Türk mali piyasalarında son günlerde gözlenen iyimser seyrin arkasında, Ankara-Washington hattında belirginleşen yeni bir yakınlaşmanın etkili olmaya başladığını düşünüyoruz. Takdir edersiniz ki, Batı ile geliştirilen olumlu ilişkilerin yabancı fon girişleri ile doğrudan ilişkili olduğunu iyi biliyoruz. Bu çerçevede, The Economist dergisinin 3 Temmuz 2025 tarihli sayısında, ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında şekillenen yeni dönemin mercek altına alındığını görüyoruz. Özellikle NATO çerçevesinde yeniden yakınlaşan iki liderin, Suriye, savunma iş birliği ve enerji alanlarında stratejik bir diyalog kurmaya başladığına dikkat çekilen makalede, Türkiye’nin bölgedeki rolünün yeniden tanımlandığı vurgulanıyor.
Makalede, başta Suriye olmak üzere bölgesel krizlerde iki ülkenin daha uyumlu bir çizgiye geçtiği, ABD öncülüğünde Türk, Amerikan ve Katarlı şirketlerin imza attığı 7 milyar dolarlık enerji anlaşmasının ise bu yeni dönemin simge adımı olduğu aktarılıyor. F-35 krizine ilişkin olarak, Türk ve Amerikalı yetkililerin “çözüm sadece zaman meselesi” şeklindeki açıklamaları, savunma alanındaki normalleşmenin sinyalini veriyor. Öte yandan Trump’ın, Türkiye’deki iç siyasi gelişmelere dair sessizliğini koruması da, Ankara’ya yönelik örtülü bir destek olarak yorumlanıyor.
Ancak ilişkiler tamamen sorunsuz değil. ABD’nin YPG/SDF ile iş birliğini sürdürme kararlılığı, Türkiye’nin kırmızı çizgilerine temas ediyor. Ayrıca İsrail ile İran arasında tırmanma potansiyeli taşıyan gerilim, Erdoğan-Trump ilişkisinin kırılgan yönlerini ortaya koyabilecek olası bir sınav olarak öne çıkıyor. Makalede dikkat çeken bir diğer unsur ise ABD’nin yıl sonuna kadar Suriye’deki yedi askeri üssünü kapatacağı yönündeki açıklamalar. Bu geri çekilme sürecinin, bölgedeki ABD lojistik ağı içerisinde Türkiye’nin – özellikle İncirlik Üssü’nün – stratejik önemini yeniden artırabileceğine işaret ediliyor.
Hazır The Economist dergisine yer vermişken ve tablonun iyimser tarafını ön plana çıkarmışken, gelin hep beraber her hafta perşembe günü açıklanan TCMB ve BDDK bültenlerine bakalım. Peşinen söylemeliyim ki, geçen hafta yaşanan iyimserliğin sayılara da yansıdığını görüyoruz. 4 Temmuz ile sona eren haftada parite etkisinden arındırılmış seriye göre, yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları (DTH) 4,1 milyar dolar gibi etkileyici bir seviyede azalmış. Özellikle CHP dava kararının etlendiği haftada ya da yılın ilk yarısının bittiği önemli bir bilanço döneminde, kurumsal cepheden gelen satışların rüzgârı ile bu rakamı görmek bizi çok da şaşırtmadı.
Öte yandan, TCMB’nin net döviz pozisyonun, en taze verilere göre manşet rakam olarak 31,1 milyar dolar ile 19 Mart sonrası dönemin en yüksek düzeyine geldi. Yabancının davranışını da daha iyi anlayabilmek adına menkul kıymet istatistiklerini de yakından inceledik. Söz konusu haftada, yabancının net pozisyonu toplamda 5,6 milyar dolar gibi etkileyici bir şekilde artış kaydetmiş. Hatırlanacağı üzere geçen hafta âdeta şaha kalkan hisse senetlerini ve faiz indirim çığlığı atan tahvil piyasalarını ön plana çıkararak bu tablonun sinyalini önden vermiştik. Detaylara bakmak gerekirse, yabancının hisse senedi pozisyonu 0,2 milyar USD; DİBS kesin alım 2,4 milyar dolar, eurobond ihracının da yardımı ile 3,0 milyar dolar arttı.
Geçen haftaki piyasa iyimserliğini verilerin dili ile de yorumladıktan sonra, Türk mali piyasalarına temkinli iyimser havanın korunmaya devam ettiğini görüyoruz. Her ne kadar iç siyasi riskler devam etse de, yarın Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın terörün sona erdirilmesi ile ilgili yapacağı konuşma ve ABD ile ilişkilerde devam eden iyileşme piyasaların olumlu tarafta kalmasına yardımcı oluyor. Bu tablonun bir yansıması olarak Hazine dün 6 yıl vadeli EUR cinsi eurobond ihracına çıktı. İhraç büyüklüğü 1,5 milyar EUR olarak sonuçlanırken, nihai getiri de %5,20 oldu. Borsa İstanbul dün günü %1,6 yükselişle son dönemin en yüksek seviyesi olan 10,380 seviyesinin kıyısında kapattı. Haftalık kapanışın önemli direnç seviyesinin üzerinde olması durumunda, bir sonraki durak noktasının 10,900 olacağını peşinen söyleyebiliriz. CDS risk primi sınırlı oranda gerileyerek 284 baz puanda salınırken, iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi hafif de olsa yukarıya gelerek %40,46 seviyesinden işlem gördü. USDTRY kuru ise kendi kulvarında bebek adımları ile 40,00 seviyesininin hemen üzerinde kalmaya devam etti.
Yurt dışına geçmeden önce, dün TÜİK tarafından açıklanan ve büyümeye işaret eden sanayi üretim verisini biraz da olsa şakınlıkla okuduk. Şöyle ki, Mayıs ayında yıllık bazda sanayi üretimi %4,9 ; önceki aya göre ise %3,1 büyüme kaydetmiş. Sanayici cenahından gelen olumsuz haberlerin gölgesinde yaşanan büyümenin arka planında sektör içerisinde yaşanan ayrışmada yattığını görüyoruz. Şöyle ki, tekstil ve giyim eşyalarında ciddi daralma yaşanırken, metal ürünleri imalatı, tütün ürünleri, ham petrol ve doğal giz gibi sektörlerde ise ciddi büyümenin yaşandığını görüyoruz. Sanayinin genelinde sorunlar olsa da, öldük bittik şeklinde bir yaklaşımın çok da doğru olmadığını, kâr üretmede sorun yaşanırken, emek yoğun sektörlerde sorunların daha bir ön planda olduğunu anlıyoruz.
Dönelim yurt dışında. ABD Başkanı Trump, Kanada’dan ithal ürünlere yönelik gümrük vergisini %35’e çıkaracağını ve diğer ticaret ortaklarına da %15-20 oranlarında yaygın tarifeler getireceğini açıkladı. 1 Ağustos tarihinde yürürlüğe girecek olan bu karar, özellikle Kanada Başbakanı Carney’in müzakereyle yeni bir ticaret anlaşması hedeflediği dönemde ciddi bir darbe olarak görülüyor. Trump’ın Kanada’dan ithalata vergi getirmesi ardından AB için de benzer bir mektubun yolda olduğunu belirtmesi bir miktar da olsa azalma eğiliminde olan ticaret savaşı endişelerini yeniden ön plana çıkardı. ABD borsaları geceyi yatay tamamlarken, bu sabah Pasifik’in diğer ucunda havanın tahmin ettiğimizin aksine ılımlı olduğunu görüyoruz.
Altının ons fiyatı önemli olarak gördüğümüz 3,285 dolar seviyesinden zıplayarak yeniden 3,335 dolar seviyesine yükselirken, gümüşün ons fiyatı 37 dolar seviyesini üzerine yükselmek koşulu ile son 13 yılın en yüksek haftalık kapanışını yapmaya aday görünüyor. Favori üçlünün son halkası olan Bitcoin ise haftanın son iş gününe müthiş bir şekilde başladığını not edelim. Uzun bir süredir asıl yükselişin 113,500 dolar seviyesinin üzerinde haftalık kapanış ile başlayacağını ve hedefin de 150bin dolar olacağını belirtmiştik. Bu sabah bitcoin 117bin dolar ile yeni bir rekor kırdı (bakınız grafikler).
Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde cari işlemler dengesi, yurt dışında ise Almanya’da enflasyon, İngiltere’de ise sanayi üretimi takip edilebilir. Pariteler cephesinde kalabalıkların çılgınlığına sahne olan dolar sat furyasının yavaş da olsa durulmaya başladığını, DXY’nin dipten toparlanmaya aday olduğunu not etmemiz gerekiyor! Bu sabah EURUSD paritesi 1,1670 seviyelerine gerilerken, kraliyet aslanı ise 1,3550 seviyelerinde işlem görüyor. Gözler önümüzdeki hafta açıklanacak ABD şirket bilançolarına çevirmiş durumda. Herkese güzel bir hafta sonu dilerim.
BTCUSD

Emre Değirmencioğlu