Merkez Bankası’nın kriptoyla ödeme yasağı ne anlama geliyor?
Kripto para piyasası ve bu mecrada finansal teknoloji geliştiren şirketler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın kripto varlıklarla ödemeyi yasaklayan düzenlemesiyle yeni bir döneme giriyor. Peki bu düzenleme nasıl etki yaratacak, piyasada alım-satım işlemlerini doğrudan etkileyecek mi, dünyadaki uygulamalar ne yönde, kamuoyunda düzenleme nasıl yankılandı? İşte 6 maddede çok konuşulan kripto düzenlemesi
Merkez Bankası’nın kripto parayla ödemeyi yasaklayan düzenlemesi kripto para piyasasında büyük yankı uyandırdı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıklamasını takiben gelen bu düzenleme kripto varlıkların Türkiye’de sınırlanmasına yönelik yeni bir hamle olarak algılandı.
Peki bu düzenleme ne anlama geliyor? İşte 6 soruda düzenlemenin detayları…
1- Merkez Bankası neden böyle bir adım attı?
Türkiye’de bir zamandır kripto varlıklara yönelik düzenleme sinyalleri söz konusuydu. Bu konudaki ilk açıklamalardan biri Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’dan gelmişti. Elvan, bu alanda düzenleme yapılacağına işaret etmişti. Elvan’ın açıklamalarını takip eden dönemde Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan konuyla ilgili açıklama gelmişti. Bu açıklamada MASAK’ın piyasa aktörlerinden bilgi talep edebildiğini, bunun da MASAK’ın görev ve sorumlulukları dahilinde olduğunu belirtti.
Açıklamada şu ifadeler kullanılmıştı: “Son yıllarda gündemde yer alan kripto varlıklar, özellikleri itibarıyla kullanıcılarına bazı kolaylıklar sağlıyor olsa da, anonim bir yapıda olmaları dolayısıyla suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı faaliyetlerinde de yoğun olarak kullanılabilmektedir.
MASAK’ın görev ve yetkileri çerçevesinde ve bu suçlarla mücadele kapsamında kripto varlık alım-satım platformları gibi alanlarda faaliyet gösteren aktörlerden bilgi talep edilebilmektedir. Yapılan çalışma da MASAK’ın görev ve sorumlulukları içerisinde bulunmaktadır.”
Merkez Bankası’nın bu yönetmeliği MASAK’ın bu hamlesinden günler sonra geldi. Merkez Bankası böyle bir düzenlemeye neden ihtiyaç duyulduğunu açıklayan duyurusunda gelecekte oluşabilecek telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere dikkat çekti. Açıklamada gerekçeye ilişkin şu ifadeler kullanıldı:
Son dönemde, söz konusu varlıkların ödemeler alanında kulanılmasına ilişkin çeşitli girişimlerin oluşmaya başladığı gözlenmiştir. Bu varlıkların ödemelerde kullanılmasının, yukarıda bahsedilen sebeplerle işlemin tarafları açısından telafisi mümkün olmayan mağduriyetler yaratma ihtimali bulunduğu ve bu alanda mevcutta kullanılan yöntem ve araçlara karşı güven zaafiyeti meydana getirebilecek unsurlar içerdiği değerlendirilmektedir.
2- Düzenleme ne içeriyor, hangi işlemleri yasaklıyor?
Resmi Gazete’de yer alan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yönetmeliğine göre kripto varlıklar ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamayacak.
Yönetmeliğe göre kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılmasına yönelik hizmet sunulamayacak Ödeme hizmeti sağlayıcıları, ödeme hizmetlerinin sunulmasında ve elektronik para ihracında kripto varlıkların doğrudan veya dolaylı olarak kullanılacağı bir şekilde iş modelleri geliştiremeyecek, bu tür iş modellerine ilişkin herhangi bir hizmet sunamayacak.
Ödeme ve elektronik para kuruluşları, kripto varlıklara ilişkin alım satım, saklama, transfer veya ihraç hizmeti sunan platformlara veya bu platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık edemeyecek.
Düzenlemeye ilişkin sosyal medyaya da yansıyan ilk tepkiler kripto paraların alım-satımına yönelik yasak geldiği şeklinde algılandı. Fakat düzenlemede böyle bir yasak söz konusu değil.
Genel olarak kripto varlık alım-satımına aracılık eden platformlara yönelik olarak Ödeme Hizmetleri Kanunu veya bu Yönetmelik kapsamında bir düzenleme yapılmamış ve bu kapsamda ilgili platformların kripto varlık alım-satım işlemlerine aracılık etmelerine ilişkin bir yasak söz konusu değil.
4- Borsalara ödeme kuruluşlarından transfer yasaklandı mı?
Yönetmelikte ödeme ve elektronik para kuruluşlarının kripto varlık alım satımı hizmeti sunan platformlardan yapılacak fon aktarımına aracılık edemeyecekleri belirtildi. Bu nedenle yürürlük tarihi olan 30 Nisan 2021’den itibaren kripto varlık alım satımına aracılık eden platformlardan para gönderirken ödeme ve elektronik para kuruluşlarından yararlanma sınırlanmış oldu. Bu işlemlere ilgili platformların anlaşmalı olduğu diğer kuruluşlardan devam edilmesi söz konusu.
Bloomberg HT’ye konuk olan Blockchain Türkiye Platformu Yönetim Kurulu Üyesi ve TÜSİAD Teknoloji Hukuku Grubu Başkanı Av. Dr. Çiğdem Ayözger Öngün, Resmi Gazete’de yayımlanan TCMB yönetmeliğine göre, Türkiye’de ödemelerde kripto varlıkların doğrudan ya da dolaylı olarak kullanılmasını engelleyen kararı değerlendirdi.
Öngün konuya ilişkin olarak, “TCMB bu düzenlemeyle, elektronik para kuruluşlarının ve ödeme kuruluşlarının aracılık faaliyetlerinde kripto para kullanımını yasaklamış oldu. Bu engel 30 Nisan’da yürürlüğe girecek. Düzenleme bütün bankacılık sistemi için verilen bir karar değil, sadece fintech’ler için geçerli. Karar ile ödeme kuruluşu lisansıyla kripto para alanında inovatif fikirleri olanların önü kapandı. Yasaklayıcı her düzenleme inovasyonun önünde engeldir.” ifadelerini kullandı.
5- Dünyada bu yönde hangi uygulamalar söz konusu
Bazı ülkeler de kripto paralara karşı daha sert bir düzenleyici tutum takınarak piyasaları kontrol altında tutarken, kendi merkezi dijital paralarını geliştirmek için çalışıyor.
Örneğin, Çin blokzincir ve dijital para teknolojisine büyük bir önem verirken, kripto paralara karşı daha farklı bir tutum takınıyor. Geçmişte birçok kripto para arzını yasaklayan ya da durduran Çin, aynı zamanda ülkedeki birçok kripto para borsasının da kapanmasına neden olmuştu.
Tüm bu yasaklara rağmen kendi merkezileştirilmiş dijital parasını yaygınlaştırmak istemesinden dolayı Çin blokzincir ve dijital para teknolojisine yönelmek istiyor. Çin belirli bölgelerde kendi merkezileştirmiş dijital parasının denem kullanımlarına başlarken ve salgın sürecinde bunları harcama çekleri dağıtmak için kullandı. Ülke kripto paralara karşı tutumunu yasal zeminde hala değiştirmiş değil.
Hindistan ise Mart ayı başında yaptığı bir açıklamada, kripto paraları yasaklamayı planladığını söylemişti. Yapılan açıklamada, Bitcoin gibi özel kripto paraların yasaklanacağı belirtilirken, bu sürede dijital paralar için yasal bir çerçevenin oluşturulacağı vurgulanıyordu.
6- Kamuoyunda nasıl yankılandı?
Kararın Resmi Gazete’de açıklanmasını takiben sosyal medyada düzenlemeye tepkiler yükseldi.
Karara ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu tepki de gösterdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu Twitter’dan yaptığı açıklamada “Bu konunun tüm paydaşları ile oturup, istişarelerde bulunacağım” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, yasa dışı bahis ve dolandırıcılık gibi suçlardan elde edilen gelirlerin kripto varlıklar aracılığıyla aklanmasını önlemeye yönelik aldığı yeni önlemler şu şekilde özetlenebilir:
İşlem Açıklaması Zorunluluğu:
Kripto varlık transferlerinde işlem yapan kullanıcılardan en az 20 karakterlik işlem açıklaması alınması zorunlu hale getirilecek.
Platformlar, kullanıcıların fon kaynakları ve transfer amaçları hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışacak.
Seyahat Kuralı Uygulanmayan Çekimlere Zaman Sınırlaması:
Suç gelirlerinin hızlıca sistem dışına çıkarılmasını engellemek amacıyla:
İlk defa yapılacak çekimlerde 72 saatlik bir bekleme süresi uygulanacak.
Diğer işlemlerde ise en erken 48 saat sonra çekim yapılabilecek.
Stabil Kripto Paralara Limit Getirilmesi:
Sabit değere sahip stabil coin’ler için yeni kısıtlamalar uygulanacak:
Günlük transfer limiti 3.000 dolar,
Aylık transfer limiti 50.000 dolar olacak.
Seyahat kuralı uygulayan platformlarda bu limitler iki katına kadar artırılabilecek.
Meşru Kullanıcılar İçin Esneklik:
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, düzenlemelerin kripto varlık ekosistemini zorlamadan suç gelirlerine karşı mücadeleyi güçlendireceğini vurguladı.
Likidite sağlayıcıları, piyasa yapıcıları ve işlem kaynaklarını belgeleyen kullanıcılar için transfer limitleri uygulanmayacak.
Uyum Sağlamayan Platformlara Yaptırımlar:
Yeni kurallara uymayan platformlar için ciddi idari yaptırımlar, lisans iptali ve mali cezalar uygulanabilecek.
Bakan, platformların yükümlülüklerini yerine getirmesinin hem kullanıcıların korunması hem de finansal sistemin güvenliği açısından hayati önem taşıdığını belirtti.
Bu önlemler, kripto varlıklarla yapılan suç gelirlerinin aklanmasını engellemeye yönelik adımlar olup, yasal çerçeveye uyan kullanıcılar için esneklik sağlarken, düzenlemelere uymayan platformlar için ciddi yaptırımlar öngörülmektedir.
21 Haziran 2025 tarihli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) basın duyurusu ile makroihtiyati çerçevede yapılan değişiklikleri ve bunların Türk lirasına geçişi destekleme amacı ile değişikliğe gitti:
Düzenlemelerin anlamını madde madde şöyle açıklayabiliriz:
1. TL Mevduat Payı Hedefleri
Gerçek kişi TL mevduat oranı %60’ın altında olan bankalar için hedef artırıldı.
%60-%65 arasında olan bankalara ise aylık %0,4 puan artış hedefi getirildi.
Bu düzenleme, bankaların TL mevduat toplamını artırmalarını teşvik ediyor. TL’ye geçiş hızlandırılmak isteniyor.
2. KKM Zorunlu Karşılık Oranı Arttırıldı
Kur Korumalı Mevduat (KKM) için zorunlu karşılık oranı %33’ten %40’a çıkarıldı.
Yani bankalar artık daha fazla karşılık ayırmak zorunda, bu da KKM’yi daha maliyetli hale getiriyor.
Dolayısıyla KKM’den çıkış teşvik ediliyor, TL vadeli mevduata geçiş isteniyor.
3. KKM Faiz Sınırlaması Gevşetildi
KKM hesaplarında uygulanabilecek asgari faiz oranı, politika faizinin %50’si yerine %40’ı olarak belirlendi.
Bankaların KKM’ye uygulayacağı faiz düşürülebilecek. Yine KKM’nin cazibesi azaltılıyor.
4. KKM’den TL’ye Geçiş
KKM’den TL mevduata geçişi teşvik için hedef korunurken, KKM’nin yenilenmesi sınırlandırılıyor.
Bu, KKM’den TL’ye dönüşü zorunlu ve sürekli hale getirmeye yönelik bir adım.
5. TL Mevduata Geçişi Kolaylaştırıcı Adım
1 aydan uzun vadeli ve değişken faizli TL mevduat açılmasına izin verildi.
Günümüz finans dünyasında yatırımcılar adeta birer kriz savaşçısı haline geldi. Son 30 yılda yaşanan ekonomik, jeopolitik ve finansal sarsıntılar, yatırımcıların reflekslerini keskinleştirdi, risk algılarını yeniden şekillendirdi. Ancak bu “alışma” hali bir bağışıklık mı yoksa rehavet mi, tartışmaya açık.
Şoklara bağışıklık mı kazandık?
Yatırımcılar artık krizleri sadece endişe verici gelişmeler olarak değil, fırsat alanları olarak da görebiliyor. Bunun başlıca nedenleri:
Merkez bankalarının krize müdahale refleksleri güçlendi. “FED put” olarak adlandırılan politika sayesinde yatırımcılar diplerde alım yapma cesaretini artırdı.
Davranışsal finans bilgisi yayıldı; sürü psikolojisi daha bilinçli değerlendiriliyor.
Portföy çeşitliliği arttı: Hisse senetleri, altın, kripto, emtia gibi alternatif yatırım alanlarına yönelim yükseldi.
Ancak bu bağışıklık yanıltıcı olabilir. Tarih defalarca gösterdi ki her yeni kriz kendi doğasını taşır ve eski çözümler her zaman işe yaramaz.
Yakın tarihteki büyük piyasa şokları
Aşağıdaki tablo, son 35 yılda yatırımcıların karşı karşıya kaldığı önemli piyasa şoklarını özetliyor:
Yıl
Olay
Etkisi
1987
Kara Pazartesi
Dow Jones %22 düştü. Panik satışlar algoritmik işlemleri tetikledi.
1997
Asya Krizi
Tayland’dan başlayan kriz Asya borsalarını çökertti.
1998
Rusya Krizi – LTCM
Hedge fonların sistemik riski ortaya çıktı. FED müdahale etti.
2000
Dot-com Balonu
Teknoloji hisseleri %70’ten fazla düştü. Nasdaq çakıldı.
2008
Küresel Finansal Kriz
Lehman Brothers battı, dünya resesyona girdi.
2010–2012
Avrupa Borç Krizi
Yunanistan ve Güney Avrupa ekonomileri sarsıldı.
2016
Brexit
Sterlin tarihi düşüş yaşadı. Avrupa’da birlik tartışıldı.
2020
COVID-19
Piyasalar çöktü. Petrol negatife indi. Genişlemeci politikalar devreye girdi.
2022
Ukrayna-Rusya Savaşı
Enerji ve tarım fiyatları patladı, küresel enflasyon başladı.
2023
Bankacılık Krizi (SVB, Credit Suisse)
Bankacılık sistemine güven sorgulandı. Risk iştahı azaldı.
2024–2025
İran-İsrail Gerginliği
Orta Doğu kaynaklı jeopolitik risk yeniden fiyatlandı.
Yatırımcının yeni refleksleri
Günümüz yatırımcısı geçmişe kıyasla daha stratejik davranıyor:
“Buy the dip” (düşüşte al) mantığı benimsendi.
Hızlı portföy rotasyonu ve likiditeye yönelim arttı.
Algoritmik işlemler sayesinde tepkiler daha hızlı ancak daha volatil.
Tehlike: krizlere alışmak
Yatırımcılar krizlere alıştıkça, bazı tehlikeli eğilimler de doğuyor:
Rehavet: “Nasıl olsa merkez bankaları kurtarır” düşüncesi hâkim olabilir.
Aşırı risk alma: Kriz sonrası sert yükselişler beklentisiyle riskli varlıklara aşırı yönelim.
Gerçek risklerin göz ardı edilmesi: Jeopolitik ya da yapısal riskler yeterince fiyatlanmıyor olabilir.
Bağışıklık mı, körlük mü?
Yatırımcılar şoklara karşı daha hazırlıklı olabilir ancak bu hazırlık, rehavete dönüşmemeli. Finansal sistem her zaman yeni riskler üretmeye devam eder. Bugün yaşanabilecek bir jeopolitik kriz, iklim krizi, siber saldırı veya küresel borç sorunu, piyasaları yeniden sarsabilir.
Bu nedenle yatırımcı için en önemli kural hâlâ geçerli:
“Geçmişteki krizleri hatırla, ama bir sonrakinin farklı olacağını unutma.”