ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Likidasyon ve panik: Ne var ne yok sat!

Yayınlanma:
2 ay önce|
Yazan:
BankaVitrini
Geride bıraktığımız hafta, küresel mali piyasalar, tarife savaşlarının gölgesinde adeta likidasyon eğilimine sahne oldu. Teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq 100 endeksi, Perşembe günü %5,5 gerilemesi ardında Cuma günü de %6 gerileyerek (Mart 2020’den bu yana en sert düşüş) tepeden %20’den fazla düşmek suretiyle resmen ayı piyasasına girdi. ABD borsalarında Şubat 19’dan bu yana toplamda 11 trilyon dolar büyüklüğünde bir değer silindi. Ekonomik büyüme ve şirket kârlılık beklentileri aşağı yönlü revize edilirken, JPMorgan analistleri küresel resesyon olasılığını %40’tan %60’a yükseltti.
Bu gelişme, piyasalardaki karamsarlığın derinleştiğini ve ekonomik çalkantı riskinin artık daha ciddiye alındığını gösteriyor. Kötümserliğin çarpıcı bir göstergesi olan Cboe Volatilite Endeksi (VIX), Nisan 2020’den bu yana en yüksek seviyesine ulaşarak piyasalarda belirsizlik ve korkunun zirveye tırmandığını ortaya koyuyor. En büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi sadece iki günde %10’dan fazla değer kaybederek tarih boyunca yedinci kez bu tür bir çöküş yaşadı. Bu tür sert düşüşler en son Lehman Brothers çöküşünde (2008) ve pandemide (2020) yıllarında görülmüştü. Yatırımcı duyarlılığını ölçen Korku ve Açgözlülük Endeksi aşırı korku seviyesine gerilerken, küresel belirsizlik endeksi de pandemi döneminin de üzerine çıktı.
Hisse senedi piyasalarında yaşanan sert düşüşler, kıymetli madenleri baskı altına alırken, her gün yeni rekorlar kırmasına alıştığımız altın haftanın son iş gününde %2,5 düşerek Kasım ayından bu yana en büyük kaybını yaşadı. Satış baskısı o kadar güçlü bir şekilde yaşandı ki, yatırımcılar zarardaki pozisyonlarına karşı kârdaki pozisyonlarını da satmaya başladı. Gümüş son üç ayda biriken kazanımlar yalnızca iki günde silerek %14’e yakın geriledi. Ancak buna rağmen, fiziki altın ve gümüş talebinin durmadığını görüyoruz. COMEX (New York merkezli emtia borsası) üzerindeki fiziki altın stoku rekor kırarken, fiziki gümüş biriktirme de olağanüstü seviyelere çıkmış durumda! Daha basit bir anlatımla, piyasada satış dalgası güvenli liman altına da sıçramış olsa bile, yatırımcılar fiziki altın ve gümüş toplamaya hız kesmeden devam ediyor. Bu da yatırımcıların uzun vadeli risklere karşı korunma amaçlı pozisyon aldığını gösteriyor.
Türbülans boyutuna ulaşan satış baskısı sonrası piyasalar FED’in bir noktada devreye gireceğini ciddi bir şekilde fiyatlamaya başladı. Şöyle ki, kısa bir süre önce faiz indirimi beklemeyenlerin sayısı ciddi boyutlara ulaşırken, gelinen noktada piyasalar uçtan uca savrularak yılın geriye kalan kısmında dört kez toplam 100 baz puan indirim fiyatlamaya başladı. Bu gelişmelerin müsebbibi de Trump politikaları ve beraberinde yaşanan büyük belirsizlik olduğunu not etmek gerekiyor. Trump, FED başkanı Powell’a çağrı yaparak faiz indirmesi için doğru bir zaman olduğunu söylerken, Başkan Powell ise Cuma günü yapmış olduğu açıklamada, Trump yönetiminin beklenenden daha yüksek gümrük tarifeleri nedeniyle ekonomide kalıcı enflasyon riskinin arttığını belirtti. Powell, bu durumun hem enflasyonu yükseltip hem de büyümeyi yavaşlatabileceğini ve FED’in iki temel hedefi olan fiyat istikrarı ile tam istihdamı tehdit ettiğini vurguladı. Bu arada her ayın ilk cuması açıklanan kritik ABD istihdam raporu yaşanan piyasa çöküşünün gölgesinde kalsa da, sürpriz bir şekilde beklentilere oranla daha kuvvetli geldi. Tarım dışı bordrolu çalışan sayısı 228bin artarken işsizlik oranı hafifçe artarak %4,2 oldu. Maaş göstergesi ise yıllık bazda tahminlerin altında %3,8 olarak gerçekleşti.
Yeni gün başlangıcında, Asya cephesinde, likidasyon eğilimi ve panik işlemlerinin hız kesmeden devam ettiğini görüyoruz. Beyaz Saray’ın gümrük tarifelerinde geri adım atmaması ve ABD Başkanı Trump’ın Çin ile anlaşmaya yanaşmaması yatırımcı güvenini sarstı. Küresel durgunluk ihtimalinin artmasıyla birlikte gösterge endeks Tokyo borsası %7,5 gerilerken, Hong Kong’un Hang Seng endeksinde kayıp %10’u aştı. Pasifiğin diğer ucunda, ABD cephesinde ise geçen haftaki tarife açıklamalarının ardından trilyonlarca dolarlık piyasa değerinin silinmesi ile başlayan iki günlük satış dalgasının devam ettiğini görüyoruz: vadeli işlemlerde S&P500 %3’ün üzerinde düşerken, Nasdaq’da düşüş %4’ü aştı. Gözler ‘kurtarıcı’ olarak FED’i takip etmeye başladı. Yukarıda da değindiğim üzere, her ne kadar FED Başkanı pek oralı olmasa da, olağan Mayıs ayı FOMC toplantısına yönelik faiz indirimi sürat kazanmaya (%56) başlarken, yılın geriye kalanına yönelik faiz indirim beklentileri de yaklaşık beşe yükseldi!
