkeleri içinde emekli ve hak sahibi sayısının en fazla olduğu üçüncü ülkedir.
  • “Türkiye’de emekli sayısı çok fazla, aktif/pasif oranı çok düşük” iddiası doğru değildir.
  • Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) kapsamında çalışanlar aktif sigortalılara dahil edildiğinde aktif-pasif oranı 2024 yıl sonu itibarıyla 1,75’tir.
  • Avrupa ülkelerinde ortalama aktif/pasif oranı ortalama 1,5’tir.
  • Düşük emekli aylıkları sebebiyle milyonlarca emekli tekrar çalışıyor veya iş arıyor: 2002 yılında yüzde 36,6 olan çalışan veya iş arayan emeklilerin oranı Aralık 2024’te yüzde 65,7’ye yükseldi.

Araştırmaya ulaşmak için görsele tıklayınız:

Okumaya devam et

EKONOMİ

TÜRKİYE’NİN İHRACAT MENZİLİ VE TUTARINI ARTIRMANIN YOLLARI

Yayınlanma:

|

Yazan:

🔹 1) Ülke ve Müşteri Portföyü Genişletilmeli

Türkiye, çoğunlukla yakın coğrafyada (Avrupa, Orta Doğu) ihracat yapmaktadır. Menzili uzatmak için:

  • Afrika, Latin Amerika ve Güneydoğu Asya gibi yeni pazarlara stratejik açılım yapılmalıdır.

  • “Ticaret müşavirliği” kadroları güçlendirilerek bu ülkelerde aktif istihbarat ve firma eşleştirme yapılmalıdır.

  • “Yüzde 1 pazar payı hedefi” gibi ülke bazlı mikro hedefler belirlenebilir.

🔹 2) Sektörel ve Ürün Bazlı Uluslararası Pazar Araştırmaları

TÜBİTAK destekli veya Ticaret Bakanlığı koordinasyonlu sektörel pazar araştırmaları ihraç ürünlere özel yapılmalı.
Örnek: Türk mobilya sektörünün Brezilya, Nijerya ve Endonezya’daki algısı nedir?

🔹 3) Kaybedilen Pazarların Nedenleri Araştırılmalı

Daha önce ihracat yapılan ama sonradan terk edilen ülkeler tek tek analiz edilmelidir.

  • Neden kopuş yaşandı?

  • Yerli rakip mi çıktı?

  • Lojistik mi zayıf kaldı?

🔹 4) Aracısız Ticaret Alternatifleri Geliştirilmeli

  • Yerel distribütörlerle doğrudan temasa geçilmeli.

  • Sanal fuarlar, sektörel sanal ticaret heyetleri artırılmalı.

  • Ticaret müşavirlikleri bu geçişte aktif destek mekanizması sunmalı.

🔹 5) İhracat Organizasyonlarında Uzmanlaşma

Firmalarda “coğrafi pazar yöneticiliği” sistemine geçilmeli.

  • Örneğin; Afrika Masası, ASEAN Masası, Kuzey Amerika Ekibi gibi özel ekipler.

  • Bu uzmanlar pazarın kültürünü, rekabet koşullarını iyi analiz edebilir.

🔹 6) Ziyaret Sıklığı ve B2B Etkileşimleri Artırılmalı

  • TİM ve İhracatçı Birlikleri destekli yurtdışı B2B roadshow’ları düzenlenmeli.

  • Müşteriyle yüz yüze ilişki menzili uzatmada önemli bir faktördür.

🔹 7) Marka Algısı Araştırmaları ve Aksiyon Planları

  • Ülkelerin algı seviyeleri ölçülmeli: Kalite mi, ucuzluk mu öne çıkıyor?

  • Bu algıya uygun pazarlama stratejisi geliştirilmeli (Made in Türkiye markası konumlandırması netleşmeli).

🔹 8) Eximbank Kaynaklarına Erişim Kolaylaştırılmalı

  • Küçük ve orta ölçekli ihracatçılar için teminat ihtiyacı daha kolay karşılanmalı.

  • Teminat mektubu ve kredi kefalet sistemi sadeleştirilmeli.

🔹 9) Kurumsallaşma Odaklı Devlet Teşvikleri Artmalı

  • Turquality dışında “Kurumsallaşma Teşviki” veya “Yalın İhracatçı” modeli yaygınlaştırılabilir.

🔹 10) Katma Değerli Ürünlere Ayrıcalıklı Destek

  • Yazılım, medikal cihazlar, elektrikli araç parçaları gibi sektörlere özel, yüksek oranlı destek uygulanmalı.

🔹 11) Uzak Coğrafyalara Navlun Desteği

  • Çin’in “Belt & Road” gibi Türkiye’nin de uzak menzil için “Mavi Deniz Koridorları” politikası geliştirmesi gerekir.

🔹 12) E-Ticaret ve E-İhracat Kanalları

  • Amazon, Etsy, Alibaba gibi platformlarda Türk üreticilerin yer alması sağlanmalı.

  • Mikro ihracat (300 kg / 15.000 € altı gönderim) destekleri artırılmalı.

🔹 13) Gümrük Birliği’nin Genişletilmesi ve STA Süreçleri

  • Gümrük Birliği’nin güncellenmesi yalnızca menzil değil, pazara erişim kalitesi için de kritik.

  • Türkiye’nin AB’nin STA imzaladığı ülkelerle eş zamanlı anlaşmalar yapması sağlanmalı.

🔹 14) Yeni STA’larla Pazara Giriş Kolaylaştırılmalı

  • Afrika kıtası, Körfez Ülkeleri, Uzak Asya hedef alınmalı.

  • STA sonrası Türk ürünlerine olan talep artışı doğrudan menzili uzatır.

🔹 15) Milli Taşıyıcı Stratejisi

  • THY, MNG Kargo gibi firmalarla ihracat taşımacılığı konusunda özel kampanyalar geliştirilmeli.

  • “İhracat Lojistik Havuzu” gibi modeller kurulabilir.

🔹 16) Dil ve Kültür Engelleri Aşılmalı

  • İhracatçılara hedef ülke dillerinde eğitim / danışmanlık hizmeti verilmeli.

  • Bu ülkelerde çalışacak yerel personel istihdamına teşvik verilmeli.

🔹 17) Yeşil İhracat Stratejisi

  • Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumlu üretim yapanlara “Yeşil Sertifika” teşviki verilmeli.

  • Bu firmalara düşük faizli ihracat kredileri sağlanabilir.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Konkordato Kader mi? Finansçı Eksikliğinin Bedeli mi?

Yayınlanma:

|

Finansı Yönetemezsen Batarsın: Konkordato Alan Firmalarda Ortak Eksiklik

2025 yılı, Türkiye reel sektörü için konkordato rekorlarının kırıldığı bir yıl olarak kayıtlara geçiyor. İSO 500 listesinde dahi yer alan birçok büyük firmanın konkordato ilan etmesi, artık sorunun yalnızca küçük ve zayıf firmalara özgü olmadığını gösteriyor. Ancak bu firmaları incelediğinizde gözden kaçmayan kritik bir ortak eksiklik dikkat çekiyor:

Çoğu firmanın bünyesinde profesyonel bir finans yönetimi yok. Özellikle banka kökenli ya da kurumsal finans tecrübesi olan profesyonellerin eksikliği çarpıcı.

Nakit Akışını Yönetemeyen Batıyor

Bir şirketin kar etmesi, onun yaşayacağı anlamına gelmez. Gerçek kriz genellikle nakit akışında başlar.
Banka kökenli profesyoneller, kâr/zarar yerine nakit akış tablolarına odaklanır. Oysa konkordato ilan eden birçok şirket:

  • Nakit planlamasını yapmamış,

  • Alacak-tahsilat dengesini kuramamış,

  • Kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayamaz hale gelmiştir.

Bu durum, “mali müşavirle yürür” mantığının ne kadar yetersiz kaldığını gözler önüne seriyor.

Kredi Yönetimi Bilinmiyor

Konkordato ilan eden firmaların çoğu, bankalarla olan ilişkilerini stratejik değil, reaktif şekilde yürütüyor. Banka kökenli çalışanların yokluğunda:

  • Kredi limitleri doğru yapılandırılamıyor,

  • Yeni kredi olanakları değerlendiremiyor,

  • Bankaların nasıl karar verdiği bilinmiyor.

Oysa bir bankacının deneyimi, firmanın kredi profilini yükseltmede kilit rol oynar. Bankaların “takip riski” olarak gördüğü firma, aslında önlem alındığında krizden kurtulabilir.

Kriz Erken Uyarı Sinyalleri Göz Ardı Ediliyor

Profesyonel finansçılar, bilanço ve finansal oranlarda alarm zilleri çaldığında bunu okur ve müdahale eder. Ancak konkordato ilan eden firmaların çoğunda bu erken uyarı sistemleri ya hiç yok ya da kimse izlemiyor.

Kur riski, faiz riski, stok-finansman uyumsuzluğu gibi temel konular ya tamamen göz ardı ediliyor ya da “geç kalınarak” müdahale ediliyor.

Ders: Şirketin Kalbinde Finans Olmalı

Konkordato sadece hukuki bir çözüm değildir; aslında gecikmiş bir çöküşün ilanıdır. Finansı yönetemeyen firmaların er ya da geç bu noktaya gelmesi kaçınılmazdır.

Her şirketin – büyüklüğü ne olursa olsun –

  • Finans kökenli bir yöneticiye,

  • Banka ilişkilerini yönetecek deneyimli bir uzmana,

  • Nakit akışına hâkim bir planlamacıya
    ihtiyacı vardır.

Son Söz

“İyi muhasebeci” değil, iyi finansçı batışı engeller.
Konkordatoya sürüklenen her şirketin ardında, bir şekilde ihmal edilmiş bir finans bölümü yatar.
Unutmayın:

Finansı yönetemezsen, batarsın.

Erol Taşdelen – Ekonomist | bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.