Connect with us

GÜNCEL

Mobil cihazların güvenliğiyle ilgili uzmanı uyardı

İstanbul Arel Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Dr. Öğretim Üyesi Ünal Küçük, mobil cihazların güvenliği ve güvenli kullanımı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Hizbullah üyelerine yapılan saldırının donanımsal olduğunu ifade eden Küçük, ülkemizde mobil cihazlarının güvenliğinin sağlanması için donanımsal ve yazılımsal anlamda yapılan denetimlerin hassasiyetle yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

Yayınlanma:

|

Hizbullah üyelerinin çağrı cihazları ve telsizlerinin patlatılmasının ardından ülkemizde kullanılan mobil cihazların güvenliği kamuoyunda tartışılan konular arasında yer alıyor. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan İstanbul Arel Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Dr. Öğretim Üyesi Ünal Küçük, mobil cihazlarda yerli üretimin güvenlik önlemlerini artıracağını ve yerli üretimle beraber özellikle donanımsal alanda denetimlerin titizlikle yapılması gerektiğini vurguladı.

“Müdahale edilmemiş cihazlarda patlama riski yoktur”

Standart cep telefonu ya da mobil cihazın içinde patlayabilecek tek şeyin pil olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Ünal Küçük, yazılımla pilin patlamasının mümkün olmadığını belirtti. Özellikle cep telefonlarının yazılım yoluyla saldırı amaçlı kullanılamayacağını sözlerine ekleyen Küçük, donanımsal olarak müdahale edilmemiş cihazlarda patlama riskinin olmayacağını belirtti.

Dr. Öğretim Üyesi Ünal Küçük, “Özel bir yazılım işlemcide yoğun işlem yaparak telefonun çok güç harcamasına sebep olursa, cep telefonunuz aşırı ısınabilir. Bu da kalitesiz bir li-ion pilin patlamasına sebep olabilir. Bu çok nadiren yaşanabilir ve hayati tehlikesi sınırlıdır. Anında olmaz. Benzer olay, çok işlemci ve grafik performansı isteyen bir oyun yazılımda da olabilir. Dolayısıyla bunlar terör amacıyla kullanılabilecek şeyler değildir. Ancak telefonunuza müdahale edilmişse, patlama olayı her zaman mümkündür. Üstelik telefonunuz, internete bağlı ve konum bilgisi de verdiğinde telefon içine yerleştirilecek bir patlayıcı ile telefon bir silah olarak kullanılabilir. Bu noktada satılan telefonların sadece bir firmaya ait olmaması, nereye ve kime satılacaklarının bilinmemesi bu tür saldırıların ihtimalini düşürebilir. Fakat birileri rasgele kişilere zarar vermek isterse, telefonu açıp müdahale etmesi gerekir. Dolayısıyla, müdahale edilmemiş cihazlarda böyle bir patlatılma riski yoktur” dedi.

Özellikle ithal edilen mobil cihazların kontrol edilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Ünal Küçük, bu tür ürünlerin ülke içinde üretilmesinin önemli bir güvenlik sağlayabileceğini fakat dağıtım noktasında da denetimlerin yapılması gerektiğini ifade etti.

İstanbul Arel Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Ünal Küçük, “İthal edilen bir ürünün içinde patlayıcı olup olmadığı test etmek mümkündür. Öte yandan bu ürünlerin ülke içinde üretilmesi üretim noktasında yapılan müdahaleler düşünüldüğünde önemli bir güvenlik sağlar, ancak dağıtım noktasındaki müdahaleler engellenmediği takdirde bu güvenlik sorunu aşılamaz. Bu nedenle bu türden cihazların yetkisiz müdahaleler de, mutlaka iz bırakıcı bir takım bilgiler sağlaması güvenliği artırıcı önlemler arasındadır. Bu da yazılımda siber güvenliği çok daha önemli hale getiriyor. Birileri cep telefonunu açıp, müdahale ederse, telefonun bunu anlaması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Sertifikasız ve güvenli olmayan sitelere girmeyin”

Mobil cihazların güvenliği için, güvenilir olmayan web sitelerine girilmemesi ve sertifikası olmayan yazılımların mobil cihazlara yüklenmemesi gerektiğini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Ünal Küçük, üretici firmalarının ise cihaz hakkında hassas bilgileri tüketicilerle paylaşmasının cihaz güvenliği bakımından önemli olduğunu belirtti.

Dr. Öğretim Üyesi Küçük; “Sağlam cihazın öncelikle kullanıcının kolaylıkla ölçebileceği parametreleri, örneğin; ağırlık vb. katalog bilgilerinde çok hassas biçimde belirtilmelidir. Telefon üreticileri kullanıcıların özel bir cihaz olmadan anlayabileceği bu türden özellikler üzerinde çalışmalıdır. İkinci alınabilecek önlem ise cihazların x-ray görüntülerinin veya cihazın iç detaylarını gösteren manyetik ya da benzeri görüntülerinin telefonla birlikte üretici tarafından denetim kuruluşlarına verilmesi ve dağıtım kanallarında veya satış noktalarında bunların doğrulanmasıdır.

Patlama ile ilgili konuda bireysel olarak yapılabilecek çok bir kontrol yok. Bu konuda yasal denetim mekanizmaları devrede olmalıdır. Tüketici en fazla, eğer yapabiliyorsa üreticinin deklare ettiği özelliklerin olup olmadığı kontrol edebilir. Onaylanmamış yazılımların yüklenmemesi, sertifikasız ve güvenilir olmayan sitelere girilmemesi tavsiye edilebilir. Pilden kaynaklanabilecek patlamalara karşı, telefonunuz aşırı ısınıyorsa şarjdan çekebilir, özellikle sıcak ortamlara maruz kalmasını engelleyebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Limonlar Kredi Aldığında: Asimetrik Bilginin Finansal Sistemdeki Yankısı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankaların kredi sistemlerinde giderek daha sık karşılaştığımız bir tablo var: Gerçek kredi değerliliği taşımayan birey veya işletmelere, sistemsel boşluklar nedeniyle kredi limitleri açılıyor. Kredi puanı iyi görünüyor, limit mevcut—ama geri ödeme kabiliyeti yok. Neye benziyor, biliyor musunuz? George Akerlof’un 1970’te yazdığı kendisine Nobel iktisat ödülü aldıran “limon piyasası”na.

Asimetrik Bilgi Sorunu:

Akerlof’un teorisinde, alıcı ve satıcı arasındaki bilgi dengesizliği nedeniyle kaliteli ürünler (iyi arabalar) piyasadan çekilir, yerine “limonlar” (kötü arabalar) kalır. Bugünün kredi sisteminde ise:

  • Banka, müşterinin gerçek riskini göremiyor (ya da görmek istemiyor).
  • Müşteri, sistemin sunduğu limitlere ulaşıyor, kredi kullanıyor.
  • Böylece finansal piyasada “limon” krediler çoğalıyor: riskli, sürdürülemez, görünürde aktif.

Sonuç Ne Olur?

  • Gerçek değerliliğe sahip kullanıcılar daha pahalı krediye ulaşır.
  • Sistem, kendi içindeki çürüklüğü fark edemez.
  • Uzun vadede bu asimetrik bilgi, toplu bir güven krizine dönüşür. Tıpkı Akerlof’un uyardığı gibi…
  • Finansal sistemler gelişiyor, algoritmalar daha sofistike hale geliyor—ama hâlâ “insanı” göremeyen modellerle çalışıyoruz. Kredi vermek sadece matematik değil; güvenin, bağlamın ve davranışsal içgörünün birleşimidir.
  • “Kredi sadece bir limit değil, bir güven oyudur.”

Kredi sistemleri giderek daha sofistike hale geliyor. Algoritmalar, puanlama sistemleri, dijitalleştirilmiş değerlendirme modelleri… Peki ama hâlâ “insanı” göremeyen bu sistemler gerçekten güvenli mi?

George Akerlof, 1970’te “limon piyasası” teorisini ortaya attığında otomobil piyasasını örnek gösteriyordu. Bugün ise aynı teoriyi bizzat kredi piyasasının içinde yaşıyoruz: asimetrik bilgi, yani tarafların eşit derecede bilgi sahibi olmaması, sistemi yavaş yavaş çürütüyor.

Gözlemlerimden İki Sessiz Hikâye

Firma kârlı göründü, konkordatoya girdi. Bir yıl önce denetimini yaptığım bir firmayla denetim sırasında yaşadığımız bir anlaşmazlık yüzünden yollarımız ayrılmıştı. Geçtiğimiz günlerde konkordato ilan ettiklerini öğrendim. İlginçtir: Banka kredileri denetim sonrası son bir yılda ciddi oranda artmıştı. Bilanço ise temizdi—görünürde. Ama içini bilen biri olarak şunu söylemeliyim: stoklar şişirilmişti. Sayım tutanakları arasındaki fark 3 milyon dolar kadardı.

Stoklar yalansa, bilanço da yalandır. En kolay oynanan kalem de budur çünkü. “Stoklarda 3 milyon dolarlık yapay bir değerleme vardı—bu, bilanço üzerinde kar gibi görünse de gerçekte zarardı.” Bankalar ne yaptı? Kağıt üstündeki görüntüye bakıp kredi verdiler. Mali analizlerin yapamadığı tek şey stok denetimidir, stoklarda ne yazıyorsa kabul edilir. Şu sorularla meşgul olduklarını da hiç zannetmiyorum: Stok sayım tutanak raporu mevcut stoklarla karşılaştırıldı mı? Stok sayım tutanağını kim hazırlamış? Bağımsız denetim mi yoksa şirket personeli mi? Firma son yıllarda matrah artırmış mı? Tedarikçi bakiye hareketleri stok değer hareketleriyle uyumlu mu? Stoklarda dikkat çekici bir durum var mı? Hammadde stoğu mamül stoğundan fazla mı? Şirket ERP sisteminden stok değerleme raporu alındı mı? Sorular çoğaltılabilir.

Çalışanlarına maaşlarını ödemeyen firma, kredi kullanıyor.

Geçenlerde eski bir öğrencim aradı: Çalıştığı firma 3 aydır maaş ödemiyormuş ama aynı zamanda bankalardan kredi kullanmaya devam ediyormuş. Hatta patronunun yeni bir konut satın aldığını duymuş. Bana sorduğu soruya gelirsek: “İş davası açarsam banka hesaplarına bloke konulur mu?

Banka sistemleri SGK kayıtlarını kontrol etse, firmanın 3 aydır sigorta ödemediğini görecekti. Ama görmedi. Çünkü sistem, sadece rakama ve geçmiş skora bakıyor—insan hikâyesine değil.

Sonuç: Algoritmalar Belki Zekidir, Ama Kördür

Bugünün kredi algoritmaları geçmiş veriye dayanır, davranışı anlamaz, öyküyü okumaz. Böylece sistem, Akerlof’un tarif ettiği gibi, limonlarla doluyor: Gerçekte riskli olan ama kâğıt üstünde sorunsuz gözüken kredilerle. Sonuç? Gerçekten sağlıklı, krediye erişimi hak eden işletmeler bu gölgelerin altında kalıyor.

Serhat CAN

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Libya’da Kara Para Trafiği: Altın Ticareti Kara Para Aklamanın Neresinde?

Yayınlanma:

|

Yazan:

2011’de Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana Libya, parçalanmış devlet yapısı, milis grupların kontrolündeki bölgeler ve çökmüş kurumlar nedeniyle kara para aklama ve yasa dışı ticaretin merkezi haline geldi. Ülke, bugün sadece bir iç savaş ve siyasi bölünme değil, aynı zamanda uluslararası suç ağlarının stratejik durağı olarak da dikkat çekiyor. Bu suç ağlarının merkezinde ise altın ticareti yer alıyor.

Devletin Çöküşü ve Suç Ekonomisinin Yükselişi

Libya’da merkezi bir otoritenin zayıflığı, yasa dışı finansal faaliyetler için elverişli bir ortam oluşturdu. Ülkede birden fazla güç odağı bulunuyor: Trablus merkezli hükümet, Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi ve çok sayıda silahlı milis grup. Bu aktörler:

  • Limanlar, havaalanları ve sınır geçişlerini kontrol ederek,

  • İnsan, yakıt, uyuşturucu ve maden kaçakçılığı yaparak ya da bu ticaretten “geçiş bedeli” alarak,

  • Kara para trafiğini bizzat yöneten ya da kolaylaştıran yapılar haline gelmiş durumda.

Kara Para Trafiği Nasıl İşliyor?

Kara para trafiği Libya’da üç temel aşamada işliyor:

  1. Yasa dışı gelir elde etme:
    İnsan kaçakçılığı, yasa dışı silah ticareti, fidye, rüşvet ve kaçak petrol ticareti gibi kaynaklardan gelir sağlanıyor.

  2. Fiziki dönüşüm:
    Bu gelir, çoğunlukla altın gibi değerli varlıklara ya da lüks ürünlere çevrilerek izi sürülemez hale getiriliyor.

  3. Yurt dışına aktarım ve aklama:
    Altın, komşu ülkelere (Tunus, Mısır) ya da doğrudan deniz yoluyla Dubai veya Türkiye’ye sevk ediliyor. Burada eritilip yeniden işlenerek belge kazandırılıyor, yani altının “yasa dışı” geçmişi siliniyor.

Altın Ticareti Kara Para Aklamanın Kalbinde

Altın, Libya’daki yasa dışı gelirlerin meşrulaştırılması için en çok tercih edilen araçlardan biridir. Bunun başlıca sebepleri:

  • Kolay taşınabilir ve yüksek değere sahiptir.

  • Fiziki formu değiştirilerek (eritilerek) menşei silinebilir.

  • Lüks tüketim ve mücevher sektörü üzerinden “normalleştirilebilir”.

Altın genellikle Sahra Altı Afrika’dan (Çad, Sudan, Nijer) çıkarılır, Sabha, Kufra ve Misrata gibi kentlerde toplanır ve sonra ya sınırdan çıkarılır ya da Trablus’taki limanlardan Dubai’ye sevk edilir.

Dubai ve Türkiye: Temizleme Durakları

Libya’dan çıkan altın, çoğunlukla Dubai ve Türkiye üzerinden eritilip yeniden belgelenerek legal altın gibi piyasaya sürülüyor. Özellikle:

  • Dubai’deki değerli maden alım-satım merkezleri,

  • İstanbul’daki Kapalıçarşı ve bazı işleme atölyeleri,

bu aklama zincirinde rol oynayabiliyor. Türkiye doğrudan yasa dışı bir aktör olmasa da “gri alan” olarak sistemin içinde yer alabiliyor.

Güzergâh Şeması: Kara Para ve Altın Ticareti

Aşama Rota Açıklama
Kaynak Çad, Sudan, Nijer Kaçak madenlerden çıkan ham altın
Transfer Libya içi (Sabha → Trablus) Milis grupların kontrol ettiği güzergah
Aklama Dubai, Türkiye Altın eritilerek belge kazandırılıyor
Kullanım Avrupa, Körfez, Türkiye Mücevher, yatırım veya döviz karşılığı temiz para

Çifte Kazanç: Suçun Finansal Dönüşümü

Libya’daki suç ekonomisi, sadece yasa dışı kazanç sağlamıyor, aynı zamanda bu kazancı meşru gibi göstererek sisteme entegre ediyor. Böylece:

  • Milis gruplar yasa dışı yollarla hem gelir elde ediyor,

  • Hem de bu geliri altın aracılığıyla legal ekonomiye sokuyor.

Bu sistem, terör gruplarının finansmanında da kullanılabiliyor.

Libya, Küresel Aklama Ağlarının Yeni Durağı

Libya, coğrafi konumu, zayıf yönetimi ve ekonomik çöküşüyle birlikte Afrika ve Orta Doğu arasında bir suç koridoruna dönüşmüş durumda. Altın ticareti ise bu sistemin en stratejik ayağını oluşturuyor.

Bu nedenle Libya’daki altın hareketliliği, sadece bir ticaret meselesi değil, aynı zamanda küresel güvenlik ve finansal şeffaflık meselesidir.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

KKM Dönemi Bitiyor mu? Merkez Bankası Vites Yükseltti

Yayınlanma:

|

21 Haziran 2025 tarihli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) basın duyurusu ile makroihtiyati çerçevede yapılan değişiklikleri ve bunların Türk lirasına geçişi destekleme amacı ile değişikliğe gitti:

Düzenlemelerin anlamını madde madde şöyle açıklayabiliriz:

 1. TL Mevduat Payı Hedefleri

  • Gerçek kişi TL mevduat oranı %60’ın altında olan bankalar için hedef artırıldı.

  • %60-%65 arasında olan bankalara ise aylık %0,4 puan artış hedefi getirildi.

    • Bu düzenleme, bankaların TL mevduat toplamını artırmalarını teşvik ediyor. TL’ye geçiş hızlandırılmak isteniyor.

2. KKM Zorunlu Karşılık Oranı Arttırıldı

  • Kur Korumalı Mevduat (KKM) için zorunlu karşılık oranı %33’ten %40’a çıkarıldı.

    • Yani bankalar artık daha fazla karşılık ayırmak zorunda, bu da KKM’yi daha maliyetli hale getiriyor.

    • Dolayısıyla KKM’den çıkış teşvik ediliyor, TL vadeli mevduata geçiş isteniyor.

3. KKM Faiz Sınırlaması Gevşetildi

  • KKM hesaplarında uygulanabilecek asgari faiz oranı, politika faizinin %50’si yerine %40’ı olarak belirlendi.

    • Bankaların KKM’ye uygulayacağı faiz düşürülebilecek. Yine KKM’nin cazibesi azaltılıyor.

4. KKM’den TL’ye Geçiş

  • KKM’den TL mevduata geçişi teşvik için hedef korunurken, KKM’nin yenilenmesi sınırlandırılıyor.

    • Bu, KKM’den TL’ye dönüşü zorunlu ve sürekli hale getirmeye yönelik bir adım.

5. TL Mevduata Geçişi Kolaylaştırıcı Adım

  • 1 aydan uzun vadeli ve değişken faizli TL mevduat açılmasına izin verildi.

    • Faiz endeksleri (TÜFE, ÜFE, TLREF vs.) ile bağlantılı değişken faizli mevduat açılabilecek.

    • Bu, yüksek enflasyon ortamında TL’ye ilgiyi artırmayı amaçlar.

6. Yabancı Para Mevduat Zorunlu Karşılık Oranı Düşürüldü

  • Yabancı para mevduatın TL karşılığı olarak tutulması gereken zorunlu karşılık oranı %4’ten %2,5’e düşürüldü.

    • Bu, bankaların döviz kaynağı üzerindeki yükü biraz azaltır. Ancak genel politika yine TL’ye geçişi desteklemeye yöneliktir.

GENEL DEĞERLENDİRME

Bu adımların genel amacı:

  • Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkışı hızlandırmak,

  • TL vadeli mevduatın cazibesini artırmak,

  • Bankaları TL’yi teşvik etmeye zorlamak,

  • Para politikasının etkinliğini artırmak (yani faiz kararı ile tasarruf kararları arasındaki bağı güçlendirmek).

Resim

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.