Güvenli limanlara yönelişle ABD tahvil faizleri yaklaşık 10 baz puan gerileyerek %3,90 seviyesine gerilerken, Dolar, İsviçre Frangı, EUR ve YEN karşısında zayıfladı. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bu sabah %2 daha düşerek 63 dolar seviyesine gerilemek suretiyle pandemi döneminden bu yana en düşük seviyesini test etti. Böylelikle son dört günlük çöküş yaklaşık %16 oldu! Okurlarımız petrole yönelik bu yıl hiç olumlu görüş vermediğimiz gibi petrolü beğenmediğimizi de hatırlayacaklardır. Güvenli liman altın sabah ilk işlemlerde 2,975 dolar seviyesine kadar gerilemesinin ardından 3,030 dolar seviyesine toparlanırken, gümüşün de ons fiyatı benzer bir şekilde 28,30 dolar seviyesine kadar gerilemesinin ardından 30,80 dolar seviyesine kadar yükseldi. Haftalardır 81bin dolar seviyesini test edip tekrar yukarıya yönelen Bitcoin, yaşanan türbülanstan payını alarak 77bin dolar seviyelerine kadar geriledi. Teknik mânâda aşağıda 72bin dolar seviyesine kadar geri çekilme bizler pek de şaşırtmayacaktır. Bir diğer büyük kripto para birimi olan Ethereum ise son iki haftada %20’den fazla geriledi.
Dönelim kısaca Türk mali piyasalarına… Brent cinsi ham petrolün varil fiyatının %13 gerilemesi, net enerji ithalatçısı ülkeler için büyük fırsatlar yaratacağını düşünüyoruz. İçinden geçtiğimiz dönemi büyük bir türbülans olarak tanımlasak da, bu karmaşık küresel ortamda, bazı gelişmelerin Türkiye için önemli fırsatlar da barındırdığını göz ardı etmiyoruz. Mesela, petrol fiyatlarının geldiği seviye, Türkiye’nin enerji maliyetlerini düşürerek cari açıkta ve enflasyonla mücadelede elini güçlendirebilir.
Yakın çevremizdeki jeopolitik gelişmelere baktığımızda, KKTC’de başlayan müzakerelerden Suriye ve Ukrayna’nın yeniden inşasına kadar geniş bir yelpazede Türk müteahhitlerine ciddi görevler düşmesi bekleniyor. ABD’nin artan askeri harcamaları karşısında Avrupa’nın savunma konusunda Türkiye’ye yönelebileceği bir dönemden geçiyoruz. Bu durum, Türkiye’nin AB sürecinin yeniden canlanmasına da zemin hazırlayabilir.
Diğer yandan, ABD ile ilişkilerde pozitif bir ivme söz konusu. Trump dönemiyle başlayan ve Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la kurulan yakın diyalog sayesinde, Türkiye ABD’ye ihracatta görece düşük tarifelerle daha fazla pazar payı elde etme şansını yakalayabilir. Elbette, son haftalarda yaşanan siyasi gelişmeler olmasaydı, TCMB’nin yıl sonuna kadar her toplantıda faiz indirimine gitmesi ve rezervlerde yaklaşık 32 milyar dolarlık erime yaşanması da pek muhtemel olmayabilirdi. İvedi bir şekilde, iç siyasette tansiyonu düşürmek ve yeni dünya düzenine uygun, rasyonel ve kapsayıcı bir ekonomik hikâye yazmak gerektiğinin altını çizmek isteriz. Türkiye’nin potansiyeli, doğru yönetildiğinde bölgesel türbülansı avantaja çevirebilecek güçte olduğunu düşünüyoruz.
USDTRY kuru yeni güne, TCMB’nin defans hattını çektiği, Çanakkale geçilmez 38,00 seviyesinde salınarak başlarken, CDS risk primi ise 352 baz puan seviyesine yükselerek Kasım 2023’ten bu yana en yüksek düzeye geldi. Döviz piyasasında tansiyonun göreceli olarak düştüğünü kabul etsek de, 3 Nisan valörlü işlemlerde TCMB düşündüğümüz kadar rezerv biriktiremediğini görüyoruz. TCMB’nin net yabancı para pozisyonu 500 milyon dolar iyileşirken, yukarıda değindiğimiz üzere günler içerisinde ~ 32 milyar dolar eridi.
Elbette büyük bir belirsizliğin yaşandığı istisnai derecede olumsuz bir dönemden geçtiğimizi pekâlâ biliyoruz. Trump’ın ateşlediği tarife savaşları küresel ekonomi üzerine adeta çökerken, yaşanan likidasyon eğiliminin çok da uzun boylu olmayacağını düşünüyoruz. Olumsuz gelişmelere yeterince sert bir tepki verdiğine ikna olan piyasalarda rasyonel fiyatlama eğiliminin başlaması ile mevcut fiyatlamaların da ucuz olduğuna yönelik inancın pekişeceğini, yeni bir dengenin ve ‘hikâyenin’ başlayacağını düşünüyoruz. İşte o an gelince, trende yer almaya çalışmak gerektiğini düşünüyoruz.
Emre Değirmencioğlu
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Tanrının Bankeri’nin Ölümü: Roberto Calvi ve Vatikan’ın Kara Kutusu

Yayınlanma:
11 saat önce|
18/06/2025Yazan:
Erol Taşdelen
18 Haziran 1982 sabahı, Londra’nın merkezinde yer alan Blackfriars Köprüsü’nün altına sarkan bir ceset bulundu. Elleri arkadan bağlanmış, cepleri taşlarla doldurulmuş bir adam… Bu kişi, İtalya’nın en güçlü bankalarından birinin başkanı Roberto Calvi’ydi. Kamuoyunun ona verdiği lakap: “Tanrı’nın Bankeri”.
I. Roberto Calvi Kimdi?
Roberto Calvi, 1920 yılında Milano’da doğdu. Ekonomi eğitiminin ardından kısa sürede İtalya’nın en köklü finans kurumlarından biri olan Banco Ambrosiano‘da yükseldi. 1970’lerde bankanın yönetim kurulu başkanı oldu. Ancak onu diğer bankacılardan ayıran en önemli fark; Vatikan’la olan yakın ilişkileriydi.
Calvi’nin yönettiği Banco Ambrosiano, Vatikan Bankası (IOR – Istituto per le Opere di Religione) ile doğrudan bağlantılıydı. Vatikan, bankanın hisselerinin önemli bir kısmını elinde bulunduruyor ve dini kurumlar aracılığıyla dünya genelinde para transferleri yapıyordu. Calvi, bu ilişkiden güç alarak İtalya’da “dokunulmaz” kabul edilen figürlerden biri haline geldi.
II. Skandalın Patlak Vermesi
1981 yılına gelindiğinde İtalyan mali denetçileri Banco Ambrosiano’da ciddi yolsuzluklar olduğunu fark etti. Bankanın yurt dışındaki bazı bağlı şirketler aracılığıyla belirsiz ve teminatsız şekilde yüz milyonlarca dolar kredi verdiği ortaya çıktı.
Bu kredilerin izini süren yetkililer;
-
Latin Amerika’da faaliyet gösteren paravan şirketler,
-
İtalyan mafyası ile doğrudan ilişkili isimler,
-
Vatikan Bankası’nın aracı olarak kullanılması gibi bağlantılarla karşılaştılar.
Üstelik Calvi’nin aynı zamanda İtalya’daki yasadışı P2 Mason Locası’nın üyesi olduğu ortaya çıktı. Bu mason locası, askerler, medya patronları, iş insanları ve siyasilerden oluşan gizli bir yapılanmaydı ve darbe planları dahi yapmıştı.
III. Çöküş ve Ölüm
1982 yılı Haziran ayında Banco Ambrosiano’nun bilançosunda 1.4 milyar dolara yakın açık olduğu resmen açıklandı. Bu, bankanın iflası anlamına geliyordu.
Bu gelişmeden sadece birkaç gün sonra, Roberto Calvi İtalya’dan kaçtı. Önce Avusturya’ya, oradan da Londra’ya geçti. Ancak 18 Haziran sabahı, cesedi Thames Nehri üzerindeki Blackfriars Köprüsü’nün altında bulundu.
Calvi’nin ölümü ilk başta intihar olarak kayıtlara geçti. Ancak;
-
Elleri ve ayaklarının bağlı olması,
-
Ceplerinde tuğla ve taşlar bulunması,
-
Üzerindeki belgelerin sahte olması,
-
Ölümünden önce Vatikan, masonluk ve mafya ilişkileri hakkında konuşmak istemesi
gibi detaylar, bunun profesyonelce işlenmiş bir cinayet olduğunu düşündürdü.
IV. Vatikan, Mafya ve P2 Locası Üçgeni
Calvi’nin ölümü sadece bir iş insanının trajik sonu değil, Vatikan Bankası’nın karanlık yüzünün deşifre olması anlamına geliyordu. İddiaya göre;
-
Vatikan Bankası, Calvi aracılığıyla Latin Amerika’daki antikomünist hareketlere para aktarıyordu.
-
Mafya, kara parayı aklamak için Banco Ambrosiano’yu kullanıyordu.
-
P2 Mason Locası, bu sistemin koruyucusu ve dağıtıcısı konumundaydı.
Calvi’nin ölümünün ardından Vatikan, Banco Ambrosiano’nun çöküşünden sonra 250 milyon dolarlık zararı kısmen üstlendi ve tazminat ödemeyi kabul etti. Ancak bu adım hiçbir zaman tam bir sorumluluk kabulü olarak görülmedi.
V. Yargı Süreci ve Cevapsız Kalan Sorular
2005 yılında İtalya’da Roberto Calvi’nin öldürülmesine dair yeni bir dava açıldı. Mafya ile bağlantılı beş kişi yargılandı. Ancak 2007 yılında hepsi delil yetersizliğinden beraat etti. Cinayet hâlâ resmen çözülmüş değil.
Bugün bile şu sorular cevap bekliyor:
-
Calvi gerçekten neyi biliyordu?
-
Vatikan bu yapıdan ne kadar haberdardı?
-
P2 Locası ve mafya, Vatikan’la ne düzeyde iş birliği yapıyordu?
-
Calvi’nin ölümü neden İngiltere’de gerçekleşti?
VI. Sonuç: Bir Bankerin Ölümünden Fazlası
Roberto Calvi’nin ölümü, sadece bir banka başkanının trajedisi değil; aynı zamanda din, finans ve suç dünyasının birbirine nasıl karışabileceğinin en çarpıcı örneğidir. Bu olay, Vatikan Bankası’nın şeffaf olmayan yapısını dünya kamuoyunun gündemine taşımış ve uluslararası finansal sistemdeki kara delikleri görünür kılmıştır.
Aşağıda doğrudan Calvi olayını konu alan ve dolaylı olarak ilham alan bazı filmleri ve belgeseller listesi:
🎬 1. God’s Banker (Tanrı’nın Bankeri) – 2022 (Belgesel Dizi)
-
Tür: Belgesel / Mini Dizi
-
Platform: Sky Documentaries (İngiltere)
-
Konu: Roberto Calvi’nin ölümü, Banco Ambrosiano skandalı ve Vatikan-Mafya-P2 ilişkisi detaylıca anlatılıyor. Gerçek olaylara, arşiv görüntülerine ve tanıklıklara dayanıyor.
-
Öne Çıkan: Cinayetin yıllar boyunca nasıl örtbas edildiği ve İtalyan yargısının çaresizliği gözler önüne seriliyor.
🎬 2. Il Banchiere di Dio (Tanrının Bankeri) – 2002
-
Yönetmen: Giuseppe Ferrara
-
Oyuncular: Omero Antonutti, Pamela Villoresi
-
Konu: Doğrudan Roberto Calvi’nin hayatını ve ölümünü merkezine alan bir İtalyan yapımı biyografik filmdir.
-
Detay: Filmde Calvi’nin Vatikan, mason locası ve mafya ile ilişkileri dramatik bir şekilde işlenir.
🎬 3. The Bankers of God: The Calvi Affair (I banchieri di Dio – Il caso Calvi) – 2002
-
Yönetmen: Giuseppe Ferrara
-
Konu: Yine Calvi’nin hayatını, Banco Ambrosiano’nun yükselişini ve düşüşünü, Vatikan’la bağlarını ve ölümüyle ilgili komploları ele alır.
-
Detay: Filmde olaylar hem tarihi gerçekliğe hem de teorilere dayalı biçimde işlenir.
🎬 4. The Godfather Part III (Baba 3) – 1990
-
Yönetmen: Francis Ford Coppola
-
Karakter: “Frederick Keinszig” karakteri Roberto Calvi’den esinlenilmiştir.
-
Konu: Filmde Vatikan Bankası, İtalyan mafyası ve küresel finans çevreleri arasındaki karanlık ilişkilere değinilir.
-
Detay: Filmdeki “Immobilaire” şirketi ve Vatikan Bankası skandalı, Calvi olayından doğrudan esinlenmiştir. Calvi’nin ölümüyle benzerlikler taşıyan bir sahne de bulunur.
🎬 5. The Pope’s Banker (BBC Belgeseli – 2014)
-
Konu: Vatikan Bankası’nın tarihsel rolü, Calvi’nin ilişkileri ve ölümü detaylı olarak analiz edilir.
-
Platform: BBC Four
-
Belgesel Niteliği: Bilimsel ve arşiv temelli bir anlatı sunar.
🎬 6. Our Godfather – 2019 (Netflix)
-
Ana Konu: Mafya itirafçısı Tommaso Buscetta’nın hikayesi
-
Bağlantı: Belgeselde Roberto Calvi cinayetiyle bağlantılı olan Cosa Nostra (Sicilya mafyası) yapılanmalarına dair bilgiler yer alır.
🎥 Ayrıca İlham Alınan Bazı Diğer Yapımlar:
-
Angels & Demons (2009): Vatikan’ın karanlık güç yapıları, masonik referanslar.
-
Spotlight (2015): Finansal değil ama dini kurumların şeffaf olmayan yapısı üzerine benzer bir sorgulama yaklaşımı.
-
Conspiracy temalı diziler ve belgesel serileri (ör. Dirty Money – Netflix)
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Savaş, petrol ve Trump piyasaları kilitledi; gözler bu akşam FED’de

Yayınlanma:
12 saat önce|
18/06/2025Yazan:
BankaVitrini
İsrail ile İran arasındaki hava savaşı altıncı gününe girerken, karşılıklı füze saldırıları ve siber saldırılar artarak sürüyor. İsrail, Tahran’daki askeri tesisleri hedef alırken, İran, Tel Aviv’i vurdu. Hava saldırılarının yanı sıra, İsrail’in İran’a yönelik büyük çaplı bir siber savaş başlattığı, İran’ın ise üst düzey güvenlik danışmanlarının kaybıyla ciddi bir istihbarat zafiyeti yaşadığını okuyoruz. Ülkede resmî görevlilerin cep telefonu kullanımı yasaklanırken, dijital altyapıya yönelik saldırıların devam ettiği aktarılıyor. İsrail, İran’ın nükleer silaha çok yaklaştığını öne sürerek saldırıları başlatırken, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Natanz’daki zenginleştirme tesisinin vurulduğunu doğruladı. İran ise nükleer programının barışçıl amaçlı olduğunu savunuyor.
Öte yandan, ABD Başkanı Trump’ın krize yönelik söylemleri ise belirsizliği derinleştiriyor. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda İran lideri Hamaney’in saklandığı yeri bildiklerini ve “şimdilik” onu ortadan kaldırma niyetlerinin olmadığını belirten Trump, üç dakika sonra “KOŞULSUZ TESLİMİYET!” çağrısıyla gerginliği zirveye taşıdı. Trump’ın açıklamaları, askerî tehditler ile diplomatik mesajlar arasında gidip gelen çelişkili bir çizgi izliyor.
Her ne kadar Trump ve ekibi ABD’nin İsrail’e destek vererek İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılara katılması dâhil olmak üzere çeşitli senaryoları değerlendirse de, ABD’nin savaşa girmesine ancak Kongre’nin karar verebileceğini unutmamak gerekiyor! ABD şu ana kadar doğrudan müdâhil olmamakla birlikte, bölgeye ilave savaş uçakları sevk etti ve İran’dan İsrail’e yönelen bazı füzelerin düşürülmesine yardımcı oldu. Bu gelişmeler, sadece iki ülke arasındaki savaşı değil, aynı zamanda bölgedeki jeopolitik dengeyi ve enerji piyasalarını da ciddi biçimde tehdit ediyor. Özellikle İran ve Katar’ın ortak olduğu Güney Pars doğalgaz sahasına yönelik saldırıların ardından, küresel enerji piyasaları yüksek alarm seviyesine geçti.
ABD’nin çatışmaya doğrudan müdâhil olma ihtimaline dair artan endişeler hisse senetleri üzerinden baskı kurarken, petrol fiyatları ise %4’ün üzerinde yükseliş kaydetti (son üç haftalık performans +%20). Özellikle Hürmüz Boğazı’nda iki petrol tankerinin çarpışıp yangın çıkarması ve bölgedeki elektronik müdahalelerle deniz trafiğinin aksaması, arz kesintisi endişelerini tırmandırarak petrol fiyatlarını yukarı çekti. Bu gelişmeler, küresel enerji piyasalarında yeni bir enflasyon baskısı yaratıyor. ABD tahvilleri ve dolar gibi güvenli limanlara yönelim güç kazanırken, son dönemlerde dolar zayıflığı ile güçlenen kraliyet aslanı sterlin ve EUR gibi para birimleri ise (nihayet) değer kaybetti! Özellikle dört haftadır 1,36 seviyesinin hemen üzerinden kırmızı kart gören Sterlin bu sabah 1,34 seviyelerinin diplerine kadar gevşedi. Hatırlanacağı üzere kalabalık işlemlerin içinde yer almak istemediğimiz savunarak dolara şans tanımıştık! Dolar endeksinin haftayı 99 seviyesinin üzerinde kapatması durumunda, değer kazanımlarını artıracağını düşünüyoruz (bakınız grafik).
Yaşanan gelişmelere rağmen güvenli liman altının ons fiyatı yükselmekte zorluk yaşayarak 3,385 dolar seviyesinde yatay kalırken, arkadan dolu dizgin gelen gümüş ise %2,5 değer kazanarak 37,25 dolar seviyesine yükseldi. Risk iştahının zayıf kalmasına paralel bitcoin dün %4 gerileyerek 104bin dolar seviyelerine çekildi. Bitcoin cephesinde yükseliş için 108bin dolar seviyesinin üzerinde haftalık kapanış görmemiz gerekiyor.
Tüm bu belirsizliklerin gölgesinde piyasalar bu akşam sonuçlanacak FED’in olağan Haziran ayı FOMC toplantısının kararını bekliyor. Her ne kadar son haftalarda açıklanan zayıf veriler (mesela perakende satışlarının %0,9 düşmesi ekonomik zayıflık sinyallerini güçlendirdi) faiz indirimi için zemin hazırlasa da, Powell-Trump gerginliği, tarifelerin yaratacağı enflasyonist baskılara şimdi de savaş nedeniyle enerji piyasasının eklenmesi, FED’in politika faizini sabit bırakma ihtimalini güçlendiriyor. Vadeli kontratlara göre, sene sonuna kadar 45 baz puan (bir veya iki kez 25 baz puan) faiz indirimi bekleniyor. FED’in faiz kararının yanı sıra, üyelerin yeni ekonomik projeksiyonlarında büyümenin zayıfladığı, ancak enflasyonun daha dirençli kalabileceğine işaret etmesini bekliyoruz.
Türkiye cephesinde ise savaş tamtamlarının yarattığı riskten kaçışa paralel TCMB’nin net yabancı para pozisyonu baskı altında kaldı. 16 Haziran valörlü işlemlerde net pozisyon 5,4 milyar dolar gibi ciddi mânâda azaldı. Cuma günü 28,1 milyar dolar seviyesine kadar yükselen net yabancı para pozisyonunun bir günde bu denli gerilemesini biraz da olsun kırılganlık göstergesi olarak okuduk! Bu minvalde, USDTRY kuru günlerdir devam eden sakin seyrini yurt dışı gerginliğe paralel bozarak bu sabah 39,50 seviyesinin üzerine yerleşti. CDS risk primi 298 baz puanda ve yatay seyrini korurken, iki yıl vadeli gösterge tahvilin basit faizi %40 seviyesinin yeniden altına geriledi. Borsa cephesi yurt dışı gelişmelere paralel satıcılı seyrini korudu.
FED sonrası yarın sahne sırasını bekleyen TCMB’den ise politika faizini sabit tutmasını beklerken, faiz koridorunun simetrik bir hâl alacağını ve üst bandın %49 seviyesinden %47,50 seviyesine getirileceğini düşünüyoruz. Bayram öncesi %49 seviyesinde olan TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti (AOFM) %46’ya, BIST Repo faizi (TLREF) ise %46,11 seviyesine geldi. Yani? TCMB üstü kapalı da olsa 300 baz puan faizi indirdi. %46 olan politika faizinde ise direkt indirimin Temmuz toplantısında 350 baz puan ile yapılmasını bekliyoruz. Böylelikle 19 Mart öncesi döneme de (%42,50) tekrar gelmiş olacağız. Hazır siyasi iklimin değiştiği 19 Mart demişken, Zafer Partisi lideri Özdağ’ın beş aydır devam eden tutukluğu ardından tahliyesine dün karar verildi.
Dün geceyi %1’e yakın düşüşle tamamlayan ABD borsaları, yeni gün başlangıcında (vadeli endeksler) yatay bir seyir izlerken, Pasifik’in diğer ucunda ise Japonya’nın Nikkei endeksi, zayıflayan YEN’in desteğiyle dört ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Lâkin, İsrail-İran arasında tırmanan çatışma ve ABD’nin askerî müdahâleye yaklaşması yatırımcıların temkinli kalmasına neden oldu. Hong Borsası %1,2 düşüşle olumsuz ayrıştı. İran petrolünün en büyük alıcısı olan Çin’in ise gelişmelere nasıl tepki vereceğini merakla takip ediyoruz! Ara ara gündeme gelen Tayvan konusuna bu noktada dikkat çekmek isteriz. Her ne kadar Çin’in Tayvan’a tam ölçekli bir askerî harekât başlatma ihtimali düşük görünse de, bölgesel krizlerin yoğunlaştığı bu dönemde Pekin’in Tayvan üzerindeki askerî ve psikolojik baskısını artırmasını muhtemel görüyoruz.
TCMB Net Yabancı Para Pozisyonunda Günlük Değişim
Emre Değirmencioğlu
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Yapı Kredi Portföy’den düzenli getiri sunan yeni serbest döviz fonu
Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü Müge Peker, “Bu yenilikçi döviz fonumuz, uzun vadeli bir yatırım aracından beklenen istikrarı, aylık gelir avantajıyla birleştirecek” dedi

Yayınlanma:
1 gün önce|
17/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Yapı Kredi Portföy, yatırımcılara düzenli nakit akışı sağlamayı hedefleyen yeni serbest fonunu yatırımcılara sundu.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, 16-20 Haziran’da talep toplanacak ‘Yapı Kredi Portföy Şubat 2028 Kar Payı Ödeyen Serbest Fonu‘, döviz cinsinden gelir yaratmayı ve her ay yatırımcılara nakit ödeme yapmayı amaçlıyor. Fonun alım talimatı için son gün 20 Haziran olurken, yatırım dönemi 23 Haziran’da başlayacak ve 11 Şubat 2028’de sona erecek.
Fonun yatırım stratejisi kapsamında, toplam değerinin en az yüzde 80’i Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından döviz cinsinden ihraç edilen borçlanma araçları ve kira sertifikaları ile yerli ihraççıların döviz cinsinden ihraç ettiği para ve sermaye piyasası araçlarına yönlendirilecek. Portföyden elde edilen faiz ve kar payı gibi gelirler, yatırımcılara her ay düzenli olarak ödenecek.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü Müge Peker, hayata geçirdikleri bu yeni fonun istikrarlı nakit akışı fırsatından yararlanmak isteyenler için güçlü bir alternatif olduğunu belirtti.
Peker, Yapı Kredi Portföy olarak yatırımcılarının ihtiyaçlarını işlerinin merkezinde tuttuklarını vurgulayarak, bu kapsamda tasarladıkları yeni fonlarıyla yatırımcılarına düzenli gelir sunmayı hedeflediklerini aktardı.
Yapı Kredi Portföy Şubat 2028 Kar Payı Ödeyen Serbest Fonu’nun dönemsel kar payı ödemelerinin, her ayın son iş gününde hesaplanacağı ve takip eden ilk işlem gününde yatırımcılara ödeme yapılacağı bilgisini paylaşan Peker, ‘Ödenen kar payı, fon toplam değerinden düşülerek, katılma payı fiyatına oransal olarak yansıtılacak. Bu yenilikçi döviz fonumuz, uzun vadeli bir yatırım aracından beklenen istikrarı, aylık gelir avantajıyla birleştirecek.’ ifadelerini kullandı.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (840)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.131)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (449)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.849)
- GÜNCEL (3.188)
- GÜNDEM (3.175)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.237)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (474)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.039)
- Ali Coşkun (23)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (64)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (562)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (40)
- Onur ÇELİK (34)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (79)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR

ÇOCUKLAR/BÜYÜKLER İÇİN YAZ OKUMALARI-1

UAEA: İsrail saldırıları sonrasında İran’ın Natanz nükleer tesislerinde hasar gördü

Tanrının Bankeri’nin Ölümü: Roberto Calvi ve Vatikan’ın Kara Kutusu

Zecurion, Orta Doğu ve Ötesinde Artan Mesleki Dolandırıcılıkla Mücadele İçin Siber Güvenliği Güçlendiriyor

ABD’nin İsrail tarafında savaşa girmesi ne anlama geliyor

Savaş, petrol ve Trump piyasaları kilitledi; gözler bu akşam FED’de

Türk Eximbank Destekleri ve İhracat Finansmanı Toplantısı Uşak’ta Gerçekleştirildi

UŞAK’ın en köklü Market Zinciri EGEŞOK Konkordato aldı

KGF KREDİLERİ ÖNCEKİLER GİBİ BANKALARIN ZOMBİ FİRMALARINA GİTMESİN

İmalatçı KOBİ’lere 30 milyar liralık KGF geliyor….

Siyasi Gerginlik Ekonomiyi Geriyor: Reel Sektör Nefes Alamıyor!

Krediye Ulaşamayan Sanayici Batıyor…

Yeni KGF Krediler çözüm olur mu?

KİL VE BENTONİT TESİSLER NE İŞE YARAR?
- SON DAKİKA | Borsa günü düşüşle tamamladı 18/06/2025
- Emtia piyasasında ters rüzgar: Şeker yatırımcısı kayıpta 18/06/2025
- ACI EUROPE raporu: İstanbul Havalimanı artık dünyanın bağlantı lideri 18/06/2025
- ABD'de işsizlik maaşı başvuruları beklentilerin altında kaldı 18/06/2025
- Rusya: Orta Doğu krizine rağmen küresel petrol arzında sorun yok 18/06/2025
- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum: 250 bininci konutu teslim edeceğiz 18/06/2025
- Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı'nın büyüklüğü 500 milyar liraya çıkarıldı 18/06/2025
- Çin'den ABD'ye sorumlu davranma çağrısı 18/06/2025
- Trump: Powell bugün faizi düşürmeyecektir 18/06/2025
- Lufthansa Orta Doğu uçuşlarını askıya alma uygulamasını uzattı 18/06/2025
- İsrail-İran çatışması IMEC'i canlandıracak bir sonuç yaratacak mı? 18/06/2025
- ABD'de mortgage başvuruları yüzde 2,6 geriledi 18/06/2025
- US Steel'in satışı tamamlandı 18/06/2025
- ABD'de işsizlik maaşı başvurularında düşüş görüldü 18/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı