Connect with us

ŞİRKETLER

Karşılıksız çek hükümlüleri için ertelenen hapis cezasında süre doldu

Yayınlanma:

|

COVID-19 sebebiyle cezaevinden tahliye edilen 120 bin civarındaki hükümlüye verilen süre 31 Temmuz itibarıyla doldu. Kanun gereği, bu kişilerin 15 gün içerisinde yeniden ceza infaz kurumlarına teslim olmaları gerekiyor. Bunlardan yaklaşık 100 bini denetimli serbestlik kapsamına girdikleri için tekrar cezaevine dönmeyecek. Büyük bölümünü karşılıksız çek sebebiyle ceza alanların oluşturduğu 20 binin üzerindeki hükümlünün ise bugün gece yarısına kadar hapse geri dönmesi gerekiyor.

Çek hükümlüleri, 2018 yılında büyük şirketlere getirilen konkordato hakkı sebebiyle bunlara iş yapan KOBİ’lerin alacaklarını tahsil edemediği için çeklerinin yazıldığını, borçlarını ödeyebilmek için dışarıda olup çalışmaları gerekirken, hapse girerek ödeme imkanından tamamen mahrum kaldıklarını aktardılar. Hükümlüler, “Diğer hükümlülere olduğu gibi adli para cezalarına da denetimli serbestlik hakkı bize de getirilirse, belki bir çoğumuz çalışarak borçlarını ödeme imkanına kavuşur” görüşünü savunuyorlar.

EKONOMİ gazetesine açıklama yapan çek hükümlüleri, şu anda sayıları 20 bin olmakla birlikte bekleyen dosyaların da devreye girmesiyle çek hükümlüsü sayısının 100 bini aşacağını kaydettiler.

COVID-19 sürecinde verilen iznin bittiğini ve 15 Ağustos (bugün) itibarıyla teslim olmaları gerektiğinin altını çizen hükümlüler, “Türkiye’de birçok ücretlendirme enflasyon oranında güncelleniyor. Hapse dönüştürülen adli para cezalarında bu uygulanmıyor. Yani yıllardır adli para cezası için öngörülen günlük 20-100 lira arasındaki değer değişmedi” ifadelerini kullandılar.

2018 yılında çıkarılan konkordato düzenlemesiyle büyük firmaların konkordato olarak kenara çekildiklerini kaydeden hükümlüler, “Bunlara iş yapan KOBİ’ler ise mağdur oldu. Alacaklarını tahsil edemediler. Onların borçlu olduğu daha küçük işletmeler de aynı şekilde büyük zarara uğradılar” diye konuştular.

“Karşılıksız çekte büyük dip dalgası geliyor”

Daha önce şirket çekleri hapis cezası kapsamında değilken, karşılıksız çeke tekrar hapsin geldiği 2016’daki düzenlemede bunların da kapsama alındığını edildiğini hatırlatan çek hükümlüleri,

“Karşılıksız çekle ilgili asıl dip dalgası şimdi geliyor. Temmuz ayına kadar infazda olan dosyalar bekliyordu. Her bir hükümlünün 8-10 çeki var. Şimdi bunlara yönelik işlemler de başladı. Çok sayıda kişi şimdi cezaevine girecek” şeklinde konuştular.

“Konkordato ilan eden dokunulmaz, ona mal veren ayazda kaldı”

Birçok adi hükümlünün yeni düzenlemeden yararlanarak tekrar hapse dönmeyeceğini, karşılıksız çek suçunun (adli para cezaları kapsama girmiyor) denetimli serbestlik kapsamına girmediği için birçok kişinin bugün akşama kadar gidip teslim olmaları gerektiğini söyleyen çek hükümlüleri, “Şimdi çekin bedeline göre adli para cezası verdiler. Bu bir anlamda ekonomik suça ekonomik ceza gibi gelebilir ama parayı ödeyemezseniz hapis cezası var. Burada alacaklının alacağı eriyor ama ben de karşı taraf konkordato ilan ettiği için alacağımı tahsil edememişim. Konkordato ilan eden dokunulmazlığa kavuşuyor, bunlara iş yapan orta ölçekli firmalar ayazda kalıyor” değerlendirmesinde bulundular.

Çek hükümlüleri kendilerinin de denetimli serbestlik kapsamına alınmaları gerektiğini vurgularken, “Böylece hem bu durumdakiler denetim altında kalır, hem de imkanı olanlar bir şekilde çalışıp borçlarını ödeyebildikleri kadar öderler. Aksi takdirde ekonomik bir sonuç zaten alınamaz. Bu düzenlemeyle alacaklıların hakları korunmaya çalışılıyor ama hapisteki kişi nasıl borcunu ödeyecek?” şeklinde konuştular.

“Alacaklılar vazgeçse bile bazı avukatlar yüzde 25 istiyor”

Mevcut çek hükümlülerinin durumunu bilen bazı alacaklıların alacaklarından vazgeçtiğini kaydeden hükümlüler, buna rağmen avukatların borç bedelinin yüzde 25’ini vekalet ücreti olarak istediklerini, bunu almadan da feragat dilekçesi hazırlamadıklarını anlattılar.

Ekonomim

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

GSD Varlık Yönetime faaliyet izni

Yayınlanma:

|

Yazan:

GSD Varlık Yönetim A.Ş.ye faaliyet izni verilmesine ilişkin BDDK Kararı Resmi Gazetede yayımlandı.

Kararda, “Kurulun 5 Eylül 2024 tarihli toplantısında, 4 Eylül 2024 tarih ve E-12509071-110.01.01-129109 sayılı yazı ve eklerinin incelenmesi sonucunda; Kurulun 04.04.2024 tarihli ve 10891 sayılı Kararı ile kuruluşuna izin verilen GSD Varlık Yönetim A.Ş.ye 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 143 üncü maddesi ve Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları ile Devralınacak Alacaklara İlişkin İşlemler Hakkında Yönetmeliğin 6ncı maddesi çerçevesinde faaliyet izni verilmesine karar verilmiştir” denildi.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Mustafa Akpınar yazdı: BÜYÜME TUZAĞI

Yayınlanma:

|

Herkeste bir büyüme arzusudur gidiyor. Gerek patronların gerekse başta CEO’lar olmak üzere üst düzey yöneticilerin aklının bir ucunda hep şu düşünce vardır: Büyümeliyiz!

Büyüme stratejisi denilince aklıma, yönetim gurusu Michael Porter’in “Büyüme Tuzağı” yaklaşımı gelir. Bu yaklaşım şöyle der: Yöneticiler, şirketlerini hep büyütmek isterler. Bunlar, büyüme hayali peşinde koşarken verdikleri ödünler ve yaşanan tutarsızlıklar nedeniyle orijinal ürün ya da hizmetlerinden uzaklaşırlar, hatta kendi müşteri kitlesinin beklentilerini öylesine ikinci plana atarlar ki yüksek ciro uğruna ellerinde tuttukları rekabet avantajını da kaybeder.

Bu yaklaşımı örnekle somutlaştırmak gerekirse; güvenilir ve kaliteli çamaşır makinesine odaklanmış ve bu alanda ün yapmış bir markanın sektörün rüzgârından etkilenerek, bayilerinden ve etraftan gelen baskılara da bağlı olarak ürün yelpazesini genişletmesidir. Firma, çamaşır makinesine ek olarak tüm beyaz eşya ürünlerine hatta küçük ev aletleri sektörüne giriş yaparak ürün gamını oldukça artırır. Piyasaya hakim olmaya, ürün çeşitliliğine ve irili ufaklı marka sayısının artmasına odaklanan firmanın geriye dönüp baktığında yüksek cirosuna rağmen karlılığının büyük kısmının yine çamaşır makinesinden geldiğini görmesi şeklinde düşünebiliriz.

Patronlarımız mevcut işini kurumsal yaklaşım temelinde layıkıyla yapmak, yapacak profesyonelleri istihdam etmek yerine, yeni alanlara bilinçsizce girme konusunda oldukça mahirdirler. Bu yeteneğimizi daha iyi anlamak için etrafımızdaki sözüm ona bazı holdinglere veya birden fazla işle uğraşan firmalara bakmamız yeterli olacaktır. Zira üretim alanında başarılı firmalarımız üretim işine odaklanmak, alanında yapabileceğinin en iyisini yapmak, araştırma-geliştirmeye kafa yorarak ilişkili genişleme stratejisi izlemek yerine sırf popüler diye kazançlarını inşaat, hayvancılık veya enerji gibi hiç bilmedikleri alanlara aktarabiliyorlar. Peki, sonuç ne oluyor? Çoğunlukla hüsran. Bu durum, sadece üretim firmalarına has bir durum da değil. Bu gibi uygulamalar farklı sektörlerde faaliyet gösterenler için de geçerli. Bu tarz stratejik kararların ardında ne var diye baktığımızda; temelinde hesapsız büyüme arzusunun yattığını görebiliyoruz. Sanılıyor ki, daha fazla sektörde faaliyet gösterildiğinde daha güçlü olunur, kârlılığı yüksek alandaki başarılar her alanda benzer şekilde devam eder.

Eğer büyüme kararı, şirketin güçlü yönleri ve fırsatlarından hareketle tüm boyutları düşünülmüş planlı bir şekilde alınıyorsa sorun yok. Fakat ülkemizdeki stratejik uygulamalara, ömrü daha ikinci kuşağa bile ulaşmayan şirket sayılarımızın azlığına, en ufak krizde bile batma tehlikesi yaşayan kurumlarımıza baktığımızda kararların pekte uzun vadeli bakış açısıyla alınmadığını görebiliyoruz.

Patronlar ve profesyoneller şu soruyu kendilerine tekrar sormalıdır: Yüksek ciro mu, yüksek kâr mı, yoksa her ikisi de mi?

Mustafa AKPINAR

Okumaya devam et

GÜNCEL

Elektrikli Araçlarda En Sık Yaşanan Sorunlar

Yayınlanma:

|

Yazan:

Elektrikli araçlar, çevre dostu yapıları ve düşük işletme maliyetleriyle otomotiv dünyasında devrim yaratmaya devam ediyor. Sıfır emisyon avantajı ve yakıt maliyetlerindeki tasarruf, birçok sürücünün tercihini elektrikli araçlardan yana kullanmasına neden oluyor. Ancak bu yeni nesil araçlar, sahip olduğu avantajların yanı sıra bazı teknik zorluklarla da karşı karşıya. Elektrikli araç kullanıcılarının sıklıkla karşılaştığı bazı sorunlar, bu teknolojinin henüz tam olarak olgunlaşmamış olduğu noktaları gösteriyor. 160 yıllık köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, elektrikli araç sahiplerinin en çok karşılaştığı sorunları ve bu sorunların olası çözümlerini paylaştı.

Batarya Ömrü ve Menzil Kaygısı

Elektrikli araç bataryalarının ömrü, kullanım süresi ve şarj etme alışkanlıklarına bağlı olarak zamanla azalabilir. Bu durum, özellikle uzun yolculuklarda sürücülerde menzil kaygısına neden olabilir. Bataryanın beklenenden daha hızlı tükenmesi korkusu, sürüş planlarını etkileyebilir. Araç sahipleri, sık sık batarya ömrünü uzatmak ve menzil kaygısını azaltmak için çeşitli stratejiler aramaktadır. Doğru şarj etme alışkanlıkları ve batarya sağlığına dikkat ederek bu endişelerin önüne geçmek mümkündür. Bu nedenle elektrikli araç kullanıcılarının batarya yönetimi konusunda bilinçli olması önemlidir.

Yetersiz Şarj Altyapısı

Elektrikli araçlar giderek yaygınlaşsa da kırsal bölgelerde şarj istasyonu sayısı hala yetersizdir. Uzun mesafe yolculuklarda sürücüler, uygun bir şarj istasyonu bulmakta zorlanabilir ve bu durum ciddi bir sorun haline gelebilir. Şarj altyapısının sınırlı olması, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan veya bu bölgelere seyahat eden sürücüler için menzil kaygısını artırmaktadır. Şarj istasyonlarının daha geniş bir alanda yaygınlaştırılması, elektrikli araç kullanıcılarının bu tür sorunlarla karşılaşmasını önlemek ve sürdürülebilir ulaşımı teşvik etmek için önemli bir adım olacaktır.

Yüksek Şarj Süreleri

Elektrikli araçların şarj edilmesi, geleneksel araçlarda yakıt doldurma işleminden daha uzun sürebilir. Hızlı şarj istasyonları yaygınlaşmasına rağmen, standart şarj cihazlarıyla tam dolum süresi saatler alabilir. Bu durum özellikle zaman kısıtlaması olan sürücüler için önemli bir dezavantajdır. Uzun yolculuklar veya acil durumlarda hızlı şarj imkanlarının sınırlı olması, elektrikli araç sahiplerinde zaman yönetimi konusunda zorluklara neden olabilir. Şarj altyapısının gelişmesiyle birlikte bu dezavantajın azalması bekleniyor, ancak halen birçok kullanıcı için önemli bir endişe kaynağıdır.

Batarya Soğuk Hava Performansı

Soğuk hava koşulları, elektrikli araç bataryalarının performansını olumsuz yönde etkileyebilir. Düşük sıcaklıklarda bataryaların şarj tutma kapasitesinde azalma yaşanır, bu da menzilin ciddi şekilde düşmesine neden olabilir. Kış aylarında bu durum, sürücülerin yolculuklarını daha dikkatli planlamasını ve şarj sürelerini göz önünde bulundurmasını gerektirir. Ayrıca soğuk hava koşullarında bataryaların daha hızlı tükenmesi, kullanıcıların daha sık şarj yapma ihtiyacı duymasına yol açabilir. Bu nedenle, elektrikli araç sahiplerinin kış aylarında ekstra önlem alması önemlidir.

Yüksek Bakım ve Onarım Maliyetleri

Elektrikli araçların karmaşık elektronik sistemleri ve bataryaları, arıza durumunda yüksek maliyetli onarımlar gerektirebilir. Özellikle yetkili servislerde yapılan bakım ve onarımlar, geleneksel araçlara kıyasla daha pahalı olabilir. Bu durum elektrikli araç sahipleri için ekstra bir maliyet yükü anlamına gelebilir. Ancak, Generali Sigorta’nın sunduğu elektrikli araç kaskosu, olası arıza ve hasar durumlarında araç sahiplerine finansal güvence sunar. Elektrikli araçlara özel olarak geliştirilen bu kasko hem batarya hem de elektronik sistemlerde oluşabilecek arızaları kapsayarak, yüksek onarım maliyetlerine karşı koruma sağlar. Bu sayede sürücüler araçlarının bakımını daha güvenle yaptırabilirler.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.