GÜNDEM
Kriz faturasını çıkaranlar değil, Emekçiler ödüyor

Yayınlanma:
12 ay önce|
Yazan:
Erol Taşdelen
Forbes dergisinin dünyadaki en zengin insanlar sıralamasında 134 milyar dolarlık servetiyle ilk on içinde yer alan Warren Buffet “Sınıf savaşı var, tamam ama savaşı veren benim sınıfım, zenginler sınıfı. Ve de kazanıyoruz” demişti. Burjuvazi açısından sınıf mücadelesi benimsenebilir bir teoridir çünkü tarihin her döneminde üretim araçlarının sahipleri dört koldan örgütlenerek ve devlet iktidarını ele geçirerek egemen sınıf olabileceğini çok iyi bilir. Egemen sınıf olarak sermayenin siyasal egemenliği, ancak sınıf mücadelesi içerisinde, Buffet’ın ifade ettiği gibi “savaş vererek” ve “kazanarak” mümkündür.
Sınıfların tarih sahnesine çıkışından beri sınıf savaşları da farklı yoğunluklarda cereyan etmektedir. Üretim ilişkilerinin ve üretici güçlerin yapısına; sınıfların kendi içinde ve diğer sınıflara karşı örgütlülük düzeyine; bir sınıfın ortak çıkarını toplumun genel çıkarına dönüştürme kabiliyetine bağlı olarak sınıf savaşının seyri de değişir. Bu kimi zaman, tarihin akışını değiştiren siyasal ve toplumsal kırılmalar veya devrimler olarak tezahür eder, kimi zamansa bir işyerinde ücretlerin iyileştirilmesi veya işten çıkarılan işçilerin geri alınması için kararlı bir mücadele olarak.
Sınıf savaşının kendini en yaygın biçimde gösterdiği alansa, üretimde ve bölüşümde ücretlerin genel seviyesi ve kârlardır. Türkiye’de sınıf savaşının güncel tezahürlerini kavramanın yolu, sermaye birikim modeli ile emek rejimi arasındaki ilişkiyi bütünlüklü bir çerçeveye yerleştirmektir. Her savaşta olduğu gibi sınıf savaşında da cepheler, stratejiler ve taktikler vardır. Cepheleri sırayla inceleyebiliriz:
EMEK CEPHESİ: İŞÇİLEŞME HIZI VE YOĞUNLUĞU
Sermaye kendisini toplumsal sınıf olarak kuramaz; aksine, kendi oluşturduğu işçi sınıfına ihtiyaç duyar. Her an işe koşabileceği ve yerine yenisini ikame edeceği ne kadar çok sayıda işçi olursa, üretim temposunu o kadar artırabilir. Bu nedenle toplumun işçileşmesine ihtiyaç duyar.
Türkiye kapitalizminin hâkim sermaye birikim modeli, orta-düşük teknolojili, emek yoğun üretimle sürdürülen, ucuz emek-ucuz meta üretimine dayalı ihracatçı modeldir. Bu modelin çekirdeğinde ise 7’den 77’ye nüfusun tüm katmanlarıyla işçileştirilmesi yer alır.
Özel sektörde kayıtlı istihdamda; sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı bu yılın Nisan ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,6 artarak 14 milyon 617 bin kişiden 15 milyon 283 bin kişiye yükseldi. Nüfus artış hızıyla mukayese edersek işçileşme hızı daha net anlaşılır. 2023 yılında Türkiye’de nüfus artış hızı durma noktasına gelmişken (binde 1,1), aynı yılın Ocak ayından Aralık ayına işçileşme hızı yüzde 7 civarında artmıştır.
Sermaye cephesi, işçileşme sürecinin hızlanması ve işçi rezervlerinin dolması amacıyla bir dizi strateji izlemektedir. Çocuk işçiliğe formel bir nitelik kazandıran MESEM programları yaygınlaştırılmakta ve organize sanayi bölgelerine meslek liseleri açılmaktadır. 1 milyon 500 bini aşan sayıda öğrenci-işçi orta ve uzun vadeli olarak işçi gücü piyasasına yedeklenmiştir. Emeklilerin sosyal bir varlık olarak yok sayılması ve aylıklarına zam yapılmaması bir kaynak sorunu değildir. Aksine, çalışabilecek durumdaki 60 yaş üstü yaşlı nüfusun –tıpkı öğrenci-işçiler gibi– başta emek yoğun işkolları olmak üzere düşük ücretlere çalıştırılması için izlenen bir emek piyasası stratejisidir.
EMEK CEPHESİ: ÜCRETLER
Türkiye’de ücretlerin düşürülmesi ve artışının baskılanması, patronlar açısından bir beka sorunudur. Mehmet Şimşek’in izlediği “enflasyonla mücadele” politikaları, talebi kısarak enflasyonu düşürmekten ziyade, ücretlerin ortalama seviyesini düşürmeye odaklıdır. Ucuz emek-ucuz meta döngüsünde asgari ücretin ortalama ücrete dönüşmesinin, her 10 işçiden 6’sının asgari ücretin yüzde 20 fazlasının altında çalışmasının temel nedeni de budur. Bu oran, 20 sene önce her 10 işçide 4 işçi idi. 2002 yılında asgari ücretten düşük maaş alan işçilerin oranı yüzde 24,4 iken, bu oran 2022 yılında yüzde 33,8’e çıktı. Kayıtlı istihdamın ise yaklaşık yüzde 40’ı asgari ücretle hayatını idame ettirmeye çalışıyor.1
Mehmet Şimşek’in “yüksek” dediği ücretler ise reel olarak erimeye, işgücü ödemelerinin payı düşmeye devam ediyor. EYT nedeniyle, işgücüne yapılan ödemelerin GSYH’ye oranı fazla görünmesine karşılık işgücü ödemeleri geriliyor. İktisatçı Zafer Yükseler’in hesaplamalarına göre, 2023 yılında yaklaşık 1,9 milyonu ücretli ve maaşlı olan toplam 2 milyon kişi EYT düzenlemesinden yararlanarak emekli olmuş, bunun yarısı tekrar çalışmaya başlamıştır. 2023 yılında EYT kıdem ve ihbar tazminatı ödemelerinin GSYH oranı %3 ila 3,5 tahmin edilirken; işgücü ödemelerinin GSYH oranı yüzde 29,1’dan yüzde 26’ya gerilemiştir.2
EMEK CEPHESİ: ÇALIŞMA SÜRESİ VE SÖMÜRÜ
Türkiye, OECD verilerine göre haftalık 48 saatle en uzun çalışma süresinin olduğu ülkedir. Uzun çalışma süreleri, sermaye birikim modeli ve emek rejimiyle birlikte düşünülürse sadece zamanla ölçülebilir bir parametre değildir. Uzun çalışma, gün süresini uzatarak sömürüye dayanan mutlak artı-değer üretiminin kendisidir. Bir işçi günde 8 saatten fazla çalışırken karşılığında mesai ücreti almıyorsa, hatta artan enflasyon karşısında maaşı değişmeden kalıyorsa, daha çok sömürülüyor demektir. İktisatçı Menekşe Yılmaz’ın “Türkiye istihdam modeli” olarak adlandırdığı son hesaplamasına göre, 2024 yılının ilk çeyreğinde işçiler 2021’in ilk çeyreğine göre yüzde 48 daha fazla çalışıyor,3 buna karşılık 2021 yılına göre üretimden yüzde 19,.04 daha az pay alıyor.4
SERMAYE CEPHESİ: YÜKSELEN KÂRLAR
Sermaye, daha çok kâr edip birikerek, “canlı emeği vampir gibi emerek” varlığını devam ettirebilir. Patronların yüksek kârlarını zekâlarına, çalışkanlıklarına veya şanslarına bağlayan burjuva ahlakçılığı masaldan ibarettir, çünkü yüksek kârlar üretim alanında doğar.
Marx “Ücret Fiyat Kâr”da, artı-değerin kârın da faizin de rantın da kaynağı olduğunu belirtir. Artı-değer nasıl ki artı-emeğin ürünü olarak üretim alanında doğuyorsa, artı-değerin dönüşmüş biçimi kâr da üretim alanında doğar. İşçiler ne kadar uzun süre çalışıp ne kadar çok üretirse, ücretler ne kadar düşerse, emek maliyetlerinden ne kadar tasarruf edilirse, patronların kârları da o kadar artar.
İstanbul Sanayi Odası’nın her yıl açıkladığı En Büyük 500 Sanayi kuruluşunun yıllara göre kârlılık oranları incelenebilir.
Kârlılık göstergelerinden birisi olan faaliyet kârlılığı oranı, 2012 yılından 2022 yılına kadar olan 10 yıllık dönemde istikrarlı bir artış göstererek 5,5’ten 12,8’e çıkmıştır. Son 10 yıldır 500 sanayi şirketinin kârlılık oranları sürekli artış halindedir.
Diğer bir kârlılık göstergesi olan faiz, amortisman ve vergi öncesi kârlılık (FVÖK) oranı 2013-2023 arası 10 yıllık dönemde sürekli artarak 9,4’ten 15,7’ye yükselmiştir. Son 10 yıldır FVÖK kârlılığı da artmaktadır.
KÂRLAR YÜKSELDİ
- Arçelik’te 2023’te net kâr 207 bin 264 lira oldu. İşçi başı kârda artış enflasyonun üstünü gördü. 2022 Haziran-2023 Haziran döneminde resmi enflasyon yüzde 38 iken, işçi başı kâr yüzde 80 arttı.
- Menderes Tekstil‘in 2023 yılı son çeyreği kârı 254 milyon lira. 2024 yılında 2 bin işçiye 1 ayda verilen miktar ise 40 milyon lira.
- Banvit’in 2023 yılında 12 aylık konsolide net dönem kârı 10 kat artarak 951 milyon 965 bin 590 liraya çıktı. Banvit kârını 10’a katlarken, 2021’den bu yana Banvit işçisinin ücreti 4 kat bile artmadı.
- Dardanel’in 2023’te üretimden elde ettiği gelir 671 milyon 606 bin lira. Dardanel’de 1 işçiden aylık elde edilen kâr 34 bin lirayı aşıyor.
- Temsa, 2020-2023 yılları arasında TL bazında yüzde 1090, dolar bazında ise yüzde 252 büyüdü. 2023 yılında işçi ücretleri ortalama 30 bin TL üzerinden hesaplandığında yaklaşık 1000 işçinin çalıştığı fabrikada işçi ücretlerinin toplamı 360 milyon TL yapıyor.
SERMAYE CEPHESİ:EMEK MALİYETLERİNDEN TASARRUF
Şirketler, kâr oranlarını artırmak için emek maliyetlerini kısmaya yöneliyor. TÜİK’in en son 2022 yılında yayımladığı Sanayi ve Hizmet İstatistiklerine göre, Türkiye’de finans ve sigorta faaliyetleri hariç şirketlerin üretim değeri 9,85 trilyon liraya yükselirken, emek maliyetleri 1 trilyon liraya geriledi. Şirketlerin emek maliyetinin üretim değerine oranı 2012 yılında yüzde 13, 2016 yılında yüzde 15 iken, 2022 yılında yüzde 10’lara kadar düştü. İhracatçı modelin lokomotifi emek yoğun sektörleri kendi içerisinde incelediğimizde, düşük teknolojili üretimde emek maliyetlerinin oranı 2018’de 9,9 iken 2022 yılında 7,26’ya gerilemekte; orta düşük teknolojili üretimde emek maliyetlerinin oranı 7,5’ten 4,9’a gerilemektedir. Emek yoğun sektörler, uzun ve ağır çalışma koşulları dışında, ücretler ve işçilik hakları açısından birer cehennemdir, veriler de bunu ortaya koymaktadır.
‘SINIF SAVAŞI KARAR SAATİNE YAKLAŞTIĞINDA’
Devasa kârlar ve hiper-sömürünün egemen olduğu bir düzende emekçileri nefessiz bırakan, sınıf savaşındaki asimetrik güç ilişkisidir. Her gün işyerlerinde amansız bir sınıf mücadelesi verilir ve bu sadece ücretlerin baskılanmasıyla da sınırlı değildir. İşçinin denetimi için işyerinde ve dışında her türlü baskı, sermayenin toplumsal egemenliğinin garantisidir. İşçiler hakkını ararken ne kadar örgütsüz ve dağınık olursa, patronlar kontrolü o kadar genişletir. Gün gelir işsizlik fonuna çöker, gün gelir kıdem tazminatını kaldırmaya çalışır. Gün gelir asgari ücreti ortalama ücret yapar, gün gelir bölgesel asgari ücretle yeni eşitsizlikler yaratır. Bunu engellemenin yegâne yolu, işçilerin sınıf birlikteliği ve bir toplumsal sınıf olarak iktidarıdır.
Kansu YILDIRIM-Evrensel
____
[1] DİSK-AR Asgari Ücret Gerçeği Araştırmaları
[2] https://zaferyukseler.blogspot.com/2024/06/isgucu-odemeleri-ve-eyt-etkisi.html?spref=tw
[3] 2021 yılının ilk çeyreğinde özel sektörde çalışan 100 işçinin kişi başı 100 saat çalıştığı varsayımından hareketle.
[4] Menekşe Yılmaz’a katkılarından ötürü teşekkür ederim. https://x.com/meeeeenekseee/status/1798716921657143431
İlginizi Çekebilir
GÜNCEL
CGTN: Çin ve Orta Asya ülkeleri iş birliğini pekiştirme sözü verdi

Yayınlanma:
3 saat önce|
26/06/2025Yazan:
BankaVitrini
CGTN, Astana’da düzenlenen ikinci Çin-Orta Asya Zirvesi’yle ilgili Çin ve beş Orta Asya ülkesinin Ebedî İyi Komşuluk ve Dostane İş Birliği Anlaşması’nı imzalamasının önemini vurgulayan, ortak kalkınmayı ve bölgesel iş birliğini teşvik etmek amacıyla Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla aralarındaki ortaklıkları güçlendirmeye yönelik ortak taahhüde dikkat çeken bir makale yayımladı.
Tarihte ilk defa, bir Orta Asya ülkesi Çin-Orta Asya Zirvesi’ne ev sahipliği yaparken Çin ve beş Orta Asya ülkesinin liderleri salı günü Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen ikinci zirve için bir araya geldi.
Altı ülkenin zirvede Ebedî İyi Komşuluk ve Dostane İş Birliği Anlaşması’na imza atması yeni bir dönüm noktası oldu.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping açılış konuşmasında anlaşmanın amacının ülkeler arasındaki ebedî dostluk ilkesini hukuki bir zemine oturtarak güvence altına almak olduğunu belirtti.
Başkan Xi Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan cumhurbaşkanlarının katıldığı zirveye değinerek “Bu anlaşma bugün için bir dönüm noktası, yarın içinse bir temel taşı.” diye belirtti.
Çin-Orta Asya Ruhunu Yaşatmak
Başkan Xi salı günü yüksek nitelikli kalkınma sayesinde ortak modernleşme arayışına yönelik karşılıklı saygı, karşılıklı güven, karşılıklı çıkar ve karşılıklı yardımlaşma ilkelerini simgeleyen Çin-Orta Asya Ruhunu övdü.
Çin, bir Çin-Orta Asya Mekanizması kurulmasını 2020’de teklif etti. 2022’de aralarındaki diplomatik ilişkilerin 30. yıl dönümünü kutlamak için düzenlenen sanal zirvede, ülkeler mekanizmanın devlet başkanları düzeyine yükseltilmesi teklifinde bulundu.
Bu teklif Çin’in kuzeybatısındaki Xi’an şehrinde düzenlenen ilk Çin-Orta Asya Zirvesi’yle 2023’te hayata geçirildi. Liderler, bu üst düzey toplantının iki yılda bir Çin ve Orta Asya Ülkeleri arasında dönüşümlü olarak yapılmasını kararlaştırdı.
İki yılın ardından, birinci zirvede varılan mutabakatın her alanda hayata geçirildiğini belirten Başkan Xi, iş birliği yolunun istikrarlı bir şekilde genişlediğini ve dostluğun her zamankinden daha güçlü filizlendiğini ekledi.
CGTN’nin yakın zamanda yaptığı bir ankete göre katılımcıların %90’ı Çin-Orta Asya Mekanizması’nın çekişmeyle veya rekabetle ilgili olmadığını, iki taraf için de istikrar, kalkınma ve geleceğe odaklanan iş birliği arayışı için kurulan bir çerçeve olduğunu düşünüyor.
Çin bugüne dek geniş kapsamlı stratejik ortaklıklar kurdu, Kuşak ve Yol iş birliği belgeleri imzaladı ve ortak bir geleceği paylaşan bir topluluk inşa etme vizyonunu ikili ilişkiler düzeyinde beş Orta Asya ülkesinin tümüyle hayata geçirdi.
Çin-Orta Asya Mekanizması Genel Sekreteri Sun Weidong bunun, yüksek düzeyli stratejik karşılıklı güveni ve karşılıklı yarar sağlayan iş birliğini derinleştirme konusundaki kararlılığı her yönüyle gözler önüne serdiğini ifade etti.
Kuşak ve Yol Girişimi’nin sağladığı yüksek nitelikli kalkınma
Başkan Xi Astana zirvesinde ülkelere Çin-Orta Asya Ruhu doğrultusunda hareket etme, yepyeni bir enerjiyle ve daha pratik önlemlerle iş birliğini pekiştirme, Kuşak ve Yol Girişimi’nin (BRI) sağladığı yüksek nitelikli kalkınmayı teşvik etme ve bölge için ortak bir geleceği paylaşan bir topluluk inşa etme amacı doğrultusunda hızla ilerleme çağrısında bulundu.
Başkan Xi, Kuşak ve Yol Girişimi’nin temel unsurlarından biri olan İpek Yolu Ekonomik Kuşağı’nı ortaklaşa inşa etme hayalini ilk kez 2013’te Kazakistan’ın başkentinde açıklamıştı.
Çin ve bölge ülkeleri bu girişim sayesinde ticaret, dijital ekonomi ve bağlanabilirlik alanlarında güçlü iş birliklerine imza attı. Çin, bölgenin en büyük ticaret ortağı ve önemli bir yatırım kaynağı oldu. Gümrükler Genel Müdürlüğü verilerine göre Çin-Orta Asya arasındaki ticaret hacmi 2024’te rekor seviyeyle 94,8 milyar dolara ulaştı; Çin’in bölgeye yaptığı toplam yatırım ise 30 milyar doları aştı.
CGTN anketine göre katılımcıların %92,4’ü Kuşak ve Yol Girişimi’nin Çin ve Orta Asya arasındaki yüksek düzeyli iş birliğini destekleyen, kamu yararına hizmet eden önemli bir uluslararası proje olduğunu kabul ediyor.
Başkan Xi salı günü Çin ve Orta Asya ülkelerine aralarındaki iş birliği çerçevesini daha sonuç odaklı, verimli ve fazlasıyla entegre hâle getirmek amacıyla optimize etme çağrısında bulundu.
İş birliğinde ticareti kolaylaştırmaya, endüstri yatırımlarına, bağlantısallığa, yeşil madenciliğe, tarımda modernleşmeye ve personel değişimine odaklanmak ve daha fazla projeyi hayata geçirmek konularında çaba gösterilmesi gerektiğini belirtti.
Başkan Xi, söz konusu iş birliğini teşvik etmek amacıyla Çin’in yoksullukla mücadeleye, eğitim alanında değişim programlarına, çölleşmeyi önlenme ve kontrol etmeye odaklanan üç iş birliği merkezinin yanı sıra ticareti kolaylaştırmaya yönelik bir iş birliği platformu kuracağını duyurdu.
Liaoning Üniversitesi’nin Rusya, Doğu Avrupa ve Orta Asya Ülkeleri Araştırma Merkezi Müdürü Cui Zheng, CGTN’de yayımlanan bir görüş yazısında şu anki uluslararası ortam ışığında iş birliği modelinin önemini vurguladı.
Cui, yükselişteki korumacılığın damga vurduğu bir küresel ortamda Çin-Orta Asya ortaklığının bağımsızlığa saygı gösteren, karşılıklı çıkarı gözeten ve Küresel Güney’in sesini güçlendiren yeni bir diplomatik iş birliği modelini temsil ettiğini dile getirdi.
GÜNCEL
Ateşkes rüzgârı, petrolü devirdi, dolar geriledi, FED’e fırsat doğdu!

Yayınlanma:
2 gün önce|
24/06/2025Yazan:
BankaVitrini
İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmaların ardından ABD Başkanı Trump, iki tarafın ateşkes konusunda anlaştığını duyurdu. Trump, süreci doğrudan İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesiyle yönettiğini ve İran’ın da Katar Başbakanı aracılığıyla ikna edildiğini belirtti. Ancak İran Dışişleri Bakanı, İsrail’in saldırılarını durdurmaması hâlinde ateşkesi kabul etmeyeceklerini açıkladı. İsrail ordusu da ateşkese rağmen İran’dan yeni füze saldırıları tespit ettiklerini bildirdi. Bölgede tam anlamıyla bir sükûnet sağlanamasa da, piyasaların tepkisinin ise dünden bu yana olumsuz olmadığını zaten belirtmiştik.
İran’ın misilleme olarak ABD’nin Katar ve Irak’taki tesislerine yönelik dün akşam saatlerinde yapmış olduğu saldırı pratikte korkulanın aksine piyasalarda ciddi anlamda bir rahatlatma yarattı. Kulağa tuhaf gelse de, İran’ın üç nükleer tesisine yönelik saldırıda reaktörlerin özellikle hedef alınmadığı, İran’ın da cevabını çok zayıf kalması piyasalarda ciddi bir rahatlama yarattı. Artık Hürmüz boğazını bilmeyen kalmadığına göre ve dünyanın petrol arzının neredeyse dörtte birinin geçtiği kanalın da kapatılmayacağı anlaşılınca, azalan arz endişelerine paralel petrol fiyatları adeta çöktü. Şöyle ki, haftanın ilk işlem saatlerinde haber etkisi ve panik ile 81,40 dolar seviyesine kadar yükselen brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bu sabah 69 dolarlı seviyelere kadar gerileyerek neredeyse %10 düştü.
ABD Başkanı Trump, İsrail ve İran’ın ateşkeste anlaştığını duyurması, küresel piyasalarda ilave olumlu bir hava estirdi. Yeni gün başlangıcında risk iştahını arttığını görüyoruz. Eski sükseli günlerinin hatrına, son günlerde biraz da olsun güvenli liman edası ile toparlanmaya çalışan dolar (DXY) bu sabah artan risk iştahının da yardımı ile 98 seviyesinin diplerine kadar geriledi. Bir başka açıdan bakarsak, dolar, 1986’dan bu yana en kötü ilk yarı performansına doğru emin adımlarla ilerlerken, herkes koşar adım dolardan (Trump etkisi ile) uzaklaşmaya çalışıyor. Diğer bir taraftan, jeopolitik risklerin azalması ve enerji fiyatlarında yaşanan geri çekilmenin de FED’in elini rahatlatarak faiz indirimlerinin önüne açacağı beklentisi güçleniyor. Japonya ve Avrupa gibi enerji ithalatçısı ülkelerin para birimleri olan YEN ve EUR da düşen petrol fiyatlarından destek buldu. Durum böyle olunca, EURUSD paritesi 1,16 seviyesinin üzerine yükselerek son dönemin zirvesini bir kez daha test ederken, dün bir ara 148 seviyelerine kadar giden USDJPY paritesi de bu sabah düşük 145 seviyelerine kadar geriledi.
Altının ons fiyatı risk-on moduna paralel 3,350 dolar seviyesine hafif de olsa gerilerken, gümüş 36 dolar seviyelerinin üzerinde kalmaya devam etti. Risk iştahını azalması ile hafta sonu 98bin dolar seviyesine kadar gerileyen ve son altı haftanın dibini test eden bitcoin yeniden 106bin dolar seviyesini dayandı. Büyük resmi tekrar hatırlamak gerekirse, günlük iniş çıkışların ötesinde, altın, gümüş ve bitcoin için, fiat para sistemine yönelik endişelerin arttığı bir ekosistemde, her anlamlı geri çekilmenin alım fırsatı yaratacağını düşünmeye devam ettiğimizin altını bir kez daha çizmek istiyoruz.
ABD borsaları geceyi %1 civarında yükselişle tamamlarken, bu sabah Pasifik’in diğer ucunda borsalar sert bir şekilde yükseldi. Kore borsası %3’e yakın yükselişle başı çekerken, Hong Kong borsası %2, gösterge endeks Tokyo ve Çin borsaları ise %1 yükseliş kaydetti. Borsa İstanbul’un da bugün güne yükselişle başlayacağını düşünüyoruz. Genel hatları ile, net enerji ithalatçısı olan Türkiye’nin 65 dolar seviyelerine kadar gerileyen petrol fiyatları ile olumlu ayrıştığı, savaş günlerinde ise tam tersi etki ile olumsuz ayrışması ardından bugün yeniden olumlu bir seyir izlemeye başlayacağını düşünüyoruz. Kafamızda deli sorular bile dolaşmaya başladı. Öyle ki, jeopolitik risklerin tırmanmasının gölgesinde geçen hafta faiz indirimini istemese de pas geçen TCMB’nin, belki de 45 gün beklemeden erken bir PPK toplantısı ile faiz indirimine soyunabileceğini düşünüyoruz. Bu minvalde, Türk tahvillerinin de bugün iyimser bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz. Faiz ile ters korelasyona sahip hisse senetlerine de, özellikle lokomotif görevi üstlenen bankacılık hisselerine alıcı gözle bakmak gerekebilir! TCMB’nin likidite politikasına paralel TLREF 46,44 seviyesinde ve %46 olan politika faizinin biraz üzerinde dünkü günü bitirirken, AOFM ise %46’da kalmaya devam etti. CDS risk primi bu sabah 310 baz puan seviyesinde….
Ortadoğu’da gerginliğin hızla sona ermesini olumlu karşılayan piyasaların dikkati şimdi iki hafta içinde sona erecek olan küresel gümrük tarifesi müzakerelerine çevrildi. Yukarıda da değindiğim üzere, FED Başkan Yardımcısı Bowman’ın, istihdam piyasasındaki risklere dikkat çekerek Waller’ın ardından faiz indiriminin yaklaştığına işaret etmesi, gözlerin bugün Kongre’de konuşma yapacak olan FED Başkanı Powell’a çevrilmesine neden oldu. Bugün menüde ayrıca ECB Başkanı Lagarde’nin de konuşmasının bulunduğunu not edelim. Bu gelişmeler cereyan ederken, ABD 10 yıllık tahvil faizi dün %4,30 seviyesinin altını test ederek son yedi haftanın dibini gördü!
NATO Zirvesi bugün Lahey’de başlıyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte (Hollanda eski başbakanı), görevdeki ilk zirvesinde ittifakı bir arada tutma sınavı verirken, savunma harcamalarının GSYH’nin %5’ine çıkarılması hedefi zirveye damgasını vurdu. ABD Başkanı Trump’ın güçlü baskısıyla şekillenen bu hedef, Avrupa ülkeleri için ciddi bütçe artışları anlamına gelirken, İspanya son dakikada bu taahhüde açıkça itiraz ederek istisna aldı. Rutte, krizi tırmandırmadan yönetmeye çalışsa da, zirve Trump’ın agresif tutumu ve Avrupalı liderlerle olası sürtüşmeleri nedeniyle tartışmalı geçmeye aday.
Emre Değirmencioğlu
GÜNCEL
Türkiye’nin Kafkaesk Manzarasında Genç Olmak
“Suçum, Umut Etmekti”

Yayınlanma:
3 gün önce|
23/06/2025Yazan:
Serhat Can
“Bir sabah, genç bir birey hiçbir neden belirtilmeden susturulduğunu fark etti.”
Kafka’nın Davası, Josef K.’nın bilinmeyen bir suçlamayla sürüklendiği karanlık bir sistemin hikâyesiydi. Bugünse Türkiye’de binlerce genç, kendi adalet arayışında görünmez duvarlara çarpıyor. Tek fark: Buradaki suçlama çoğu zaman “bir şey istemek” kadar belirsiz, ceza ise “hiçbir şey elde edememek” kadar sessiz.
Kafkaesk Hukuksuzluk
Türkiye’de hukuk artık adaletin değil, itaati garanti altına almanın aracı. Mahkeme salonları gerçeğin değil, niyetin sorgulandığı sahnelere dönüşmüş durumda. Tıpkı Dava’daki gibi, kimse neyle suçlandığını tam olarak bilmiyor ama süreç başlıyor. Ve başlarsa da durmuyor. Gençler yargılanmasa da yorgun düşüyor; çünkü herkes bir gün “sıra bana gelir mi?” kaygısıyla yaşamaya başlıyor.
Ekonomik Çöküşün Sessizliği
Üniversite diploması, artık bir umut değil; çoğu zaman boş bir cüzdanın eki. Bir kuşak, mesleksizlikle, işsizlikle ve çaresizlikle cezalandırılıyor. Diplomalı ama üretime katılamayan, eğitimli ama geleceği çizilemeyen yüz binlerce genç, sanki “gelecek inşa etme” suçu işlemiş gibi toplum dışına itiliyor. Ebeveynlerine yük olmamak için geçici işlerde boğuluyor, göç fikrini içinden sesli telaffuz ediyor.
Sosyal Medyanın Sahte Tesellisi
Gerçek mutsuzlukların üzerine filtre çekiliyor. Instagram’da kariyer yapıyor gibi gözüken birçok genç, aslında annesinin evinde sabaha
kadar iş ilanı kovalıyor. LinkedIn’de “network” peşinde koşarken özgeçmişinin son satırına yeni bir şey yazamamanın ağırlığıyla eziliyor. Gerçek başarıların sesi duyulmuyor çünkü sistem “gösteriyi” ödüllendiriyor.
Serhat CAN
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (848)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.144)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (453)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.853)
- GÜNCEL (3.233)
- GÜNDEM (3.199)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.250)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.058)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (65)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (35)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

CGTN: Çin ve Orta Asya ülkeleri iş birliğini pekiştirme sözü verdi

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

KÜÇÜKLERE/BÜYÜKLERE YAZ OKUMALARI-II

Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Veri Okumayan Yönetici, Karanlıkta Yürür

Piyasa Beklemiyordu! Bitcoin Neden Patlama Yaşadı?

Finans Koltuğundan CEO Masasına

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Papara’dan açıklama: Özür diledi

Firma Finans Bilinci Neden Stratejik Bir Güçtür?

Finansın En Önemli 10 Formülü ve Önemi

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül
- Son dakika: Bugünkü Sayısal Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 25 Haziran 2025 Çılgın Sayısal Loto bilet sonucu sorgulama ekranı! 25/06/2025
- Son dakika: Bugünkü Şans Topu çekilişi sonuçları belli oldu! 25 Haziran 2025 Şans Topu bilet sonucu sorgulama ekranı! 25/06/2025
- SON DAKİKA | Borsa günü düşüşle tamamladı 25/06/2025
- Bakan Kurum'dan İstanbul için müjde: Kiralık sosyal konut yapılacak 25/06/2025
- Türk Eximbank Genel Müdürlüğü yeni binasına taşındı 25/06/2025
- Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman hedefi 25/06/2025
- İran-İsrail gerilimi: Türk gemileri güvende mi? Bakan Uraloğlu açıkladı... 25/06/2025
- Resmi Gazete'de bugün (26.06.2025) 25/06/2025
- SPK'dan 2 şirketin sermaye artırımına onay 25/06/2025
- Fed'den bankaların sermaye gereksinimlerini gevşetecek değişiklik teklifine onay 25/06/2025
- Powell: Stagflasyon temel senaryomuz değil 25/06/2025
- Trump Powell'a eleştirilerini sürdürdü: Zeka seviyesi yaptığı iş için düşük 25/06/2025
- Erdoğan: F-35'ler konusunda Trump'ın iyi niyetli olduğunu gördük 25/06/2025
- Yapı Kredi'ye uluslararası piyasalardan 710 milyon dolarlık yeni kaynak 25/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı