EKONOMİ
Kur, tedarik zincirini vurdu

Yayınlanma:
4 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
Döviz kurunun önceki gün rekor seviyelere ulaşması ve devam eden dalgalanmalar, tedarik zincirini sarstı. Kur krizi, bankacılık sektöründen reel sektöre, son tüketiciden yeni nesil teknoloji şirketlerine kadar tüm sektörleri olumsuz etkiledi.
Dünya Gazetesinden Yener Kardeniz’in haberine göre; Kasım’da başlayan ve dün de devam eden kur şokunun ilk etkisi tedarikte görüldü. Gıdadan hazır giyime birçok sektörde hammadde ve mal tedariki durma noktasına geldi. Çarşı pazarda olağanüstü bir hareketlilik yaşanmamasına rağmen beklenti enflasyonu nedeni ile birçok market sabah saatlerinde bazı ürünlerde yüzde 5-10 arasında zam yaptı. Daha önce sınırlı tedarik edilen ürünler alınamaz hale gelirken döviz büroları ise yüksek volatilite nedeni ile özellikle Kapalıçarşı Bölgesi’nde tabelalarını geçici süre kapattı.
DÜNYA Gazetesi olarak dolaştığımız İstanbul’un farklı semtlerindeki marketlerinde olağanüstü bir tüketici talebi görülmezken, herhangi bir ürünün satışında sınırlama yaşanmadı. Ancak dün sabah itibari ile yerine koyma maliyetlerinin artması bazı marketlerde raf fiyatlarının yüzde 5-10 artırılmasına yol açtı. Market görevlileri, son dönemde raf fiyatı değiştirme aralığının bir haftadan daha kısa süreye indiğini aktardı.
“ÜRÜN TEDARİKİ SIFIRA İNDİ”
Türkiye genelinde 160’tan fazla marketi olan Özen Perakende Grup Başkanı Cemal Özen, önceki gün de dahil olmak üzere dün tüketici tarafında herhangi olağanüstü bir hareketlilik yaşanmadığını söyledi. Kendi tedariklerinin büyük sıkıntılar yaşamaya başladığını anlatan Özen, “Ürün tedariki sıfıra indi. Daha önce 3 birim sipariş veriyor 2 birim ürün alabiliyorduk. Önceki gün itibari ile ise hiç alamaz duruma geldik. Tarım ürünlerinde değil ama gıda ile deterjan gibi petrokimyaya dayalı ürünlerde tedarik durdu adeta. Kimse ürün vermiyor. Bekle gör moduna geçtiler. Şu an depomuzdaki ürünleri satıyoruz” açıklamasında bulundu.
“HERKES TEDİRGİN, KAYGILI”
Ankara merkezli Altunbilekler Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Altunbilek de tedarik ile ilgili tedirginliklerini dile getirdi. Altunbilek, “Ürün aldığımız firmalar şu an çok tedirgin. Hepimiz kaygılıyız. Tüketici tarafında ise olağanüstü bir durum yok. Yok sattığımız bir ürün de olmadı” değerlendirmesinde bulundu.
TELEFONLARA CEVAP VERMİYORLAR
İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel de gıda tarafında mal tedarikinin durduğunu aktardı. Aynı zamanda Kapalıçarşı Bölgesi’nde susam ticareti yapan Önel şöyle dedi: “Artık peşin mal almak istediklerimiz bile telefonlarımıza cevap vermiyorlar, ulaşamıyoruz. Biz de toptan satış yaptığımız perakende tarafındaki müşterilerimize bilgilendirme maili atarak ‘şu an için satışlarımızı bu fiyatlar ile yapamayacağız. Fiyat güncellemesi olacak’ dedik.”
DÖVİZDE BİLE PEŞİNE DÖNDÜLER
Kur şoku Türkiye’nin en büyük 3. ihracatçı sektörü hazırgiyimi de önemli oranda etkiledi. TOBB Hazırgiyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, en büyük sıkıntının özellikle TL üzerinden fiyat vermek zorunda kalan işletmelerde yaşandığını aktardı. Fayat, “İç piyasaya mal satanlar sıkıntıda. Hammaddeye ulaşamadılar. Hammaddeci satmak mı daha karlı yoksa satmamak mı diye duraksadı. Bir günde kur yüzde 15 oynayınca malları ya sevk etmek istemedi ya da tamamen dövize döndü. İç piyasacılar için en büyük şok bu. İhracatta ise bu süreçte hammaddeye zam gelir endişesi ile duraksama yaşandı. Ama iç piyasa kadar değil. TL ile vade zaten bitmişti. Döviz ile de önceki gün itibari ile çok güvendikleri firmalar dışında vadeleri düşürüp peşine döndüler. ‘Vade kısaltalım ne olacağını görelim’ düşüncesi var. Çok güvendiği markalarda sıkıntı yok tabii ama sektör sıkışmış durumda. Son 2-3 aydır zaten miktarın arttığı değerin ise düştüğü bir dönem yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
KAPALIÇARŞI TABELA KAPATTI
Dolaştığımız Kapalıçarşı’da bazı döviz bürolarının tabelalarının kapalı olduğu görülürken, kuyumcularda ise takı ürünleri satan yerlerin boş olduğu, yatırımlık altın satanlarda ise az da olsa hareketlilik olduğu gözlendi.
İstanbul Mücevherciler Kuyumcular ve Sarrafl ar Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Yıldırımtürk de Kapalıçarşı piyasasını değerlendirdi. Önceki gün itibari ile yüksek artış nedeni ile döviz bürolarının tabelalarını kapattığını belirten Yıldırımtürk, “Talepte ise herhangi olağanüstü durum olmadı. Döviz işlemlerinde yüzde 15 artış oldu. Dün sabah itibari ile de tabelalarını açmayan döviz büroları vardı. Herkes ihtiyacı olanı satıp, ihtiyacı olanı alıyor. Panik havası durumu yok. Ama fiyatlarda olası bir değişiklik nedeni ile kimse ne yapacağını bilmiyor. Almak isteyene fiyatlar yüksek; satmak isteyende ise ‘tekrar yükselir mi’ beklentisi var. Her iki taraf da temkinli, beklemeye geçmiş durumda” diye konuştu.
“GÜMRÜKTEN MAL ÇEKİLMİYOR”
Kimya tarafında mal alımını durduranların olduğunu bildiren Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) Başkanı Haluk Erceber, “Zaten AB Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya gibi ülkeler ocak başına kadar kapalı ve Noel tatili var. Bazı fabrikalar da üretimi azalttı veya durdurdu. İç piyasada döviz ile yapılan gümrükten mal çekme ve limandan çıkarma işlemleri şu anda yapılmıyor. Anlaşılan tedarik zincirinde hammadde fiyatları da düşmeyecek. Kur artışı geri gelmezse fark satış fiyatlarına yansıyacaktır” dedi.
NORMALLEŞME BEKLENİYOR
İklimlendirme Sanayii İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, bu dönemde temkinli olmakta fayda olduğunu belirterek, satışların bu hafta içinde azalacağını, önümüzdeki hafta normale döneceğini ifade etti. Dövizdeki artıştan kaynaklı, iç pazarda TL bazında satışların durduğunu ama dövizli satışlarda bir sorunun olmadığını bildiren Şanal, “TL bazlı ihale alan firmalar zarar edecekler diye yüksek kurun olduğu ortamda alım yapmıyor. Birçok sektörde kâr marjı düşmüş durumda, Dövizdeki yüzde 17’lik artış dengeleri altüst etti. Üretimde de bir süre temkinli davranmakta yarar var” dedi.
Online pazaryerlerinde fırsat zammı!
Hepsiburada, Trendyol gibi satıcılar, kurdaki yükselişten önce 8 bin 500 liradan satılan iPhone 11 için 13 bin liralara varan fiyatlar istiyor. Teknosa ve MediaMarkt gibi teknoloji perakendecilerinin ise internet stoklarının bittiği görülüyor.
İnşaatlar durabilir
Döviz kurlarında yüzde 30’a yakın oranda yaşanan artış nedeniyle yarı mamul ve malzeme satan firmalardan teklif almakta zorlandıklarını aktaran Babacan Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Babacan, “Çünkü bu olağanüstü dönemde yarı mamul, dövize endeksli olduğu için firmalar teklif vermek istemiyor. İnşaatta çok ciddi maliyet artışı var. Bu durum imalat ve yapımı ciddi şekilde etkileyecek. Bu nedenle inşaatların durması söz konusu olacak” açıklamasını yaptı. Aynı şekilde yüklenicilerin fiyat farkı istemeye başladığını anlatan Babacan, şu değerlendirmede bulundu: “Eskiden yüklenici bir firma yüzde 30 fiyat farkıyla çalışıyordu. Ancak malzeme fiyatlarında artış çok kısa sürede yüzde 30’u aşınca herkes bekleme moduna geçti. Ayrıca yakın dönemde asgari ücret artışlarıyla birlikte işçilik maliyeti de maliyetlere yansıyacak.”
TL’deki tarihi değer kaybı ekonominin aktörlerini nasıl etkiliyor?
Türk Lirası’nda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşük faiz çağrılarına paralel TCMB’nin art arda yaptığı faiz indirimleriyle başlayan ve önceki gün zirveye ulaşan tarihi değer kaybı yeni bir kur krizi yaratırken; bankacılık sektöründen reel sektöre, son tüketiciden yeni nesil teknoloji şirketlerine kadar ekonominin tüm aktörlerini olumsuz etkiliyor.
TL, sadece önceki gün dolar karşısında test edilen en yüksek seviyeye göre yüzde 15’e yakın değer kaybederken, günlük kayıp ise yüzde 10’a yakın oldu. Kasım başından bu yana yüzde 24 değer kaybeden TL’de yaşanan çöküşün devam edip etmeyeceği ve para politikasındaki gevşemenin süreceğine yönelik endişeler ise ekonominin her alanında baskısını sürdürüyor. TL’deki sert değer kaybı bankacılık sektörünün temel göstergelerini de tehdit ediyor. Bankacılık sektöründe sermaye yeterlilik rasyosu hesabı TL cinsinden yapılıyor. Ancak sektörün oldukça yüksek miktarda döviz kredisi dikkate alındığında, TL’nin değeri düştükçe döviz kredilerinin TL cinsi karşılığı ise yükseliyor. Bu yüzden SYR hesabında döviz kredilerinin, TL karşılığındaki ani yükseliş SYR’de negatif etki yaratıyor. Bu da Türkiye’de yüzde 12 olarak belirlenen en alt SYR limitinde bazı bankaların sıkıntıya düşmesine neden olabilir. Bankacılık kaynakları bundan korunmanın (hedging) bir yolunun, döviz bazlı sermayenin olması gerektiğini belirterek, yeterli miktarda sermaye benzeri kredisi olmayan bankalarda sıkıntı olabileceğine dikkat çekti. BDDK verilerine göre bankaların 18 Kasım itibarıyla 160 milyar dolar YP kredisi bulunuyor. TCMB’nin faiz indirimlerine başladığı Eylül sonundan itibaren TL’de devam eden değer kaybı ile bankacılık sektöründe yabancı para kredilerinin TL karşılığı da yaklaşık yüzde 40’a yakın artış kaydetti.
BORÇ YÜKÜ ARTACAK
Reuters’a konuşan Ekonomist Haluk Bürümcekçi’nin hesaplamalarına göre Türkiye’deki finans dışı özel şirketlerin bir yıl içinde ödemesi veya yeniden finanse etmeleri gereken Eylül itibarıyla 52,8 milyar dolar tutarında borcu bulunuyor. TL’deki keskin değer kayıpları dolar veya euro döviz geliri olan ihracatçı şirketler için geniş kapsamlı sorunlara yol açmayacak. Ancak döviz geliri olmayan orta ölçekli şirketlerden esnafa kadar pek çok işletmenin artan maliyetler nedeniyle ek sermaye ihtiyacı duymasına veya borç yükünün artmasında yol açması bekleniyor. Hammadde ve ara malında büyük ölçüde ithalata bağımlı Türk firmalarının maliyetleri ise, küresel olarak artan emtia fiyatlarına, yükselen kur etkisi de eklendiğinde sürdürülemez hale geldi. Kurdaki öngörülemezlik nedeniyle tedarikçi ve üretici firmalar fiyat veremez duruma gelirken, özellikle iç piyasaya ile çalışan firmaların sattığı malın yerine yenisini koyamadığı belirtiliyor. Bu durumun firmalar için işletme sermayesi sıkıntısını beraberinde getirmeye başladığı ifade ediliyor. İhracatçı firmalar ise TL’deki sert değer kaybı ile birlikte uluslararası müşterilerin fiyat indirimi taleplerinin arttığını; bunun da maliyet baskısına fiyat baskısının da eklenmesine neden olduğunu belirtiyor.
BEKLENEN FİYAT ARTIŞI TÜKETİCİ TALEBİNİ ÖNE ÇEKİYOR
Tüketiciler her ne kadar zorunlu alışveriş kalemleri arasında yer almıyor olsa da önümüzdeki aylarda yapmak zorunda kalacakları alışverişleri öne çekerek TL’deki değer kaybının kurda yaratacağı artıştan kendilerini bir miktar korumaya çalışıyorlar. Kurdaki artış ilaç sektörüne ilişkin kaygıları da artırırken, kurdaki yükselişe bağlı olarak piyasada şu anda bazı ilaçların bulunmasında sıkıntı yaşandığı belirtiliyor. Bazı ilaçların piyasada bulunamamasının nedenin fiyatlandırmada kullanılan kur ile güncel kur arasındaki farktan kaynaklandığı belirtiliyor. İlaç fiyatlarında kulllanılan euro/TL kuru yılda bir kez güncelleniyor. Şu anda ilaç fiyatlarının belirlenmesinde euro/TL kuru 4.57 olarak kabul ediliyor ve fiyatlandırmalar bu kur üzerinden yapılıyor.
Öte yandan TL’deki değer kaybı gübre, kimyasal gibi büyük ölçüde fiyatları dolar bazında belirlenen tarım girdilerinin de fiyatının yükselmesine ve üretici üzerindeki baskının artmasına yol açtı. Fiyatları merkezi olarak belirlenen ekmek ve süt gibi ürünlerin üreticileri fiyat artışı çağrısında bulundular.
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

Yayınlanma:
1 gün önce|
25/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Kitap Künyesi
-
Kitap Adı: Nasıl Yatırım Yapılır?
-
Alt Başlık: Kişisel Yatırımın Cesur ve Yeni Dünyasına Yolculuk
-
Yazarlar:
-
Peter Stanyer
-
Masood Javaid
-
Stephen Satchell
-
-
Çevirmen: S. Cem Çiloğlu
-
Yayınevi: The Economist Books / Türkçe baskı: Epsilon yayınevi
-
Dil: Türkçe (Orijinal dil: İngilizce)
-
Kapsam: Yatırımın temellerinden başlayarak kişisel finans, portföy yönetimi, risk dağılımı ve yeni nesil yatırım araçlarına kadar geniş bir perspektif sunar.
-
Hedef Kitle: Yatırıma yeni başlayacak bireyler, kişisel finansına yön vermek isteyenler ve stratejik portföy oluşturmak isteyen yatırımcılar.
İçerik Özeti
-
Yatırımın Temel İlkeleri
-
Risk ve Getiri Dengesi
-
Portföy Teorisi
-
Fon Seçimi ve Dağılımı
-
Alternatif Yatırım Araçları (ETF’ler, tahviller, emtialar, kripto varlıklar)
-
Yatırım Psikolojisi ve Karar Alma Süreçleri
-
Güncel Piyasa Gelişmeleri ve Etkileri
“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti
1. Yatırımın Temelleri
Kitap, yatırımın amacını net şekilde tanımlayarak başlar: paranın zaman içindeki değerini korumak ve artırmak. Yatırımcılar için temel kavramlar olan risk, getiri, zaman ufku, likidite gibi konular ele alınır.
📌 Ana fikir: Her yatırım bir risk içerir; önemli olan bu riski bilinçli şekilde yönetebilmektir.
2. Portföy Oluşturma ve Risk Dağılımı (Diversifikasyon)
Yazarlar, yatırımcılara tüm yumurtaları aynı sepete koymamaları gerektiğini anlatır. Portföy oluştururken farklı varlık türleri arasında dağılım yapmanın önemi vurgulanır: hisse senetleri, tahviller, nakit, emtialar, alternatif yatırımlar gibi.
📌 Ana fikir: Sağlam bir yatırım stratejisi; çeşitlendirme, maliyet bilinci ve hedefe uygunlukla mümkündür.
3. Varlık Sınıfları ve Araçlar
Bu bölümde yatırım yapılabilecek başlıca varlıklar detaylı şekilde anlatılır:
-
Hisse senetleri: Uzun vadede büyüme sağlayan ama dalgalı ürünlerdir.
-
Tahviller: Daha düşük riskli, ama sınırlı getirili.
-
Nakit ve mevduat: Güvenli ama enflasyona karşı kırılgan.
-
Alternatif yatırım araçları: Gayrimenkul, hedge fonları, özel sermaye ve son zamanlarda kripto varlıklar gibi yeni trendler.
📌 Ana fikir: Her varlık sınıfının risk-profili farklıdır ve yatırımcının hedeflerine göre seçilmelidir.
4. Zaman ve Psikoloji Faktörü
Yatırımcıların en büyük düşmanlarından biri kendileridir. Korku, açgözlülük, sürü psikolojisi gibi duygusal faktörlerin yatırım kararlarını nasıl etkilediği anlatılır. Piyasa zamanlamasının zor olduğu, uzun vadeli düşünmenin önemi vurgulanır.
📌 Ana fikir: Duygusal kararlar yerine disiplinli bir yatırım stratejisi başarı getirir.
5. Yatırım Stratejileri ve Yaklaşımlar
Pasif ve aktif yatırım farkı, endeks fonlarının avantajları, değer ve büyüme yatırımcılığı gibi farklı yatırım stratejileri açıklanır. Ayrıca, yaşa ve gelir seviyesine göre yatırım stratejileri örneklenir.
📌 Ana fikir: Herkesin yatırım stratejisi kişisel durumuna, hedeflerine ve risk toleransına uygun olmalıdır.
6. Geleceğe Hazırlık ve Yeni Trendler
Kitabın son bölümleri geleceğin yatırım dünyasına odaklanır. ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim kriterleri), yapay zeka destekli algoritmalar, robo-danışmanlar, fintech’ler gibi konular ele alınır.
📌 Ana fikir: Yatırım dünyası hızla değişiyor; bilgiye açık ve adapte olabilen yatırımcılar öne çıkacak.
Genel Değerlendirme
Bu kitap, yatırım dünyasına giriş yapmak isteyenler için bilimsel temellere dayalı, pratik ve anlaşılır bir kılavuzdur. Hem yeni başlayanlar hem de stratejisini geliştirmek isteyen yatırımcılar için değerli bilgiler sunar.

Dünya enerji güvenliğinin kalbinde yer alan Hürmüz Boğazı, küresel ticaretin ve petrol taşımacılığının en kritik geçitlerinden biridir. Ancak bu boğazın geçici dahi olsa kapanması, sadece bölgeyi değil, tüm dünya ekonomisini derinden etkileyebilecek bir kriz senaryosudur. Bu yazıda, Hürmüz Boğazı’nın önemi ve kapanmasının olası sonuçları detaylı bir şekilde incelenmektedir.
HÜRMÜZ BOĞAZI’NIN STRATEJİK ÖNEMİ
Hürmüz Boğazı, İran ile Umman arasında yer alır ve Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlar.
Bu dar geçit, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, İran, BAE ve Katar’ın deniz yoluyla petrol ve doğalgaz ihracatında tek çıkış kapısı niteliğindedir.
-
Günlük yaklaşık 17-20 milyon varil petrol bu boğazdan taşınmaktadır.
-
Bu miktar, küresel petrol ticaretinin yaklaşık %20’sine denk gelir.
-
Ayrıca Katar’ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatının da büyük bölümü bu yoldan geçer.
ENERJİ VE EKONOMİK SONUÇLARI
1. Petrol Fiyatlarında Şok Artış
Hürmüz Boğazı’nın kapanması, arz şokuna yol açar.
-
Petrol fiyatları birkaç gün içinde 150-200 dolar/varil seviyelerine çıkabilir.
-
Enerji ithalatçısı ülkelerde enflasyonist baskılar oluşur.
-
Üretim maliyetleri artar, ekonomiler yavaşlar, stagflasyon riski doğar.
2. Küresel Tedarik Zincirinin Bozulması
-
Asya, Avrupa ve ABD’ye enerji taşıyan petrol tankerleri seferlerini durdurmak zorunda kalır.
-
Enerjiye bağımlı endüstriler (otomotiv, plastik, gübre vb.) ağır darbe alır.
-
Alternatif boru hatları kapasite olarak yetersizdir.
JEOPOLİTİK VE ASKERİ SONUÇLARI
1. ABD-İran Gerilimi Zirveye Çıkar
İran’ın boğazı kapatma tehdidi veya fiilî kapatma girişimi, ABD ve müttefiklerinin askerî karşılık verme ihtimalini doğurur.
Bölgedeki ABD Donanması’nın varlığı bu senaryo için hazırdır.
2. İsrail, Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri Tetikte Olur
İran’ın bu hamlesi bölge ülkeleri tarafından ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirilir.
Silahlanma hızlanır, bölgesel çatışma riski artar.
3. Askerî Müdahale ve Savaş Riski
Deniz yolunun açık tutulması için ABD önderliğinde çok uluslu bir askerî müdahale gündeme gelebilir.
Bu durum petrol bölgelerinde bombalamalara, deniz trafiğinin askıya alınmasına neden olabilir.
ALTERNATİF ENERJİ ROTALARI VAR MI?
-
Suudi Arabistan ve BAE, bazı petrolünü Hürmüz dışındaki boru hatlarıyla taşıyabilir.
Ancak bu yolların kapasitesi sınırlı ve tüm ihracatı karşılamaktan uzaktır. -
Katar LNG’si içinse alternatif güzergâh neredeyse yoktur.
TÜRKİYE’YE ETKİSİ NE OLUR?
-
Türkiye enerji ithalatının büyük kısmını bu bölgelerden sağlamaktadır.
-
Fiyatlar arttığında Türkiye’nin enerji faturası büyür → cari açık artar.
-
Bu durum TL üzerinde baskı oluşturur, enflasyon hızlanır.
Hürmüz Boğazı’nın kapanması, sadece bölgesel değil, küresel bir kriz anlamına gelir. Petrol ve gaz piyasasında arz şoku yaratır, küresel ekonomiyi durma noktasına getirebilir. Jeopolitik gerilimlerin zirveye çıktığı bir ortamda bu boğazın güvenliği, dünya düzeni açısından kırılma noktasıdır.
BANKA HABERLERİ
Limonlar Kredi Aldığında: Asimetrik Bilginin Finansal Sistemdeki Yankısı

Yayınlanma:
6 gün önce|
21/06/2025Yazan:
Serhat Can
Bankaların kredi sistemlerinde giderek daha sık karşılaştığımız bir tablo var: Gerçek kredi değerliliği taşımayan birey veya işletmelere, sistemsel boşluklar nedeniyle kredi limitleri açılıyor. Kredi puanı iyi görünüyor, limit mevcut—ama geri ödeme kabiliyeti yok. Neye benziyor, biliyor musunuz? George Akerlof’un 1970’te yazdığı kendisine Nobel iktisat ödülü aldıran “limon piyasası”na.
Asimetrik Bilgi Sorunu:
Akerlof’un teorisinde, alıcı ve satıcı arasındaki bilgi dengesizliği nedeniyle kaliteli ürünler (iyi arabalar) piyasadan çekilir, yerine “limonlar” (kötü arabalar) kalır. Bugünün kredi sisteminde ise:
- Banka, müşterinin gerçek riskini göremiyor (ya da görmek istemiyor).
- Müşteri, sistemin sunduğu limitlere ulaşıyor, kredi kullanıyor.
- Böylece finansal piyasada “limon” krediler çoğalıyor: riskli, sürdürülemez, görünürde aktif.
Sonuç Ne Olur?
- Gerçek değerliliğe sahip kullanıcılar daha pahalı krediye ulaşır.
- Sistem, kendi içindeki çürüklüğü fark edemez.
- Uzun vadede bu asimetrik bilgi, toplu bir güven krizine dönüşür. Tıpkı Akerlof’un uyardığı gibi…
- Finansal sistemler gelişiyor, algoritmalar daha sofistike hale geliyor—ama hâlâ “insanı” göremeyen modellerle çalışıyoruz. Kredi vermek sadece matematik değil; güvenin, bağlamın ve davranışsal içgörünün birleşimidir.
- “Kredi sadece bir limit değil, bir güven oyudur.”
Kredi sistemleri giderek daha sofistike hale geliyor. Algoritmalar, puanlama sistemleri, dijitalleştirilmiş değerlendirme modelleri… Peki ama hâlâ “insanı” göremeyen bu sistemler gerçekten güvenli mi?
George Akerlof, 1970’te “limon piyasası” teorisini ortaya attığında otomobil piyasasını örnek gösteriyordu. Bugün ise aynı teoriyi bizzat kredi piyasasının içinde yaşıyoruz: asimetrik bilgi, yani tarafların eşit derecede bilgi sahibi olmaması, sistemi yavaş yavaş çürütüyor.
Gözlemlerimden İki Sessiz Hikâye
Firma kârlı göründü, konkordatoya girdi. Bir yıl önce denetimini yaptığım bir firmayla denetim sırasında yaşadığımız bir anlaşmazlık yüzünden yollarımız ayrılmıştı. Geçtiğimiz günlerde konkordato ilan ettiklerini öğrendim. İlginçtir: Banka kredileri denetim sonrası son bir yılda ciddi oranda artmıştı. Bilanço ise temizdi—görünürde. Ama içini bilen biri olarak şunu söylemeliyim: stoklar şişirilmişti. Sayım tutanakları arasındaki fark 3 milyon dolar kadardı.
Stoklar yalansa, bilanço da yalandır. En kolay oynanan kalem de budur çünkü. “Stoklarda 3 milyon dolarlık yapay bir değerleme vardı—bu, bilanço üzerinde kar gibi görünse de gerçekte zarardı.” Bankalar ne yaptı? Kağıt üstündeki görüntüye bakıp kredi verdiler. Mali analizlerin yapamadığı tek şey stok denetimidir, stoklarda ne yazıyorsa kabul edilir. Şu sorularla meşgul olduklarını da hiç zannetmiyorum: Stok sayım tutanak raporu mevcut stoklarla karşılaştırıldı mı? Stok sayım tutanağını kim hazırlamış? Bağımsız denetim mi yoksa şirket personeli mi? Firma son yıllarda matrah artırmış mı? Tedarikçi bakiye hareketleri stok değer hareketleriyle uyumlu mu? Stoklarda dikkat çekici bir durum var mı? Hammadde stoğu mamül stoğundan fazla mı? Şirket ERP sisteminden stok değerleme raporu alındı mı? Sorular çoğaltılabilir.
Çalışanlarına maaşlarını ödemeyen firma, kredi kullanıyor.
Geçenlerde eski bir öğrencim aradı: Çalıştığı firma 3 aydır maaş ödemiyormuş ama aynı zamanda bankalardan kredi kullanmaya devam ediyormuş. Hatta patronunun yeni bir konut satın aldığını duymuş. Bana sorduğu soruya gelirsek: “İş davası açarsam banka hesaplarına bloke konulur mu?
Banka sistemleri SGK kayıtlarını kontrol etse, firmanın 3 aydır sigorta ödemediğini görecekti. Ama görmedi. Çünkü sistem, sadece rakama ve geçmiş skora bakıyor—insan hikâyesine değil.
Sonuç: Algoritmalar Belki Zekidir, Ama Kördür
Bugünün kredi algoritmaları geçmiş veriye dayanır, davranışı anlamaz, öyküyü okumaz. Böylece sistem, Akerlof’un tarif ettiği gibi, limonlarla doluyor: Gerçekte riskli olan ama kâğıt üstünde sorunsuz gözüken kredilerle. Sonuç? Gerçekten sağlıklı, krediye erişimi hak eden işletmeler bu gölgelerin altında kalıyor.
Serhat CAN
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (848)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.144)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (453)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.853)
- GÜNCEL (3.234)
- GÜNDEM (3.199)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.251)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.059)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (65)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (36)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Şirketlerde Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği Neden Şart Olmalı?

CGTN: Çin ve Orta Asya ülkeleri iş birliğini pekiştirme sözü verdi

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

KÜÇÜKLERE/BÜYÜKLERE YAZ OKUMALARI-II

Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Veri Okumayan Yönetici, Karanlıkta Yürür

Piyasa Beklemiyordu! Bitcoin Neden Patlama Yaşadı?

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Papara’dan açıklama: Özür diledi

Firma Finans Bilinci Neden Stratejik Bir Güçtür?

Finansın En Önemli 10 Formülü ve Önemi

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül
- SON DAKİKA | Borsa günü düşüşle tamamladı 26/06/2025
- İkinci el araçta 6 ay 6 bin km ve ilan kısıtlaması 2026’ya uzatıldı 26/06/2025
- TEMMUZ ASGARİ ÜCRET ZAMMI: Asgari ücrete ara zam gelecek mi? Asgari ücret ara zammı ne kadar olacak? 26/06/2025
- Diyarbakır Türkiye’nin enerji arz gücüne katkı sağlıyor 26/06/2025
- İnşaat malzemesi sanayi bileşik endeksi yılın ilk artışını gösterdi 26/06/2025
- SON DAKİKA | Kamu işçilerinin zam pazarlığında ikinci teklif tarihi belli oldu 26/06/2025
- TCMB rezervlerinde 7 haftanın ardından ilk gerileme 26/06/2025
- İkinci el otoda 6 ay-6 bin kilometre kısıtlaması uzatıldı 26/06/2025
- İkinci el otomobil satışında '6 ay-6 bin km' düzenlemesi uzatıldı 26/06/2025
- "Türkiye'nin maliyet bazlı rekabet gücü 2015 yılı seviyesinin altına indi" 26/06/2025
- H&M'den ürün tedariğinde pazara yakınlık planı 26/06/2025
- ABD'de işsizlik maaşı başvurularında sert düşüş 26/06/2025
- Kredilerde büyüme yeniden hızlandı 26/06/2025
- Hatice Karahan: Dünyadaki merkez bankalarıyla sınır ötesi ödemeler konusunda çalışıyoruz 26/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı