Connect with us

Gülbeyaz Gergün

İtalya’da Göç Alarmı: Devlet OHAL’de!

Yayınlanma:

|

İtalya göçmen krizi nedeniyle olağanüstü hâl (OHAL) ilan etti. Nisan 2023’te İtalya hükümeti, Akdeniz üzerinden artan düzensiz göçmen akınına karşı ülke genelinde altı aylık bir OHAL kararı aldı. Bu karar, özellikle Lampedusa Adası’na kısa sürede binlerce göçmenin ulaşmasıyla yaşanan kriz üzerine alındı. OHAL kapsamında, göçmen kabul merkezlerinin kapasitelerinin artırılması, sığınma başvurularının hızlandırılması ve iltica koşullarını karşılamayan kişilerin ülkelerine geri gönderilmesi gibi acil önlemler uygulanmaya başlandı.

Ekim 2023’te ise bu OHAL süresi altı ay daha uzatıldı. Ayrıca, İtalya hükümeti Arnavutluk ile bir anlaşma yaparak, bazı sığınmacıların başvurularının değerlendirilmesi sürecinde Arnavutluk’ta barındırılmasını öngören bir düzenlemeye gitti. Bu uygulama, Avrupa Birliği içinde tartışmalara yol açtı ve insan hakları örgütleri tarafından eleştirildi.

Sonuç olarak, İtalya’nın OHAL ilanı ve uygulamaları, göçmen krizine karşı alınan sert önlemler kapsamında değerlendiriliyor. Bu durum, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde çeşitli tartışmaları beraberinde getirdi.

İTALYA’NIN GÖÇMEN POLİTİKASI NEDİR?

İtalya’nın göçmen politikası, Avrupa Birliği’nin genel göç ve iltica çerçevesi içinde şekillense de, ülkenin coğrafi konumu nedeniyle özellikle Akdeniz üzerinden gelen düzensiz göç konusunda kendine özgü ve zaman zaman sertleşen uygulamalara sahiptir. İşte İtalya’nın göçmen politikalarının ana hatları:

1. Sınırlarda Güvenlik ve Akdeniz Geçişleri

  • İtalya, Afrika’dan gelen göçmenler için Avrupa’ya açılan ana kapılardan biridir. Libya, Tunus gibi ülkelerden gelen tekneler sıklıkla Lampedusa gibi İtalyan adalarına ulaşır.

  • Denizden kurtarma operasyonları uzun süredir tartışmalı bir konu. Özellikle son yıllarda bazı sağ hükümetler, STK’ların kurtarma gemilerine limanlara giriş izni vermemekte veya ciddi kısıtlamalar getirmekte.

  • 2022’den itibaren Meloni hükümeti, düzensiz göçmen akışını sınırlamak adına Libya ve Tunus’la ikili anlaşmalar yaparak, geri göndermeler ve insan kaçakçılığıyla mücadeleye odaklandı.

2. İltica ve Sığınma Politikası

  • AB kuralları gereği, sığınmacılar geldikleri ilk AB ülkesinde başvuru yapmak zorundadır. Bu da İtalya’yı, yüksek sığınma başvuru oranlarıyla baş başa bırakır.

  • İtalya’da sığınma süreci karmaşık ve uzun olabilir. Bazı başvurular aylarca veya yıllarca sürebilir.

  • Kabul oranı değişkenlik gösterse de, ekonomik göçmenler çoğunlukla reddedilir.

3. Göçmen Karşıtı Politikalar ve Yasa Değişiklikleri

  • Özellikle Matteo Salvini’nin İçişleri Bakanlığı döneminde (2018-2019) göç karşıtı yasalar yürürlüğe girdi. Örneğin:

    • Göçmenlik için insani oturma izinleri kısıtlandı.

    • STK gemilerine ağır para cezaları getirildi.

    • Geri gönderme prosedürleri hızlandırıldı.

  • Meloni hükümeti, Salvini’nin çizgisini devam ettirerek “İtalya’ya sadece nitelikli ve yasal yollarla gelen göçmenler lazım” vurgusunu yapıyor.

4. AB ile Dayanışma ve Dağıtım Krizi

  • İtalya, yıllardır AB’den yük paylaşımı talep ediyor. Ancak Orta Avrupa ülkelerinin (Macaristan, Polonya gibi) bu konuda isteksiz olması nedeniyle İtalya, tek başına göç yükünü taşıdığını savunuyor.

  • AB düzeyinde zorunlu göçmen dağıtım sistemi kurulması fikrini destekliyor ama bu konuda Avrupa içinde anlaşmazlıklar sürüyor.

5. Ekonomik Entegrasyon ve Çalışma İzinleri

  • Tarım ve yaşlı bakımı gibi sektörlerde göçmen emeğine yoğun ihtiyaç duyuluyor.

  • Zaman zaman “sanatoria” adı verilen af yasaları ile düzensiz göçmenlere yasal statü veriliyor.

  • Ancak sosyal uyum ve entegrasyon politikaları genellikle yetersiz ve bölgesel farklılıklar içeriyor.

İtalya’nın göçmen politikası; sert güvenlikçi önlemler, AB ile dayanışma arayışları, insani ve ekonomik ihtiyaçlar arasında sıkışmış durumda. Göç, İtalyan iç siyasetinde de çok tartışmalı bir konu olduğu için uygulamalar sıkça değişebiliyor.

Okumaya devam et

Gülbeyaz Gergün

Soğuk Savaş’tan sonra ilk: Almanya askerleri Litfanya’ya konuşlandı

Yayınlanma:

|

Almanya, 2024 yılı içinde Litvanya’ya kalıcı bir askeri birlik göndermeye başladı.

Özetle:

  • Almanya, NATO’nun Doğu Avrupa’daki caydırıcılığını artırma stratejisi kapsamında Litvanya’ya yaklaşık 4.800 Alman askeri konuşlandırıyor.

  • Buna ek olarak 200’e yakın sivil destek personeli de görev yapacak.

  • Almanya’nın Litvanya’daki bu askeri varlığı kalıcı bir tugay şeklinde olacak. (Tugay, yaklaşık 4.000-5.000 kişiden oluşan büyük bir askeri birliktir.)

  • Bu kararın ana nedeni, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından sonra NATO’nun doğu kanadını güçlendirme ihtiyacı.

  • Litvanya zaten uzun süredir Almanya’dan böyle bir adım bekliyordu. Çünkü Rusya’ya çok yakın ve kendini tehdit altında hissediyor.

  • Almanya ayrıca bu tugayın üslenmesi için Litvanya’da büyük bir altyapı yatırımı da yapıyor: yeni kışlalar, eğitim alanları, lojistik merkezleri kuruluyor.

Bu adım, Almanya için çok önemli çünkü Soğuk Savaş’tan bu yana ilk kez ülke dışında kalıcı bir askeri birlik konuşlandırmış oluyor.

Okumaya devam et

Gülbeyaz Gergün

PAKİSTAN HİNDİSTAN GERİLİMİ NİÇİN TIRMANIYOR?

Yayınlanma:

|

Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimin tırmanmasının temel nedeni, 22 Nisan 2025’te Hindistan’ın Cammu Keşmir bölgesindeki Pahalgam kasabasında gerçekleştirilen ve 26 turistin hayatını kaybettiği terör saldırısıdır. Saldırının sorumluluğunu, Pakistan merkezli ve Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak tanınan Lashkar-e-Taiba’nın bir uzantısı olan The Resistance Front (TRF) üstlenmişti.

Gerilimin Tırmanma Nedenleri

  1. Terör Saldırısı ve Suçlamalar: Hindistan, saldırının Pakistan destekli gruplar tarafından gerçekleştirildiğini iddia ederek Pakistan’ı suçlamıştır. Pakistan ise bu iddiaları reddetmiş ve saldırıyla ilgisi olmadığını belirtmişti.

  2. Diplomatik ve Ticari Yaptırımlar: Hindistan, Pakistanlı diplomatları sınır dışı etmiş, Pakistan vatandaşlarına verilen vizeleri iptal etmiş ve İndus Suları Anlaşması’nı askıya almıştır. Pakistan ise buna karşılık olarak Hindistan ile olan ticareti durdurmuş, hava sahasını Hindistan’a kapatmış ve 1972 Simla Anlaşması’nı askıya aldı.

  3. Askerî Hareketlilik: Her iki ülkenin sınır birlikleri arasında Keşmir’deki Kontrol Hattı boyunca karşılıklı ateş alışverişleri yaşanmıştır. Hindistan, saldırıya misilleme olarak sınır bölgelerinde askerî operasyonlar başlatmıştı.

  4. Su Krizi ve Anlaşmazlıklar: Hindistan’ın İndus Suları Anlaşması’nı askıya alması, Pakistan’da tarım ve su kaynakları üzerinde ciddi endişelere yol açmıştır. Pakistan, Hindistan’ın su akışını değiştirmesini “savaş nedeni” olarak değerlendireceğini açıklamıştı.

  5. İç Siyasi Baskılar: Hindistan Başbakanı Narendra Modi, saldırı sonrası kamuoyunun baskısı altında sert önlemler almak zorunda kalmıştır. Pakistan’da ise siyasi istikrarsızlık ve ordu üzerindeki baskılar, hükümetin sert tepkiler vermesine neden oldu.

Uluslararası Tepkiler

Birleşmiş Milletler, her iki tarafı da “azami itidal” göstermeye çağırmıştır. Ancak, şu ana kadar somut bir arabuluculuk girişimi olmamıştır. Bazı ülkeler, vatandaşlarına Hindistan ve Pakistan arasındaki sınır bölgelerine seyahat etmemeleri konusunda uyarılarda buludu.

Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilim, Keşmir’deki terör saldırısı sonrası hızla tırmanmış ve diplomatik, ticari ve askerî alanlara yayılmıştır. Her iki ülkenin de nükleer silahlara sahip olması, uluslararası toplumda endişelere yol açmaktadır. Taraflar arasındaki mevcut kriz, bölgesel barış ve istikrar açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Doların Sonu mu Geliyor? 11 Ülke daha ABD Dolarını Bırakıyor

Yayınlanma:

|

2025 yılı itibarıyla, 11 eski Sovyetler Birliği ülkesi Amerikan dolarını resmi işlemlerinde kullanmayı bırakma kararı almıştır. Bu ülkeler:

  • Ermenistan

  • Azerbaycan

  • Belarus

  • Kazakistan

  • Kırgızistan

  • Moldova

  • Rusya

  • Tacikistan

  • Türkmenistan

  • Özbekistan

  • Ukrayna

Bu ülkeler, 2025 ortalarından itibaren dolar cinsinden işlemleri aşamalı olarak sonlandırmayı planlamakta.

Bu adımın temel nedenleri arasında, ABD’nin finansal politikalarına olan bağımlılığı azaltma ve kendi para birimlerinin kullanımını teşvik etme isteği bulunmaktadır. Ayrıca, bu ülkeler, ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımların etkilerinden kaçınmak ve bölgesel ekonomik iş birliklerini güçlendirmek amacıyla bu kararı almışlardı.

Özellikle Rusya, Çin ile yaptığı ticaretin büyük bir kısmını Ruble ve Yuan üzerinden gerçekleştirmektedir. Bu durum, doların bölgedeki etkisinin azalmasına katkıda bulunmakta.

Bu gelişmeler, küresel finansal sistemde doların hakimiyetinin sorgulanmasına ve alternatif ödeme sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çabaların artmasına neden olmakta.

ABD DOLARI ULUSLARARASI TİCARETTE NİÇİN TERK EDİLİYOR?

ABD dolarının uluslararası ticarette terk edilme nedenleri çok boyutludur ve son yıllarda hız kazanan “dedolarizasyon” süreciyle ilgilidir. İşte bu tercihin başlıca nedenleri:

1. ABD’nin Yaptırım Politikaları

  • ABD, finansal gücünü dış politika aracı olarak kullanıyor (Swift sistemine erişimi kesmek, dolar transferlerini dondurmak gibi).

  • Özellikle Rusya, İran, Venezuela gibi ülkelere uygulanan yaptırımlar, doların politik bir silah gibi kullanılmasına karşı tepki doğurdu.

 2. Alternatif Para Birimlerinin Yükselişi

  • Çin’in Yuan’ı uluslararasılaştırma çabaları (örneğin enerji ticaretinde “petroyuan”).

  • BRICS ülkeleri kendi ödeme sistemlerini ve rezerv para birimini geliştirme sürecinde.

  • Avro, Ruble, Hindistan Rupisi, Yuan gibi alternatifler daha fazla kullanılmaya başlandı.

3. Doların Değer Dalgalanmaları ve ABD’nin Borçlanması

  • ABD’nin artan bütçe açığı ve kamu borcu, doların uzun vadeli güvenilirliğini sorgulatıyor.

  • Gelişmekte olan ülkeler, dolardaki dalgalanmalardan korunmak için yerel para birimiyle ticareti tercih ediyor.

 4. Enerji ve Hammadde Ticaretinde Yeni Dönem

  • Geleneksel olarak petrol ve doğalgaz ticareti “petrodolar” sistemiyle yapılırken artık:

    • Çin–Suudi Arabistan gibi ülkeler enerji ticaretinde yuan kullanmayı gündeme alıyor.

    • Rusya–Hindistan arası petrol ticareti artık dolar değil, ruble–rupi ile gerçekleşiyor.

5. Çok Kutuplu Yeni Dünya Düzeni

  • Tek kutuplu ABD merkezli dünya düzeni, yerini çok kutuplu (Çin, Hindistan, Rusya gibi merkezlerin güçlendiği) bir yapıya bırakıyor.

  • Bu değişim, dolar merkezli finans sistemine duyulan ihtiyacı azaltıyor.

6. Bölgesel Ticaret Anlaşmaları ve Yerel Para Kullanımı

  • ASEAN, SCO (Şanghay İşbirliği Örgütü), BRICS gibi örgütlerde yerel para ile ticaret teşvik ediliyor.

  • İkili ticaret anlaşmalarında döviz yerine yerli para birimlerinin kullanılması artıyor.

ABD doları hâlâ rezerv para olarak güçlü olsa da, küresel egemenliği artık sorgulanıyor. Bu süreç hızlı olmasa da, dünya ticaretinin çok para birimli bir düzene evrilmesi kaçınılmaz görünüyor.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.