GÜNDEM
Madde madde ‘sansür’ yasası

Yayınlanma:
3 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
AKP-MHP’nin ‘dezenformasyonla mücadele’ iddiasıyla Meclis’e gönderdiği kanun teklifi TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Teklifin Meclis Genel Kurulu’nda da değişmeden kabul edilmesi halinde haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve iletişim alanında hayatımız kökten değişecek.
TÜİK’ten önce enflasyon verileri açıklayan ENAG… Ankara kulislerinden gelişmeler… Whatsapp aramaları… Tüm bunlar hayatımızdan çıkacak mı? ENAG uzmanları enflasyon verilerini açıkladığı için hapis cezasıyla mı yargılanacak? Ankara kulislerinde konuşulanları yazan gazetecilere yargılanmanın önü açılacak mı? ‘Herkesin duymasını istemediğimiz’ için Whatsapp’tan yaptığımız görüşmelerin verileri bir üst yazıyla paylaşılacak mı?
Meclis gündemindeki ‘sansür yasası’yla bunların mümkün olabileceği endişeleri giderek artıyor. Peki sansür yasası hayatımızda neleri değiştirecek? Diken değişiklikleri ve hayatımıza olası etkilerini derledi.
Hayatımızda neler değişecek?
AKP ve MHP’nin teklifiyle haber siteleri ‘süreli yayın’ tanımı kapsamına alınıp Basın Kanunu’na tabi tutulacak.
Haber siteleri için de ‘tekzip’ süreci uygulamasına başlanacak. Bugüne kadar erişim engeli veya içerik çıkarma kararlarıyla karşı karşıya kalan siteler, artık tekzip yazılarını da değiştirmeden yayımlamak zorunda kalacak. Tekzip metinleri haber sitesinde ilk 24 saati ana sayfada olmak üzere bir hafta süreyle yayımlanacak. Bu da demek oluyor ki haber sitelerinin vitrininde tekzipten habere yer kalmayacak.
Yeni suç: Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma adıyla yeni bir suç tanımlanacak. Teklifteki ifadeyle ‘sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kişi’ bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilecek.
Failin, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya ‘bir örgütün faaliyeti çerçevesinde’ işlemesi halinde söz konusu ceza yarı oranında artırılacak.
‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçu nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilecek.
Sosyal medya platformlarına sopa
Sosyal medya platformlarına yargı mercilerinin bilgi taleplerine süresinde ve doğrudan cevap verilmesi, kullanıcı haklarının korunması, kamu güvenliğini ve kamu sağlığını etkileyen olağanüstü durumlarda kriz planı oluşturarak etkin önlemler alınması gibi ek sorumluluklar getirilecek. İstenilen bilgileri zamanında vermeyen platformlara cezalar verilecek.
Whatsapp’a ‘şirket kur’ baskısı
Whatsapp, Signal gibi yoğun kullanılan anlık mesajlaşma uygulamaları için Türkiye’de şirket kurarak Türk hukukuna tabi olunması istenecek.
Bilgiler emniyet birimleriyle paylaşılacak
Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yer alan, ‘çocukların cinsel istismarı’, ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’, ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma’, ‘anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar’, ‘devlet sırlarına karşı suçlar’ ve ‘casusluk’ suçlarına konu internet içeriklerini oluşturan veya yayan faillere ulaşmak için gerekli olan bilgileri, soruşturma aşamasında savcısı, kovuşturma aşamasında yargılamanın yürütüldüğü mahkemece talep edilmesi üzerine, ilgili sosyal ağ sağlayıcının Türkiye’deki temsilcisi, adli mercilere verecek.
Sosyal ağ sağlayıcı, ‘kişilerin can ve mal güvenliğini tehlikeye sokan içerikleri öğrenmesi ve gecikmesinde sakınca bulunması’ halinde, bu içeriği ve içeriği oluşturana ilişkin bilgileri yetkili kolluk birimleriyle paylaşacak.
BTK, sosyal ağ sağlayıcısından kurumsal yapı, bilişim sistemleri, algoritmalar, veri işleme mekanizmaları ve ticari tutumlar dahil her türlü açıklamayı talep edebilecek.
Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne, kendisine gelen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesine yönelik mahkeme kararlarını, elektronik posta yoluyla ilgili içerik veya yer sağlayıcılarına bildirme yetkisi verilecek.
‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’nın kapsamı belli mi?
AKP ve MHP’nin teklifi ‘halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse’nin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile yargılanacağını öngörüyor.
‘Bu kadar da olmaz’ diyene de dava
Prof. Dr. Yaman Akdeniz’e göre teklifin bu haliyle kanunlaşması halinde yüzlerce kişi yargılanacak. Hatta, “Yargılananlara ‘bu kadar da olmaz artık’ tepkisi gösterenler de yargılanacak.” Hukukçulara göre bu madde yoruma açık olması nedeniyle siyasi amaçlar doğrultusunda kullanılacak, muhalifler, gazeteciler cezalandırılacak.
Paylaşmak, retweet, beğeni suç
Bu kapsamda, isimlerinin gizli tutulması kaydıyla gazetecilere konuşan siyasilerin, kamu görevlilerinin verdiği bilgilerin yer aldığı haberler ceza konusu halini alabilecek. Ayrıca enflasyon verilerine ilişkin yapılan eleştirel haberler, köşe yazıları ve açıklamalar da bu kapsama alınabilecek. Öyle ki Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) TÜİK’ten önce kendi yöntemleriyle hesaplayarak duyurduğu enflasyon verilerini paylaşmak, retweet etmek, haberleştirmek suç kapsamında sayılabilecek.
Kanun hükmü Covid-19 pandemisinin hızla yayıldığı dönemde yürürlükte olmuş olsaydı, Türk Tabipler Birliği’nin pandemiye ilişkin yaptığı açıklamalar bu kapsamda suç sayılabilecekti. TTB üyeleri bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla yargılanabilecekti. Ayrıca bu bilgileri haberleştirenler de aynı kapsamda yargılanabilecekti.
En nihayetinde beklenen İstanbul depremi, 128 milyar doların akıbeti, askeri harekatlardaki gelişmeler ve daha nicelerini haberleştirmek savcıların yorumlarıyla suç kapsamına girebilecek. Suç örgütü lideri Sedat Peker’in itiraflarını, ABD’ye iade edilmesine karar verilen Sezgin Baran Korkmaz’ın vereceği ifadeleri haberleştirenler soluğu adliyede alabilecek. Suçun kapsamına da bilginin doğru ya da yalan olduğuna da savcılar, hakimler ve haberin konusu olanlar karar verecek.
Haber sitelerinde neler değişecek?
Haber siteleri, haberin hızlı hazırlanması, sunulması ve ana sayfalarının hızla değişmesiyle bilinir. Sitelere girince sizleri karşılayan ana sayfalar günün en çok okunan haberleri, son dakika gelişmeler ve özel haberler yerlerini tekzip metinlerine bırakacak. Yasanın kabulü halinde, yayımlanan haberlere ilişkin tekzipler 24 saat boyunca ana sayfada yer alacak. Böylece siteler sizleri öne çıkan haberlerle değil, düzeltme ve yalanlama metinleriyle karşılayacak. Artık habere ulaşmak için harcayacağınız zaman çok daha fazla uzayacak.
Gündemi derinden etkileyen yolsuzluk, usulsüzlük, çatışma, atama vb. tüm haberlere erişim engeli getirilmesi veya yayından kaldırılması için süre kısalacak. Bu tarz haberlere ilişkin mahkeme kararları artık e-posta yoluyla iletilecek. Böylece siz akrabasını müdür olarak atayan bir kamu görevlisinin haberini henüz okurken, hakkında verilen mahkeme kararı mahkemeye ulaşabilecek ve yayından kaldırılacak.
Sitelerde haberlerini takip etmeyi beğendiğiniz muhabirler haklarında açılan davalar nedeniyle meslekten uzaklaşabilecek.
Unutulmamalı ki Türkiye’de 500 binden fazla web sitesiyle 150 binden fazla haber erişime engelli durumda.
Sosyal medyada neler değişecek?
Sosyal medya paylaşımları 2020’den bu yana belirli yasalarla çeşitli suçlar kapsamında değerlendiriliyor. Aynı zamanda platformların Türk kanunlarına uygun hareket etmesi konusunda ciddi yaptırımlar söz konusu.
Her paylaşım suç sayılabilir
Yeni yasayla birlikte sosyal medyadaki paylaşımlar çok ciddi kıskaca alınabilecek. Öyle ki erişime engelli bir haberi sosyal medya hesabından paylaşmak, anlık gelişen bir olaya ilişkin son durumu aktarmak veya yorum yapmak, bunları paylaşan hesaplardan retweet etmek de suç olarak değerlendirilebilecek.
Orman yangınları sürecinde #HelpTurkey adıyla açılan hastagler de halkta paniğe yol açacağı düşüncesiyle suç konusu sayılabilecek. Üstelik hukukçulara göre, bu taglerin toplu olarak paylaşılması nedeniyle örgütlü suç da sayılabilecek.
Anonim hesaplar üzerinden paylaşımlara ilişkin de gelişmeler yaşanacak. Türk Ceza Kanunu’nda ‘çocukların cinsel istismarı’, ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’, ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma’, ‘anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar’, ‘devlet sırlarına karşı suçlar’ ve ‘casusluk’ olarak tanımlanan suçlara ilişkin paylaşımları yapanların bilgileri adli makamlara verilebilecek. Bu yalnızca anonim hesaplar değil, açık kimlikli hesaplar için de geçerli olacak.
Anonim hesaplardan paylaşımlara uygulanacak hapis cezaları, açık kimlikli hesap sahiplerine göre daha fazla olacak.
MİT mensuplarına koruma kalkanı
Türkiye’de haklarında haber yapılması ve yayımlanması en zor kurum çalışanlarının başında Millî İstihbarat Teşkilâtı çalışanları geliyor. MİT üyeleri hakkında yapılan veya yapılacak haberler farklı kanunlara tabi olmakla birlikte, iktidar ve yargının sert tepkisiyle de karşı karşıya kalır.
Türkiye’de çok sayıda gazeteci MİT veya MİT mensuplarına dair yaptıkları haberler nedeniyle yargılanıp cezalar almıştı. Kanunun kabul edilmesi halinde, bilgi ve belgelere dayanan haberler de dahil olmak üzere hazırlanacak haberler için BTK başkanı doğrudan erişim engelleme ve içerik çıkarma kararı verebilecek. Yani herhangi bir mahkeme kararı olmadan bu alandaki haber yapma zorluğu daha fazla genişletilecek.
Kapsamda yalnızca MİT mensupları olmayacak, aileleri de koruma şemsiyesi altına alınacak.
Altan SANCAR – Diken
İlginizi Çekebilir
Ali Coşkun
Gayri Resmi İşlemler ve Finansal Tablolara Etkisi: Görünmeyen Riskler
Yayınlanma:
17 saat önce|
27/06/2025Yazan:
Ali Coşkun
Birçok firmada geçmişe kıyasla azalmış olsa da, gayri resmi ticari işlemler hâlâ yaygın şekilde sürmektedir. Özellikle nakit yoğun sektörlerde ve KOBİ ölçeğindeki firmalarda, bu durum daha belirgin şekilde gözlemlenmektedir.
Bu kapsamda yapılan bazı ödemeler banka kanalları yerine doğrudan elden gerçekleştirilmekte; bu da işletmenin resmi mali tablolarını doğrudan olumsuz etkilemektedir.
Gayri resmi ödemelerde kullanılan resmi gelirler, muhasebe sisteminde denge bozulmalarına yol açar. Bu bozulmalar en çok dönen varlık kalemlerinde kendini gösterir:
-
🧨 Yüksek kasa bakiyeleri
-
🧨 Ortaklara ait alacak senetleri
-
🧨 Ortaklardan alacaklar
-
🧨 İş avanslarında ortaklara ait tutarlar
Bu kalemlerde zamanla meydana gelen olağandışı artışlar, finansal tablo kullanıcıları için önemli risk sinyalleri taşır.
Başlangıçta küçük görünen bu tutarlar, süreç içinde büyüdükçe bilanço üzerinde ciddi baskı yaratır. Bu durum, kredi veren bankaların da dikkatinden kaçmaz.
Bankaların Yaklaşımı
Kredi değerlendirme süreçlerinde bankalar, bu tür şişirilmiş kalemleri tespit eder ve analiz aşamasında bu tutarları mali düzeltmeye tabi tutar. Yani:
Bu bakiyeler, özkaynaklardan düşülerek şirketin gerçek finansal durumu ortaya konur.
Bu düzeltmeler sonucunda:
-
Özkaynaklar ciddi şekilde azalır
-
Borç/özkaynak oranı önemli ölçüde bozulur
-
Finansal kaldıraç artış gösterir
Bazı firmalarda bu tür düzeltmelerin ardından özkaynaklar negatif seviyeye dahi gerileyebilir. Bu da:
-
Yasal olarak kredi kullanımı önünde engel oluşturur
-
Krediye erişimi zorlaştırır, hatta imkânsız hâle getirir
-
Firmanın sektörel itibarı ve ticari ilişkileri üzerinde olumsuz etki yaratır
Kredi Notuna Etkisi
Kredi veren kurumlar tarafından oluşturulan kredi risk puanı (raiting) da bu tabloya göre şekillenir.
Gayri resmi işlemler kaynaklı mali dengesizlikler:
-
Raiting notunun düşmesine
-
Kredi maliyetlerinin artmasına neden olur
Neler Yapılmalı?
Firmaların, özellikle 31 Mart, 30 Haziran, 30 Eylül ve 31 Aralık bilanço tarihlerinde bu tür kalemlerdeki bakiyeleri minimuma indirmesi büyük önem taşır.
Aksi takdirde:
-
Bankalar,
-
Bağımsız denetçiler,
-
Yatırımcılar ve
-
Potansiyel iş ortakları
firmanın güvenilirliğini sorgulamaya başlayabilir.
Kısa Vadeli Kazançlar, Uzun Vadeli Riskler Yaratır
Kısa vadede pratik ve kolay gibi görünen gayri resmi ödemeler, uzun vadede firmaların büyüme kapasitesini, yatırım alabilirliğini ve finansmana erişimini ciddi biçimde sınırlar.
Kurumsallaşmak ve finansal yapısını güçlendirmek isteyen her işletme:
Bu tür uygulamalardan uzak durmalı, mali disiplini ve kurumsal itibarını öncelik haline getirmelidir.
Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

İş Dünyası Ne Kadar Hazır? Türkiye’de durum nasıl?
Günümüz iş dünyası, hızla değişen dinamiklerin ve artan belirsizliklerin ortasında, çalışan esenliği konusunda ciddi bir sınav veriyor. Pandemiyle birlikte önemi daha da anlaşılan çalışan zihin sağlığı, ne yazık ki hala birçok kurum için “ekstra” bir kalem olarak görülüyor. Oysa kapımızda bekleyen zihin sağlığı krizi, sadece bireylerin yaşam kalitesini değil, şirketlerin verimliliğini, bağlılığını ve nihayetinde kârlılığını da doğrudan tehdit ediyor. Peki, şirketler bu kritik dönüşüm için ne kadar hazır?
Sessiz Salgın: Durgunluk ve Görünmeyen Maliyetler
Elkin Consultancy Kurucusu Elif Elkin, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Çalışan esenliği denince genellikle fiziksel sağlığa odaklanılır, ancak buzdağının görünmeyen kısmı çok daha büyük ve yıkıcıdır: languishing (durgunluk) ve presenteeism (işte verimsiz bulunma). Klinik olarak depresyonda olmasalar bile, çalışanların önemli bir bölümü durgunluk haliyle boğuşuyor; motivasyonsuz, enerjisiz ve tükenmiş hissediyorlar. Bu durumdaki çalışanlar fiziksel olarak işte olsalar da, zihinsel olarak bağlantısız, yaratıcılıktan uzak ve düşük verimlilikle çalışıyorlar. Bu “sessiz istifa” hali, şirketlere yüksek görünmeyen maliyetler çıkarıyor; çünkü işgücünüzün tam potansiyelini kullanamadığı her an, kaçırılmış bir fırsat ve doğrudan bir kayıptır.”
Stresin Yıkıcı Etkisi ve Türkiye’nin Gerçekleri
Zihin sağlığının belki de en somut ve yaygın göstergesi olan stresin, iş performansına yönelik en büyük tehditlerden biri olduğuna dikkat çeken Elif Elkin, “Gallup’un Küresel Duygu Durumu araştırması, Türkiye’nin bu konuda çarpıcı bir tablo çizdiğini gösteriyor: Ülkemiz, yüzde 64’lük ‘Önceki gün stresli hissettiniz mi? Evet’ oranıyla dünya sıralamasında Afganistan ve Lübnan’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Aynı araştırmada ‘Önceki gün öfkeli hissettiniz mi?’ sorusuna verilen yanıtlarda da ikinci sıradayız.
Araştırmalarda, kadınların her kategoride erkeklere göre daha fazla stres yaşadığı da dikkat çekici. Bu yüksek stres seviyesi, sadece bireysel tükenmişliğe yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda şirketlerin iş-yaşam dengesini destekleme konusundaki yetersizliğini de ortaya koyuyor. Genç profesyonellerin yalnızca yüzde 32’si, deneyimli profesyonellerin ise yüzde 46’sı şirketlerinin iş ve özel hayat dengesine önem verdiğini belirtiyor. Pazartesi sendromunun ötesine geçen bu durum, çalışanların işe enerjik başlama oranlarındaki ciddi düşüşlerle de kendini gösteriyor” dedi.
Bütünsel Esenliğe Geçiş: Neden Artık Bir Lüks Değil?
Elif Elkin, çalışan esenliği programlarının bir ekstra değil, gereklilik olduğuna da değindi: “Global Wellness Institute’un 2024 raporu, küresel esenlik ekonomisinin 2023’te 6.3 trilyon dolara ulaştığını ve 2028’de 9.0 trilyon dolara yükseleceğini öngörüyor. Bu raporun altını çizdiği gibi, esenlik artık tüketiciler için bir lüks veya isteğe bağlı bir harcama değil, sağlıklı bir yaşam sürdürmek, bağışıklığı güçlendirmek, uzun ömürlülüğü artırmak ve zihinsel dayanıklılığı geliştirmek için temel bir gereklilik haline geldi.
İş yerleri için bu, bütünsel bir esenlik yaklaşımını benimsemek anlamına geliyor. Sadece fizyolojik ihtiyaçlara odaklanmak yeterli değil; zihinsel ve duygusal esenlik (stres yönetimi, psikolojik destek), finansal esenlik (finansal okuryazarlık, ücretlendirme adil politikaları) ve sosyal esenlik (güçlü ekip kültürü, iş-yaşam dengesi, adil yönetim) de bu bütünün ayrılmaz parçalarıdır. Çalışanlar, hayatlarındaki stres faktörlerinin (finansal kaygılar, ailevi sorunlar, zihinsel yorgunluk) doğrudan iş performanslarını etkilediğinin farkındalar. Dolayısıyla, esenlik programları bir “ekstra” değil, çalışan verimliliğinin ve bağlılığının temelini oluşturan stratejik bir yatırımdır.”
Liderlerin Rolü: Dönüşümün Anahtarı
Zihin sağlığı krizine karşı iş yerlerini hazır hale getirmenin anahtarının, liderlerin proaktif yaklaşımında yattığının altını da çizen Elkin, “Öncelikle, ihtiyaç analizi yaparak çalışanların gerçek sorunlarını ve beklentilerini anlamak gerekiyor. Her şirketin dinamikleri farklıdır ve tek tip çözümler yerine, şirkete özgü, kapsayıcı programlar tasarlanmalıdır.
En kritik adım ise liderlik taahhüdü ve katılımıdır. Esenlik programları sadece İnsan Kaynakları departmanının sorumluluğu olmaktan çıkarılmalı, üst yönetimden başlayarak tüm liderler bu kültürü benimsemeli ve desteklemelidir. Çalışanlar, yöneticilerinin kendilerinin ve ekip üyelerinin zihinsel sağlığına ne kadar değer verdiğini ve bu konuyu ne kadar ciddiye aldığını görmelidir. Liderlerin kendi kırılganlıklarını paylaşması, destekleyici bir dil kullanması ve empati göstermesi, güven ortamının oluşmasında ve çalışanların yardım isteme cesaretini bulmasında hayati önem taşır.
Ayrıca, programların etkisi ölçümlenmeli ve sürekli iyileştirilmelidir. Katılım oranları, devamsızlık verileri, çalışan memnuniyeti anketleri ve hatta sağlık giderlerindeki değişimler gibi metrikler takip edilmeli, geri bildirimlerle programlar dinamik olarak güncellenmelidir. Ölçülemeyen bir şeyi yönetmek mümkün değildir” dedi.
Sonuç: Esenlik Odaklı Bir Gelecek İnşa Etmek
Elif Elkin son olarak, “Zihin sağlığı krizi kapıda değil, zaten içindeyiz” diyerek sözlerini şöyle noktaladı: “Ancak bu kriz, aynı zamanda şirketler için bir dönüşüm fırsatı sunuyor. Çalışanların zihinsel ve bütünsel esenliğine yatırım yapmak, artık sadece insani bir sorumluluk değil, aynı zamanda verimliliği artıran, yetenekleri çeken, mevcut yetenekleri elde tutan ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyen akıllı bir iş stratejisidir.
Liderler, bu “kusursuz fırtına” döneminde eski alışkanlıklarından vazgeçme ve ezberleri unutma cesaretini göstererek, krizden bir dönüşüm yaratabilirler. Çalışanlarını sadece birer kaynak değil, potansiyelleri beslenmesi gereken değerli bireyler olarak gören kurumlar, geleceğin rekabetçi iş dünyasında yalnızca ayakta kalmakla kalmayacak, aynı zamanda gelişecektir. Zihin sağlığının önceliklendirildiği, esenlik odaklı bir şirket kültürü inşa etmek, hem insanlar için daha iyi bir dünya hem de işletmeler için daha parlak bir gelecek anlamına geliyor.”
GÜNCEL
Trump: “Çin ile ticaret anlaşması imzaladık, sorada Hindistan var”
ABD Başkanı Donald Trump, Çin ile ticaret anlaşması imzaladıklarını, Hindistan ile de “büyük” bir anlaşma yapabileceklerini söyledi.

Yayınlanma:
1 gün önce|
27/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Trump, Beyaz Saray’da düzenlenen etkinlikte, ekonomiye dair açıklamalarda bulundu.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer’ın ülkelerle ticaret anlaşması yapmak için “fazla mesai” yaptıklarını ifade eden Trump, “herkesin anlaşma yapmak istediğini” dile getirdi.
Trump, birkaç ay önce basının “Gerçekten ilgilenen birileri var mı?” diye sorduğuna işaret ederek, “Daha dün Çin ile imzaladık. Herkesle anlaşma yapmayacağız. Bazılarına sadece bir mektup gönderip ‘Çok teşekkür ederiz, yüzde 25, 35, 45 tarife ödeyeceksiniz.’ diyeceğiz.” ifadesini kullandı.
“Harika” anlaşmalar yaptıklarını belirten Trump, “Belki Hindistan ile çok büyük bir anlaşma yolda. Hindistan’ı açacağız. Çin anlaşmasında ise Çin’i açmaya başlıyoruz. Daha önce asla mümkün olmayan şeyler gerçekleşiyor. Her ülkeyle ilişkimiz çok iyi durumda.” diye konuştu.
Trump, tarifeler sayesinde yapılan yatırımlara ve kurulacak fabrikalara değinerek, çip şirketi Texas Instruments’ın de ABD’de 60 milyar dolar harcayacağını bildirdi.
“Fed’in faiz oranını düşürmesi faydalı olurdu”
Trump, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’a yönelik eleştirilerine de devam ederek, “Eğer Fed’de faiz oranlarını biraz düşürecek bir kişi olsaydı, bu faydalı olurdu. Bu adamla mücadele etmemiz gerekiyor, işini yapmıyor.” dedi.
2 puan faiz indirilmesinin 600 milyar dolar tasarruf sağlayacağını öne süren Trump, “Sadece bir kalem darbesiyle, bir cümleyle 1 trilyon dolar tasarruf edebilirsiniz. En yüksek faiz oranlarından birine sahip olmamız utanç verici. En düşük biz olmalıydık.” ifadesini kullandı.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (848)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.144)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (453)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.853)
- GÜNCEL (3.239)
- GÜNDEM (3.202)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.255)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (477)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.061)
- Ali Coşkun (25)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (65)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (570)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (36)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Türkiye’de Sıfır Atık Hibe Programı: 6.3 Milyon Avroluk Fırsat

Gayri Resmi İşlemler ve Finansal Tablolara Etkisi: Görünmeyen Riskler

ZİHİN SAĞLIĞI KRİZİ KAPIDA!

AB, Anti-Greenwashing Düzenlemesini Askıya Alıyor

Trump: “Çin ile ticaret anlaşması imzaladık, sorada Hindistan var”

Şirketlerde Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği Neden Şart Olmalı?

CGTN: Çin ve Orta Asya ülkeleri iş birliğini pekiştirme sözü verdi

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Firma Finans Bilinci Neden Stratejik Bir Güçtür?

Finansın En Önemli 10 Formülü ve Önemi

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül

SÖZCÜ: Bankalar 12 milyarlık borç sattı
- 2. el araçta '6 ay-6 bin km' şartı uzadı 28/06/2025
- SON DAKİKA | Borsa günü yükselişle tamamladı 27/06/2025
- Kamu işçilerinde ikinci zam teklifi belli oldu! Türk-İş Başkanı Atalay'dan açıklama geldi 27/06/2025
- SON DAKİKA | Kamu işçilerinin zam pazarlığında ikinci teklif belli oldu 27/06/2025
- Doğal gaz ithalatı nisanda rekor artış gösterdi 27/06/2025
- Fed'in yakından izlediği enflasyon verisi tahminleri aştı 27/06/2025
- Türkiye'nin lisanslı elektrik üretimi nisanda yüzde 11 arttı 27/06/2025
- "Fed Başkanlığına faiz oranlarını düşürmek isteyen birini seçeceğim" 27/06/2025
- Açığa satış yasağı uzatıldı 27/06/2025
- Resmi Gazete'de bugün (28.06.2025) 27/06/2025
- Roger Federer uzun vadeli anlaşmalarla tenis milyarderi oldu 27/06/2025
- Trump, Kanada ile ticaret görüşmelerini sonlandırdıklarını duyurdu 27/06/2025
- Trump’ın doğumla vatandaşlığı sınırlayan kararının önündeki engel kaldırıldı 27/06/2025
- ABD'de tüketici güveni yukarı yönlü revize edildi 27/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı