GÜNCEL
İş Yerinde Stres Yönetimi

Yayınlanma:
9 ay önce|
Yazan:
Erol Taşdelen
Her geçen yıl insan ömrü uzuyor. Yaşam beklentisi 1950’li yıllarda 50’li yaşlar civarında idi. Birleşmiş Milletler’in istatistikleri ve öngörülerine göre hazırlanan “Doğumdaki Yaşam Beklentisi/Yıllar” grafiğinde sürekli yükselen bir eğri görmeye başladık. Yaşam ortalaması 2022’de dünyada 71,7 iken, Türkiye’de 78,5’ti ve 2050’de Türkiye’de yaşam beklentisinin 83,7 olacağı öngörülüyor. Bir kişinin doğduğu an ortalama yaşam beklentisinin 83 yılın üzerinde olacağını bilmesi rahatlatıcı. Ancak, bu bazı problemleri de beraberinde getirecek. Örneğin 85 yıl yaşayacak birini kaç yaşında emekli edip üretkenliği bittikten sonra maaş ödemeye devam edeceksiniz? Bu kadar yaşlı insana kim bakacak? Hangi devletin bunca yaşlıya bakacak ekonomik imkanı var? Yoksa 90 yaşına gelmiş bir kişiye 70 yaşında olan ve zaten diyabetiyle uğraşan çocuğu mu, yoksa torunu mu bakmak zorunda kalacak? Buna bir de ileri yaşların hastalık yaşları olduğunu eklerseniz, sorun daha da büyüyecek gibi görünüyor. Belki de bu nedenle uzun yaşamı konuşurken “o yaşam süresi içinde sağlıklı yaşam süresini nasıl uzatırız” sorusunun cevabını aramak gerekiyor.
Yaşın ilerlemesiyle vücudumuzda birden fazla organ sisteminde bozulma riski artıyor. Özellikle ateroskleroz (damar sertliği) önemli bir tehdit. Damar sertliği, doğduğumuz an başlayan ve ölene kadar devam eden bir süreç. Bu süreç sonunda bazı organların besleyici damarları tıkanıyor ve o organların fonksiyonları bozulmaya başlıyor. Bahsi geçen organ kalpse, kalp krizi gelişiyor ve kalp dokusunun bir kısmı kaybediliyor. Kalbin ana görevinin kanı organlara pompalamak olması ve duvarının bir kısmını kaybetmesi sonucu pompalama gücü zayıflıyor ve kalp yetmezliği gelişmeye başlıyor. Kanser de vücutta yıkıcı etki yaratan ve bazen ölüme neden olan bir hastalık grubu. Kanser yerleştiği organın yapısını bozmaya başlıyor, başka organlara sıçrayıp onların da fonksiyonlarını bozuyor. Fonksiyonların bozulması kişinin hayatını tehdit ediyor. Elbette gelişen teknolojiyle beraber erken tanı olanaklarının artması ve tedavilerin iyileşmesiyle damar hastalıkları ve kanser gibi birçok hastalık iyileştirilebiliyor. Yine de, hastalıkların önlenmesi veya erken yakalanması en kolay ve en ucuz önlem. Bireyin üzerine düşen de sağlıklı yaşam kurallarına mümkün olduğu kadar uymak. Bunların arasında fiziksel aktiviteyi yüksek tutmak, uyku hijyenine ve miktarına özen göstermek, sağlıklı beslenmek, kötü alışkanlıklardan uzak durmak ve stres kontrolü yer alıyor.
Stres, vücudun kendi içinde veya ortamda algıladığı bir uyarana karşı verdiği savunma cevabı aslında. Bu uyaran psikolojik bir travma da olabilir, fiziksel bir tehdit de… İşte bu nedenle stres her zaman kötü değildir. Klasik bir örnek olmakla birlikte, caddede karşıya geçerken son hızla gelen dikkatsiz bir sürücünün üzerinize arabayı sürmesi sizde saniyeler içinde stres tepkisi yaratır ama bu hayatta kalmanızı sağlar. Arabanın sizin için bir hayati tehdit oluşturduğunu anladığınız an beyninizin derinlerinde, hipotalamus’ta zincir reaksiyon başlar ve böbrek üstü bezine sinyaller gönderilir. Bu sinyaller hormon ve sinirler aracılığıyla gönderilir. Bu sinyalleri alan böbrek üstü bezi, “stres hormonları” olarak tanımlanan bir grup hormon ve biyokimyasal madde salgılar. Bunlardan biri “adrenalin”dir. Adrenalin kalp hızını ve solunum hızını artırır, kaslarınızın enerji için glukoz kullanmasını kolaylaştırır, bazı damarları büzüştürür ve böylece kaslarınıza daha fazla kan pompalanmasını sağlar, terlemeyi hızlandırır ve insülin üretimini baskılar. Bir diğer stres hormonu ise “kortizol”dür. Onun görevi ise, kandaki glukozu yükseltmek, beynin glukozu daha etkin kullanmasını sağlamak, hayati önemi olmayan vücut fonksiyonlarını baskılamak ve bağışıklık sistemini yavaşlatmaktır. Bu kısa paragrafta gördüğünüz gibi, esas olarak bu hormonlar sizin çok kısa bir süre içinde kas kuvvetinizi artırır ve savaşmanızı veya daha hızlı kaçmanızı sağlar. Benim önerim üzerinize hızla gelen bir arabayla savaşmanız değil, kaçmanızdır.
Bu örnek günümüze uyarlanmış bir hikâyedir. Muhtemelen binlerce yıl içinde gelişen bu mekanizma açıkta vahşi hayvanlarda sürekli tehdit altında olan insan türünün evrimle geliştirdiği bir süreçtir. Günümüzde hiçbirimiz vahşi bir ortamda yaşamıyoruz, ancak bize iş yerinde veya çalıştığımız sektörde benzer tehditleri içeren durumlar ve aslanlar, kaplanlar olabiliyor. İş yerindeki stres algısı da kısa süreli olmuyor. Sıklıkla uzun süre devam ediyor. Vücudun sürekli stres algısı içinde olması da biraz önce anlattığımız hormonların sürekli yüksek seyretmesine neden oluyor ve sonunda kan damarlarında tıkanmalara, yüksek tansiyon, kalp krizi, felç, baş ağrısı, anksiyete, uykusuzluk, obezite, Tip II şeker hastalığı, osteoporoz ve bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla sık enfeksiyonlara yol açıyor.
Kronik stres iş yerinde de bazı sıkıntıların doğmasına neden olabilir. Kaynak işyeri olabilir ama sonuçları da işinizi ilgilendirdiği için, bunun sonunda kendinizi kısır bir döngü içinde bulabilirsiniz. Kronik stresin yarattığı tablo içinde işinizde gerçekleşen bir problemi çözmede kendinizi yetersiz hissedebilirsiniz. Sevmediğiniz bir işte yıllarınızı geçirip başka alternatifleri değerlendirme gücünü kendinizde bulamazsınız. Yine, kendinizi yapmamanız gerektiğini düşündüğünüz işleri yaparken bulabilirsiniz. İş arkadaşlarınızla sürtüşmeler yaşayabilirsiniz ve psikolojik olarak daha da yıpranabilirsiniz.
Stressiz bir yaşam mümkün değildir ama stres kontrollü bir yaşam mümkündür. Önemli olan, stresin kronik hale gelmesini önlemeye çalışmak ve sonuçlarının etkisini azaltacak yöntemleri hayatımıza uyarlamaktır.
- Öncelikle sağlıklı beslenmenin önemli olduğunu hatırlamak gerekli. Sürekli ultra işlenmiş ve işlenmiş gıda tüketmek bağırsak bakterilerinin dengesini bozar. Mutluluk hormonlarından biri olan serotoninin neredeyse yüzde 80-85’i bu bakterileri tarafından sentez edildiği için bağırsaklardaki dengenin bozulması fiziksel sağlığı olduğu kadar ruhsal sağlığı da tehdit eder.
- Her gün en az 7-8 saat uyuyun. En sık atlanan ve göz ardı edilen sorun belki de budur. Hatta az uyumakla övünme hatasında düşenler de aramızda çoktur.
- Düzenli egzersiz stres kontrolünde çok önemlidir. Egzersiz hem epigenetik olarak hem de otonom sinir sisteminin çalışması üzerinde etki ederek stresin istenmeyen etkilerini kontrol altında tutar.
- Pek çoğumuz için işyerinde kahve tüketimi kontrol dışına çıkabiliyor. Günde 400 mg’ın üzerinde kafein almamaya özen gösterin. Bir kupa filtre kahvede 100-140 mg, bir fincan Türk kahvesinde 65-75 mg arasında kafein olduğunu bilmekte fayda var.
- Mümkün olduğu kadar sosyalleşmeye özen gösterin. Bu kural dışarısı için olduğu kadar iş yeriniz için de geçerli. Hayatınızın büyük bir kısmını geçirdiğiniz ofis sizin için aynı zamanda iyi zaman geçirdiğiniz bir yer olarak kodlanmalı beyninizde.
- Kendinize zaman ayırın ve işyerinizde de gevşeyebilecek alanlar keşfedin.
- Bunların yanı sıra meditasyon teknikleri oldukça yararlıdır. Son zamanlarda yayınlanan bir çalışma, günde 12 dakika meditasyon yapan kişilerin telomer uzunluklarının daha az kısaldığını yani uzun yaşam şanslarının daha yüksek olduğunu gösterdi.
Özetle, kısa dönem stres hayat için kurtarıcıdır ama kronikleşmesi hem ruhsal hem de fiziksel sağlık açısından risk oluşturur. İş yerlerimiz stres kaynaklarının çok olduğu ortamlardır. Kontrol edilmediği takdirde sağlığımızı tehdit edebilir. Bireysel olarak alabileceğimiz önlemler kadar iş yerinde çalışanların ortak kararları da iş yerinde stresi azaltmak için önemlidir. Sonuçta bu da bir ekip işidir.
Prof. Dr. Murat AKSOY-HBR
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

Yayınlanma:
1 gün önce|
25/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Kitap Künyesi
-
Kitap Adı: Nasıl Yatırım Yapılır?
-
Alt Başlık: Kişisel Yatırımın Cesur ve Yeni Dünyasına Yolculuk
-
Yazarlar:
-
Peter Stanyer
-
Masood Javaid
-
Stephen Satchell
-
-
Çevirmen: S. Cem Çiloğlu
-
Yayınevi: The Economist Books / Türkçe baskı: Epsilon yayınevi
-
Dil: Türkçe (Orijinal dil: İngilizce)
-
Kapsam: Yatırımın temellerinden başlayarak kişisel finans, portföy yönetimi, risk dağılımı ve yeni nesil yatırım araçlarına kadar geniş bir perspektif sunar.
-
Hedef Kitle: Yatırıma yeni başlayacak bireyler, kişisel finansına yön vermek isteyenler ve stratejik portföy oluşturmak isteyen yatırımcılar.
İçerik Özeti
-
Yatırımın Temel İlkeleri
-
Risk ve Getiri Dengesi
-
Portföy Teorisi
-
Fon Seçimi ve Dağılımı
-
Alternatif Yatırım Araçları (ETF’ler, tahviller, emtialar, kripto varlıklar)
-
Yatırım Psikolojisi ve Karar Alma Süreçleri
-
Güncel Piyasa Gelişmeleri ve Etkileri
“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti
1. Yatırımın Temelleri
Kitap, yatırımın amacını net şekilde tanımlayarak başlar: paranın zaman içindeki değerini korumak ve artırmak. Yatırımcılar için temel kavramlar olan risk, getiri, zaman ufku, likidite gibi konular ele alınır.
📌 Ana fikir: Her yatırım bir risk içerir; önemli olan bu riski bilinçli şekilde yönetebilmektir.
2. Portföy Oluşturma ve Risk Dağılımı (Diversifikasyon)
Yazarlar, yatırımcılara tüm yumurtaları aynı sepete koymamaları gerektiğini anlatır. Portföy oluştururken farklı varlık türleri arasında dağılım yapmanın önemi vurgulanır: hisse senetleri, tahviller, nakit, emtialar, alternatif yatırımlar gibi.
📌 Ana fikir: Sağlam bir yatırım stratejisi; çeşitlendirme, maliyet bilinci ve hedefe uygunlukla mümkündür.
3. Varlık Sınıfları ve Araçlar
Bu bölümde yatırım yapılabilecek başlıca varlıklar detaylı şekilde anlatılır:
-
Hisse senetleri: Uzun vadede büyüme sağlayan ama dalgalı ürünlerdir.
-
Tahviller: Daha düşük riskli, ama sınırlı getirili.
-
Nakit ve mevduat: Güvenli ama enflasyona karşı kırılgan.
-
Alternatif yatırım araçları: Gayrimenkul, hedge fonları, özel sermaye ve son zamanlarda kripto varlıklar gibi yeni trendler.
📌 Ana fikir: Her varlık sınıfının risk-profili farklıdır ve yatırımcının hedeflerine göre seçilmelidir.
4. Zaman ve Psikoloji Faktörü
Yatırımcıların en büyük düşmanlarından biri kendileridir. Korku, açgözlülük, sürü psikolojisi gibi duygusal faktörlerin yatırım kararlarını nasıl etkilediği anlatılır. Piyasa zamanlamasının zor olduğu, uzun vadeli düşünmenin önemi vurgulanır.
📌 Ana fikir: Duygusal kararlar yerine disiplinli bir yatırım stratejisi başarı getirir.
5. Yatırım Stratejileri ve Yaklaşımlar
Pasif ve aktif yatırım farkı, endeks fonlarının avantajları, değer ve büyüme yatırımcılığı gibi farklı yatırım stratejileri açıklanır. Ayrıca, yaşa ve gelir seviyesine göre yatırım stratejileri örneklenir.
📌 Ana fikir: Herkesin yatırım stratejisi kişisel durumuna, hedeflerine ve risk toleransına uygun olmalıdır.
6. Geleceğe Hazırlık ve Yeni Trendler
Kitabın son bölümleri geleceğin yatırım dünyasına odaklanır. ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim kriterleri), yapay zeka destekli algoritmalar, robo-danışmanlar, fintech’ler gibi konular ele alınır.
📌 Ana fikir: Yatırım dünyası hızla değişiyor; bilgiye açık ve adapte olabilen yatırımcılar öne çıkacak.
Genel Değerlendirme
Bu kitap, yatırım dünyasına giriş yapmak isteyenler için bilimsel temellere dayalı, pratik ve anlaşılır bir kılavuzdur. Hem yeni başlayanlar hem de stratejisini geliştirmek isteyen yatırımcılar için değerli bilgiler sunar.
Dr. Abbas Karakaya
KÜÇÜKLERE/BÜYÜKLERE YAZ OKUMALARI-II

Yayınlanma:
1 gün önce|
25/06/2025Yazan:
Dr. Abbas Karakaya
Kitap okunan yerde sevgi ve umut vardır sloganımızı tekrarlayarak bu yazımıza başlayalım. Bu yazıda iki kitap var. Birincisi, Samed Behrengi’nin Küçük Kara Balık (Balaca Gara Balıg) adlı şaheseri. Sadece İran’da değil, dünyanın pek çok yerinde okunmuş ve çok sevilmiş bir kitaptır bu. Yaşadığı derede sıkılan, derenin sonunu merak eden Küçük Kara Balık annesinin ve çevresindeki büyüklerin tüm itirazlarına rağmen evinden, yani deresinden ayrılır ve dünyanın geri kalanının (ırmak, göl, deniz) keşfine çıkar. Engellerle, tehlikelerle karşılaşsa da yolundan vazgeçmez. Gördükleri, yaşadıkları mücadele etmenin, dayanışmanın, yeni şeyler öğrenmenin, zorluklarla karşılaşıp kendi gücü ve sınırlarını keşfetmenin mutluluğunu yaşatır Küçük Kara Balığa. Küçük Kara Balığın hayatı, yolculuğu onu tanıyana balıklara arasında dilden dile anlatılan bir efsaneye dönüşür. Öykünün sonunda ihtiyar bir balık KKB’ın hayatını ‘on iki bin torununa’ anlatır. Ve dinleyici yavru balıklardan birinin düşüne ‘deniz’ girer. Adı Küçük Kırmızı Balık olan bu yavru balık ‘Sabaha kadar denizi düşündü durdu’. Hikayemiz bu tümceyle biter.
İkinci kitabımız da bir evden ayrılış, kendini bulma hikayesi. Rusya’nın tanınmış çocuk kitapları yazarı Eduard N. Uspenski’nin Fedor Amca adlı kitabı. Fedor Amca öykünün ana kahramanı olan altı yaşında bir çocuk. Ailesi, çok sevdiği, konuşan kedisinin evde yaşamasına izin vermeyince evden ayrılır, bir köyde yaşamaya başlar. Köyde daha başka hayvan arkadaşları da olur. Doğayı, hayvanları, insanları birinci elden tanımak zorunda kalır. Gülmece türünde usta işi bir kitap. Küçük Kara Balık’a göre Fedor Amca’nın evden ayrılış sebepleri farklı olsa da iki karakter de aklına koydukları şeyi itirazlara rağmen gerçekleştirirler. Fedor Amca köyde yaşarken anne ve babasını mektupsuz bırakmaz. Ancak gelip eve götürmelerini önlemek için yaşadığı köyün adını, adresini bildirmez. Kitabı aslından çeviren Faruk ünlütürk’ün çevirisi de çok güzel. G. Kalinovski’nin sevimli, sade çizimleri de kitabın lezzetini artırıyor.
Karşı çıkmayı ve kararlı olmayı didaktizme düşmeden anlatan bu iki ölümsüz, güzel kitap kalbinizde ve zihninizde iz bırakacak. Okuması sizden.
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Yayınlanma:
1 gün önce|
25/06/2025Yazan:
BankaVitrini
İran ve İsrail, 12 gün süren çatışmaların ardından Trump’ın aracılığıyla ilan edilen ateşkese büyük ölçüde uyarken, taraflar zafer ilan etse de ateşkesin kırılgan olduğu ve karşılıklı ihlâl suçlamalarının sürdüğü görülüyor. ABD Savunma İstihbarat Teşkilatı’nın ön raporuna göre, Trump’ın “nükleer programı yok ettik” iddiasına karşın İran’ın nükleer kapasitesi yalnızca birkaç ay geriye itildi; yeraltı tesislerin girişleri kapansa da altyapı büyük ölçüde sağlam kaldı. Bu gelişme, Trump’ın İran’a yönelik hava saldırısının başkanlığının en büyük siyasi kumarı olarak görülmesine yol açarken, “sınırlı müdahale ile büyük diplomatik zafer” stratejisinin uzun vadede ters tepebileceği vurgulanıyor. Özellikle Trump’ın kampanya döneminde verdiği “sonsuz savaşlara son” sözleriyle çelişen bu adım, hem MAGA hareketinde kafa karışıklığına neden oldu hem de dış politikada kırılganlık yarattı. Nitekim Reuters/Ipsos anketine göre kamuoyunun sadece %36’sı saldırıyı destekliyor, Trump’ın genel onay oranı ise %41’e gerileyerek ikinci döneminin en düşük seviyesine inmiş durumda.
Dün ateşkesin kırılganlığına dair gelen haber akışlarına rağmen piyasalar, yaşananları bir belirsizlik değil, taşların yerine oturması için gereken bir geçiş süreci olarak yorumladı ve günü iyimser bir havada tamamladı. Jeopolitik tansiyonun düşmesi ve Hürmüz Boğazı’nın kapanmayacağına dair beklentiler, arz endişelerini yatıştırırken, tahterevalli misali hareket eden petrol fiyatları savaş öncesi seviyelere geri döndü. Brent petrolün varil fiyatı %12 gerileyerek 67 dolar seviyesini test etti.
Güvenli liman altın, geçtiğimiz hafta artan risklerle 3,450 doları görmesinin ardından, ateşkes haberiyle birlikte 3,295 dolara kadar geri çekildi ve bu sabah itibarıyla 3,330 dolar seviyesine toparlandı. Altındaki bu düzeltme, gümüş fiyatlarını da baskıladı. On üç yılın zirvesine yürüyen hareketin başlangıç noktası olan 35,25 dolar seviyesi dün bir kez daha test edilse de, bu sabah gümüşün yeniden 36 dolar seviyesine toparladığını görüyoruz. Öte yandan, fiat para sistemine olan güvenin sarsıldığı bu dönemde alternatif değer saklama aracı olarak öne çıkan Bitcoin, 107bin dolar seviyesine yükselerek direnç hattını zorlamaya başladı. Asıl ivmenin ise 113 bin dolar seviyesinin aşılmasıyla hız kazanacağı görüşündeyiz (bakınız grafik).
FED Başkanı Powell, Kongre’de yaptığı yarıyıl sunumunda, henüz faiz indirimine gitmek için acele etmeyeceklerini yineledi. Yaz aylarında gümrük tarifelerinin enflasyonu yukarı çekmeye başlayabileceğini belirten Powell, bu gelişmelerin para politikası kararları açısından belirleyici olacağını vurguladı. Güçlü seyreden işgücü piyasası ve tarifelerin nihai etkisine dair belirsizlik nedeniyle temmuz toplantısı dâhil, kısa vadede faiz indiriminin gündemde olmadığını açıkladı. Powell, FED’in Trump yönetiminin ticaret politikalarına destek ya da karşı durmak gibi bir amacı olmadığını, ancak bu politikaların enflasyon üzerindeki etkisinin dikkatle izlenmesi gerektiğini ifade etti.
Powell’ın ifadeleri, yatırımcıların temmuzda faiz indirimi beklentilerini azaltmasına, bunun yerine eylül ayında bir indirim olasılığını daha fazla fiyatlamasına neden oldu. FED’in mevcut para politikası duruşunu koruduğunu yineleyen Powell, enflasyonun gerçekten sınırlı kalması durumunda faiz indiriminin erkene çekilebileceğini de söyledi. Öte yandan, Trump’ın Powell’a yönelik eleştirileri yeniden gündeme gelirken, Başkan’ın FED’in politika faizini en az 2-3 puan daha düşük seviyeye çekmesi gerektiği yönündeki açıklamaları da dikkat çekti.
Vadeli kontralara göre, FED’den sene sonuna kadar 60 baz puan yani en az iki kez 25 baz puan faiz indirimi fiyatlanıyor. Powell’ın açıklamalarına rağmen son üç haftadır gerileyen 10 yıllık gösterge ABD tahvil faizi %4,30 seviyesini test etti. Dolar zayıflığı ise şiddetini daha da artırdı: DXY 97’li seviyelere kadar gerileyerek son üç yılın en düşük seviyesini test ederken, EURUSD paritesi ise 1,1640 seviyesini test ederek son dört yılın zirvesine yürüdü. Daha basit bir anlatımla, eğer dolar sene başı 100 seviyesinde ise bugün 90 seviyesine gerilerken, EUR ise 112 seviyesine yükseldi!
İsrail-İran savaşında taraflar ateşkesi resmî olarak kabul etmeleri ve petrol fiyatlarının savaş öncesi döneme geri gelmesi Türk mali piyasalarını belirgin derecede olumlu etkiledi. Jeopolitik riskler ve beraberinde artan enerji fiyatlarına paralel Haziran toplantısını pas geçen TCMB’nin Temmuz toplantısında 350 baz puan faiz indirimine gideceğine kesin gözüyle bakılınca, TL ve TL cinsi varlıklara alım geldi. Şöyle ki, savaş süresince negatif etkilenen hisse senetleri, dün de bültenimizde belirttiğimiz üzere alımlara sahne olarak günü %3,4 yükselişle tamamladı. Teknik mânâda yukarıda 9,800 endeks seviyesine kadar yükseliş isteğinin korunacağını düşünüyoruz. Bu da ilave %3 yükseliş potansiyeli demek. Öte yandan, faiz indirimlerinin ‘yarayacağı’ bankacılık sektörüne de alıcı gözle bakmak gerektiğini belirtmiştim. Dün XBANK günü %4,3 yükselişle günü tamamlarken, yine faiz indirimi beklentisi ile iki yıl vadeli gösterge bileşik faiz yaklaşık 2,5 puan düşüşle %42,5’e kadar geriledi. USDTRY kuru 39,70’li seviyelere kadar yükselmesi ardından yönünü hafifçe de olsa aşağıya çevirerek 39,58 seviyesini test etti. CDS risk primi yeniden 300 baz puanın altına geriledi.
Havanın olumluya dönmesi ile Hazine 2030 vadeli USD cinsi sukuk ihracı için bankaları dün yetkilendirdi. İhaleye gelep talep 5 milyar doları aşarken, Hazine 2,5 milyar dolar borçlandı; nihai getiri %6,85 oldu. Benzer bir şekilde bir önceki gün de Eximbank da %7 getiri ile 500 milyon dolar büyüklüğünde 3 yıl vadeli tahvil ihracı yapmıştı.
Dün Türkiye cephesinde açıklanan reel sektör güven endeksi ve finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyonu dikkatimizi çekti. Haziran ayında mevsimsellikten arındırılmış seriye reel sektör güveni son 10 ayın en düşük düzeyinde gerçekleşirken, enflasyon beklentilerindeki düzelme ise devam etti. Öte yandan, finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyonu Nisan ayında bir önceki aya göre yaklaşık 12 milyar dolar daha bozulurken, toplam açık pozisyon 172 milyar dolar seviyesine gelerek son yedi yılın en yükseğine ulaştı. Açıklanan İSO 500 verilerinde, şirketlerin yaptığı faaliyet kârın neredeyse tamamının finansman maliyetine gittiğini düşünürsek, şirketlerin yüksek TL faiz yerine faaliyetlerini sürdürmek adına riskli olsa da döviz kredisine baş vurduklarını görüyoruz!
ABD borsalar geceyi %1’in üzerinde yükselişle tamamlarken, yeni gün başlangıcında, Pasifik’in diğer ucunda iyimser havanın koruduğunu görsem de kazanımların çok da güçlü olmadığını not edelim. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de hafif de olsa eksiler göze çarpıyor. Öte yandan gözler Lahey’de toplanan NATO Zirvesini takip ediyor. Liderler, ABD Başkanı Trump’ın baskısıyla savunma harcamaları hedefini GSYH’nin %5’ine çıkarma konusunda uzlaştı. Bu yeni hedef, Trump’ın uzun süredir dile getirdiği müttefikler daha fazla ödemeli talebine yanıt niteliğinde ve 10 yıl içinde hayata geçirilmesi planlanıyor. Harcamaların %3,5’i doğrudan savunma (askerî harcamalar, silahlar vb.), %1,5’i ise siber güvenlik, altyapı ve enerji güvenliği gibi destekleyici kalemlere ayrılacak.
NATO Zirvesi kapsamında Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump bir araya geldiler. İkili ilişkiler, bölgesel ve küresel konular ele alınırken, Trump’ın Netanyahu’ya daha fazla ABD saldırısı beklememesi gerektiğini ilettiğini okuyoruz. Mali piyasaların makro gündemi bugün sakin görünüyor. ABD’de açıklanacak yeni konut satışları takip edilebilir. Her ne kadar küresel arenada haber akışı yoğun olsa da, gözler bir diğer taraftan 30 Haziran tarihinde CHP Kurultayına yönelik iptal duruşmasına çevrildi. İptal yönünde (mutlak butlan) bir karar ihtimalinin zayıf olmadığını özellikle Kılıçdaroğlu’nun basına yansıyan açıklamalarından düşünmeye başladık!
Bitcoin
Teknik mânâda Ters Omuz Baş Omuz (TOBO) görünümü hâkim olsa da, hareketin akım yönü biraz kafamızı karıştırıyor. Normalde TOBO için akım yönünün yani hareketin başlangıç kısmının aşağı yönlü olması gerekirdi. Yine de, 113bin dolar civarında olan boyun çizgisine dikkat edeceğiz. Üzerinde kapanış görmemiz durumunda, teknik mânâda 150bin dolar seviyesinin önünün açılacağını düşünüyoruz.
Emre Değirmencioğlu
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (848)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.144)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (453)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.853)
- GÜNCEL (3.232)
- GÜNDEM (3.198)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.250)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.058)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (65)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (35)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

KÜÇÜKLERE/BÜYÜKLERE YAZ OKUMALARI-II

Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Veri Okumayan Yönetici, Karanlıkta Yürür

Piyasa Beklemiyordu! Bitcoin Neden Patlama Yaşadı?

Finans Koltuğundan CEO Masasına

Hazine’den Kripto Para ile Suç Gelirlerine Sıkı Denetim Geliyor

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Papara’dan açıklama: Özür diledi

Firma Finans Bilinci Neden Stratejik Bir Güçtür?

Finansın En Önemli 10 Formülü ve Önemi

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül
- Son dakika: Bugünkü Sayısal Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 25 Haziran 2025 Çılgın Sayısal Loto bilet sonucu sorgulama ekranı! 25/06/2025
- Son dakika: Bugünkü Şans Topu çekilişi sonuçları belli oldu! 25 Haziran 2025 Şans Topu bilet sonucu sorgulama ekranı! 25/06/2025
- SON DAKİKA | Borsa günü düşüşle tamamladı 25/06/2025
- Bakan Kurum'dan İstanbul için müjde: Kiralık sosyal konut yapılacak 25/06/2025
- Türk Eximbank Genel Müdürlüğü yeni binasına taşındı 25/06/2025
- Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman hedefi 25/06/2025
- İran-İsrail gerilimi: Türk gemileri güvende mi? Bakan Uraloğlu açıkladı... 25/06/2025
- Resmi Gazete'de bugün (26.06.2025) 25/06/2025
- SPK'dan 2 şirketin sermaye artırımına onay 25/06/2025
- Fed'den bankaların sermaye gereksinimlerini gevşetecek değişiklik teklifine onay 25/06/2025
- Powell: Stagflasyon temel senaryomuz değil 25/06/2025
- Trump Powell'a eleştirilerini sürdürdü: Zeka seviyesi yaptığı iş için düşük 25/06/2025
- Erdoğan: F-35'ler konusunda Trump'ın iyi niyetli olduğunu gördük 25/06/2025
- Yapı Kredi'ye uluslararası piyasalardan 710 milyon dolarlık yeni kaynak 25/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı